Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/301 E. 2021/153 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/301 Esas – 2021/153
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/301 Esas
KARAR NO : 2021/153

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 28/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu marka ile davacının markalarının aynı veya benzer mal sınıfında (gıda ürünleri) olduğunu, bu tür ürünlerin niteliği gereği tüketicilerin dikkat düzeyinin düşük olduğunu, bu itibarla bu ürünlerde tescil edilecek benzer iki markanın aralarında karıştırılma ihtimali taşıdığını, davacının markasının tanınmış olduğunu, bu tanınmışlığın farklı mal ve hizmetlerde markanın korunmasına imkan sağladığını, sıradan markalara göre tanınmış markaların koruma kapsamının daha geniş olduğunu, dava konusu markanın, davacının … markasının yanına … ibaresi getirilmek suretiyle oluşturulduğunu, baskın unsurun … ibaresi olduğunu, … kelimesinin ise “güç, tesir, yetki, kuvvet” anlamına geldiğini, tüketicinin dava konusu markayı davacının … markasının daha güçlüsü, daha iyisi olarak değerlendireceğini, … ibaresinin markaya ayırt edicilik katmayacağını, davalının esas tescil ettirmek istediği ibarenin … olduğunu, markaların aynı / ayırt edilemeyecek düzeyde benzer / hiç değilse benzer olduğunu, ürünlerin niteliği gereği anlık karar veren tüketicilerin davacının … markası ile dava konusu markayı taşıyan mal/hizmetleri karıştıracağını veya ilişkilendireceğini, davacının seri markalarından biri olarak algılayacağını, davacının markasının tanınmış marka olması sebebiyle farklı mal ve hizmetlerde markanın korunmasına imkan sağladığını, davacı markasının tanınmışlığının özellikle çikolata ürünlerinin geniş kitlelere hitap ettiğini, sıradan bir tanınmışlık değil yüksek derecede tanınmışlık olduğunu, dava konusu markanın tescili halinde davacı markasının sahip olduğu bu tanınmışlıktan haksız yarar elde edeceğini, davacı markasının imajına zarar vereceğini ve ayırt ediciliğini zayıflatacağını, yargı uygulamalarında …markalarının davacının … markası ile benzer olduğuna ve karıştırılma ihtimali taşıdığına karar verildiğini, bu kararların iş bu dava için emsal teşkil ettiğini, bu kararlara rağmen davalının … … ibaresini tescil ettirmek istemesinin kötü niyet taşıdığını, davacının … markasının ayırt ediciliği yüksek bir marka olmakla birlikte aksi düşünülse dahi kullanım ve yüksek reklam yatırımları sonucunda tanınmış marka olmasının ayırt ediciliğinin yüksekliğine delalet ettiğini, yargı kararlarında da … ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu iddiasının reddedildiğini, davacının … markasının çatı marka olduğunu, lider markayı içeren marka işaretinde ayırt ediciliği üzerinde toplayan bu şemsiye/lider markaların (…) değil bu markanın yanında kullanılan ve asıl olarak ürünü başka ürünlerden ayırma fonksiyonunu yerine getiren kelime/işaret (…) olduğunu, şemsiye (çatı) markanın marka sahibini ortaya koymaya, bu markanın yanında kullanılan ayırt edici işaretin ise ürünü diğer ürünlerden ayırt etmeye yaradığını, bu nedenle davacının … esas unsurlu markası ile davalının … esas unsurlu markasının benzer değil aynı olduğunu, markaların aynı olduğu kabul edilmese dahi benzer olduğunun açık olduğunu, dava konusu markanın 30, 32, 34, 35.sınıfları kapsadığını, davacının markasının da 29,30.sınıflarda tescilli olduğunu, bu bağlamda aynı ve benzer mal/hizmetleri kapsadıklarını, bu sınıfta yer alan malların tüketicisinin fazla zaman ayırmadan ve dikkat göstermeden anlık karar vererek satın aldığı ürünler olduğunu, ayrıca bu ürünlerin küçük yaştaki çocuklara hitap ettiğini ve değerinin düşük olduğunu, bu bağlamda bu malların niteliğinin marka iltibasına imkan verdiğini, tüketicinin dikkat düzeyi düşükken, benzer olan iki işareti