Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/194 E. 2021/250 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/194 Esas – 2021/250
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/194 Esas
KARAR NO : 2021/250

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 05/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 1974 yılından beri inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, yürüttüğü sayısız büyük proje sayesinde yurt içinde ve yurt dışında çok tanınmış bir firma olduğunu, “…” ibareli markanın 16, 19, 28, 35, 36, 41, 43, 44 ve 45. Sınıflara giren emtialarda tescili için yaptığı başvurunun ilanına davalı firmanın önceki tarihlerde tescilli “…”li markalarına dayalı olarak itiraz ettiğini, davacının bu itiraz üzerine davalının tescilinden itibaren 5 yıl geçmiş bulunan 2012 32214 sayılı “…”, 2012 41159 sayılı “…” ve 2012 41150 sayılı “…” markalarının kullanıldığını ispat etmesini talep ettiğini, davalı firmanın kullanıma dair davalı TÜRKPATENT’e hiçbir delil sunmadığını, dolayısıyla bu markaları açısından yaptığı itirazın TÜRKPATENT tarafından reddedildiğini, diğer markalarına dayalı itirazın ise kısmen kabul edilerek davacının markasının emtia listesinden 19, 35, 36 ve 41. Sınıflara giren emtiaların çıkartıldığını, bu kararın yerinde ve doğru olmadığını, zira davalının kısmi redde mesnet markaları ile davacının markasının benzer markalar olmadığını ve markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, markalarda ortak olan “…” ibaresinin türetilmiş bir kelime olmaması nedeniyle ayırt edici niteliği zayıf bir ibare ve dolayısıyla başkaları tarafından da marka olarak kullanılabilecek bir ibare hüviyetinde kabul edilmesi gerektiğini, zaten de TÜRKPATENT nezdinde “…” unsurlu pek çok markanın farklı kişi ve kuruluşlar adına tescilli olduğunu, taraf markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkatli ve bilinçli tüketiciler olduğunu, taraf markalarının kullanılacağı emtiaların tamamının aynı tür/benzer emtia olduğundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, davacının …ibareli markaları aktif biçimde kullanarak bu markalarla seri marka grubu oluşturduğunu ve müktesep hak sahibi olduğunuileri sürerek, TÜRKPATENT YİDK’nın dava konusu edilen 19.05.2020 tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare 16.09.2020 tarihli beyan dilekçesi ile de davalı firma ile sulh olduklarını, davalı TÜRKPATENT açısından da dava konusu edilen YİDK kararının sebebinin ortadan kalkması nedeniyle açılan davanın kabulünün gerektiğini beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 26/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacının başvuru markası ile diğer davalıya ait kısmi redde konu markalar arasındaki benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklık yaratacak olmasının yanı sıra, markaların aynı/aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında ilgili tüketicilerin kolaylıkla yanılabileceklerinin açık olduğunu, davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markalarının başvurularının 2018 ve 2019 yıllarında yapıldığını, yani bu markalar açısından müktesep haktan söz edilebilmesi için gerekli olan, uzun süre ve kesintisiz kullanma şartının oluşmadığını, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı … GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI ANONİM ŞİRKETİ vekili 16/09/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacı ile anlaşmaya vardıklarını, davacının …” markasının kısmen reddedildiği emtialar açısından da tesciline rıza gösterdiklerini, varılan sulh anlaşmasına göre tarafların birbirlerinden bir ücret, masraf, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, bu sebeple açılan davanın kabulünü ve taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E :
6100 sayılı HMK m.150/1 hükmü uyarınca; 03/03/2021 tarihinde dava dosyası işlemden kaldırılmıştır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde yenilenme talebinde bulunulmaması nedeniyle 03/06/2021 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davanın; YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu ve davalı TÜRKPATENT’in bu istem bakımından davalı sıfatı bulunup kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 09.12.2019 tarih 2019/1123 E 2019/7997 K sayılı kararında da belirtildiği üzere ve AAÜT m.7 hükmü gereği ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinden lehine maktu vekalet ücretinin tamamı takdir edilmiştir. Davalı şirket ile yapılan sulhe göre; tarafların birbirinden yargılama gideri talebinde bulunmaması nedeniyle davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HMK m.331/3 hükmü gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-HMK m.150/5 hükmü gereği 03/06/2021 tarihi itibari ile DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7 hükümleri uyarınca hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’E verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL başvurma, vekalet, peşin karar ve ilam harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 104,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.621,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 24/06/2021