Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/162 E. 2022/152 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/162 Esas
KARAR NO : 2022/152

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/06/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma tarafından 1924 yılından beri dünyanın birçok ülkesinde piyasada bulunan, emek ve para harcanarak tüm dünyada tanınır hale getirilmiş “…” olarak tanımlanan şekil markalarının bulunduğunu, davaya konu … numaralı tasarımın, müvekkili şekil markalarını aynen içerdiğini, bu durumun davaya konu tasarımın yenilik ve ayırt edici nitelik kriterlerini haiz olmadığını kanıtladığını ve müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarını da doğrudan ihlal ettiğini, davaya konu tasarımın ambalaj konulu olduğunu ve 09-03 lokarno kodu ile tescile konu edildiğini, ambalajın kontür olarak piyasada uzun yıllardır yer alan teneke kutu formunun birebir aynısı olduğunu, tescile konu edilen kısmının ise sadece ambalajın deseni olduğunu, davaya konu ambalajda kırmızı renk tonlarının kullanıldığı tam vücut ve yarım vücut atlayan vahşi kedi görseli ve üst ve alt kısımlarının siyah renkte şeritlerden oluştuğunu, söz konusu tasarım ile müvekkilinin önceki tarihli tanınmış seri şekil markaları ile ortak unsurlarını, içerdikleri … şekil unsuru bakımından; profil görünümü olması, göğüs kısmının çıkık olarak karın kısmında daralması, sırt kısmında verilen kavis, kafasının vücuda göre durumu, ön ayakların bükülü, arka ayakların gergin olması, kuyruk salınımı ve formu, kelime unsurunun üzerine kedi figürünün yerleştirilme şekli, konumu ve boyutları dahil olmak üzere birebir aynı olduğunu, müvekkilinin tanınmış markasını içecek ambalajlarında da kullandığını …. numaralı tasarımın, yeni bir tasarım olmadığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını, davaya konu tasarım ile benzer nitelikte daha önce Kurum nezdinde reddedilen marka başvurularının bulunduğunu, dava konusu tasarımın müvekkilinin şekil markaları karşısında yenilik vasfının bulunmadığını, tasarımın bu şekil markasını içerdiğini, bir tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olsa dahi tescilli markayı ihtiva etmesinin başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olduğunu, davaya konu tasarımın müvekkilinin tanınmış markasını ihtiva eden yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımayan bir tasarım olduğunu iddia ederek; dava süresince davalının davaya konu tasarımının 3.şahıslara devretme olasılığına karşılık ihtiyaten tedbir kararı verilerek devrin engellenmesine, … sayılı YİDK kararının iptaline, … numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşımadığından hükümsüz kılınmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 18/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin iddialarının aksine, davacı tarafından davaya konu edilen tasarımlarıyla diğer davalıya ait tasarımın tüketiciler nezdinde genel izlenim itibariyle farklı olduğunu, davalı yana ait …/1 sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen davacıya ait … adına yurt içinde ve dışında tescilli Puma markaları ile Türkiye’de tescilli tanınmış 78112 sayılı Puma markası ile tescilli 2009 43644 sayılı markanın ve 1998-2019 tarihleri arasında yine davacı şirkete ait görselleri içeren puma.com sitesinin web archive kayıtlarının ve katalogda yer alan görsellerinin, kullanımlarının karşılaştırıldığında, tasarımlarda yer alan vahşi hayvan figürü görselleri arasında kol, bacak, kafa ve diş gibi detaylarda farklılık bulunduğunu, davalı tasarımı ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların genel izlenim itibariyle farklı olduğunu, davalı şahsa ait tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunu, kullanıcıların dava konusu tasarımları gördüklerinde farklı tasarımlar karşısında bulunduklarını anlayacağını, tasarım başvurusunun kötü niyetle yapıldığına dair iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve YİDK kararının hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2020/06853 sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı, bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerip içermediği, davalı şahsın tasarım tescil başvuru esnasında kötü niyetli olup olmadığı, davalı tasarımının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalar hususunda bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’in 25.09.2020 tarihinde 2020/06853 sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 09.11.2020 tarihli 352 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde başvurunun yayımlandığı, davacının 08.02.2021 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; “İtirazın reddine ve …/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 04.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen dokümarlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda; dava konusu tasarım içecek kutusu için “ambalaj” tasarımıdır. Piyasa incelendiğinde; içecek kutularında çok çeşitli ambalaj deseni kullanıldığı, bu desenlerin bazılarında marka görselinin yanı sıra ambalajın içeriğindeki ürünü belirten görsellerin de bulunduğu, bazılarında bulunmadığı, bazılarının tamamen opak olduğu, bazılarında ise içindeki ürünün gösterildiği saptanmıştır. Bu ürünlerin zemin ve desen renkleri ile bu desenlerin biçimleri ürünleri birbirlerinden farklılaştırmaktadır. Sonuçta bütün olarak oldukça farklı içecek kutusu tasarımlarına ulaşılması mümkündür.
