Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/349 E. 2021/366 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/349 Esas – 2021/366
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/349 Esas
KARAR NO : 2021/366

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 21/12/2020 tarihli dava, 01/02/2021 tarihli replik, 12/02/2021 tarihli replik ve 19/04/2021 tarihli talep sonucundaki belirsizliği giderdiği dilekçelerinde özetle; Müvekkili … Gıda’nın 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiği alanda birçok ürünün tanıtımı ve geliştirilmesini sağlayarak bir kalite sembolü olduğunu, “…” markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) nezdinde 23.02.2000 tarih ve 738993 no ile tescil edildiğini, davalının … sayılı ve “…” ibareli marka tescil başvurusunun yayınına müvekkiline ait “…” ibareli markalar ile iltibasa neden olacağı için itiraz edildiğini, itirazın TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, ret kararına itiraz sonucunda YİDK’nın da itirazı reddettiğini, YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini ilk olarak 2007 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırdığını, “…” ibaresinin zayıf/tanımlayıcı marka olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin “…” markasının çok uzun süredir piyasada olması sebebiyle ayırt ediciliğinin yükseldiğini, dava konusu markanın esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “… + iz (şahıs eki)” şeklinde kurgulandığını, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markalar ile davalının tescil talebinde bulunduğu “…” ibareli markanın aynı sınıfta yer alan mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkili şirkete ait markaların 29, 30, 32 ve 35. sınıfta yer alan gıda ürün ve/veya hizmetleri ile ilişkili sınıflarda tescilli olduğunu, bu sınıflar açısından markalar arasında sınıfsal benzerliğin ayniyet derecesinde olduğunu, davalı markasının 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması” hizmeti yönünden tescil edildiğini, ilgili hizmetin doğrudan gıda ürün ve/veya hizmetlerine ilişkin olduğunu, müvekkili şirket markalarının tümünün gıda ürün ve/veya hizmetlerini kapsadığı gözetildiğinde 43. sınıf bakımından da markaların benzer olduğunun tespit edilebileceğini, ortalama gıda tüketicisinin dava konusu marka ile müvekkili şirket markalarını benzer olarak algılayacağını, ortalama gıda tüketicilerinin dikkat seviyesinin düşük olduğunu ve tercih haklarını çok kısa bir süre içerisinde kullandıklarını, ortalama gıda tüketicilerinin çok büyük bir kısmını çocukların oluşturduğunu, davalı şirket markasının müvekkili şirketin seri markaları arasına sızabileceğini, dava konusu marka ile müvekkili şirkete ait markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğunu, “…” ibaresinin 05, 35, 43. sınıflarda herhangi bir tanımlayıcı/çağrıştırıcı anlamı bulunmadığını, ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, aksinin kabulü halinde dahi tescilli her markanın asgari marka korumasını haiz olduğunu, davalı markasında müvekkili şirket markasının aynen korunduğunu ve öne çıkarıldığını, davalı markasında vurgunun “…” ibaresinde olduğunu, davalı markasının müvekkili şirkete ait markaların reklam sloganı gibi de algılanabileceğini, davalı şirketin önceki tarihlerde tescil ettirmiş olduğu markaların işbu dava konusu markaya öncelikli bir hak tanımasının mümkün olmadığını, davalı şirketin öncelikli hak iddiasına dayanak gösterdiği markalar ile dava konusu markada yer alan baskın görsel unsurların birbirlerinden farklı olduğunu, davalı şirketin öncelikli hak iddiasına dayanak gösterdiği markalar ile dava konusu marka başvurusunda yer alan mal/hizmet sınıflarının örtüşmediğini, davalının öncelikli hak iddiasına dayanabilmesi için önceki tarihlerde tescil konusu yaptığı markaları kapsadığı mal/hizmet sınıflarında fiilen kullandığını kanıtlaması gerektiğini, davalı yanın kavramsal olarak ortalama tüketici kitlesinin belirlenmesinde hataya düştüğünü beyan ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının; 05. sınıfın 02. alt sınıfında yer alan emtialar, 35/5. sınıfta bulunan mal ve/veya hizmetlerin 29, 30 ve 32. sınıfa ilişkin olanları ve 43. sınıfta yer alan “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden iptaline, tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı markanın 05. sınıfın 02. alt sınıfında yer alan emtialar, 35/5. sınıfta bulunan mal ve/veya hizmetlerin 29, 30 ve 32. sınıfa ilişkin olanları ve 43. sınıfta yer alan “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 12/01/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; İtiraz gerekçesi markalarda yer alan “…” ibaresinin 3 harften oluşan görece kısa bir ibare olduğunu, ibarenin “zinde”, “sıhhatli” gibi anlamlar ihtiva ettiğini, “…” ibaresinin izlenimsel olarak “sağlık, zindelik” gibi algı ve çağrışımlar yarattığını, ticari alanda yaygın olarak kullanılan bir ibare olduğunu ve bu sebeple ayırt edici niteliği düşük bir ibare olduğunu, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacaklarını, taraf markalarının ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, davacı tarafın daha önceki tescilli markaları ve mahkeme kararlarını örnek göstererek ileri sürdüğü iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Market Gıda İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili 03/02/2021 tarihli cevap ve 23/02/2021 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirketin faaliyet alanlarının birbirinden farklı olduğunu, davacı şirketin bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini beyan ettiğini, müvekkili şirketin faaliyet alanın ise düşük kalorili/fonksiyonel/diabetik/ glütensiz/organik ürünlerle yapılan tatlılar, pastalar, kurabiye çeşitleri ve sair ürünlerin günlük olarak hazırlanması ve perakende şekilde satışa sunulmasından ibaret olduğunu, davacı şirketin kendi alanında kalite sembolü olmasının dava konusu ile ilgisi bulunmadığını, taraf markalarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, aralarında iltibas tehlikesi bulunmadığını, davacı şirket ile müvekkili şirketin hedef kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyinin bu iki marka arasında iltibas oluşturma olasılığı bir yana çağrışım yapma olasılığına bile yer vermeyecek bir düzeyde olduğu, müvekkili şirkete ait marka başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğunu ve markanın davacı markaları ile anlamsal, görsel ve fonetik açıdan benzerlik taşımadığını, müvekkili şirketin “…” ibareli markaları için müktesep hakkı bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı kuruma sunulan M116 barkod sayılı itiraza karşı görüş bildirme formunun 13 ve devamı sayfalarında ibarelerine tek tek yer verilen markaların tamamının tescil edildiğini ve 22.03.2010, 11.01.2013 ve 21.11.2013 tarihli bu tescillere dayanarak “…” ibareli markalar için müvekkili şirketin müktesep hak sahibi olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirketin farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini ve satış kanallarının farklı olduğunu, tüketici kitlelerinin de farklı olduğunu, “…” ibaresinin davacı şirket ile anıldığı iddiasının dayanaksız olduğunu, “…” ibaresinin ayırt edici olmadığını, davacı şirketin dayandığı kararların uyuşmazlık konusu ile örtüşmediğini, müvekkili şirket markasının 05, 35 ve 43. sınıfları kapsadığını, davacı şirketin 2013/60855 sayılı “…” ibareli markasının ise 29, 30 ve 32. sınıfta yer alan mallar için tescil edildiğini, 2018/18616, 2018/18606, 2018/18610, 2018/18599 sayılı markaların ise 30. sınıfta yer alan mallar için tescil edildiğini, taraf markalarının farklı sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığını, davacı iddiasının aksine müvekkili şirketin hedef kitlesinin ve müşterilerinin çocuklar olmadığını, müvekkili şirketin yetişkin müşteri grubuna hitap ettiğini, müvekkili şirket ürünlerinin market satışının bulunmadığını, yalnızca kendi adresinde servise sunulduğunu, müvekkili şirketin dava konusu markası ile daha önceden tescil edilmiş “…” ibareli markalarının görsel unsurlarının arasında farklılık bulunmasının öncelikli hak savunmasına engel teşkil etmeyeceğini, müvekkili şirketin 22.03.2010, 11.01.2013 ve 21.11.2013 tarihlerinde tescil edilerek müktesep hak sahibi olduğu “…” ibareli markalarının tamamının 35. sınıfı kapsar şekilde tescil edildiğini, müvekkili şirketin markasının esaslı unsurunu içerecek şekilde 2010 yılından beri kullanmakta olduğunu, davacı şirketin “…” markasını ciddi bir şekilde kullanmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının 5/2, 35/5(29, 30 ve 32.sınıfta yer alan emtiaların mağazacılığı) ve 43/1 sınıf ve alt sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında SMK m.6/1 hükmü anlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin önceki tescilli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, tescili halinde davalı markasının 5/2, 35/5(29, 30 ve 32.sınıfta yer alan emtiaların mağazacılığı) ve 43/1 sınıf ve alt sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 01.07.2019 tarihinde … sayılı “…” ibareli 05 / 35 / 43. sınıflarda bulunan mal ve hizmetler bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.12.2019 tarih ve 338 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 10.02.2020 tarihinde 2013/60855, 2018/18616, 2018/18606, 2018/18610, 2018/18599 sayılı markaları itiraza mesnet göstererek SMK m.6/1 hükmü uyarınca yayına itiraz ettiği, davalı şirketin 13.02.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, davacının 10.09.2020 tarihinde aynı gerekçelerle yeniden itiraz ettiği, davalı şirketin bu itiraza karşı 30.09.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, YİDK nezdinde gerçekleştirilen itirazlar üzerine yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda 09.11.2020 tarih ve … sayılı karar ile itirazın reddedilmesine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 10.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 28.12.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı taraf YİDK kararının iptali istemi bakımından; 2013/60855, 2018/18599, 2018/18616, 2018/18610, 2018/18606 sayılı markaları itiraza mesnet göstermiş olup, dava aşamasında markanın hükümsüzlüğü istemine yönelik olarak bu markaların yanı sıra; 2007/32835, 2013/24979, 2013/29468 ve 2013/32392 sayılı markaları da itiraza mesnet göstermiştir.
Davalı şirket vekili her ne kadar 23/02/2021 tarihli düplik dilekçesinde, davacının “…” ibareli markalarının kullanılmadığı yönünde bir def’i ileri sürmüşse de, bu def’iyi 03/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde ileri sürmediği gözlemlenmiştir.
SMK m.25/7 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. SMK m.19/2 hükmü uyarınca; 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.
SMK m.25/7 ve m.19/2 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin, eldeki davada kullanmama def’ini cevap dilekçesi ile ileri sürmesi gerekirken cevap dilekçesinde kullanmama def’i ileri sürmediği anlaşıldığından, ilk olarak düplik dilekçesinde ileri sürdüğü bu def’i dikkate alınmaksızın yargılama yürütülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere;
YİDK Kararının İptali İstemi Bakımından; dava konusu … sayılı markanın kapsamında yer alan, “35. sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) “ hizmetleri, davacıya ait itiraza mesnet 2013/60855, 2018/18599, 2018/18616, 2018/18610, 2018/18606 sayılı markalar kapsamında aynen yer almamakla birlikte, bu hizmetler, davacıya ait markalar kapsamında yer alan 29, 30 ve 32.sınıf emtialar ile benzerdir. Zira bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın pazarlanmasıdır. Dolayısıyla bahsi geçen emtialar ile bunların perakendeciliği hizmetleri arasında tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olup, bu mal ve hizmetler tüketici nezdinde benzerdir. Dava konusu marka kapsamında yer alan “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”, davacı markaları kapsamında yer alan 29, 30 ve 32.sınıf emtialar ile benzerlik ihtiva etmektedir. (Aynı yönde Bkz; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 11.11.2019 tarih, 2019/35 E 2019/7063 K) Dolayısıyla YİDK kararının iptali davası bakımından; 35. sınıfın 29. 30. ve 32 sınıflara ilişkin (35. Sınıfın Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri emtiasının satışına özgülenen kısmı hariç) emtiaları yönünden ve 43. sınıfın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” emtiaları yönünden yukarıda ayrıntılı şekilde gösterildiği üzere, dava konusu marka ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında “emtianın aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Markanın Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından; Davalıya ait marka kapsamında yer alan 35. sınıfın 29. 