Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/329 E. 2021/234 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/329 Esas
KARAR NO : 2021/234
DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü / Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü / Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yalıtım sektöründe dünyanın önde gelen firmalarından biri olduğunu, 120’den fazla ülkede aktif olarak faal olduklarını, Türkiye’de de yerleşik … Avrasya aracılığıyla 84 ülkeye ihracat yaptıklarını, müvekkili şirketin Türkiye faaliyetine 1975 yılında … Yapı A.Ş. olarak başladığını, geçmişten bugüne çok yoğun faaliyet ve arge çalışmaları ile var olduğunu, müvekkilinin “…” markasının ilk olarak 1983 yılında Fransa’da tescil edildiğini, müvekkilinin Türkiye’de de bu markayı uzun yıllardır kullandığını, müvekkili markalarının Türkiye dahil pek çok ülkede 17 ve 19. Sınıf mallarda tescilli olduğunu,1996 yılından beri … markalı ürünlerin yaygın olarak Türkiye’de de kullanıldığını, müvekkilinin 2013-2018 yılları arasında Türkiye’de ciddi pazar sağladığını, markaları ile ilgili yoğun tanıtım çalışmaları yaptığını, müvekkili markalarının tanınmış marka olarak değerlendirilmesi gerektiğini, 2018/82701 sayılı “…” markasının 19 ve 35. Sınıflarda tescilli olduğunu ve davalı firmaya başka bir firma tarafından devredildiğini, yine müvekkiline ait bir diğer marka olan “…” markalarına iltibas derecesinde benzer olan 2019/137701 sayılı “ondulife” markasının “…” adına 19. Sınıftaki ürünler için tescilli olduğunu, anılan kişinin “…” markasını da kullandığını, davalı firma ve dava dışı şahsa 13.07.2020 tarihinde bir ihtarname gönderildiğini, bunun üzerine …’ın kendisinin, davalı firma yetkilisi olduğunu belirttiğini, …’ın ayrıca 2020/103448 sayısı ile de “ondulife …” şeklinde yeni bir başvuruda daha bulunduğunu, davalının 2018/82701 sayısı ile tescilli markasının müvekkili markalarına benzer olduğunu, müvekkilinin “…” markası ile davalının “…” markasının yalnızca “n-f” harfleri açısından farklı olduğunu, bu durumun markaya bir ayırt edicilik katmadığını, markaların görsel, işitsel ve bütünsel açıdan benzer olduklarını, dava konusu markadaki şekil unsurunun … görselinden ibaret olduğunu, bu nedenle markaya bir ayırt edicilik sağlamadığını, markaların bütün olarak birbirleri ile son derece benzer olduklarını, markalar arasındaki tek harf farkının yeterli olmadığını, müvekkilinin 96/011957 sayısı ile tescilli markasının 17 ve 19. Sınıf malları kapsadığını, dava konusu markanın da yine 19. Sınıf mallarda tescilli olduğunu, bunlara ek olarak davalı markasında ilgili ürünlerin satış hizmetlerinin de yer aldığını, taraf markalarının tüketiciler nezdinde karıştırılabilir olduklarını, davalı kullanımlarının aynı zamanda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet de teşkil ettiğini, davalının müvekkili markasına benzer şekilde oluşturduğu “…” markası ile ilgili olarak “www…com” alan adının da sahibi olduğunu, ayrıca “…..” facebook hesabında da müvekkili marka haklarına tecavüz teşkil eden kullanımlarda bulunduğunu, davalı kullanımlarının kötü niyetli olduğunu, mevcut kullanımların aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiğini, davalı kullanımlarının markayı taklit etmesinin yanı sıra markayı müvekkili kullanımlarına çok benzer olacak şekilde aynı renk ve fontlarda kullandığını, müvekkilinin kendi satıcılarının dahi yanılgı yaşadıklarını, davalı markasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının tesadüfi olarak müvekkili markasının bir benzerini tercih etmiş olamayacağını, her iki firmanın da kaplama ve yalıtım hizmeti verdiklerini, davalı şirket yetkilisi olan …’ın da kendi adına müvekkilinin bir diğer tanınmış markası olan “…” markası ile benzer “ondulife” ibaresini tescil ettirmek istemesi ve yine sonraki başvurularının da kötü niyeti ortaya koyduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davalı markasının kullanımının müvekkili markalarından haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, müvekkili markalarının farklı mal ve hizmet sınıflarında da korunması gerektiğini, müvekkili markalarının ayırt ediciliğine zarar vererek markayı sulandıracağını iddia ederek; davalıya ait 2018/82701 sayılı markanın SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının “…” ve “Şekil+… …” markasına ve benzerlerine ilişkin hukuka aykırı ve kötü niyetli kullanımın ve bu markalar ile ilgili her türlü ticari faaliyetin, müvekkili aleyhinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete yol açtığının tespitine, tespit edilen söz konusu hukuka aykırılıkların durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere; davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu işyerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markaları taşıyan ürünleri üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanmasının durdurulmasıne ve önlenmesine, davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte kullandığı ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka ve malzemeye ve ilgili ürünlerin/materyallerin üretiminde kullanılan makinalara/kalıplara el konmasına, öncelikle bunlar üzerinde yer alan “…” ve “Şekil+… …” markalarının çıkartılmasına, bunun teknik olarak imkânsız olması halinde el konan materyallerin imhasına, davalıya ait “www…com” internet sitesine ve “https://facebook.com/…..” uzantılı sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 06/02/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili markaları ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin yaklaşık 3 milyon TL tutarında bir yatırım ile faaliyet gerçekleştirerek yerli üretim yaptığını, “ondulife” markasının müvekkiline ait olmadığını, …’a ait olduğunu, dolayısıyla anılan marka nedeniyle müvekkiline iddia ileri sürülmesinin yersiz olduğunu, müvekkili markası ile davacı markasının uzaktan yakından alakalı olmadığını, müvekkiline ait ürünler üzerinde siyah tabana mavi yazıyla “… …” yazdığını, davacıya ait ürünler üzerinde ise siyah tabana turuncu renkte “… avrasya a.ş. … extra” yazdığını, müvekkili markasının “…” değil “… …” şeklinde olduğunu, kaldı ki “…” ve “…” markası arasındaki farklılığın açık şekilde ortada olduğunu, müvekkili markasındaki logonun davacı markasında yer almadığını, salt sektör ve isim benzerliğinden kaynaklı iddiaların müvekkilinin marka hakkını zedelediğini, müvekkilinin “çatı membranı” ürettiğini, ürettiği bu ürünlerin herhangi bir tüketiciye değil profesyonel tüketicilere sunulduğunu, bu kişilerin taraf markalarını karıştırma ihtimallerinin dahi bulunmadığını, müvekkilinin satın almış olduğu markanın 2018 yılında tescil edilmiş bir marka olduğunu, davacının 3 yıldır piyasada olan bu markanın, kendi markalarını sulandıracağı yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının tekelleşmeyi amaçladığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.25, 6769 sayılı SMK m.29, m.149 ile 6102 sayılı TTK 54 vd göre açılan; markanın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, el koyma ve el konan ürünlerin değiştirilmesi ya da imhası istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şirkete ait 2018/82701 nolu “… …+Şekil” ibareli marka ile davacıya ait “…” ibareli marka arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davalının kötü niyetli olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, davalının haksız rekabet ve marka hakkı ihlali oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa bu eylemlerin tespiti, önlenmesi, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması, tecavüz oluşturan ürünlere el konması, saklanması ve imhası, “www…com” ve “https://www.facebook.com/…..” ibareli internet sitelerine erişimin engellenmesi istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ edilmiş, sundukları deliller alınmış, marka tescil belgeleri getirtilmiş, davalı şirketin ve davalı şirketle ilişkili olduğu iddia edilen dava dışı şirketin ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, teknik konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I-Markanın Hükümsüzlüğü İstemine İlişkin Değerlendirme:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 25.maddesine göre; 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2018/82701 sayılı marka kapsamında yer alan ve eldeki davaya konu mal ve hizmetler; “19.sınıf: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumlar. 35.sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer.Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri.Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller.İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları.Akvaryum kumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” şeklindedir.
Davalı şirkete ait marka kapsamında yer alan; “19.SINIF: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer.Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler.İnşaatlar için cam ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri ile davacıya ait hükümsüzlük iddiasına mesnet 96/011957 sayılı marka kapsamındaki “Bina kaplama malzemeleri, yani bir mineral lif örtüsünden oluşmuş ya da plastik malzemeyle doldurulmuş kaplama malzemesi bina kaplama malzemeleri yani bir bütümlü ürünle sıvanmış su geçirmezlik sıvası.” emtiaları arasında benzerlik bulunmaktadır.
Şöyle ki; davacı yana ait önceki tarihli marka kapsamında genel tanımlaması itibariyle bina/inşaatlar için “kaplama” malzemeleri yer almaktadır. Dava konusu marka kapsamında söz konusu mallar ile aynı – aynı türde “tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar” emtiaları yer alırken, yine benzer şekildeki inşaat – yapı malzemeleri olan “Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler, İnşaatlar için cam ürünleri.” emtiaları ise davacı markası kapsamında doğrudan yer almamakla birlikte, davacı markası kapsamındaki bina – yapı yalıtım malzemeleri ile birlikte aynı faaliyete (inşaat-yapı sektörü) dönük ihtiyaçları karşılayan, birbirlerini tamamlayıcı nitelikteki, satış noktaları ortak olan, benzer nitelikteki tüketici grubuna hitap eden uygulama aşamasında bir bütünün tamamlayıcısı mahiyetindeki mallardır. Dolayısıyla her biri inşaat – yapı sektörüne dair ara mallar niteliğinde olan ve inşaat hizmetinin sunumu/tamamlanması aşamasında bir arada kullanımı olağan olan bu mallar arasındaki benzerlik düzeyinin, işaretler arasında da güçlü düzeyde bir benzerlik bulunduğu hallerde, ilgili tüketici kitlesi nezdinde, karıştırılma ihtimaline yol açması muhtemel sonuçlar doğurması mümkündür.Keza yine her ne kadar davacı markası kapsamında 35. Sınıf satış hizmetleri yer almamakta ise de mal üreten işletmenin karineten ürettiği malı da satışa konu ettiği kabul edilmekte olduğundan, mal ile o malın satışına özgülenmiş satış hizmetlerinin benzer oldukları, benzer tüketici kitlelerine hitap ettikleri, benzer ihtiyaçları karşıladıkları, benzer satış, sunum ve dağıtım kanalları bulunduğu, birbirleri ile rekabet içerisinde olan mal ve hizmetleri kapsadıkları değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte yukarıda gösterilmeyen davalıya ait marka kapsamındaki mal ve hizmetler açısından ise taraf markalarının kapsamları itibariyle benzer olmadıkları değerlendirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraf markaları arasında benzerliği tespit olunan mallar ve bu malların satışına özgülenmiş hizmetlerin tamamı inşaat – yapı sektörüne ilişkin parça, hammade, malzeme vb. nitelikteki mallara yönelik olup ilgili malların hitap ettiği tüketici kitlesinin alelade ortalama tüketiciler olmadıkları, çoğu zaman ya doğrudan marketteki uygulayıcılar oldukları, alelade bir tüketicinin dahi bu ürünleri satın almak istediğinde genelde profesyonel bir satış danışmanı yönlendirmesi ile hareket etme ihtimalinin daha kuvvetli olacağı, dolayısıyla bu emtiaların ilgili tüketici kitlelerinin nitelik itibariyle özen, dikkat ve bilgi düzeyinin daha üst düzey olacağı, en azından ilgili emtialara dönük tecrübe ve bilgi birikimi olan tüketiciler olacakları, bu anlamda uyuşmazlık konusu tüketicilerin dikkat, özen ve bilinç düzeyi yüksek kimseler olarak tespitinin isabetli olacağı değerlendirilmektedir. Bununla birlikte bahsi geçen tüketici kitlesinin niteliği itibariyle hiçbir hal ve koşulda yanılgı yaşamayacağı gibi bir sonuca varılması ise mümkün olmayıp, bu nitelikteki tüketicinin işaretler arasında özellikle iktisadi kaynak açısından bir bağlantı bulunup bulunmadığını düşünme eğilimi ve önceki markaya ilişkin hafıza birikiminin sonraki karşılaştığı markaya yansıma ihtimalinin daha yüksek olacağı düşünülmektedir.
