Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/46 E. 2021/80 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/46 Esas – 2021/80
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/46 Esas
KARAR NO : 2021/80

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 23/05/2019 tarihinde … başvuru numarası ile “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun 2003/36352 başvuru numaralı “…” ibareli marka ve 2006/26387 başvuru numaralı “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddedildiğini, “ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” ifadesinin dar yorumlanması gerektiği ve bu ifadenin markalar arasındaki benzerliğin ilk anda, ayrıca bir inceleme yapmadan açık ve güçlü bir şekilde görülebildiği halleri ifade ettiğini, müvekkilinin marka başvurusunun kelime ve şekil unsurlarından oluşmakta ve “…” ibaresini içermekte olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından benzer görülen 2003/36352 başvuru numaralı markanın sadece “…” ibaresini içeren kelimeden oluştuğunu, markaların ilk bakışta, başka bir incelemeye gerek kalmaksızın, ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak nitelendirilmesinin mümkün görünmediğini, müvekkiline ait “…” kökünden türetilmiş tescilli markaların olduğunu ve müktesep hakkının bulunduğunu beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline ve tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 10/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu markaların ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, başvuru markası ile redde mesnet markaların ortak olarak “…” ibaresini içermekte olup bu ibarenin esas unsur olduğunu, her üç markanın sadece tek ve aynı kelimeden oluştuğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan markalar arasında SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının önceki tarihli tescilli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 23.05.2019 tarihinde “…” ibareli … sayılı başvuru ile 07 ve 09. sınıflardaki “07.Sınıf:Makine parçaları olan basınç redüktörleri yani basınç düşürücü (makine parçaları). Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçalan ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifodları, silindirler, silindir başlan, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler. 09.Sınıf:Elektrikli redüktörler yani düşürücüler (elektrik). Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yan iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (cipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterlar elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrikli ziller, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri.” emtiaları için tescil talebinde bulunmuştur. Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı SMK m.5/1-ç hükmü gereği 2003/36352 ve 2006/26387 sayılı markalar redde mesnet alınarak başvurunun reddine karar verildiği, davacı şirket tarafından 16.12.2019 tarihinde karara itiraz edildiği, itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu yapmış olduğu incelemede, … sayılı davaya konu kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar vermiştir. Bu kararın davacı şirket marka vekiline 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re’sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (Ünal Tekinalp;Fikri Mülkiyet Hukuku; Dördüncü Bası; İstanbul 2005; sh.376) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK’nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek TÜRKPATENT, gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK’nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK’nin 5/1-ç bendinde belirtilen “aynı” olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de “aynı” olma durumunu etkilemez. “Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırtedilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırtedilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise TÜRKPATENT tarafından re’sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunduğundan bahisle re’sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir “benzer”liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaat ile ilgili olmadığından, mahkeme veya TÜRKPATENT tarafından re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK’nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK’nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05/10/2012 tarih 2012/11-154 E 2012/659 K)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; “İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse”dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (Uğur Çolak;Türk Marka Hukuku;4.Baskı;İstanbul; sh.134 vd)
Toplanan delillere, yukarıda yer verilen açıklamalara, maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporunda tablolaştırıldığı üzere; Davacıya ait … sayılı marka başvurusundan çıkartılan “07.Sınıf:Makine parçaları olan basınç redüktörleri yani basınç düşürücü (makine parçaları). Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçalan ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifodları, silindirler, silindir başlan, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler. 09.Sınıf:Elektrikli redüktörler yani düşürücüler (elektrik). Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yan iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (cipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterlar elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrikli ziller, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri.” emtiaların tamamı ile redde mesnet alınan 2003/36352, 2006/26387 sayılı markalar kapsamı altında bulunan ve bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi ile renklendirilen emtialarının aynı ve aynı tür emtialar oldukları tespit edilmiştir. Bu nedenle SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında, karşılaştırılan markalar arasında aynı-aynı tür emtia olma şartının gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu; beyaz zemin üzerinde siyah renkle ve büyük puntolarla yazılmış “…” ibaresi ve altında küçük puntolarla yazılmış “…” ibaresinden oluşan kelime markasıdır. Markada bulunan “…” ibaresini oluşturan “M” harfinin üst kısmındaki kırmızı renkli üçgen figür ve markada bulunan ve oldukça küçük yazılan “…” ibaresi tali unsur olup markanın esaslı unsuru “…” ibaresidir.
Redde mesnet 2003/36352 tescil numaralı “…” ibareli marka, beyaz zemin üzerine siyah renkle yazılmış “…” ibaresinden oluşan kelime markasıdır. Markada başkaca da bir unsuru bulunmayıp “…” ibaresi esaslı unsurdur. 2006/26387 tescil numaralı markada ise beyaz zemin üzerinde sağda büyük harflerle “…” ibaresi ve solda figüratif unsur bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet 2006/26387 sayılı marka karşılaştırıldığında; “…” ibaresinin müşterek bulunmasından kaynaklı yüksek düzeyde benzerlik bulunsa da, karşılaştırılan markalar tıpa tıp aynı değildir. Redde mesnet markada yer alan ve yukarıda tasvir edilen şekil unsuru, başvuru markasında bulunmamaktadır. Söz konusu şekil unsuru, markada hemen ve ilk bakışta dikkat çeken, ayırt ediciliği bulunan, markaya görsel olarak ayırt edicilik katan bir unsurdur. Dava konusu marka başvurusu ise, oldukça küçük, kırmızı renkli ters üçgen figürün markanın genel görünümüne ayırt edici etki katmadığı dikkate alındığında ise salt kelime markasıdır. Redde mesnet markada yer alan şekil unsurunun, redde mesnet markanın hitap ettiği tüketici kitlesi bakımından hemen ve ilk bakışta anlaşılması, dolayısıyla bu markanın, başvuru markası ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmayan bir marka olduğunu idrak etmesi kaçınılmazdır. Söz konusu bu farklılıklar, işaretlerin aynı olmasını engellediği gibi, ayırt edilemeyecek derecede benzer olmalarını da engellemektedir. Kelime ibaresinden kaynaklı benzerliğin ortalama tüketiciler nezdinde bağlantı kurma ihtimali dahil karıştırılma tehlikesine yol açabileceği düşünülse bile, bu husus SMK m.6/1 hükmü bağlamında ancak nispi tescil engeli oluşturabilecektir. Bu durumda, davalı TÜRKPATENT’in SMK m.6/1 hükmü kapsamı içerisine girecek şekilde benzerlik değerlendirmesi yapması, gerek SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen düzenlemeye, gerekse SMK m.5/1-ç bendinin uygulanmasını gösterir yerleşik yargı içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen mutlak tescil engeline ilişkin düzenleme, SMK’nin genel gerekçesinde AB mevzuatıyla uyumunun arttırılmasını amaçladığını belirten açıklama karşısında, AB’nin 2015/2436 sayılı topluluk marka direktifi ile 2017/1001 sayılı topluluk marka tüzüğünde mutlak tescil engeli olarak değil, nispi tescil engeli olarak düzenlenmiştir. SMK’nin AB mevzuatıyla uyumunun arttırılmasına ilişkin Kanun Koyucunun amacı doğrultusunda SMK m.5/1-ç bendinin dar yorumlanması, Kanun Koyucunun amacına uygundur. Esasında markaların benzerliği problemi, içerisinde subjektif unsurları barındırdığından SMK m.5/1-ç bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede ilk bakışta ve hemen aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgularının mevcudiyetinin aranması elzemdir. Somut olayda, yukarıda yer verilen maddi tespitler karşısında, ilk bakışta ve hemen markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadıkları, markalar arasında bulunan ve yukarıda açıklanan farklılıkların, marka başvurusunun yayıma çıkartılmasını zaruri kıldığı, davalı TÜRKPATENT’ce SMK m.5/1-ç bendi dayanak gösterilerek yapılan değerlendirmenin belirtilen gerekçelerle hatalı olduğu kabul edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet 2003/36352 sayılı marka karşılaştırıldığında; bu markaların aynı olduğundan söz edilemeyeceği, zira dava konusu marka başvurusunda “…” ibaresi ile son derece küçük olarak kırmızı renkli içi dolu ters üçgen figürü bulunduğu, bu farklılıkların ihmal edilebilir düzeyde olmasına rağmen, markaların tıpa tıp aynı olma olgusunu ortadan kaldırdığı, ancak söz konusu markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları, her iki markanın da ayırt ediciliği bulunan esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu ibarelerin her iki markada da aynen yer aldığı, dava konusu marka başvurusunu redde mesnet markadan hemen ve ilk bakışta farklılaştırmaya matuf ayırt ediciliği bulunan başkaca bir unsuru bulunmadığı, başvuru markasında yer alan “…” ibaresinin davaya konu emtiaları tanımladığı ve ayırt edici etkisinin bulunmadığı, markada yer alan şekil figürünün de son derece küçük boyutlu olup, başvuru markasını, redde mesnet markadan ayırt etmeye yeter derecede markasal etkisinin bulunmadığı, bu nedenle dava konusu emtiaların hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin, söz konusu markaları başkaca bir incelemeye gerek kalmaksızın hemen ve ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzer markalar olarak algılayacağı, redde mesnet “…” markasını daha önce gören, bilen, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, davaya konu “…” ibareli emtialar ile karşılaştığında, hemen ve doğrudan, bu markanın redde mesnet marka olduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, bu hale göre, somut olayda karşılaştırılan işaretler arasında SMK m.5/1-ç bendi bağlamında mutlak tescil engeli bulunduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; her ne kadar başvuru markası ile redde mesnet 2006/26387 sayılı marka arasında SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmasa da, başvuru markası ile redde mesnet 2003/36352 sayılı marka arasında SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, bu nedenle 2006/26387 sayılı redde mesnet marka bakımından tesis edilen YİDK kararı hatalı ise de 2003/36352 sayılı redde mesnet marka bakımından tesis edilen YİDK kararının hukuka uygun olduğu, bu nedenle 2006/26387 sayılı marka hakkında yapılan değerlendirmenin iptali istenen YİDK kararının sonucuna etkili olmadığı anlaşıldığından; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.474,00 TL posta, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.590,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021