Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/157 E. 2022/111 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/157 Esas
KARAR NO : 2022/111

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 15/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın 2020/49983 sayısı ile gerçekleştirdiği “…” ibareli marka başvurusuna karşı itirazlarının kurum tarafından reddedildiğini, müvekkilinin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, ayrıca yine “…” şeklinde de tescilinin bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının özel/00313 sayısı ile kurum kayıtlarında da tescilinin olduğunu, müvekkilinin bağımsız ortaklıklarından birisinin de … … Alışveriş Merkezi A.Ş. olduğunu, …’ın 2009 yılında faaliyetlerine başladığını, müvekkilinin “…” ibaresini içerir birden çok tescilli markasının bulunduğunu, bu şekilde bir seri marka ailesi yarattığını, dava konusu markanın da müvekkilinin bu seri markalarından biri olarak algılanacak olduğunu, davalı markasının herhangi bir bilinirliğinin bulunmadığını, müvekkili markalarının ise prestij sahibi olduğunu, dava konusu markanın tescilinin, bu prestijin davalı yana geçmesine neden olacağını, müvekkilinin gerek … gerekse de … markalarının ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, müvekkili markalarının tüm sınıflarda tescilli olduğunu, davalının tescilini talep ettiği markanın ise 05, 10, 24 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde tescil edilmek istendiğini, davalının “…” markası ile müvekkilinin “…” markası arasında yalnızca tek bir harf farkı olduğunu, bu durumun markaların farklılaşmasını sağlamadığını, her ne kadar müvekkilinin markasında farklı bir şekli unsur kullanılsa da markaların benzer olduklarını, taraf markalarının işitsel olarak da benzer olduklarını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiş, ancak 05/11/2021 tarihli replik dilekçesi ile; huzurdaki dava ile iptali istenen YİDK kararının numarasının … iken dava dilekçesinde sehven … olarak yazıldığını, iptali istenen YİDK kararının … olarak değiştirilmesini ve bu değişiklik talebinin kabulünü talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 29/06/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markalar arasında farklılıkların, benzer unsurlara göre daha belirgin
bir biçimde ortaya çıktığını ve başvuru ile itiraz gerekçesi davacı markalarının görsel, işitsel
ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları genel izlenim itibariyle, 6769 sayılı Kanunun
6/1 maddesi anlamında karıştırılabilecek ölçüde benzer markalar olmadıklarını ve başvuru
kapsamındaki malların hitap ettiği ortalama tüketiciler açısından, belirtilen markalar
arasında ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının 6769 sayılı Kanunun 6/5 maddesi uyarınca yapmış olduğu
iddiaların da taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından mesnetsiz olduğunu, davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi
işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate
ulaşılmadığını, davacının, davalının başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat
edemediğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Makine Elemanları Tekstil İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekili 03/11/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markaları arasında iddia edildiği üzere bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markasının bütün olarak ayırt edici olduğunu, davacı markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, markalar arasında “san” harfleri dışında bir benzerlik bulunmadığını, davacının iddia ettiği haliyle bir benzerlik iddiası kurulmaya çalışılmasının abesle iştigal olduğunu, tüketicilerin markaları unsurlarına ayırarak ya da hecelerine bölerek algılamayacaklarını, davacının özellikle 2008/01003 sayılı markası üzerinde durduğunu, ancak taraf markaları arasında yalnızca 35. Sınıf açısından bir benzerlik olduğunu, ancak içerik olarak da bu sınıf açısından dahi farklılaştıklarını, “…” markasından k ve r harfleri çıkartılarak müvekkili markası ile benzerlik kurulmasının mümkün olamayacağını, kaldı ki markaların bütünsel olarak zaten farklı olduklarını, günümüzde markaların ticari hayatın olmazsa olmazı haline geldiğini ve kullanıcıların da sadece markanın şeklinde kullanılan renkteki farklılığı dahi markayı ayırt etmede yeterli görür olduğunu, hal böyleyken müvekkili markası ile davacı markalarının benzer olarak görülmelerinin mümkün olamayacağını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2020/49983 nolu “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ibareli markalar arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının kötü niyetli olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 14.05.2020 tarihinde “Şekil+…” ibareli 2020/49983 sayılı 05 / 10 / 24 / 35. sınıflarda yer alan “05.sınıf: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 10.sınıf: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. 24.sınıf:  Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. 35.sınıf:  Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” mal ve hizmetler bakımından tescil talebinde bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 27.05.2020 tarih ve 349 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı şirketin 06.07.2020 tarihinde 2004/39883, 2005/26366, 2006/21004, 2006/60516, 2008/01003, 2009/11623, 2010/35614, 2010/40459, 2010/41753, 2010/41758, 2010/41761, 2011/30189, 2011/75325, 2012/106199, 2013/23626, 2014/07225, 2016/36234, 2017/76312, 2018/01766, 2019/63178, 88/106084, 96/013929, 96/018072, 97/015986, 99/004042, T/00313 sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalının bu itiraza karşı 21.09.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı tarafından 20.01.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirketin bu itiraza karşı 16.02.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 13.04.2021 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu 2020/49983 sayılı marka kapsamında yer alan “05.sınıf: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı t ıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 10.sınıf: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. 24.sınıf:  Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. 35.sınıf:  Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı t ıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” mal ve hizmetleri ile davacı yanın önceki tarihli bir kısım markaları kapsamında aynı sınıflarda yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer mahiyette hizmetler oldukları noktasında herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte dava konusu marka kapsamında 10. Sınıfta yer alan ve genel olarak medikal sektörüne yönelik ekipmanlar olarak tanımlanabilecek emtialar ile 44. Sınıftaki “tıbbi hizmetler” arasında düşük düzeyli bir benzerlik ilişkisi de mevcut olup bu düşük düzeyli benzerlik ilişkisinin ancak ve ancak işaretler arasında yüksek düzeyli bir benzerlik ve hatta ayniyet düzeyinde bir yakınlık halinde ilgili mal ve hizmetler bakımından da karıştırılma ihtimaline yol açabileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca yine davacı yanın 2008/01003 sayılı markası kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetlerinin, önceki tebliğler doğrultusunda genel olarak ifade edilmiş satış hizmetlerini kapsadığı, halbuki dava konusu marka kapsamında aynı sınıfta yer alan satış hizmetlerinin 05, 10 ve 24. Sınıftaki malların satışına özgülendiği görülmektedir. Yerleşik uygulamalara göre önceki tebliğler doğrultusunda genel olarak ifade edilmiş satış hizmetleri ile spesifik olarak tanımlanmış satış hizmetleri arasında doğrudan bir benzerlik ilişkisi mevcut değildir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen bir kararda, tescil edilmiş bir marka kapsamında 35. Sınıf Alt grubunda genel ifadeyle “çeşitli malların” bir araya getirilmesi şeklinde tanımlanmış mağazacılık hizmetlerinin, spesifik bir şekilde belirlenmiş ve böylece sınırlı mal ya da sektöre özgülenmiş mağazacılık hizmetleri ile doğrudan benzer olarak nitelendirilemeyeceği kabul edilmiştir. (Bkz; Y11HD, 2015/8504 E 2016/3492 K) Somut olayda; davacı yanın 2008/01003 sayılı markası tahtında 35.sınıfta hangi emtiaların mağazacılığı hizmetinde bulunduğuna ilişkin olarak marka işlem dosyasına ibraz ettiği yeterli delil evrakı bulunmadığından, davacıya ait 2008/01003 sayılı marka kapsamında yer alan genel mağazacılık hizmeti ile dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik ilişkisi bulunduğu söylenemeyecektir.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen davacıya ait markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler; aynı, aynı tür veya benzerdir.
Dava konusu 2020/49983 sayılı marka incelendiğinde; sol kısmında hakim rengi kırmızı olan ve üzerinde “s” harfi bulunan bir logo ile, “sa-no-pak” şeklinde üç hecede telaffuz edilen, yedi harf ve tek kelimeden oluşan bir sözcükten meydana geldiği, anılan ibarenin herhangi somut bir anlamının bulunmadığı, markadaki asli unsurun bu sözcüğün kendisi olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yanın önceki tarihli markalarını ise iki ayrı grupta incelemek mümkündür. Birinci grup “…” ibaresi ve bu ibare etrafında eklenen ve ayırt ediciliği bulunmayan, ilgili markaların tescilleri kapsamları itibariyle sektörel mahiyetteki ek sözcük unsurları (tıp, bekoloder, kim, haber, su, finans vs), bu ibarenin sonuna eklenen harflerle yaratılmış alternatif markalardan (…, …) meydana gelmektedir. İkinci grup ise davacı yanın itirazlarında özellikle dayanak yaptığı 2008/01003 sayılı “… …+şekil” şeklinde yine “…” kelimesi ve yanına eklenmiş “…” ibaresinden oluşan markadır. Görüleceği üzere davacı yanın markalarının esas unsurunu genel olarak “…” kelimesi oluşturmaktayken, “…, …” gibi alternatif olarak yaratılmış markaları da mevcuttur.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu marka tek kelime ve yedi harften oluşan bir sözcükten meydana gelmektedir. Ortalama düzeyde dikkat ve zeka seviyesine sahip herhangi bir tüketici, dava konusu markayı unsurlarına ayırarak değil bir bütün olarak algılayacaktır. Zira dava konusu marka içerisinde herhangi bir unsur diğerine göre ön plana çıkartılarak vurgulanmamış olup tamamı aynı boyutta yazılmış yedi harf ve tek kelimeden oluşan markanın telaffuzu esnasında da bağımsız nitelikte anlamları bulunacak şekilde bir hecelemesi mevcut değildir. Davacı yanın markalarının esas unsurları genel olarak “… şeklinde telaffuz edilirken 2008/01003 sayılı markası ise “…” şeklinde telaffuz edilmektedir. Dava konusu marka ise ….” şeklinde telaffuz edilecektir. Davacı yan markalarından ”, “…” şeklindeki markaların hiçbiri “s-a-n” harflerinin diziliminden kaynaklı harf dizilimsel bir benzerlik dışında, dava konusu marka ile ne görsel, ne harf dizilimsel, ne işitsel ne de kavramsal olarak herhangi bir benzerlik ilişkisi içerisinde değildir. Keza benzer bir yorumun davacı yanın 2008/01003 sayılı ….-…” markası açısından da yapılması mümkündür. Kaldı ki bu markada son sesi oluşturan “…” ibaresi, her ne kadar ayırt edici vasfı yüksek bir sözcük değil ise de bağımsız ve somut bir anlam ihtiva eden bir sözcük olup tüketicinin bütünsel algısında doğrudan etki eden bir algıyı markaya yansıtmaktadır. Ancak temel anlamda dikkat çekilmesi gereken husus davacı yanın “…” köküne haiz markaları ile “…” şeklindeki dava konusu marka arasında zaten herhangi bir benzerliğin mevcut olmayışıdır. Bu husus “…” ibaresinin sonuna eklenen “…” kelimesinin de kavramsal niteliğinden ötürü farklılaşmakta olup “… …” markası ile “…” şeklindeki anlamsız bir kelime arasında, tüketici nezdinde bir ilişki kurulmasının beklenmesi isabetli olmayacaktır. Keza yine taraf markaları arasında figüratif / şekli unsurlar itibariyle de hiçbir benzerlik bulunmadığı gibi markaların esas unsurlarını oluşturan sözcüklerde, ortak kullanımı bulunan sesli ve sessiz harfler yer almakla birlikte bu harflerin dizilimlerinin oluşturduğu bütünsel algılar da yine farklılaşmaktadır. Bu haliyle taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldıklarında görsel, işitsel ve kavramsal unsurların hiçbiri açısından, tüketicinin, işaretler arasında yanılgı yaşayabileceği mahiyette bir benzer algı ediniminin mümkün olmadığı düşünülmektedir. Nitekim taraf markalarının ilgili tüketici kitlelerinin niteliği de göz önüne alındığında söz konusu kitlenin ‘aceleci bir geri zekalı’ değil, aksine ‘makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli tüketiciler oldukları, bu bağlamda her iki tarafa ait markalar altında sunulan hizmetleri/malları karıştırmak suretiyle satın alma yahut bu hizmetler/mallardan yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşme ihtimallerinin bulunmayacağı, aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı, esasen gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak nitelikte bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; davacı yanın işlem dosyası kapsamında T/00313 sayılı “…” esas unsuruna haiz tanınmış marka tesciline dayandığı, bunun dışında işlem dosyasına somut bilgi ve belgeler kazandırmadığı, kaldı ki dava konusu markanın davacı yana ait markalardan somut anlamda uzaklaştığı ve farklılaştığı bir durumda, dava konusu markanın tescilinin, davacı yan markalarının tanınmışlığı halinde dahi, SMK m.6/5 kapsamında düzenlenen   herhangi bir koşulu ortaya çıkarmayacağı, dolayısı ile tanınmışlık temelli bir tescil engelinin somut olayda mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 151,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.028,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Makine Elemanları Tekstil İnşaat San. Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan 28,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Makine Elemanları Tekstil İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı (e duruşma yolu ile katıldı.), HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza