Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2021/240
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 17/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortağı olduğu “Eğitim” alanında hizmet vermekte olan özel eğitim kurumunun “…” markasını 19/07/2016 tarihinde 2016/59886 sayısı ile tescil ettirdiğini, bu markanın müvekkilinin ortağı olduğu şirket tarafından yürütülen yoğun emek ve çalışma ile yine binlerce lira harcanmak suretiyle gerçekleştirilen tanıtım faaliyetleri sonucunda eğitim pazarında önemli bir paya sahip olduğunu, tanınmış marka mertebesine eriştiğini, müvekkili adına tescili talep edilen 2019/24649 sayılı “… Okulları” markası ve 2019/24686 sayılı “…” markasına ilişkin tescil taleplerinin reddi üzerine müvekkil tarafından yapılan itirazların da haksız olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … ve … sayılı kararları ile reddedildiğini, davalılardan …’ın kötü niyetli olduğunu belirterek; TÜRKPATENT YİDK’nin … ve … sayılı kararlarının iptaline, dava konusu markaların müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 20/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kurum aleyhine açılmış bulunan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacıya ait marka başvuruları ile redde mesnet alınan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğunu, davacı tarafın red gerekçesi markaların kötü niyetle tescil edildiği ve gerçek hak sahibi olduğu yönündeki iddialarının, red gerekçesi markaların tescil edilmiş olmaları ve davacı başvuru sahibinin yayıma itirazına konu olmamış olmaları nedeniyle başvuru hakkındaki red kararının yerindeliğini etkiler veya değiştirir mahiyette argümanlar olarak görülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 01/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) kayıtlarında 2016 59886 tescil numaralı, “…” ibareli markanın davacı … adına tescilli olmadığını, bu sebeple davanın konusunu oluşturamayacağını, 2019/24886 sayılı, “…” ve 2019/24649 sayılı, “… Okulları” İbareli markaların YİDK tarafından reddedildiğini, davacının, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı kararına itiraz dilekçesinde konu etmediği iddia ve talepleri işbu davaya konu ettiğini, davaya konu marka başvuruları ile müvekkiline ait “…” ibaresini içeren markaların eşya listelerinin tamamıyla aynı olduğunu, davaya konu “…” ve “… OKULLARI” ibareli markaların, tüketici nezdinde, müvekkiline ait “…” ibaresini içeren markalar ile şube izlenimi oluşturduğunu, müvekkilinin seri markalarının içerisine girilmek suretiyle davacı tarafın, müvekkiline ait seri markaların çekici gücünden yararlanması niyetinde olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, markalaşma yoluna gitmek için itiraza mesnet markalar için başvuru yaptığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … ve … sayılı YİDK kararlarının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2019/24649 sayılı “… okulları” ve 2019/24686 sayılı “…” ibareli marka başvurularının, davalı …’a ait “…” ibareli markalarla SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi oluşturup oluşturmadığı, davacının önceki tescilli marka hakkından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olduğu iddiasının nisbi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 11.03.2019 tarihinde “… okulları” ibareli 2019/24649 sayılı başvuru ile 16. ve 41. Sınıflardaki “16. Sınıf: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.41.Sınıf:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetleri için tescil talebinde bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca başvurudan 16.sınıf emtiaların çıkartılmasına karar verildiği, başvuruda kalan 41.sınıf hizmetler bakımından başvurunun 27.03.2019 tarih 321 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şahıs tarafından 29.03.2019 tarihinde SMK m.6/1 ve 6/9 hükümleri kapsamında 2019/24392, 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24536, 2019/24539, 2019/24550, 2019/24556, 2019/24564 ve 2019/26564 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı tarafından 27.04.2019 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, dilekçesinde kullanmama def’i ileri sürüldüğü, davalı şahsın 27.04.2019 tarihli kullanım ispatına ilişkin olarak kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca ileri sürülen itirazların kabulü ile marka başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak; 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24536, 2019/24539, 2019/24550, 2019/24556 ve 2019/24564 sayılı markaların gösterildiği, davacı tarafından karara itiraz edildiği, 16.03.2020 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu yapmış olduğu incelemede, … sayılı davaya konu kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar vermiştir. Bu kararın davacı marka vekiline 18.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 11.03.2019 tarihinde “…” ibareli 2019/24686 sayılı başvuru ile 16. ve 41. Sınıflardaki “16. Sınıf: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.41.Sınıf:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetleri için tescil talebinde bulunduğu, 2019/24686 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 29.04.2019 tarih ve 323 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şahıs tarafından 14.05.2019 tarihinde SMK m.6/1 ve 6/9 hükümleri kapsamında 2019/26564, 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24539, 2019/24556, 2019/24564 sayılı markalar mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı tarafından 26.05.2019 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz edildiği, dilekçesinde 2016/59886, 2019/24686, 2019/24649 sayılı markalar bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürüldüğü, davalı şahsın 26.05.2019 tarihli kullanım ispatına ilişkin olarak kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca ileri sürülen itirazların kabulü ile marka başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak; 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24539, 2019/24556 ve 2019/24564 sayılı markaların gösterildiği, davacı tarafından karara itiraz edildiği, 19.05.2020 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu yapmış olduğu incelemede, … sayılı davaya konu kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar vermiştir. Bu kararın davacı marka vekiline 21.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Marka işlem dosyasında her ne kadar davacı tarafından kullanmama def’i ileri sürülmüşse de, redde mesnet alınan markaların tescil tarihi ile dava konusu marka başvuru tarihi arasında 5 yıldan daha az süre bulunduğundan SMK m.19/2 hükmü uyarınca davacının ileri sürdüğü kullanmama def’i dikkate alınmadan aşağıdaki şekilde SMK m.6/1 hükmü uyarınca iltibas değerlendirmesi yapılmıştır. Başka bir deyişle; davacının marka işlem dosyasında ileri sürdüğü kullanmama def’i, süre yönünden nispi tescil engelini bertaraf edecek nitelikte değildir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu 2019/24649 sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “41.SINIF:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” hizmetleri, redde mesnet 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24539, 2019/24550, 2019/24556 ve 2019/24564 sayılı markaların kapsamındaki 41.sınıf hizmetlerle aynı/aynı tür hizmetlerdir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu 2019/24686 sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “16. Sınıf: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.41.Sınıf:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetleri, redde mesnet 2019/24450, 2019/24485, 2019/24534, 2019/24539, 2019/24556 ve 2019/24564 sayılı markaların kapsamındaki 16 ve 41.sınıfta yer alan mal ve hizmetlerle aynı, aynı tür hizmetlerdir.
Dava konusu 2019/24649 sayılı marka incelendiğinde; “… okulları” kelime markası olduğu, markada yer alan “okulları” kelimesinin davaya konu 41.sınıfta yer alan hizmetler bakımından tasviri nitelikte olduğu, markada yer alan “…” kelimesinin davaya konu hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, bu nedenle söz konusu markanın esas unsurunun “…” kelimesi olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu 2019/24686 sayılı marka incelendiğinde; “…” kelime markası olduğu, markada yer alan “ankara” kelimesinin coğrafi kaynak bildirdiği, bu nedenle tasviri nitelikte olduğu, markada yer alan “…” kelimesinin davaya konu 16 ve 41.sınıfta yer alan mal ve hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, bu nedenle söz konusu markanın esas unsurunun “…” kelimesi olduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet markaların kelime ve şekil unsurlarından oluşan karma markalar oldukları, bu markaların; “Şekil+… ERYAMAN”, “Şekil+… ELVANKENT”, “”Şekil+… ETİMESGUT”, “Şekil+… SİNCAN”, “Şekil+… FATİH”, “Şekil+… BATIKENT” ve “Şekil+… YENİMAHALLE” şeklinde oldukları, markalarda yer alan “ERYAMAN, ELVANKENT, ETİMESGUT, SİNCAN, FATİH, BATIKENT, YENİMAHALLE” kelimelerinin coğrafi kaynak bildirdiği, bu nedenle tasviri nitelikte oldukları, markalarda yer alan şekil unsurunun “…” kelimesinin önüne geçecek nitelikte baskın ve orijinal niteliğinin bulunmadığı, yanan meşale şeklindeki mizanpajın özellikle eğitim sektöründe yaygın kullanıma konu olan ve ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu, ayrıca “Söz görünümden yüksek sesle konuşur.” ilkesi uyarınca da markalarda yer alan “…” kelimesinin bu şekil unsuruna göre ön planda olduğu, dolayısıyla redde mesnet markaların esas unsurunu da “…” kelimesinin oluşturduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; Davaya konu “… okulları” ve “…” markaları ile redde mesnet “…” esas unsurlu markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, ayrıca karşılaştırılan markalar kapsamındaki emtiaların da aynı ve aynı tür olduğu, bu hale göre daha önce redde mesnet “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan gerek makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, gerekse daha dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… okulları” ve “…” markalarını aynı, aynı tür mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, bu markayı redde mesnet markaların serisi niteliğinde markalar zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahil marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, belirtilen nedenlerle davaya konu her iki marka başvurusu bakımından da redde mesnet markalarla aralarında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf önceki tarihli markadan kaynaklı olarak müktesep hak iddiasında bulunduğundan bu husus aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.
Somut olay bu kriterler çerçevesinde incelendiğinde; Davacıya ait önceki tarihli tescilli markanın bulunmadığı, önceki tarihli olduğu belirtilen 2016/59886 sayılı markanın davacıya ait olmayıp dava dışı bir şirket adına tescilli olduğu, bu nedenle söz konusu marka mesnet gösterilerek davaya konu marka başvuruları bakımından müktesep hak iddiasında bulunulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili her ne kadar davalı şahsın kötü niyetli olduğunu iddia etse de, davalı TÜRKPATENT’in SMK m.6/1 hükmü kapsamında ve nisbi tescil engeli bağlamında yaptığı değerlendirmede redde mesnet marka sahibinin kötü niyetli olup olmadığı hususunu değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle, redde mesnet marka sahibinin kötü niyetli olduğundan bahisle SMK m.6/1 hükmünde düzenlenen nisbi tescil engelinin aşılacağından söz edilemez.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 131,00 TL posta, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.947,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …’ın yapmış olduğ 16,30 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … ‘a verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2021