Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/212 E. 2021/41 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/212 Esas – 2021/41
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/212 Esas
KARAR NO : 2021/41

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 17/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 18/12/2018 tarihinde … sayılı “…” ibareli markası için 43. sınıfta TÜRKPATENT nezdinde başvuru talebinde bulunduğunu, Türkpatent Markalar Dairesi Başkanlığınca yapılan ilana davalı …’nın … sayılı markasını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, bu itirazı kurumun kabul ettiğini, müvekkili tarafından bu karara itiraz edildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun kurum kararını yerinde görerek itirazı reddettiğini, kurumun vermiş olduğu kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkilinin tescilini talep ettiği marka ile itiraz konusu markanın karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, itiraz konusu marka ile bir kelime haricinde başka bir benzerliğinin bulunmadığını, markada şekil renk unsurları da dikkate alınarak tamamıyla değerlendirilmesi gerektiğini, itiraz konusu marka amblemleri incelendiğinde figürler, yazıların ve sembolün rengi, yazı karakterlerinin tamamı ile farklı olduğunu, ortalama tüketici kitlesi nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer bir intiba yaratmayacağını, davalının aktif olmayan bir marka için çıkar sağlamak amacıyla kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin işletmekte olduğu otelde iki yıldır kullandığı markanın tescilini engellediğini beyan ederek; YİDK’nın … sayılı red kararının iptaline ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 28/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İtiraza mesnet marka ile dava konusu marka karşılaştırıldığında, ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, söz konusu markaların aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olduğunu, karıştırılma ihtimallerinin mevcut olduğunu, karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde markaların ortak unsurlarının ayırt edicilik düzeyinin öncelikle dikkate alındığını, “…” ibarelerini ortak olarak içermesi ve çok benzer şekil unsurları içermeleri nedeniyle oluşan görsel ve işitsel benzerliğin markalar arasında karıştırılma ihtimali oluşması için yeterli olduğunu, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 07/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … sayılı markasının 02/07/2018 tarihinde tescilinin yapıldığını, on yıl süre ile 43. sınıf mal ve hizmetler kategorisinde kullanıma sunulduğunu, davacının 18/12/2018 tarihinde … başvuru numarası ile “…” markasını 43. sınıf mal ve hizmetler kapsamında tescilini talep ettiğini, Türkpatent nezdinde müvekkilinin itiraz ettiğini, yapmış olduğu itirazın kurum tarafından kabul edildiğini, Türkpatent’in karıştırılma ihtimalini “bir mal veya hizmetin alıcısının yani genel anlamda halkın almayı tasarladığı, bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını veya hizmetini alma ihtimali ile karşı karşıya olması” şeklinde tanımladığını, davacının; müvekkiline ait tescilli 9 markanın kullanılmadığını iddia ettiğini, 9 markadan biri olan … sayılı “…” ibareli tescilli markaya istinaden … GROUP İNŞAAT SAĞLIK GIDA TEKS. DAN. İTH. İHR. TİC. A.Ş.’ ye ait ATO üyelik belgesi vergi levhası ve ticaret sicil gazetesi kayıtlarını dosyaya sunduğunu, davacının mahkemeyi yanıltıcı iddia, itham ve bilgilerle meşgul ettiğini beyan ederek; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “Şekil+… … BODRUM” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan … sayılı “Şekil+…” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin “Şekil+… … BODRUM” ibaresinin 43/02. Sınıf: “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetlerinin tescili amacıyla 18.12.2018 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında, 14.01.2019 tarih ve 316 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şahsın 04.03.2019 tarihinde … sayılı markasını mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri bağlamında itirazda bulunduğu, davacı şirketin 24.04.2019 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi sunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazların incelenmesi sonucunda SMK m.6/1 hükmü uyarınca marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, davacı şirketin 10.02.2020 tarihli itiraz dilekçesi sunduğu, yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 23.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamındaki “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetlerinin redde mesnet … sayılı marka kapsamındaki “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetleri ile aynı hizmetler oldukları tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka “Şekil+… … BODRUM” ibaresinden oluşan şekil ve kelime markasıdır.
Redde mesnet … sayılı marka “Şekil+…” ibaresinden oluşan şekil ve kelime markasıdır.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, her iki markada da “…” kelimesinin müşterek olarak bulunduğu, “…” kelimesinin ingilizce bir ibare olup Türkçe’de “Anka Kuşu” anlamına geldiği, bu ibarenin davaya konu 43/2 altsınıftaki hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, bu hizmetlerin karakteristik özelliklerini belirten bir çağrışım gücünün bulunmadığı, bu nedenle davaya konu hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz, markasal etkisi yoğun bir ibare olduğu, dava konusu markada yer alan “Hotel Bodrum” ibaresinin davaya konu hizmeti tanımlayan ve coğrafi kaynağını bildiren tasviri bir ibare olduğundan ayırt ediciliği bulunmayan tali bir unsur olduğu, yine dava konusu markada yer alan “SUN” ibaresinin Türkçe’de anlamı yaygın olarak bilinen, “Güneş” anlamına gelen ingilizce bir ibare olduğu, bu ibarenin özellikle yaz turizmine ilişkin tatil yerlerinde hizmet veren otel işletmeleri bakımından ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu, zira yaz turizminin bulunduğu yerlerde hizmet veren otel işletmelerinin, müşterilerinin güneşlenmesi için plajlarda şezlong hizmeti de verdikleri, güneş ışınından müşterilerini yararlandıracak şekilde otel konsepti oluşturdukları, bu nedenle 43/2 alt sınıftaki hizmetler bakımından “SUN” ibaresinin, ilgili tüketici kesimi nezdinde, yaz turizminin olduğu yerlerde bu hizmetlerin verildiği algısını oluşturacağı, bu hale göre açıklayıcı mahiyeti bulunan bu ibarenin de markanın tali unsurlarından birini oluşturduğu, gerek davacı markasında gerekse redde mesnet markada ayrıca iki ayrı kuş figürüne de yer verildiği, “…” kelimesinin Türkçe anlamını oluşturan “Anka Kuşu”nun; kökeni Pers mitolojisi ve edebiyatına dayanan, efsanevi, iyicil bir kuş olduğu, “…” kelimesinin Türkçe anlamını bilen 43/2 alt sınıftaki hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin gerek davacı markasında, gerekse redde mesnet markada yer alan kuş figürlerini kavramsal olarak mitolojik bir kuş türü olan “Anka Kuşu” ile ilişkilendireceği, bu nedenle markalar arasında yer alan şekil figürlerinin de kavramsal olarak aynı anlama çağrışım sembolü oluşturdukları, bu hale göre daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı 43/2 alt sınıftaki hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada görme imkânından yoksun, önceki tarihli markanın detaylarını analiz etmeyen, gözünde, kulağında veya zihninde kalan imajı ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, davaya konu “Şekil+… … BODRUM” markayı 43/2 altsınıftaki hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu markayı redde mesnet marka veya bu markanın serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, redde mesnet marka sahibinin Bodrum ilçesinde bu marka ile otel işlettiği hususunda yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebilecekleri, belirtilen nedenlerle somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT ve davalı … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 150,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 266,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı Şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/01/2021