Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/259 E. 2021/139 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/259 Esas
KARAR NO : 2021/139

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 28/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Redde mesnet tasarımın müvekkiline ait olduğunu ve davaya konu tasarım ile aynı gün kamuya arz edildiğini, dava konusu … sayılı tasarımın 24.03.2020 tarihinde yayınlandığını, mesnet tasarımın ise … sayısı ile yine 24.03.2020 tarihinde yayınlanmış olduğunu, her iki tasarımın da müvekkiline ait olduğunu, dolayısıyla aynı gün yayınlanmış tasarımların müvekkili tasarımının yenilik özelliğini ortadan kaldırmadığını, ayrıca başvuru konusu tasarım ile önceki dokümanın benzer olmadıklarını, genel formlarının oldukça farklı olduğunu, dava konusu tasarımın daha uzun ve ince olduğunu, redde mesnet tasarımın daha geniş ve kısa olduğunu, bu durumun dahi genel görünümleri farklılaştırdığını, bilgilenmiş kullanıcının bu farklılığı algılayabileceğini beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 13/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bir tasarımın kamuya sunulma tarihi ile bülten tarihinin birbirinden farklı olduğunu, tasarımların kamuya sunulma tarihi olarak bültende yayımlandığı tarihinin değil, kurum kayıtlarına girdiği tarihin esas alınması gerektiğini, bu bağlamda dava konusu …/1 sayılı tasarımın Kurum kayıtlarına giren tasarımlar aynı kişiye ait olsa bile aynı gün kamuya sunulan tasarımlar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki YİDK tarafından itiraza gerekçe olarak gösterilen tasarımlardan … sayılı tasarımın da aynı kişiye ait ve aynı gün Kurum kayıtlarına giren tasarım olduğu tespit edildiğinden …. sayılı tasarım açısından itirazın reddine karar verildiğini, sonuç olarak redde mesnet …/1 sayılı tasarımın davaya konu tasarımdan daha önce Kurum kayıtlarına girmiş olduğu tespit edildiğinden YİDK kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 15/01/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; İş bu davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğini, dava konusu tasarım ile redde mesnet tasarımın ve müvekkili şirkete ait tasarımların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, davacı tarafından yaratılan ürünlerin birbirlerinden farklılaşmadıklarını, ürünlerin ağız kısmı ve tabanlarının birebir aynı olduğunu, ürünlerin gövde kısımların da dalgalı olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait …/1 nolu tasarımın başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadığı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı, davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 31.12.2019 tarihinde … sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun 24.03.2020 tarihli 337 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 24.04.2020 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, 2014 07208/1, 2014 07210/1, 2014 07210/2, 2014 07348/1, 2014 07350/1, 2014 07350/2, 2014 09221/1, 2015 03529/1, 2015 03530/1, 2015 03531/1, 2019 05998/1, 2019 05998/2, 2019 05998/5, 2019 05998/6, 2015 03531/1, 2019 08943/1 ve 2019 08801/1 sayılı tasarımları itirazına mesnet gösterdiği, davacı şirket tarafından 16.06.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; dava konusu tasarım ile itiraza mesnet 2019 08801/1 sayılı tasarımın bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle yüksek oranda benzer olduğu belirtilerek “itirazın kabulüne ve 2019 08956/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin hükümsüzlüğüne” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 28.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
SMK m.55’e göre tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm” olarak tanımlanmış olup SMK m. 56/1’de ise “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.” denilmiştir.
Yenilik kavramı yine SMK m.56/4 maddesinde tanımlanmış olup buna göre; “Bir tasarımın aynısı; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.” denilmiştir. Ayır edicilik kavramı da aynı maddenin devamında “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” denilmek suretiyle tanımlanmıştır.
Ayırt edici nitelik belirlemesi yapılırken, koruma talep edilen tasarımın, önceki tasarımlarla karşılaştırması sırasında, tasarımcının bu sınıftaki ürünler yönünden sahip olduğu seçenek özgürlüğü de dikkate alınarak, bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi itibariyle, ortaya çıkan farklılıkların, tasarımı önceki tasarımlara nazaran ayırt edici kılıp kılmadığının belirlenmesi gerekir. Tasarım görünümü koruduğuna göre; karşılaştırılan ürünlerin teknik ve işlevsel özellikleri dikkate alınmaz.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen tasarımlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı şirket vekili her ne kadar müvekkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını ileri sürse de; eldeki dava salt YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı şirket, tasarım işlem dosyasında dava konusu tasarım başvurusuna itiraz etmiş ve itirazına mesnet olarak da redde de mesnet alınan davacıya ait … sayılı tasarımı itiraz sebebi olarak göstermiştir. Bir tasarım başvurusuna itiraz eden kişinin yapmış olduğu itirazlar sonucunda, tasarım başvurusunun/tescilinin YİDK tarafından reddedilmesi/hükümsüz kılınması halinde, söz konusu YİDK kararının iptali istemli açılan davalarda; TÜRKPATENT ile tasarım başvurusuna itiraz eden kişi arasında davalı tarafında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. (Bkz; Y11HD, 19.12.2013, 2013/7052 E 2013/23277 K) Dolayısıyla eldeki davada, davaya konu tasarım başvurusuna itiraz eden davalı şirketin, diğer davalı TÜRKPATENT ile birlikte pasif husumet ehliyeti bulunduğundan, ileri sürdüğü husumet itirazına itibar edilmeyerek yargılama yürütülmüştür.

Dava konusu tasarım, bir pet kavanoz tasarımıdır. Kavanoz kelime anlamı olarak bakıldığında plastik ve cam gibi maddelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap anlamına gelen, günlük hayatta sıvı, akışkan ve hatta katı gıdaları dahi çeşitli şekillerde saklama amacıyla kullanılan kaplardır. Söz konusu ürünlerin içine konulacak ürünleri saklayabilmesi adına hacimsel bir derinlik ve buna uygun ağız yapısına sahip olması ve ayrıca günlük kullanıma elverişli formlarda olması haricinde teknik bir zorunluluğu bulunmamakla birlikte günümüzde kavanoz tasarımlarının hususiyetle silindirik form yapısında olduğu gibi altı düz daire ya da dikdörtgen, kare formlarda olması da mümkündür. Bu tasarımların seçenek özgürlüğüne ilişkin olarak bilirkişi raporunda yer verilen tablodan da görüleceği üzere; kavanoz tasarımları cam ya da pet fark etmeksizin çeşitli geometrik formlarda olabileceği gibi ağız, kapak, gövde üzerindeki boğum, desen ve taban yapıları bakımından çeşitlilik arz edebilecek nitelikte ürünlerdir. Kaldı ki pet (poli etilen teraftalat) şişelerde gerek gövde gerekse omuz kısmında yer alan boğum veya desen olarak ifade edilen hususlar (federler) aynı zamanda şişenin dayanımını yatay ve dikeyde arttıran yapısal eleman ve müdahalelerdir.
Dava konusu tasarımda, bilgilenmiş kullanıcı; bu tür ürünlerin satışının gerçekleştirildiği herhangi bir işletmede çalışan bir satış görevlisi olabileceği gibi, bu ürün grubunu satın almak adına araştıran, okuyan, dükkanları ve internet satış mağazalarını ziyaret eden bir kimse de olabilir.
Dava konusu tasarım ile redde mesnet gösterilen … sayılı tasarım karşılaştırıldığında;
A)Ortak Özellikleri;
– Her iki tasarım da silindirik yapıda pet kavanoz ürünleridir.
– Her iki tasarımın da ağız kısmı gövde kısmından daha dar yapılıdır.
– Her iki tasarımın da ağız kısmında çapraz dişler vardır.
– Her iki tasarımın da ağız kısmındaki bu çapraz dişler altında çıkıntılı bir bilezik yapı vardır.
– Her iki tasarımda da gövdenin ağız kısmına yakın birbiri ile aynı şekilde konumlandırılmış çok sayıda yuvarlak form yer almaktadır.
– Her iki tasarımın da gövde üzerinde dalgalı boğumlu, aynı sistematikte konumlandırılmış destekler vardır.
– Her iki tasarımda da boğumlar arasında kalan oymalar vardır.
– Her iki tasarımda da boğum ve oymalar birbiri ile oldukça benzer yapıdadır.
– Her iki tasarımın da taban kısmı iç içe geçen ve merkeze doğru daralan sıralı destek katmanlarının yer aldığı, tam merkezin çukur yapıda olduğu görülmektedir.
B)Farklı Özellikleri;
– Dava konusu tasarımın ağız kısmı üzerinde yer alan çapraz dişler birbirinin bitiminden itibaren başlayacak şekilde dizilmişken, mesnet tasarımda çapraz diş dizilimleri arasında boşluk vardır.
– Dava konusu tasarımda bölmeleri ve buna bağlı olarak tasarım üzerinde oluşan görsel algıyı meydana getiren dalgalaı kesitlerde yükselen tepeler yer alırken, mesnet tasarımda ise alçalan tepeler şeklinde dalgalar konumlandırılmıştır.
– Dava konusu tasarım ebat olarak, ret gerekçesi tasarımdan biraz daha dar ve uzun yapılıdır.
– Dava konusu tasarımın taban kısmı ile ret gerekçesi tasarımın taban kısmındaki destek katmanlarının yoğunluuğu birbirinden farklıdır.
– Ret gerekçesi tasarımda, üst kapak yapısı düz, oyuklu yapıdayken, dava konusu tasarımda oyuksuz, düz, standart kapak formu kullanılmıştır.
