Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/13 E. 2021/435 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/13 Esas – 2021/435
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/13 Esas
KARAR NO : 2021/435

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 15/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Mağazacılık A.Ş.’nin tanınmış, bilinen, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip bir şirket olduğunu, yazılı ve görsel medyada tanıtım ve reklamları yapılan “…” mağaza adı/markası ile faaliyet yürüttüğünü, halk arasında ve sektörde bilinen/tanınan bu markanın ön plana çıkarıldığını, konsept itibari ile müvekkili firmanın potansiyel alıcıları ve tüketicilerinin her gelir düzeyinde tüm tüketiciler olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ibareli marka ve tasarım başvuruları/tescillerinin bulunduğunu, söz konusu ibare üzerinde müvekkili şirketin müktesep hakkının bulunduğunu, tüketiciler nezdinde bilindiğini, “…” ibareli marka ile oluşturulan tasarımların ambalajının büyük bir kısmını kapsayan marka ibaresinin de bu seri marka oluşturma kastında önemli bir yer edindiğini, müvekkili adına … başvuru numarası ile kayıtlı tasarımın tescili için başvurulduğunu, ancak davalı şirket tarafından yapılan itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … nolu kararı ile kabul edildiğini, bu kararın Kurulun daha önce vermiş olduğu emsal kararlar ile çeliştiğini, tasarımlar arasındaki farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı gözüyle incelenerek değerlendirilmesi gerektiğini, ancak YİDK tarafından bu hususta hataya düşüldüğünü, davalı şirket tarafından itiraz sırasında sunulan ürün görsellerinden de anlaşılacağı üzere, ürünlerin birbirinden farklı fotoğraflarda benzeşen, benzer ürün olmadan kaynaklı nitelikleri dışında ambalaj üzerindeki yerleşim, tasarım ve ürün görsellerinin tamamının birbirinden farklı olduğunu, müvekkili tasarımının benzerlik ve iltibas oluşturduğu iddiasının davalı yan 3.kişiler ve müvekkilinin ürün ambalajlarının ürün bazlı değil, tasarım bazlı şeklinde incelenmesi gerektiğini, ürünlerde renk bakımından herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davalı tasarımının birbirinden bağımsız dilimlerden oluştuğunu, müvekkili tasarımının ise tepsi şeklinde yuvarlağın üzerine ayırıcı parçaların eklenmesiyle oluşturulduğunu, müvekkili tasarımının taban kısmının düz iken davalı tasarımının 6 dilimden oluşan bir tabanı olduğunu, ambalaj üzerinde benzer nitelikte kabul edilebilecek tek unsurun ürün özelliklerini gösteren görseller olduğunu ve tasarımcının kısıtlı hareket alanı sebebi ile zorunlu unsur olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili tasarımının bu şekilde kullanılmasının ayrı şekildeki çikolataları aynı kutuda birbirinden ayırmak için olduğunu, ürünün saklanması ve taşınması sırasında kolaylık sağlanması gerektiği de düşünüldüğünde bu durumun teknik bir zorunluluk olduğunu, müvekkili tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığını ve karıştırılma ihtimali olmadığını, tasarımların 5 yıllık bir koruma süresince korunduğunu ve bu sürenin ardından tasarımın kamuya sunularak kamu yararı gereği herkesçe kullanılabilir hale geldiğini, davalı tasarımının 2013 yılında tescil ettirildiğini ve bu sürenin sonunda yenilendiğini, koruma süresi yenilenmeyen bir tasarımın artık kamu tarafından kullanılabileceğini, davalı tasarımının dünyada ilk defa sunulmuş bir tasarım olmadığını, yenilik unsurları içermediğini, bir dairenin başka bir şekilde bölünemeyeceğini, piyasada davalı ve müvekkili tasarımıyla benzer birçok seperatörlerin de bulunduğunu iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline ve müvekkili şirket adına … başvuru numarası ile kayıtlı tasarımın tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 25/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kurul’un davacı yanın iddialarının aksine davaya konu 2019 07695/9 sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen ve muterizin lisans hakkı sahibi olduğu 2013 02913/4 sıra numaralı tasarımın bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle yüksek oranda benzer olduğu kanaatine ulaştığını ve bu nedenle davacı yanın söz konusu tasarımının ayırt edici olmama gerekçesi kapsamında hükümsüz kılındığını, söz konusu tespit ve kanaatlerin bu gün için de geçerliliğini sürdürdüğünü, müvekkili Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından alınan kararın usul ve hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Mağazalar Anonim Şirketi vekili 23/02/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin faaliyetlerine 1995 yılında başladığını, tüketiciler nezdinde yüksek tanınmışlığı bulunan, güvenilen ve tercih edilen bir marka haline geldiğini, 2008-M-3101 sayılı TÜRKPATENT kararı ile “…” markasının tanınmış marka statüsünde olduğunun kabul edildiğini, 2013 02913 sayı ile 09-03 locarno sınıfında tescilli “Gıda Kabı Seperatörü” tasarımının … Plastik Sanayi Tic. Ltd. Şti. firması tarafından tescile konu edildiğini ve müvekkili şirketin de ilgili firma ile yaptığı 23.11.2018 tarihli lisans sözleşmesi ile SMK kapsamında tasarım üzerinde hakka sahip olduğunu, bu kapsamda müvekkli şirketin söz konusu tasarımı “Hazine” markası ile satışa sunduğu ürün kabında kullandığını, SMK’nın 55/1 maddesi uyarınca tasarımın, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü olduğunu ve ilgili mevzuat uyarınca koruma kapsamına alındığını, davacı yanın “Şeker ve Çikolata Kaplı Draje” ürünü için kullandığı ürün kabı tasarımının müvekkilinin lisans hakkına sahip olduğu itiraza mesnet tescilli tasarımının ayırt edilemeyecek derecede benzeri olduğunu, her iki tasarımın da üçgen dilimler şeklinde altı parçaya ayrıldığını ve parçaların birleşmesiyle daire formu oluştuğunu, her iki tasarımda da dairenin üstünde üçgen dilimlerin birleştiği merkezde yuvarlak bir boşluk bulunduğunu, her iki tasarımın ambalajının alt kısmında 6 parçaya ayrılan bölmelerin dairenin tam ortasında çukur oluşturacak şekilde birleştiğini, tasarımlara yandan bakıldığında ise 6 parçaya ayrılmış eşit dilimlerin ayrık şekilde, yarıklar oluşturacak biçimde tasarlandığını, boyutlarının aynı olduğunu ve ürünlerde aynı plastik malzemenin kullanıldığını, davacı tasarımının müvekkilinin lisans hakkı sahibi olduğu tasarımı ile birebir taklit oluşturulduğu izlenimi uyandırdığını, işbu dava konusu ambalaj tasarımına ait kapların tedarik edildiği … Global A.Ş. firmasının ilgili ürüne ilişkin 2019 03322/1 sayılı tasarım başvurusunun müvekkili şirket tarafından dosyalanan itiraz neticesinde davalı Kurumun 2019/T-1044 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, buna rağmen davacı yanın işbu dava konusu ambalaj desenlerini başvurusu reddedilen tasarımlar üzerinde kullanarak müvekkili şirketin lisans sözleşmesinden doğan tasarım haklarını ihlal ettiğini, bu hususun davacının kullanım ve tasarım tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, aynı şekilde müvekkilinin lisans hakkına sahip olduğu iş bu dava konusu tasarımın sahibi olan … Plastik Ltd. Şti. tarafından İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 2019/111 D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de tasarımlar arasında benzerlik tespit edildiğini, dava konusu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı tarafından bağlantı kurulmasının kaçınılmaz olduğunu, davacının başvuru konusu tasarımına ilişkin kullanımının haksız rekabet yarattığını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği 2020/T-741 sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2019 07695-9 nolu tasarımın başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda … ve ayırt edici olup olmadığı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2019/111 D.İş sayılı dosyası UYAP ortamında celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 29.11.2019 tarihinde 2019/07695 sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğu, tasarımların 09.04.2020 tarih ve 338 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 19.06.2020 tarihli yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacının 23.07.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2020/T-741 sayılı kararı ile itirazın kabulüne ve 2019 07695/9 sıra numaralı tasarımın tescilinin hükümsüzlüğüne karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 16.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için … ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “…” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen tasarım, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda dava konusu tasarım, gıda ürünü “ambalaj deseni” tasarımıdır. Ancak davalı yan, salt “ambalaj deseni” için değil, desenin üzerinde kullanıldığı “gıda ambalajının bütünü”nün görseli için koruma talebinde bulunmuştur. Bu kapsamda koruma kapsamı görselin bütününe ilişkin olacağından, uyuşmazlığın “seperatörlü gıda ambalajlarına ve ambalaj desenlerine” ilişkin olduğu değerlendirilmektedir.
Bilirkişi raporunda örneklendirildiği üzere; dava konusu tasarım ürününde ortak amaç; kutu muhteviyatında yer alan ürünlerin farklı bölmelere alınabilmesi ve birbirlerine temas etmemesinin sağlanmasıdır. Bilirkişi raporunda sektörel olarak örneklendirildiği üzere; “seperatörlü gıda ambalajı” açısından, seçenek özgürlüğünün kapsamının dar olmadığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan gıda ambalaj desenleri; grafik tasarımlar olup tasarımcı açısından seçenek özgürlüğü noktasında kısıtlayıcı herhangi bir unsurdan bahsetmek de mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu tasarım; “seperatörlü gıda ambalajı ve ambalaj deseni” olup, gıda alışverişi yapan ve yapmak üzere çeşitli mecralarda araştırma yapan kişilerin bilgilenmiş kullanıcı olduğu düşünülmektedir.
Belirtilen açıklamalar ışığında, dava konusu tasarım başvurusu ile redde mesnet tasarım aşağıdaki şekilde karşılaştırılmıştır.
Dava konusu 2019 07695-9 sayılı tasarım ile redde mesnet 2013 02913-4 sayılı tasarım karşılaştırıldığında;
Davacı yana ait tasarımın, gıda ambalajı ürününü de içeren gıda ambalaj desenine ilişkin olduğu; davalı tarafından mesnet gösterilen tasarımın ise gıda ambalajı ürününe ait olduğu görülmektedir. Mesnet tasarım ile karşılaştırma, sadece davacı yana ait desen ile sınırlı şekilde değil, tasarımın bütünü içerisinde yer alan ambalajın görsel kompozisyonu itibariyle yapılacaktır. Çünkü davacı yan 2019 07695-9 sıra numaralı tasarımın “ambalaj deseni”ne ait olduğunu ileri sürmüş olsa da, görselin bütünü ve içeriği gıda ambalajı ürününü de içermektedir. Tasarım koruması görselin tümüne şamil olacağından, koruma kapsamındaki ürünün göz ardı edilmesi mümkün değildir. Zira davacı, sadece desen için başvuruda bulunmayarak, koruma kapsamına ürünü de dahil ettiğini zaten ortaya koymuştur.
Her iki tasarım da dairesel forma sahiptir. Her iki tasarımda da dairesel formu 6 eşit daire dilimine bölen seperatörler bulunmaktadır. Her iki tasarımın oransal yapıları birbirine çok yakındır. Aralarında görülebilen tek fark, davacı tasarımının üst görünüm kesiti itibariyle tabanı düz iken, davalı tasarımının seperasyon çizgilerinin tabanda da belirgin olmasıdır. Ancak davacı tasarımının taban görseli bulunmadığından bunun bir fark olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Tespit edilmiş olan benzerlikler ve olası farklılıklar doğrultusunda, seçenek özgürlüğünün bu denli geniş olduğu bir alanda tespit edilmiş olan iş bu farklılıkların, benzerlikler karşısında detay seviyesinde kaldığı/kalacağı, bu sebeple davacı tescilinde yer alan gıda ambalajı ürününün, davalı şirketin redde mesnet gösterdiği tasarımı karşısında … ve ayırt edici olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 34,00 TL vekalet ücreti, 140,00 TL posta, tebligat masrafı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.392,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … … Mağazalar Anonim Şirketi’nin yapmış olduğu 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … … Mağazalar Anonim Şirketine verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
01/12/2021