Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/130 E. 2022/59 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/130 Esas – 2022/59
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/130 Esas
KARAR NO : 2022/59

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali),
Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 17/05/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin e ticaret taşımacılık sektörüne inovatif çözümler sunmak üzere 2018 yılında kurulmuş olduğunu ve Avrupa’nın önde gelen lojistik sağlayıcıları arasında bulunduğunu, 2018 77764 “… … …”, 2018 77761 “…”, 2018 44441 “… … ve 2019 68328 “… …” markalarının sahibi olduğunu, dava konusu markanın 39. sınıftaki bir kısım hizmetler bakımından re’sen inceleme aşamasında reddedildiğini, markanın tümden reddinin gerektiğini, markaların aynı anlama geldiğini, markaların karıştırılma ihtimali yaratacak düzeyde benzer olduğunu, markaların aynı olduğunu, markaların seri marka olarak kabul edilmesinin gerektiğini, markaların genel görünüm itibariyle karıştırılmaya yol açacak kadar benzer olduğunu, başvuru/tescil sınıflarının aynı olduğunu, 35.08. sınıf bakımından herhangi bir mal kısıtlaması yoluna gidilmemişse bütün sınıfları kapsayacağını, davaya konu marka başvurusunun SMK m.6/9 kapsamında da reddinin gerektiğini beyanla, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının iptaline ve davaya konu … başvuru sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 26/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, davacı markalarının 39. Sınıfta tescilli olduğunu, oysa davalı başvurusunun ise 35 ve 39. Sınıfta yer alan farklı hizmetlere ilişkin olduğunu, davacı markalarının 35. Sınıfta tescilli olmadığını, SMK m.6/1 uyarınca bakılması gereken ilk şart olan mal ve hizmetlerin benzerliği şartının oluşmadığını, öte yandan davaya konu marka başvurusunda bulunan logonun davacı markalarında bulunmadığını, markanın sarı, kırmızı ve turuncu renklerle stilize edildiğini, logonun markadaki konumu itibariyle baskın olduğunu ve esas unsurun bir parçası olduğunu, markanın farklı kelime unsurlarından oluştuğunu, iltibas ihtimali bulunmadığını, davacı tarafından daha önceden “şekil + … …” ibareli markaya karşı ikâme edilen benzer bir davada mahkemece davanın reddedildiğini, “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük ortak unsur olduğunu ve markalardaki diğer unsurlara da bakılmasının gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Lojiplatform E Ticaret Hizmetleri Anonim Şirketi, dava dilekçesine karşı yasal süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “Şekil+… TESLİM” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “Şekil+… TESLİM” ibaresinin 35 ve 39. sınıflarda bulunan hizmetlerin tescili amacıyla 19.06.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK m.5/1-b ve m.5/1-c hükümleri kapsamında kısmen reddedilmesine karar verildiği, kalan hizmetler için 27.07.2020 tarih ve 353 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde başvurunun ilan edildiği, dava konusu marka başvurusunun ilanına karşı, davacının SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri uyarınca 2018/44441, 2018/77761, 2018/77764, 2019/68328 nolu markalarına dayalı olarak itiraz ettiği, davalı şirketin 15.10.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 24.03.2021 tarihinde yeniden itiraz formu sunulduğu, davalı şirketin 12.04.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 07.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 25.11.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında olup eldeki davaya konu olan hizmetler; “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 39.SINIF: Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” şeklindedir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan; “39. Sınıf: Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.”, davacıya ait 2018/77764, 2018/77761, 2018/44441, 2019/68328 sayılı markaların kapsamında bulunmaktadır. Bu nedenle söz konusu hizmetler bakımından dava konusu marka ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında “emtia ayniyeti” bulunmaktadır.
Dava konusu marka kapsamında kalan 35.sınıftaki hizmetlerle davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamlarında kalan 39.sınıftaki hizmetler arasında ise benzerlik ilişkisi bulunmamaktadır. Zira karşılaştırılan hizmetler benzer tüketici kesimine hitap etmezler, benzer ihtiyaçları gidermezler, benzer yerlerde tüketiciye arz edilmezler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkânı bulunmaz, aralarında tamamlayıcılık ilişkisi bulunmaz.
Dava konusu … sayılı marka; beyaz zemin üzerine solda sarı, turuncu ve kırmızı renkli altıgen ve içinde küp şekli ile sağda sarı kırmızı renkli “… teslim” ibaresinden oluşan kompozisyon bir marka olup tüketiciye markasal algıyı ileten yani esaslı unsurunun bir bütün olarak kelime ve şekil unsurundan oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; davacıya ait 2019 68328 tescil numaralı ve “şekil+… …” ibareli markanın solda gri ve yeşil renklerle çizilen “pin point” olarak tabir edilen navigasyon/harita dilinde bulunulan noktayı gösteren işaret ile içinde “araba” görseli ile sağda yeşil renkli “… …” ibaresinden oluşan kompozisyon bir marka olduğu, davacıya ait sair markaların ise solda gri ve yeşil renklerle çizilen “pin point” olarak tabir edilen navigasyon/harita dilinde bulunulan noktayı gösteren işaret ile sağda “… …” kelimesi yahut bu kelimeden sesli harflar çıkartılarak oluşturulan “…” ibaresinden oluşan kompozsiyon markalar olduğu, tüketiciye markasal algıyı ileten yani esaslı unsurunun bir bütün olarak kelime ve şekil unsurundan oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Davacıya ait 2019/68328 sayılı “şekil+… …” ibareli marka ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak herhangi bir benzerliğin bulunmadığı, davacıya ait diğer markalar ile dava konusu marka arasındaki müşterek unsurun “…” ve bu kelimeden sesli harflerin çıkartılmasıyla elde edilmiş “kly” kelimesine ilişkin olduğu, ancak salt “…” ibaresinin ne davacı markalarının ne de davalı şirket markasının tek başına esaslı unsuru olduğunun söylenemeyeceği, esasen bu ibarenin “sıfat” niteliğini haiz, davaya konu hizmetler bakımından tek başına ayırt ediciliği bulunmayan ve herkes tarafından kullanılan bir kelime olduğu, markaların ayırt edici unsurlarının bir bütün halinde ilgili tüketici kesiminde algılandığı, dava konusu markanın genel görünümü itibariyle davacıya ait markalardan farklı renk ve şekil unsurları içerdiği, aynı zamanda kelime unsurlarının bir bütün halinde oluşturduğu çağrışımın davacı markalarından farklı olduğu, bu hale göre; daha önce davacıya ait markaları gören, işiten, bu markalı hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin daha sonra davalı şirkete ait markayı gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markalardan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı anlaşıldığından, karşılaştırılan markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Buna göre; SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadığı, bunun haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.

Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 17,00 TL vekalet harcı, 108,50 TL posta, tebligat masrafı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam1.994,10 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı Şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2022