Öte yandan özellikle metal içecek kutularında silindir kutu şekli ürünün harcıalem formu olarak, piyasada yoğun biçimde kullanıldığından bu şeklin tasarım koruması dışında olduğu değerlendirilmektedir. Aynı şekilde kırmızı renk kullanımı da, kırmızı renginin gıda ürünü üzerindeki yaygın eylemli kullanımı nedeniyle tek başına korunan bir tasarım unsuru olarak ele alınamaz. Bu kapsamda mezkur ambalaj bakımından tasarım korumasının kapsamı üzerindeki desene ilişkindir. Dava konusu tasarım bakımından seçenek özgürlüğünün kapsamını örneklendirmek üzere bilirkişi raporunda muhtelif ürün görsellerine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu tasarım içecek kutusu “ambalajı” tasarımı olup; bu ürünleri sıklıkla satın alan ve tüketen kişilerin bilgilenmiş kullanıcı olduğu düşünülmektedir.
Davalıya ait dava konusu …/1 sıra numaralı tasarım ile davacıya ait itiraza mesnet “şekil” içeren markalar karşılaştırıldığında;
1. Her iki tasarım da arka ayaklar aşağıda, ön ayaklar yukarıda olacak şekilde sıçrayan kedinin yandan görünümüne ilişkin silüetidir. Ancak birinde sağa, diğerinde sola sıçrayış söz konusudur. Yön farkı, genel algıya etki etmektedir.
2. Her iki tasarımda da kedinin ön ve arka ayakları birbiri üzerine binmiş tek ön ayak ve tek arka ayak şeklinde görünmektedir.
3. Her iki tasarımda da kuyruk yukarı kalkıktır.
4. Davacıya ait kedide kafa hafif yana dönük olduğu için iki kulak da görünmektedir. Davalıya ait kedide tek kulak görünmektedir.
5. Davacıya ait kedide ağız kapalıdır. Davalıya ait kedide ağız açık, dişler belirgindir.
6. Davacıya ait kedinin sıçrayış açısı diktir, arka ayaklar yerde, ön ayaklar 40 dereceye yakın açı yapacak şekilde yukarıdadır; kedi yerden yukarı sıçrıyor hissi vermektedir. Davalıya ait tasarımda ise kedinin sıçrayış açısı 15 dereceye yakın olacak şekilde daha yatıktır, kedi ayakları yerden kesilmiş havada süzülüyor hissi vermektedir.
7. Davacıya ait tasarımda ön ve arka ayakların bacaklarla birleştiği eklemler ve ayakların biçimleri belirgindir. Davalıya ait tasarımda ise ayaklar belirsizdir; bacaklar uca doğru sivrilerek sonlanmaktadır, bu ayrıntı havada süzülme hissini güçlendirmektedir.
8. Davacıya ait tasarımda kuyruk S şekli yapacak şekilde kıvrımlıdır. Davalıya ait tasarımda ise düz olup, tıpkı bacaklarda olduğu gibi sivrilerek sonlanmaktadır.
Yukarıda belirtilen farklılıklar uyarınca; …/1 sıra numaralı davalı tasarımının ve bu tasarım kapsamında korunan “…” şeklinin/figürünün, tescilli davacı markaları karşısında bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yeni ve ayırt edici olduğu kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte dava konusu tasarım başvurusuna itiraz edilirken, aynı zamanda itiraza mesnet markaların yetkisiz olarak söz konusu tasarımda bulunduğu iddiası da ileri sürülmüştür.
SMK m.67/2 ve 77/1-a düzenlemelerine göre tescil başvurusuna konu edilen tasarım görsel anlatımı içerisinde başkasına ait bir marka, (yahut başkasına ait bir tasarımın veyahut da tescilli başka bir sınaî hakkın) bulunması, başka bir ifadeyle bir fikri mülkiyet hakkının izinsiz kullanımı gibi bir nedenle tasarımın kısmen ya da tamamen iptali mümkündür.
Bu düzenlemenin temel hareket noktası, sınai mülkiyet hakkına tecavüzdür. Zira; marka tescili yoluyla elde edilemeyecek olan bir korumanın tasarım tescil yoluyla elde edilmesi amaçlanmakta ise de marka tescili yoluyla kullanımın mümkün olmadığı hallerde bu hakkın tasarım tescili yoluyla da korunmaması gerektiği düşünülmektedir.
Buna göre söz konusu iddia bakımından yapılan incelemede; dava konusu davalı tasarımında kullanılan “…” şekli/figürü, davacı markalarını oluşturan şekilden ayırt edilebilir farklılıklar içermektedir. Bu bağlamda davalı tasarımında, davacı markalarının kullanıldığı kabul edilemez. Dolayısıyla dava konusu tescilin, SMK m.67/2 kapsamında davacının “bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içermediği” değerlendirilmektedir.
SMK m.77/1-a hükmüne göre; Bir tasarım başvurusunun kötü niyetle yapıldığı ispatlanırsa, o tasarım hükümsüz kılınır.
Kötü niyetli tasarım başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak tasarım başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak tasarımı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan tasarım başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş tasarım başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu tasarım ile mesnet dokümanların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzer olmadıkları, bunun haricinde dava konusu tasarımın kötü niyetle tescil başvurusuna konu edildiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Bir tasarımın “yeni” olup olmadığı hususu “mutlak yenilik” ilkesine göre araştırılması gerektiğinden, bilirkişi heyeti vasıtasıyla bu hususta re’sen inceleme de yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin re’sen yapmış olduğu incelemeye göre; dava konusu tasarım ile “yenilik” bakımından karşılaştırmaya mesnet olabilecek mahiyette dava dışı … INC şirketine ait 2008 26340 sayılı “şekil” markasının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu markanın başvuru tarihi 25/03/2008, tescil tarihi ise 16/02/2010 olup, dava konusu tasarım başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Buna göre; davalıya ait dava konusu …/1 sıra numaralı tasarım ile 2008 26340 sayılı dava dışı şirket markası karşılaştırıldığında;
Davalı tasarımının kutu formu ile kırmızı renk konsepti harcıalem tasarım unsurlarıdır. Bu kapsamda dava konusu tasarım kapsamında korunan tasarım unsuru ambalaj üzerindeki “…” şekli/figürüdür. Bu kapsamda, davalı tasarımında kullanılan figürün, dava dışı şirkete ait markanın grafik tasarım bakımından aynısı, ayırt edilemeyecek şekilde benzeri olduğu açıktır. Gerek kedi şeklinin çizgisel hatları, gerekse de bütünsel görsel kompozisyonu bakımından, davalı tasarımında dava dışı şirketin markası kullanılmıştır. Söz konusu markanın 2008 yılında başvurusu yapılarak kamuya sunulduğu dikkate alındığında; …/1 sıra numaralı davalı tasarımının, 2008 26340 sayılı marka karşısında bilgilenmiş kullanıcı gözüyle “yeni” olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu tasarımın “yeni” olmadığı tespit edildiğinden, davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu …/1 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu …/1 sayılı tasarımın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.79/4 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 254,50 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.481,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza