Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/257 E. 2021/50 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Marka Hakkının İhlâli
DAVA TARİHİ : 26/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/01/2021
YAZIM TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlâli istemli davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 26/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde çelik kapı sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, çelik kapı, apartman kapısı, yangın kapısı ve iç oda kapısı üretimi gerçekleştirmekte olduğunu, ticaret unvanının ‘… Çelik Kapı İnş. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ olmakla birlikte dilekçe ekinde sunulan marka tescil belgelerinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin aynı zamanda ‘…’, ‘…’, ‘…’ markalarının da sahibi olduğunu, ‘…’ çelik kapının 30/01/2017 tescil tarihinden bu yana müvekkilinin tescilli markası olduğunu, yaygın ve etkin markasal kullanım sebebiyle müvekkil şirketin, çelik kapı sektöründe marka ismiyle yaygın olarak ‘… Çelik Kapı’ olarak bilinip tanındığını, davalı şirketin ise 23/10/2018 tarihli ana sözleşme ile kurulduğunu ve 1 Kasım 2018 tarihli sicil gazete ilanı ile tüzel kişilik kazandığını, sonuç itibariyle müvekkili şirketin marka tescilinden sonraki bir tarihte kurulmuş olduğunu, müvekkili şirketin markasının güvenilirliği ve bilinilirliğinden faydalanmak amacıyla ticaret unvanı olarak ‘…’ isminin seçildiğini, davalı ‘… Çelik Kapı San. Tic. Ltd. Şti’ tarafından, tamamen müvekkiline ait olan ‘…’ çelik kapı markasının tanınmışlığından ve markanın saygınlığından faydalanmak ve aynı sektörde faaliyet gösterilmesi sebebiyle müvekkilinin faaliyet gösterdiği pazar alanlarında kendisi hakkında olumlu bir görüş ve güvenilirlik uyandırmak amacıyla fırsatçı bir tescil gerçekleştirdiğini, davalı şirketin kurucusu bulunan … isimli şahsın daha önce müvekkili şirket nezdinde dış ticaret ve pazarlama biriminde çalıştığını, bu durumun davalı şirketin ticari unvanını seçerken amacının piyasada oluşacak iltibastan faydalanmak olduğunu ve davalı şirket yetkilisinin iyiniyetli hareket etmediğini gösterdiğini, müvekkili şirketin birçok alanda benzeri reklam faaliyeti bulunduğunu, söz konusu reklamlar aracılığıyla müvekkil şirkete ait ‘…’ çelik kapı markasının ülke çapında bilinen yaygın ve güvenilir bir marka haline geldiğini, bu haliyle davalı şirketin ticaret unvanının müvekkili şirketin markasına benzerlik göstermesi hasebiyle bir iltibas oluşturup, davalı tarafın bu durumu kendi lehine haksız şekilde ticari kazanca çevirmekte olduğunu, davalı tarafından iltibas suretiyle müvekkilin marka hakkına yapmış olduğu tecavüzün aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğunu, markasının bilinilirliği ve yaygınlaşması için önemli derecede bir gidere katlanan müvekkili şirketin marka ve ticari itibarının zedelenmesine iç ve dış piyasada güven sarsıcı ve marka değerine zarar verecek bir intiba uyanmasına sebebiyet verdiğini, haksız ve kötüniyetli davalı aleyhine (fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 1.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalı şirketin müvekkili şirketin marka hakkına yönelik tecavüzünün önlenmesi amacıyla taraflarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, Kayseri Arabuluculuk Merkezinin …numaralı dosyasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle müvekkil şirkete ait ‘…’ markasına yapılan tecavüzün tespiti ile önlenmesi ve sona erdirilmesine, davalı şirketin ticari unvanının kullanmasının sona erdirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 14/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki iş bu davanın yetkisiz mahkemede açılmış bir dava olduğunu, davacı şirketin merkezi’nin Kayseri olduğunu, davalı müvekkil şirketin merkezinin de Kayseri olduğunu, iş bu davada TÜRKPATENT kurumunun herhangi bir şekilde taraf olarak gösterilmediğini, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yetkisiz mahkeme olduğunu, davanın görülmesinde yetkili olan mahkemenin Kayseri Asliye Hukuk Mahkemeleri ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu, bu nedenle süresi içinde yapılan yetki itirazının öncelikle karara bağlanıp kabul edilmesi gerektiğini ve dosyanın görevli Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmesini,Müvekkili şirketin … Çelik Kapı ticaret unvanını seçmesinin ve bu unvan adı altında faaliyet göstermesinin davacı şirketin unvan ve tescilli markaları ile iltibas yaratmak kastı ile yapılmış olmadığını, müvekkili şirketin kuruluşundan beri bu ticaret unvanı altında gerçekleştirdiği faaliyetlerde müşterilerinin yanıltılması ve bu suretle ticari menfaat elde edilmesi kastı ile yapılmadığını, bu nedenle davacı şirketin maddi ve manevi açıdan herhangi bir zararının olmadığını ve açılan davanın esas açısından reddi gerektiğini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; marka hakkı ihlalinden kaynaklı tecavüzün tespiti, sona erdirilmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davayı görmeye mahkememizin yetkili olup olmadığı, davalının ticaret unvanının davacıya ait “…” ibareli tescilli marka haklarını ihlal edip etmediği, buna bağlı olarak marka hakkına tecavüzün tespiti, tecavüzün sona erdirilmesi, davalının ticaret unvanının kullanımının sona erdirilmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.156/3 hükmüne göre; Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.
Somut olayda marka hakkı sahibi davacı ve davalının kayıtlı adreslerinin Kayseri ili olduğu, davalının ticaret unvanının Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ettirildiği, dolayısıyla SMK m.156/3 hükmüne göre eldeki davayı görmeye Kayseri 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) görevli ve yetkili olduğu, davalı vekilinin cevap süresi içerisinde bu yönde ilk itirazda bulunduğu ve yetkili mahkemeyi dilekçesinde açıkça belirttiği anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile SMK 156/3 maddesi uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili KAYSERİ 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) gönderilmesine,
3-HMK 20 maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili KAYSERİ 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/01/2021
Katip …
E imza

Hakim …
E imza