Dava konusu 2018/82701 sayılı marka incelendiğinde; “Şekil+… …” şeklindeki markanın şekil ve sözcük unsurlarından oluşan bir bileşke marka olduğu, markanın bütününe hakim unsurunun “…” sözcüğü olduğu, “…” kelimesinin inşaat-yapı sektörüne yönelik bir izolasyon malzemesinin adı olması nedeniyle ilgili mal ve hizmetler açısından ayırt edici bir ibare olmadığı, keza yine … görselini çağrıştırır logonun da bütüne olan etkisinin son derece zayıf olduğu değerlendirilmektedir. “…” ibaresinin dilimizde veyahut ülkemizde en yaygın bilinen İngilizcede bilinen bir anlamı bulunmamakta olup, tüketicinin anılan ibareyi yabancı kökenli bir sözcük olarak algılayacağı değerlendirilmektedir.
Davacıya ait hükümsüzlük iddiasına mesnet 96/011957 sayılı marka incelendiğinde; “…” şeklinde düz bir sözcük markası olup, anılan ibarenin de dilimizde bir anlamı bulunmadığı gibi İngilizce karşılığının da bulunmadığı, bu anlamda yaratılmış, yabancı kaynaklı bir sözcük olarak algılanacağı değerlendirilmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Taraf markalarının esas unsurları incelendiğinde; her iki kelimenin de sekiz harften meydana geldiği, dava konusu marka “..” şeklinde harf dizilimine sahipken, davacı markasının “… şeklinde bir harf diziliminin bulunduğu, “i-ı” harfinin yazımından kaynaklı farklılığın, sözcüklerin Türkçe kelimeler olmaması nedeniyle işitsel ya da kavramsal açıdan bütüne bir etkisinin bulunmadığı değerlendirildiğinde kelimeler arasındaki tek farkın, her iki sözcükte de 7. sırada yer alan “f-n” harflerinden ibaret olduğu, dava konusu marka “… şeklinde telaffuz edilecekken davacı markasının ise “… şeklinde telaffuz edileceği, dolayısıyla her iki sözcüğün de üç heceli olarak ve başlangıçtaki ilk iki hece birebir aynı, son hecelerin ise yüksek fonetik benzerlik taşıyacak şekilde telaffuz edilecekleri değerlendirilmektedir. Bu bağlamda somut uyuşmazlıkta “…” ve “…” şeklinde somut kavramsal farklılıkları bulunmayan, harf dizilimsel ve fonetik açıdan son derece yüksek benzerlik taşıyan iki sözcük ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte mal ve hizmetlerle karşı karşıya kalma ihtimali bulunan tüketicinin, nitelik itibariyle yüksek dikkat ve bilgi seviyesine sahip olsalar dahi, iki işaret arasındaki farkı ilk anda ve tereddütsüz bir şekilde algılama ihtimallerinin son derece zayıf olacağı, taraf markalarının esas unsurları itibariyle var olan tek bir harf farklılığının, işaretlerin görsel ve işitsel açıdan da birbirlerinden yeterince uzaklaşması sonucunu doğurmadığı, dolayısıyla her ne kadar benzerliği tespit olunan emtiaların ilgili tüketici kitleleri ortalamanın daha üstü bir dikkat, özen ve bilgi seviyesine sahip seçici kimseler ise de bu durum işaretler arasındaki benzerliğin, her iki markanın da aynı iktisadi – idari kaynaktan gelen markalar olduğu yönünde bir algıya sebebiyet verebileceği gerçeğini değiştirmediği, bu durumun ise işaretler arasında imaj transferine yol açabileceği, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul miktarda ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, tüketicinin taraf ürünlerini benzer satış kanallarında bir arada gördüğü bir durumda bu markaları ilk anda birbirinden ayırt etmesinin mümkün olmayacağı, sonuç olarak başvuruda yer alan 19. Sınıftaki “Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, , tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri.” malları ve bu malların satışına özgülenmiş olan 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer.Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler..İnşaatlar için cam ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri açısından taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu marka kapsamında yer alan sair mal ve hizmetlerin davacı markası kapsamındaki emtialarla benzer olmaması nedeniyle sair mal ve hizmetler bakımından ise markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı yan tarafından dosya kapsamına;
– … markasına ilişkin tarihçe bilgileri,
– Türkiye pazarında 2013- 2018 yılları arasında elde ettiği net ciro bilgileri,
– Türkiye pazarında 2013-2018 yılları arasında yaptığı pazarlama giderleri,
– … markasının uluslar arası tescil kayıtlarını,
– … markasının ülkemizdeki satışlarını gösterir 2014 – 2018 tarihlerine yönelik faturalar,
– … markasının yabancı ülkelerdeki satışlarını gösterir bazı faturalar,
– Davacı şirket tarafından hazırlanmış kataloglar (üzerinde tarih bilgisi yer almamakla birlikte bir kısım içerikten eski tarihli oldukları görülebilmektedir)
– … markasını taşıyan ürünlerin uygulandığı projeleri gösterir katalog fotoğrafları (katalogun 2009 tarihli olduğu görülmüştür)
– Davacının “…” markaları ile ilgili basında çıkan muhtelif tarihli haberleri,
– “…” markası ile ilgili farklı sektör dergilerinde çıkan Mayıs 2017, Ağustos 2016, Eylül 2016, Şubat 2016, Ekim 2015 tarihli yazılara dair görselleri,
– Davalı tarafın ihlale konu olduğu iddia edilen kullanımlarına ve www…com alan adında yer alan kullanım görsellerini,
– Ekim – Kasım – Aralık 1998 tarihli … Dünyası isimli yayında yer alan “…” markasının tanıtımına dair bir adet yazı,
– 14.02.2002 tarihli Sabah Gazetesinde yer alan “…” markasını da içerir reklam çalışmasını,
– … ve … markalarının reklam – tanıtım çalışmalarına yönelik yapılan harcamaları gösterir çok sayıda fatura,
– Dava dışı … GRUP… LTD. ŞTİ. firmasına 27.06.2019 tarihinde gönderilmiş ihtarname örneği,
– Davalı firma ve dava dışı … isimli kişiye gönderilmiş 13.07.2020 tarihli ihtarname, delillerini sunduğu görülmüştür.
Söz konusu delillerin birçoğu, doğrudan davacı yana ait broşür, katalog ve yayınlar içerisinde yer alan ve “…” markasının uzun yıllardır ülkemizde de kullanılmakta olduğunu gösterir bir kısmı tarihli, bir kısmı tarihsiz nitelikteki delillerken, bir kısım delillerin ise yine ülkemizdeki sektör dergilerinde çıkan yayınlara yönelik olduğu, keza yine davacı markalarının ülkemizdeki satışlarını gösterir mahiyetteki faturalara da deliller arasında yer verilmişken, davacı markasının ülkemizde de sair ülkelerdeki tescillerini gösterir kayıtlara da yer verildiği, yine davacı yan markasının ülkemizdeki satış miktarlarını gösterir nitelikte noter onaylı bir kısım yazılı açıklamalara da yer verildiği, ancak bu açıklamaları destekler mahiyette ticari kayıtların ise dosyada bulunmadığı, davacı tarafça sunulan bir kısım delillerin ise dava konusu olmayan “…” markasına dair olduğu, tüm bu deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sunulan delillerden davacı yana ait “…” markasının yalıtım malzemelerinde sektöründe belli bir konum ve pazar sahibi olarak bilinirlik elde etmiş olduğu kanaatine varılabileceği, bu durumun da taraf markaları arasındaki benzerlik düzeyi nedeniyle tüketiciler nezdinde oluşması muhtemelen karıştırılma ihtimalini kuvvetlendiren bir unsur olduğu gibi dava konusu markanın tescilinin davacı taraf markalarının sektörel bilinirliğinden haksız menfaat sağlama ihtimalinin de bulunabileceği, davacı markalarının ayırt ediciliğini zayıflatarak sulanması sonucunu doğurabileceği, verilen hizmetin/satılan malın tüketici nezdinde olumsuz imaj yaratması ihtimalinde davacı markalarının ticari itibarını da zedeleyebileceği yönünde sonuçlar doğmasına da sebep olabileceği, ancak davacı markalarının sektörel tanınmışlığı nedeniyle, bu durumun, taraf markaları kapsamında benzerliği tespit edilmeyen mal ve hizmetlere sirayet eder sonuçlar doğurmayacağı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Dava konusu 2018/82701 sayılı marka başvurusunun ilk olarak dava dışı … İZOLASYON PETROL İNŞAAT NAKLİYE TURİZM TEMİZLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETi tarafından başvuru konusu edildiği, anılan şirket ile davalı firma arasında Ankara 53. Noterliği’nin 11.11.2019 tarih ve 33396 yevmiye sayılı Marka Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı, bu sözleşme ile 2018/82701 sayılı dava konusu markanın 500,00 TL bedel karşılığında davalı firmaya devredildiği, devreden şirket yetkilisinin …, devralan şirket yetkilisinin … olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki ticaret sicil kayıtlarından, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle devreden firmanın tek ortağının … olduğu görülmektedir. Davalı şirketin ise yine tek ortaklı bir anonim şirketi olduğu ve şirketin tek ortağının … olduğu görülmektedir. Bu bağlamda dava dışı 3. kişi şirket ve davalı şirket arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu, dosya kapsamında mevcut delillerden tespit edilebilmiş değildir. Keza yine davacı taraf, dava dışı … isimli kişinin, davalı şirketin yetkilisi olduğunu iddia etmekte ise de dosya kapsamında yine bu yönde herhangi bir delile rastlanılmamıştır. İlgili kişinin, davalı şirket ile olan bağlantısı mezkur delillerden tespit edilemediği gibi bahsi geçen sosyal medya hesabına iş bu rapor tarihi itibariyle bilirkişi heyetince ulaşılamadığı gibi dosya içerisinde de ilgili şahsa ait olduğu belirtilen sosyal medya hesabına dair görüntülere rastlanılmamıştır. Sonuç olarak davacı yanın dava dilekçesinde yer verdiği ve dava dışı …’ın davalı şirket yetkilisi olduğuna dair beyanda bulunduğu yönündeki iddiaları somutlaştırır herhangi bir belgeye dosya içerisinde rastlanılmamıştır.
Son olarak … isimli şahsın TÜRKPATENT sicil kayıtlarında, yine davacı yana ait olduğu görülen “…” markaları ile benzer mahiyetteki 2019/137701 sayılı “ondulife” ve 2020/103448 sayılı “ondulife …” marka başvurularında bulunduğu, anılan başvuruların 2019/133701 sayılı başvurunun itiraz üzerine reddine karar verildiği, diğer başvurunun ise itiraz üzerine dosyasının incelemede olduğu görülmüş ise de ilgili şahıs ve davalı şirket arasındaki iktisadi – idari bağlantının mahiyeti mevcut deliller ışığında tespit edilebilmiş değildir.
Yukarıda izah edilen tespitlere göre; dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı olgusunun ispat edilemediği, zira davacının müvekkiline ait başkaca markalarla benzer marka başvurusunda bulunduğunu belirttiği dava dışı … ile gerek davalı şirket, gerekse dava konusu markayı devreden dava dışı 3.kişi şirket arasında organik bir bağlantı bulunduğu hususunun tespit edilemediği, bunun haricinde; dava konusu marka başvurusunun, engelleme, spekülasyon, şantaj gibi ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak marka tescil başvurusunda bulunduğuna ilişkin somut olgu bulunmadığı, yine davacı markasının sektörel olarak tanınmış olması ihtimalinde dahi salt tanınmış bir markanın benzerinin marka tescil başvurusuna konu olmasının, o marka başvurusunun kötü niyetli olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 28.04.2020 tarih 2019/4412 E 2020/3605 K sayılı kararının da aynı yönde olduğu, dolayısıyla dava konusu markanın kötü niyetli olarak tescil başvurusuna konu edildiği iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen tüm açıklamalara göre; dava konusu markanın hükümsüzlüğü isteminin kısmen kabulü ile; 2018/82701 sayılı markanın “19.SINIF: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
II-Marka Hakkı İhlâli-Haksız Rekabet İstemlerine İlişkin Değerlendirme:
Marka hakkına tecavüz, 6769 sayılı SMK m.29’da düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK m.29/1 hükmüne göre; Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
SMK m.29/1-a bendinin yollamada bulunduğu m.7 hükmüne göre;
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; SMK m.155 hükmüne göre; Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.
