Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/173 E. 2022/246 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/173 Esas – 2022/246
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/173 Esas
KARAR NO : 2022/246

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin kurucusu …’ın ülkemizin ilk üniversiteye hazırlık dershanesi olan ve … Bilimleri Merkezi A.Ş. tarafından kurulmuş olan “Özel … Bilimleri Merkezi Dershanesi” isimli işletmeyi …. yevmiye numaralı sözleşmesi ile … Bilimleri Merkezi A.Ş.’den devraldığını, 1999’da Bakırköy şubesi, 2000’de … şubesi, 2002’de …’de ikinci şubenin açıldığını, gün geçtikçe şube sayısını artıran … Bilimleri Merkezinin Türkiye genelinde 140 şubeye ulaştığını, …’ın, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapılması amacıyla 1997’de … Bilimleri Eğitim Yayımcılık ve Turizm Hiz. AŞ’yi, 2005’te ise davacı … Bilimleri Merkezi Eğitim Hiz. A.Ş.’yi kurduğunu, davacının itiraza mesnet … sayılı markaların sahibi olduğunu, bu markaların … yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile … Bilimleri Eğitim Yayımcılık Ve Turizm Hiz. A.Ş. tarafından davacıya devredilmiş olduğunu, markalarını davacıya devreden … Bilimleri Eğitim Yayımcılık Ve Turizm Hiz. A.Ş.’nin “… Bilimleri” markalarıyla eğitim ve öğretim hizmeti sunumuna 1997’de dershanecilik hizmetiyle başladığını, ardından anaokulu, ilkokul, ortaokul, anadolu lisesi, … lisesi ve kurs olarak devam ettiğini, … Bilimleri esas unsurlu markaların 1997’den itibaren büyük emekler harcanarak ve büyük yatırımlar yapılarak, yoğun ve yaygın kullanım ve tanıtım çalışmaları sonucu, eğitim ve öğretim hizmetleri ve ürünleri bakımından tanınmış marka haline getirdiğini, 1997’den bu yana gerçekleşen kullanımların da davacı kullanımlarına ekleneceğini, davacının markaları ve kullanımlarını www.fenbilimleri.com alan adlı internet sitesinde ve diğer sosyal medya hesaplarında da tanıttığını, davalının 41. sınıf hizmetleri içeren … numaralı “… … bilimleri” ibareli başvurusunun asıl ve ayırt edici unsurunun “… Bilimleri” ibaresi olduğunu, bu ibarenin davacıya ait markaların esas unsurunu oluşturduğunu, eskiye dayalı kullanım nedeniyle SMK 5/2 ve 25/4 maddesi hükümleri kapsamında ayırt edicilik kazandığı ve davacının bu ibare üzerinde kazanılmış hakka sahip olduğunu, davalı başvurusundaki … Bilimleri ibaresinin tanımlayıcı olarak kabul edilemeyeceğini, önceki markanın ayırt ediciliği ne kadar yüksek ise, karıştırma ihtimalinin de o kadar artacağını, “… … Bilimleri” ibaresini gören ve duyan ortalama tüketicilerin davacıya ait “… Bilimleri Okulları” ibareli markalarını hatırlayarak davacı markalarıyla ilişkilendireceğini, işletmenin davacıya ait şube izlenimi uyandırdığını, davalının bu yolla davacının tanınmış markasının itibarından haksız biçimde yararlanarak, hiçbir masraf ve çaba harcamadan, davacı markalarının temsil ettiği imaj ve güveni kendi işletmesine aktarmayı amaçladığını, davalıya ait “… … bilimleri” ibareli işaret ile davacının “… bilimleri okulları”, “… … bilimleri okulları”, “… bilimleri eğitim kurumları” ibareli markalarının, görsel, işitsel, kavramsal ve anlamsal benzerlik taşıdığını, mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması halinde marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasında iltibas tehlikesinin ortaya çıkacağını, davacının … Bilimleri ibaresini tüm fatura ve basılı evraklarında ve tabelalarında kullandığını, örneğin 2001 tarihli …. Gazetesi ekinde verilen deneme kitapçığında ve 2000’li yıllardan itibaren medya takip şirketi tarafından yapılan medya taramalarında, 1997’den bu yana okul yıllıkları, dergiler ve faturalarda sürekli bu ibareleri kullandığını, davacının kullanımlarıyla özellikle “… Bilimleri” ve “… Bilimleri Okulları” ibarelerinin hak sahibi olduğunu ve bu unsurların adeta davacı ile özdeşleştiğini, davacının tescilli markaları, özellikle “… Bilimleri” ibaresinin 1997’den beri büyük emekler harcanarak yoğun ve yaygın kullanım ve tanıtım çalışmaları sonucu, eğitim ve öğretim hizmetleri ve ürünleri bakımından tanınmış marka haline geldiğini, 2010’da Kültür Üniversitesi, 2015’de … Üniversitesi ve 2020’de Beykoz Üniversitesi tarafından yapılan “Marka Bilinirlik Araştırma Raporları”nın davacı markalarının tanınmışlığını ispatladığını, davacının Türkiye’nin her yerinde markasının kullanımı için lisans verdiğini, davalının başvurusunun, iştigal mevzuu eğitim ve öğretim hizmetleri olan davacının asıl ve ayırt edici unsuru … Bilimleri ibaresi olan ticaret unvanı ve alan adından doğan haklarını da ihlal ettiğini, davalının başvurusunun bir rastlantıdan ibaret değil kötü niyetli olup davacının uzun yıllardır kullandığı ve tanınmış marka haline getirdiği “… Bilimleri” esas unsurlu markalarına yanaştırma, ortalama düzeyde tüketicilerin davacı markası ile başvuru konusu işaret arasında bağlantı kurarak davalı yerine yanılarak kendisinden hizmet almalarını sağlama, davacı markalarının itibarından haksız yarar elde etme, davacının markalarının sahip olduğu imajı transfer etme, davacıyı eğitim sektöründe engelleme ve zarara uğratma, markasına zarar verme ve zamanla davacıyı piyasadan uzaklaştırma amaçlı olduğu gerekçeleri öne sürülerek, … sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmesi halinde … başvuru sayılı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 06/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının “… … Bilimleri” ibareli başvurusu ile davacı markalarının kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduğunu, başvuru markasındaki “…” ibaresiyle markanın davacının markalarından farklılaştığını, karıştırma ihtimalinin irdelenmesinde kullanılan “ortalama tüketici” CJEU kararlarına göre, “iyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan ve makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve ihtiyatlı kimse” olduğu ve bu farazi kişinin markayı bir bütün olarak algılayacağını, SMK 6/3 uyarınca, itiraza gerekçe tescilsiz marka veya ticarette kullanılan işaret ile inceleme konusu marka başvurusunun aynı ya da yüksek düzeyde benzerliğinin ve karıştırılma ihtimalinin ispatlanması gerektiğini, markalar bütünüyle değerlendirildiğinde benzerliklerden çok farklı unsurların yer aldığı ve davacının gerçek hak sahibi itirazının değerlendirilmesi açısından markalar arasında aynılık ya da yüksek oranda benzerlik kriterinin de sağlanmadığını, SMK 6/6 hükmünün uygulanabilmesi için kullanılan unvanın, yapılan başvuru tarihinden önce ticaret sırasında kullanılmış olması gerektiği gibi, başvuru markasının itiraza mesnet unvan veya işletme adına zarar verip vermediğine, unvanın kullanıldığı faaliyet alanı ile markanın yöneldiği alan aynı veya benzer ise bu kullanımın halk arasında karışıklığa sebep verip vermediğinin incelenmesi gerektiğini, davacının itiraza mesnet markaları ile başvuru konusu marka arasında benzerlik bulunmadığı gibi “… … Bilimleri” ibaresinin davacının ticaret unvanında aynen bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Eğitim Park ve Doğal Yaşam Merkezi Ticaret Limited Şirketi, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “… … Bilimleri” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… BİLİMLERİ” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacıya ait alan adı ve ticaret unvanı ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 21.01.2020 tarihinde “… … Bilimleri” ibareli 41.sınıfta bulunan hizmetler bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.02.2020 tarih ve 342 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 09.04.2020 tarihinde …. sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca incelenmesi sonucunda haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 30.09.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirketin 27.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddedilmesine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 27.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 29.07.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri”, davacının itiraza/hükümsüzlüğe mesnet gösterdiği …sayılı markalarının kapsamında bulunan birebir AYNI HİZMET niteliğindedir. 41. sınıfa konu bu hizmetler, davacının tescili kapsamındaki 16. sınıfa konu “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler” malları ile de BENZERLİK taşımaktadır.
Dava konusu “… … Bilimleri” ibareli markanın “…” ve “… BİLİMLERİ” ibarelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bileşke bir marka olduğu, “…” ibaresinin İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan Küçükçekmece ilçesine bağlı 21 mahalleden biri olduğu, nitekim davalının kayıtlı yerleşim yeri adresinin de Küçükçekmece ilçesi olduğu, mahalle adı olan “…” ibaresinin davaya konu hizmetler bakımından coğrafi kaynak bildirmesi nedeniyle dava konusu markanın esaslı unsuru olduğunun söylenemeyeceği, “… BİLİMLERİ” ibaresinin; doğa bilimleri veya fennî bilimler olarak da isimlendirildiği, insanların maddesel çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği teknolojik bilgileri kapsayan akademik disiplinler grubu anlamına geldiği, davaya konu hizmetleri veya bu hizmetlerin karakteristik özelliklerini hemen ve ilk bakışta tanımlamadığı, her ne kadar davaya konu bir kısım hizmetler bakımından “… BİLİMLERİ” ibaresinin oluşturduğu kavramsal algı nedeniyle başlangıçtaki ayırt ediciliği düşük zayıf karakterli bir ibare olduğu söylenebilirse de, dava konusu markanın genel görünümü itibariyle ayırt edici unsurunun bu söz grubu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar incelendiğinde; “Şekil+Çizgi Üstü … BİLİMLERİ OKULLARI”, “Şekil+… BİLİMLERİ DÜNYASI”, “Şekil+… BİLİMLERİ DERSHANELERİ”, “Şekil+… BİLİMLERİ OKULLARI”, “Şekil+… … BİLİMLERİ Eğitim ciddi kurumların işidir”, “Şekil+… … BİLİMLERİ OKULLARI”, “Şekil+… FENBİLİMLERİOKULLARI”, “Şekil+… BİLİMLERİ OKULLARI”, “Şekil+… BİLİMLERİ MERKEZİ”, “Şekil+… BİLİMLERİ”, “Şekil+… BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLARI”, “Şekil+… … BİLİMLERİ Eğitim Kurumları” ibarelerinden oluştukları, davacı yanın “… BİLİMLERİ” söz grubu etrafında seri marka ailesi oluşturduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacı yanın “… BİLİMLERİ” ibaresini eğitim-öğretim sektöründe uzun yıllara sari olacak şekilde ciddi ve yoğun bir şekilde kullandığı, bu söz grubunu içinde barındıran okul ve dershane hizmeti sunduğu, çok sayıda ulusal ölçekte yayın yapan gazete haberine konu olduğu, özellikle dershanecilik sektöründe ulusal ölçekte çok sayıda şubeye sahip olduğu, bu hale göre davacı yanın davaya konu hizmetlerden bir kısmını da kapsayan eğitim-öğretim sektörü bakımından “… BİLİMLERİ” ibaresi üzerinde kullanım yolu ile ayırt ediciliğini güçlendirdiği, bu nedenle söz konusu sözcük grubunun başlangıçtaki zayıf karakterli marka olgusunun bertaraf edildiği, davacı yanın kullanım ve tanıtım yolu ile ayırt ediciliğini arttırdığı “… BİLİMLERİ” ibaresi üzerinde tescilli markalarından kaynaklı koruma kapsamını güçlendirdiği, bu hale göre; daha önce davacıya ait “… BİLİMLERİ” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı 41.sınıfta yer alan hizmetlerden faydalanan dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin dahi, daha sonra davaya konu “… … Bilimleri” ibaresini, davacı markaları ile AYNI 41.sınıf hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markada yer alan “…” ibaresini coğrafi kaynak olarak algılayacağı, markanın esaslı unsuru olarak “… Bilimleri” ibaresini kabul edeceği, zira; davacı yanın bu ibareye önceki tarihli yapmış olduğu yatırım, tanıtım ve kullanım neticesinde, bu ibarenin markasal ayırt ediciliğinin güçlendirildiği, bu maddi olgular nedeniyle ilgili tüketici kitlesinin dava konusu markanın esaslı unsuru olarak “… Bilimleri” ibaresini algılayacak olmasının kaçınılmaz olduğu, dava konusu markanın esaslı unsurunu “… Bilimleri” olarak algılayan söz konusu tüketici kesiminin, bu markayı davacı markalarının serisi niteliğinde bir marka zannederek yanılsamaya düşeceği, davacı yandan hizmet alacağı saikiyle davalı yandan hizmet alacağı, bu durumda davalı şirketin, davacı yanın markalarının oluşturduğu olumlu imajı herhangi bir çaba sarf etmeksizin kendi teşebbüsüne transfer edeceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Davacı yanın ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi iddiası, davaya konu tüm hizmetler bakımından sübut bulduğundan, davacı yanın gerçek hak sahipliği, tanınmışlık, ticaret unvanı ve alan adından kaynaklı iltibas ve kötü niyet iddialarının incelenmesine gerek görülmemiş, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 20,00 TL vekalet harcı, 1.850,00 TL bilirkişi ücreti, 86,70 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.075,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2022