Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/287 E. 2021/282 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/287 Esas
KARAR NO : 2021/282
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
YAZIM TARİHİ : 17/08/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 27/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı firmaya “Belgelendirme deneyi, teknik ve belge kullanma” hizmetleri sunduğunu, davacı kurumun vermiş olduğu hizmetlere ilişkin borçlu davalı adına TSE Belgelendirme Deney Ücreti isimli olmak üzere 27.12.2018 tarihli 38.603,70 TL bedelli fatura, TSE Belgelendirme Deney Ücreti isimli olmak üzere 03.01.2019 tarihli 881,46 TL bedelli fatura, olmak üzere toplam 2 adet fatura kesildiğini, davalı aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya ile takip başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlunun yasal süre içinde herhangi bir yasal mesnet göstermeksizin borca itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durdurduğunu, davacı kurum tarafından davalı için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle yapılan itirazın iptalini iş bu dava ile talep ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Dava dilekçesi, davalıya 28/02/2020 tarihinde Tebligat Kanunu m.35 hükmüne göre tebliğ edilmesine rağmen, davalının yasal süre içinde davaya cevap dilekçesi ibraz etmediği anlaşıldığından, HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar ettiği varsayılmıştır.
Davalı vekili 28/12/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen faturalar ve içeriklerinin davalı şirket tarafından kabul edilmediğini, faturanın hüküm doğurabilmesi için taraflar arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunması gerektiğini, fatura alacağı bakımından davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle davacı tarafın işlemiş faiz ve buna bağlı olarak işlemiş faizin KDV’si talebinin yerinde olmadığını, fatura üzerinde tüm alacak kalemleri için açıkça kanuni faiz öngörülmesine rağmen ticari temerrüt faizi işletildiğini, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesine dayalı, İtirazın İptali istemine ilişkindir.
Eldeki dava ilk olarak … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılmış olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih 2019/494 E 2019/657 K sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin de 16.06.2020 tarih …. K sayılı kararı ile görevsizlik kararı verdiği, Ankara BAM 13.Hukuk Dairesi’nin 23.09.2020 tarih …. K sayılı kararı ile eldeki uyuşmazlığı çözme hususunda Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu belirttiği ve dosyanın mahkememize tevzi edilerek yukarıda yazılı esasa kaydedildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacının, davalı ile TSE markasının kullanımına ilişkin akdi bir ilişki içerisinde olup olmadığı, buna bağlı olarak davalının bu akdi ilişki kapsamında davacıya icra takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı, varsa bu borcun ve fer’ilerinin miktarının ne kadar olduğu, davacının davalıdan icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, tarafların ibraz ettiği deliller alınmış, icra dosyası ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin davacı nezdinde bulunan evrak celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, hesaplamaya ilişkin bilirkişiden kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklının davacı …, borçlunun davalı Işık Kardeşler Med. San. Tic. A.Ş. olduğu, 39.485,16 TL asıl alacak, 1.858,83 TL işlemiş faiz, 334,58 TL işlemiş faizin %18 KDV si olmak üzere toplam 41.678,57 TL toplam alacak üzerinden davalı borçlu aleyhine icra takibinde bulunulduğu, borcun sebebinin 27.12.2018 tarihli 38.603,70 TL bedelli fatura, 03.01.2019 tarihli 881,46 TL bedelli fatura olduğu, ödeme emrinin borçlu şirkete 01.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip tarihinin 28.03.2019 olduğu, icra takibine borçlu tarafından yasal süresi içinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, İcra Müdürlüğü tarafından 05.08.2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı TSE tarafından gönderilen yazı ve eklerinin incelenmesinde; davalı şirket tarafından 27.10.2017 tarihinde muayene ve talep formu ile davacı kuruma başvurulduğu, davacı kurum tarafından 19.12.2018 tarihli ücret bildirme yazısı düzenlenerek davalı şirkete gönderildiği, davacı kurum TSE Deney ve Kalibrasyon Merkezi Başkanlığı tarafından davalı şirket adına 447753, 447755, 447752, 410988, 410995, 410990 numaralı Muayene ve Deney raporlarının düzenlendiği,
Davacı Kurum tarafından davalı şirket adına 27.12.2018 tarihli 38.603,70 TL bedelli Elektroteknik Laboratuvar – 194424 talep no.lu dosyanın belgelendirme deney ücreti açıklamasıyla fatura tanzim edildiği, fatura suretinin yazı ekinde gönderildiği, faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğine ilişkin iadeli taahhütlü gönderim belgesinin sunulduğu, gönderinin davalı şirkete 03.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği,
Davacı Kurum tarafından davalı şirket adına … numaralı, 28.01.2018 tarihli, son geçerlilik tarihi 28.01.2019 tarihi olan Hizmet Yeterlilik Belgesi düzenlendiği, davacı Kurum ile davalı şirket arasında 28.04.2016 tarihinde Hizmet Yeterlilik Belgesi ve Markası Kullanma Tip sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından davalı şirkete 03.01.2019 tarihli, 136707 numaralı 881,46 TL bedelli faturanın tanzim edildiği, sunulan gönderi takip belgesi uyarınca faturanın … imzasına 08.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
Faturanın ilgili kişi için hukuken değer ifade edebilmesi için faturanın ilgili kişiye ulaşmış olması gerekir. Faturayı gönderenin bu durumu ispatlaması da fatura bedelini isteyebilmesi için önemlidir. Ancak yasalarımızda faturanın tebliği şekle bağlı kılınmamıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/7613 Esas; 2016/190 Karar sayılı kararına göre faturanın tebliği yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Dosya kapsamındaki belgeler uyarınca faturaların davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından fatura içeriklerine itiraz edildiği ya da faturalara ilişkin ödeme yapıldığına dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır.
Bu doğrultuda davacı Kurumun davalı şirkete sunmuş olduğu hizmetler karşılığında 27.12.2018 tarihli 38.603,70 TL bedelli fatura, TSE Belgelendirme Deney Ücreti isimli olmak üzere 03.01.2019 tarihli 881,46 TL bedelli faturaları tanzim ettiği, faturaların ayrı ayrı davalı şirkete tebliğ edildiği, dolayısıyla davacının faturalardan kaynaklı alacak talebinin haklı olduğu anlaşılmıştır.
Faturaların üzerinde “fatura tarihi itibari ile 30 takvim gününde ödenmez ise kanuni faiz uygulanır” açıklamasının bulunduğu, bu açıklama uyarınca 27.12.2018 tarihli faturaya 27.01.2019 tarihinden itibaren, 03.01.2019 tarihli faturaya 03.02.2019 tarihinden itibaren takip tarihine kadar (28.03.2019) yasal faiz uygulanacaktır. Bu husus aşağıda tablo halinde gösterilmiştir:
Fatura
Gün
Faiz Tutarı
27.12.2018 tarihli 38.603,70 TL bedelli fatura
91
866,20 TL
03.01.2019 tarihli 881,46 TL bedelli fatura
85
18,47 TL
Davacı vekili icra takip dosyasında fatura alacağı ile ilgili faiz istemiş ve ayrıca da faizin KDV’sini istemiştir. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24/C maddesinde Katma Değer Vergisi matrahına dahil unsurlar sayılmıştır. Bunların içinde faiz de sayılmıştır. Bu nedenle davacının işlemiş faizin %18 oranında KDV talebinin yerinde olduğu, ancak davacının faiz alacağı talebinin hatalı olduğu, hesaplanan Faizin KDV’sinin162,84 TL olacağı anlaşılmıştır.
Bu doğrultuda takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği;
Asıl Alacak miktarının : 39.485,16 TL,
Faiz alacağının : 904,67 TL,
İşlemiş faizin KDV’si : 162,84 TL olduğu, kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın ek bilirkişi raporunda belirtilen hesaplamaya herhangi bir itirazı bulunmadığı da tespit edilmiştir.
Dava konusu alacağın faturaya müstenit olduğu, bu nedenle likit alacak mahiyetinde olduğu anlaşıldığından asıl alacak miktarının %20’si olan 7.897,03 TL TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 39.485,16 TL asıl alacak, 904,67 TL işlemiş faiz ve 162,84 TL işlemiş faizin KDV’si bakımından … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE ve TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-7.897,03 TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.770,15 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 711,77 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 2.058,38 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 6.071,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 1.125,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının %97 olarak kabulüne,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 711,77 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 540,00 TL bilirkişi ücreti, 127,10 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 729,30 TL yargılama giderinin %97’si olan 707,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 21,88 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin %97’si olan 1.280,40 TL’nin davalıdan, %3’ü olan 39,60 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2021
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza