Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/144 E. 2022/73 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/144 Esas
KARAR NO : 2022/73

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 03/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ …’nin, TPMK nezdinde 30 Nice sınıfında, 10.07.2015 tescil tarihli, ”… çayı” ibareli markanın tescilli hak sahibi olduğunu, markanın tescil edildiği tarihten de anlaşılacağı üzere uzun yıllardan beri kendi alanında güvenilir firma olarak faaliyet gösterdiğini, “…” sayılı … ibareli marka başvurusunun, … adına yapılmış olduğunu, itiraza konu markanın, müvekkilinin daha önceden tescil edilmiş marka serisiyle ayniyet derecesinde benzer olduğunu, benzer sınıftaki hizmetleri kapsaması nedeniyle iltibas tehlikesi yarattığını, “…” ibareli markanın tescil edilmesi halinde; bu marka ile karşılaşan orta düzeyde bir tüketicinin bu ibarenin sözü edilen markalara yakın olması sebebiyle itiraza konu markalı malların kökeninin müvekkili firma olduğunu ve bu markanın ise müvekkile ait seri markalardan olduğunu düşüneceğini, itirazda bulundukları 2019/84535 kodlu marka başvurusunun sahibi “… …”nın, itirazda bulunan “…” ortağı ve sahibi “… …” nın kardeşi olduğunu, … …’nın, “…”nin daha önceki unvanı olan “… Çay Gıda San Ve Tic. Ltd. Şti”nin bir çalışanı olduğunu ve bu şirketten de emekli olduğunu, itirazda bulundukları 2019/84535 koldu “… tea” ibareli markanın sahibinin yıllardır çalıştığı ve abisinin olan şirkete “…” ibareli markanın oluşturduğu tanınmışlığı ve satış potansiyelini bilerek benzer marka başvurusunda bulunulmuş olduğunu, kötü niyetli bir başvuru olduğunu beyan ederek; itiraza konu … sayılı “…” ibareli markanın, müvekkiline ait “… çayı” ibareli seri markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve aynı mallarda tescilinin talep edildiği, bu durumun orta seviyede tüketicide karışıklığa dolayısı ile iltibasa neden olacağı, itiraza konu markanın tescil edilmesi halinde müvekkilinin markası ile haksız rekabet yaratmasının mümkün olduğu hususları dikkate alınarak ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet kanunu’nda yer alan tüm gerekçelerle itirazlarının kabulü ile itiraza konu “…” sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, başvurusu yapılan tüm mallarda reddine dair verilen kararın iptaline, Türk Patent ve Marka Kurumunun E-29822383-000-210085728 Sayılı, … sayılı YİDK Karar konulu verilen ilana itirazın reddi kararına karşı yapılan itirazlarının reddine dair verilen kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 25/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru ile itiraza gerekçe olarak
gösterilen markaların ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi
üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle karıştırılacak derecede benzer olmadığını ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak
üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığını, itirazın benzerlik ve kötü niyet
de dahil olmak üzere tüm gerekçeleri bakımından reddi gerektiği şeklinde olup hukuka
uygun bir karar olduğunu beyanla; … sayılı YİDK kararı iptali isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusunu devreden davalı … vekili 28/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in söz konusu markayı kâr amacı güderek 09/06/2021 tarihinde …’ya devrettiğini, dolayısı ile dava tarihi itibari ile müvekkilinin ilgili marka hakkında tasarruf yetkisi olmadığının açık olduğunu, iş bu davada müvekkilinin taraf husumeti olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, iki markanın logosu, yazı tipi ve tüm ihtivası incelendiğinde; MR. … isimli markanın davacıya ait … Çayı isimli marka ile benzerliği olmadığı hususunun açık olduğunu beyan ederek; davanın usul veya esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusunu devralan davalı … vekili 26/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Her iki markanın görsel, işitsel, fonetik vb. unsurlar açısından benzer olmadığını, markalar arasında ayırt edici ciddi farkların mevcut olduğunu, müvekkili markasına davacı tarafından … ÇAYI ibareli marka delil gösterilerek itiraz edilmiş olduğunu, markada yer alan Sayhan ibaresinin Adana’nın bir ilçesi olduğunu ve ilçenin en önemli nehirlerinden olan … Nehri’nden adını almakta olduğunu, … Nehri coğrafi yer olmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti ülkesine mâl olmuş bir yer olduğunu, bu anlamda müvekkili …’ya ait marka “mr. …” olsa bile ”…”ın bir coğrafi yer adı olduğunu ve ülkemizin önemli bir nehri olduğunu, kimsenin