Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/311 E. 2021/296 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/311 Esas – 2021/296
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/311 Esas
KARAR NO : 2021/296

DAVA : Marka Hakkının İhlali-Haksız Rekabet-Ticaret Unvanının Korunması
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/08/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali-Haksız Rekabet-Ticaret Unvanının Korunması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 09/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 09, 19, 37. sınıflarda tescilli 2000 18498 tescil numaralı “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, ayrıca yine “…” ibareli 2011/24102 tescil numaralı markanın da müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği diğer sektörler açısından kalan tüm sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili şirketin gerek ülkemizde gerekse dünyada inşaat sektörünün en önemli şirketlerinden biri olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli markanın ticari amaçla davalı şirket tarafından kullanılmasının marka hakkına tecavüz olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, davalı şirket fiillerinin TTK 54. vd. maddeleri yönünden haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirketin “… Yazılım Danışmanlık Petrol Ürünlerı̇ Otomotı̇v Naklı̇ye Belgelendı̇rme Sertı̇fı̇kasyon Hı̇zmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.” unvanı ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne ….sicil no ile kaydedildiğinin 02.09.2015 tarih ve 8897 sayılı nüshada ilan olunduğunu, davalı şirketin faaliyet konusunun “petrol ürünleri, yazılım, danışmanlık, nakliye, belgelendirme, sanayi ve ticaret işleri yapmak vb.” alanlarından oluştuğunu, davalı şirket faaliyet alanının müvekkili şirketin faaliyet alanı ile özdeşlik arz ettiğini, müvekkili şirket adına 2000 yılından bu yana tescilli “…” ibareli markanın emtiaları ile birebir aynı olduğunu, müvekkili şirket adına 1993 yılından beri tescilli “… İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.” ticaret unvanının esaslı unsuru olan “…” ibaresi ile davalı şirket adına 2015 yılında tescil edilen ticaret unvanındaki “…” ibaresinin birebir aynı olduğunu, her iki şirketin iştigal alanlarının özdeş olduğunu beyanla, davalı fiillerinin haksız olduğunun tespitine ve haksız rekabetin men’ine, davalı şirket ticaret unvanından “…” ibaresinin çıkartılmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı … YAZILIM DANIŞMANLIK PETROL ÜRÜNLERİ OTOMOTİV NAKLİYE BELGELENDİRME SERTİFİKASYON HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29 ve m.149 vd hükümleri, 6102 sayılı TTK 54 vd hükümleri ve 6102 sayılı TTK m.52 hükmünden kaynaklı Marka Hakkının İhlali – Haksız Rekabet – Ticaret Unvanının Korunması istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalının “…” ibaresine ticaret unvanında yer vermesi eyleminin, davacının “…” ibareli marka haklarını ihlal ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, varsa haksız rekabetin men’inin gerekip gerekmediği, “…” ibaresinin davalı şirketin ticaret unvanından çıkartılmasının gerekip gerekmediği, yargılama sonucunda verilecek hükmün ilan edilmesinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ edilmiş, sundukları deliller alınmış, marka tescil belgeleri, ticari sicil kayıt bilgileri getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişiden maddi vakıalar hakkında rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Ticaret unvanı, tacirin, ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken kullandığı isim olup, taciri tanıtmaya ve onu diğer tacirlerden ayırt etmeye yaran işlevi bulunmaktadır. Ticaret unvanı; çekirdek ve ek olarak iki kısımdan oluşur. Çekirdek; tüzel kişi tacirlerde, işletme konusu ile şirketin türünü gösteren kelimelerden oluşur. (Örneğin; “İthalat İhracat Limited Şirketi” ibaresi bir ticari unvanın çekirdeğidir.) Ek; ticaret unvanının kural olarak zorunlu unsuru olmayıp, ticaret unvanına, işletmenin niteliğini gösteren veya unvanda zikredilen kişilerin hüviyetlerini belirten ya da hayali adlardan oluşan sözcüklerdir. Kullanılan ekin; tacirin hüviyeti, mali durumu veya işletmesinin büyüklüğü, önemi bakımından üçüncü kişilerde yanlış bir izlenim yaratmaması, gerçeğe ya da kamu düzenine aykırı olmaması gerekir. (TTK m.46/1) Bir ticaret unvanının, Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş olan bir unvandan ayırt edilebilmesini sağlamak için ek yapılması gerekir. (TTK m.45)
Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir. (TTK m.50) Tescil olunmuş ticaret unvanlar TTK m.52 hükmüne göre korunur. Bu hükme göre; Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
TTK m.52 hükmü bağlamında; unvanlar arasında iltibas tehlikesi bulunması ya da o biçimde kullanma zorunluluğu olmadığı halde, sırf hak sahibinin ticaret unvanından yararlanmak amacıyla ticaret unvanı tescili yaptırılması durumunda, önceki tarihli ticaret unvanı sahibi, sonraki tarihli ticaret unvanının kullanılmasını men edebilir. Bu hususta TTK m.52 hükmü uyarınca ve öncelik ilkesi bağlamında, önceki ticaret unvanı sahibinin sonraki tarihli ticaret unvanını yasaklama yetkisi bulunmaktadır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddesinde düzenlenmiştir. SMK m.29/1-a yollaması ile uygulanması gereken;
SMK m.7/2-b hükmüne göre;Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması,
SMK m.7/3-e hükmüne göre; İkinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilecek bir işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması, marka hakkını ihlal eylemi niteliğindedir.
SMK m.7/3-e düzenlemesi, 2015/2436 sayılı AB Marka Direktifi’nin 10/3-d (aynı hükmün eşdeğeri Topluluk Tüzüğü m.9/3-d) maddesinin iç hukuka aktarılması ile ihdas edilmiştir. Burada tartışılması gereken husus, markanın veya benzerinin ticaret unvanında yer almasının mutlaka marka hakkı ihlali olarak görülüp görülmeyeceğidir. AB Marka Direktifi’nin 19.resitalinde böyle bir kullanımın marka hakkı kapsamında görülebilmesi için işaretin mal veya hizmetleri ayırt edecek biçimde kullanılması gerektiği belirtilmektedir. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, 2018, İstanbul, s.554-555) Nitekim, marka bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğerlerinden ayırt etme işlevini görürken ticaret unvanı tacirleri ayırt etmeye yarayan işarettir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret unvanına ilişkin 39’uncu maddesine göre her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır. Marka bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğerlerinden ayırt etme işlevini görürken, ticaret unvanın tacirleri birbirinden ayırt etmeye yarar. Esasen bu iki ayırt edici işaretin işlevleri birbirinden farklıdır. Bu kapsamda belirtmek gerekir ki işaretin ticaret unvanı olarak tescil ettirilmesi başlı başına marka hakkı ihlali oluşturmamaktadır. Şöyle ki; marka hakkı kapsamında yasaklanabilecek haksız kullanım şekilleri SMK madde 7/3 hükmünde düzenlenmiş, ancak SMK’nın 7’nci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması halinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir.” denilmiştir. Dolayısı ile üçüncü fıkra kapsamında yasaklanabilecek durumlar 7’nci maddenin ikinci fıkrasından bağımsız şekilde düşünülmemelidir. Çünkü fıkrada, ikinci fıkra kapsamına giren işaretlerin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceğinden bahsedilmektedir. Maddenin 2’nci fıkrası ise karıştırılma ihtimali bulunmasını şart koşmaktadır. Bu durumda da kullanılan işaretlerin benzer olması yanında, davalı kullanımlarının markanın fonksiyonlarını etkilemeye müsait olması ve kullanımın ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali yaratması gerekmektedir.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, celp edilen evrak, maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının önceki tarihli ticaret sicil kayıt bilgilerine göre faaliyet alanları kapsamında bulunan; “Her türlü kara, hava ve deniz yolu ile insan ve eşya taşımacılığı yapmak, petrol taşımacılığı yapmak, filolar kurmak, kiralamak ve gerektiğinde kiraya vermek. Her türlü petrol ve petrol ürünlerinin benzin, mazot, gaz, asfalt ve fueloil alım satım işlerini yapmak ve bunun için gerekli tesisleri akaryakıt istasyonlarını kurmak, kiralamak ve kiraya vermek ve gerektiğinde satmak.” ile davalının sonraki tarihli ticaret sicil kayıt bilgilerine göre faaliyet alanları kapsamında bulunan; “Petrol ve petrol türlerinden elde edilen akaryakıt ve yakacak türlerinin alımı, satımı, pazarlanması, ithalatı ve ihracatının yapmak, petrol ve petrol türevlerinden elde edilen akaryakıt ve yakacak türlerinin alımı ve satımı için akaryakıt istasyonları açmak, işletmek ve bu amaçla kurulu tesisleri devralmak ve devretmek, gerektiğinde kiralamak ve kiraya vermek, Petrol ürünlerinin pazarlaması için yurt içi ve yurt dışında bulunan petrol şirketlerinin ürünlerinin pazarlamasını yapmak, likit petrol gazı dolum tesisleri kurmak ve işletmek, likit petrol gazı pazarlamak için yurt içi ve yurt dışında bulunan petrol şirketlerinin bayili almak ve bu şirketlerin ürünlerin pazarlamasını yapmak, madeni yağ ve benzeri mamullerin üretimi ve alım satımı ve pazarlama ithalatı ve ihracatını yapmak, bu amaçla kurulu yurt içi ve yurt dışı şirketlerinin bayiliğini yapmak. Her türlü motorlu taşıt ticareti, kiralama ithalat ve ihracatını yapmak. Şirket otomotiv sanayi ile ilgili olarak otomobil, otobüs, minibüs, midibüs, kamyon, kamyonet, traktör, taksi, motorsiklet, bisiklet, trayler ve bunlara benzer motorlu ve motorsuz kara, hava, deniz taşıtlarının, grayder, silindir v.b. ağır iş ve sanayi makinelerinin, yükleme, boşaltma iş makinelerinin yurt içinde ve yurt dışında imalatını ve ticaretini yapmak, acente, bayilik ve mümessilliğini almak, ithalat, ihracat, toptan ve perakende ticaretini yapmak, motorlu kara nakil vasıtalarının iç ve dış lastikleri, jantların alım satım, ithalat ve ihracatını yapmak, yurt içinde yurt dışında kurulu bulunan kara, hava ve deniz vasıtalarına ait iş ve dış lastik fabrikalarının bayilik, mümessilliklerini almak ve servislerini açmak, işletmek. Oto galerileri açmak, işletmek veya işlettirmek. Şirket her türlü ticaret, seyahat ve turizm konularında yurt içi ve yurt dışı deniz, hava, kara taşımacılığı kendi araçları ile yapar veya araç sahibi üçüncü kişilere yaptırır, taşımacılık ile ilgili her türlü ihaleye girer, taşımacılıkla uğraşan şahıs ve şirketlere iştigal edebilir, yurt içinde ve yurt dışında taşımacılık ile ilgili anlaşmalar yapabilir. Her türlü taşımacılık ile ilgili olarak temsilcilikler verebilir ve alabilir, taşımacılık ile ilgili olarak komisyonculuk yapabilir, işletmeye aldığı her türlü kara, deniz ve hava araçları servis arabaları ile her cins yük ve yolcu taşıyabilir ve bu araçları başkalarına kiraya verebilir ve devredebilir, her türlü kara, deniz ve hava nakil vasıtalarının, alımı, satımı, takas ve bunlara bağlı olarak yedek parçalarının alımı, satımı, ithali ve ihracını yapabilir.” arasında benzerlik bulunmaktadır.
Davacının ticaret unvanı … İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ olup, davalının ticaret unvanı … YAZILIM DANIŞMANLIK PETROL ÜRÜNLERİ OTOMOTİV NAKLİYE BELGELENDİRME SERTİFİKASYON HİZMETLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’dir.
Ticaret unvanı “çekirdek” ve “ek” olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ticaret unvanında “çekirdek” kısmı zorunlu olmasına rağmen, “ek” kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Bununla birlikte, ticaret unvanı, “çekirdek” yanında “ek” de ihtiva ediyorsa bir bütün hâlinde korunur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2019/282, K. 2019/852, T. 4.7.2019)
Ticaret unvanlarının karıştırılma (iltibas) ihtimali bakımından yapılan değerlendirmede öncelikle ticaret unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının bir bütün hâlinde gözetilmesi gereklidir. Ayrıca buna ilave olarak unvanlar arasında karıştırılma (iltibas) ihtimalinden bahsedebilmek için, esas itibariyle ticari işletmelerin faaliyet konularının aynı veya benzer olması gerekmektedir. Zira ticaret unvanlarının bağlı olduğu işletmelerin faaliyet konularının birbirinden farklılaştığı oranda, aynı ya da benzer unvanlar arasındaki karıştırılma (iltibas) ihtimali de azalmaktadır. Dolayısıyla faaliyet konuları değişik olduğu için farklı müşteri çevresine hitap eden işletmelerin aynı ya da benzer unvanlarının karıştırılma ihtimali az olmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle ticaret unvanlarının ayırt edici “ek” unsurları aynı olmakla birlikte faaliyet konuları farklı ise unvanlar arasında kural olarak iltibas oluşmasa da tanınmış bir ticaret unvanının “ek” kısmının aynısının ve benzerinin farklı bir faaliyet konusu ile birlikte ticaret unvanı olarak tescili hâlinde karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/11-1298, K. 2019/335, T. 21.3.2019)
Ticaret unvanlarında, “ek” kullanılması bir zorunluluk olmamakla birlikte, bu unsur, taraflara ait ticaret unvanlarının birbirinden ayırt edilmesine hizmet etmektedir.
Somut uyuşmazlık bakımından hem davacının hem de davalının unvanının ticaret unvanının “ek” unsuru “…” ibaresidir. Tarafların ticaret unvanlarına ayırt edicilik sağlaması gereken ticaret unvanının “ek” kısmı “…” ibaresinden oluşmaktadır. “Ek” unsurun aynı ibareden oluştuğu gözetildiğinde, tarafların ticaret unvanları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet oluştuğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait 2011/24102 sayılı marka kapsamında bulunan; “4.SINIF: Sıvı ve gaz yakıtlar ile bunların katkıları. 35.SINIF: İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). 39.SINIF: Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil). 42.SINIF: Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri. Bilgisayar hizmetleri.” ile davalının ticaret sicil kaydında yer alan; “Bilgisayar ve enformasyon teknolojileri alanında yazılım, donanım desteği sağlamak; bu amaçla sistem analizi yapmak, bilgisayar programı yazmak, uygulamaları denetlemek değişiklikleri yapmak, uygulamalı yazılı paketleri geliştirmek, pazarlamak, yurt içi ve yurt dışı yazılım şirketinin temsilciliğini yapmak, bilişim, bilgisayar ve enformasyon teknolojileri konusunda her türlü uygulama hizmetleri vermek eğitim ve seminerler düzenlemek, kablolu ve kablosuz bilgisayar ağları üzerinde sesli ve görüntülü eğitim sistemleri kurmak işletmek kiralamak ve bu amaçla gereken sesli, görüntülü tertip sayısallaştırıcı enteraktif sistemler, data ve video gösterim cihazları ve bunlara ait yedek parçalar elektronik yazı sistemleri ve bunların yedek parçalarının alım satımı ithalat ve ihracatını yapmak. İşletmelerin yapısal uzun vadeli planlama ve reorganizasyonu, hizmet ve ürünlerin reorganizasyonu ve ticari faaliyetlerinin genel değerlendirilmesinin yapılmasına yönelik danışmanlık hizmetleri, proje üretim, işletmelerin; üretim birimleri, üretim kontrol sistemleri, üretimde verimliliğin arttırılmasına yönelik planlar ve kalite kontrol sorunlarına ilişkin danışmanlık hizmetleri, işletmelere yönelik pazar araştırması ve ticari tahminler, satış gücü eğitimi ve perakende ve toptan satış birimlerinin örgütlenmesi konularına ilişkin danışmanlık hizmetlere, İşletmelere Yönelı̇k; bütçe kontrol sistemlerinin kurulması, kazanç planlaması veya sermaye ve gelir bütçelemesi, işyeri reorganizasyonu ve yönetsel düzenlemelere konularına ilişkin danışmanlık hizmetleri verilmesi, işletmelere personel politikası, işgücü planlaması istihdam artışı istihdam geliştirme ve endüstriyel ilişkiler konularında danışmanlık hizmetleri verilmesi, işletmelere yönelik olarak; enformasyon ihtiyaçlarının tanımlanması yazılım temini sistem analiz ve dizaynı, bilgisayar fizibilite çalışmaları, bilgisayar uygulamalarının geliştirilmesi ve bilgisayar donanımını geliştirilmesi, işletmelere yönelik ticari politika ve strateji belirlemesi, müşteri memnuniyeti performans değerlendirmesi, insan yönetimi ve süreçlerine yönelik hizmetleri, şirketlerin Türk Ticaret kanunun uyarınca Murakıpliğinin yapılması, tasfiye bilirkişilik veya hakemlik süreci veya işlemlerinin yapılması, yaptırımlarla ilgili ön fizibilite ve/veya uygulama rapor ve projelerinin hazırlanması, yatırım projelerinin aşamalarının takibi ve uygulama sürecinin ve ilkelerinin ve işlemlerinin tespitinin ve takibinin yapılması, iştigal konularıyla ilgili yasal mevzuat bankalar resmi ve özel kurum ve kuruluşlar sosyal güvenlik kuruluşları, belediyeler ve benzeri kurum ve kuruluşlar ile irtibatlarının mevzuatı gereği yapılması gereken tüm işlemlerinin yürütülmesini yapmak. Petrol ve petrol türlerinden elde edilen akaryakıt ve yakacak türlerinin alımı, satımı, pazarlanması, ithalatı ve ihracatının yapmak, petrol ve petrol türevlerinden elde edilen akaryakıt ve yakacak türlerinin alımı ve satımı için akaryakıt istasyonları açmak, işletmek ve bu amaçla kurulu tesisleri devralmak ve devretmek, gerektiğinde kiralamak ve kiraya vermek, Petrol ürünlerinin pazarlaması için yurt içi ve yurt dışında bulunan petrol şirketlerinin ürünlerinin pazarlamasını yapmak, likit petrol gazı dolum tesisleri kurmak ve işletmek, likit petrol gazı pazarlamak için yurt içi ve yurt dışında bulunan petrol şirketlerinin bayili almak ve bu şirketlerin ürünlerin pazarlamasını yapmak, madeni yağ ve benzeri mamullerin üretimi ve alım satımı ve pazarlama ithalatı ve ihracatını yapmak, bu amaçla kurulu yurt içi ve yurt dışı şirketlerinin bayiliğini yapmak. Her türlü motorlu taşıt ticareti, kiralama ithalat ve ihracatını yapmak. Şirket otomotiv sanayi ile ilgili olarak otomobil, otobüs, minibüs, midibüs, kamyon, kamyonet, traktör, taksi, motorsiklet, bisiklet, trayler ve bunlara benzer motorlu ve motorsuz kara, hava, deniz taşıtlarının, grayder, silindir v.b. ağır iş ve sanayi makinelerinin, yükleme, boşaltma iş makinelerinin yurt içinde ve yurt dışında imalatını ve ticaretini yapmak, acente, bayilik ve mümessilliğini almak, ithalat, ihracat, toptan ve perakende ticaretini yapmak, motorlu kara nakil vasıtalarının iç ve dış lastikleri, jantların alım satım, ithalat ve ihracatını yapmak, yurt içinde yurt dışında kurulu bulunan kara, hava ve deniz vasıtalarına ait iş ve dış lastik fabrikalarının bayilik, mümessilliklerini almak ve servislerini açmak, işletmek. Oto galerileri açmak, işletmek veya işlettirmek. Şirket her türlü ticaret, seyahat ve turizm konularında yurt içi ve yurt dışı deniz, hava, kara taşımacılığı kendi araçları ile yapar veya araç sahibi üçüncü kişilere yaptırır, taşımacılık ile ilgili her türlü ihaleye girer, taşımacılıkla uğraşan şahıs ve şirketlere iştigal edebilir, yurt içinde ve yurt dışında taşımacılık ile ilgili anlaşmalar yapabilir. Her türlü taşımacılık ile ilgili olarak temsilcilikler verebilir ve alabilir, taşımacılık ile ilgili olarak komisyonculuk yapabilir, işletmeye aldığı her türlü kara, deniz ve hava araçları servis arabaları ile her cins yük ve yolcu taşıyabilir ve bu araçları başkalarına kiraya verebilir ve devredebilir, her türlü kara, deniz ve hava nakil vasıtalarının, alımı, satımı, takas ve bunlara bağlı olarak yedek parçalarının alımı, satımı, ithali ve ihracını yapabilir. Hizmet verdiği kuruluşların sistemlerinin geliştirilmesi amacıyla belgelelendirme ve eğitim faaliyetleri düzenlemek ve yürütmek. Sistemlerinin geliştirilmesi için gerekli olan yatırım ve aracılık temsilcilik işlemleri yaptırmak, ISO – 9001, ISO –1 4001 vb tüm sistemlerin belgelendirilme işlemlerini yürütmek, sanayi, ticaret, dağıtım ve hizmetlerde yönetim ve üretim sistemleri ürünlerin hizmetlerinin veya personelin akreditasyonu ve belgelendirilmesinde kullanılan herhangi bir kurul norm standart veya referans sisteminin uygunluğunun tasdiki için usuller koymak. Endüstriyel sağlık ve güvenlik tesis mühendisliği ve emniyeti, çevre koruması hammadde ve malzeme bilimi inşaat plan proje ve uygulamalarında kalite güvencesi ile diğer alanlarda geliştirme, planlama sertifikasyonu, belgelendirme kıymet takdir etme, gerekli analiz ölçme kontrol test muayene değerlendirme hizmetleri ve uluslar arası kalite ve güvenlik standardına bağlı sistemlerin denetimi sertifikasyonu ve bu sistemlerde gerekli personelin sertifikasyon hizmetlerini sunmak, her türlü yönetim sistemlerinin uluslararası ve diğer sektör el ve/veya yerel standartların ihtiyaçlarına göre değerlendirilmesini onaylanmasını ve belgelendirilmesi hizmetlerini yapmak, tasdikli sertifikaların verilmesi dahil olmak üzere kalite çevre sağlık ve güvenlik yönetimi ve diğer sektör alanlarında onaylama yapmak, yukarıdaki programlara ilgili diğer yönetim tekniklerine ilişkin eğitim seminerleri düzenlemek organizasyonlar yapmak kalite bağlantılı konularda faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin denetim ve değerlendirme bilgilerini interaktif ortamda barındırmak, ilgili taraflara bu bilgileri kullandırmak için organizasyon sistemi kurarak bu sisteme üye kaydetmek, üyelik kriterlerini kontrol etmek, uygunsuz hallerde üyeliği sona erdirmek, bu maksadı gerçekleştirmek için bilgisayar yazılım ve donanımı alımı satımı kiralanması ve kiraya verilmesi işlemlerini yapmak.” faaliyet alanları arasında benzerlik bulunmaktadır.
