Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/278 E. 2021/230 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/278 Esas – 2021/230
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/278 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
YAZIM TARİHİ : 08/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 09/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2019/136425 sayılı marka başvurusunun, davalı kurum tarafından 5/1- b,c,f ve i maddeleri uyarınca reddine karar verildiğini, tescili talep edilen “…” ibaresinin ayırt edici nitelikte bir marka olduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu, markanın bütün olarak ayırt edici nitelikte olduğunu, kurumun daha evvel verdiği kararlar ile işbu kararın çelişmekte olduğunu iddia ederek … sayılı YİDK kararının iptali istemli işbu davayı ikame ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 30/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça YİDK itiraz aşamasında “…” ibaresinin kullanım ile ayırt edici nitelik kazandırıldığını ispatlayamadığını, tescil talebi hakkında HMK m. 114/1-h uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen tüm iddia ve taleplerin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davaya konu YİDK kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2019/136425 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun SMK m.5/1-b, m.5/1-c, m.5/1-f ve m.5/1-i bendi uyarınca bir kısım emtialar bakımından reddinin hukuka uygun olup olmadığı, genel ve re’sen gözetilmesi gereken diğer mutlak tescil engellerinin söz konusu marka başvurusunda bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 31.12.2019 tarihinde “…” ibareli 32, 33 ve 35.sınıflarda bulunan “Sınıf 32:Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Sınıf 33:Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller. Sınıf 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğu, 2019/136425 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca marka başvurusunun SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca “Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç); Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). Alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” bakımından, 5/1-f maddesi uyarınca “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç); Şaraplar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller” ve son olarak 5/1-i maddesi uyarınca “Rakı coğrafi işaret özelliklerine uygun rakılar haricindeki alkollü içecekler (biralar hariç); Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller” bakımından kısmen reddine karar verildiği, davacının 30.03.2020 tarihinde karara itiraz ettiği, ancak söz konusu itirazın … sayılı YİDK kararı ile reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 11.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Kanun m.4 hükmüne göre; Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Markanın; ayırt etme, mal veya hizmetin işletmesel kökenini gösterme, mal veya hizmetin niteliklerini garanti etme, reklam, tekelleştirme ve koruma işlevleri bulunduğu kabul edilir. (Ünal Tekinalp; Fikri Mülkiyet Hukuku; Aralık 2005; 4.Bası; sh.356) Ayırt etme işlevi, marka kavramına dahil olan, piyasada bir mal ya da hizmeti diğerlerinden farklılaştırmaya hizmet eden, mal ya da hizmete adeta kişilik kazandıran, o mal ya da hizmete bir ad veren temel unsuru ifade eder. Köken işlevi, malın ya da hizmetin hangi işletmeye ait olduğunun marka ile gösterildiği anlamına gelip, bu işlevin bugün anlamını yitirdiği, globalleşen ekonomi ve piyasada bulunan aktörlerin ve ürünlerin çeşitliliği ile dinamizmi karşısında alıcılardan pek azının piyasadaki mal ya da hizmetlerin hangi işletmeye ait olduğunu markadan anladıkları söylenebilir. Garanti işlevi, bir marka altında pazarlanan mal ya hizmetin kalitesi ile ilgili olup, bu işlev sayesinde alıcı, piyasada bulunan ve deneyimlediği mal ya da hizmetleri nitelik olarak değerlendirme imkanına sahip olmakta, buna bağlı olarak bazı mal ya da hizmetlerin imajında değer artışı, bazılarında ise değer azalışı meydana gelebilmektedir. Reklam işlevi, markanın, ait olduğu mal ya da hizmetin ayırt ediciliğini sağlayan işaret olduğuna göre, bu işaretin mal ya da emek sarfedilerek geniş halk kitlesine ulaştırılmasını, böylece ilgili markaya konu mal ya da hizmetin pazar payının arttırılmasını ifade eder. Bununla bağlantılı olarak ilgili mal ya da hizmetin piyasada gördüğü rağbetin hakim duruma gelmesi söz konusu olabilecek, bu da markanın tekelleştirme işlevine hizmet edecektir.
Markanın en önemli fonksiyonu ayırt edici bir işaret olmasıdır. Markaya bu fonksiyonu kazandıran, soyut ayırt ediciliğidir. Soyut ayırt edicilik; bir işaretin, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Bir işaret soyut ayırt edici niteliğe sahip değilse, ayırt edicilik fonksiyonuna da sahip olmayacaktır. Marka, ayırt edicilik fonksiyonunun gereği olarak, mal ve hizmetleri ferdileştirmekte ve bunları tüketiciler için piyasada teşhis edilebilir hale getirmektedir. Bu yolla tüketiciler, almak istedikleri mal ve hizmetleri başka teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edebilmektedirler. Ayrıca, mal ve hizmetlerin piyasada teşhis edilebilir hale getirilmesi ile, farklı teşebbüslerin mal ve hizmetleri için piyasa şeffaflığı sağlanmaktadır. Piyasa şeffaflığının yerine getirilebilmesi, markanın iletişim fonksiyonu ile kolaylaşır. Markanın iletişim fonksiyonu, piyasada mal ve hizmet arz edenlerle talep edenlerin aralarında iletişim kurmalarını sağlamaktadır. Bu yolla marka, teşebbüslerin mal ve hizmetlerini kolayca pazarlamalarına, tüketicilerin malın imajı hakkında bilgilendirilmelerine hizmet etmektedir. Markanın çok fonksiyonluluğu, marka hukukuna ilişkin düzenlemelerin uygulama alanının tayininde ve problemlerin çözümünde büyük önem arz etmekte ve dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle, bir işaretin soyut ayırt ediciliğe sahip olup olmadığının belirlenmesinde markanın belirtilen bu fonksiyonlarının göz önünde bulundurulması gerekir. (Beşir Fatih Doğan; Türk, Alman ve AB Hukuku’na Göre Marka Olamayacak İşaretlerin Kullanım Sonucu Ayırt Edici Nitelik Kazanarak Tescil Edilebilirliği Sorunu; FMR; Y.6; C.6; S.2006/3)
6769 sayılı Kanun m.5/1-b bendinde belirtilen “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler” somut ayırt edici güçten yoksun işaretlerdir. Bu işaretler, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla ilgili tüketici kesimi tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler olarak madde gerekçesinde açıklanmıştır.
Somut ayırt edicilik, marka olarak tescili talep edilen işaretin, tescile konu mal veya hizmetleri diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Soyut ayırt edici gücü haiz bir işaretin somut ayırt edici güce sahip olup olmadığının tespitinde, işaretin tescil başvurusuna konu olan mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahip olup olmadığının dikkate alınması gerekmektedir. İşaretin, somut ayırt edici güce sahip olup olmadığı, piyasada oluşan kanaate göre tespit edilmektedir. Bu kanaatin oluşmasında değişik faktörler etkili olmaktadır. İşaretin orijinalliği, tanınmışlığı, piyasada genel olarak kullanılırlığı, kullanımın süresi ve yoğunluğu gibi kıstaslar, bu ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Eğer bir işaret, piyasada oluşan kanaate göre tescili talep edilen mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahipse, kullanım sonucu ayırt edici güç kazanmasına gerek kalmaksızın marka olarak tescil edilebilecektir. O an için işaretin ayırt ediciliğinin bulunmadığı kabul ediliyorsa, işaret ancak kullanım neticesi bu gücü kazanabilir veya zaman içerisinde piyasadaki kanaatin değişmesi neticesi bu güç kazanılabilir.
6769 sayılı SMK m.5/1-c bendinde; Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Hüküm uyarınca, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten, üretim hizmetlerinin yapıldığı zamanı gösteren, malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini ifade eden sözcükleri münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak alınamazlar. Bu mutlak red nedeninin kabulünün birinci sebebi; marka olarak tescili istenen işaretin, ilgili mal veya hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini belirten ad veya işaretlerden oluşması halinde, sözkonusu işaretin o mal ve hizmetin karşılığı olan kavram ile özdeşleşecek olması, bu sebeple mezkûr işaretin ayırt edici nitelik unsurundan yoksun bulunmasıdır. İkinci sebep ise; malın ve hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini ifade eden bir işaretin marka olarak tescili suretiyle, herkesin kullandığı bir işareti bir şahsın inhisarına vermemek düşüncesidir.(Ünal Tekinalp; Fikri Mülkiyet Hukuku; Aralık 2005; 4.Bası; sh.381)
6769 sayılı SMK m.5/1-f bendi hükmüne göre; Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler, marka olarak tescil edilemezler.
Hükme göre; başvurusu yapılan işaretin, re’sen reddi için objektif olarak halkı yanıltıcı nitelikte olması yeterlidir. Yanıltıcılık olgusu belirlenirken başvuranın aldatma kastı ayırca aranmaz. (A.Kaya; Marka Hukuku; İstanbul 2006; s,105)
Marka olarak tescili istenen işaretin; mal veya hizmetin niteliği, kalitesi, coğrafi menşei itibariyle yanıltıcı olması mümkündür. Bir markanın, mal ya da hizmetin niteliği, kalitesi, coğrafi kaynağı gibi konularda yanıltıcı olup olmayacağı, tescil başvurusuyla birlikte verilen ve markanın kullanılacağı malları veya hizmetleri gösteren liste dikkate alınarak belirlenir. (S.Arkan; Marka Hukuku Cilt I; Ankara 1997; s.87)
SMK m.5/1-i hükmüne göre; Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler, marka olarak tescil edilemezler.
Maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere, madde fıkrası ile tescilli bir coğrafi işaretten oluşan veya tescilli bir coğrafi işareti içeren markaların tescil edilemeyeceği hüküm altına alınmış olup, bu düzenleme ile müstakil bir sınai mülkiyet hakkı olan coğrafi işaretlerin korunması amaçlanmıştır. Koruma kapsamı tescilli coğrafi işaretin ilgili olduğu mal veya hizmetler gözetilerek belirlenecektir (Yasaman, Hamdi ‘Marka Hukukuna İlişkin Temel Yenilikler’ : Şehirali Çelik, Feyzan Hayal (Editör) (2017) 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu, Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü.). SMK m.5/1-i bendinde, 556 sayılı KHK’da karşılığı bulunmayan yeni bir hüküm ile “Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Böylece, anonim bir sınai mülkiyet hakkı olan coğrafi işaretlerin daha etkin bir biçimde korunması amaçlanmıştır (Akın, Elif Betül ‘Marka Tescil Sürecine İlişkin Yenilikler’ : Şehirali Çelik, Feyzan Hayal (Editör) (2017) 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu, Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü.).
SMK m.5/2 hükmüne göre; Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
Hükme göre ayırt edici olmayan bir markanın kullanım yoluyla ayırt edici hale gelebilmesi için kullanım, tanıtım ve reklam harcamaları o kadar yoğun olmalıdır ki, artık o marka veya işaret söz konusu olduğunda bir ürünün veya hizmetin adı ya da ticarette herkesin kullandığı, malların karakteristik özelliklerini, cins veya çeşidini gösteren işaretler değil, bir firmanın mal veya hizmeti olduğu algılaması ortaya çıksın. Bu halde marka sözcük anlamından uzaklaşarak ondan bağımsızlaşmakta, ikinci bir anlam kazanmaktadır. (Uğur Çolak; Türk Marka Hukuku; Eylül 2018; 4. Baskı; sh.165-166)
Tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, bilirkişi raporunda tespit edilen maddi vakıalar ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda “…” şeklindeki başvurunun “Sınıf 33:Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar. Sınıf 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)Alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” bakımından tescili talebinde somut ayırt ediciliği bulunup bulunmadığı ve bir bütün olarak tanımlayıcı/tasviri bir işaret olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği incelenmelidir.
Dava konusu marka; “RAKI” ve “…” ibarelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bileşke bir markadır. Rakı, ana hammaddesi kuru üzüm, yaş üzüm veya her iki üzümün birlikte kullanılmasıyla üretilen ve baskın aromasını anason tohumundan distilasyon esnasında alan geleneksel bir içkinin adıdır. Bağcılığın yoğun olduğu bölgelerimizde yerel isimlerle de anılan çok sayıda üzüm çeşidimiz olup, rakı üretiminde kullanılan bu çeşitler;…..dir. Hacmen en az %40 alkol miktarı bulunması gereken rakı distile bir alkollü içkidir. Genel özellikleri C2009/007 sayılı coğrafi işarette bu şekilde tanımlanan “RAKI” ürünü görüleceği üzere Türkiye genelinde üretimi mümkün, daha ziyade kimyasal bileşenlerinin ürüne kattığı lezzet ile birbirinden farklılaşan bir alkollü içkidir.
“…” kelimesi ise TÜRK ve/veya TÜRKİYE kelimesinden türetilmiş bir sözcüktür. İspanyol dilinde yer alan ve TURKA olarak okunan bu sözcük TÜRK anlamına gelmektedir. Dolayısıyla marka bütün olarak “TÜRK RAKISI” gibi bir anlamı sağlamakta ise de bu anlamı oluştururken kullanılan kelime kombinasyonunun başlı başına tanımlayıcı olarak değerlendirilemeyeceği, zira ülkemiz tüketicisinin “…” ibaresini içerir pek çok markaya aşina olduğu, dolayısıyla dava konusu markayı da bütün olarak gördüğünde bahsi geçen iki sözcüğün bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir marka olarak algılayacağı, anılan ibarenin bütün olarak sahip olduğu görsel ve fonetikte, ortalama bir tüketici nezdinde asgari düzeyde ayırt edicilik yaratacak bir izlenim edineceği düşünülmektedir. Zira ilgili sektörde yaratılan markaların neredeyse tamamı zaten “sözcük + RAKI” kelimesi kombinasyonu ile oluşturulmuş olduğundan, tüketici açısından önemli olan markanın bütün olarak yarattığı algıdır. “…” kelimesinin, ülkemiz ortalama tüketicisi açısından “TÜRK” ibaresinin yarattığı doğrudan algıyı birebir oluşturacağı yönünde bir değerlendirmenin isabetli olmayacağı düşünülmektedir. Bu çerçevede anılan ibarenin bütün olarak tüketici nezdinde markasal algı oluşturması muhtemel bir kombinasyon taşımakta olduğu tereddütsüzdür. Bu bağlamda öncelikle işbu maddeler kapsamında reddine karar verilen 35.sınıftaki “Alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” açısından dava konusu ibarenin herhangi bir tanımsal ilişki içerisinde dahi olmadığı, dolayısıyla anılan hizmetler açısından zaten markanın bütün olarak ayırt edici olarak görülmesi gerektiği düşünülmektedir.
Bununla birlikte yine 35.sınıfta reddine karar verilen “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri açısından da yine anılan ibarenin doğrudan tanımlayıcı, tasviri nitelikte bir algı oluşturmadığı, ilgili hizmetin herhangi bir özelliğini, niteliğini doğrudan tanımlamadığı, kaldı ki “rakı” ibaresinin “rakı” malları dışında kalan mal ve hizmetler dışında zaten 5/1-b ve 5/1-c kapsamında değerlendirilmesinin de isabetli olmayacağı, “33.Sınıf: Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar.” malları açısından da yine “rakı” ürün adını taşımakla birlikte yukarıda açıklanan çerçevede “…” ibaresinin markaya kattığı anlam itibariyle işaretin bütün olarak zayıf ama asgari düzeyde bir ayırt ediciliğinin mevcut kabul edilmesi gerektiği, hal böyleyken reddine karar verilen mal ve hizmetlerin tamamı bakımından SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmeyen bir işaret olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusunun SMK m.5/1-f hükmü uyarınca halkı yanıltıcı nitelikte bir işaret olup olmadığı incelendiğinde;
Somut olayla oldukça benzer nitelikteki bir başvuru ile ilgili olarak EUIPO Temyiz Kurulu “WİNE OH” markasının “su”,” maden suyu” ve “diğer alkolsüz içecekler” için tescil talebine ilişkin olarak bahsi geçen ürünlerin hiç birisinin şarap içermediğini ve bu anlamda markada “wine” (şarap) ibaresinin kullanılmasının halkı yanıltıcı bir nitelik taşıdığını ve tescil engeli oluşturduğunu ifade etmiştir. Nitekim doktrinde ÇOLAK’a göre de emtia listesinde viski emtiası yer alıyor ise “….” markası bu emtia yönünden yanıltıcı olacaktır. Keza yine İsviçre Federal Mahkemesi ise “güzellik ürünleri” için “….. ibaresinin tescilini, mamul hakkında sanki tedavi edici niteliği varmış ya da bir klinikte kullanılması mümkünmüş gibi bir izlenimi halk nazarında uyandırabileceği ve bu yüzden halkı aldatıcı bir etki yapabileceği gerekçesiyle reddetmiştir (Alper ÇAĞRI YILMAZ, Türk Marka Hukuku Ve Avrupa Birliği Hukukunda Mutlak Tescil Engelleri, 2008 Bası, sh. 108 vd.).