ayırt etmesinin zor olduğunu, ortak olan unsurların daha çok dikkat çekeceğini, farklılıklara daha az dikkat edeceğini, bunun sonucunda markaların benzeşmesinin kolaylaştığını ve karıştırma tehlikesinin güçlendiğini beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini, dava konusu 2019/66213 sayılı başvurunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 11/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “… …” ibareli marka ile davacının “… …” markalarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek derecede benzer olmadığını, bu halde SMK m.6/1 anlamında bir tescil engelinden söz edebilmek için gereken marka işaretlerinin benzerliği koşulunun sağlanamadığını, dava konusu marka ile itiraza mesnet markaların birden fazla unsuru içerdiğini ve bu unsurlardan ortak olan … ibaresinin ise esas unsur olarak ön plana çıkmadığını, … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşüklüğü, başvuruya konu işaret ile itiraza ve iddialara mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dahil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığı sonucuna varıldığını, SMK’nun 6/5 hükmünün uygulanabilmesi için haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarının zarar görmesi, markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi ihtimallerinden en az birinin gerçekleşme ihtimalinin bulunması gerektiğini, bu hallerden en az biri mevcut ise sonraki işaretin tescil başvurusunun reddedileceğini, tescili talep edilen dava konusu işaretin, tanınmışlığı iddia edilen … ibaresini esas ya da münhasır unsur olarak içeren markalar ile söz konusu durumları doğuracak bir ilişki içinde olduğu iddiasının yerinde olmadığını, SMK m.6/9 hükmü bağlamında kötü niyete ilişkin iddiaların hukuk dışı olduğunu, markaların ayniyet derecesinde ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olmasının da kötü niyetin varlığının tespiti için yeterli değilken iddialara mesnet markalarla başvuruya konu işaret arasında, başvurunun tesciline engel olacak bir benzerlik dahi bulunmadığı durumda kötü niyetten bahsetmenin yerinde olmadığını; bunların yanında itiraz edenin, kötü niyete ilişkin iddialarını delillerle desteklemesi gerektiğini, itiraz edenin bu mahiyette yeterli delil sunmadığını, bu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … İTHALAT VE İHRACAT LİMİTED ŞİRKETİ, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2019/66213 nolu “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 11.07.2019 tarihinde 2019/66213 sayılı “… …” ibareli 30, 32, 34, 35. Sınıflarda yer alan bir kısım mal ve hizmetler bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 27.09.2019 tarih ve 329 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 26.09.2019 tarihinde 2016/06319, 2012/64560, 2001/13266 sayılı markaları redde mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca yayına itiraz ettiği, davalı şirketin 30.10.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca söz konusu itirazın reddine karar verildiği, davacının 23.03.2020 tarihinde yayına yeniden itiraz ettiği, YİDK nezdinde gerçekleştirilen itiraz üzerine yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda 07.09.2020 tarih ve … sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu, 23.11.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu 2019/66213 sayılı marka başvurusu ile itiraza mesnet gösterilen 2016/06319, 2012/64560, 2001/13266 sayılı markalar emtia benzerliği bakımından karşılaştırıldığında; dava konusu marka kapsamındaki “30.sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.sınıf: . Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri” emtiaları ile davacının itiraza gerekçe markalarının 30 ve 32.sınıf kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu renk ve altı çizgili olarak belirtilen emtialar AYNI / AYNI TÜRDÜR.
