Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/309 E. 2021/163 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/309 Esas
KARAR NO : 2021/163

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 06/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın dava konusu … başvuru numaralı marka başvurusunun sahibi olup anılan marka başvurusunun 31. sınıfta yer alan emtialar üzerinde tescil edilmek istendiğini, ilgili marka başvurusunun, 28.10.2019 tarihli bültende ilan edilmişse de, davalı şirketin bu yayına karşı “…” ibareli … sayılı marka tescilini gerekçe göstererek itiraz ettiğini, Türk Patent ve Markalar Dairesi’nin, davalı şirkete ait gerekçe gösterilen marka ile müvekkili şirkete ait markayı 6769 sayılı SMK md. 6/1 maddesi uyarınca benzer bulmadığını ve davalı şirketin itirazını reddettiğini, işbu kararın hukuka ve somut gerekliğe uygun olduğunu, buna karşı davalı şirketin, Markalar Dairesi Başkanlığı kararına itiraz ederek, kararın yeniden incelenmesini ve müvekkiline ait marka başvurusunun reddedilmesini talep ettiğini, dava konusu edilen, davalı şirketin itirazı üzerine verilen … sayılı kararda, taraf markalarının benzer bulunduğunu ve müvekkiline ait başvurunun reddine karar verildiğini, dava konusu kararın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu’nun 07.09.2020 tarihli ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 26/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markaları karşılaştırıldığında her iki markada da “…” ibaresinin ve “…” şeklinin yer aldığını, ayrıca başvuru konusu markanın kapsamında yer alan 31.sınıfa ait emtiaların itiraza konu markanın kapsamında da birebir yer aldığının tespit edildiğini, ortalama tüketicinin taraf markalarının çıkarılan hizmetlerin aynı firmaya ait hizmetler olduğunu sanmalarının kaçınılmaz olduğunu, dolayısıyla tüketici tarafından her iki markanın karıştırılması ve markalar arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesinin doğması ihtimalinin bulunduğunu ve kısmi redde konu hizmetlerde SMK nın 6/1 maddesi anlamında benzerliğin olduğunun açık olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Pazarlama Dağıtım Gıda Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili 14/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının SMK m.6/1 anlamında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, aynı sınıflarda tescile konu edilmek istenmesi neticesinde de, söz konusu malların satılacağı yerlerin de benzerlik arz edeceğini, satış kanalları ve dağıtım kanallarının da benzer olacağının ortada olduğunu savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … nolu “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait “Şekil+…” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 30.09.2019 tarihinde “Şekil+…” ibareli … sayılı başvuru ile 31.sınıfta bulunan “İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil), Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; … kumu.
” emtiaları için tescil talebinde bulunduğu, başvurunun 28.10.2019 tarih ve 335 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı yanın 26.12.2019 tarihinde … sayılı markayı mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, davacı şirketin 07.02.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davalı şirket tarafından 13.07.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davacı şirket tarafından 11.08.2020 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve başvurunun reddedilmesine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 09.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka tescil belgesi ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil), Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; … kumu.
” emtiaları, redde mesnet alınan … sayılı marka kapsamında birebir bulunmaktadır. Bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunmaktadır.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu; “Şekil+…” ibaresinden oluşan bir karma markadır. Siyah dikdörtgen bir zemin üzerine, altın sarısı rengi ile yandan portreli bir … başı şekli ve bu şeklin hemen altına “…” ibareli kelime unsuru konumlandırılmıştır.
Redde mesnet … sayılı marka; “Şekil+…” ibaresinden oluşan karma bir kelime markasıdır. Markanın başlangıç kısmında stilize bir çizim biçimi ile … şekli bulunmakta, bu şekilden hemen sonra ise “…” ibaresi yer almaktadır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu marka kapsamında yer alan 31.sınıftaki emtiaların redde mesnet alınan davalı şirkete ait tescilli markada aynen yer aldığı, 31.sınıfta yer alan emtiaların; zirai ve hayvancılık faaliyetleri ile uğraşan tüketici kesimine hitap ettikleri gibi evcil hayvan sahibi kimselere de hitap ettiği, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kimselerin bu işi bireysel veya kolektif bir yapılanma altında yürütebilecekleri nazara alındığında; iltibas değerlendirmesinde bireysel tüketicilerin de dikkate alınması gerektiği, zirai ve hayvansal faaliyetlerin köy-kasaba gibi kırsal yörelerde de yürütüldüğü, bu yerlerde bu tip faaliyetleri yürüten tüketici kesiminin makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama halk tüketici kesimi olarak kabul edilmesi gerektiği (31.sınıfta yer alan emtiaların ortalama tüketiciye hitap ettiği yönünde Bkz; Y11HD; 10/02/2020 tarih 2019/3019 E 2020/1174 K; 22/05/2018 tarih 2016/12603 E 2018/3821 K; 11/11/2013 tarih 2013/4121 E 2013/20113 K; 19/09/2013 tarih 2012/17115 E 2013/16196 K sayılı ilamlar), markalarda müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin Latince “…” anlamına geldiği, ancak bu ibarenin Türkçe “…” anlamına gelen Latince bir ibare olduğunu davaya konu emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilmesinin mümkün olmadığı, zira Latince’nin günümüzde yaygın olarak kullanılan bir dil olmadığı, bu hale göre davaya konu 31.sınıf emtialar üzerinde “…” ibaresini gören ortalama tüketicinin bu ibareyi herhangi bir nesne ile bağdaştırmayacağı, anlamsız yabancı bir ibare olarak değerlendireceği, bu nedenle söz konusu ibarenin davaya konu emtialar bakımından zayıf bir marka olarak kabul edilemeyeceği, somut ayırt edici niteliği haiz güçlü bir markasal etkisinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” ibaresinin “Asil, şahane, muhteşem, kraliyet, kraliyet ailesinden kimse” gibi anlamları bulunan İngilizce bir ibare olduğu, İngilizce’nin ülkemizde anlamı en yaygın bilinen dillerden biri olduğu, bu nedenle “…” ibaresinin “Asil, şahane, muhteşem, kraliyet, kraliyet ailesinden kimse vb.” anlamlara geldiğinin ortalama tüketici kesimi nezdinde dahi bilinebileceği, “…” ibaresinin belirtilen anlamları nedeniyle “…” ibaresini niteleyen bir konumda bulunduğu, bu hale göre dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, her iki markada yer alan figüratif unsurların “…” ye çağrışım oluşturduğu, bu nedenle söz konusu şekiller arasında da çağrışım yolu ile benzerlik bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu hale göre daha önce davalı şirkete ait “Şekil+…” markasını gören ya da işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görme ve karşılaştırma imkânından yoksun, önceki tarihli markanın detaylarını hatırlamayan, ancak gözünde, kulağında ve zihninde oluşan imajı ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, davaya konu “Şekil+…” markasını redde mesnet marka kapsamındaki tescilli emtialarla birebir aynı emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, “…” ibaresinin anlamlı bir kelime olması nedeniyle markayı “Şekil+… …” olarak algılayacağı, bu markanın redde mesnet markanın serisi niteliğinde bir marka olduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, karşılaştırılan markalar arasında ilişki kurabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebilecekleri, bu nedenle somut olayda SMK m.6/1 hükmü uyarınca markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan ve somut olayda, çözülmesi gereken özel ya da teknik bir sorun da söz konusu olmadığından, bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılama yürütülmüştür.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL başvurma harcı, peşin harç ve vekalet harcı, 85,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 201,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Pazarlama Dağıtım Gıda Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Pazarlama Dağıtım Gıda Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2021

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA