Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/310 E. 2022/37 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/310 Esas – 2022/37
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 06/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın “… … …” ibaresinin 35.sınıfta tescili için diğer davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’na 21.05.2019 tarih ve … sayı ile marka tescil başvurusunda bulunduğunu, söz konusu başvurunun 12.09.2019 tarih ve 332 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığını, müvekkili şirketin söz konusu marka tescil başvurusuna süresi içerisinde itiraz ettiğini ve söz konusu itiraz üzerine davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddedildiğini, müvekkili şirketin Markalar Dairesi Başkanlığı’nın işbu kararına süresi içerisinde yeniden itiraz ettiğini ve müvekkilinin işbu itirazının da Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından reddedildiğini, müvekkili şirkete ait markalar incelendiğinde; müvekkili şirket adına tescilli markaların tamamında “…” ve “… …” ibarelerinin esas unsur olarak yer aldığını, dava konusu marka başvurusunun müvekkili şirket adına tescilli markalar ile benzer nitelikte olduğunu, dava konusu marka başvurusunun, “… …” ve “…” kelimelerinden oluştuğunu, markanın esas unsurunun “… …” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin coğrafi yer adını temsil ettiğini, markanın hizmet sunacağı yeri gösterdiğini ve tali unsur konumunda olduğunu, müvekkili şirketin “…” ve “… …” ibareli marka serisi oluşturduğunu, dava konusu marka başvurusundaki “… …” ibaresi ile müvekkili şirket adına tescilli markalarda esas unsur olan “…” ve “… …” ibarelerinin iltibas tehlikesi oluşturacak düzeyde benzer olduğunu, bu nedenle dava konusu marka başvurusunun müvekkili şirket adına tescilli markalardan biri ve hatta müvekkili şirketin marka serisinden zannedileceğini, ortalama seviyedeki bir tüketicinin görsel, işitsel, bütünsel olarak ayniyet derecesindeki bu benzerlik sebebiyle “… … …” ibaresinin müvekkili şirketin seri markası olduğu şeklinde bir yanılgıya düşeceğini ve bu benzerliğin tüketici nezdinde iltibasa yol açacağını, ortalama seviyedeki bir tüketicinin, görsel, işitsel, bütünsel olarak ayniyet derecesindeki bu benzerlik sebebiyle müvekkili şirket adına tescilli “…” ve “… …” esas unsurlu markaları taşıyan ürün/hizmet yerine “… … …” ibaresini taşıyan ürünü satın alabileceğini, hizmetlerinden yararlanabileceğini, bu kapsamda esas unsur açısından, müvekkili şirket adına tescilli markalar ile benzer, hatta aynı olan dava konusu ibarenin tescilinin mümkün olmadığını, dava konusu “… … …” ibaresinin 35. sınıfta tescilinin talep edilmiş olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli markaların da, benzer … ve hizmet sınıflarında tescil edildiğini, müvekkilinin Türkiye’de ve dünyada tanındığını, yaptığı prestijli projeler ve yürüttüğü saygın faaliyetler ile sürekli alanında öncü ve kamuoyu tarafından da bilinen bir yapıya sahip olduğunu, milyonlarca kişi tarafından kullanılan Google arama motorunda “… …” ibaresi yazılarak arama yapıldığında çıkan sonuçların tüketiciyi direkt müvekkili şirket markalarına yönlendirdiğini, dolayısıyla yapılacak değerlendirmede müvekkilinin piyasadaki konumunun ve tanınmışlığının dikkate alınması gerektiğini, “…” ve “… …” esas unsurlarının yer aldığı müvekkili şirket adına tescilli seri nitelikte pek çok markanın tanınmış olması nedeniyle, müvekkili şirket adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer hatta aynı nitelikte olan bir ibarenin farklı tür ürün/hizmetler için olsa dahi tescilinin mümkün olamayacağını, davalı …’ın, başka bir başvuruda bulunma olanağı mevcutken müvekkili şirket adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan “… … …” ibaresini tercih etmesinin iltibas riski oluşturduğunu, söz konusu ibarenin, davalı … tarafından tesadüfen bulunduğunun düşünülmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu kapsamda dava konusu ibarenin tescilinin müvekkili şirket adına tescilli markalar açısından haksız rekabet oluşturacağını iddia ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve davalı …’ın … sayılı marka tescil başvurusunun reddine, tescil işlemleri tamamlanmış ise hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 01/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı markası ile davacının itiraza mesnet markaları karşılaştırıldığında; ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işaretleri yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibaın davacıya ait markalarının bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneğinin aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığını ve markaların karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, markalar arasında aynılık veya benzerlik bulunmadığından itiraz gerekçesi markanın tanınmışlığı ileri sürülerek SMK m. 6(4) ve 6(5) hükümleri kapsamında yapılan itirazın da reddi gerektiğini ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 28/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…” kelimesinin İngilizce kökenli bir kelime olduğunu, dilimizdeki karşılığının “alışveriş merkezi” olduğunu, genel bir kavram olduğunu ve kimseye özgülenemeyeceğini, “…” kelimesinin çok yaygın olarak hem yurt dışında hem de Türkiye’de kullanıldığını, … … … ya da Depo …, … … … ibareleri ile … … …’in insanlarda ikilem oluşturacağı düşüncesinin doğru olmayacağını, … … … ibaresinde …, … … … ibaresinde … ibarelerinin tamamlayıcı unsurlar olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “M … … …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi raporları aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 21.05.2019 tarihinde … sayılı “M … … …” ibareli 35. sınıfta bulunan hizmetler bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.09.2019 tarih ve 332 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayımlandığı, davacının 12.11.2019 tarihinde …. sayılı markalarını mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümlerine göre yayına itiraz dilekçesi sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının 22.06.2020 tarihli itirazın yeniden incelenmesine ilişkin itiraz dilekçesi sunduğu, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 09.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 11.07.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı … veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir … veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir … veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer … veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait … veya hizmet, başka bir işletmeye ait … veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer … veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu … veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki … veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. … veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak … veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları … ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, … veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan gerek 11/06/2021 havale tarihli, gerekse 26/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında tablolaştırıldığı üzere; Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (16. sınıf) 16/01 Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. 16/05 Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. (19. sınıf) 19/01 Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” … ve hizmetleri ile davacıya ait 2007/42126, 2015/96066, 2010/12742, 2010/12745, 2011/52807, 2012/54273, 2013/55310, 2013/55311, 2016/47156, 2017/68914 sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporlarında vurgulanarak ön plana çıkartılan … ve hizmetlerin; aynı, aynı tür ya da benzer oldukları tespit edilmiştir. Bunun haricinde kalan davaya konu marka başvurusu kapsamındaki sair hizmetlerle davacıya ait markaların kapsamlarındaki … ve hizmetler arasında benzerlik ilişkisi kurulamamıştır.
Davalı markası “M … … …” , davacı markaları ise “… …. Efsane İndirim Günü” şeklindedir.
Taraf markalarında … kelimesi ortak unsur olarak yer almaktadır. Bir kısım markada ise … … kalıbı aynen kullanılmıştır. … kelimesi İngilizce’de “alışveriş merkezi” anlamına gelmekte olup, bu kelime 35/05 alt gurubundaki “mağazacılık” hizmetleri başta olmak üzere 35. sınıftaki hizmetler bakımından “zayıf marka”dır. Dolayısıyla … kelimesi tek başına kimsenin tekeline verilemeyecek bir ibaredir. Bu kapsamda davacının “…. … … …” ibareli markaları ile davalının davaya konu “M … … …” markası arasında salt … kelimesinin örtüşmesinden kaynaklı benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı değerlendirilmektedir. Zira markalar gerek içerdikleri farklı sözcük ve unsurlar gerekse de genel görsel/anlamsal konseptleri bakımından birbirlerinden yeterli düzeyde uzaklaşıp farklılaşmışlardır. Ortalama bir tüketicinin salt ortak … kelimesinden kaynaklı bu markaları ilişkilendirmesi ve markalar karşısında yanılgıya düşmesi mümkün değildir.
Davacının “… … …, ….” markaları bakımından ise farklı bir durum söz konusudur. Davacı iş bu markaların tamamında “… …” söz kalıbını, ön plana çkartarak, oldukça vurgulu şekilde kullanmış ve bu kalıbın ardına şehir/yer adı eklemek suretiyle yeni bir bir marka konsepti ve buna bağlı olarak da bir seri marka ailesi yaratmıştır. Piyasada, davacıdan önce “… ……” şeklinde yaygın bir kullanım ya da bilinen bir hizmet adı bulunmaması da, bu kullanım konseptinin davacının bir markasal buluşu olduğunu tevsik etmektedir. Dolayısıyla her ne kadar zayıf bir ibare etrafında türetilmiş olsa da, davacı “… …” + “ŞEHİR/YER ADI” şeklindeki markasal kalıbın, kullanımın yaratıcısı ve tescilli sahibidir. Dolayısıyla davacı markası bu anlamda asgari korumayı haizdir. Davalı markasında, davacı markalarının ayırt edici esaslı unsuru olan … … ibaresinin aynı marka konsepti dahilinde, ardına … kelimesi getirilerek kullanılması markaları birbirine yaklaştırmış ve markalar arasında benzerlik yaratarak, davalı markasının, davacı markalarının yeni bir versiyonu, serisi, devamı olduğu izlenimi oluşturmuştur. Özellikle “Şekil+… … …” ibareli davacı markası ile davalının “M … … …” markası, M harfinin yuvarlak çerçeve içindeki logo tasarımı bakımından birbirine yaklaşmış markalardır. Markaların ayırt edici esaslı unsurları arasındaki tek fark yazım stili ve görsel kompozisyonu ile … ve … kelimeleridir. Bu farklılık ise markaları birbirinden uzaklaştırmamış, aksine davalı markasının davacı markalarının, yeni bir versiyonu, … şubesi için güncellenmiş hali olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer … veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür. Davalının M … … … markasını gören bir tüketici, bu markayı, davacının … … … veya … … … ibareli markalarının serisi, devamı sanabilir. Tüketiciler bu bağlamda davalının yeni bir marka türettiğini yahut markanın kullanımı konusunda davacının, davalıya bir hak/lisans verdiğini düşünebilirler.
Sonuç itibariyle; davalının 2019 50680 sayılı “M … … …” ibareli marka başvurusu ile itiraza dayanak gösterilen … … … VE … … … ibareli davacı markalarının benzer olduğu ve davalı markasının kapsadığı “35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (16. sınıf) 16/01 Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. 16/05 Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. (19. sınıf) 19/01 Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” bakımından … ve hizmet listelerinin aynı/aynı tür ve benzer olduğu ve markalar arasında işbu hizmetler bakımından SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut 11/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer … veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı … veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, … 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki … ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki … veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği … veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu … ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği … veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacı yanın tanınmışlık iddiasına ilişkin olarak ilk olarak 11/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmış olup, bu bilirkişi raporunda davacıya ait markaların “tanınmışlık” mertebesine ulaşmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 25/06/2021 havale tarihli dilekçesi ile 11/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, müvekkiline ait markaların tanınmış olduğunu yinelemiş, buna ilişkin olarak; müvekkilinin “… … …” ve “… … …” markalarının “alışveriş merkezi” sektöründe tanınan bir marka olduğuna ilişkin Ankara 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ..Esas sayılı