Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/297 Esas
KARAR NO : 2021/225
DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Telif Tazminatı İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Telif Tazminatı İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu ve lisans hakkı kendilerine ait olan … isimli bilgisayar yazılımın FSEK uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkil şirketin yazılım sektörünün kendine has özellikleri nedeniyle Türk Patent’ten … isim hakkını marka olarak aldıklarını ve tescil ettirdiklerini, Müvekkilin, bu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. konularda ülkemizde veya yurt dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….İş sayılı kararı ile yapılan delil tespit işlemi sonucunda düzenlenen 26.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere karşı tarafa ait … Kahramanmaraş adresinde yer alan işyerinde; davalı yana ait 2 adet markasız toplama bilgisayarın birinde … yazılımının daha önceden kurulu olduğu fakat daha sonra kaldırıldığı, ….MAC adresine sahip bilgisayarda ise halen kurulu olan mali hakları müvekkili şirkete ait olan … yazılımı ile modüllerin kurulu ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde müvekkili şirket yazılımlarının izinsiz olarak, korsan diye tabir edilen biçimde yüklenmiş ve kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, somut olaya ilişkin 26.10.2017 tarihli bilirkişi raporunun dilekçe ekinde sunulduğunu, şahıs hakkında yapılan şikayet sonucunda Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas numaralı dosyasıyla ceza davası açıldığını, davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, bu kararın 13.05.2019 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle, davalının, davacı şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandığını ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğini, FSEK’e aykırı hareket etmek suretiyle müvekkil şirketin mali haklarına tecavüz ettiğini, davalı aleyhine FSEK m.68/2 uyarınca, davaya konu bilgisayar programının satımı konusunda sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tutarında tazminat talebinde bulunduklarını belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin, öncelikle programların yükleme tarihlerinin tespit edilmesi halinde yükleme tarihinden itibaren, bunun mümkün olmaması halinde ise haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; Talep sonucunu 5.680,40 TL arttırmak suretiyle toplam 15.680,40 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı vekili 17/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkili olmadığını, Kahramanmaraş Mahkemeleri’nin davayı görmeye yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin şifre kırmak bir yana teknolojik becerisi olmadığını, Kahramanmaraş ilinde emlakçılık yaptığını ve emekli öğretmen olduğunu, programın ne işe yaradığını bilmediğini, davalının programının kurulu olduğunu şikayet neticesinde karakola ifade vermek için gittiğinde öğrendiğini, işyerinde yanında çalışan yeğeni Seyfullah Baltacı’ya bu programı yükleyip yüklemediğini sorduğunda kayınpederine ait bir arsaya bakmak için bir defaya mahsus olmak üzere programı kurduğunu, keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda da tek bir defaya mahsus olmak üzere programın kullanıldığının tespit edildiğini, söz konusu programın internet imkanına sahip her vatandaş tarafından ulaşılabilecek şekilde hizmete sunulmuş ve demo niteliğinden olduğundan müvekkilinin personeli tarafından tek bir defaya mahsus olmak üzere ve herhangi bir ticari saik güdülmeden kullanıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece cevap ve savunmalarına itibar edilmemesi halinde, hükmolunacak tazminatın program lisans bedeli ile sınırlı tutulmasını talep ettiklerini belirterek; davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.68 hükmünden kaynaklı Telif Tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacı yanın sahipliğini iddia ettiği “…” isimli yazılımın eser mahiyetinde olup olmadığı, bu yazılımın hukuka aykırı olarak davalı tarafça çoğaltılıp çoğaltılmadığı, bu suretle davacının mali haklarının ihlal edilip edilmediği, mali haklar ihlal edildiyse bu ihlal eylemlerinin tarihi, davacının talep edebileceği telif tazminatı bedelinin ne kadar olabileceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı olarak tebliğ edilmiş, dilekçe teatisi tamamlanmış, tarafların ibraz ettiği deliller alınmış, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası celp edilmiş, Kahramanmaraş 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/474 Esas sayılı ceza dosya UYAP ortamında temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, davalı taraf hazır bulunmadığından taraflar sulhe veya arabuluculuğa teşvik edilememiş, bundan sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalar hakkında rapor aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek yargılamaya katılan davacı vekili ile davalı asil ve davalı vekiline tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen dosya kapsamına, benimsenen bilirkişi heyeti görüşüne ve toplanan delillere göre;
Ön inceleme duruşmasında davalı vekilinin ileri sürdüğü yetki ilk itirazı ön sorun olarak incelenmiştir. FSEK m.66/5 hükmüne göre; Eser sahibi, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref’i ve men davası açabilir. FSEK m.68 uyarınca talep edilen telif tazminatı istemi, FSEK m.66 hükmünde genel olarak düzenlenen tecavüzün ref’i isteminin özel bir türüdür. Bu nedenle eldeki telif tazminatı istemli davada, eser sahibi olduğunu iddia eden davacının yerleşim yeri mahkemesi de davayı görmeye yetkilidir. Davacı şirketin kayıtlı yerleşim yeri Ankara olduğundan, davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilerek yargılama yürütülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’i ileri sürdüğünden, ön inceleme duruşmasının tamamlanmasını müteakip ve ancak tahkikat aşamasına geçmeden önce, davalı tarafın ileri sürdüğü bu def’i HMK m.142 hükmü uyarınca incelenmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30.03.2009 tarih 2007/14902 E 2009/3814 K sayılı kararında belirtildiği üzere; telif tazminatı istemli davalarda zamanaşımı süresinin TBK m.146 hükmü gereği 10 yıl olduğu dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlığın delili olarak ibraz edilen delil tespiti tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık süre dolmadığından ileri sürülen zamanaşımı def’inin reddine karar verilerek yargılama yürütülmüştür.
