Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/336 E. 2022/96 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. … VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/336 Esas – 2022/96
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. … VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/336 Esas
KARAR NO : 2022/96

DAVA : Marka Hakkının İhlali
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
BİRLEŞEN DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :13/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan (Asıl Dava: Marka Hakkının İhlali – Birleşen Dava: Markanın Hükümsüzlüğü) davalarının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Dava konusunu yargılama aşamasında devreden davacı … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi vekili 08/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır restoran alanında faaliyet gösterdiğini, ülkenin belli başlı illerinde bir restoranlar zinciri oluşturduğunu, müvekkilinin toplam 11 marka tescili yaptırdığını, “meşhur … … usta” ibaresinin marka olarak tescil edildiğini, bu markanın işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullanıldığını, hizmet kalitesi haklı bir üne kavuşmuş, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, piyasada kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, davalı şirket ile müvekkilinin 27.06.2018 tarihli franchise sözleşmesi imzaladığını, franchise sözleşmesinde davalının faaliyette bulunacağı adresin de belirlendiğini, ancak bilahare karşı tarafın sözleşmeye konu adresten farklı bir adrese …. Çankaya ANKARA) branda asarak yakında açılacağını belirten metinler yazdığını, bunun üzerine derhal hem şifahen hem de ,,,nolu ihtarnameyle sebepleri belirtilerek 27.06.2020 tarihi itibariyle süresi dolan sözleşmenin haklı nedenle feshi hem de süresi itibariyle so,na ereceği, yenilenmeyeceği ve sözleşmeye aykırı eylemler nedeniyle sözleşme maddelerinin uygulanacağının ihtar edildiğini, gerçeğe aykırı beyanlarla muhatabın tanınmadığı gerekçesiyle teslim alınmayan bu ihtarnameden sonra bu defa aynı noter aracılığı ile 19.08.2020 tarih ve 23888 nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, sözleşmenin kesin hükümlerinden de anlaşılacağı üzere gerek adres değişikliği gerekse de sürenin sona ermesi nedenleriyle müvekkilinin tek taraflı feshetme hakkı ve yükümlülüğü nedeniyle franchise sözleşmesinin tüm hükümleriyle (tazminat, ceza vd. hakları saklı kalmak kaydıyla) sona erdiğini, buna rağmen arada halen devam eden bir sözleşme varmış gibi yeni bir iş yerinde faaliyetlerine müvekkile ait tescilli marka ve diğer hakları kullanmaya da devam ettiğini, Ankara 5. … ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ,,, D.iş karar nolu dosyasında tespit yapıldığını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin ortadan kalkmış olmasına rağmen davalı yanın müvekkilinin franchise alanı gibi davranmaya devam ettiğini, tabela ve iş yerinde markalarını kullandığını, bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin markalarına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkilinin müşteri ve itibar kaybına neden olduğunu, davalı eylemlerinin marka haklarına tecavüz oluşturduğunu, tecavüz sebebiyle talep edilecek zararla ilgili 6769 Sayılı Kanun uyarınca hak sahibinin seçimlik hakkı olacağını belirterek; davalı şirketin müvekkiline ait markaya tecavüz fiillerinin önlenmesi ve men’ine, müvekkiline ait tescilli markanın aynısının ya da anımsatan benzerinin kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek yurtiçi gazeteden biri ile ilanına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 556 s. KHK 66/c maddesi uyarınca bilirkişi marifetiyle hesaplanmasının zaruri olması hasebiyle rapordan sonra artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline, 20.000 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline, tüm mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi vekili 05/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Meşhur … … Usta Markası ile kebap sektöründe faaliyet gösteren markanın sahibi ve kurucusunun … … olduğunu, … …, sözü geçen markayı tescil ettirdikten birkaç yıl sonra müvekkilleri olan “… … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşleri Ltd.Şti.” (…’ni kardeşi … … ile kurduklarını, bu durumun ticaret sicil kayıtlarında ve ticaret sicil gazetelerinde görüldüğünü, aradan bir süre geçtikten sonra bu şirketi diğer bir kardeşleri … … ile şirket çalışanları … …’a devrettiklerini, müvekkilleri şirketin sahibi …’nın, payları devralmadan önce davalı tarafta bulunan şirkette çalışmaya başladığını ve bir anda kendisini şirketin ortağı ve sonrasında da sahibi buluverdiğini, bu arada şirketin kuruluşundan bu yana markanın, davalı tarafta bulunan şirket tarafından kullanılageldiğini, bu duruma ne marka sahibi davacı, ne de bir başkasının itirazda bulunmadığını, bu şirkete ait tüm payların yaklaşık iki buçuk milyon TL tutarındaki şirketin borcunun üstlenilmesi karşılığında; müvekkili şirketin sahibi, …’ya devredildiğini, şirket paylarının devri aşamasında müvekkili şirketin sahibi …’nın, bazı tehdit ve baskılarla karşılaştığını, bu baskılar neticesinde franchise sözleşmesi imzalamak zorunda bırakıldığını, ancak o güne kadar sınırsız ve herhangi bir sözleşmeye, süreye bağlanmayan davalı müvekkili şirketin markayı kullanımına itiraz etmeyen davacı tarafın, daha franchise sözleşmesindeki süre dolmadan ve gelişen durumlar nedeniyle müvekkiline karşı ihtar çektiğini, müvekkili şirkete ihtar gönderildiği tarihlerde tüm dünyayı sarsan “Covid 19 Salgın Hastalığı” başladığını, bu salgın dolayısıyla zaten tüm dünyadaki ticari yaşamın nerede ise durma noktasına geldiğini, “borçlu ile alacaklının aynı sıfatta birleşmesi” gibi bir durumun somut olayda ortaya çıktığını, davacı taraftaki marka hakkı sahibi olan tarafın, davalı taraftaki şirketi kurduğunu, yıllarca bu şirketin markayı kullanmasına, marka ile bütünleşmesine itiraz etmediğini, göz yumduğunu, ancak şirketin oldukça yüklü borcunu devretmesi sonrasında da müvekkili şirketi franchise sözleşmesi imzalamak zorunda bıraktığını, en başta hukuka aykırı ve hatta hukuka karşı adeta hile yaparak davalı müvekkil şirketi kuranın, davacının bizzat kendisi olduğunu, markanın korunmasının, kendi sahiplerince, aynı isimde şirket kurmak suretiyle aslında davacı tarafından ihlal edildiğini, davalı şirket şimdiki sahibi … tarafından kurulsa idi, markanın yarattığı değerden haksız bir yararlanma söz konusu olacağı iddiası ile marka sahibinin korunması ve yasal yollara başvurmasının gerekli olduğunu, ancak bunun hem şirket hem marka sahibi aynı kişilerden oluştuğundan gerçekleşmediğini, tarafların tacir olması sebebiyle basiretli davranmaları gerektiğini, davalı şirketin …’ya devrinden önce davalı şirketin; bu markayı sınırsız ve engelsiz şekilde kullandığını, müvekkilinin, yaptığı düzenlemelerle markaya katkı sağladığını ve itibarını artırdığını, davacı şirket ile davalı şirket arasında yıllardan beri kurulmuş ve topluma tanıtılmış olan “organik bir ortaklık” söz konusu olduğunu, davalı şirketin ticari unvanının davacı tarafça seçildiğini ve ticaret siciline tescil ettirildiğini, yine yıllarca davalı şirketin, davacı şirketin şubesi olarak tanıtıldığını, ayrıca “Meşhur … … Usta” markası altında kullanmış olduğu …numaralı telefon numarasının, müvekkili şirkete ait olduğunu, davacı tarafın kendi markasının haksız biçimde; müvekkillerinin kullanımına yasaklamaya çalışırken, mülkiyeti müvekkillerine ait telefon numarasını kullanmaya ve bu telefon üzerinden ticari kazanç elde etmeyi sürdürdüğünü belirterek; haksız davanın reddine ve müvekkilinin bu markayı kullanmakta muhtariyetine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı … vekili 09/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eldeki davaya dahil edilmesini kabul etmediklerini, müvekkilinin diğer davalı şirket ile bir lokanta işletmesinin işletilmesinde işbirliği yaptığını, dolayısıyla davacı ve diğer davalı arasında yapıldığı söylenen sözleşmenin tarafı olmadığını, müvekkilinin diğer davalı şirketle işbirliği bulunmakla beraber davalı şirketin alacak ve borçlarının müvekkilini ilgilendirmediğini, davalı şirketin sahibi olan … ile müvekkilinin aile bağlarının bulunduğunu, bu nedenle davacının kötü niyetli girişimlerini ve tavırlarını müvekkilinin de yakından bildiğini ve bu durumların tanığı olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin de, diğer davalının bugüne kadar ileri sürdüğü tüm iddia ve itirazları ileri sürdüğünü, mahkemenin TMK m.2 hükmünü dikkat alması gerektiğini, davalı şirketin kurulduğu günden bu yana sözü geçen markayı hiçbir sınırlama ve bedeli olmadan kullandığını, davalı şirketin, bu hali ile davalı şirketin şimdiki sahibine yüklü borç karşılığı devredildiğini, sonrasında çeşitli tehdit, korkutma ve sindirme girişimleri ile sözü geçen franchise sözleşmesinin …’ya imzalatıldığını, hatta bu sözleşmenin imzalatılmasında şimdiki davacı vekili … …’nun da bulunduğunu, kendisinin …’yı ikna ettiğini de belirterek; haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Birleşen davacı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi vekili Ankara 1…. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/422 Esas sayısına kaydedilen 13/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının gıda sektöründe kullanmak amacıyla 2002/07437 sayılı MEŞHUR … … USTA, 2005/14455 sayılı … USTA, 2007/31284 sayılı MEŞHUR … … USTA 1978, 2017/39627 sayılı … … USTA, … sayılı … … USTA PLUS, 2017/40040 sayılı MEŞHUR … … USTA 1978, 2020/125064 sayılı MEŞHUR … … USTA, 2020/131187 sayılı … … USTA ibareli markaları Türk Patent nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin ise aynı konularda üretim yapan firma olup davalıdan franchise alarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalı şirketin franchise sözleşmesini haksız olarak tek taraflı feshettiğini ve müvekkili aleyhine marka adına tecavüzden dolayı Ankara 5. … ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyadi tedbir talepli 2020/336 Esas numarasıyla dava açtığını, mahkeme tarafından bu davaya istinaden ihtiyadi tedbir kararı verildiğini, davalı adına tescil edilen markaların 6769 sayılı SMK 5.maddesi uyarınca ayırt ediciliklerinin bulunmadığını, tavacılık faaliyetinin bütün yemek sektöründe yapılabilen, davalı tarafından icat edilmemiş, herkesçe kullanılabilecek bir isim ve işaret olduğunu, bununla birlikte davalı ile aynı ismi taşıyan ve bu sektörde çalışmak isteyen örneğin … isimli ve tavacılık faaliyeti ile uğraşacak bir kişinin bu isim ya da markayı kullanamamasının da dürüstlük kuralına aykırılık oluşturacağını, davalının, aynı markanın değişik versiyonlarını bir başkasının kullanımını engellemek amacıyla 5 değişik şekilde kâh MEŞHUR … … USTA, kâh … … USTA, kâh … USTA, kâh MEŞHUR … … USTA, kâhsa da … USTA 1978 olarak tescil ettirmesinin, sektördeki diğer kişilerin rekabet hakkını önemli ölçüde sınırladığını ve Türk Ticaret Kanunu anlamında haksız rekabete yol açtığını belirterek; öncelikle iş bu dava ile aralarında fiili ve hukuki bağ bulunan Ankara 5…. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/336 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine, akabinde davalıya ait; 2002/07437, 2005/14455, 2007/31284, 2017/39627, …, 2017/40040, 2020/125064, 2020/131187 sayılı markaların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN CEVAP:
Birleşen davalı … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi vekili 05/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Birleşen dava davacısı tarafından müvekkili adına tescilli ve dava dilekçesinde belirtilen markaların iptali talep edilse de, davacı yanca markanın iptali nedenlerinden herhangi birinin varlığının iddia edilmediğini, davanın ikamesinde hukuki yararın bulunmadığını, markaların ayırt ediciliği yönünden yapılacak değerlendirmede, markayı oluşturan tüm unsurların bir bütün olarak nazara alınması gerektiğini, müvekkili markalarının mutlak tescil engeli incelemesinden geçtiğini ve marka olarak tescil edilmelerine engel herhangi bir halin bulunmadığını, birleşen dava dilekçesinde belirtilen 2020/12506 ve 2020/131187 sayılı markaların müvekkili adına tescilli olmadığını, TÜRKPATENT kayıtlarına göre, bu markalar ile ilgili olarak, 3.kişilerce marka tescil başvurusu yapıldığı, ancak reddedildiğinin anlaşıldığını, birleşen davacının birleşen davayı ikame etmesinin kötü niyetli bir davranış olduğunu, müvekkili markalarının ayırt edici olduğu gibi aynı zamanda SMK m.25/4 hükmü uyarınca da ayırt edicilik kazandığını belirterek; birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Ankara 1…. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….Karar sayılı kararı ile; markanın hükümsüzlüğü istemine yönelik dava, mahkememiz dava dosyası ile birleştirilmiş, birleştirilen dosya mahkememize gönderilmiştir. Birleşen dava, iş bu dava dosyası içine alınmış, birleşen dava bakımından dilekçe teatisi tamamlanmış ve yargılama birlikte yürütülmüştür.
Asıl Dava; Marka Hakkının İhlali, Birleşen Dava ise; Markanın Hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
ASIL DAVA BAKIMINDAN; Davalının, davacıya ait marka hakkı ihlâli oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa söz konusu tecavüz eylemlerinin önlenmesi, davacıya ait tescilli markaların aynısı veya benzerinin kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, hükmün ilanı, varsayımsal lisans bedeline göre maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı, sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN; Birleşen davacının birleşen davayı açmasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı, birleşen davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, ….sayılı markaların SMK m.25 ve m.5 hükümleri uyarınca mutlak tescil engelleri barındıran markalar olup olmadıkları, … sayılı markaların birleşen davalıya ait olup olmadığı, birleşen davacının eldeki davayı açmasında kötü niyetli olup olmadığı, bu durumun eldeki davanın görülmesine engel olup olmadığı, yukarıda belirtilen markaların hükümsüz kılınmalarının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, Ankara 5. … ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin Değişik İş sayılı dosyası iş bu dava dosyası arasına alınmış, ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, Ankara 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası UYAP ortamında celp edilmiş, emsal lisans sözleşmesi araştırması yaptırılmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava marka hakkı ihlâli iddiasından kaynaklı istemler olup, birleşen dava ise markaların hükümsüzlüğü istemine yöneliktir. Birleşen davada hükümsüzlüğü istenen markaların bir kısmı, asıl davada marka hakkı ihlâli iddiasına mesnet tutulan markaları da kapsamaktadır. 6769 sayılı SMK m.27/1 hükmüne göre; 25. madde gereğince markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.
Davaya mesnet markaların hükümsüz kılınması halinde, bu durum, asıl davada ileri sürülen marka hakkı ihlâlinden kaynaklı hukuki istemlerin neticesini etkileyeceğinden, ilk olarak, birleşen davada ileri sürülen markaların hükümsüzlüğü istemi irdelenmiştir.
I-Birleşen Dava Bakımından İleri Sürülen Markaların Hükümsüzlüğü İstemleri Bakımından:
Birleşen davacı vekilinin 13/12/2021 tarihli birleşen dava dilekçesinde hükümsüz kılınmasını talep ettiği markalar; 2002/07437, 2005/14455, 2007/31284, 2017/39627, …, 2017/40040, 2020/125064, 2020/131187 sayılı markalardır.
… sayılı markaların sicil kayıtları incelendiğinde; bu markaların maliki … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi iken ….marka devir sözleşmesi ile söz konusu markaların … Restaurant Anonim Şirketi’ne devredildiği, devir işleminin aynı tarihte TÜRKPATENT siciline kaydedildiği, 31/05/2021 tarih ve 471 sayılı Bülten’de bu durumun ilan edildiği, dolayısıyla birleşen dava tarihi itibariyle söz konusu markaların malikinin birleşen dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi değil, birleşen dava bakımından dava dışı konumu haiz … Restaurant Anonim Şirketi olduğu tespit edilmiştir.
Birleşen dava dilekçesinde, birleşen dava tarihi itibariyle … sayılı markaların maliki olduğu tespit edilen … Restaurant Anonim Şirketi’nin davalı olarak gösterilmemesi, bunun yerine söz konusu markaların önceki malikinin davalı olarak gösterilmesi, 6100 sayılı HMK m.124/3-4 fıkralarında tanımlanan nitelikte bir maddi hata veya kabul edilebilir nitelikte bir yanılgı olarak değerlendirilmemiştir. Zira; 6769 sayılı SMK m.22/3 hükmü uyarınca marka sicili alenidir. Marka sicilinin aleni olmasının doğal sonucu, marka sicilinin olumsuz etkiyi haiz olmasıdır. Buna göre; hiç kimse, marka siciline kaydedilerek ilan edilen bir olguyu bilmediğini ileri süremez. Somut olayda da, yukarıda belirtilen markaların, birleşen dava tarihinden önce el değiştirdiği ve birleşen dava tarihi itibariyle malikinin … Restaurant Anonim Şirketi olduğu, bu durumun, birleşen dava tarihinden önce marka siciline işlendiği ve Bülten’de ilan edildiği de nazara alındığında, 6100 sayılı HMK m.123/3-4 fıkralarında tanımlanan koşullar oluşmadığından, yukarıdaki markalar bakımından “tarafta iradi değişiklik” hükümleri uygulanmaksızın yargılama sonuçlandırılmıştır.
Sonuç olarak; … sayılı markaların maliki birleşen davalı olmayıp, birleşen davada dava dışı konumda bulunan … Restaurant Anonim Şirketi olduğundan, bu markalar bakımından birleşen davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
… sayılı markanın sicil kaydı incelendiğinde; bu marka her ne kadar birleşen davalı adına kayıtlı olsa da, tescilli olmadığı, sahibi adına hüküm ifade etmediği, bir markanın hükümsüzlüğünün istenebilmesi için evvelemirde o markanın tescilli olmasının gerektiği, somut olayda, sözü edilen markanın tescilli olmaması nedeniyle bu markanın hükümsüz kılınması isteminde hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, bu markanın hükümsüzlüğü isteminin usulden reddine karar verilmiştir.
… sayılı marka başvurularının sicil kayıtları incelendiğinde; gerek tescilli olmamaları, gerekse birleşen davalıya ait olmamaları dikkate alınarak, hukuki yarar yokluğu ve pasif husumet yokluğu nedeniyle adı geçen markaların hükümsüzlüğü istemlerinin usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; birleşen davada hükümsüzlüğü istenen markaların ve marka başvurularının hükümsüzlüğü koşulları oluşmadığından, birleşen davanın sonucu, asıl davanın sonucunu menfi şekilde etkilemeyeceğinden, asıl davaya ilişkin olarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
II-Asıl Dava Bakımından İleri Sürülen Marka Hakkı İhlâlinden Kaynaklı Hukuki İstemler Bakımından:
Ankara 5…. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/50 D.İş sayılı dosyasında icra edilen delil tespiti dosyası incelendiğinde; … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi tarafından … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi’ne yönelik olarak delil tespiti isteminde bulunulduğu, bu talebin mahkemenin 07/10/2020 tarih 2020/50 D.İş 2020/50 K sayılı kararı ile kabulüne karar verildiği, bilirkişi …aracılığıyla “.. Çankaya/ANKARA” adresinde inceleme yapıldığı, inceleme sonucu tanzim edilen 18/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunun mahkemeye ibraz edildiği, yerinde yapılan inceleme esnasında bulunun yazarkasadan alınan örnek fiş üzerinde “… … Usta Yiyecek Mad. ve Hizmet İşlt. Ltd. Şti.” ibaresi bulunduğu, yine bilirkişi raporuna ekli 12/10/2022 tarihli tutanak incelendiğinde, inceleme esnasında … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi yetkilisi olduğu anlaşılan …’nın da hazır bulunduğu, kendisini işyeri yetkili olarak tanıttığı, bu hususların müşarünileyhanın imzası ile de tasdiklendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 02/06/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar uyarınca “….ANKARA” adresinde yeniden bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinin yerinde inceleme sonrası mahkememize ibraz ettiği 31/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve ekleri incelendiğinde; inceleme esnasında işyerinde bulunan yazarkasadan alınan örnek fiş üzerinde “…” isminin bulunduğu, bilirkişi raporuna ekli 09/07/2021 tarihli tutanak incelendiğinde, inceleme esnasında … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi yetkilisi olduğu anlaşılan …’nın da hazır bulunduğu, kendisini işyeri yetkili olarak tanıttığı, bu hususların müşarünileyhanın imzası ile de tasdiklendiği, bilirkişi raporunda yer alan vergi kaydı incelendiğinde; davaya konu işyeri adresinde … adına 21/07/2020 işe başlama tarihli kayıt bulunduğu da tespit edilmiştir.
Mahkememize ibraz edilen 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda … adına tespit edilen ve yukarıda belirtilen maddi olgular nedeniyle, dava konusu işyeri üzerinde davalı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ile …’nin birlikte işbirliği içinde ticari faaliyet yürüttükleri, işyerinin vergi kaydının … adına olduğu, ancak bu işyerinde … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi’nin fiili olarak ticari faaliyette bulunduğu, buna göre; davacının ileri sürdüğü özellikle toplatma istemi bakımından davaya konu bu istemin maddi olarak bölünebilir nitelikte olmaması nedeniyle davalı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve dava dışı … arasında HMK m.59 hükmü uyarınca maddi anlamda zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu (HMK m.124/4 hükmü uyarınca iradi taraf değişikliği yoluyla mecburi dava arkadaşlığının meydana getirilebileceği hakkında Bkz; Pekcanıtez H., Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku. 15.Bası, İstanbul 2017, s.647) anlaşıldığından; dava tarihi itibariyle davacı şirketin salt davalı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi’ni davalı olarak göstermesinin, dava dışı …’yi davalı olarak göstermemesinin HMK m.124/4 hükmü uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olmayan kabul edilebilir bir eksiklik olduğu, bu nedenle davacı vekiline HMK m.124/4 hükmü uyarınca, dava konusu yapılan istemler bakımından, davaya konu işletmenin vergi levhası sahibi …’nin davaya dahil edilmesi talebinde bulunup bulunmayacağı hususunda mahkememize yazılı beyanda bulunmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde beyanda bulunulmadığı takdirde eldeki davanın bu hali ile yürütülerek sonuçlandırılacağı hususunun davacı vekiline ihtarına karar verildiği, davacı vekilinin 12/11/2021 tarihli dilekçesi ile dava dışı …’nin zorunlu dava arkadaşı olarak davaya dahil edilmesini talep ettiği, bu talep üzerine …’nin zorunlu dava arkadaşı olarak davalı sıfatıyla davaya dahil edildiği, dilekçe teatisinin bu kimse tarafından da tamamlanması ile yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 12/01/2022 tarihli beyan dilekçesi ile yargılama devam ederken marka hakkı ihlali iddiasına mesnet tutulan markaların … Restaurant Anonim Şirketi’ne devredildiğini belirterek; davanın müvekkili … Restaurant Anonim Şirketi yönünden devamını talep etmiş, davacı vekilinin ileri sürdüğü hususlar TÜRKPATENT sicil kayıtları ile tevsik edilmekle 6100 sayılı HMK m.125 hükmü uyarınca; dava konusunu devralan … Restaurant Anonim Şirketi, dava konusunu devreden … Usta Hizmet İşletmesi Gıda Turizm Limited Şirketi yerine geçtiğinden, bu kabul ile yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda; tespit yapılan işyerinin restoran/lokanta olduğu, iş yerinde gerçekleştirilen faaliyetin “Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ”in 43’üncü sınıfında yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmeti” ne ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Davacının … ve 2019/36521 sayılı markaları kapsamındaki 43’üncü sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile tespit yapılan işyerinde sunulan hizmetlerin aynı hizmetler olduğu tespit edilmiştir.
Fiziki işyeri ve çevresinde markasal kullanım oluşturan tanıtıcı işaretlere ilişkin fotoğraflar; gerek değişik iş dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda, gerekse mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporunda görsel olarak rapor içeriğine yansıtılmıştır.
Buna göre; davaya konu işletmedeki fiziki kullanımlarda yeşil arka fon üzerine beyaz harflerle yazılmış “… …” şeklinde bir ibare kullanılmaktadır. İbarenin altına ise belirli bir yılı anımsatan “2018” ifadesi kullanılmaktadır. Davacının markalarından … sayılı markaları “meşhur … … usta 1978”, “… … usta”, “meşhur … … usta” ve “… usta” şeklindedir.
2002/07437 sayılı “meşhur … … usta” ibareli marka ile “… …” şeklindeki fiziki kullanımlar karşılaştırıldığında; davalı kullanımlarında 2002/07437 sayılı markadan farklı olarak “meşhur” ibaresinin yer almadığı tespit edilmiştir. “… … usta” ibaresi karşılaştırılan ibarelerde ortak olarak yer almaktadır. “meşhur” ve “…” ibareleri “… usta” ismini nitelemek için kullanılan ibareler olduğundan, karşılaştırılan ibarelerde baskın unsurun “… usta” olduğu değerlendirilmiştir. “meşhur” ibaresinin ün, şöhret anlamı itibari ile işletmelerin kendilerini tanıtırken kullandıkları bir ibare olduğu ve bu yönü itibari ile ayırt ediciliğinin düşük olduğu değerlendirilmiştir. Karşılaştırılan ibarelerde “… … usta” ifadesinin ortak olarak yer aldığı dikkate alınarak; 2002/07437 sayılı “meşhur … … usta” ibareli marka ile “… …” ve “… … 2018” şeklindeki fiziki kullanımlar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
2005/14455 sayılı “… usta” ibareli marka ile “… …” şeklindeki fiziki kullanımlar karşılaştırıldığında; davalı kullanımlarında 2005/14455 sayılı markadan farklı olarak “…” ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir. “… usta” ibaresi karşılaştırılan ibarelerde ortak olarak yer almaktadır. “…” ibaresi “… usta” ismini nitelemek için kullanılan ibare olduğundan, karşılaştırılan ibarelerde baskın unsurun “… usta” olduğu değerlendirilmiştir. Karşılaştırılan ibarelerde “… usta” ifadesinin ortak olarak yer aldığı dikkate alınarak; 2005/14455 sayılı “… usta” ibareli marka ile “… …” ve “… … 2018” şeklindeki fiziki kullanımlar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
2007/31289 sayılı “meşhur … … usta 1978+ şekil” ibareli marka ile “… …” şeklindeki fiziki kullanımlar karşılaştırıldığında; davalı kullanımlarında 2007/31289 sayılı markadan farklı olarak “meşhur” ve “1978” ibarelerinin yer almadığı tespit edilmiştir. Davacı markasında, önünde çok çeşitli yemek türlerinin yer aldığı bir yemek aşçısının fotoğrafı yer almaktadır. “… … usta” ibaresi karşılaştırılan ibarelerde ortak olarak yer almaktadır. “meşhur” ve “…” ibareleri “… usta” ismini nitelemek için kullanılan ibareler olduğundan, karşılaştırılan ibarelerde baskın unsurun “… usta” olduğu değerlendirilmiştir. “meşhur” ibaresinin ün, şöhret anlamı itibari ile işletmelerin kendilerini tanıtırken kullandıkları bir ibare olduğu ve bu yönü itibari ile ayırt ediciliğinin düşük olduğu değerlendirilmiştir. Davacı markasında yer alan 1978 ibaresinin ise belirli bir seneye atıf yaptığı, tek başına marka algısına etkisinin zayıf olacağı değerlendirilmiştir. Diğer taraftan karşılaştırılan ibarelerin yeşil zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış olması da görsel açıdan benzerliği arttırmaktadır. Bu kapsamda; karşılaştırılan ibarelerde “… … usta” ifadesinin ortak olarak yer aldığı dikkate alınarak; 2007/31289 sayılı “meşhur … … usta 1978+ şekil” ibareli marka ile “… …” ve “… … 2018” şeklindeki fiziki kullanımlar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
2017/39627 sayılı “… … usta+ şekil” ibareli marka ile “… …” şeklindeki fiziki kullanımlar karşılaştırıldığında; davalı kullanımlarında 2017/39627 sayılı markadan farklı olarak davacı markasında yer alan şekil unsuru yer almamaktadır. Davacı markası koyu kırmızı zemin üzerine sarı renkli harflerle yazılmış iken, davalı kullanımları yeşil zemin üzerine beyaz harflerle yazılmıştır. Karşılaştırılan ibarelerdeki kelime unsuru aynıdır. “söz görünümden önce konuşur” ilkesi de göz önünde bulundurularak, kelime unsuru aynı olan 2017/39627 sayılı “… … usta+ şekil” ibareli marka ile “… …” ve “… … 2018” şeklindeki fiziki kullanımlar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
2017/40040 sayılı “meşhur … … usta 1978 + şekil” ibareli marka ile “… …” şeklindeki fiziki kullanımlar karşılaştırıldığında; davalı kullanımlarında 2017/40040 sayılı markadan farklı olarak “meşhur” ve “1978” ibarelerinin yer almadığı tespit edilmiştir. “… … usta” ibaresi karşılaştırılan ibarelerde ortak olarak yer almaktadır. “meşhur” ve “…” ibareleri “… usta” ismini nitelemek için kullanılan ibareler olduğundan, karşılaştırılan ibarelerde baskın unsurun “… usta” olduğu değerlendirilmiştir. “meşhur” ibaresinin ün, şöhret anlamı itibari ile işletmelerin kendilerini tanıtırken kullandıkları bir ibare olduğu ve bu yönü itibari ile ayırt ediciliğinin düşük olduğu değerlendirilmiştir. Davacı markasında yer alan 1978 ibaresinin ise belirli bir seneye atıf yaptığı, tek başına marka algısına etkisinin zayıf olacağı değerlendirilmiştir. Diğer taraftan karşılaştırılan ibarelerin yeşil zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış olması da görsel açıdan benzerliği arttırmaktadır. Bu kapsamda; karşılaştırılan ibarelerde “… … usta” ifadesinin ortak olarak yer aldığı dikkate alınarak; 2017/40040 sayılı “meşhur … … usta 1978 + şekil” ibareli marka ile “… …” ve “… … 2018” şeklindeki fiziki kullanımlar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu değerlendirilmiştir.
Davacı yan her ne kadar, davalının sosyal medya hesaplarındaki kullanıma ilişkin ekran görüntülerini dosyaya sunmuşsa da, bu görüntülerin dava tarihinden sonraki dönemi kapsadığı, her davanın, dava tarihindeki mevcut maddi olgulara göre çözümlenebileceği gözetilerek, dava tarihinden sonraki döneme denk gelen sanal ortam faaliyetleri iş bu yargılama konusunun dışında tutulmuştur.
Dava konusunu devreden davacı ile davalı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi arasında 27/06/2018 tarihli franchise sözleşmesi imzalandığı, dava konusunu devreden davacının franchisor, karşı tarafın franchisee sıfatının bulunduğu, “MEŞHUR … … USTA” ibaresinin marka olarak söz konusu sözleşme içeriğine konu olduğu, söz konusu sözleşme kapsamında, davalı tarafa 2 yıl süreyle, sadece “…/ANKARA” adresinde faaliyet göstermesi kaydıyla “MEŞHUR … … USTA” markası altında ticari faaliyette bulunma izni verildiği, sözleşmenin gerek 3-B maddesi, gerekse 8.maddesi hükümlerine göre davalı tarafın yukarıda belirtilen adreste faaliyet gösteren işletmesi ile sınırlı olmak kaydıyla söz konusu sözleşmenin akdedildiği, davalı taraf franchisee ın bu adreste hangi nedenle olursa olsun faaliyetine son vermesi halinde dava konusunu devreden davacı franchisorun tek taraflı fesih hakkının doğduğunun kararlaştırıldığı, franchisorun yazılı izni olmaksızın yapılacak adres değişikliğinin ve farklı bir adreste sözleşmeye konu işyeri faaliyetinin gerçekleştirilmesi halinde franchisorun sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkının da bulunduğunun kayıt altına alındığı, ayrıca söz konusu sözleşmenin süreli olarak akdedildiği gözetildiğinde 28/06/2020 tarihi itibariyle taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin kendiliğinden sona ermiş sayılacağı, buna bağlı olarak davalı tarafın “MEŞHUR … … USTA” ibareli markaları kendi işyerinde kullanmasının meşruiyetinin de ortadan kalkacağı, delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep dilekçesi tarihi ile bilirkişi tarafından yapılan yerinde inceleme tarihi dikkate alındığında, taraflar arasında “MEŞHUR … … USTA” ibareli markanın karşı tarafça kullanımına cevaz veren geçerli bir sözleşme ya da icazet ilişkisinin bulunmadığı, bu hale göre davalı tarafça “… … USTA/MEŞHUR … … USTA” ibareli markaların kullanımının SMK m.29/1-a, m.29/1-ç ve m.7/2-b hükümleri uyarınca önceki tarihli 2002/07437 sayılı “meşhur … … usta”, 2005/14455 sayılı “… USTA”, 2007/31284 sayılı “Şekil+meşhur … … usta”, 2017/39627 sayılı “… … usta+şekil”, 2017/40040 sayılı “meşhur … … usta 1978” ibareli marka haklarına tecavüz oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı yan her ne kadar davacı yanın kötü niyetli olduğunu ileri sürse de; dosya içerisinde mevcut delillere göre süreli franchise sözleşmesi uyarınca markanın kullanımına izin verildiğinin anlaşıldığı, sürenin dolması ile taraflar arasında yapılmış başkaca bir izin ya da sözleşme ilişkisi olduğuna ilişkin delil bulunmadığı, sözleşme ilişkisi çerçevesinde gerçekleşen markasal kullanım haricinde, davacı yanın, davalı tarafın uzun süreli markasal kullanımına sessiz kalmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme tarihinden önceki markasal kullanımların, davacı yanın, davalı tarafın markasal kullanımlarına sessiz kaldığı ve bu nedenle sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun oluştuğu anlamına gelmeyeceği, şöyle ki; taraflar arasında akdedilen franchise sözleşmesi öncesinde, davalı şirketçe “… …” ve türevlerine ilişkin uzun süreli markasal kullanımların bulunması ihtimalinde dahi, tarafların bir araya gelerek aralarında akdettikleri sözleşme ile markasal kullanımların süre, biçim ve mahiyetini karşılıklı irade beyanlarının uyuşmasıyla belirledikleri, davalı şirketin adı geçen sözleşmeye iştirak ettikten sonra, bu sözleşmeye aykırılık veya sözleşme süresinin sona ermesinden sonra, davacı tarafın tescilli rnarka haklarına dayanarak eldeki davayı açmış olmasının 4721 sayılı TMK m.2 hükmü uyarınca dürüstlük kuralına aykırı bir eylem olarak yorumlanamayacağı, zira, davacı yanın, davalı şirket ile akdettikleri sözleşmeye aykırılık ve sözleşme süresinin sona ermesinden kaynaklı olarak eldeki davayı ikame ettiği, sözleşme süresinin sona ermesi ile eldeki dava arasında geçen süre dikkate alındığında, sessiz kalma suretiyle hak kaybı koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; yukarıda izah edilen gerekçelerle, davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’nin, dava konusunu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne ait … sayılı marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin ÖNLENMESİNE, MEN’İNE, … sayılı markaların aynısının ya da iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlerinin kullanıldığı tabelaların SÖKÜLMESİNE, reklam vasıtası, basılı evrak, menü, marka ile ilişki kuracak şekilde dekoratif olarak kullanılan fotoğrafların TOPLATILMASINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den karşılanmak kaydıyla hükmün ulusal düzeyde yayın yapan bir gazetede İLAN EDİLMESİNE, hükmün infazı aşamasında mahkememize ibraz edilen 31/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda yer alan maddi tespitlerin dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Dava konusunu devralan davacı yanın maddi tazminat istemi irdelendiğinde; dava konusunu devreden davacı vekilinin 1.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, bu tazminat istemine ilişkin olarak 6769 sayılı SMK m.151/2-c hükmü uyarınca varsayımsal lisans bedeli seçeneğine göre değerlendirme yapılmasını talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti marifetiyle davacının ve davalı şirketin ticari kayıtları yerinde incelenmiş olup, davaya konu marka hakkı ihlâli oluşturan dönem; değişik iş dosyasındaki fiili tespit tarihi olan 12/10/2020 ile dava tarihi olan 08/12/2020 tarihleri arasındaki tarafların ticari faaliyetleri dikkate alındığında, davacı cirosu olarak tespit edilen 1.492.071,31 TL’ye, davalı yanın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı eylemi ile bilerek ve isteyerek davacı yana ait marka haklarının ihlâl edilmesine sebep olduğu hususu da dikkate alınarak, cironun %4’üne karşılık gelen 59.682,85 TL maddi tazminatın SMK m.151/2-c hükmü uyarınca varsayımsal lisans bedeli olarak kabul edilmesinin somut olayın özelliğine uygun düştüğü, ancak eldeki uyuşmazlıkta talep edilen maddi tazminat bedelinin 1.000,00 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi uyarınca talep edilen bedelden daha yüksek bir bedele hükmedilemeyeceği dikkate alınarak; 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 08/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE karar verilmiştir.

Dava konusunu devralan davacı yanın manevi tazminat istemi irdelendiğinde; Tarafların ekonomik durumları, ihlale konu hizmet türü, bu hizmetlerin niteliği, ihlal eylemlerinin süresi, tarafların kusur oranları, sıfatları, işgal ettikleri makam ve 4721 sayılı TMK m.4 hükmünde ifadesini bulan hak ve nesafet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde; 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 08/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle asıl ve birleşen davalar bakımından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;

Davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’nin, dava konusunu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne ait … sayılı marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin ÖNLENMESİNE, MEN’İNE,

… sayılı markaların aynısının ya da iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlerinin kullanıldığı tabelaların SÖKÜLMESİNE, reklam vasıtası, basılı evrak, menü, marka ile ilişki kuracak şekilde dekoratif olarak kullanılan fotoğrafların TOPLATILMASINA,

1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 08/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE,

15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 08/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusu devralan davacı … Restaurant Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

Karar kesinleştiğinde masrafı davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den karşılanmak kaydıyla hükmün ulusal düzeyde yayın yapan bir gazetede İLAN EDİLMESİNE,
Hükmün infazı aşamasında mahkememize ibraz edilen 31/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda yer alan maddi tespitlerin dikkate alınmasına,
2-Birleşen dava bakımından;

… sayılı markaların hükümsüzlüğü isteminin pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,

… sayılı marka başvurusu tescilli olmadığından bu markanın hükümsüzlüğü isteminde hukuki yarar bulunmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,

… sayılı marka başvuruları gerek tescilli olmamaları gerekse davalıya ait olmamaları nedeniyle hukuki yarar ve pasif husumet yokluğu nedeniyle bu markaların hükümsüzlüğü istemlerinin USULDEN REDDİNE,
3-Asıl davada; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.092,96 TL’den peşin ve tamamlama ile yatırılan 358,63 TL harcın mahsubu ile bakiye alınması gereken 734,33 TL harcın davalılar … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,

4-Birleşen davada; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye alınması gereken 21,40 TL harcın birleşen davacı … … Usta Yiyecek Maddeleri ve Hizmet İşletmeleri Limited Şirketi’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Asıl davada; marka hakkına tecavüzün önlenmesi, men’i, tecavüz oluşturan araçların toplatılması, hükmün ilanı istemi bakımından; dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,
6-Asıl davada; maddi tazminat istemi bakımından; dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,
7-Asıl davada; manevi tazminat istemi bakımından; davanın kabul edilen kısmına ilişkin olarak; dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,

8-Asıl davada; manevi tazminat istemi bakımından; davanın reddedilen kısmına ilişkin olarak; davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin dava konusunu devreden davacı … USTA HİZMET İŞLETMESİ GIDA TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ ve dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’nden müşterek ve müteselsilen alınarak davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’ye verilmesine,

9-Birleşen davada; davalı … USTA HİZMET İŞLETMESİ GIDA TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7 hükümleri gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin birleşen davacı … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ’nden alınarak birleşen davalı … USTA HİZMET İŞLETMESİ GIDA TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ’ne verilmesine,
10-Asıl davada; davanın kabul red oranının 4/5 olarak kabulüne,
11-Asıl davada; karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile dava konusunu devreden davacı … USTA HİZMET İŞLETMESİ GIDA TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ’nin peşin ve tamamlama ile yatırdığı 358,63 TL peşin karar ve ilam harcının davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,
12-Asıl davada; dava konusunu devreden ve devralan davacılar tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 39,30 TL vekâlet harcı, 272,10 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, Ankara 5…. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/50 D.İş sayılı dosyasından sarf edilen 826,50 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 3.092,30 TL yargılama giderinin 4/5’i olan 2.473,84 TL yargılama giderinin davalılar … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ ve …’den müşterek ve müteselsilen alınarak dava konusunu devralan davacı … RESTAURANT ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine, bakiye 618,46 TL yargılama giderinin dava konusunu devreden ve devralan davacılar üzerinde bırakılmasına,
13-Birleşen davada; birleşen davacı … … USTA YİYECEK MADDELERİ VE HİZMET İŞLETMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 17,00 TL vekalet harcı, 29,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 165,10 TL yargılama giderinin birleşen davacı üzerinde bırakılmasına,
14-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı-Devralan davacı-Birleşen davalı vekilinin, Davalı şirket ve dahili davalı … vekilinin ve Davalı şirket-birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2022