Dava konusu marka kapsamındaki “32.sınıf: Enerji içecekleri (alkolsüz)” emtiaları, davacının itiraza gerekçe 2001/13266 sayılı marka kapsamındaki “32.sınıf: İzotonik içecekler” emtiaları ile BENZERDİR. Şöyle ki; Spor içecekleri arasında olan izotonik içecekler, %5-8 oranında karbonhidrat, 0.5-0.7 g/L sodyum içeriğine ve kan osmolaritesine daha yakın bir osmoloriteye (200-320 mOsm/kg su) sahiptir. Enerji içecekleri, yüksek miktarda karbonhidratla birlikte kafein gibi bir takım ergojenik ürünleri içeren, dikkat algısını ve mental uyanıklığı geliştirmeyi hedefleyen içeceklerdir. Enerji içecekleri içeriği yapısındaki bilişsel performansı (hafıza, dikkat…) artıran uyarıcı maddeler nedeniyle izotonik içeceklerden ayrılıyor olsalar da, enerji içecekleri ile sporcu içecekleri arasında yer alan izotonik içeceklerin birbiri ile rekabeti mevcuttur.
Dava konusu marka kapsamındaki “35.sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, Pekmez,. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar , Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)… bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetleri, davacının itiraza gerekçe markaları kapsamındaki 30. ve 32.sınıf emtialar ile BENZERDİR. Şöyle ki; bu hizmet, dava konusu marka kapsamındaki ürünlerin ticareti ile yakın bağlantılıdır. Zira, 30 ve 32. sınıf kapsamındaki gıda ürünlerinin ticareti ve bu malların satış hizmeti aynı kanallar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla, hitap ettikleri tüketici kitleleri aynı/benzer olduğu gibi, karşıladıkları ihtiyaçlar, birbirleri yerine ikame edilebilirlikleri ve birbirlerini tamamlayıcı özelikleri ile satış, sunum ve dağıtım kanalları arasında da yüksek düzeyli bir benzerlik bulunmaktadır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan 32.sınıfdaki “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar” emtialarının, alkollü içeceklerden olması, satışının 18 yaş ve üzeri kişilere yapılabilir olması ve diğer gıda emtialarından farklı bölümlerde/yerlerde satılıyor olmalarına bağlı olarak davacı yan markaları kapsamındaki gıda emtiarından FARKLI olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “34.SINIF: Tütün, çiğneme tütünleri, sigaralar, purolar. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, tütün içenlere mahsus malzemeler: pipolar, puro ve sigara ağızlıkları, küllükler, tütün kutuları, sigara sarmak için aletleri, sigara kağıtları, nargileler, çakmaktaşları, çakmaklar, elektronik sigaralar ve bunlarla kullanılan kartuşlar. Kibritler., 35.SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Tütün, çiğneme tütünleri, sigaralar, purolar. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, tütün içenlere mahsus malzemeler: pipolar, puro ve sigara ağızlıkları, küllükler, tütün kutuları, sigara sarmak için aletleri, sigara kağıtları, nargileler, çakmaktaşları, çakmaklar, Kibritlerin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri, davacı yan markaları kapsamındaki 29, 30 ve 32. sınıflardaki gıda emtiarından FARKLIDIR.
Davacı yan markaları kapsamındaki 29. sınıf emtialar da temelde gıda emtiaları olmalarına bağlı olarak davalı markası kapsamındaki 30 ve 35. sınıflardaki gıda emtiaları ve gıdaya ilişkin hizmetler yönüyle yüksekten düşüğe değişen skalada benzerlik ilişkisi bulunan emtialardandır. Diğer taraftan, çekişmeli mallar yönüyle ayniyet/ güçlü benzerlik şartı yukarıda sayılan emtia/hizmetler yönüyle gerçekleştiğinden, 29.sınıf yönüyle ayrıca (detaylı) değerlendirmeye ihtiyaç bulunmadığı düşünülmüştür.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan; “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, Pekmez, Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar , Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetlerinin davacıya ait itiraza mesnet markalar kapsamındaki emtialarla aynı ve benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka incelendiğinde; “… …” ibaresinden oluşan standart bir kelime markası olduğu, “…” kelimesinin kavramsal karşılığının dilimizde yaygın olarak bilindiği üzere “Altın, altından yapılmış, altın renginde, parlak sarı…” anlamlarında olduğu, markada yer alan “…” kelimesinin kavramsal karşılığının ise yine “Güç, kuvvet, enerji, yetki, tesir, hüküm…” anlamlarıyla yaygın olarak bilindiği tespit edilmiştir.
Davacı yan markalarına bakıldığında ise; “… …” ibarelerinden oluştuğu, “…” markasının davacının çatı markası olduğu, dolayısıyla bu çatı markanın yanında yer alan “…” ibaresinin ise davacı markalarının ayırt edici karakterini oluşturduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak değerlendirildiğinde; davacı yanın itiraza mesnet markalarında yer alan ve taraf markalarında ortak olarak kabul edilen “…” ibaresinin anlamına bakıldığında, söz konusu ibarenin İngilizce olduğu, genel olarak “altın”/“altından” anlamlarına geldiği, “…” ibaresinin markaların kapsadığı 30. ve 32. Sınıflara dâhil gıda emtiaları bakımından somut ayırt ediciliği olan bir işaret olarak görüldüğü, başka bir deyişle “…” kelimesinin hemen ve ilk bakışta davaya konu 30 ve 32.sınıflardaki gıda emtialarının karakteristik özelliklerinden birini tanımlamadığı, davalı yanın markasında kullanılan “…” kelimesinin anlamının ise, “güç, kuvvet” olduğu, davaya konu markada yer alan ibarelerin konumlandırılış şekline bakıldığında “… …” ibaresinin birlikte kullanıldığı, davaya konu markadaki sıfat tamlaması şeklindeki kullanımın, markada yer alan diğer ibareler ile birlikte davacı markalarına göre ayırt ediciliği düşük olduğu, özellikle davalı markasında “…” ibaresi dışında yer alan “…” ibaresinin farklılık derecesini yükseltemediği, davacı markalarından yer alan “…” ibaresinin şemsiye/lider marka olduğu, dolayısıyla benzerlik değerlendirilmesinde şemsiye/lider markanın göz önünde bulundurulmayacağı, davacı markalarından 2016/06319 tescil numaralı markanın kelime markası olduğu, beyaz fon üzerine siyah tonlarda “… …” ibarelerini içerdiği, 2012/64560 tescil numaralı markanın kendine özgü yazı karakterli ve altın sarısı renginde yazılmış “…” ibaresi ile birlikte yine altın sarısı rengiyle ve karakteristik yazı karakteriyle yazılmış “…” ibarelerinin tescil edilmiş olduğu, “…” ibaresinin baskın unsur olarak yer aldığı, 2001/13266 sayı ile tescilli markada ise yine kendine özgü yazı karakterli “…” çatı markası altında standart karakterlerle beyaz zemin üzerine siyah harflerle “…” yazıldığı, “…” kelimesinin davacı markalarında esas unsur ya da esaslı unsurun bir parçası olduğu ve bu şekilde davacının “…” esas unsurlu marka ailesi yarattığı, başka bir deyişle davacının “…” esas ibaresi ile seri markalar oluşturduğu, davacının çok sayıda seri markalarında ayırt edici, esas unsuru olan “…” ibaresinin davalı marka başvurusunda anlam kaybına uğramaksızın aynen yer aldığı, bu durumun markalar arasında benzerliğe ve ilişkilendirme ihtimaline yol açabileceği, davacının “…” esas unsurlu markalarından haberdar olan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görme ve karşılaştırma imkanından yoksun, markaları detaylı olarak analiz etmeyen, markaların gözünde ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketicinin, davalı markasının davacı markasının serisi olduğunu düşünmesinin muhtemel olduğu, davacı ile davalı işletmeleri arasında idari ve ekonomik bir bağlantı bulunduğu zannına kapılma ihtimalinin yüksek olduğu, taraf markalarının kapsadığı gıda emtialarının tüketicilerinin toplumun her kesiminden kişiler olduğu, dolayısıyla eğitim, bilgi, kültür farkına karşın pek çok kişinin dava konusu markaların tüketicileri konumunda olduğu, bu emtiaların tüketicilerinin sıklıkla bu ürünleri tükettiği ve tüketicilerin üzerine fazla düşünmeden, vakit harcamadan alacağı ürünler olduğu, dolayısıyla tüketicilerin markayı detaylı şekilde incelemeden hareket edebileceği ve davalının mallarını tercih ederken davacı markasından edindiği olumlu imajı davalı markasına kolaylıkla aktarabileceği, … ibaresinin pek çok sektörde farklı kişi yahut şirket tarafından kullanılmasının markayı zaman içinde zayıflattığını, ancak bu durumun … ibaresinin aynı sektörde yani gıda sektöründe davacı tarafından seri marka imajı oluşmasına engel olmadığı gibi, gıda sektöründe davacının … … markasının bilinirliği karşısında ve yukarıdaki değerlendirmeler neticesinde itiraza mesnet gösterilen markalar ile davalı yanın başvuruya konu markası arasında, yukarıda aynı/benzer olduğu belirtilen mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal olabilecek;
…. esas unsurlu markalar arasında, iltibas tehlikesi bulunduğu kabul edilmiştir.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda davacı yanca sunulan deliller incelendiğinde; Davacının “…” veya “… …” ibaresinin davacı adına TÜRKPATENT tanınmış markalar sicilinde yer aldığı ile ilgili herhangi bir bilgi/belge dosya muhteviyatında bulunmamaktadır. TÜRKPATENT sicilinde yapılan araştırma neticesinde de bu yönde bir bilgiye rastlanmamıştır. Dosya kapsamında yer alan reklam, tanıtım belgeleri, faturalar ve diğer delillerden, ayrıca içinde gıda sektöründen uzmanın da bulunduğu bilirkişi heyetinin bilgi ve tecrübesi doğrultusunda davacının “… …” markalarının 30. sınıftaki çikolata emtiası yönünden halkın geniş kesimince bilinen bir marka olduğunun da kabulü gerekmektedir. Somut olayda davacının markalarının özellikle “çikolata” ürünlerinde bilinirliği göz önüne alındığında, dava konusu markanın kapsamında yer alan ve yukarıda yapılan iltibas değerlendirmesinde, davacı markalarının kapsamlarındaki emtialar ile benzer olmadığına kanaat getirilen emtialarda, davacı markasının bilinirliğinin bir tescil engeli oluşturmayacağı, zira bahsi geçen emtiaların, davacının “çikolata” emtiasında bilinir markasının ait olduğu sektörden farklı oldukları, tüketici nezdinde davacının markası ile davalının markası arasında imaj transferine yol açacak şekilde bir zihinsel bağlantı kurulmasının söz konusu olmayacağı, tüketicinin davalının markasına ilişkin ürünleri satın alırken, bu satın alma iradesinde, davacının markasının etkisinin olduğunun söylenemeyeceği, davacı markasının itibarına zarar verilmesinin söz konusu olmayacağı, “…” ibaresinin anlamlı ve yaygın kullanıma konu bir ibare olduğu da nazara alındığında, ayırt edici karakterinin zedelenmeyeceği, bu nedenle dava konusu marka kapsamında kalan ve davacı markaları kapsamındaki emtialar ile benzer olmayan mal ve hizmetler bakımından, davacı markalarının tanınmışlığından kaynaklı nispi tescil engeli koşullarından birinin oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların bir kısım mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davaya konu bir kısım mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluştuğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, Pekmez, Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar , Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu 2019/66213 sayılı markanın “30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, Pekmez, Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar , Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalı TÜRKPATENT’in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvurma ve vekalet harcı, 1.821,00 TL posta, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.883,20 TL yargılama giderinin 1/2 si olan 941,60 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 941,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2021