Bu açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, “…” şeklindeki başvuruda “RAKI” ibaresinin başlı başına bir alkol cinsi olduğu, dolayısıyla anılan ibarenin “rakı” içeceğini şüphesiz çağrıştıracağı, bu anlamda başvuru kapsamında reddine karar verilen ve “rakı” emtiası dışında kalan “32.Sınıf: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Sınıf 33:Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller.” emtialarının tamamı bakımından ilgili ürünlerin rakı içerikli ya da doğrudan rakı ürününü işaret ettiği yönünde bir izlenimi tüketicide yaratabileceği, yine her ne kadar Markalar Dairesi Başkanlığı kararında SMK m.5/1-f hükmü bakımından reddedilmese de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.2021 tarih 2017/11-414 Esas 2021/509 Karar sayılı kararı uyarınca; mutlak ret nedenlerinin mahkemece resen dikkate alınması gerektiğinden, dava konusu marka başvurusunda yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından ilgili ürünlerin rakı içerikli ya da doğrudan rakı ürününü işaret ettiği yönünde bir izlenimi tüketicide yaratabileceği kanaatine varılmıştır. Belirtilen nedenlerle; bu mal ve hizmetler bakımından, dava konusu marka başvurusunun SMK m.5/1-f hükmü uyarınca tescil edilemeyecek bir işaret olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusunun SMK m.5/1-i hükmü uyarınca mutlak reddi gereken bir işaret olup olmadığı irdelendiğinde; Somut uyuşmazlıkta, dava konusu başvurunun coğrafi bir yer/bölge adı içermediği, “…” ibaresinin, rapor kapsamında da izah olunduğu üzere uyuşmazlık konusu emtialar bakımından doğrudan cins, vasıf, çeşit, coğrafi kaynak bildirir bir niteliğinin bulunmadığı gibi “TÜRK” anlamını taşımakla birlikte tüketici nezdinde yarattığı algıda düşük düzeyli de olsa bir ayırt edicilik taşıyacağı, “RAKI” ibaresi tescilli bir coğrafi işaret adı olmakla birlikte başvuru konusu markanın bir bütün olarak işbu madde kapsamında reddine karar verildiği görülen “Sınıf 33:Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller.” mallarının ilgili mutlak red gerekçesi kapsamında değerlendirilebilir bir işaret olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, marka işlem dosyasında ibraz ettiği karara itiraz dilekçesinde, dava konusu marka başvurusunun kullanım yolu ile ayırt edici hale geldiğini iddia ettiğinden, bu husus aşağıdaki şekilde irdelenmiştir.
Dosya kapsamına, davacı yanca, “…” şeklindeki marka başvurusunun, marka başvuru tarihinden daha evvelki bir tarihte yoğun kullanıma konu edildiğini ve bu sayede ayırt edici nitelik kazandığını gösterir hiçbir delil yer almamakta olup bu hususta bir değerlendirme yapılamamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu marka başvurusu kapsamından çıkartılan; “Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar, Müşterilerin malları elverişli şekilde görmesi ve satın alması için rakılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından “…” ibaresinin SMK m.5 hükmünde düzenlenen mutlak tescil engellerinden herhangi birini barındırmadığı anlaşıldığından, bu mal ve hizmetler bakımından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar, Müşterilerin malları elverişli şekilde görmesi ve satın alması için rakılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin TÜRKPATENT’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddolunması ve davalı TÜRKPATENT’in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 70,70 TL başvurma ve vekalet harcı, 1.749,50 TL bilirkişi ücreti, posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.820,20 TL yargılama giderinin 1/2 si olan 910,10 TL’sinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine, kalan 910,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021Katip 238078
E-imza