Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/346 E. 2021/293 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/346 Esas – 2021/293
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/346 Esas
KARAR NO : 2021/293

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/08/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 18/12/2020 tarihli dava ve 02/02/2021 tarihli replik dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … sayılı “…” ibareli marka tescili için başvuruda bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından yayıma itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca başvurunun SMK 6/1 maddesi uyarınca reddedildiğini, ret kararına karşı davalı şirket itirazı üzerine verilen … sayılı YİDK kararı ile Markalar Dairesi Başkanlığı kararının kaldırılmasına karar verildiğini, YİDK kararının iptali gerektiğini, müvekkili şirketin 1995 yılında faaliyetlerine başladığını, 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye’de 7483 mağaza sayısına ulaştığını, tüketiciler nezdinde müvekkili şirketin yüksek tanınmışlığa ulaştığını, 2008-M-3101 sayılı TPMK kararı ile “…” markasının tanınmış marka statüsünde olduğunun kabul edildiğini, müvekkili şirketin yurt dışında da faaliyetleri olduğunu, müvekkili şirketin çok sayıda “…” ibareli markası bulunduğunu, 1997 yılından bu yana “…” ibareli yoğun şekilde kullanılan çok sayıda marka üzerinde müvekkili şirketin öncelikli hak sahibi olduğunu, davalı şirket marka başvurusunun müvekkili şirkete ait markaların görsel, işitsel ve anlamsal açıdan ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, davalı markasında “…” ibaresinin büyük harflerle yazılması gözetildiğinde markanın asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davalı başvurusunun müvekkiline ait seri marka olduğu algısının oluşacağını, davalı şirketin marka başvurusunun müvekkili şirkete ait markalar ile birebir aynı/ilintili mallar için tescil edilmek istendiğini, markaların 09. sınıfta yer alan malları kapsadığını, sınıflar bakımından çakışan markaların karıştırılma ihtimali bulunduğunun tartışmasız olduğunu, davalı şirketin marka başvurusu ile müvekkili şirketin yüksek tanınmışlığından haksız yarar elde etmeye çalışıldığını, müvekkili şirkete ait ayırt edici ve yüksek tanınmışlığı bulunan “…” ibareli markalar karşısında davalı şirket başvurusunun tertip tarzı itibariyle doğrudan müvekkili şirket markalarını çağrıştırdığından karıştırılma tehlikesi yarattığını, davalı markasının ve tertip tarzının birebir aynı mallar için tesadüfen seçilmiş olduğunun düşünülemeyeceğini, davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, markalar değerlendirilirken orta seviyedeki tüketicinin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin itiraza mesnet markalarının tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçmediğinden davalı tarafın kullanmama def’inde bulunma hakkı olmadığını beyanla; Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 30/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markasında benzer olduğu iddia edilen “…” ibaresinin ön planda olmadığını, davalı şirket markasında asli unsurun koyu renklerle vurgulanan “…” ibaresi olduğunu, davacı şirketin itiraz markalarının “…” ibaresiyle birlikte başvuru markasında yer almayan farklı sözcüklerden ya da diğer unsurlardan oluştuğunu, markaların ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, davacı tarafın başvuru markasının bütününden “…” kısmını alarak benzerlik iddiasında bulunduğunu, bu durumun marka hukuku ilkelerine aykırı olduğunu, davacı tarafın kötü niyet iddiasının ispatlanamadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … YAZILIM BİLİŞİM VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ vekili 25/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Süresinde açılmayan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sektöründe öncü ve bilinen … Şirketler Grubu içerisindeki bir şirket olduğunu, … Şirketler Grubunun mimari ve yapısal tasarım faaliyetlerine 1985’te başladığını, günümüzde mühendislik, müşavirlik ve yazılım konusunda ülkemizin gözde şirketlerinden birisi olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten çok önce ticari hayatta yer aldığını ve teknik bir konuda faaliyet gösterdiğini, dava konusu “…” ibareli markanın tali unsuru niteliğindeki “…” kavramının 1970’lerde ortaya çıktığını, inşaat endüstrisinde üretkenlik artışını sağlayan ve yapıların planlama, inşa etme işletmesi için dijital olarak destekleyen “Bulding Information Modeling” (Yapı Bilgi Sistemi/Modellemesi) ibaresinin kısaltması olduğunu, davacı markasının perakendecilik sektöründe belirli bir müşteri çevresini hedeflediğini, müvekkili şirkete ait teknik kapsamlı olan marka ile davacı markasının bir ilgisi olmadığını, “…” ibaresinin bilişim ve inşaat sektöründe jenerik hale geldiğini, markada “…” ibaresine yer verilmesinin sebebinin tüketiciye sunulan ürün/hizmetin … teknolojisi kapsamında olduğu bilgisini vermekten ibaret olduğunu, davacının dayanak gösterdiği markalar bakımından müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği sektörde bir kullanımının bulunmadığını, 6769 sayılı SMK madde 25/7 uyarınca def’i hakkını kullandıklarını, markalar arasında yazım, görsel, okunma ve kavram yönünden benzerlik bulunmadığını, davacı markalarında “…” ibaresinin öne çıktığını, müvekkili şirket markasında öne çıkan unsurun kendi sektöründe ayırt edicilik ve bilinirlik kazanmış “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin ise tali unsur olduğunu, müvekkili şirket markasında “…” ibaresinin koyu ve kalın harflerle yazıldığını, markaların hitap ettiği tüketici kitlelerinin çok farklı olduğunu, 09. sınıf mal grubunun “bilgilenmiş tüketici”ye hitap ettiğini, bilgilenmiş tüketici grubunun markaları ayırt edebilecek düzeyde olduğunun dikkate alınması gerektiğini, davacının haksız rekabet iddialarının yersiz olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak dilekçesinde müvekkili şirket markasının “…” olduğu şeklinde yazım oynaması yapıldığını, müvekkili şirketin tüm markalarında “…” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığını, davacı seri markalarından olma çabasının söz konusu olamayacağını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin ileri sürdüğü kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 06.09.2019 tarihinde … sayılı “…” ibareli 09. sınıfta bulunan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Bilgisayar yazılımları, bina ve inşaat tekniği ile ilgili entegre bilgisayar yazılım ve programları.” emtiaları bakımından marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun 28.10.2019 tarih ve 335 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 25.12.2019 tarihinde SMK m.6/1, m.6/4, m.6/5 ve m.6/6 hükümleri uyarınca T/01577, 2016/67844, 2016/67842, 2016/48911, 2016/48904, 2016/67835, 2016/48895, 2016/48887, 2016/48886, 2016/48877, 2015/93167, 2015/14643, 2015/14638, 2011/113220, 2011/113219, 2011/113218, 2011/113217, 2011/113216, 2011/113215, 2011/113214, 2011/113212, 2011/113210, 2011/113208, 2011/113207, 2011/113206, 2011/113205, 2011/113203, 2011/113202, 2011/113200, 2011/113197, 2011/113195, 2011/113193, 2015/57794 sayılı markaları mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, davalı şirketin 06.02.2020 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, karşı görüş bildirme dilekçesinde 2015/93167, 2015/14643, 2015/14638, 2011/113220, 2011/113219, 2011/113218, 2011/113217, 2011/113216, 2011/113215, 2011/113214, 2011/113212, 2011/113210, 2011/113208, 2011/113207, 2011/113206, 2011/113205, 2011/113203, 2011/113202, 2011/113200, 2011/113197, 2011/113195, 2011/113193, 2015/57794 sayılı markalar kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler için kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürüldüğü, davacı şirketin kullanım ispatına ilişkin olarak 16.03.2020 tarihli kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların incelenmesi sonucunda başvurunun reddine karar verildiği, davalı şirketin 01.06.2020 tarihinde yayına itirazın yeniden incelenmesi talebinde bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın kararına itiraz ederek, kararın kaldırılmasını ve başvurunun kabulünü talep ettiği, davacı şirketin 19.06.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 22.10.2020 tarih … sayılı kararı ile; itirazın kabulüne ve başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılmasına karar verdiği, kararın davacı marka vekiline 23.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 23.11.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak; gerek marka işlem dosyasında, gerekse dava aşamasında, davalı şirket tarafından ileri sürülen kullanmama def’i ön sorun olarak irdelenmiştir.
SMK m.19/2 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.
SMK m.25/7 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.
Belirtilen açıklamalar ışığında, gerek marka işlem dosyasında, gerekse dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def’i incelendiğinde;
1-YİDK karar iptali davası bakımından;
YİDK karar iptali davasında dikkate alınması gereken markalar; davacının gerekçe olarak sunduğu ve fakat Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından “benzer” kabul edilen 2016 48911, 2016 48904, 2016 48895, 2016 48887, 2016 48886, 2016 48877, 2015 93167 sayılı markalardır. Zira davacı şirket, Markalar Dairesi Başkanlığı kararına, benzer bulunmayan markalar yönünden itiraz etmemiştir.
Somut olayda davalı şirkete ait dava konusu 2019 83950 sayılı markanın başvuru tarihi 06.09.2019’dur. Dava konusu markanın başvuru tarihinde, gerekçe olarak gösterilen markaların tescil tarihi üzerinden henüz 5 yıl geçmediğinden, kullanım ispatı talebi YİDK kararının iptali istemi bakımından ve yukarıda yer verilen markalar bakımından yerinde değildir.
2-Hükümsüzlük davası bakımından;
Somut olayda, işbu davanın tarihi 18/12/2020’dir. Dava tarihinde, davacının gerekçe olarak sunduğu 2016 48911, 2016 48904, 2016 48895, 2016 48887, 2016 48886, 2016 48877, 2015 93167, 2016 67844, 2016 67842, 2016 67835, 2015 14643, 2015 57794 sayılı markaların tescil tarihi üzerinden henüz 5 yıl geçmediğinden, iş bu markalar yönünden kullanım ispatı talebi yerinde değildir.
Buna karşın, davacının gerekçe olarak sunduğu 2011 113217, 2011 113216, 2011 113215, 2011 113214, 2011 113212, 2011 113210, 2011 113208, 2011 113207, 2011 113206, 2011 113205, 2011 113203, 2011 113202, 2011 113200, 2011 113197, 2011 113195, 2011 113193, 2015 14638 sayılı markalar, dava tarihinde 5 yılı aşkın süredir tescilli olup, iş bu markalar yönünden davalı şirketin “kullanmama def’i” ileri sürebileceği tespit edilmiştir.
Davacı şirket, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde sunduğu “kullanım ispatı delil sunma formu”nda 2011 tarihli markalarına ilişkin kullanım delili sunmuş, 2015/14638 sayılı markaya ilişkin delil sunmamıştır.
Dava aşamasında dosyaya kullanıma ilişkin delil sunulmamış olup, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan itiraz aşamasında, kullanıma ilişkin “faturalar (83 adet ve 2014-2019 tarih aralığına ait)” ve “ürün katalogları (23 sayfa ve 2011-2017 tarih aralığına ait)” sunmuştur. Sunulan faturalar ve kataloglar incelendiğinde, davacının “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli markalara ait “temizlik ve gıda” ürünlerini bir araya getirilmesi hizmeti” sunduğu, bu hizmeti “…” markası altında gerçekleştirdiği tespit edilmiştir.
Davacının kullanımını ispatladığı hizmet ile dava konusunu oluşturan 9. sınıf arasında herhangi bir ilişki bulunmamaktadır.
Kullanmama def’ine ilişkin olarak yukarıda yer verilen tespitlerden sonra, SMK m.6/1 hükmüne ilişkin değerlendirme aşağıdaki şekilde yapılmıştır:
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka kapsamında yer alan ve bu davanın konusunu oluşturan 09. sınıf emtiaların tamamı, davacının gerek Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yaptığı itirazda gerekse dava dilekçesinde gerekçe olarak gösterdiği 2016/48911, 2016/48904, 2016/48887, 2016/48886, 2016/48877, 2015/93167, 2016/48895 sayılı markalarda aynen yer almaktadır. Dava konusu marka başvurusunda yer alan 9. sınıf emtia, aynı zamanda davacı markalarında (2016/48911, 2016/48904, 2016/48887, 2016/48886, 2016/48877, 2015/93167, 2016/48895, 2016/67844, 2016/67842, 2016/67835, 2015/14643, 2015/57794) yer alan 9. sınıfa özgülenmiş 35/05 sınıf kapsamında yer alan perakendecilik hizmeti ile ilişkilendirilebilir niteliktedir. Zira bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın pazarlanmasıdır. Dolayısıyla bahsi geçen emtialar ile bunların perakendeciliği hizmetleri arasında tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olup, bu mal ve hizmetler tüketici nezdinde benzerdir.
Sonuç olarak, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm emtia bakımından yukarıda belirtilen davacı markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu … sayılı marka incelendiğinde; herhangi bir şekil ya da renk unsuru içermeyen kelime markasıdır. Birleşik halde yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. Kelimenin sonunda yer alan “…” ibaresi, büyük harflerle, “…” ibaresi ise sadece baş harfi büyük, diğer harfleri küçük olarak yazılmıştır. Ayrıca “…” ibaresi, “…” ibaresine nazaran koyu renkli yazılmıştır. “…” ibaresinin herhangi bir anlamı bulunmamakla birlikte, “…” ibaresi, başvuru sahibi şirketin ticaret unvanının ayırt edici unsurudur.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; birçoğu düz yazı şeklinde yazılmış “… Medya, …, … Bilgisayar, … Yazılım, … Teknoloji, … Bilişim, … Digital, Bi” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacıya ait markalardan iki tanesi “antetli kağıt” görselinden oluşmakla birlikte, bu markalar da yine “…” ibaresini içermektedir. Davacıya ait markalardan iki tanesi, şekil ve kelime unsurlarını bir arada barındıran karma nitelikli markalar olup, bu markaların kelime unsurları üst satırda yazılmış “…” ve alt satırda konumlandırılmış “ekstra, bilgi işlem” kelimelerini barındırmaktadır. Davacıya ait markalarda yer alan “ekstra, bilgi işlem, bilişim, digital, teknoloji, yazılım, medya, bilgisayar” gibi kelimeler, 9. sınıfta yer alan emtia için tanımlayıcı ya da ayırt edici niteliği düşüktür. Dolayısıyla davacıya ait markaların esas unsurlarının “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır. “…” ibaresi, davacının ticaret unvanının da ayırt edici unsuru olup, herhangi bir anlamı bulunan bir ibare değildir.
… teknolojisi, inşaat ve mimarlık/mühendislik hizmetlerini bir araya getiren bir teknoloji olup, sektörde sıklıkla kullanılan bir ibaredir. Dolayısıyla, davalının başvuruya konu ettiği 9. sınıf emtiada yer alan özellikle “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları” emtiası için ayırt edici niteliği bulunmamaktadır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında;
Dava konusu marka kapsamında yer alan Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları” emtiası bakımından, markalarda müşterek olarak bulunan “…” kelimesinin; inşaat ve mimarlık/mühendislik hizmetlerini bir araya getiren bir teknoloji olup, sektörde sıklıkla kullanılan bir ibare olarak ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, bu hususun; içinde sektörden kimselerin de bulunduğu bilirkişi heyetince belirtildiği, bu emtialar bakımından “…” kelimesinin somut ayırt edici niteliği haiz olmadığı düşünüldüğünde, bu emtialar bakımından dava konusu markanın esas unsurunu “…” kelimesinin oluşturduğunun söylenebileceği, bu kelime ile davacının itiraza/hükümsüzlüğe mesnet gösterdiği hiçbir markası arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı tespit edildiğinden, bu emtialar bakımından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Bilgisayar yazılımları, bina ve inşaat tekniği ile ilgili entegre bilgisayar yazılım ve programları.” bakımından “…” kelimesinin ayırt ediciliğinin bulunmadığının söylenemeyeceği, dava konusu markada yer alan “…” kelimesinin aynı zamanda davacının ticaret unvanının ayırt edici ekini oluşturduğu anlaşıldığından, markasal ayırt edicilik incelemesinde bu kelimenin “…” kelimesine göre arka planda kaldığı, davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2016/48911, 2016/48904, 2016/48887, 2016/48886, 2016/48877, 2015/93167, 2016/48895, 2015/14643 sayılı markaların esas unsurlarının “…” kelimesinden oluştuğu, davacıya ait bu markalarla dava konusu markanın esas unsurunu oluşturan “…” kelimesi arasında özellikle görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, kavramsal olarak markaların farklı nesnelere çağrışım oluşturmadıkları, bu nedenle daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan 9.sınıf emtiaların hitap ettiği bilinçli tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “…” markasını yukarıda belirtilen ve davacı markaları ile ayniyet derecesinde benzer emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde bu markayı davacıya ait markaların serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, nitekim; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 23.09.2019 tarih 2018/4310 E 2019/5665 K sayılı kararında; eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil edecek nitelikte, 9.sınıfta yer alan emtialar bakımından, davacıya ait “…” markaları ile “…+Şekil” markası arasında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunun belirtildiği, dolayısıyla yukarıda yer verilen emtialar bakımından, yukarıda yer verilen davacı markaları ile dava konusu marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacı şirket, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yaptığı itiraz aşamasında dosyaya herhangi bir delil sunmamıştır. Davacının dayanak gösterdiği “…” markası, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde T/01577 sayı ile kabul edilmiştir. İlgili tanınmış markanın kabul tarihi 16.05.2009’dır. Marka işlem dosyasında başka bir delil bulunmamaktadır.
Davacının dava aşamasında dosyaya tanınmışlık iddiasını ispatlamaya yönelik aşağıdaki belgeleri sunduğu tespit edilmiştir:
• … markasına ilişkin tanınmışlık kararı,
• Davacıya ait 2019 tarihli faaliyet raporu,
• … markasına ilişkin reklam, tanıtım ve promosyon faaliyetlerine ilişkin fatura örnekleri, (2016-2020 tarih aralığına ilişkin 47 adet fatura)
• … markasının tanınmış olduğunun belirtildiği Yargıtay 11. HD. 2019/4018 E. 2020/2274 K. sayılı karar
Somut olayda, davacının dava dosyasına sunmuş olduğu delillerden “…” markasının davacı firma ile özdeş hale geldiği ve “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi” hizmeti bakımından tanınmış marka olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde davacı tarafça dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler kapsamında davacı yana ait markanın “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi” hizmeti bakımından tanınmış marka olduğu yönünde kanaat oluşmakla birlikte, davaya konu 9.sınıfta yer alan emtialar ile davacının tanınmışlık sağladığı perakendecilik sektörü arasında olumlu imaj transferi ihtimali doğuracak nitelikte bir ilişki bulunmadığı, 9.sınıf emtialar üzerinde dava konusu markanın kullanılması halinde davacının tanınmış markasının itibarının lekeleneceği ya da ayırt ediciliğinin zedeleneceğine ilişkin olarak dosya kapsamında nesnel ve mantıklı argümanların bulunmadığı anlaşıldığından, SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın kötü niyet iddiası, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından aşağıdaki gibi değerlendirilmiştir:
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet bir kısım markaların, bir kısım emtia bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Bilgisayar yazılımları, bina ve inşaat tekniği ile ilgili entegre bilgisayar yazılım ve programları.” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Bilgisayar yazılımları, bina ve inşaat tekniği ile ilgili entegre bilgisayar yazılım ve programları.” emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalı şirket ve davalı TÜRKPATENT’in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 4/5 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 24,80 TL vekalet harcı, 145,50 TL posta, müzekkere ve 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.621,70 TL yargılama giderinin 4/5 i olan 1.579,76 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1,94 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … YAZILIM BİLİŞİM VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/5 ‘i olan 1,70 TL’nin davacıdan alınarak davalı … YAZILIM BİLİŞİM VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine, bakiye 6,80 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/07/2021