5846 sayılı FSEK’in 2/1 maddesi uyarınca, bilgisayar programlarının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, aynı yasanın 1/B-g maddesi gereğince bilgisayar programının; “Bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları” şeklinde tanımlandığı; şu halde bilgisayar programının bizzat kendisi ve bunun hazırlık çalışmalarının bu tanım içinde yer aldığı, FSEK’in 2/1.madde hükmünde bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları birer fikri eser olarak koruma altına alındıkları, bir bilgisayar programının esas olarak dört bölümden oluştuğu; bunların program akışı, algoritma, kodlar ve kullanıcı ara yüzlerden oluştuğu, bilgisayar programının değişik aşamalardan geçerek oluşan bir mimari yapı gibi olduğu; ortaya çıkartılan bu yapıda programın esasını ve bunun temelinde yatan düşünceleri okumanın mümkün olduğu; aslında bu düşünce ve fikirler tek başlarına korunmasalar da programlara özgünlük veren ve korunmasını gerekli kılan bu fikir ve düşüncelerin “bilgisayar programı” olarak somutlaştıklarında, nesnel fikri ürünler olarak korunmalarının kabul edildiği,
Program akışının, sistem analizlerinin yapılıp, gereksinimlerin belirlendiği ve işletim kavramının oluşturulduğu bölüm olduğu; bu bölümde programcının sistem mimarisini kurmakta, verilerin ve girdilerin değerlendirilmesini yapıp, somut problemin çözümü ile ilgili sistem mimarisinin mantıksal dizilimini yapmakta olduğu; böyle bir sonucun ise bir fikri çaba gerektirip, elde edilen sonucun bir fikrin ifadesi olduğu; şu halde yazılımın program akışı bölümünün koruma altında olduğu,
Kod yazılımının teknik anlamda program yazılımının en önemli bölümlerinden biri olduğu, toplam çalışmanın yaklaşık yüzde ellisini oluşturduğu; hazırlanan program ve hazırlık tasarımlarının gerek insan, gerekse donanım (hardware) tarafından okunup, girdi ve verilerin istenilen şekilde çıktılarının alınmasını sağlayan bölüm kodlaması ile mümkün olabildiği; açıklanan nedenle programın kod bölümünün de, kaynak (source) veya amaç (object) kod ayırımı yapılmadan koruma altına alındığı,
Algoritma ve arayüz veya kullanıcı arayüzü diye bilinen son iki unsurun ise koruma kapsamı dışında oldukları,
Bu bağlamda bilirkişi kurulu tarafından incelenen … ismi ile üretilip pazarlanan bilgisayar programının, sahibinin hususiyetini yansıtacak biçimde şekillenmiş bulunması, FSEK’de öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikrî bir çabanın ürünü olması nedeniyle ilim eseri vasfında bulunduğu,
Aksi ispat olunmayan kanıtlar kapsamına göre, anılan bilgisayar programının, davalı kullanımının tespiti tarihinden de evvel, davacı şirket ve onunla birleşen şirket tarafından hazırlatıldığı ve pazarlandığı, şu hâle göre FSEK’in 12. maddesi hükmü de nazara alındığında, eserle ilgili hakların ve kullanım yetkisinin sahibinin davacı şirket olduğu,
5846 sayılı Yasa’nın 38. madde hükmü uyarınca bir bilgisayar programının, herhangi bir şekilde bir bilgisayara yüklenmesi ve çalıştırılmasının, ancak programı yasal yoldan edinmiş ve lisans hakkı elde etmiş kişilere ait bulunduğu,
Aynı Yasa’nın 22/son maddesi uyarınca, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerinin, bilgisayar programının çoğaltılması niteliğinde bulunduğu,
Bilgisayar programının yasal yollardan edinmemiş olanların yazılımı kişisel kullanım amacıyla bile çoğaltamayacağı,
Kahramanmaraş 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …İş sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı …Ş. vekilinin işbu davayı açmazdan evvel, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ….İş sayılı kararı ile “… Emlak firması – .. Kahramanmaraş” adresinde 23.10.2017 tarihinde keşif yapıldığı, davalı işyerinde yapılan keşif sonucunda Bilirkişi…. tarafından 26.10.2017 tarihli bilirkişi raporu hazırlandığı, rapor içeriğinde; … Emlak adlı işletmede bulunan 2 adet markasız masaüstü bilgisayar olduğu, işletme içerisinde kullanıldığı tespit edilen bilgisayarlardan 1. Bilgisayarda daha önce … yazılımın kurulu olduğu fakat daha sonrasında kaldırıldığının tespit edildiği, bu durumun rapor içeriğinde resmedildiğini, 2. Bilgisayarda yapılan inceleme sonucunda … yazılımının kurulu olduğu ve bu durumun rapor içeriğinde resmedildiğini, 1….MAC adresine sahip bilgisayarda … yazılımının kurulu olduğu ve kullanıldığının sabit olduğunu belirttiği anlaşılmıştır.
Delil tespiti dosyası ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre; Davalının işyerindeki bilgisayarlardan 1 (bir) adet bilgisayarda 1 adet … programının yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu anlaşılmaktadır. Yüklü yazılımın Demo sürümü olmadığı, normal ticari sürüm olduğu tespit edilmiştir. Bilgisayara yükleme tarihinin 10.08.2017 olduğu, haksız fiilin başlangıç tarihi olarak kurulum tarihi olan 10.08.2017 tarihinin alınması gerektiği, program versiyonu olarak; … 5.2 GIS ana modülün yüklü ve kullanabilir olduğu, … yazılımının lisanslı olarak alınmasıyla, …. gibi isimlerle adlandırılan programa özel USB cihazı verildiği, bu anahtar olmadan programın çalışmadığı, lisanslı yazılımlarda, lisanslı ürünlerin kullanımı tanımlanarak müşteriye verildiği, lisanssız yazılımlarda bu USB cihazının bulunmadığı, yazılımın, “kırık (Crack)” olarak tabir edilen bir kurulum dosyasından kurulduğu, diğer bir ifadeyle, yazılımın lisanslı alınması halinde yazılım CD’si ve beraberinde gelen kilit aparatı (dongle) mevcut olmadığı halde, bilgisayarca “varmış gibi algılanacak şekilde düzenlenmiş bir kurulum dosyasından yüklendiği, bu nedenle tespit edilen … 5.2 GIS ana modül yazılımının lisanssız olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda, davacıya ait eserin davalı tarafın bilgisayara yüklenebilmesi için, hak sahibinin izninin alındığını gösteren bir belge dosyada mevcut değildir. Yine olayda mali hakları davacının tasarrufunda olan bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara izinsiz (lisanssız) yüklenerek çoğaltılması söz konusudur. Dolayısıyla hak sahibinin FSEK m.22’den kaynaklanan çoğaltma hakkının ihlal edildiği değerlendirilmiştir. Bu kapsamda çoğaltma hakkının ihlaline dayalı olarak davacı tarafın tazminat talebinde bulunabileceği değerlendirilmektedir. Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesi ile her ne kadar müvekkilinin davaya konu yazılımı indirmediğini ve kullanmadığını, bu yazılımı yanında çalışan yeğeni Seyfullah Baltacı’nın kayınpederine ait bir arsaya bakmak için bir defaya mahsus olmak üzere kullandığını öğrendiğini beyan etmişse de, bir an için davalı vekilinin savunmalarına itibar edilse de, FSEK m.66/2 hükmü uyarınca davalının yanında çalışan yeğeninin davaya konu programı izinsiz olarak yüklemesi ve kullanması eyleminden de davalının şahsen davacıya karşı hukuki sorumluluğunun bulunduğu, ayrıca davalı hakkında Kahramanmaraş 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.03.2019 tarih 2018/474 E 2019/248 K sayılı kararı ile FSEK m.71 hükmüne muhalif eylemlerinden dolayı adli para cezası verildiği, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kararın 13.05.2019 tarihinde kesinleştiği, bir bütün halinde değerlendirme yapıldığında ve FSEK m.66/2 hükmü de dikkate alındığında; davalının davacıya karşı FSEK m.68 hükmü uyarınca davaya konu haksız çoğaltma eyleminden kaynaklı sorumluluğunun bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde tanzim edilen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; 