Davacıya ait 2011/24102 sayılı markanın esaslı unsuru, tüketici nezdinde marka algısı yaratan kısmı “…” ibaresidir. Davalıya ait dava konusu ticaret unvanının da ayırt edicilik sağlaması gereken “ek” unsuru “…” ibaresidir. Bu anlamda, davacı markası ile davalı ticaret unvanı arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen tespitler ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede;
Davacıya ait ticaret unvanı ile davalıya ait ticaret unvanının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, ticaret sicil kayıt bilgilerinde yer alan faaliyetlerin de benzer olduğu, bu durumda daha önce davacıya ait ticaret unvanını gören ya da işiten makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin daha sonra davalıya ait ticaret unvanını gördüğünde ya da işittiğinde, tarafların faaliyet alanlarının da benzer olduğu nazara alındığında, davalıya ait ticaret unvanını davacıya ait ticaret unvanı zannedebileceği ya da davacıya ait ticaret unvanı ile ilişkilendirebileceği, bir kısım tüketici kesiminin ticaret unvanlarını ayırt etmesi ihtimalinde dahi taraflar arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle karşılaştırılan ticaret unvanları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait 2011/24102 sayılı marka ile davalıya ait ticaret unvanının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, yukarıda dökümü verildiği üzere; davacı markası kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetler ile davalı ticaret sicil kaydında yer alan bir kısım faaliyet alanları arasında benzerlik bulunduğu, bir ticari unvanın, salt ticari unvan olarak kullanılması, her zaman markasal fonksiyon icra etmeyeceği anlamına da gelmeyeceği, ticari unvanını, salt ticari unvan olarak kullanan kimsenin, bu ticari unvanı altında yaptığı ticari faaliyetin türü ve piyasanın algısına göre, markasal etki oluşturduğundan da söz edilebileceği, bu durumda, önemli olan husus; sonraki tarihli ticaret unvanının tescilli olduğu faaliyet alanları ile önceki tarihli markanın tescili kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olup olmadığı, ticaret unvanı ile markayı oluşturan işaretlerin aynı veya benzer olup olmadığı, bu benzerliklerin ilgili tüketici kesimi nezdinde önceki tarihli marka ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak nitelikte olup olmadığı hususları olduğu, bu ise; ticaret unvanının markasal fonksiyon icra etme kabiliyetinin her somut olayda bulunup bulunmadığını irdelemeyi gerektireceği, hemen belirtmek gerekir ki; karşılaştırılan faaliyet alanları içinde müşterek olarak hizmet sunumlarının bulunması halinde; tüketicinin tacirle daha yakın bir ilişki içerisine girmesi, hizmetlerin çoğunlukla bizzat tacirin işletmesi içerisinde sunulması, hizmetlerde markalanacak bir ürün olmayıp, markanın işletme tabelası olarak kullanımı, unvanın da işletmeye asılma zorunluluğu gibi hususlar dikkate alındığında, hizmetlerde ilgili tüketici kesiminin marka ve unvan ayrımı yapmasının zorlaşacağı, dolayısıyla hizmet faaliyet alanına ilişkin ticaret unvanlarında, bu unvanın markasal ayırt edici etkisinin bulunduğunun da göz ardı edilemeyeceği, (Bilge, Mehmet Emin (2015) ‘Marka ve Ticaret Unvanı Arasında