30. ve 32 sınıflara ilişkin emtiaları (35. Sınıfın Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri emtiasının satışına özgülenen kısmı hariç), davacının gerekçe olarak gösterdiği 2013/32392, 2013/29468 ve 2013/29479 sayılı markalarda aynen yer almakta olup, bu hizmetler bakımından ayniyet oluşmuştur. Davalıya ait marka kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmeti, davacıya ait 2013/29479, 2013/29468 ve 2013/32392 sayılı markalar kapsamında yer alan ve 32.sınıf emtia satışına özgülenen 35.sınıf hizmetler ile benzerdir. Zira ilgili emtia aynı raflarda satışa sunulmakta, aynı dağıtım kanallarına sahip, tüketicilerin bir alışveriş sırasında sayılan ürünlerin tamamını alabilmesi, birbirini tamamlayan ürünler olması nedeniyle benzerlik arz etmektedir. Bunlara ek olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan “05. Sınıf: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için … takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları, davacının dava dilekçesinde gerekçe olarak sunduğu 2007/32835 sayılı marka kapsamında yer alan “29. Sınıf: Tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri (polen, proteinler, karbonhidratlar dahil).” emtia ile benzerdir. Zira ilgili emtia aynı raflarda satışa sunulmakta, aynı dağıtım kanallarına sahip, tüketicilerin bir alışveriş sırasında sayılan ürünlerin tamamını alabilmesi, birbirini tamamlayan ürünler olması nedeniyle benzerlik arz etmektedir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”, davacı markaları kapsamında yer alan 29, 30 ve 32.sınıf emtialar ile benzerlik ihtiva etmektedir. Dolayısıyla hükümsüzlük iddiası bakımından, davalıya ait marka kapsamında yer alan ve dava konusu yapılan tüm mal ve hizmetler bakımından “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; “…” ibareli kelimeden oluşan, kapsamında herhangi bir şekil unsuru barındırmayan bir markadır. “…” ibaresi, gri renkli kare bir arka plan üzerine beyaz renklerle yazılmış, kelimenin yazımında standart yazı karakteri kullanılmıştır. “…” kelimesi küçük harflerle yazılmış olup, yazıldığı gibi okunan bir ibaredir. “…” ibaresi İngilizce’de “uymak, uygun, zinde” anlamına gelmektedir. “-iz” ise, “şahıs/kişi” eklerinden olup, birinci çoğul şahıs ekidir. Eklendiği kelimenin anlamını değiştirmemektedir.
Davacı yanın itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaları incelendiğinde; “…” ibaresini ortak olarak içermekte, “…” kelimesinin sonuna gelecek şekilde “Index”, X”, “Indeks” ibarelerini bulundurmaktadır. Gerekçe markalardan ikisi ise, sadece “…” ibaresinden oluşmaktadır. Davacıya ait markaların dört tanesi, siyah renk ile oluşmuş kelime markası iken, diğer dört tanesi sarı ve pembe renklerden oluşmaktadır. Markalar herhangi bir şekil unsuru içermemektedir. “…” kelimesinin anlamına bir önceki paragrafta yer verilmiştir. Davacı markalarında yer alan “index” ibaresi ise, Türkçe’de de kullanılan “indeks” kelimesinin İngilizce’deki karşılığıdır. “dizin, fihrist” anlamında kullanılmaktadır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka bir bütün olarak “…” ibaresinden oluşurken, davacıya ait markaların “…” esas unsurundan oluşması, taraf markaları arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik oluşturmamakla birlikte, “…” ibaresini ortak olarak içermeleri karşısında taraflara ait markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olması, dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile davacı markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı/benzer olması, aynı/benzer olarak işaretlenen emtiaların kısa zaman aralığında karar verilerek satın alınan ve nispeten ucuz olarak nitelendirilen yiyecek ve içecek grubuna dahil emtialar olması, taraf markalarında ortak olarak bulunan “FIT” kelimesinin orijinal bir ibare olmamakla birlikte, dava konusu mal ve hizmetler ile doğrudan ilişkilendirilebilecek bir ibare olmaması, dava konusu markada yer alan “-İZ” ekinin, “şahıs/kişi” eki olması nedeniyle ayırt ediciliğinin düşük bir ek olması, “-İZ” ekinin markaya yeni bir anlam katmaması, “…” ibaresinin davaya konu markanın esaslı unsuru olduğu, bütün olarak bakıldığında dava konusu markanın davacı markalarının imajından uzaklaşmaması, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmayacağı, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması nedeniyle, somut olay bakımından YİDK karar iptali davası bakımından; davalıya ait marka kapsamında yer alan 35. sınıfın 29. 30. ve 32 sınıflara ilişkin (35. Sınıfın Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri emtiasının satışına özgülenen kısmı hariç) emtiaları yönünden ve 43. sınıfın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden, hükümsüzlük davası bakımından ise dava konusu marka kapsamında yer alan ve davaya konu edilen 5/2, 35. sınıfın 29. 30. ve 32 sınıflara ilişkin mağazacılık hizmeti ve 43. sınıfın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden, markaların karıştırılması ihtimaline dayalı nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu, dolayısıyla yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı şirket, önceki tescilli markalarından kaynaklı müktesep hak iddiasında bulunduğundan, bu husus ayrıca incelenmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olayda yapılan incelemede; Davalı şirketin müktesep hak iddiasına mesnet olarak; 2010/18334, 2013/02834, 2013/02835, 2013/02836, 2013/94619 ve 2013/94621 sayılı markaları öne sürdüğü gözlemlenmiştir. Dava konusu markanın başvuru tarihi 01.07.2019 olup, davalı şirketin müktesep hak iddiasına mesnet markalarının bu tarihten en az 5 yıl önce tescil edilmeleri halinde müktesep hak iddiasına mesnet olabilecekleri ön şart olarak değerlendirilmiştir. Zira; dava konusu marka tescil başvuru tarihi itibariyle en az 5 yıl süre ile tescilli olmayan önceki tarihli davalı markaları SMK m.25/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük tehdidi altındadırlar. Davalı şirketin bu ön koşula uyan önceki tarihli tek markası 2010/18334 sayılı markadır.
Davalıya ait 2010/18334 sayılı marka, 35 ve 41. Sınıf bakımından tescilli olup, önceki tarihli marka 35. Sınıf hizmetlerde genel olarak tescilli iken, dava konusu marka başvurusunun 35. Sınıfı kapsamında, satışa sunulacak mallar sayma yolu ile belirtilmiştir. Bu nedenle davalı şirketin önceki tarihli markasının 35.sınıfta genel olarak mağazacılık hizmeti bakımından tescilli olması, bu hizmetin dava konusu marka kapsamında 35.sınıfta sayma suretiyle sayılan hizmetleri otomatik olarak kapsadığı anlamına gelmez. Zira; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 27/02/2017 tarih 2015/12715 E 2017/1112 K sayılı kararında belirtildiği üzere, 35.sınıftaki mağazacılık hizmeti bakımından satışa arz edilecek malların sınırlandırılmasının yapılmaması halinde, dava konusu marka başvurusunda bulunulan ve somutlaştırılan emtia ile benzerlik bulunup bulunmadığı hususunun, bu emtiaların pazarlanması hizmeti için kullanıldığı veya bu kapsamda ciddi girişimlerde bulunulduğunun kanıtlanması şartına tabi olduğu açıktır.
Mahkememizce davalı şirketin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi heyeti vasıtasıyla yerinde inceleme yaptırılarak davalı şirketin müktesep hak iddiasına mesnet olabilecek 2010/18334 sayılı markanın 35.sınıfta fiilen kullanım kapsamı belirlenmeye çalışılmıştır. Mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere; 2013 yılı ile sınırlı olmak üzere, 2010/18334 sayılı markanın “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için süt, yoğurt, peynir malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ).” hizmetinde kullanıldığı tespit edilmiş olup, kullanımın belirli bir yıl ile sınırlı kalması ve üzerinden, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle 6 yıl geçmiş olması nedeniyle ve esasen dava konusu markanın 2010/18334 sayılı markanın asli unsuru korunarak oluşturulmadığı, nazara alındığında; davalı şirketin önceki tarihli markalarından kaynaklı olarak ileri sürdüğü müktesep hak iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43.SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “05.SINIF: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için … takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43.SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 4/5 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 185,00 TL tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 2.201,60 TL yargılama giderinin 4/5 i olan 1.761,28 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 440,32 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … Market Gıda İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/5 i olan 1,70 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … Market Gıda İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, bakiye 6,80 TL yargılama giderinin davalı … Market Gıda İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2021