Belirtilen hükme göre; somut olayda, davacıya ait 96/011957 sayılı markanın, davalıya ait 2018/82701 sayılı markasından önceki tarihli olduğundan, davalının “…” ibareli markasal kullanımları bakımından 2018/82701 sayılı marka hukuka uygunluk sebebi oluşturmaz. Başka bir deyişle; davalı taraf 2018/82701 sayılı markasını mesnet göstererek, davacının 96/011957 sayılı markasının sağladığı inhisari hakları bertaraf edemez.
Somut olay marka hakkı ihlali ve haksız rekabet istemleri bakımından değerlendirildiğinde; Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor tarihi itibariyle “www…com” alan adı aktif olmadığı gibi erişime de açık değildir. Google arama motoru üzerinden yapılan araştırmalarda ilgili web sitesine dair birtakım sonuçlar listelenmekle birlikte ilgili linklerin hiçbirinin aktif olmadığı görülmektedir. Keza yine www…com web sayfasının web arşiv kayıtları https://web.archive.org/ sitesi üzerinden araştırıldığında herhangi bir arşiv kaydının tutulmadığı görülmüştür. Sonuç olarak; çıkan kayıtlarda hiçbir içerik yer almamakta olup, kayıtlara tıklandığında alan adının satılık olduğunu ortaya koyar mahiyetteki sonuçlar çıkmakta olup nihai olarak ilgili siteye ait bir arşiv kaydı mevcut değildir. Ancak; dosya kapsamına davacı yanca sunulan deliller arasında davalı yana ait olduğu belirtilen www…com web sitesindeki kullanımlara dair görseller de yer almaktadır. Web sitesindeki kullanımları gösterir işbu deliller incelendiğinde, davalı tarafın “…” markası altında … ürünlerini ticari faaliyetlerine konu ettiği görülebilmektedir.
Bununla birlikte https://www.facebook.com/….. adresinde yer alan sosyal medya hesabının, davalı şirket markası ile aynı isimli olduğu, ilgili sosyal medya hesabının aitlik bilgileri/hakkında bölümünde herhangi bir bilginin yer almadığı, hesabın halen aktif olduğu ve ilgili hesap üzerinden “…” markasını taşıyan yalıtım ürünlerinin uygulandığı projelere dair paylaşımlar yapıldığı, hesaptaki en eski tarihli paylaşımın 2020 yılı Şubat ayına ait olduğu görülmektedir. Ayrıca yine bahsi geçen paylaşımlar arasında davalı taraf ticaret unvanını da içerir şekilde yer alan TSE uygunluk belgesi paylaşımının ve yine bilirkişi raporunda yer verilen ürün görsellerindeki davalı şirket ticaret unvanı bilgilerinden, ilgili hesabın davalı şirkete ait olduğu tespit edilmiştir. Hesap içerisinde yapılan paylaşımlar incelendiğinde ise dava tarihinden önce gerçekleştirilen kullanımlarda “…” markasının, davalı tarafça yalıtım malzemelerinde kullanıldığı görülebilmektedir. Davacı tarafça da sunulan deliller ile birlikte bilirkişi heyeti tarafından davalı firma sosyal medya hesabında yapılan incelemeler sonucunda elde edilen bu bir kısım delilden, davalı yanın “…” markasını taşıyan ürünleri ticari faaliyetlerinde kullandığı, bu kullanımların, davacı yanın tescilli “…” markası kapsamındaki yalıtım malzemeleri ile aynı, aynı türdeki mallar olarak değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı adına tescilli “…” markası ile davalı taraf kullanımlarına konu “…” işareti, ilgili tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek düzeyde benzerlik taşımaktadır.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; davalıya ait https://www.facebook.com/….. adresinde ve her ne kadar bilirkişi inceleme tarihi itibariyle aktif olmasa da, davacı tarafından ibraz edilen delillere göre davalıya ait www…com web adresinde, dava tarihinden önceki dönemde, davalı tarafın “…” markası altında … ürünlerini ticari faaliyetlerine konu ettiğinin anlaşıldığı, yine davalıya ait sanal ortamda yapılan incelemede, davalıya ait “…” markalı fiziki ürün ve tanıtıcı evrakın da sanal ortamda görsel olarak yer aldığı, davalının ticari eylemleri ile davacıya ait marka kapsamındaki emtialar arasında benzerlik bulunduğu gibi, davacıya ait “…” markası ile davalının “…” markasal kullanımları arasında da benzerlik bulunduğu, bu nedenle davalının “…” ibareli markasal kullanımlarının, davacı adına tescilli “…” markasından doğan hakları ihlal eder mahiyette olduğu kanaatine varılmıştır.
Sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında düzenlenen marka hakkına tecavüz teşkil eden eylem biçimleri, aynı zamanda haksız rekabet eylemlerinin de özel bir biçimidir. Dolayısıyla marka hakkına tecavüz iddiaları açısından yukarıda yer verilen değerlendirmelerin tamamı, haksız rekabet düzenlemeleri açısından da geçerli olacak olup davalının mezkur kullanımları aynı zamanda davacı aleyhine haksız rekabete sebebiyet verecek niteliktedir.
Yukarıda izah edilen tüm açıklamalara göre; davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarına ilişkin kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, hukuka aykırı davalı eylemlerinin önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu işyerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markaları taşıyan ürünleri üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanmasının durdurulmasıne ve önlenmesine, davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte kullandığı ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka ve malzemeye ve ilgili ürünlerin/materyallerin üretiminde kullanılan makinalara/kalıplara el konmasına, öncelikle bunlar üzerinde yer alan “…” ve “Şekil+… …” markalarının çıkartılmasına, bunun teknik olarak imkânsız olması halinde el konan materyallerin imhasına, davalıya ait “www…com” internet sitesine ve “https://facebook.com/…..” uzantılı sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine, her ne kadar “www…com” alan adı, bilirkişi heyeti inceleme tarihi itibariyle aktif olmasa da, davacı tarafından ibraz edilen delillere göre; bu alan adı içeriğinde de davacı markası ile iltibas oluşturacak ve ticari etki doğuracak paylaşımların bulunduğu, yine alan adının esas unsurunu oluşturan “…” kelimesinin davacıya ait “…” markası ile iltibas tehlikesi doğuracak derecede benzer olduğu, her ne kadar dava aşamasında aktif olmasa da, erişiminin engellenmesine karar verilmediği takdirde, davalı tarafından her zaman bu alan adının aktif hale getirilme ihtimali bulunduğu anlaşıldığından, bu alan adına da erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
Somut davada; davacının markanın hükümsüzlüğü istemi ile marka hakkının ihlali ve haksız rekabetten kaynaklı istemler birbirinden bağımsız iki ayrı asli istemdir. Davacının markanın hükümsüzlüğü istemi kısmen kabul, kısmen reddedilmiş; marka hakkı ihlali ve haksız rekabetten kaynaklı davacı istemlerinin ise kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle; markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından, davacı ve davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet istemi bakımından ise davanın kabulüne karar verilmesi ve bu istemin ayrı ve bağımsız bir istem olması nedeniyle davacı lehine ayrıca vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A) Dava konusu 2018/82701 sayılı markanın “19.SINIF: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. İnşaatlar için cam ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde kararın bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
B) Davalının “…” ve Şekil+… …” markalarına ilişkin kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, hukuka aykırı davalı eylemlerinin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA, SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu işyerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markaları taşıyan ürünleri üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanmasının DURDURULMASINE ve ÖNLENMESİNE,
Davalının “…” ve “Şekil+… …” markalarını tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte kullandığı ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka ve malzemeye ve ilgili ürünlerin/materyallerin üretiminde kullanılan makinalara/kalıplara EL KONMASINA, öncelikle bunlar üzerinde yer alan “…” ve “Şekil+… …” markalarının ÇIKARTILMASINA, bunun teknik olarak imkânsız olması halinde el konan materyallerin İMHASINA,
Davalıya ait “www…com” internet sitesine ve “https://facebook.com/…..” uzantılı sosyal medya hesabına ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı marka hakkı ihlali ve haksız rekabet istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 70,70 TL başvurma ve vekalet harcı, 1.901,00 TL posta,tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.971,70 TL yargılama giderinin 1/2 si olan 985,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 985,85 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/2 si olan 4,25 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 4,25 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021