İltibas’ Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, C:1, S:2, s.13), somut olayda da yukarıda künyesi verilen davacı markası kapsamında yer alan bir kısım hizmetler ile davalı ticaret unvanında yer alan faaliyet alanlarının benzer olduğu, hizmet piyasasında ticaret unvanının olduğu gibi kullanılmasının markasal fonksiyon icra etme etkisinin bulunduğu, başka bir deyişle davalının ticaret unvanını salt işletme tabelası olarak kullanmasının davacı markası kapsamında benzer olduğu belirtilen hizmetlerle ilişkili faaliyetler bakımından aynı zamanda markasal fonksiyon icra edeceği, bu nedenle makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin davalıya ait ticaret unvanına, özellikle hizmet piyasası ile ilişkili faaliyetleri bakımından markasal ayırt edici etki yükleyeceği, bu durumda daha önce davacıya ait markayı gören ya da işiten makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin daha sonra davalıya ait ticaret unvanını gördüğünde ya da işittiğinde, davacı markası ile davalı ticaret sicil kaydında yer alan faaliyet alanlarının da benzer olduğu nazara alındığında, davalıya ait ticaret unvanını davacıya ait marka ile ilişkilendirebileceği, bir kısım tüketici kesiminin ticaret unvanı ile markanın kökenini ayırt etme ihtimalinde dahi taraflar arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle davacıya ait 2011/24102 sayılı marka ile davalı ticaret unvanı arasında iltibas tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.12.2020 tarih 2020/11-532 E 2020/1011 K sayılı kararı uyarınca ticari unvanlar bakımından sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun oluşup oluşmadığı bakımından her somut olayın özelliğinin değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle markalardaki 5 yıllık hak düşürücü sürenin her hal ve şartta ticari unvanların korunması istemlerinde uygulanacağının söylenemeyeceği, nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 28.11.2018 tarih 2017/1405 E 2018/7443 K sayılı kararına konu uyuşmazlıkta; ticaret unvanının tescili üzerinden 5 yıl geçtikten sonra açılan davada sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun oluşmadığının benimsendiği, somut olayda da davalının ticaret unvanının 28/08/2015 tarihinde tescil edildiği, eldeki davanın 09/11/2020 tarihinde açıldığı, tescil tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıl 3 aydan daha az bir süre geçtiği, bu sürenin yukarıda yer verilen emsal Yargıtay kararı da dikkate alındığında sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun gerçekleştiğinin söylenmesi için yeterli olmadığı, dolayısıyla sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun somut olayda oluştuğunun söylenemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalıya ait ticaret unvanında “…” ibaresi bulunması eyleminin hem davacıya ait 2011/24102 sayılı marka hakkını ihlal, hem haksız rekabet, hem de davacıya ait ticaret unvanı ile iltibas tehlikesi oluşturduğu ve somut olayda re’sen değerlendirilmesi gereken sessiz kalma yolu ile hak kaybı koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
A)Davalının ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin tescil edilmesinin ve bu ibarenin ticari unvanında kullanılması eyleminin davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE ve haksız rekabetin MEN’İNE,
B)Davalının ticari unvanında yer alan “…” ibaresinin ÇIKARTILMASINA ve bu ibarenin ticari sicil kaydından TERKİNİNE,
C)Kararın kesinleşmesini müteakip verilen hüküm özetinin masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle tirajı 50.000 ve üzeri olan ulusal çapta yayın yapan bir gazetede İLAN EDİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 126,50 TL posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 993,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/07/2021