tekeline tek başına verilemeyeceğini, davacı tarafından müvekkiline ait “mr. …” markasının … çayı markasına benzediğine ilişkin iddialarının hakkaniyete aykırı olduğunu ve rekabeti engelleme kaygısından başka bir şey olmadığını, müvekkilinden maddi menfaat temin edebilmek amacı ile davacı tarafından kötü niyetli olarak haksız ve hukuka aykırı iş bu davanın açılmış olduğunu, iki markanın logosu, yazı tipi ve tüm ihtivası incelendiğinde; mr. … isimli markanın davacıya ait … çayı isimli marka ile benzerliği olmadığı hususunun açık olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, … sayılı “MR. …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait 2013/29844 sayılı “Şekil+… ÇAYI” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; …’nın 09.09.2019 tarihinde “MR. …” ibareli … sayılı başvuru ile 30.sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” emtiaları için tescil talebinde bulunduğu, başvurunun 13.01.2020 tarih 340 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacı tarafından 26.02.2020 tarihinde SMK m.6/1 ve m.6/9 hükmü kapsamında 2013/29844 sayılı marka itiraza mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, … tarafından itiraza karşı 25.03.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi sunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazların incelenmesi sonucunda haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, …numaralı marka başvuru hakkı devir sözleşmesi ile … sayılı marka başvurusunun … tarafından 500,00 TL bedel karşılığında devrine ilişkin sözleşme akdedildiği, bu devir işleminin 11.11.2020 tarihinde TÜRKPATENT sicil kaydına işlendiği, davacı tarafından 24.12.2020 tarihinde yayıma yeniden itiraz edildiği, … tarafından 15.01.2021 tarihli karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, 01.04.2021 tarihinde Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun yapmış olduğu incelemede, … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 03.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinden sonra; ..numaralı marka devir sözleşmesi ile; … sayılı markanın … tarafından 600,00 TL bedel karşılığında …’ya devredilmesine ilişkin sözleşme akdedildiği, bu devir işleminin aynı tarihte TÜRKPATENT sicil kaydına işlendiği, dolayısıyla dava açıldıktan sonra, dava konusu marka üzerindeki malik sıfatının …’ten …’ya geçtiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka üzerinde dava açıldıktan sonra devir işlemi gerçekleştiği tespit edildiğinden; 6100 sayılı HMK m.125/1 hükmü uyarınca Kanunda belirtilen seçimlik hakkını kullanması için davacı vekiline iki hafta süre verilmiş, davacı vekili 26/10/2021 tarihli dilekçesi ile dava konusu marka üzerinde malik sıfatı bulunan …’ya davanın yöneltilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine, eldeki dava, dava konusu marka üzerinde malik sıfatı bulunan …’ya yöneltilmiş, dava konusunu devralan … bakımından dilekçe teatisi işletilerek tahkikat işlemleri için yerine getirilmesi gereken öncelikli usuli prosedürler tamamlanmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında yer alan 30.sınıf emtialar ile itiraza mesnet 2013/29844 sayılı marka kapsamında yer alan 30.sınıf emtialar, AYNI/AYNI TÜRDÜR. Zira bunlar aynı tüketici kesimine hitap ederler, aynı ihtiyaçları giderirler, aynı yerlerde ve raflarda satılırlar, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame ilişkisi bulunur, dağıtım kanalları ortaktır.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; salt kelime markası olduğu, standart ve siyah renkli yazı karakteri ile “…” olarak oluşturulduğu, “MR.” kelimesinin İngilizce “Mister” kelimesinin kısaltılmışı olup “Bay” anlamına geldiği, İngilizce’nin ülkemizde en çok bilinen yabancı dillerden biri olduğu gözetildiğinde, davaya konu emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kesiminin “MR.” ibaresini “Bay” anlamına gelen İngilizce bir kelime olarak algılayabileceği, “…” ibaresinin; Güney Asya’da, Hindistan’ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu’nda bulunan bir ada ülkesi olan “Sri Lanka”nın 1972 yılından önceki adı olduğu (Bkz; https://tr.wikipedia.org/wiki/Sri_Lanka), yine “…” ibareli kadın ve erkek isimlerinin de bulunduğu (Bkz; https://turkadlar.com/?c=&ad=…), somut olayda, davaya konu marka başvurusunda yer alan “MR.” kelimesinin kişi adlarını niteleyen ve önüne geldiği kişinin cinsiyetini belirten sıfat niteliği uyarınca, “…” ibaresi ile karşılaşan ortalama tüketici kesiminin bu ibareyi genel görünüm itibariyle “Bay …” olarak algılayacağı kanaatine varılmıştır.
