Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/239 E. 2021/205 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/239 Esas
KARAR NO : 2021/205

DAVA : Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 14/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen “…” esas unsurlu markaların pek çok sınıfta davacı şirket adına tescilli olduğunu, “…” ibaresinin aynı zamanda TÜRKPATENT nezdinde özel/01477 sayı ile tanınmış marka listesinde yer aldığını, markanın yurt dışında da pek çok ülkede tescilli olduğunu, “…” markasının davacı şirket tarafından 1992 yılından beri yurtiçi ve yurtdışında aralıksız ve etkin kullanımı ve yaptığı yatırımlar sonucunda tanınmış ve ayırt edici bir marka haline geldiğini, davacının bu marka altında her türlü mobilya ve ev aksesuarlarının tasarım, imalat ve teslimatını yaptığını, ürün ve hizmetlerini tanıtmak için “www…com.tr”, “www…com.tr” ve “www…com” internet sitelerinde yayın yaptığını, kataloglar dağıttığını, markanın yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda bayisi bulunduğunu, her yıl fuarlara katıldığını, ünlü tasarımcılarla çalıştığını, ürünlerinin pek çok ödüle layık görüldüğünü, müvekkilinin, davalının … ibaresini kullanmakta olduğundan, ilk defa, 21 – 26 Ocak 2020 tarihleri arasında, İstanbul’da gerçekleşen İstanbul Mobilya Fuarı (IMOB) etkinliği esnasında haberdar olduğunu, kullanımı sonlandırmak için ihtarname çektiğini, ihtara cevap verilmediğini, 11/03/2020 tarihinde zorunlu arabulucuya başvurulduğunu, ancak uzlaşılamadığını, davalının “www…com.tr” sitesindeki ve instagramdaki “….tr” hesabındaki kullanımların tespiti için Ankara 3. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, söz konusu tespit raporu üzerine mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerini 03.09.2020 tarihli duruşmada kabul ettiğini, davalı tarafın müvekkilinin … markasından haberdar olduğunu ve açık biçimde kötü niyetli olduğunu, davalının … ibareli kullanımlarının davacının tanınmış “…” markaları ile benzer olduğunu ve 6769 s. SMK’nın 7 ve 29. maddeleri çerçevesinde davacının marka haklarına tecavüz ve 6102 sayılı TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek;
– Davalının “www…com.tr” internet sitesindeki kullanımlarıyla gerçekleştirilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin durdurulmasına,
– “www…com.tr” alan adının iptali ile bu internet sitesindeki web sayfalarına erişimin engellenmesine,
– Davalının internet sitelerinde kullandığı “…” ibaresinin kaldırılmasına,
– Davalının, Instagram isimli sosyal ağ üzerinden ve “….tr” kullanıcı adı ile gerçekleştiren kullanımının önlenmesine,
– Davalı tarafından üretilip piyasaya sürülen ve üzerinde “…” markasını barındıran, “www…com.tr” internet sitesinde yer verilen ürün/hizmetlere gümrük, serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil bulundukları her yerde el konulmasına, ürünler üzerindeki “…” markasının silinmesi ya da ürünlerin imhasına, “…” markasının ürünler üzerinde kullanımını sağlayan araçlara el konulmasına, bu araçların şekillerinin değiştirilmesine, mümkün değil ise imhasına;
– “…” ibaresinin her türlü tabela, basılı evrak vs. tanıtım ve reklamlarda kullanımının durdurulmasına,
– “…” ibaresinin internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük vb. biçimlerde kullanımının durdurulmasına,
– Haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz nedeniyle 50.000 TL manevi tazminata, bu miktara davalıya çekilen ihtarname tarihinden itibaren avans faizinin eklenmesine,
– Hükmün kesinleşmesinde sonra, masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de yayınlanan tirajı yüksek gazetelerden birisinde kararın yayınlanmasına,
– Davacı tarafından Ankara 3. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası için yapılan masrafların davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
– Yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 05/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markalar arasında benzerliğin mevcut olmadığını, ortalama tüketicileri dahi iltibasa düşürecek kadar bir benzerlik bulunmadığı gibi haksız rekabetin de olmadığını, TÜRKPATENT’in dahi markaları benzer bulmadığını, müvekkiline ait markasal kullanımların kimseyi taklit etme amacı gütmeden … … şeklinde olduğunu, bunun anlam ve genel görünüm açısından, davacı adına tescilli … markası ile herhangi bir benzerlik arz etmediğini, markaların kompozisyonlarının bütün olarak değerlendirildiğinde; aralarında hiçbir benzerlik bulunmadığının uzman olmayan bir göz tarafından dahi anlaşılabileceğini, marka hukukunda markaların bütünsel olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın huzurdaki davaya konu ettiği … ibaresinin ihtiva ettiği anlam itibariyle mobilya emtiaları bakımından zayıf marka niteliği taşıdığını, bu kapsamda markalar arasında iltibas ihtimali olduğunun düşünülemeyeceğini, … ibaresinin İspanyolcada Ev anlamına geldiğini ve mobilya emtialarının ihtiva edildiği ticaret hayatında herkesin kullanımına açık nitelikte zayıf marka olarak yer aldığını, Nitekim Yargıtay 11. HD’sinin 25/02/2020 tarih,….K. Sayılı ilamında da “..ayırt ediciliği zayıf olan ibareleri tercih eden bir kimsenin, bu ibarelere bir takım farklı ibareler yapılarak marka olarak kullanılmasına katlanmak mecburiyetinde olduğu”nun teyit edildiğini, davacının manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zamanaşımı def’i ileri sürdüklerini, kaldı ki manevi tazminatın şartlarının da gerçekleşmediğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29, m.149 ile 6102 sayılı TTK m.54 vd göre açılan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı istemlere yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu marka haklarını ihlal ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa bu eylemlerin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, davalıya ait alan adının iptali, manevi tazminat, hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ edilmiş, sundukları deliller alınmış, marka tescil belgeleri getirtilmiş, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası celp edilmiş, taraflara ait marka kayıtları dosya arasına alınmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, teknik konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Marka hakkına tecavüz, 6769 sayılı SMK m.29’da düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK m.29/1 hükmüne göre; Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
SMK m.29/1-a bendinin yollamada bulunduğu m.7 hükmüne göre;
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, taraflara ait markalar, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı kullanımlarının tespiti için davalı yana ait web sitesi olan “www…com.tr” alan adı üzerinde bilirkişi marifeti ile incelemelerde bulunulmuştur. İnceleme neticesinde alan adının davalı “… Dış Tic. Aş.” adına kaydedildiği, iletişim bilgilerinde davalı bilgilerinin (… Dış Tic. Aş. …İstanbul) olarak yer aldığı, alan adının 09.12.2019 tarihinde tahsis edildiği ve alan adının en az 08.12.2025 tarihine kadar davalı adına tescilli olduğu görülmüştür.
Alan adı arşiv kayıtları “http://web…. üzerinden incelendiğinde, 04.02.2020 yılında bir kayıt arşivinin tutulduğu görülmekte olup bu kaydın detayına ulaşılamamıştır. Alan adı sitesinin güncel halinin yapılan incelemesi neticesinde internet sitesinin erişime kapalı olduğu, diğer bir ifadeyle böyle bir sitenin şu an için kullanımda olmadığı tespit edilmiştir. Yine sosyal medyada instagram ve facebook hesaplarında ….tr kullanıcı adı ile yapılan aramada herhangi aktif bir hesaba rastlanılmamıştır.
Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında yapılan delil tespiti işlemi incelendiğinde;
Tespit sonucunda;
 www…com.tr web sayfasının alan adının sahibinin karşı taraf olduğu,
 www…com.tr web sayfasında “…” logosunun yer aldığı,
 www…com.tr web sayfasının içeriğinde mobilyalarla ilgili tanıtımların yapıldığı görsellerin bulunduğu, bu nedenle karşı tarafın mobilya sektöründe faaliyet gösterdiği,
 ….tr kullanıcı adlı instagram hesabına www…com.tr sitesinden ulaşılabildiği; dolayısıyla söz konusu instagram hesabının karşı tarafa ait olduğu,
 ….tr kullanıcı adlı instagram hesabında mobilyalarla ilgili tanıtımların yapıldığı görsellerin bulunduğu,
 Aleyhine tespit istenen tarafa ait “…” ibaresi ile tespit isteyen tarafa ait 92/003944, 2014/11499, 2015/24596, 2011/103684 marka tescilleri ile (söz konusu markalarda ayırt edici ifade …’dır) benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunduğu (iltibas bulunduğu),
 Karşı tarafın kullanmış olduğu “…” ibaresi ile tespit isteyen tarafa ait “…” markasının Türkiye’deki tanınmışlık düzeyinden haksız bir yarar elde ettiği ve markanın ayırt edici karakterini zedelediği,” şeklinde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasında ve Türk Patent ve Marka Kurumu marka sicilinde yapılan araştırmada; davalının yaptığı 2020/101822 sayılı “… fatto di …” ibareli başvurunun davalı tarafından geri çekildiği, 2019/122093 sayılı “… …” ibareli başvurunun ise davacının itirazı sonucu YİDK nezdinde reddedildiği, söz konusu red kararına karşı Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/21 Esas sayısı ile iptal davası açıldığı, tespit edilmiştir. Dolayısıyla şu an itibariyle davalının … ibareli herhangi bir markası veya marka başvurusu bulunmamaktadır. Bir an için davalının 2019/122093 sayılı markası hakkında verilen YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın, marka başvurusu sahibi dosyamız davalısı lehine sonuçlanması ihtimalinde dahi, bu marka, eldeki uyuşmazlığın sonucu etkileyecek nitelikte değildir. Zira; delil tespiti ile belirlenen davalı markasal kullanımları, 2019/122093 sayılı “… …” şeklinde değil, delil tespiti dosyasında yer alan 28.07.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda gözlemleneceği üzere “…” şeklindedir. Davalının reddedilen marka başvurusu ile delil tespiti dosyasında belirlenen davalıya ait fiili markasal kullanımlar arasında asli unsurları itibariyle farklılıklar mevcut olup, bu nedenle ve SMK m.155 hükmü uyarınca, davacı tarafın davalı marka başvurusundan önceki tarihli markalarının varlığı tahtında, Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/21 Esas sayılı dava dosyasının neticesi, iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılmamış, davalının fiili markasal kullanımları belirlenerek yargılama yürütülmüştür.
Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasıyla dava konusu edilen ve delil tespiti dosyası kapsamında tespiti yapılan kullanımlar, “…” şeklinde tasarlanmış “…” ibaresinin markasal olarak “www…com.tr” web sitesinin içeriğinde, alan adında ve ….tr kullanıcı adlı Instagram hesabının isminde ve içeriğinde kullanımından oluştuğu, Ankara 3. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi tespit raporuna ve rapor içeriğinde sunulan ekran görüntülerine göre, “www…com.tr” web sitesinde ve ….tr kullanıcı adlı Instagram hesabında … markasının mobilyalarla ilgili olarak kullanılmakta olup, web sitesinde ve Instagram hesabında bu mobilyaların reklam ve tanıtımının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta marka tecavüzü iddiasında bulunulan davalı kullanımları, internet ortamında, davalıya ait “www…com.tr” web sitesinde ve “….tr” kullanıcı adlı Instagram hesabındaki … şeklindeki markasal kullanımlardır. Delil tespiti dosyası kapsamında “www…com.tr” web sitesinde ve ….tr kullanıcı adlı Instagram hesabında, davalı firma tarafından … markasıyla mobilya emtiasının reklam ve tanıtımının yapıldığı, davalı firmanın iletişim bilgilerinin paylaşıldığı ve davalının … markası ile mobilya sektöründe faaliyet gösterdiği görülmektedir. Mobilya sektörü ise davacının faaliyet alanı olup ticari alanda rakip bir firmanın, davacı markasıyla karıştırılma ihtimali yaratan bir marka ile aynı sektörde faaliyet göstermesinin ticari etki yaratması kaçınılmazdır. Bu nedenle, … markasının “www…com.tr web sitesinde ve ….tr kullanıcı adlı Instagram hesabında kullanılmasının ticari etki yaratacak nitelikte kullanımlardan olduğu kanaatine varılmıştır.

Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Davacı adına tescilli bulunan 134511, 2014 11499, 2015 24596 sayılı “…” markalarının kapsamında “mobilya” emtiası bulunduğu gibi davacının 2011 103684 sayılı … markasının kapsamında ise mobilya malının tüketicilere sunulması hizmeti bulunmaktadır. Bu durumda, davalı web sitesinde ve Instagram hesabında “…” markası altında reklam ve tanıtımı yapılan “mobilya” malının davacı adına tescilli markaların tescili kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle aynı ya da aynı tür veya bağlantılı mal ve hizmetlerden olduğu, aynı/benzer tüketici kitlesine hitap ettiği ve aynı/benzer ihtiyaçları karşıladıkları tespit edilmiştir.
Davacının 134511, 2011 103684, 2014 11499, 2015 24596 sayılı markaları; “Şekil+…”, “…”, “…”, “Şekil+… international” şeklindedir. Buna karşılık davalı kullanımlarında ise “…” şeklinde, dikdörtgen bir çerçeve içinde ve standart yazı karakterinde kullanılmaktadır. Davalı markasında yer alan “…” ibaresinin bütün olarak kullanıldığı ibarenin çeşitli kısımlara ayrılmadığı ve davalı markasal kullanımlarında … ibaresinin markanın başlangıç kısmında kullanıldığı ve davalı markasal kullanımında … ibaresinin algılandığı da görülmektedir.
Davacı ve davalı markalarında ortak olarak kullanılan ve markasal niteliği haiz bulunan “…” ibaresi İtalyanca ve İspanyolca dillerinde “ev” anlamına gelmektedir. İtalyanca ve İspanyolca dillerinin Türkiye’de yaygın kullanımı olan ve yaygın bilinen diller olmaması nedeniyle Türkiye’deki orta düzey tüketiciler nezdinde “…” ibaresinin ilgili mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı bir ibare olarak değil marka olarak algılanacağı ve ayırt edici niteliği haiz bulunduğu düşünülmektedir. Nitekim tek başına “…” ibaresi bu tür ürünler için davacı adına tescilli bulunmaktadır.
Davalı markasında kullanılan “…” ibaresi ise İngilizcede “daha, bir kat daha” anlamına gelen bir kelimedir. Bu nedenle davalı markasının … ve … şeklinde iki parça şeklinde algılanması durumunda ibarenin ortalama tüketicilerce “daha fazla …” şeklinde algılanması ihtimalinin de bulunduğu düşünülmektedir. Zira; İngilizce, ülkemizde en yaygın olarak bilinen yabancı dildir ve ticari hayatta “…” ibaresi “daha, bir kat daha” anlamları ile tasviri nitelikte yaygın kullanım alışkanlığına sahiptir. Diğer taraftan dava dosyasına davacı vekili tarafından sunulan belgeler, davacıya ait “…” markasının yazılı ve görsel tanıtım araçları ile gerçekleştirilen kuvvetli reklam, uzun süreli kullanım, yaygın dağıtım faaliyetleri sonucunda özellikle “mobilya ürünleri” bakımından tanınmışlık vasfını kazandığı ve bu emtialar açısından arttırılmış ayırt ediciliğinin bulunduğu düşünülmüştür. Nitekim bu husus Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da tespit edilerek davacının … markasının tanınmış marka olduğu kayıt altına alınmıştır. Buna göre, davacının “…” markasının tanınmış marka olmasının yanısıra, davalı kullanımlarında “…” ibaresinin markanın ön kısmında ve tüketicilerce dikkati çekecek şekilde asli unsur olarak kullanılması, ayrıca Türkiye’deki orta düzey tüketici kitlesi dikkate alındığında, bu tüketici kitlesi nezdinde “…” ibaresinin ayırt edici bir ibare olarak algılanması, kaldı ki … ibaresinin başlangıçta ayırt ediciliğinin düşük olduğu kabul edilse bile ibarenin davacı kullanımı sonucu arttırılmış ayırt ediciliği haiz olması hususlarının tümü birlikte dikkate alındığında, davalının … şeklindeki kullanımları ile davacı adına tescilli 134511, 2011 103684, 2014 11499, 2015 24596 sayılı“…” markaları arasında karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede yüksek bir benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşmıştır.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; davalının gerek alan adı olarak, gerekse alan adı içeriğinde, gerek instagram kullanıcı adı olarak, gerekse bu kullanıcı adı içeriğinde “…” ibaresini davacıya ait “…” markaları ile iltibas tehlikesi oluşturacak derecede ve davacının tanınmışlık sağladığı “mobilya ürünleri” üzerinde ticari etki doğuracak şekilde kullandığı, davalının “…” markalı mobilyaların ticari faaliyetini yaptığının delil tespiti dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda görsel olarak rapor içeriğine yansıtıldığı, davalının bu eylemlerinin davacıya ait “…” ibareli marka haklarının ihlali ve davacı aleyhine haksız rekabete sebebiyet verdiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle; Davalı eylemlerinin davacıya ait “…” esas unsurlu marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, bu tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin DURDURULMASINA,
“…” ibaresinin, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı veya benzeri biçimlerde kullanılması eylemlerinin DURDURULMASINA, davalının “www…com.tr” internet sitesinde kullanmakta olduğu “…” ibarelerinin KALDIRILMASINA, bu suretle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin MEN’İNE, davalıya ait “www…com.tr” ibareli alan adı altında yayın yapan internet sitesinde yer alan web sayfalarına ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, akabinde bu alan adının İPTALİNE,
Davalı tarafça, instagram isimli sosyal ağ üzerinden ve “….tr” kullanıcı adı ile gerçekleştirilen kullanımın ÖNLENMESİNE,
Davalı tarafından üretilip piyasaya sunulmuş “…” markasını üzerinde barındıran ürünlere, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde EL KONMASINA, bu ürünler üzerindeki “…” markalarının SİLİNMESİNE, teknik olarak bu markaların silinmesinin imkânsız olması halinde bu ürünlerin İMHASINA, “…” markasının bahse konu ürünler üzerinde münhasıran yer almasını sağlayan cihaz, makine ve benzeri tüm araçlara EL KONMASINA, bunların marka hakkı ihlalini giderecek şekilde ŞEKİLLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE, teknik olarak bunun mümkün olmaması halinde bu araçların İMHASINA,
“…” ibaresini taşıyan her türlü tabela, basılı evrak ve sair evrakın KALDIRILMASINA, bu ibarenin, iş evrakı ve reklamlarda kullanılmasının DURDURULMASINA, karar verilmiştir.
Davacı taraf; marka hakkı ihlali ve haksız rekabet eylemlerinden kaynaklı olarak, davalı aleyhine manevi tazminat isteminde de bulunmuştur.
Manevi tazminatın amacı, marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin ticari piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararların tazmin edilmesidir. Manevi tazminatın takdirinde markanın tanınmışlığı ve ihlal niteliği taşıyan ürünlerin niteliği dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, marka hakkı ihlaline ilişkin fiilin niteliği, tarafların kusur oranları, sıfatları, işgal ettikleri makam, ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede; Davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarla iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer “…” markasını, davacının tanınmışlık sağladığı “mobilya ürünleri” sektöründe kullandığı, tarafların her ikisinin de mobilya sektöründe faaliyet göstermeleri nedeniyle, TTK m.18/2 hükmü uyarınca basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenen davalının, “…” ibareli davacı markalarının varlığını bildiği veya bilmesi gerektiği, hatta bu sektörde davacının “…” markası ile tanınmışlık mertebesine eriştiğini de bildiği ya da bilmesi gerektiği, buna rağmen davacı markası ile iltibas oluşturacak markasal kullanımlarda bulunmasının kendi kusurundan kaynaklandığı, davacı markasının tanınmışlığından haksız istifade ederek davalının ticari faaliyetlerde bulunduğu, dolayısıyla davacının “…” esas unsurlu markalarının davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle, davacının ticari piyasada edindiği imaj ve güvenin sarsıldığı, manevi ticari varlığında kayıp meydana geldiği anlaşıldığından; davacı markasının tanınmışlığı, davalıya ait markasal kullanımlar ile davacıya ait markalar arasındaki benzerlik derecesi, davalı eylemlerinin tespit edilebilen yoğunluğu, tecavüz iddiasına konu ürünlerin niteliği, tarafların ekonomik durumları, sıfatları, işgal ettikleri makam ve 4721 sayılı TMK m.4 hükmünde ifadesini bulan hak ve nesafet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde; 15.000,00 TL manevi tazminatın, davalıya çekilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 03/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, fazlaya ilişkin istem reddedilmiştir. Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı def’i ileri sürmüşse de, davaya konu ihlal eylemlerinin tespitinin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında 2 yıllık süre dolmadığından, bu def’inin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.01.2016 tarih 2014/11-253 Esas 2016/75 Karar sayılı kararı da dikkate alındığında; dava, marka hakkı ihlali ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, hükmün ilanı istemlerinin yanı sıra manevi tazminat istemini de barındırdığından; söz konusu davada, objektif dava birleşmesi müessesesi mevcuttur. Bu durumda, manevi tazminat istemi için ayrıca vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı eylemlerinin davacıya ait “…” esas unsurlu marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, bu tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin DURDURULMASINA,
“…” ibaresinin, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı veya benzeri biçimlerde kullanılması eylemlerinin DURDURULMASINA, davalının “www…com.tr” internet sitesinde kullanmakta olduğu “…” ibarelerinin KALDIRILMASINA, bu suretle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin MEN’İNE, davalıya ait “www…com.tr” ibareli alan adı altında yayın yapan internet sitesinde yer alan web sayfalarına ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, akabinde bu alan adının İPTALİNE,
Davalı tarafça, instagram isimli sosyal ağ üzerinden ve “….tr” kullanıcı adı ile gerçekleştirilen kullanımın ÖNLENMESİNE,
Davalı tarafından üretilip piyasaya sunulmuş “…” markasını üzerinde barındıran ürünlere, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde EL KONMASINA, bu ürünler üzerindeki “…” markalarının SİLİNMESİNE, teknik olarak bu markaların silinmesinin imkânsız olması halinde bu ürünlerin İMHASINA, “…” markasının bahse konu ürünler üzerinde münhasıran yer almasını sağlayan cihaz, makine ve benzeri tüm araçlara EL KONMASINA, bunların marka hakkı ihlalini giderecek şekilde ŞEKİLLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE, teknik olarak bunun mümkün olmaması halinde bu araçların İMHASINA,
“…” ibaresini taşıyan her türlü tabela, basılı evrak ve sair evrakın KALDIRILMASINA, bu ibarenin, iş evrakı ve reklamlarda kullanılmasının DURDURULMASINA,
15.000,00 TL manevi tazminatın 03/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Hükmün kesinleşmesinden sonra masrafı davalıya ait olmak üzere, mahkeme hüküm özetinin, Türkiye’de yayınlanan ve tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde bir kez İLAN EDİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 908,28 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 116,37 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı marka hakkı ihlali ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, hükmün ilanı istemleri bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı manevi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın manevi tazminat istemi bakımından kısmen reddolunması ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 908,28 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvurma ve vekalet harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 85,50 TL posta masrafı, Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından sarfedilen 751,80 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 2.999,50 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 1.499,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.499,75 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatı yargılama giderinin 1/2′ si olan 3,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 3,90 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin 1/2’si olan 660,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin 1/2’si olan 660,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
12-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/06/2021

Katip …
E imza

Hakim …
E imza