dava dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunu ve Ankara 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …7 Karar sayılı karar örneğini mahkememize ibraz ederek yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Ankara 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporu; … tarafından tanzim edilmiş olup, bu raporda davacıya ait “… … …” ve “… … …” markalarının tanınmış olduğu yönünde kanaat bildirildiği tespit edilmiştir. “… … …” ve “… … …” markaları, eldeki uyuşmazlıkta da davacı tarafından itiraza mesnet gösterilen markalardandır. Dikkat edilirse mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporu heyetinde yer alan pazarlamacı bilirkişi … aynı zamanda yukarıda belirtilen diğer mahkeme dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda da pazarlamacı olarak yer almış, diğer dosyada tanınmış olduğu yönünde kanaat bildirdiği davacıya ait markaların, eldeki davaya konu uyuşmazlık bakımından tanınmış markalar olmadığı yönününde bildirdiği kanaat arasında açıkça çelişki bulunmaktadır. Davacı vekilinin, tebliğ aldığı bilirkişi raporuna karşı süresi içinde itiraz ederek ibraz ettiği diğer dava dosyası içerisinde yer alan bilirkişi raporu, bir bütün halinde eldeki dava bakımından esas dava malzemesi aracı olarak kabul edilmemiş olup, salt tanınmışlık iddiası bakımından eldeki bilirkişi raporu ile çelişki barındırdığı ve bu çelişki içinde aynı bilirkişinin yer alması olguları … olduğu nazara alınarak, tanınmışlık iddiası bakımından çelişki giderilmeden hüküm de kurulamayacağından mahkememizce tanınmışlık iddiasına ilişkin olarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememize ibraz edilen 26/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; “Marka işlem dosyası incelenmekle; davacı yanın TÜRKPATENT nezdindeki itirazlarında tanınmışlık iddiasında bulunduğu, ancak bunu ispata yönelik herhangi bir somut bir delil sunmadığı görülmüştür. Davacı itirazlarında GOOGLE arama motoruna “… …” yazıldığında çıkan tüm sonuçların müvekkili şirketin markalarına ilişkin olmasının, tanınmışlığı ispatladığını ileri sürmüştür. Ancak salt internet arama motoru sonuçlarından hareketle tanınmışlık tespitinde bulunulamayacağı, bu verilerin ancak başka somut deliller (fatura, gazete haberi, tanıtım belgeleri, piasa araştırma raporları, tüketici anketleri vs.) ile birlikte tanınmışlığı ispata elverişli olabileceği düşünülmektedir. Bu kapsamda, YİDK kararının iptali bakımından, marka işlem dosyasındaki iddia ve delliler çerçevesinde muteriz davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük davası bakımından huzurdaki davada sunulan tüm deliller incelendiğinde ise; davacının tanınmışlığı ispata yönelik olarak cevaba cevap dilekçesi ekinde,
….isimli AVM’ye ilişkin bila tarihli afiş ve tanıtım görselleri, delil olarak sunmuştur.
Söz konusu deliller incelenmekle; davacının özellikle … … … markasının huzurdaki hükümsüzlük davasının açıldığı 2020 yılı ve yine marka başvurusunun yapıldığı 2019 yılı itibariyle, ulusal basına dahi haber olacak şekilde yoğun ve yaygın şekilde bir Alışveriş Merkezi (AVM) markası olarak kullanıldığı ve tüketicilerce bilinir hale geldiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dosya kapsamında markanın satış rakamlarını, piyasa payını, ilgili tüketici kesimi nezdindeki bilinirliğini tevsik eden faturalar, piyasa araştırma sonuçları ya da tüketici anketleri vb. gibi veriler bulunmamaktaysa da; yine davacının dayandığı GOOGLE arama motoru sonuçları ile dosya kapsamındaki haberlerin içeriği ve ilgili yayınların tüketici kitlesinin yaygınlığı dikkate alındığında, davacının … … … ve … … … ibareli markalarının, AVM hizmetleri bakımından tanınmışlık düzeyine erişmiş bir marka olduğu sonucuna varılmıştır.”