Yukarıda yer alan karşılaştırma dökümüne göre; tasarımlar arasında gözle görülebilir en önemli farklılık, gövdeyi çevreleyen dalgalı şeritlerin yapısı ve bu yapılanma nedeniyle oluşan kesitlerin detaylarında kalan farklılıktır. Ancak tek tek kesitler açısından oluşan bu farklılık, nihayetinde bütünsel algılarda tasarımların benzer bir gövde yapılanması sonucuna ulaştığı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Keza yine kapak ve alt taban kısmında da ayrıntılarda kalan farklılıklar mevcut ise de bu farklılığın bütüne olan etkilerinin son derece zayıf olduğu, taraf tasarımlarının ağız yapıları, gövde yapıları, gövde üst kısmındaki yuvarlak/buton desenli yapılar, gövde üzerindeki dalga kesitleri ve boğum/oyma yapıları neredeyse birebir aynıdır. Meydana getirilen asgari düzeydeki farklılıklar ise tasarımsal kaygılar nedeniyle değil fonksiyonel kaygılar ve ürünün mukavemetini arttırma amacıyla yapıldığı değerlendirilmektedir. Sonuç olarak taraf tasarımları arasındaki mevcut farklılıkların her iki tasarımın, bilgilenmiş kullanıcı algısında, birbirinden farklı algılar yaratmaya elverişli olmadığı, tasarımların birbirleri karşısında tıpatıp aynı olmaması nedeniyle yeni olduğu kanaatine varılabilse dahi ayırt edici olarak değerlendirilemeyecekleri tespit edilmiştir.
Dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı hususu bilirkişi marifeti ile araştırılmıştır. Bilirkişi raporunda izah edildiği üzere; mutlak yenilik araştırması, açık veritabanları üzerinden incelemelerde bulunularak başvuru tarihi olan 31.12.2019 tarihinden önceki tarihli dokümanların varlığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak tasarımsal kaygılardan ziyade teknik ve fonksiyonel unsurlar itibariyle geliştirilen pet kavanoz tasarımları açısından çok sayıda doküman internet üzerinden tespit edilebilmekle birlikte bu dokümanlar açısından dava konusu tasarımın yeniliğini ortadan kaldırır nitelikte mutlak tarih içerir görsellere erişilememiş olup dava konusu tasarım ile yakın ancak yenilik öldürücü olarak kabul edilmeyen dokümanlar ise seçenek özgürlüğünü de gösterir ilgili kısımda zaten yer verilmiştir. Dava konusu tasarım açısından, nihai algıya en çok etki eden unsurun gövde üzerindeki dalgalı/boğumlu yapı ve gövde üst kısmındaki yuvarlak butonlu yapı olduğu gözetildiğinde, bu görünümler ile hiçbir benzerlik taşımayan (işlem dosyasında, itirazlara dayanak tutulan sair tasarımlar gibi) tasarımlar değerlendirmeye uygun görülmemiş, keza yine davacı yanın da başvuru konusu ettiği tasarımları, başvuru tarihinden daha evvel kamuya sunmuş olabileceği düşünülerek http://www.rmambalaj.com/ web sitesi de incelenmiş, ancak bu site üzerinden de somut bir veri elde edilememiş, bu anlamda dava konusu tasarımın yeniliğini ortadan kaldırır nitelikte, belirgin ve somut tarihli bir görsele ulaşılamamıştır. Dolayısıyla dava konusu tasarımın mutlak anlamda yen olmadığını ortaya koyan, kamuya sunulmuş önceki tarihli somut bir görünüm tespit edilememiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere; dava konusu tasarım ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzer redde mesnet … sayılı tasarım da davacıya aittir. Davacıya ait redde mesnet bu tasarımın başvuru tarihi 30.12.2019 olup, bu başvuru 24.03.2020 tarihli 337 sayılı Tasarım Bülteni’nde yayınlanmıştır. Redde mesnet tasarım dava konusu marka başvuru tarihinden bir gün önce tescil başvurusuna konu olmuşsa da, her iki tasarım da 24.03.2020 tarihli 337 sayılı Tasarım Bülteni’nde yayınlanarak üçüncü kişilerin incelemesine açılmıştır. Ancak bir tasarımın yeni olup olmadığı değerlendirilirken esas alınması gereken olgu; o tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olmasıdır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24.01.2014 tarih 2013/11177 E 2014/1543 K sayılı kararında da; her iki endüstriyel tasarım belgesi birbiri ile benzer olsa dahi her iki tasarımın aynı tarihte yayınlanması halinde, sırf aynı kişiye ait tescilli iki adet tasarım belgesi bulunmasının, tasarımlardan birinin yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip olmadığı şeklinde yorumlanamayacağı, ilke olarak benimsenmiştir. Somut olayda da gerek dava konusu tasarım, gerekse redde mesnet tasarım aynı tarihte yayınlanarak kamuya sunulduklarından, sırf davacıya ait tescilli iki adet tasarım belgesi bulunmasının, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip olmadığı şeklinde yorumlanamayacağından ve mutlak yenilik araştırması neticesinde de dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeniliğini öldüren önceki tarihli kamuya sunulmuş herhangi bir görünüm ürünü bulunmadığından … sayılı YİDK kararının hukuka aykırı olduğu, zira dava konusu … sayılı tasarımın, tasarım başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.893,00 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.009,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 17,00 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, tüm taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021