Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/314 E. 2022/24 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/314 Esas – 2022/24
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/314 Esas
KARAR NO : 2022/24
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 09/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2015 yılında kurulmuş ABD menşeli bir şirket olduğunu, …+Şekil markalı, dünyaca ünlü kadın sağlığına yönelik (… takibi ve yumurtlama takvimi, günlük sağlık bilgileri, sağlık asistanı, gebelik ve gebelik sonrası modları, topluluk) mobil uygulamanın gerçek hak sahibi ve yaratıcısı olduğunu, müvekkili şirkete ait …+Şekil uygulamasının kadınların üreme sistemine yönelik olarak sağlık profesyonelleri tarafından dizayn edilmiş yapay zekaya sahip bir uygulama olduğunu, bu uygulama sayesinde kadınların, başta adet döngüleri, doğurganlık ve yumurtlama takvimleri olmak üzere özellikle üretim sistemlerine yönelik tıbbi süreçleri ve semptomları kusursuz bir biçimde takip edebildiklerini, müvekkiline ait uygulamanın yaratılmasında ve geliştirilmesinde 80’den fazla sağlık uzmanının, 8 üniversitenin ve çok sayıda jinekoloji ve kadın sağlığı derneğinin katkısının bulunduğunu, kullanıcıların, yaşadıkları semptomlara özel olarak doktorlar tarafından geliştirilen analizlerden de faydalanma imkanı bulunduğunu, bu sayede kadınların kimi mahrem konuları doğrudan bu uygulama aracılığıyla paylaşarak büyük bir gizlilik ve güven içerisinde ihtiyaç duydukları bilgiye kolayca ulaşabildiklerini, müvekkiline ait uygulamanın Türkçe dil desteği de sağladığını, bu sebeple Türk kullanıcılar tarafından da rahatlıkla kullanıldığını ve sıklıkla tercih edildiğini, müvekkilinin global olarak yoğun şekilde talep gören ve tanınan uygulamasına ilişkin haklarını korumak adına …+Şekil, “… …” ve “şekil” markalarını birçok ulusal ve uluslararası marka tescil ofisi nezdinde aktif olarak kullandığı mal ve hizmetler için sınırlı olarak tescile konu ettiğini, müvekkilinin “… …” ve …+Şekil markalarının WIPO ve EUIPO ile ayrıca Kanada, ABD ve Avustralya fikri mülkiyet ofisleri nezdinde tescilli olduğunu, müvekkili ile mobil uygulaması hakkında https://….health/ internet sitesinden detaylı bilgi edinilebileceğini, davaya konu YİDK kararının aksine müvekkiline ait …+Şekil markası ile davalı yana ait “…” markasının kapsadıkları mal ve hizmetleri ile tüketici kitleleriyle beraber bir bütün olarak değerlendirildiğinde SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas yaratacak derecede benzer olmadığını, redde dayanak markaların 09, 16, 25, 35, 38 ve 41.sınıflar bakımından tescilli olduğunu, müvekkiline ait markanın ise redde gerekçe gösterilen markalar kapsamındaki sınıflardan tamamen bağımsız 45.sınıftaki “İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. Sosyal ağ oluşturma hizmetleri” bakımından tescil edilmek istendiğini, müvekkili ile davalı yanın tamamen farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini, yine davalı şirketin benzer görülen mal ve hizmetler bakımından herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını ve bu hususun kullanım ispatı talebinde de açıkça ortaya konulduğunu, davalı yanın marka hakkını aşar şekilde mükerrer tescil başvuruları ile başka şirketlerin marka tescil başvurularını kötü niyetli olarak önlemeye çalıştığını ve marka hakkını kötüye kullandığını, müvekkiline ait markanın canlı pembe rengindeki “…” kelime unsurunun yanında aynı büyüklükte pembe “şekil” şeklini içerdiğini, redde mesnet markada ise turuncu renkli “…” kelime unsurunun özel yazı karakteri ile yazılarak oluşturulduğunu, “şekil” ibaresinin basit bir şekil unsuru olmadığını, kaynak gösterme fonksiyonunu tam olarak yerine getirdiğini, müvekkiline ait markayı ve şekil unsurunu gören bir tüketicinin bu markayı davalı şirket markalarıyla karıştırmayacağını, dava konusu markaların hiçbir anlamı olmadığını ve kimsenin tekeline bırakılamayacağını, müvekkili markasının hitap ettiği kitlenin kadın tüketici kitlesi olduğunu, davalı şirket markalarının kapsadığı malların ise ayakkabı ürünü temin etmek isteyen tüketici kitlesi olduğunu, itiraz sahibi şirketin faaliyet alanı dışındaki kullanılmayan ve kullanım amacı olmadığı açık olan mallara ilişkin iltibas iddiasını öne sürmesinin hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiğini, müvekkili markasının 45.sınıfta tescil edilmesi gerektiğini de iddia ederek; 07.09.2020 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline, … numaralı “…+Şekil” ibareli marka başvurusunun tescil talep edilen 45.sınıftaki hizmetler bakımından tescil işlemlerinin devamına, tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 24/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Redde mesnet … ibaresinin ayırt edici gücünün yüksek olduğunu, tescil edilmek istenen mal ve hizmetler yönünden de tasviri bir anlamının olmadığını, redde mesnet markanın esas unsuru ile davalı markasının esas unsurlarının aynı olduğunu, bu durumun markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzerlik kurulmasına neden olacağını, davacı markasının bu haliyle davalının markasına yakınlaşma çabası içerisinde olduğunu, markanın, iltibas ve haksız yararlanmaya neden olacağını, davacı markasının, redde mesnet markanın serisi ve devamı olarak algılanacağını, iki markayı her zaman yan yana karşılaştırma imkanı olmayan ortalama tüketici kitlesinin, davalı markasının etkisi ve akılda bıraktığı imajı nedeniyle davacı markasına yöneleceğini ve davacı markasının bu durumdan haksız yarar sağlayacağını, bu durumun aynı zamanda davalı markasının sulandırılmasına ve itibarının zedelenmesine de neden olacağını, böyle bir kullanımın söz konusu sınıflarda tescil edilemeyeceğini, davalı yanın redde mesnet markalarının tescilli ve hukuken koruma altında olmasına karşın, davacı yanın Türkiye’de tescilli markasının bulunmadığını, davacı yanın ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, markanın yurtdışında bir veya birden fazla sayıda ülkede tescilli olmasının, markanın Türkiye’de tescil edilmesi zorunluluğunu getirmediğini, davacı adına yapılacak tescilin, davalının marka hakkını ihlal edeceğini, Kurum kararının hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Mağazacılık ve Pazarlama Anonim Şirketi vekili 27/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait “…” markasının TPE nezdinde 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 15, 16, 17, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 36, 38, 42, 44, 45.sınıflarda tescilli olup aynı zamanda TPE nezdinde tanınmış marka olarak tespit edildiğini, davacı şirketin, müvekkil şirketle aynı ürün kategorisinde yani 45.sınıfta tescil ettirmek amacıyla “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davacı şirketin tescil talebinin müvekkili firmanın tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, davacıya ait marka başvurusu ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…+Şekil” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet alınan 2019/18045 ve 2016/76390 sayılı markalar arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olduğu iddiasının nispi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 02.05.2019 tarihinde “…+Şekil” ibareli işaretin 09, 38, 41 ve 45.sınıfta bulunan mal ve hizmetler için marka tescil başvurusunda bulunduğu, … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükümü uyarınca marka tescil başvurusundan “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları.Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri.Hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil). Güvenlik hizmetleri. Evlendirme büroları hizmetleri. Cenaze hizmetleri. Giysi kiralama hizmetleri. Yangın söndürme hizmetleri. Refakat etme hizmetleri.Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar.Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumlan ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar.Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. (Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” nin çıkartılmasına karar verildiği, kalan mal ve hizmetler için 13.05.2019 tarih ve 324 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde başvurunun ilan edilmesine karar verildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirketin 10.07.2019 tarihinde T 02251, 2019 18045, 2018 81393, 2018 62624, 2018 29987, 2018 100159, 2017 110151 2017 110135, 2017 05650, 2016 76390, 2014 100160, 2014 100154, 2013 81756, 2010 48427 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacının 09.08.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, dilekçesinde 2010/48427 sayılı marka için tüm mal ve hizmetler bakımından kullanmama def’i ileri sürdüğü, davalı şirketin 04.11.2019 tarihli kullanım ispat formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı şirket tarafından 23.07.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verdiği, redde mesnet olarak; 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca 2019 18045 ve 2016 76390 sayılı markaların gösterildiği, bu kararın davacı marka vekiline 09.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki dava da salt YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 07.09.2020 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Dava konusu 2019/444193 sayılı marka başvurusundan YİDK kararı ile çıkartılan ve eldeki davaya konu olan hizmetler; “İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. Sosyal ağ oluşturma hizmetleri.” dir.
Mahkememizce aldırılan 16/07/2021 tarihli kök ve 03/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan hizmetler ile redde mesnet 2019/18045 ve 2016/76390 sayılı markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler; aynı veya aynı tür değildir.
Dava konusu YİDK kararında davacı marka başvurusu kapsamında reddedilen “İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri.”ile redde mesnet alınan 2016 76390 sayılı “…” ibareli davalı markasının kapsadığı “İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri” benzer ve ilişkili hizmetler olarak addedilmiş olsa da; bu hizmetler farklı ihtiyaçları gideren, ikame veya tamamlayıcı niteliği bulunmayan, çoğunlukla farklı ticari kaynaklardan gelen, ilişkisiz hizmetlerdir. Şöyle ki; “İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri”, mevzuat gereklerinin iş yerlerinde gerçekleştirilmesi amacı ile firmalara sunulan bir teknik destek niteliğindedir. Söz konusu hizmetler çoğunlukla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sertifikalı A, B, C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanları ile konularında uzmanlaşmış mühendisler eli ile işletme ve işyerlerine sunulmaktadır. Bu hizmetin satın alınması hem iş yerinin güvenli bir çalışma ortamı olmasını sağlamak bakımından hayati bir önemdedir, hem de pek çok firma bakımından yasal açıdan zorunludur. Söz konusu hizmet;
• İşyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından uygunluk denetiminin yapılması, risk analizi çalışmaları, iş kazalarının araştırılması ve önlenmesi için aksiyon planlarının oluşturulması, kaza raporlarının hazırlanması, kaza kök neden analizi çalışmaları, güvenlik ve sağlık işaretlerinin tespiti gibi bir dizi teknik denetim ve araştırmayı;
• Acil durum çalışmaları, acil durum ekiplerinin oluşturulması, acil durum ekiplerinin eğitimi, acil durum tatbikatları, acil durum talimatlarının hazırlanması, acil durum planlarının hazırlanması gibi aksiyon planlarını;
• İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu iç yönetmeliğinin hazırlanması, çalışma talimatlarının oluşturulması, mevcut talimatların güncellenmesi, görev, yetki ve sorumlulukların hazırlanması, kaza istatistiklerinin oluşturulması, ramak kala tespiti ve raporlanması, işyerinde kullanılacak kişisel koruyucu donanımların belirlenmesi, çalışanların sağlık tetkiklerinin belirlenmesi, iş izni uygulamaları gibi dokümantasyon ve analiz çalışmalarını;
• İş sağlığı ve güvenliği kurullarının oluşturulması, iş sağlığı ve güvenliği kurullarına katılım ve profesyonel destek, üst ve orta düzey yöneticiler için durum değerlendirmeleri, internet sitesi üzerinden online bilgi desteği, sınırsız bilgi desteği, OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinin kurulması veya güncellenmesi, güncel uygulamalar ve işletmesel çözümler hakkında destek, tüm çalışmaların yönetim sistemleri süreçlerine göre gerçekleştirilmesi, alt işveren iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının gerçekleştirilmesi gibi profesyonel teknik desteği;
• Yönetici iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, eğitim planlarının oluşturulması, oryantasyon eğitimlerinin gerçekleştirilmesi, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin gerçekleştirilmesi, yangın eğitimi ve tatbikatı, uzaktan eğitim ile çalışanların eğitilmesi gibi eğitim faaliyetlerini içeren komplike bir teknik hizmet türüdür. Dolayısıyla “iş güvenliği konusunda danışmanlık hizmetleri”nin, sadece “iş” ve “danışmanlık” kelimelerinin ortak olması sebebiyle “İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri” ile benzer olduğu kabul edilemez. Zira “iş güvenliği danışmanlığı hizmetleri”nin giderdiği ihtiyaç ve sunulduğu ticari kaynak ile işletmelerin çoğunlukla mali ve idari performanslarını iyileştirmek için satın aldıkları “iş yönetimi danışmalığı hizmetleri”nin ya da bir tür insan kaynakları danışmanlığı mahiyetindeki istihdam bürosu hizmetlerinin giderdiği ihtiyaç ve sunulduğu ticari kaynak oldukça farklı ve ilişkisizdir. Mevzuat açısından da özel istihdam büroları ile İSG firmalarının faaliyet alan ve yetkileri çok faklı ve birbirinden uzaktır. Açıklanan nedenlerle; davacı marka başvurusu kapsamında reddedilen “İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri.” ile redde mesnet alınan 2016 76390 sayılı “…” ibareli davalı markasının kapsadığı “İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri” arasında benzerlik bulunmamaktadır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Sosyal ağ oluşturma hizmetleri.” ile redde mesnet 2019 18045 sayılı marka kapsamında yer alan “Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil.)” benzer hizmetler olarak değerlendirilmemiştir. Şöyle ki; “Haberleşme Hizmetleri”, elektriksel işaretlere dönüştürülebilen her türlü işaret, sembol, ses, görüntü ve verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve alınması olarak tanımlanabilir. Söz konusu hizmetler kapsamında, bilgilerin gönderilmesi ve alınması işi bir alt yapı gerektirmektedir. Bu alt yapı; anahtarlama ekipmanları, donanım ve yazılımlar, terminaller ve hatlar da dahil olmak üzere her türlü şebeke birimleri, ilgili tesisleri ve bunların bütünleyici parçalarından oluşur. Haberleşme hizmeti (İnternet servisi sağlama hizmetleri dahil) genel bir kavram olup, bütün alt yapıya ilişkin gerekli elektronik haberleşme tesislerinin kurulması, kurdurulması, kiralanması veya herhangi bir surette temin edilmesiyle bu tesisin diğer işletmecilerin veya talep eden gerçek veya tüzel kişilerin kullanımına sunulmasını içerir.
“Sosyal Ağ oluşturma Hizmetleri” ise, halihazırda var olan internet alt yapısı üzerinde bir site yaratmak, sosyal medya ve sosyal iletişim ağı oluşturmak gibi hizmetleri içermektedir. Sosyal ağ hizmeti, belirli konularda sosyal ilişkiler kurmak için kullanılan çevrimiçi bir platformdur. İnsanların kişisel veya uzmanlık ilgi alanlarını, çalışmalarını, geçmişlerini veya gerçek hayat ilişkilerini paylaşmasını sağlar. Sosyal ağ hizmetleri, masaüstü bilgisayar ve dizüstü bilgisayarlarda, tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazlarda çalışan bir dizi yeni bilgi ve iletişim aracını bir araya getirebilir. Çevrimiçi topluluk hizmetleri kullanıcılar tarafından sosyal ağ hizmetleri olarak kabul edilir. Sosyal ağ siteleri, kullanıcıların bir konu etrafındaki fikirlerini, dijital fotoğraflarını veya videolarını, gönderilerini paylaşmalarına, gerçek dünyadaki etkinlikler ve olaylar hakkında başkalarını bilgilendirmelerine olanak tanır. Sosyal medya platformunun konusuna bağlı olarak, üyeler başka herhangi bir üye ile iletişime geçebilir. Bazı hizmetler, üyelerin diğer üyelerle iletişim kurmak için önceden var olan bir bağlantıya sahip olmasını gerektirir. Bunun için altyapısı kurulmuş olan haberleşme ekipmanları üzerinden yazılımlar aracılığıyla belirli bir amaca yönelik tüketicilerin bir ortak platform üzerinde bilgi alışverişi sağlamak için bu sosyal ağlar oluşturulur. Bu teknik bilgiler ışığında değerlendirildiğinde; “Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil)” ile “Sosyal ağ oluşturma hizmetleri”nin birbirinden farklı hizmetler olduğu, iş bu hizmetler arasında elektronik haberleşme sektörü bağlamında altyapıya dayalı bir rekabet olmadığı gibi, söz konusu hizmetlerin aynı ticari kaynaktan geldiğini gösterir teknik bir olgu da dosya kapsamında bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan hizmetler ile redde mesnet markalar kapsamlarında yer alan hizmetler arasında “emtia benzerliği” bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; beyaz zemin üstüne, pembe renkte el yazısı şeklinde yazılmış … kelimesinden ve bu kelimenin yanında yer alan tüy figüründen oluşmaktadır. Markanın ayırt edici esaslı unsuru … kelimesidir.
Redde mesnet markalar incelendiğinde; “…” şeklinde olup, sadece kelimeden oluşan markalardır. Turuncu renkte büyük harflerle yazılmış olan … kelimesi davalı markasının da asli esaslı unsurudur.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markaların esaslı unsurlarının müşterek olarak “…” ibaresi olduğu tespit edilmiş olsa bile, dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan hizmetlerle redde mesnet markalar kapsamında yer alan hizmetler arasında benzerlik ilişkisi bulunmadığından karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı şirket vekili her ne kadar 26/01/2022 tarihli duruşmada; müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu marka başvurusu kapsamından çıkartılan hizmetlerin müvekkili markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerden farklı olması halinde dahi tanınmış marka korumasından müvekkilinin yararlandırılmasını gerektiğini ileri sürse de, davaya konu YİDK kararı salt 6769 sayılı SMK m.6/1 bağlamında yapılan değerlendirmeye ilişkin olduğundan, davalı şirket vekilinin tanınmışlık iddiasına dayalı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Son olarak; davacı vekili dava dilekçesi ile davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürmüş olsa da, somut olayda davalı TÜRKPATENT’in, davacı yanın marka başvurusunun ilanına yönelik davalı şirketin ileri sürdüğü itirazları değerlendirirken davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığını irdeleme gibi bir yasal ödevi bulunmadığından davacı vekilinin söz konusu kötü niyet itirazı somut olayda nispi tescil engeli incelemesini bertaraf edecek kabiliyette değildir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı tespit edildiğinden, davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 26,30 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 16,30 TL vekalet harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 146,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.521,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … Mağazacılık ve Pazarlama Anonim Şirketi tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2022