26/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda dayanakları gösterildiği üzere, davacı yanın, … … İTANBUL ve … … … markalarının AVM hizmetleri bakımından tanınmışlık düzeyine ulaştığı mahkememizce kabul edilmiştir. Ancak bu noktada “AVM hizmetleri”nin hangi tür … ya da hizmet kapsamına girdiğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Alışveriş merkezleri genellikle tek bir bina yahut birbirine bağlı birden çok bina içerisinde çeşitli mağazalar, restoranlar, sinemalar gibi işletmeleri barındıran yapılardır. Burada müşteriler, açık havada yahut büyük bir bina içerisinde birçok farklı markada … ve/veya hizmet sunan işletmelere kolaylıkla ulaşma olanağı bulmaktadır. Ancak çoğu zaman, alışveriş merkezi içerisinde, bizatihi alışveriş merkezinin markasını taşıyan herhangi bir mağaza/işletme bulunmamakta, dolayısıyla alışveriş merkezinin markası altında müşterilere somut bir hizmet sunulmamaktadır. Alışveriş merkezlerinde görülmekte olan en tipik yapılanma, alışveriş merkezinin bir bütün olarak maliki olan gerçek veya tüzel kişinin, bu bütün içerisinde yer alan bağımsız bölümleri başkalarına kiraya vermesi ve kendisinin de alışveriş merkezinin çalışabilmesi için gerekli olan bazı hizmetleri (örneğin güvenlik, temizlik ya da otopark gibi) sağlaması ya da üçüncü kişilere sağlatması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Daha açık bir ifadeyle, alışveriş merkezi markasının sahibi olan kişi, alışveriş merkezi bünyesinde müşterilerle doğrudan herhangi bir …/hizmet ticareti yapmamakta, yalnızca alışveriş merkezinin sorunsuz biçimde ve iyi bir durumda çalışabilmesi için gerekli olan çeşitli hizmetleri gerçekleştirmekte veya başkalarının bu hizmetleri gerçekleştirmesini sağlamaktadır. İşte bu halde alışveriş merkezinin markası altında yapılan faaliyet, bir “gayrimenkul idaresi” hizmeti olmaktadır. Zira alışveriş merkezinin markası altında yapılan iş, bir faaliyetin 35.sınıf kapsamına giren bir hizmet olarak değerlendirilebilmesi için gerekli olan “farklı markaları taşıyan malların aynı ortamda bir araya getirilerek satılması” şartını sağlamamaktadır. Öyle ise, alışveriş merkezlerinin genel işleyiş şekli itibarıyla alışveriş merkezinin markası altında verilen hizmet, bir “gayrimenkul idaresi” hizmeti olup, … ve hizmetlerin sınıflandırılmasına ilişkin tebliğin 36.sınıfında yer alan “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri.”ne karşılık gelmektedir. (Paslı, Ali / Soykan, İsmail Cem (2011) ‘Marka Tescilinde 35.08. Sınıfın Anlamı ve Kapsamı’ Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı 2010, Editör: Tekin Memiş, …, Onikilevha, s.464-465.).
Yukarıda yer verilen açıklamalara göre; 26/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda yer verilen görüşün aksine, davalı markasının kapsadığı 35.sınıftaki hizmetler, davacının tanınmış olduğu AVM hizmetleri ile benzer ya da ilişkili hizmetler değildir. Zira; “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri.” ile 35.sınıftaki hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesimi farklıdır, farklı ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkânı bulunmaz, farklı kaynaklardan tüketiciye arz edilirler. Bu nedenle, davacı yanın salt AVM hizmetler bakımından sağladığı tanınmışlığın dava konusu marka kapsamında yer alan 35.sınıftaki hizmetlere sirayet etmeyeceği anlaşıldığından davacı yanın tanınmışık iddiasına dayalı nispi tescil engelinin somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle, SMK m.6/1 hükmü uyarınca, davanın kısmen kabulü ile; “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” … ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu … sayılı markanın “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” … ve hizmetleri bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” … ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” … ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 26,30 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT gereğince hesap olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/4 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 70,70 TL başvurma harcı ve vekalet harcı, 274,50 TL posta-müzekkere masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.845,20 TL yargılama giderinin 1/4 ü olan 961,30 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.883,90 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 3/4 ü olan 12,75 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiye 4,25 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı ve Davalı Şahıs vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2022