İtiraza mesnet 2013/29844 sayılı marka incelendiğinde; kelime ve şekil unsurlarından mürekkep karma marka niteliğini haiz olduğu, ağaçlık ve kayalıkların arasından akan “çay” şekil unsuru ile bu şekil unsurunun hemen altında yer alan “… ÇAYI” ibaresinden oluştuğu, markayı oluşturan şekil unsurunun, akan bir çayı çağrıştırdığı hususunun markanın kelime unsurunda yer alan “ÇAYI” kelimesi ile pekiştirildiği, markada yer alan “…” kelimesinin, Adana ilinin bir ilçesi olduğu, aynı zamanda kadın veya erkek ismi olarak da kullanılageldiği (Bkz; https://turkadlar.com/?c=&ad=…), Türkiye’nin Akdeniz’e dökülen nehirlerinden birinin “… Nehri” olduğu (Bkz; https://tr.wikipedia.org/wiki/Seyhan_Nehri), Adana’nın … ilçesinde bulunan bu nehir uyarınca, ortalama tüketici kesiminin itiraza mesnet “… ÇAYI” ibaresini hemen ve ilk bakışta Adana ilinin ilçesinden kaynaklanan “… Nehri” ile bağdaştıracağı, başka bir deyişle, “Şekil+… ÇAYI” markasını gören veya işiten ortalama tüketici kesiminin algısında, Adana ilinin … ilçesinde yer alan ve Akdeniz’e dökülen “… Nehri”nin çağrışım oluşturacağı kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; her ne kadar “…” ve “…” ibarelerinden kaynaklı müşterek harf ortaklığı bulunsa da, markaların genel görünüm itibariyle ortalama tüketici nezdinde oluşturdukları kavramsal algıların birbirlerinden oldukça farklı olduğu, itiraza mesnet “Şekil+… ÇAYI” markasını gören, işiten ortalama tüketici kesiminin bu ibareyi hemen ve ilk bakışta Adana ilinin … ilçesinde yer alan “… Nehri” ile ilişkilendireceği, davaya konu “…” isimli marka başvurusunu gören aynı tüketici kesiminin ise bu marka başvurusunu “Bay …” isimli bir gerçek kişi ile ilişkilendireceği, bu nedenle markaların söz konusu tüketici kesiminde oluşturduğu kavramsal algıların oldukça farklı olması nedeniyle markaların görsel ve işitsel açıdan kısmi benzerliklerinin bertaraf edildiği, zira; görsel ve işitsel fonksiyonların kavramsal algıyı oluşturmada araç oldukları, şöyle ki; tüketici kesiminin, duyu organları ile algıladığı markaların zihninde oluşturduğu imaj doğrultusunda tüketim tercihinde bulunduğu, karşılaştırılan markalar arasında duyusal açıdan kısmi benzerlik bulunsa da, bu markaların tüketicinin zihninde oluşturduğu imajın birbirinden oldukça farklı nesnelere çağrışım oluşturması halinde, tüketicinin markalar arasındaki farklılığı algılayabileceği ve tüketim tercihinde yanılsamaya düşmeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği, buna göre; daha önce itiraza mesnet “Şekil+… ÇAYI” markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını aynı emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markadan farklı bir marka olarak algılayabileceği gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markanın iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadığı, birbirleri ile iltibas oluşturmadığı tespit edilen marka sahipleri arasında önceye dayalı akrabalık veya çalışma ilişkisi bulunduğu iddialarının davalı yanın kötü niyetli olduğunu ispatlamaktan uzak olduğu, zira, hali hazırda karşılaştırılan markalar arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle, davalı şahsın, engelleme, spekülasyon, tuzak, şantaj vb gibi ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak dava konusu marka tescil başvurusunda bulunmuş olduğunun söylenemeyeceği, bunun haricinde dava konusu marka tescil başvurusunda bulunan şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.

Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Dava konusunu devralan davalı … ve davalı TÜRKPATENT kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 28,80 TL vekalet harcı, 206,50 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 353,90 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Dava konusunu devreden … tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak dava konusunu devreden davalı …’e verilmesine,
6-Dava konusunu devralan … tarafından yapılan 20,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak dava konusunu devralan davalı …’ya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza