Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/96 E. 2021/286 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/96 Esas
KARAR NO : 2021/286

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/08/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 01/04/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının … sayılı … ibareli marka başvurusuna 2005/53067 sayılı … ibareli marka ile yapılan itirazlarının haksız olarak reddedildiğini, davalı markasının esas unsurunun … olduğunu ve dava konusu markalar arasında ayniyet/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, davalı markasının iltibasa neden olacağını, bu bakımdan tescil kapsamındaki emtiaların tamamı bakımından reddi gerektiğini, yine karıştırılma ihtimali bulunduğunu, tüketicilerin işletmeler arasında idari-ekonomik bir bağ olduğu kanaati ile satın alma yapabileceğini, sunulan kararların emsal nitelikte olduğunu, söz konusu markaların aynı satış noktalarında, yan yana ve aynı ürünler üzerinde kullanılması ve yine aynı ürünler üzerinde kullanılacak olmasının karışıklığa sebep olacağını, davacı markasının dikkat çekici yazılış ve okunuş bakımından tabiatı gereği yüksek bir ayırt edici özelliğe sahip olduğunu, uzun yıllardır kullanılmakla tanınmışlık kazanarak yüksek bir ayırt ediciliği haiz olduğunu, bu bakımından davalının tercih ettiği marka işaretinin kötü niyetli olarak tescil edilmek istendiğini belirterek, 20/02/2020 tarihli … sayılı YİDK’nın iptaline ve … sayılı SAÇ … ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 05/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı markasının davacı markasından farklı bir birlik ve bütünsellik içerisinde tüketiciye sunulduğunu, ilgili tüketicinin dava konusu markaları karıştırmayacağını, davacı markaları yerine davalı markalı ürünlerin tercih edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığını, … kelimesinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğunu, bu bakımdan koruma kapsamının da daha dar olduğunu, kötü niyet iddialarının ispat edilemediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava dilekçesine karşı yasal süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli marka arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı … Geçer’in “…” ibaresinin 03, 08, 35 ve 44. Sınıflarda bulunan “03.Sınıf: Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 08. Sınıf: Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. 35.Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 44.Sınıf: Güzellik bakımı hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin tescili amacıyla 22.02.2019 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.03.2019 tarih ve 320 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 17.04.2019 tarihinde 2005/53067 sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın itiraza karşı 10.06.2019 tarihinde karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazın incelenmesi sonucunda Markalar Dairesi Başkanlığı’nca haklı bulunmayarak itirazın reddine karar verildiği, davacı şirketin 23.12.2019 tarihinde yayına yeniden itiraz dilekçesi sunduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 24.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 09.04.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı ve koyu renk ile ayrıştırıldığı üzere; Davalı markasının tescilli olduğu 03. sınıf: Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç) ile davacı markasının tescilli olduğu 03. sınıf: arap sabunu, granül sabun malları aynı tür, 05. sınıf: Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler) malları benzer emtialardır.
Şöyle ki; davalı markası kapsamında bulunan “sabunlar” malın genel adıyken davacı markası kapsamında bulunan “arap sabunu ve granül sabun” şeklinde sabunun türleri sayılmıştır. Bu türler genel anlamda “sabun” malına dahil olduğundan aynı tür olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca “sabunlar” ile 05. sınıf: Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler) benzer kabul edilmiştir. Zira bu emtialar da kullanıcının temizlik ihtiyacını karşılamakta olup mağazalarda temizlik malzemeleri kategorisinde satışı yapılmaktadır. Emtiaların karşıladıkları ihtiyaç, sağladıkları fayda, amaç, satış, sunum ve dağıtım kanalları, hitap ettikleri tüketici kitleleri bakımından benzerlik bulunmaktadır. Sabun mallarının alıcısı toplumun her kesiminden, farklı gelir ve farklı yaş gruplarından kimselerdir. Ortalama tüketicilerden oluşan bu kimseler, makul derecede bilgili, makul ölçüde gözlemci ve dikkatlidir. Sabun temel bir temizlik malzemesi olduğundan günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olup farklı türlerde ve farklı fiyat aralıklarında olmak üzere bu mallar marketlerde aynı reyon ya da raflarda yan yana, benzer alıcılara hitap edecek şekilde satışa sunulacaktır.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç) emtiaları bakımından, itiraza mesnet marka kapsamındaki bir kısım emtialarla emtia benzerliğinin bulunduğu, dava konusu marka kapsamında kalan sair mal ve hizmetler bakımından ise; itiraza mesnet marka kapsamındaki emtialarla benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, itiraza mesnet markasının kullanım yolu ile ayırt ediciliğinin arttırıldığını iddia ettiğinden, itiraza mesnet markasının kullanım hacmini belirlemek üzere talimat mahkemesi aracılığıyla davacı tarafın ticari kayıtları yerinde incelenmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığıyla mahkememize ulaştırılan, mali müşavir bilirkişi Yusuf Kanlı tarafından tanzim edilen 03/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacıya ait ticari kayıtların 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılına ilişkin defter ve faturalarının incelenmesi neticesinde, itiraza mesnet … markalı ürünlerin marka ismi ile 3.sınıf mallar içerisinde yer alan “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: Deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri” emtiaları üzerinde yoğun olarak kullanıldığı, kullanım yolu ile markanın ayırt ediciliğinin güçlendirildiği ifade edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka; siyah zemin üzerine beyaz, büyük, bitişik harflerle yazılmış … ibaresinden oluşmaktadır. Marka işaretinde “A” harfi şeklinde stilize edilmiş ve “saç” kelimesinde “ç” yerine “c” harfi kullanılmıştır. Burada kavramsal olarak “saç …” şeklinde bir isim tamlaması söz konusu olup “…” kelimesinin kökü “…”dir.
Davacıya ait itiraza mesnet marka; standart, büyük harflerle yazılmış … kelimesinden müteşekkil bir kelime markasıdır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu uyuşmazlığın esasını davalı markasında kullanılan … sözcüğünün davacı markası ile iltibasa neden olup olmayacağı hususunun oluşturduğu, TDK Güncel Türkçe Sözlük’te “…” kelimesinin anlamı “eğilim” olarak tanımlandığı, yine bu kelimeyi “Pek çok insan tarafından ilgi çeken ve beğenilen aynı zamanda kullanılan bir konu ya da eşya” olarak ifade etmenin mümkün olduğu, gündelik yaşam içerisinde … kelimesi ile beraber aynı zamanda … olmak sözcüğünün de kullanıldığı, Türk Dil Kurumu üzerinden bakıldığı zaman … olmak kelime grubunun, “eğilim gösterilen bir durum hakkında popüler hale gelmek” şeklinde karşılık bulduğu, … kelimesi sadece eşya ya da farklı bir durum ve konu için değil, aynı zamanda günümüzde insanlar üzerinden de değerlendirilen bir kelime olduğu, diğer taraftan “bir akım” şeklinde de ifade bulduğu, … ibaresinin Türkçe karşılığının ise “modayı takip eden kimse, moda, eğimli, …, modaya uyan, son moda” olduğu, bu tanımlar ışığında her iki kelimenin de yakın anlamlarda olduğunu söylemenin mümkün olduğu,
“…” ifadesi günlük yaşantımızda çok popüler eşya, olay ya da kişiler bakımından toplumda yaygın olarak kullanılan, bilinen “bu sene (…) … ya da “bu sezonun trendleri…” gibi ifadelerle dilimize yerleşmiş bir sözcük olduğu, dolaysıyla … sözcüğünün tek başına dava konusu mallar bakımından doğrudan tanımlayıcı değilse de güçlü bir marka algısı da yaratmadığı, daha çok dönemsel akımlara işaret eden bir kelime olarak algılandığı, bu minvalde … kelimesi ile birlikte anılan mal ya da hizmetlerin popülaritesine işaret eden başlangıçtaki ayırt edici niteliği zayıf bir kelime olduğu,
Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan istinabe yazısı üzerine alınan ve davacının itiraza mesnet markasının kullanıldığı emtiaların niteliği ve niceliğinin tespiti yönünde saptamalar içeren 03/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporu içeriğindeki tespitlere göre; 15/11/2015 ile dava konusu marka başvuru tarihinden önceki döneme tekabül eden … markalı ürün satış faturalarına göre, bu markanın deterjan emtiaları üzerinde kullanıldığı, 2015 yılında … markalı deterjan satışlarının toplam 42.251,46 TL, 2016 yılında … markalı deterjan satışlarının toplam 7.176,97 TL, 2017 yılında … markalı deterjan satışlarının toplam 31.335,94 TL, 2018 yılında … markalı deterjan satışlarının toplam 1.879,90 TL olduğu, 2019 yılında dava konusu marka başvuru tarihinden önceki döneme kadarki … markalı deterjan satışlarının toplam 512,70 TL olduğu, her ne kadar davacının itiraza mesnet … markasını özellikle deterjan emtiaları üzerinde kullandığı bu şekilde belirlenmişse de, yukarıda belirtilen satış tutarlarından da görüleceği üzere, bu kullanımın oldukça yoğun ve sıkı olmadığı, davacının nitelik ve niceliksel olarak belirlenen satış hacmine göre davacının … markasını tanınmışlık mertebesine ulaştırdığının söylenemeyeceği, zira; bu yönde davacı tarafından sunulmuş pazar payını gösteren güvenilir araştırma sonuçları, … markasının tanınırlığına ilişkin reklam, promosyon, haber vb destekleyici doküman bulunmadığı,
Dava konusu markanın tek ve esaslı unsurun … kelimesi, davalı markasının esas unsurunun ise bir bütün halinde … kelimesinden oluştuğu, davacının yukarıda yer verilen ve deterjan emtiaları üzerinde kullanımı belirlenen … kelimesini yoğun ve sıkı kullanım sonucu, başlangıçtaki zayıf ayırt edici karakterini bertaraf ederek bu markayı somut ayırt edici gücü yüksek bir marka haline getirdiğinin söylenemeyeceği, zira; markanın ticari hayatta kullanımına yönelik tespit edilen yıllık satış tutarlarının, bu markanın oldukça yoğun ve sıkı bir şekilde ticari faaliyete konu edildiğini ispat edemediği, buna göre; davacı markasının “…”, davalı markasının umumi intiba olarak “…” şeklinde ayırt ediciliğinin bulunduğu, davalı markasının bütün halinde ayırt edici niteliğinin bulunduğu, markayı oluşturan “SAÇ” ve “…” kelimelerinin ayrı ayrı ayırt ediciliği zayıf ibareler olmalarının, bu zayıf ibarelerin bitişik halde yazılmış olması ile markasal ayırt edicilik etkisi bulunmadığından söz edilemeyeceği, bir bütün halinde “…” ibaresinin davaya konu emtiaları doğrudan tanımlamadığı, bu emtiaların karakteristik bir özelliğini refleksif olarak işaret etmediği, bu nedenle markada yer alan “…” kelimesi tamamen göz ardı edilerek iltibas incelemesi yapılamayacağı, markalar umumi intiba olarak değerlendirildiğinde; içerdikleri zayıf karakterli “…” kelimesinden kaynaklı olarak markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğundan söz edilemeyeceği, zira; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 12.10.2020 tarih 2020/92 E 2020/3984 K sayılı kararında belirtildiği üzere; zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceğinin göz önüne alınması gerektiği, somut olayda da; davalı markasının “…” kelimesinin başında yer alan “…” kelimesi ile bir araya gelerek ve bir bütün halinde “…” şeklinde ortalama tüketici kesimi nezdinde algılandığı, dolayısıyla daha önce davacıya ait “…” markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını davaya konu mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, marka işlem dosyasında ileri sürmemiş olmasa da, dava aşamasında, davalı şahsın kötü niyetli olarak marka tescil başvurusunda bulunduğunu iddia etmiştir. Söz konusu iddia, YİDK kararının iptali istemi bakımından dikkate alınamasa da, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından değerlendirme konusu yapılmalıdır.
Buna göre; SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markanın iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadığı, bunun haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı hükümsüzlük istemi yerinde bulunmamıştır.

Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 237,00 TL posta, tebligat masrafı, 2.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.403,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şahıs vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2021
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza