Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/116 E. 2022/34 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/116 Esas
KARAR NO : 2022/34
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 1997’den itibaren dünyanın göz sağlığı alanında önde gelen firmalarının temsilciliklerini aldığını, hem göz hem de fizik tedavi alanında ülkemiz çapında pek çok hastane ile anlaşmalı olarak iş yaptığını, katarakt ameliyatlarında kullanılan göz içi lenslerinin üretimine 2009’da başladığını, … ile ortak Ar-Ge projeleri çerçevesinde ürettiği … göz içi lensi ile …, TTGV ve TÜSİAD tarafından 2010’da düzenlenen 9. Teknoloji Ödülleri’nde Büyük Teknoloji Ödülü’nün sahibi olduğunu ve davacının T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 161. Ar-Ge Merkezi olarak onaylandığını, 2011’de kemik ve eklemlerde kireçlenmeye karşı etkili olan, insan vücudu ile uyumlu viskoelastik üretimi gerçekleştirildiğini, dünyada yalnızca birkaç firma tarafından üretilebilen sodium hyalüronat içeren intraartüküle enjeksiyon “Reviscon”un ürün gamına karışmasıyla birlikte firmanın kendi bünyesinde Ortopedi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Departmanı’nın kurulduğunu, 300’den fazla kişiye istihdam sağladığını, 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiği ve Ar-Ge Merkezi’nda 30’dan fazla projenin çalışmalarını yürüttüğünü, davacının 20.03.2018 başvuru tarih ve 2018/27754 sayılı, 5 ve 10. sınıf malları kapsayan tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, davalı tarafından davacı markasıyla ayırt edilemeyecek kadar benzer “…” markasınının aynı mal ve hizmet sınıfında aynı mal ve hizmet sınıflarında tescili için 28.10.2019 tarih ve 2019/95980 sayılı tescil başvurusunun davacı ve markasının tanınmışlığından ve pazar payından haksız kazanç maksadıyla kötüniyetle yapıldığını, “…” markasının ilanı üzerine yaptıkları itirazların davalı kurumca haksız şekilde reddedildiğini, taraf markaları arasında yalnızca görsel ve işitsel bir fark yaratmayan NO hece farkının bulunduğunu, … ve … ilaçlarının, içeriğinde eklem sıvısının bozulan kayganlaştırıcı özelliğini yeniden sağlayarak kıkırdak esnekliğini ve dayanıklılığını artıran ve hastanın yakınmalarını azaltan “sodyum hyaluranat” (hyaluronik asit) bulunan, artrit tedavisinde eklem içine (intra-artiküler) uygulamaya hazır 2 tıbbi preparat olduğunu, viskoz sıvı içeren kullanıma hazır enjektör, sodyum hyaluronat, sodyum klorür ve distile su (enjeksiyon için) içeren bu tür ilaçların jenerik ilaçlar olmadığı ve emtiaların etken maddesinin aynı olduğu ancak maddelerin karışım oranlarının farklı olabileceğini, davacının “…” markalı ürünü ile sodium hyalüronat içeren formülü sayesinde eklem sıvısına enjekte edilerek eklem sıvısının bozulan kayganlaştırıcı ve şok emici özelliği geri kazandırdığını, davalının “…” markalı ilacının enjekte edilebilir eklem sıvısı olarak geçtiğini, içeriğindeki sodium hyalüronat ile eklemlerdeki ağrıların giderilmesi, eklemlerdeki kıkırdak sıvısının korunması, eklemlerin sağlığını koruma veya onarım işlevi olduğunun iddia olunduğunu, tüketici nezdinde aynı firmaya ait ürünler olduğu kanısı oluştuğunu, davacının uzun yıllardır çalıştığı uzman doktorlardan dahi “…” markasının davacıya ait marka olarak düşündükleri belirtilerek sipariş oluşturmaya çalışıldığını ve pek çok farklı hastaneden “…” markasının davacıya ait olup olmadığına ilişkin sorular yöneltildiğini ve bu markaların karıştırılmasıyla toplum sağlığı açısından da tehlikeli bir durum oluşacağı, davalı şirketin kötü niyetli olduğu gerekçeleri öne sürülerek; 25.02.2021 tarih ve E-29822383-000-210021966 sayılı YİDK Kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 10/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…” ibareli marka 2019/95980 tescil başvurusuna karşı davacının 2018 27754, 2013 13250 sayılı ve “…”, “…” ibareli markalar mesnet gösterilerek, SMK m. 6/1, 6/5, 6/9 uyarınca yapılan itirazın reddedildiğini, başvuru konusu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markada bazı harfler ortak olarak içermekle birlikte; tüketicilerin dikkatinin yoğunlaştığı başlangıç kısımlarındaki farklılık, markaların görsel ve işitsel olarak belirgin biçimde farklılaştığını, yazılış, okunuş ve anlam itibarıyla SMK m.6/1 anlamında benzerlik bulunmadığını, itiraz mesnet 2018 27754 sayılı marka, 05’inci sınıfta yer alan “Eklem içi eklem viskoelastik sodyum hyalüronat” üzerinde tescilli iken, başvuru konusu 2019/95980 sayılı markanın da, yine 05’inci sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” üzerinde tescilinin istendiğini, SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca başvuru konusu marka davacı markalarına benzer olmadığından, tanınmışlığın huzurdaki davaya etkili olmadığını ve başvuru markasının tescili veya bu ürünlerle ilgili olarak kullanımı halinde, davacının tanınmışlığını ileri sürdüğü markasına verilecek zararın ya da markasının ününden sağlanacak yararın nelerden oluşacağını ve nasıl ortaya çıkacağını gösterir ve olayların olağan akışı içinde belirtilen durumların gerçekten olası olduğu yönünde bir sonuca varmak için yeterli kanaat oluşturacak deliller, argüman ve savlar sunulmadığını ve davacının, davalının başvurusunun SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediği öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesine karşı yasal süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2019/95980 nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…/Şekil+…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibaresinin 05 ve 10. sınıfta bulunan “05/İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 10/Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler.”nin tescili amacıyla 06.10.2019 tarihinde gerçekleştirdiği 2019/95980 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.10.2019 tarih ve 335 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 30.12.2019 tarihinde davacı şirket tarafından SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında 2018/27754, 2013/13250 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davalı şirketin 03.01.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazın reddine karar verildiği, davacı yanın 29.04.2020 tarihinde karara yeniden itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 25.02.2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği görülmektedir. YİDK kararı davacı marka vekiline 01.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran 21/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Her ne kadar ilk olarak mahkememizce 27/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmışsa da, bu bilirkişi raporunda özellikle karşılaştırılan markaların kapsamlarında yer alan emtiaların aynı veya benzer olup olmadığı hususu yerleşik marka hukuku ilkelerine uygun olmadığından bu bilirkişi raporu hükme esas alınmamış olup, yeni oluşturulan bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla ayrıca inceleme yaptırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 21/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Dava konusu 2019/95980 sayılı marka başvuru markasının kapsadığı 05. sınıfa konu “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” malları, davacının itirazına mesnet gösterilen 2013/13250 sayılı “…” ibareli markasının kapsamında olan birebir aynı mal niteliğindedir. Aynı şekilde, başvuru markasının kapsadığı “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler” malları, davacının itiraza mesnet 2018/27754 sayılı “…” ibareli markasının kapsadığı “Eklem içi eklem viskoelastik sodyum hyalüronat” malları ile de aynı mal niteliği taşımaktadır.
Davacının 2018/27754 sayılı markası 10. sınıfta bir tıbbi alet olan “Intra Artiküler Enjeksiyon için kullanıma hazır enjektör” mallarını kapsarken, başvuru markası da, aynı sınıfta bu mallarla ayniyet düzeyinde benzerlik taşıyan “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar” mallarını kapsamaktadır. Başvuru markasının 10. sınıfta kapsadığı “Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler” malları, davacının itiraza mesnet markalarının kapsamında olmayan mallardır. Ancak, aynı sınıfta listelenen malların otomatikman aynı veya benzer olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, farklı sınıflarda yer alan mal veya hizmetlerin de benzer olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Başvuru markasının 10. sınıfta kapsadığı “Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler” malları, davacı markalarının 5. sınıfta kapsadığı “ilaçlar, kimyasal maddeler, zayıflama amaçlı maddeler, besin takviyeleri, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” malları gibi, tıbbi koruma ve tedavi hizmetlerine ilişkin aynı sektöre tabi olan, çoğunluğu bir tıbbi mal veya hizmetin sunumunda birbirini tamamlayan ve bir arada kullanılan, üreticileri, dağıtım kanalları ve satış noktaları müşterek olabilen, doktorlar, eczacılar gibi bilinçli profesyonellerin yanı sıra koruyucu veya tedavi edici sağlık hizmetlerinden faydalanmak isteyen vasati nihai tüketicileri de kapsayan aynı alıcı kitlesine hitap eden yüksek düzeyde benzer mal niteliğindedir.
Dava konusu 2019/95980 sayılı marka başvurusu “…” keimesinden ibaret olup, ayırtedici, asli ve baskın unsuru “…” ibaresidir.
Davacının itiraza mesnet 2013/13250 sayılı markası; “…” kelimesinden ibaret olup, markanın ayırtedici, asli ve baskın unsuru “…” ibaresidir. Davacıya ait 2018/27754 sayılı itiraz markasının esas unsuru ise; “…” ibaresidir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Davacının “…” markasının, bitişik yazılmakla birlikte, son kıısmdaki “…” hecesinin, daha kalın ve koyu renkli harflerle yazılarak özel vurgu ile ön plana çıkartıldığı, davacının, “…” ibaresinin başına eklediği muhtelif harf ve hecelerle seri marka oluşturmaya çalıştığı, seri markaların muhakkak esas alınan markanın başına yeni ibarelerin eklenerek oluşturulması yönünde bir zorunluluk olmadığı, “…” markasında da “…” hecesinin son harfi “C” harfinin büyük yazılması suretiyle ….” hece ve sesinin vurgulanıp ön plana çıkartıldığı, davacı markalarının “….” olarak okunup, işitilip algılanacağından, taraf markalarının bilhassa son hecelerinden kaynaklı en azından orta düzeyde bir görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, her iki tarafın markalarında …hecesi/sesine/ibaresine özel vurgu yapıldığı ve “…” ibaresinin bambaşka anlama sahip yeni bir kavram/marka olmadığı dikkate alındığında, başvuru markasının davacı markalarından kavramsal anlamı bakımdan uzaklaştığının da ileri sürülemeyeceği, … ibaresinin, “bir akışkanın, yüzey gerilimi altında deforme olmaya karşı gösterdiği direncin ölçüsü olduğu ve akışkanın akmaya karşı gösterdiği iç direnç” olarak da tanımlanabileceği belirtilen “….” kelimesinin kısaltması olarak kullanıldığı, herhalükarda, … ibaresinin, başvuru markasının 5. veya 10. sınıfta kapsadığı “05/İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları; 10/Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler” mallarından herhangi birinin adı, cinsi, türü veya herhangi bir ilacın etken maddesinin adı olmadığı, tanımlayıcı olmadığı, bu mallarda yaygın olarak kullanılan bir ibare olmadığı ve dolayısıyla itiraza mesnet gösterilen “…” veya “…” markasının bahsedilen 05 ve 10. sınıfa konu bu mallar bakımından ayırtediciliği düşük zayıf bir marka olarak nitelendirilemeyeceği, bu hale göre daha önce davacıya ait “…” veya “…” markalarını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait itiraz markalarının serisi niteliğinde bir marka zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacının itiraz aşamasında, davaya konu marka başvuru tarihi 06.10.2019 itibarıyla davacının “…” veya “…” markasının tanınmışlık düzeyine işaret eden bu markaların parasal değerine, herhangi bir kamuoyu yoklaması, anket vb. araştırmaya, markanın tescil edildiği ve kullanıldığı coğrafi alanın genişliğine, markanın tanıtımı için yoğun ve yaygın yıllık reklam ve promosyon çalışmaları ve harcamaları yapıldığına ve harcamaların tutarına, … veya … markalı mal veya hizmet sunumundan edinilen yıllık satış miktarlarına ve yaklaşık pazar payını belirlemeye imkan verecek başkaca bir delile, varsa markanın aldığı ödüllere, markanın tanınmışlığından dolayı üçüncü kişilerce markayı sahiplenme, taklit ve tecavüz eylemlerinin varlığı ve yoğunluğu kriterinin gerçekleştiğine dair hiçbir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Bu sebeple, davacının “…” veya “…” markasının davaya konu marka başvuru tarihi itibarıyla ilgili sektördekilerce refleks halinde müdahaleye ihtiyaç duymadan hatırlanan tanınmış bir marka olduğu ve bu sebeple başvuru markasının tescili ve kullanımı halinde; potansiyel alıcılarının başvuru markası ile davacı veya markaları arasında bağlantı kuracağı/ilişkilendireceği, bu bağlantının yaratacağı olumlu izlenim ve çağrışımla satın alma tercihlerine yön vereceği ve davacı markalarının temsil ettiği imaj ve güvenin davalı markasına transferiyle haksız menfaat sağlanacağı; alıcıların davalı markasını taşıyan mallarda beklediği kaliteyi bulamaması halinde ise olumsuz düşünce ve algısını davacı markalarına mal edeceği, bu markaların çekim gücünün/ayırt edici gücü ve etkileme alanının zayıflaması, sıradanlaşması, itibar veya ayırt edici niteliğine zarar verilmesi hallerinden birinin gerçekleşebileceği sonucuna ulaşmak mümkün görülmemiştir.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı anlaşıldığından kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu uyuşmazlıkta SMK m.6/1 hükmü koşulu oluştuğundan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 21,40 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 133,13 TL posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 3.760,23 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Davalı Şirketin yokluğundan, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/02/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza