Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/61 E. 2021/21 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/61 Esas – 2021/21
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/61 Esas
KARAR NO : 2021/21
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
YAZIM TARİHİ : 04/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … tarafından 2019/20712 başvuru numaralı “… … et toptan&perakende” markasının 29 ve 35. sınıfta tescil talebinde bulunulmuş olduğunu, söz konusu markanın yayınına karşı müvekkili tarafından itiraz sunulmuş olup, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmiş olduğunu, bunun üzerine markanın yayınına itirazın yeniden incelenmesinin talep edilmiş olduğunu, bu itirazın da YİDK tarafından reddedilmiş olduğunu, itirazlarına mesnet markalar ile dava konusu marka arasında SMK 6/1 anlamında ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkili şirket adına “… kasap” esas unsurlu birçok markanın mevcut olduğunu ve bunların 29. ve 35. sınıflarda tescilli olduğunu, itiraza konu olan “… … et toptan&perakende” ve müvekkiline ait “… kasap” ibaresini taşıyan markalara bir bütün olarak bakıldığında, zihinde ve kulakta bıraktıkları etki değerlendirildiğinde aralarındaki benzerliğin tartışmasız olduğunu, müvekkiline ait markaların esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinden oluşmakta olan “… … et toptan&perakende” ibareli markada “…” ibaresinin benzerlik değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiğini, davalı yana ait markayı değerlendiren bir tüketici markada yer alan … ET kısmına dikkat edecek olup, markada yer alan “toptan&perakende” ibarelerinin markaya ayırt edicilik katmadığının ortada olduğunu, dava konusu marka ile karşılaşan ortalama dikkat ve algılama düzeyine sahip tüketicilerin, bu markayı müvekkiline ait “… Kasap” ibareleri olan markalar ile karıştırması ve dava konusu markayı müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılamasının kaçınılmaz olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin uzun yıllardır tescilli ve kullanmakta olduğu 29. ve 35. sınıfta yer alan emtia için tescili istenmekte olup, işbu nedenle müvekkiline ait markalar ile dava konusu markanın karıştırılma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde, bu markanın müvekkilinin tanınmış … markalarını çağrıştırması ve bunların müvekkili ile bağlantılı olduğu yanılgısını doğurmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığının sabit olduğunu beyan ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … Sayılı Kararı’nın iptaline, 2019/20712 başvuru numaralı “… … et toptan&perakende” marka başvurusunun tüm mal ve hizmetler için tümden reddi ile tescil işlemlerinin durdurulmasını, markanın tescil edilmiş olması durumunda SMK’nın 25. Maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 26/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının mesnet markalarında “…” ibaresinin yer aldığını, … ibaresinin günlük dilde sık kullanılan bir ibare olduğunu, her ne kadar davacının itiraza dayanak markalarda … ibaresi yer alsa da dava konusu markada ayrıca şekil unsurunun da yer aldığını, şekil unsurunun da yeterli derecede başvuruya ayrıt edicilik katmış olup markanın bu haliyle itiraz konusu markalardan farklılaşmış olduğunu, dava konusu marka ile davacının mesnet markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacaklarını, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını beyan ederek; Türkpatent Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararının iptali isteminin reddine, 2019/20712 sayılı ve “… … et toptan & perakend” ibareli markanın hükümsüzlük talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2019/20712 nolu “… toptan&perakende … et+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… MANAV, … KASAP” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka başvurusunda kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’nin “… toptan&perakende … et+şekil” ibaresinin 29. ve 35. sınıfta bulunan “29.Sınıf :Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 35.Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalatihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 28.02.2019 tarihinde gerçekleştirdiği 2019/20712 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 13.05.2019 tarih ve 324 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 10.07.2019 tarihinde 2018/20422, 2017/90952, 2017/90194, 2017/90188, 2017/90183, 2017/90178, 2017/90170, 2017/83325, 2016/23924, 2016/23920, 2016/08019, 2016/05752, 2016/05744, 2016/05739, 2016/05733, 2015/97732, 2015/97727, 2015/23452, 2013/76315, 2013/76311 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 06.11.2019 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davaya konu 2019/20712 sayılı marka kapsamındaki “29.Sınıf :Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 35.Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalatihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerle itiraza mesnet 2018/20422, 2017/90952, 2017/90194, 2017/90188, 2017/90183, 2017/90178, 2017/90170, 2017/83325, 2016/23924, 2016/23920, 2016/08019, 2016/05752, 2016/05744, 2016/05739, 2016/05733, 2015/97732, 2015/97727, 2015/23452, 2013/76315, 2013/76311 sayılı markaların bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi ile renklendirilen mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca davalının markalarının kapsamında yer alan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” mallarının, davacı markalarında yer alan “Gıdaların işlenmesi hizmetleri.” veya “Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri.” hizmetleri ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamının, itiraza mesnet markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer olma şartının sağlandığı tespit edilmiştir.
Dava konusu 2019/20712 sayılı marka incelendiğinde; markanın siyah zemin üzerine, ortada kırmızı renkte stilize edilmiş “…” ibaresi ve söz konusu ibarenin hemen altında bıçak ve satır şekli, bunları da dairesel çevreleyecek şekilde “toptan & perakende … et” ibarelerinin kullanılmasıyla oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; “… Manav” ibareli markanın “…” ibaresinin yanına “manav” ibaresi, davacıya ait diğer markaların ise “… kasap” ibaresinin yanına “kasap köfte”, “hanımeli köfte”, “hamburger köfte”, “ızgara köfte”, “klasik köfte”, “toptop köfte”, “hanım köfte”, “anne köftesi”, “ev tipi köfte”, “lokum köfte”, “ninemin köftesi”, “top köfte”, “Tekirdağ köftesi”, “mangal”, “evde burger”, “ev köftesi” gibi tanımlayıcı, ayırt edici niteliği olmayan veya düşük olan ibareler getirilerek oluşturulduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, her ne kadar markalar arasında “…” ibaresi müşterek olarak bulunsa da, bu ibarenin dava konusu markada esaslı unsur konumunda bulunmadığı, dava konusu markanın kelime ve şekil unsurlarından oluşan bileşke bir marka olduğu, genel görünüm itibariyle kelime ve şekil unsurları ile birlikte bir bütün halinde somut ayırt edici niteliğinin bulunduğu, bu nedenle markada yer alan “…” ibaresi ile şekil unsurunun markasal ayırt edici etkilerinin göz ardı edilemeyeceği, markalarda müşterek olarak yer alan “…” ibaresinin Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse.” anlamına geldiği, bu hale göre gerek mal piyasasında gerekse hizmet piyasasında bu ibarenin yaygın olarak kullanılan, tek başına kimsenin tekeline verilemeyecek, tasviri nitelikte bulunan ayırt ediciliği oldukça düşük bir ibare olduğu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 12.10.2020 tarih 2020/92 E 2020/3984 K sayılı kararında belirtildiği üzere; zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceğinin göz önüne alınması gerektiği, bu hale göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak dava konusu markada “…” ibaresinin yanı sıra yer alan şekil unsuru ve “…” ibaresinin itiraza mesnet markalara benzerlik teşkil etmeyen ayırt edici niteliği haiz marka bileşenleri olduğu, genel görünüm itibari ile dava konusu marka ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığı, daha önce davacıya ait itiraza mesnet markaları gören, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin davaya konu “… toptan&perakende … et+şekil” markalı mal ve hizmetlerle karşılaştığında, hemen ve ilk bakışta bu markayı davacı markalarından farklı bir marka olarak algılayacağı, markalar arasında herhangi bir bağlantı kurmayacağı gibi marka sahipleri arasında da idari ya da ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, bu nedenle SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; davacı tarafça gerekçe gösterilen markalarının tanınmışlığının ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin gerek itiraz aşamasında gerek dava aşamasında dosyaya herhangi bir belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı, kaldı ki markaları oluşturan işaretlerin; görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadıkları, bu nedenle tanınmışlık iddiasına ilişkin olarak, öncelikle işaretler arasındaki benzerliğinin gerçekleşmesi şartı mevcut olmadığından, tanınmışlık iddiasına ilişkin istemler yerinde bulunmamıştır. Davacının “…” markasının tanınmış olduğu da iddia edilmiş olup, bu marka tanınmış kabul edilse bile söz konusu marka ile dava konusu marka arasında herhangi bir işaret benzerliği bulunmadığından bu markadan kaynaklı olarak da SMK m.6/5 hükmü koşullarının oluştuğu söylenemeyecektir. Sonuç olarak; somut olayda SMK m.6/5 hükmü koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötüniyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şahsın kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötüniyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; YİDK kararının iptali isteminin reddine, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-YİDK kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 124,40 TL harç, 170,00 TL posta, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.694,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2021