Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/149 E. 2021/405 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/149 Esas
KARAR NO : 2021/405

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/10/2014
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
YAZIM TARİHİ : 30/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/10/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 19.07.2011 tarihli 27340 nolu fatura karşılığı olan toplamda 2.203,00 TL bedelli faturayı ödememesinden dolayı, bu fatura borcuna ilişkin Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, ancak takibin durdurulduğunun taraflarına tebliğ edilmediğini, davalının icra dosyasına yapmış olduğu işbu itirazın kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirket ile müvekkili enstitü arasında 10/03/2008 tarihli TSE markasını kullanmak için sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin belgeli kuruluşlardan yıllık marka kullanım ücreti aldığını, müvekkili tarafından davalıya, takip konusu faturaların tebliğ edildiğini, her türlü bilgilendirme ve ihbar yazısı yazıldığını, ancak davalının kötü niyetli olarak dava konusu fatura bedellerini ödemeyince icra takibi başlattıklarını, davalı firmanın yine kötü niyetli olarak icra takibine de itiraz ettiğini beyan ederek; davalı borçlunun Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına haksız olarak yaptığı itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte takibin devamına, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olması sebebi ile alacaklarının %20 sinden az olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı vekili 09/03/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkiline yönelttiği icra takibinin haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkilinin, 2007-2008 yılların arasında Devlet Malzeme Ofisi’nin yapmış olduğu ihaleye katılmak amacıyla, ürünlerinin bir kısmı için davacının vermiş olduğu tescil belgelerini aldığını, mevzu bahis belgeler alınırken davacı kurumun, müvekkilinden, başvuru yapılacak her bir standart için avans ücreti aldığını, böylece, müvekkilinin bir yıl süre ile davacı TSE’den tescil işlemi yaptığını, akabinde Devlet Malzeme Ofisi ihalesini kazanamaması nedeniyle tescil ettirdiği belgelerden herhangi bir ciro elde edemediğini, vize işlemi yaptırmak için davacıya başvurulmadığını, tescil belgelerinin yeniden onaylatılmadığını, davacının, vize işlemleri yapılmamış ve tescil belgeleri onaylatılmamış ürünlerden kullanım ücreti alamayacağını, sürenin hitamında bu belgelerin kendiliğinden hükümsüz kalması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi müvekkiline ne bir ihtar, ne de bir fatura gönderildiğini, söz konusu faturaların müvekkili şirket kayıtlarında mevcut olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin kötü niyetli olduğu iddiasının haksız olduğunu, davanın esasını ve haklılığını kabul etmemek kaydıyla, dava konusu alacak talebine faiz işletilmesinin de mümkün olmadığını, çünkü müvekkili şirkete gönderilen ve tebliğ edilen herhangi bir ihtarın söz konusu olmadığını, bu bakımdan temerrüt şartlarının gerçekleşmediğini, dolayısıyla faiz talebinin yersiz olduğunu beyan ederek; davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesine dayalı, İtirazın İptali istemine ilişkindir.
Eldeki dava ilk olarak Ankara … Ticaret Mahkemesi nezdinde açılmış olup, Ankara … Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, dilekçe teati, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamaları yürütülerek … Karar sayılı karar ile; “Davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun Ankara….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında 2.203,00 TL asıl alacak ve 313,97 TL faiz olmak üzere toplam 2.516,97 TL’ye ilişkin itirazın iptaline, asıl alacak 2.203,00 TL’ye icra takip tarihi olan 17/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, takibin bu koşullarla devamına, kabul edilen 2.516,97 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminat tutarı olan 503,39 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin, 03/03/2020 tarih 2019/4098 Esas 2020/2294 Karar sayılı kararı ile; “Dava, TSE lisans marka (kullanma) ücretinden doğan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Tescilli markanın sahibinden izinsiz olarak veya lisans süresi aşılarak kullanılması hali olaya uygulanacak 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde sayılan marka hakkına tecavüz eylemleri kapsamında düzenlenmiş olup, söz konusu ihlal nedeniyle istenebilecek tazminat davaları ise KHK’nın 62. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı Markalar Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71’nci maddesine göre bu Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların, ihtisas mahkemelerinde çözümü gerekir. Bu itibarla, davacının marka hakkına dayanmış bulunmasına göre bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki ise görev ilişkisidir. Bu durumda, mahkemece dava konusu uyuşmazlıkta görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar bozulmuş olup, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin söz konusu bozma ilamına uyması üzerine 20/04/2021 tarih 2020/292 Esas 2021/382 Karar sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davacı vekilinin talebi üzerine, dava dosyası, Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu aracılığıyla mahkememize gönderilmiş olup, yukarıda yazılı esasa kaydı yapılmış, taraflara duruşma davetiyesi çıkartılarak yargılama yürütülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacının, davalı ile TSE markasının kullanımına ilişkin akdi bir ilişki içerisinde bulunmasına bağlı olarak, davalının bu akdi ilişki kapsamında davacıya icra takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı, varsa bu borcun ve fer’ilerinin miktarının ne kadar olduğu, davacının davalıdan icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği veya davalının davacıdan kötü niyet tazminatı isteminde bulunup bulunamayacağı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip görevsiz mahkemece; tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, tarafların ibraz ettiği deliller alınmış, icra dosyası ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin davacı nezdinde bulunan evrak celp edilmiş, Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, görevsizlikle mahkememize gelen eldeki davada; tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Davacının, 19/07/2011 tarih 27340 nolu fatura bedelini mesnet göstererek, davalıya karşı 2.203,00 TL asıl alacak, 425,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 2.628,33 TL üzerinden ilamsız icra takibinde bulunduğu, icra dairesince tanzim edilen ödeme emrinin davalıya 23/09/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yetkilisi…’in, takip konusu borcun asıl ve fer’ilerine 30/09/2013 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine, icra müdürlüğünce 01/10/2013 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin durdurulduğuna ilişkin kararın davacı tarafa tebliğ edildiğini gösterir mazbatanın icra takip dosyasında bulunmadığı, bu nedenle itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında, icra takibine konu TS ENV 12521 ve TS EN 527-1 nolu standartlara ait TSE markalarının, taraflar arasında akdedilen 10/03/2008 tarihli sözleşmeye istinaden davalıya kullanım yetkisi verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, 10/03/2008 tarihli sözleşmenin 1 yıl süreli olarak akdedildiği, ancak sözleşmenin 5/2 maddesine göre; taraflarca sözleşmenin sona ermesi hususunda bir ay önceden herhangi bir yazılı ihbarda bulunulmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden aynı şartlar dahilinde bir yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin 3.maddesine göre; davalı firmanın iş bu sözleşme ile … Ürün Belgelendirme Yönergesinin bütün hükümlerine uymayı kabul ettiği, dava konusu icra takip dosyasına mesnet 19/07/2011 tarih 27340 sayılı faturanın, Ürün Belgelendirme Ücretlendirme Yönergesi’ne göre tahakkuk ettirilen 01/01/2011 tarihinden fesih tarihi olan 15/07/2011 tarihine kadar olan marka kullanım ücretine ilişkin olduğu, ayrıca söz konusu faturanın davalı firmanın sistemde kayıtlı adresine gönderildiği ancak teslim edilemeden geri geldiği hususunun, davacı TSE’nin 08/07/2015 tarih 35683889-640.00.00.00-276578 sayılı yazısından anlaşıldığı, nitekim dosya kapsamında mevcut; davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenen 04/07/2011 tarihli fesih bildirimine göre; TSE marka tescil belgelerine ilişkin sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafından, davacıya bildirildiği, bu tarihten önceki döneme ilişkin olarak taraflar arasında mevcut herhangi bir fesih bildiriminin söz konusu olmadığı, davalı tarafın 04/07/2011 tarihli fesih bildiriminin, taraflar arasında akdedilen 10/03/2008 tarihli sözleşmenin 5/2 maddesinde belirtilen 10/03/2011 tarihinden bir ay öncesi olan 10/02/2011 tarihinden sonra yapıldığı anlaşıldığından, bu fesih bildiriminin 10/03/2012 tarihi itibari ile hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, ancak 2011 yılı dönemine ilişkin olarak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1 yıl süre ile daha uzamış sayılacağı ve bu döneme ilişkin olarak davalının marka kullanım bedeli ödeme borcunun doğmuş bulunacağı, davacı tarafından mahkemeye ibraz edilen 16/02/2015 havale tarihli cevabi yazı ekinde davalıya gönderildiği iddia edilen ihbarnameyi “…” isimli kişinin teslim aldığı, bu şahsın davalı şirketin yetkilisi olmadığının dosya kapsamında mevcut ticari sicil kaydından anlaşıldığı, her ne kadar “Aynı konutta yakınına/hizmetçisine teslim” sıfatı ile “..” isimli kişiye ihbarname teslim edilmişse de, bu tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı, her şeyden önce davalı şirketin yetkili temsilcisinin, o yoksa bu işle görevlendirilmiş evrak memurunun, o da yoksa davalı şirkette çalışan daimi çalışanının tebliğ esnasında yerinde bulunup bulunmadığı hususunun silsile halinde araştırılarak tebligat işleminin yapılmış olması gerektiğinin mahkememize ibraz edilen RR… gönderi barkod numaralı evraktan anlaşılamadığı, davalı tarafın, müvekkiline daha önce yapılmış bir ihbarname veya fatura tebliği işlemi olmadığını ileri sürdüğü, dolayısıyla davalı şirkete daha önce tebliğ edilmiş usulüne uygun ihbarname veya fatura olmadığı anlaşıldığından, davalı şirketin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğünün söylenemeyeceği, ancak yine taraflar arasında miktarı uyuşmazlık konusu olmayan marka tescil belgelerinin 2011 yılına ait Ürün Belgelendirme Ücretlendirme Yönergesi’ne göre tahakkuk ettirilen 2.203,00 TL, TS ENV 12521 ve TS EN 527-1 nolu standartlara ait marka kullanım ücretlerinin, davalı tarafın fesih beyanı sonrası muaccel hale geldiği ve sözleşmenin 5/2 maddesi uyarınca, davacı tarafın 2011 yılına ait bu döneme ilişkin sözleşmeden kaynaklı ücret alacağına hak kazandığı anlaşıldığından; 2.203,00 TL asıl alacak yönünden Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra takip tarihinden önce, davalı taraf mütemerrit duruma düşürülmediğinden, işlemiş faiz bakımından itirazın iptali ve takibin devamı isteminin reddine, asıl alacak likit olduğundan, bu alacak miktarının %20’si olan 440,60 TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasında yaptığı itirazın 2.203,00 TL asıl alacak bakımından İPTALİNE ve TAKİBİN DEVAMINA, 2.203,00 TL asıl alacağa icra takip tarihi olan 17/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA, 425,33 TL işlemiş faiz bakımından ileri sürülen itirazın iptali ve takibin devamı isteminin REDDİNE,
2-2.203,00 TL asıl alacağın %20’si olan 440,60 TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 150,49 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 37,65 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 112,84 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 2.203,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 425,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının %84 olarak kabulüne,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 37,65 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 12,30 TL vekalet harcı, 118,85 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 156,35 TL yargılama giderinin %84’ü olan 131,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 25,02 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 12,60 TL vekalet harcı, 1,75 TL dosya kapağı, 68,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 82,35 TL yargılama giderinin %16’sı olan 13,18 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 69,17 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK Geçici m.3/2 hükmü yollaması ile uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’un 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ve 432.hükümlerine göre, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza