Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/153 E. 2022/46 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/153 Esas
KARAR NO : 2022/46

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 11/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin 1974 yılından bu yana gıda sektöründe
faaliyet göstermekte olduğunu, ticaret hayatına başladığı günden bu yana “…”
markasını kullanmakta olduğunu, müvekkili firmanın … markasını TPMK nezdinde ilk kez
1994 yılında tescil ettirmiş olduğunu ve bugün tescilli … esas
unsurlu marka tescillerinin/başvurularının sahibi olduğunu, … ibaresinin müvekkili firmanın tescilli ticaret unvanının da ayırt edici unsuru olup,
müvekkili … Gıda San. Ve Tic. A.Ş. şeklindeki ticaret unvanını
05.03.1976 tarihinde Bafra Ticaret ve Sanayi Odasına 1331 Ticaret Sicil No ile
tescil ettirilmiş olduğunu, daha sonra aynı unvanın İstanbul Ticaret Odası siciline de
20.01.2000 tarih ve 432142/0 sayı ile tescil ettirmiş olduğunu, müvekkilinin … markası
ve ticaret unvanı üzerinde 40 yılı aşkın süredir aralıksız devam eden bu
kullanımı sonucu, … markasının müvekkili ile özdeşleşmiş olduğunu, müvekkilinin bu marka ile
anılır olduğunu ve markanın yoğun kullanım neticesinde tanınmış marka haline geldiğini, müvekkili … markasının bugün TPMK’nin tanınmış markalar sicilinde 2011
yılından beri kayıtlı, tanınmış bir marka olduğunu, ayrıca müvekkilinin … ibareli markalarını yurt dışında da birçok ülkede tescil ettirmiş olduğunu,
davalının; müvekkili … markalarına ayırt edilemeyecek derecede
benzer olan … sayılı “…” markasının TPMK nezdinde 08.
sınıfta tescili için gerçekleştirdiği marka başvurusundan haberdar olduğunu ve itiraz
ettiğini, müvekkili şirkete ait tescilli ve tanınmış “…” markasına iltibas yaratacak düzeyde
benzeyen, aynı veya benzer ürün ve hizmetleri kapsayan, halk arasında karıştırılma ihtimali arz eden söz
konusu başvurunun 6789 sayılı Sınai Mülkiyet
Kanunu’nun 6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/6 ve 6/9 maddeleri uyarınca tümden reddinin
gerekmekte olduğunu, müvekkilinin ilgili sektörde davaya konu markanın başvuru tarihinden çok önce
maruf hale getirdiği …-… markasının gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” esas unsurlu markaların, Türkiye çapında gıda sektörüne
yönelik ürünler ve hizmetler üzerinde uzun yıllardır kullanılmakta olduğunu, söz konusu
markayı ilgili sektörde tanınmış bir marka haline getirmiş olduğunu, davalı marka başvurusu sahibinin de; müvekkilinin tanınmış “…” markalarına
iltibas düzeyinde benzeyen “…” ibaresini, aynı/aynı türden ve benzer ürünler
üzerinde tescil ettirmek üzere kötü niyetli olarak başvuruda bulunmuş olduğunu beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline ve tescili halinde … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 25/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacı markaları ile davalı markası arasında ortak unsur “…” ibaresi
olsa da “…” ibaresini içeren davalı markasında tamamen yeni bir ibare oluşturulduğunu ve
markaların kavramsal olarak ayrıştığını, taraf markalarının ihtiva ettiği diğer unsurlar da göz
önüne alınarak yapılan değerlendirme sonucu yine davalı markasının davacı markalarından
belirgin şekilde görsel, işitsel ve kavramsal farklılık arz ettiğini ve dava konusu markanın ayırt edici nitelik taşıdığını, bir bütün olarak okunup algılanacak davalı markası ile davacı markaları
arasında, ilgili tüketicilerin ilişki kurması ve davalı markasının davacının seri markası olarak
algılaması ve/veya aynı ticari işletmeye ait olduklarını sanmasının söz konusu olmadığını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden; 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “….” ibareli markalar arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının kötü niyetli olup olmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacıya ait ticaret unvanı ile davalı marka başvurusu arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları, davacının ticari sicil kayıt bilgileri getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın … no’lu “…” ibareli marka başvurusunun 28.05.2020 tarihinde “08. Sınıf: Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar.” emtiaları bakımından yapıldığı, bu başvurunun 351 sayı ve 29.06.2020 tarihli Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, davacı tarafından 25.08.2020 tarihinde SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında T/02156, 2020/17820, 2020/03726, 2019/130711, 2019/130699, 2019/130705, 2019/83223, 2018/96110, 2017/34352, 2015/75963, 2015/75955, 2015/75951, 2015/75947, 2015/22505, 2015/105595, 2013/103891, 2012/83825, 2012/83810, 2012/83801, 2010/22667, 2010/22666, 2010/18009, 2009/26174, 2009/26173, 2009/26172,2009/26171, 2003/03516, 2003/03515, 98/000800, 94/000900, 2001/21466 sayılı markalar itiraza mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının aynı gerekçelerle 22.03.2021 tarihinde yeniden itiraz ettiği, itirazı inceleyen Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nin 15.05.2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 17.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 10.08.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı marka kapsamında yer alan “Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar.” emtiaları ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2015/22505 sayılı marka kapsamında yer alan “Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar.” emtiaları AYNIDIR.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşan salt kelime markası olduğu, markanın tek ve esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait 2015/22505 sayılı marka incelendiğinde; Logo ve kelime unsurlarından oluşan karma bir marka olduğu, markanın başlangıç kısmında; turuncu renkli elips şeklindeki zemin üzerinde beyaz renk ile yazılı stilize bir “e” harfinin bulunduğu, bu stilize “e” herfinin turuncu renkli elips zemin ile birlikte genel görünüm olarak logo mahiyetinde bulunduğu, bu logonun sağında siyah renkle ve küçük harflerle “…” ibaresine yer verildiği, markanın genel görünümü incelendiğinde esas unsurunun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka ile davacıya ait 2015/22505 sayılı marka global olarak karşılaştırıldığında; Davacı markasının esas unsurunun “…”, davalı şahsın markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu ibarelerin görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, zira davacıya ait markanın bir bütün halinde dava konusu marka içinde bulunduğu, kavramsal olarak markaların farklılaşmadığı, nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 20.01.2021 tarih …sayılı kararında başka bir uyuşmazlığa ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; “…” ve “…” ibareleri arasında işaret benzerliğinin bulunduğunun kabul edildiği, o halde, daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görme ve karşılaştırma imkanından yoksun, markaların detaylarını analiz etmeyen, gözünde ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, bu markayı davacıya ait marka ile ilişkilendirebileceği, davacıya ait markanın serisi niteliğinde yeni bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı şahıs ön inceleme duruşmasında her ne kadar 99/012178 ve 2009/38799 sayılı marka tescil belgeleri ibraz etmişse de, gerek savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamı, gerekse de bu marka tescil belgelerinin davalı şahsa ait olmadığı, dava dışı Ahmet … isimli şahsa ait olması nedenleriyle, davalı şahsın, üçüncü kişilere ait marka tescil belgelerini ibraz ederek, eldeki davaya konu marka bakımından müktesep hak iddiasında bulunamayacağı kanaatine varılmıştır.

Somut olayda dava konusu … sayılı marka ile davacıya ait 2015/22505 sayılı marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca, davaya konu tüm emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, bu bağlamda, davaya konu YİDK kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşulu oluştuğundan, davacı yanın; SMK m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümlerinden kaynaklı nispi tescil engellerinin/hükümsüzlük sebeplerinin somut olayda mevcut olduğu iddialarının, yargılamanın neticesini etkilemeyeceğinden ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile alınması gereken 21,40 TL harcın müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 28,50 TL vekalet harcı, 134,20 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 281,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza