Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/105 E. 2021/347 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/105 Esas
KARAR NO : 2021/347
DAVA : Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 07/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır tescilli “…” markası ile ticari faaliyetlerine başta “GÜLLAÇ” üretimi ile tüm Türkiye’de ve yurt dışında yaygın bir satış ağı ile sektöründe lider olarak devam ettiğini, özellikle Türkiye’de Ramazan ayı öncesinde birçok yerel ve ulusal zincir market ve mağazalarda güllaç vb. özellikle Ramazan ayında tüketimi çok olan geleneksel unlu mamullerin satışını gerçekleştirdiğini, tüketiciler tarafından en yaygın bilinen ürününün GÜLLAÇ olduğunu, bu yıl Ramazan öncesinde kimi marketlerde ve satış yerlerinde davalı şirkete ait “…” markalı güllaç ürününün ambalajı üzerinde, müvekkili şirkete ait 2007 yılından beridir kullanılan ve tüm kamuoyunda … markası ile özdeşleşmiş tabakta güllaç fotoğraflarının kullanılarak bu bilinirlikten faydalanma kastıyla satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirketin “…” markalı ürününün üzerindeki ambalajı üzerinde kullanılan tabak içerisindeki güllaç fotoğrafının müvekkili şirketin tescilli … markası adı altında üretildiğini ve yıllardır kamuoyunda bilinen güllaç ürünündeki ambalaj üzerindeki fotoğrafın birebir aynısı olduğunu, kullanılan tabak ve güllacın müvekkili şirketin ambalajındaki görsel ile birebir aynı olduğunu, fotoğrafın kuvvetle muhtemel sosyal medya, internet ortamından izin alınmaksızın davalı tarafça elde edildiğini, tabak içerisindeki güllaç fotoğrafının her iki ambalajda da aynı tabak ve güllaçtan oluştuğunu, müvekkili şirketin güllaç ürününü 2007 yılından beridir sattığını, 2007 yılından beridir aynı görsel ve aynı ambalaj ve özellikle davalının da izinsiz şekilde kullandığı işlemeli tabaktaki güllaç resmi ile tüketicilerin zihninde yer edindiğini, başka hiçbir rakibin güllaç markasında söz konusu fotoğraf ve görselleri kullanmadığını, sadece davalı şirketin söz konusu görseli ile kendi adına satışlarında avantaj sağlama kastı ile haksız kazanç elde ettiğini, davalı şirkete ait ambalaja ortalama akla sahip herhangi bir tüketici tarafından bakıldığında müvekkili şirkete ait ambalaj ile birebir aynı olduğu algısı oluşturduğunu, söz konusu ambalajın ürünün satışında da tüketiciler nezdinde yanılgıya sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin dava konusu ürünü olan güllaçın en yoğun satış döneminin Ramazan ayı olması sebebiyle davalı şirketin söz konusu ürünü ile gerçekleştirdiği haksız rekabetin, tecavüzün ivedilikle önlenmesini, aksi takdirde müvekkili şirketin büyük ölçüde maddi ve manevi kaybına neden olacağını, müvekkilin mağduriyetinin büyümemesi adına ivedilikle bilirkişi incelemesi yapılmasını, tedbiren satışların durdurulmasını, davalı şirkete ait söz konusu fotoğrafı içerir ürünlerin toplatılmasına karar verilmesini, yargılamanın sonucunda ise, davalı şirketin ürünlerine ait ambalajlarda kullandığı fotoğraf nedeniyle müvekkiline ait markaya tecavüz edildiğinin tespitine, bu tecavüzün men’ine, müvekkiline ait … GÜLLAÇ ambalajında kullanılan tabaklı güllaç fotoğrafının kullanıldığı davalı şirkete ait ürünlerin toplatılmasına, hükmün tirajı en yüksek ulusal gazetelerden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava; marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
GEREKÇE:
Mahkememizce ön inceleme duruşma günü verilmesi işlemini müteakip; davacı vekili 12/10/2021 havale tarihli dilekçesi ile; işbu davadan feragat ettiklerini beyan ederek feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 13/10/2021 tarihli dilekçesinde; davacı ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma uyarınca davacının davadan feragatini kabul ettiklerini, davacının davadan feragat etmesi üzerine, herhangi bir suretle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, feragat uyarınca dosyadan işlem yapılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede açıkça feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK m.307) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK m.309/2) Somut olayda davacı vekili dilekçe ile feragat beyanında bulunduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu m.22 hükmü gereği peşin alınan 59,30 TL den alınması gereken 59,30/3 *1= 19,77 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 39,53 TL nin talep halinde davacıya iadesine, aksi halde hazine irad kaydına,
3-Davalı vekili vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğinden davalı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 19,77 TL karar ve ilam harcı, 17,00 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 68,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 664,57 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021