Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/1 E. 2021/244 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1 Esas
KARAR NO : 2021/244

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “…” ibareli … sayılı marka başvurusuna davalı şahıs tarafından itiraz edildiğini, itiraza ilişkin müvekkili tarafından karşı görüş sunulduğunu ve bu karşı görüşte itiraza mesnet markanın kullanılmadığının def’i yolu ile ileri sürüldüğünü, ancak müvekkilinin ileri sürdüğü kullanmama def’i değerlendirilmeden 41.sınıf hizmetler bakımından davalı şahsın itirazının kabulüne karar verildiğini ve bu sınıfta yer alan hizmetlerin marka başvurusundan çıkartıldığını, müvekkiline ait “…” marka başvurusu ile redde mesnet alınan “… …” markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığını, tüketicinin bu iki marka arasında kafa karışıklığı yaşamayacağını, iltibas tehlikesinin mevcut olmadığını, 41.sınıf hizmetlerin dikkatli ve bilinçli tüketici kesimine hitap ettiğini belirterek; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 22/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … sayılı markanın kapsamından çıkarılan 41. Sınıf hizmetlerin, itiraz edenin itiraza konu ettiği ve benzer görülen …. sayılı marka kapsamında da yer alan hizmetler olduğunu, karşılaştırılan marka işaretleri arasında da benzerlik koşulunun gerçekleştiğini, karıştırılma tehlikesinin oluşacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 11/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Her iki markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, markalar arasında benzerlik ve benzer hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin tartışmasız olduğunu, … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait redde mesnet … sayılı “… …” ibareli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 04.03.2019 tarihinde “şekil+…” ibareli … sayılı başvuru ile 35. ve 41. sınıflardaki hizmetler için tescil talebinde bulunmuştur. Başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.03.2019 tarih ve 320 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şahıs tarafından 24.04.2019 tarihinde SMK m.6/1, 6/3, 6/5, 6/6 ve 6/9 hükümleri kapsamında 2011/79784, 2011/79785, 2013/49822 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı tarafından 21.06.2019 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, 2011/79784, 2011/79785, 2013/49822 sayılı markaların tescilli oldukları tüm emtiaları bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürüldüğü, davalı şahsın kullanım ispatına ilişkin olarak 21.08.2019 tarihli kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı SMK’nın 6 ncı maddesi hükmünce marka tescil başvurusundan “Sınıf Kodu 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” nin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiği, redde mesnet olarak sadece 2013/49822 sayılı markanın gösterildiği ve salt SMK m.6/1 hükmü uyarınca ileri sürülen itirazın haklı bulunduğu, davacı şirket tarafından 31.01.2020 tarihinde karara itiraz edildiği, 29.10.2020 tarihinde Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu yapmış olduğu incelemede, … sayılı davaya konu kararı ile itirazın reddine karar vermiştir. Bu kararın davacı şirket marka vekiline 02.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Marka işlem dosyasında redde mesnet 2013/49822 sayılı markanın kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürülmüşse de, bu markanın 11.08.2015 tarihinde tescil edildiği, bu markanın tescil tarihi ile dava konusu marka başvuru tarihi olan 04.03.2019 tarihi arasında en az 5 yıllık süre bulunmadığından, SMK m.19/2 hükmü uyarınca ileri sürülen kullanmama def’inin iş bu marka bakımından hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağı, dolayısıyla redde mesnet bu markanın aşağıda yapılacak iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Sınıf Kodu 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.”, redde mesnet 2013/49822 sayılı marka kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri Sempozyum, konferans, kongre ve seminer duzenleme, idare hizmetleri Spor, kultur ve eğlence hizmetleri Dergi, kitap, gazete vb gıbı yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ılışkm hizmetler (global iletişim ağlan vasıtasıyla anılan luzmetlerin sağlanması da dahil) Fllm. televizyon ve radyo programları yapım hizmetlen Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabırlığı hizmetlen Fotoğrafçılık hıznıetien Tercüme hizmetleri.” ile aynı ve aynı tür hizmetlerdir.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu; şekil ve kelimeden oluşan karma bir markadır. Markanın başında siyah renkli bir kuş ve bu kuşun kırmızı renkli bir gagası figürü bulunmaktadır. Bu şekil unsurunun hemen yanında “…” ibaresi bulunmakta olup, “yayınları” kelimesi 41.sınıfta yer alan yayın hizmetleri bakımından tasviri nitelikte ve tamamlayıcı bir ibare olup, markasal ayırt edicilik incelemesinde arka planda kalmaktadır. Markada bulunan “…” kelimesi; “Genellikle kuşlarda ağzın bir uzantısı durumunda olan, biçim ve büyüklüğü değişik, boynuz yapısında, katı ve çıkıntılı organ.” anlamına gelip, davaya konu 41.sınıf hizmetler bakımından tasviri bir niteliği bulunmamaktadır. Markada bulunan kuş gagası figürü de bu kelimeye atıf yapmakta olup, dava konusu markanın esas unsurunun “…” kelimesi olduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet 2013/49822 sayılı marka incelendiğinde; renk ve kelime unsurlarından oluşan bir marka olduğu, stilize bir şekilde “…” kelimesinin markasal mizanpajda ön planda konumlandırıldığı, bu kelimenin stilize olarak yazıldığı, ancak hemen ve ilk bakışta bu yazım şeklinin “…” kelimesi olarak algılandığı, kelimenin bordo ve açık gri renklerle oluşturulduğu, bu kelimenin altında oldukça küçük punto ile ve markasal mizanpajda arka planda kalacak şekilde “…” kelimelerinin bulunduğu, markanın genel görünümü itibariyle bu kelimelerin markasal ayırt edicilik incelemesinde geri planda kaldığı, bu nedenle redde mesnet markanın esas unsurunun da “…” kelimesi olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan hizmetlerle, redde mesnet marka kapsamındaki bir kısım hizmetlerin aynı ve aynı tür oldukları, her iki markanın esas unsurunun müşterek olarak “…” kelimesinden ibaret olduğu, her iki markada da bulunan diğer şekil, renk ve kelime unsurlarının tamamlayıcı mahiyetleri gereği markaları birbirinden uzaklaştırmadığı, davaya konu 41.sınıf hizmetler dikkatli ve bilinçli tüketici kesimine hitap etse de, bu kesimin hiçbir hal ve şartta iltibas tehlikesi altında olmadığının söylenemeyeceği, zira somut olayda karşılaştırılan hizmetlerin ayniyet/aynı tür derecesinde benzer olduğu, hizmetlerin benzerlik derecesinin yüksek olması durumunda iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretlerin benzerlik derecesinin düşük olması gerektiği, oysa ki; somut olayda karşılaştırılan markaların esas unsurlarının da müşterek olarak “…” kelimesini içerdiği ve markalar arasında bu kelimenin varlığından kaynaklı olarak görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde yüksek benzerlik bulunduğu, bu hale göre; daha önce redde mesnet markayı 41.sınıfta yer alan hizmetler üzerinde gören, işiten, bu markalı hizmetlerden yararlanan davaya konu 41.sınıf hizmetlerin hitap ettiği nispeten dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu markayı aynı/aynı tür 41.sınıf hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet marka veya onun serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, belirtilen nedenlerle; karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu YİDK kararının iptalini gerektirir hukuka aykırı bir yön tespit edilmediğinden, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından harç ikmaline yer olmadığına,

3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 127,10 TL harç, 96,50 TL posta ücreti olmak üzere toplam 223,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,

6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/06/2021