Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/160 E. 2022/6 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/160 Esas – 2022/6
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2022/6

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 18/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı TÜRKPATENT nezdinde 2020/06630 no. tahtında dosyaladığı “… + Şekil” marka başvurusunun, diğer davalı firmanın itirazları üzerine reddinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira davalı firmanın itirazlarına mesnet markaların SMK m.19/2 hükmü kapsamında kullanılmadığını, zaten taraf markalarının benzemediğini, markalarda kullanılan işaretlerin yazı, font, işitme ve renk yönünden farklı olduğunu, davacının markasında “…” ibaresinin ikiye bölünüp alt alta yazılmış olduğunu, bu kapsamda “professional” kelimesinin kısaltılması olan “…” ve “…” kelimesinin kısaltılmışı olan “…” ayırımına vurgu yapılmaya çalışıldığını, davacının markasında bir de şekil unsurunun bulunduğunu, davalının markalarında geçen yan kelime unsurlarının da işaretleri birbirlerinden yeterince farklılaştırdığını, davacının dava konusu markayı iştigal alanına giren akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar gibi telefon aksesuarlarında kullanacağını, davalının ürün yelpazesinin ise matkaplar, kaynak makineleri, hidrolik borular, motorlar, testereler olduğunu, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davalı TÜRKPATENT kayıtları incelendiğinde, içinde “…” ibaresi geçen 32 sayfalık bir liste kapsamında çok sayıda markanın 09 ve 35. Sınıflara giren emtialarda dava dışı 3. kişiler adına tescilli olduğunun göründüğünü, bu marka tescillerinin huzurdaki davaya konu TÜRKPATENT kararıyla çeliştiğini iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 24.05.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptaline, davacının 2020/06630 sayılı marka başvurusuna davalı firma tarafından yapılan itirazın reddine ve davacının 2020/06630 sayılı marka başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 06/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğunu, zira tarafların markalarında kullanılmış olan “…” ve “…” ibareleri arasında yakın benzerlik bulunduğunu, ibarelerde yer alan beş harfin aynı olduğunu ve aynı sıralamayla yer aldığını, ibareler arasındaki tek bir harf değişikliğinin bu benzerliği bertaraf etmeye yetmediğini, İngilizce “…” ibaresinin Türkçe’de “korumak”, “…” ibaresinin de “koruyucu” anlamlarına geldiğini, yani karşılaştırılan işaretlerin kavramsal açılardan da benzer olduğunu, ayrıca karşılaştırılan markaların aynı/aynı tür mal ve hizmetlerde kullanılacağını, yani taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, tarafların faaliyet alanlarının farklı olması durumunun SMK m.6/1 hükmü kapsamındaki değerlendirmeye etki edemeyeceğini, davacının süresi içerisinde marka işlem dosyasına sunmadığı kullanmama def’ini huzurdaki davada ileri süremeyeceğini, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı Alter Makina Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/06630 sayılı “Şekil+… …” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan 2012/58552 sayılı “…”, 2013/106433 sayılı “… power tools” ve 2016/54296 sayılı “… power tools” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının marka işlem dosyasında yayına karşı yapılan itiraz üzerine ileri sürmediği kullanmama def’ini, eldeki dava bakımından dava aşamasında ileri sürüp süremeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyası getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “Şekil+… …” ibaresinin 09 ve 35. sınıflarda bulunan bir kısım mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 17.01.2020 tarihinde gerçekleştirdiği 2020/06630 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.05.2020 tarih ve 348 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 10.07.2020 tarihinde davalı şirket tarafından SMK m.6/1 hükmü kapsamında 2012/58552, 2013/106433, 2016/54296 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı şirketin 25.09.2020 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itiraz markalarının kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürülmediği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazın reddine karar verildiği, davalı şirket tarafından 18.02.2021 tarihli itirazın yeniden incelenmesi talebinde bulunulduğu, davacı tarafından 22.03.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 24.05.2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verdiği, YİDK kararının davacı marka vekiline 25.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/01/2010 tarih 2008/4266 E. 2010/586 K. ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19/11/2003 T. 2003/11-578 E. 2003/703 K.) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilebilecektir. YİDK kararının verilmesinden sonra gerçekleşen olguların YİDK kararının iptali için açılan davalarda önemi haiz olmadığı, zira kurumun karar aldığı tarihteki koşulları değerlendirmek suretiyle dava konusu yapılan kararı oluşturduğundan hareketle; davacı şirketin marka işlem dosyasında redde mesnet markaların kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürmediği anlaşıldığından, dava aşamasında redde mesnet markaların kullanılmadığına ilişkin ileri sürülen kullanmama def’i, YİDK kararının iptali istemi bakımından dinlenemez. Bu nedenle, davacının, dava aşamasında ileri sürdüğü kullanmama def’ine itibar edilmeksizin yargılama yürütülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Dava konusu 2020/06630 sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “09. Sınıf: Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (yukarıda sayılmış olan ve 09. Sınıfa giren) malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ile redde mesnet alınan markaların kapsamlarındaki mal ve hizmet listeleri karşılaştırıldığında;
Taraf markalarının kapsadığı 09. sınıfa giren emtiaların büyük bir kısmı birebir aynı, kalan kısmı da benzer/türdeş emtialardır. Zira bu emtialar; benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profilleri aynıdır, dağıtım kanalları ve satış yerleri de aynı veya benzerdir, birbirlerinin yerine ikame edilebilirler ve birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri vardır ve bu emtialar üzerinde benzer markaları gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler. Sadece; davacının markasının kapsamına alınmak istenilen “metronomlar” ile davalının tescilli markalarının kapsamına giren emtiaların bu özelliklerin hiçbirini haiz olmadığı değerlendirildiğinden, “metronomlar” özelinde, somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleşmediği söylenebilecektir.
Taraf markalarının kapsadığı 35. sınıfa giren hizmetlerin de, “Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri” hariç olmak üzere tamamının aynı/benzer/türdeş olduğu görülmektedir. Burada sayılan büro hizmetleri ile iş yönetimi konusunda danışmanlık ve spesifik iş idaresi hizmetlerinin ise, davalının markalarının tescilli olduğu hizmetler ile benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları gidermediği, son kullanıcılarının ve hedeflenen alıcı profillerinin aynı olmadığı, satışa sunuldukları işletmelerin ilişkili olmadığı, birbirlerinin yerine ikame edilebilir veya birbirlerini tamamlayabilir niteliklerinin bulunmadığı ve bu hizmetlerde benzer markaların kullanıldığını gören alıcıların markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurma ihtimalinin olmadığı değerlendirildiğinden, bu hizmetler özelinde de somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/ türdeşliği şartının gerçekleşmediği söylenebilecektir.
Bu nedenle de, davacının markasının kapsamına alınmak istenilen, 09. Sınıfa giren “metronomlar” ile 35. Sınıfa giren; “Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri” yönünden somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleşmediği, diğer emtialar yönünden ise gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Dava konusu edilen 09. sınıfa giren emtialar ile bunların 35. Sınıf altında perakende/toptan satış hizmetlerinin hitap ettiği ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen seviyesi incelendiğinde; bu tüketicilerin söz konusu emtiaları satın alma kararını verdikleri süreçte daha uzun vakit geçirdiği, muhtelif bilgi kaynaklarından bilgi sağlayarak/makul süreli bir araştırma yaparak yanlış/eksik/kalitesiz ürün alma riskini azaltmaya çalıştığı, yani bir süre düşünüp değerlendirerek daha çok zahmete ve gayrete katlanarak satın alma kararını verdiği düşünülmekle, söz konusu tüketici kitlesinin bu emtiaları satın alırken sahip olduğu seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin düşük olmadığı değerlendirilmiştir. Öte yandan, 35. sınıfa giren ve toptan/perakende satış hizmetleri dışında kalan hizmetlerin tüketicinin/alıcının gündelik (her anının, rutininin) ihtiyaçlarını karşılamadığı, sık satın alınan hizmetler olmadığı, alıcılar tarafından daha ziyade profesyonel meslekleri/iştigal alanları ile alakalı olarak satın alındığı fiili gerçeği de gözetildiğinde, tüketicilerin/alıcıların bu hizmetleri satın aldığı anda seçicilik/bilinç/dikkat/algı/özen seviyelerinin de düşük olmadığı değerlendirilmiştir.
Dava konusu 2020/06630 sayılı marka başvurusu incelendiğinde; kelime, renk ve şekil unsurlarından müteşekkil karma bir marka olduğu, açık gri-beyaz-açık gri şeklinde, üç şeritli kare bir zeminde, beyaz şerit içinde, sol başta; koyu lacivert renkli geometrik bir şekil bulunduğu, bu şeklin içinde turuncu renkli, etrafı beyaz olacak şekilde, “P” harfine atıf yapacak biçimde stilize ayrı bir şekil unsurunun bulunduğu, bu şekil unsurunun sağında; turuncu renkli olarak üstte “…”, altta “…” ibaresine yer verildiği, markanın genel görünümü bir bütün olarak incelendiğinde; markada yer alan şekil unsurunun markanın genel görünümüne etki eder somut ayırt edici niteliği bulunduğu yadsınamasa da, markanın esaslı unsurunun; “Söz görünümden yüksek sesle konuşur.” ilkesi uyarınca “… …” ibaresi olduğu, bu ibarenin de iki ayrı kısaltmanın birbirinden ayrı olarak yazılması, “…” ibaresinin, “PROFESYONEL” ibaresinin kısaltması olarak, “…” ibaresinin “TECHNIC” kelimesinin kısaltması olarak algılanacak olması nedeniyle, ilgili tüketici kesimi nezdinde “…” olarak değil, “… …” olarak ayırt ediciliğinin oluşacağı kanaatine varılmıştır.
Redde mesnet markalar incelendiğinde; 2012/58552 sayılı markanın; bordo renkli ve stilize bir yazım biçimi ile oluşturulmuş “…” ibaresinden oluştuğu, 2013/106433 sayılı markanın; kırmızı renkli ve stilize bir yazım biçimi ile oluşturulmuş “…” ve bu ibarenin altında yer alan ince bir siyah çizgi ile küçük harflerle yazılmış “power tools” ibaresinden oluştuğu, 2016/54296 sayılı markanın; kırmızı renkli ve stilize bir yazım biçimi ile oluşturulmuş “…” ve bu ibarenin altında yer alan ince bir siyah çizgi ile küçük harflerle yazılmış “power tools” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet bu markaların esas unsurunun stilize bir şekilde yazılmış “…” ibaresi olduğu, “power tools” ibaresinin gerek markasal mizanpajda oldukça küçük punto ile konumlandırılması, gerekse “elektrikli takımlar, otomatik aletler” olarak, özellikle davaya konu 9.sınıf emtialar bakımından ayırt ediciliği bulunmayan, tasviri niteliği haiz ibareler olması nedeniyle markasal ayırt edicilik incelemesinde arka planda kaldığı kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Her ne kadar dava konusu marka başvurusundan çıkartılan bir kısım mal ve hizmetlerle, redde mesnet markaların kapsamlarındaki bir kısım mal ve hizmetler arasında aynılık veya benzerlik bulunduğu tespit edilse de, markaları oluşturan genel görünümlerin; görsel, işitsel ve kavramsal olarak ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadığı, redde mesnet markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin Yunanca “Koruyucu” anlamına geldiği, ancak Yunanca’nın ülkemizde yaygın bilinen bir yabancı dil olmaması nedeniyle ilgili tüketici kesiminin bu ibareyi anlamsız bir kelime olarak algılayacağı, davaya konu marka başvurusunun esas unsurunun “… …” ibaresi olduğu, davaya konu mal ve hizmetlerin niteliği ile bunların hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin bilinç ve dikkat düzeyi birlikte değerlendirildiğinde, bu tüketici kesiminin “… …” ibaresini, “PROFESYONEL” ve “TECHNIC” kelimelerinin kısaltılmışı olarak algılayacağı, “TECHNIC” kelimesi, Türkçe’de de yaygın kullanımı bulunan “TEKNİK” kelimesinin İngilizce karşılığı olduğu ve ülkemiz tüketici kesimi nezdinde anlamı bilinen bir ibare olduğu, ilgili tüketici kesiminin “… …” ibaresini, bir bütün halinde ve bileşik şekilde “…” olarak algılamayacakları, markasal mizanpajda “…” ve “…” kelimelerinin alt alta olacak şekilde, birbirlerinden ayrı olarak yazılmış olmasının ve bu kelimelerin oluşturduğu çağrışımların farklı olması nedeniyle böyle bir ihtimalin söz konusu olmayacağı, zira; yukarıda ifade edildiği üzere, davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin bilinç düzeyinin düşük olduğunun söylenemeyeceği, bu tüketici kesiminin belli bir araştırma sonucu satın alma kararı vereceği, bu nedenle; davaya konu marka başvurusunu “… …” olarak algılamalarının kaçınılmaz olduğu, bu hale göre; daha önce redde mesnet “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı mal veya hizmetlerden yararlanan dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “Şekil+… …” markasını, davaya konu mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markalardan farklı bir marka olarak algılayabileceği, markalar arasında müşterek harf ortaklığından kaynaklı olarak kısmi görsel ve işitsel benzerlik bulunsa da, markaların oluşturduğu kavramsal algıların birbirlerinden farklı olması nedeniyle markalar arasında herhangi bir bağlantı kurulamayacağı gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğunun da düşünülemeyeceği, belirtilen nedenlerle SMK m.6/1 hükmü uyarınca karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu uyuşmazlıkta SMK m.6/1 hükmü koşulu oluşmadığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 17,00 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 66,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 1.951,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2022