Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/266 E. 2021/175 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/266 Esas
KARAR NO : 2021/175

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 02/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1971 yılında emaye mutfak eşyaları üretmek için kurulduğunu, Türkiye’de 1980’li yıllardan bu yana sektöründe öncü firmalardan olduğunu, müvekkili şirketin verdiği yoğun emek, zaman ve tanıtım faaliyetleri sonucu “…” markasının meşhur ve maruf hale geldiğini, müvekkili şirketin TÜRKPATENT nezdinde tescilli yüzlerce tasarımı, markası, faydalı modeli bulunduğunu, “…” ibaresini ticaret unvanında kullanmasının yanı sıra www…com.tr gibi online alışveriş sitesine ait domain adreslerinde de kullandığını, müvekkili şirkete ait “…” ibareli bir çok seri marka bulunduğunu, bunların bir kısmının davalı başvurusundan yıllar önce aynı sınıf ve emtialarda tescil edilmiş markalar olduğunu, davalı şirket marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddedilmesi gerektiğini, davalı markasının başına “mut” ifadesi getirilmiş olmasının benzerliği ortadan kaldırmadığını, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, davalı markasının müvekkili şirket ile arasında işletmesel bir bağlantı bulunduğu algısının doğmasına neden olacağını, davalı şirket markası ile müvekkili şirkete ait markaların karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davalı şirket markasının müvekkili şirket markalarının serisi gibi bir algı yaratacak nitelikte olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” markasının tanınmış marka olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde T/02104 numarasıyla tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalı şirket başvurusunun müvekkili şirket markasının tanınmışlığından haksız yarar elde edebileceği ve tanınmış niteliğini sulandıracağı gözetilerek reddedilmesi gerektiğini, davalı tarafın marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu beyanla; … sayılı YİDK kararının iptaline ve davalıya ait … sayılı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 19/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markasının “…” ibaresinden oluştuğunu, markanın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, başvuru markasının davacıya ait “…” esas unsurlu markalardan farklı algılandığını, dava konusu markanın davacı markaları ile benzerlik teşkil etmediğini, taraf markalarının işaret anlamında karıştırılacak derecede benzer olmadıklarından iltibas koşulunun oluşmadığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığından tanınmışlık itirazlarının da kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacının davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … TEMİZLİK TARIM VE ORMANCILIK OTOMOTİV GIDA İNŞ. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. temsilcisi 21/10/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin %75 hissesine sahip … … liderliğinde 2006 yılında temizlik ve personel destek hizmet işlerini yürütmek üzere kurulduğunu, 2011 yılından sonra merkezi ısıtma sistemleri ile merkezi soğutma sistemlerinin bakım, onarım ve tamirat işlerini yürütmeye başladığını, 2018 yılında üretim çalışmaları için arge ile bu sistemlerde kullanılacak marka için çalışmaya başlandığını, şirket için anlamlı kelimeler birleştirilerek “…” markasının oluşturulduğunu ve 27/08/2019 tarihinde tescil için başvuruda bulunulduğunu, dava konusu markadaki “MUT” harflerinin şirketin kurucusu olan … …’un adının ilk harfleri olduğunu, “EM” harflerinin üretilmesi düşünülen cihazları oluşturan “Elektro Mekanik” aksamı anlattığını, “SAN” ibaresinin sanayi sektörünün genel adı olduğunu, ayrıca şirketin kuruluş ve gelişmesinde maddi manevi desteği olan … ve … hanımları da onore etmek kastıyla “E” …’yi “M” …’yi işaret edecek şekilde markanın oluşturulduğunu, kullanımda ise “… Elektro Mekanik Sanayi” olarak kullanılmasının planlandığını, davacı şirketin iddialarına diğer davalı kurumun itirazları reddetme gerekçelerinde belirttiği hususlardan başka ilave sözlerinin bulunmadığını, davacı şirket markasının daha evvel kendilerince bilinmediğini, davacı ile faaliyet alanları/sektörlerinin farklı olduğunu, “…” ibareli markanın bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini, şirketin davacı tarafın haklarını, fikirlerini, kazanım ve değerlerini kendi amacı için kullanmak gibi bir düşünceye sahip olmadığını beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyası ile alakalı kayıtlar getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibaresinin 11, 35 ve 37. sınıflarda bulunan “11. sınıf: Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri). Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri. Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri. İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları. Sıhhi tesisat ürünleri: musluklar, duş takımları, klozet iç takımları, banyoduş kabinleri, küvetler, klozetler, evyeler, lavabolar, musluklar için contalar, salmastralar (musluk iç takımı). Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı. Tıbbi amaçlı olmayan elektrikli alt yaygıları ve elektrikli battaniyeler, ısıtıcı yastıklar, elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları, sıcak su torbaları (termoforlar), elektrik ısıtmalı çoraplar. Akvaryumlar için filtreler ve filtre-motor kombinasyonları. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler. 35. sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar.İş makineleri: dozerler, kepçeler, ekskavatörler, yol yapım ve kaplama makinaları, sondaj makinaları, kaya delme makinaları, süpürme makinaları ve aynı işleve sahip robotik mekanizmalar.Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri: asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar.Tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar, içecek yapım ve işleme makineleri.Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujilerRulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar.Lastik sökme ve takma makineleri.Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler.Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar.Elektrikli ve gazlı kaynak makineleri, elektrikli ark kaynak cihazları, elektrikli lehim cihazları, elektrikli ark kesme cihazları, elektrikli kaynak makine elektrotları ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar.Matbaa makineleri.Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar (elektrikli plastik kapama/mühürleme cihazları [paketleme] dahil).Tekstil makineleri, dikiş makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar.Makine veya motor parçası olmayan pompalar (akaryakıt dolum ve dağıtım pompaları ve bunların tabancaları dahil).Doğrama, öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler; yıkama makineleri (çamaşır/bulaşık yıkama makineleri, ısıtmalı olmayan santrifüjlü çamaşır kurutma makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları.Otomatik satış makineleri.Galvanizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri.Elektrikli açma kapama mekanizmaları.Makine ve motorlar için silindir contaları. Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri).Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri.Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri.İklimlendirme ve havalandırma cihazları.Soğutucular ve dondurucular.Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları. Sıhhi tesisat ürünleri: musluklar, duş takımları, klozet iç takımları, banyo-duş kabinleri, küvetler, klozetler, evyeler, lavabolar, musluklar için contalar, salmastralar (musluk iç takımı).Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı. Tıbbi amaçlı olmayan elektrikli alt yaygıları ve elektrikli battaniyeler, ısıtıcı yastıklar, elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları, sıcak su torbaları (termoforlar), elektrik ısıtmalı çoraplar. Akvaryumlar için filtreler ve filtre-motor kombinasyonları. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 37. sınıf: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin tescili amacıyla 27.08.2019 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.09.2019 tarih ve 333 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 27.11.2019 tarihinde davacı şirket tarafından SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında 2019/78724, 2018 68549, 2018 47163, 2018 04109, 2017 79665, 2017 79657, 2016 57182, 2012 91780, 2011/87626, 2011/87625, 2011/87624, 2011/87623, 2011/87622, 2011/87621, 2011/87620, 2011/87619, 2011/87618, 2011/87617, 2011/87616, 2011/87615, 2011/87614, 2011/87613, 2011/87612, 2011/87611, 2011/87610, 2011/87609, 2011/87608, 2011/87607, 2011/87606, 2011/87605, 2011/87599, 2011/87601, 2011/87596, 2011/87594, 2011/87591, 2011/87589, 2011/87587, 2011/87584, 2011/87581, 2011/87579, 2011/87576, 2011/87572, 2011/87568, 2011/87564, 2011 14590, 2010 56486, 2010 56478, 2010 56474, 2009 64009, T/02104 sayılı markaları redde mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazın reddine karar verildiği, davacı yanın 15.04.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 12.08.2020 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği görülmektedir. YİDK kararı davacı marka vekiline 20.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açılmıştır. Dava konusu marka 14.12.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının, dava dilekçesinde gerekçe olarak gösterdiği 96/014906 sayılı marka, dava dışı 3. Şahıs adına tescilli olduğundan, 2019/98429 sayılı marka ise dava konusu edilen markadan sonraki bir tarihte başvuruya konu edildiğinden değerlendirme dışı tutulmuştur.
Davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yaptığı itiraz aşamasında gerekçe olarak gösterdiği, 2011/87626, 2011/87625, 2011/87624, 2011/87623, 2011/87622, 2011/87621, 2011/87620, 2011/87619, 2011/87618, 2011/87617,2011/87616, 2011/87615, 2011/87614, 2011/87613, 2011/87612, 2011/87611, 2011/87610, 2011/87609, 2011/87608, 2011/87607, 2011/87606, 2011/87605, 2011/87601, 2011/87599,2011/87596, 2011/87594, 2011/87591, 2011/87589, 2011/87587, 2011/87584, 2011/87581, 2011/87579, 2011/87576, 2011/87572, 2011/87568, 2011/87564 sayılı markalar, hükümden düştüğünden değerlendirme dışı tutulmuştur.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusunda yer alan 11. Sınıf emtialar, davacının YİDK aşamasında gerekçe olarak gösterdiği 2019/78724, 2018/68549, 2018/47163, 2017/79665, 2017/79657, 2016/57182, 2011/14590, 2010/56478 sayılı markalarda, dava aşamasında ileri sürdüğü 86/090002, 2011/11187, 2011/11176, 2010/64478, 2010/56485, 2009/68587 sayılı markalarda aynen yer almaktadır.
Dava konusu marka başvurusunda yer alan 37. Sınıf hizmetler, davacının YİDK aşamasında gerekçe olarak sunduğu 2018/04109 sayılı markada ve dava aşamasında ileri sürdüğü 2010/01567 sayılı markada aynen yer almaktadır.
Dava konusu marka başvurusunda yer alan 35. Sınıf hizmetler, davacının YİDK aşamasında gerekçe olarak sunduğu 2018/68549, 2017/79655, 2017/79657, 2012/91780, 2011/14590, 2010/56486, 2010/56478, 2010/56474, 2009/65009 sayılı markalarda, dava aşamasında ileri sürdüğü markalarda aynen yer almaktadır. Dolayısıyla, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka; beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılmış, herhangi bir şekil unsuru içermeyen, büyük harfler ile yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. “…” ibaresi, anlamı olan bir kelime değildir. “…” ibaresi, dava konusu marka başvurusunun tek ve esaslı unsurudur. Dava konusu markayı oluşturan kelime, yazıldığı gibi okunmaktadır.
Davacı yanın itiraza mesnet markaları incelendiğinde ise; “…” ibaresini ortak olarak içermekte, “…” kelimesinin sonuna gelecek şekilde “…” ibareleri bulundurmaktadır. Sadece “…“ ibaresinden oluşan davacı markaları genel olarak sarı ya da pembe renkler ile oluşturulmuştur. Davacı adına kayıtlı markalar, “…+kelime” şeklinde oluşturulmuş olup, “…” kelimesinin sonuna kelime eklenerek yeni marka başvuruları yapılmıştır. Davacı markalarının ortak unsuru olan “…” ibaresi, anlamı olan bir kelime değildir. Bu nedenle, ayırt edici niteliği yüksek bir ibaredir. Davacı markalarında yer alan “…” haricindeki ibareler, genel olarak “…” kelimesi ile aynı boyutta, aynı satırda yazılmışsa da, tanımlayıcı kelimeler olmaları nedeniyle, tüketici nezdinde marka algısı yaratmamaktadır. Davacı markalarında yer alan şekilde “…” ibareleri, her ne kadar “…” ibaresi ile aynı boyutta, aynı hizada yazılmış olsa da, taşıdıkları anlam itibariyle, tüketiciler nezdinde marka algısı yaratmaya yetmemekte ve sunulan ürünü tanımlamaya hizmet etmekte olup marka vasfı bulunmamaktadır. Davacının mesnet markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Davacıya ait yukarıda belirtilen markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerle dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetler arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğu, bu hususun bilirkişi raporunda yer alan tablolaştırmada; kırmızı, yeşil ve mavi renklendirmelerle açıkça görülebildiği, mal ve hizmetlerin ayniyet derecesinde benzer olması halinde, iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecelerinin yükselmesinin gerektiği, ancak somut olayda dava konusu “…” markası ile davacıya ait markaların esas unsurunu oluşturan “…” ibareleri arasında yeter derecede işaret farklılığı bulunmadığı, davacı markalarında yer alan “…” ibaresinin birebir ve olduğu gibi dava konusu “…” markası içinde yer aldığı, “…” kelimesinin bilinen bir anlamının olmadığı, bu nedenle başlangıçtaki ayırt ediciliği güçlü ve orijinal bir ibare olduğu, bu hususun iltibas tehlikesi ihtimalini arttıran bir unsur olduğu, ayrıca T/02104 sayısı ile 16/02/2012 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka olarak tescili bulunan “…” ibaresinin, her ne kadar tanınmışlık statik değil dinamik bir olgu olsa da ve bu husus aşağıda ayrıca tartışılacaksa da, en azından ortalama tüketici kesimi nezdinde 2012 yılı itibari ile bilinir bir marka olduğunun, bu çerçevede tüketicinin bir kısmının aşina olduğu bir marka olduğunun söylenebileceği, önceki tarihli markanın bilinilirliğinin arttırılmış olmasının da iltibas tehlikesini arttıran başkaca bir unsur olduğu, dolayısıyla davacıya ait “…” esas unsurlu markalara aşina, bu markalı mal ve hizmetleri gören, işiten, bunlardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi ile nispeten daha dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra “…” markasını, “…” markaları kapsamındaki aynı mal ya da hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu marka içinde yer alan “…” ibaresine önceki aşinalığından dolayısı markasal vasıf atfedeceği, özellikle işitsel olarak; bu markayı “MUT-…” olarak telaffuz edeceği, “MUT” kelimesinin aynı zamanda ülkemizde yaygın bilinen, Mersin iline bağlı bir ilçe olduğu, dolayısıyla tüketici kesiminin markada yer alan “MUT” ibaresine coğrafi anlam yükleyerek hareket edeceği, bu algı dolayısıyla markada yer alan “…” kelimesinin bağımsız vasıf kazanacağı ve davacı markaları ile ilişki kuracak derecede benzer hale geleceği, her ne kadar karşılaştırılan markalar arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmasa da, SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, zira ilgili tüketici kesiminin bir kısmının dava konusu markayı davacı markalarının serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği gibi bir kısım tüketicinin de markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla dava konusu marka kapsamındaki tüm mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü koşulunun somut olayda oluştuğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacı şirket, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yaptığı itiraz aşamasında ve dava dosyasında yer alan beyanlarında “tanınmışlık” iddiasını ifade etmiş olup, bu kapsamda yapılan araştırmada, “…” ibaresi için T/02104 sayı ile 16.02.2012 tarihinde tanınmış marka olarak tescil edildiği tespit edilmiştir. Bu karar haricinde tanınmışlığa ilişkin herhangi bir delil gerek marka işlem dosyasına gerekse dava dosyasına sunulmamıştır. “…” markasının tanınmış marka olarak kabulüne dair karar 2012 yılında alınmış olup, tanınmışlığın sabit bir olgu kabul edilmesi, bir kere tanınmış kabul edilen markanın bir daha tanınmışlığının ispatlanmasının gerekmeyeceğinin kabulü, hayatın olağan akışına aykırıdır. Tanınmışlığın sürüp sürmediğinin her somut olay bazında ayrıca incelenmesi gerekmektedir. Dava konusu markanın başvuru tarihinde, davacı markalarının tanınmış olduğunu gösterir belge ve bilgi, dosya kapsamında mevcut değildir. Dolayısıyla, davacı tarafça gerekçe gösterilen markalarının, dava konusu marka başvuru tarihi itibariyle tanınmışlığın ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin gerek itiraz aşamasında gerek dava aşamasında dosyaya herhangi bir belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı anlaşıldığından kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu uyuşmazlıkta SMK m.6/1 hükmü koşulu oluştuğundan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde, kararın bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.880,00 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 1.996,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
E imza

Hakim …
E imza