2004 yılında, … 4.0 versiyonu, 2006 yılında, … 5.0 versiyonu, 01.10.2012 yılında … 6.0 versiyonu, 01.01.2015 yılında, … 7.0 versiyonu, 10.01.2016 yılında, … 7.6 versiyonu, 01.09.2018 yılında, … 7.7 versiyonu, 01.01.2019 yılında, … 8.0 versiyonu çıkmıştır. Buna göre, davalı işyerinde tespiti yapılan … 5.2 yazılımın 2017 yılında güncel sürüm olmadığı, güncel sürümün … 7.6 olduğunun görüldüğü, davacı ticari kayıtlarında … GIS 5.2’in 2017 de satılmadığının anlaşıldığı, 10.08.2017’nde güncel sürümün … 7.6 olduğu, bir başka ifade ile tespit tarihinde davacının … 7.6 sürümünün satışta olduğu anlaşılmaktadır. 2017 deki … ana modül satışlarına ilişkin liste fiyatı ve indirimli ortalama satış fiyatını gösterir liste dosyaya kazandırılmıştır. Davalı işyerinde tespit edilen bilgisayardaki lisanssız … 5.2 GIS yazılımının kurulum tarihinin 10.08.2017 olduğu, haksız fiilin başlangıç tarihi olarak programın bilgisayara kurulum tarihi olan 10.08.2017 tarihinin baz alınacağı, dolayısıyla tazminat hesabı yapılırken 2017 yılındaki fiyat listesinin dikkate alınması gerektiği, davacı şirket defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde, söz konusu yazılımın satışına ilişkin düzenlenen faturalarda … versiyon bilgisinin yer almadığı, 2017 yılında spesifik olarak … 5.2 satışını gösteren bir faturaya rastlanmadığı, davacı şirketin kayıtlarından elde edilen “… GIS” yazılımının 2017 yılı Fiyat Listesi incelendiğinde; dava konusu yazılımın 2017 yılı liste fiyatının … GIS :8.950 TL + KDV olduğu, söz konusu yazılımın satışında ortalama %27 iskonto uygulandığı, yazılımın ortalama satış tutarının 6.533,50 TL + KDV olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen bu bedelin … 5.2 versiyonuna ilişkin olmadığı, zira yukarıda belirtildiği üzere tespit tarihi itibariyle davacı şirketin … 5.2 versiyon satışının bulunmadığı, bu tarih itibariyle güncel sürümlerin satışa arz edildiği, dava konusu … 5.2 versiyonunun, güncel sürüm versiyonuna göre eskidiği, teknolojik olarak bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere güncel sürüme göre bu sürümün bir takım eksik yönlerinin bulunduğu, FSEK m.68 hükmü uyarınca telif tazminatının hesabında, telif hakkı ihlali iddiasına konu eserin rayiç değerinin veya varsayımsal sözleşme değerinin dikkate alınması gerektiği, bu hale göre güncel sürüme göre eski versiyon olan … 5.2 GIS anamodül için güncel sürüm fiyat listesi üzerinden %20 eskime indirimi yapılmış olmasının somut olay adaletine uygun düşeceği, dolayısıyla tespit edilen bedel üzerinden %20 indirim yapıldığında davaya konu yazılımın birim lisans bedelinin 5.226,80 TL olduğunun hesaplandığı; FSEK m.68 uyarınca da bu bedelin en fazla 3 katı istenebileceğinden; 5.226,80 TL X 3 = 15.680,40 TL telif tazminatını davacının davalıdan talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; 15.680,40 TL telif tazminatının 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişir orandaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ İLE; 15.680,40 TL telif tazminatının 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişir orandaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.071,13 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 267,78 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 803,35 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 329,98 TL harç, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 103,00 TL posta-tebligat-müzzekere masrafına esas olmak üzere toplam 2.532,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harcına ilişkin sarfiyatın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/06/2021
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza