Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/190 E. 2021/346 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/190 Esas
KARAR NO : 2021/346

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 29/07/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, TPMK nezdinde tescilli 2019/01085/2, 2019/02556/1, 2019/03276/1, 2019/03276/2 sayılı tasarımların bulunduğunu, davalı yanın kendisinden sonra … sayılı tescil başvurusunu yaptığını, tescil başvurusunun yayınına itiraz edildiğini, yapılan itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, itiraza konu olan tasarımın iltibasa yol açacak şekilde benzer olduğunu, hatta aynısı olduğunu, 6769 sayılı SMK 5. Maddesine göre yenilik ve ayırt edicilik şartlarını taşımadığını, müvekkilinin tasarımlarının devamı gibi algılanacağını, mevcut pazar payına zarar vereceğini, mutlak yenilik kriterini taşımadığını, aynı pazarda olmaları sebebiyle de davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle; 2019/06919 sayılı tasarımın tescili ile ilgili YİDK tarafından verilen … sayılı kararın iptalini, davalı yanın tasarımının tescilinin iptali ile birlikte sicilden terkinini, tasarımların üçüncü kişilere devir ve temlikinin tedbiren engellenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 27/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu olan … numaralı tasarımın itiraza gerekçe olarak gösterilen 2019/01085/2, 2019/02556/1, 2019/03276/1, 2019/03276/2 sayılı tasarımlar karşısında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle yenilik ve ayırt edicilik özeliklerine haiz olması sebebiyle; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili 04/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, tasarımların ortak noktasının tencere ve kullanım amacının belirli olduğunu ve mecburi benzerliklerin kaçınılmaz olduğunu, benzer olduğu iddia edilen ağız kısmının belirli bir ölçüde dışa doğru genişleme yani bir çıkıntı olduğunu, davacı tarafın kendilerinin tasarlamış olduğunu iddia etseler de, bu uygulamanın yıllardır bakır, çelik, plastik tencere kapaklarında kullanılan bir yöntem olduğunu, Ek-4,5,6 da sundukları görsellerle bu durumu ispatladıklarını, ayrıca, davacı taraf tasarımının dudak kısmından müvekkili tasarımının dudak kısmının kalınlıklarının farklı olduğunu, yine benzer olduğu iddia edilen alt kısmının yapısının oval olduğunu karşı tarafın ise daha farklı olduğunu, tencere kapaklarının farklı olduğunu, müvekkili tasarımında kapak yüksekliğinin bariz şekilde farklı olduğunu, kapağın alt zemininde bir çıkıntı olduğunu ve davacı taraf tasarımında bu kısmın düz olduğunu, tutacak ve kapak tutacağının da farklı olduğunu, tüm bu sebeplerle YİDK tarafından verilen … sayılı kararının iptali isteminin reddini, … numaralı tasarımın iptali ve sicilden terkini talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait 2019 06919/1 sıra nolu tasarımın başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadığı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı, davalı şahsın tasarım başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalıya ait 2019 06919/1 sıra nolu tasarımın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 01.11.2019 tarihinde 2019/06919 sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 25.11.2019 tarihli 329 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde başvurunun yayımlandığı, davacının 24.12.2019 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, itirazına mesnet olarak; 2019/02556-01, 2019/03276-01, 2019/03276-02, 2019/01085-02 sayılı tasarımları gösterdiği, davalı şahıs tarafından 22.03.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; “İtirazın reddine ve 2019 06919/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 07.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. (7226 sayılı Kanun Geçici 1.maddesinde düzenlenen yasal durma süreleri dikkate alınmıştır.)
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur .
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez. Yine 58/4-c. bendine göre, “Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri koruma kapsamı dışında kalmaktadır.”
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen tasarımlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Uyuşmazlık konusu tasarımlar, “kare tencere” tasarımı olup bilirkişi raporunda belirtilen görsellerden de görüldüğü üzere; tasarımlarda kare taban ve boyun kullanılması, tabanın kare formunun boyunun kare formunda ölçü olarak daha küçük olması ve bu sebeple tencerenin gövdesinin yukarı yönlü olarak genişleyerek yükselmesi kullanılagelen ve harcıalem hale gelmiş bir uygulamadır. Bu anlamda bu segmente ürün tasarlayacak bir tasarımcı için ana gövde yapısının benzer olması beklendik bir durum olacaktır. Bir tencerenin kapağı olması, yemek pişirme süreci açısından teknik bir zorunluluktur. Bunun yanında kapakların tencere gövdesine oturtulması açısından farklı tasarım kararları verilebilmektedir. Bu yöntemlerden birisi kapağın tencere gövdesi içerisine uzanan bir çıkıntısının olması iken, bir diğeri de tencere gövdesinde çıkıntısı olmayan bir kapağın oturacağı bir alanın oluşturulmasıdır. Dava konusu tasarımda kullanılan ikinci yöntemdir ki; bu kullanılagelen ve harcıalem hale gelmiş bir yöntemdir. Bir tasarımda kapağın kapanması için bu yöntemin kullanılması, ayırt edicilik açısından göz ardı edilebilecek bir haldedir. Bunların yanında tasarımcının seçenek özgürlüğünün geniş olduğu alanlar da bulunmaktadır. Kapak formları, kulp formları, kapağın üzerinde yer alan tutamak formları bunlar arasında sayılabilecektir.
Somut olayda bilgilenmiş kullanıcı kesiminin; davaya konu tencere emtiasını kullanan, bu emtialar ile yemek pişiren, tencere satın alırken piyasadaki sair tencere emtiaları hakkında fiziki ya da online ortamda mağaza dolaşarak bilgi sahibi olan, yemek işi ile iştigal eden yetişkin kimseler oldukları kanaatine varılmıştır.
Genel form tasarımı açısından davacı tarafa ait 2019/01085/2 sayılı tasarımın sadece bir kapak olması ve 1 sıra numaralı tencere tasarımının iptal edilmesi dikkate alınarak tasarımların ortak ve farklı özellikleri incelendiğinde;
Davalı tarafa ait 2019/06919-1 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2019/01085/2 sayılı tasarım karşılaştırıldığında;
Piyasada bulunan benzer konudaki ürünlerin genel form kıyaslaması dikkate alındığında, bahis konusu tasarımların kare formunda bir tencerenin ancak teknik zorunluluk gereği üzerini kapatacak olan kapağının da kare formda olmasıdır. Davacı taraf kapak tasarımının tepe kısmına doğru kubbe formunda ilerlemesi görülürken, davalı tasarımına ait kapakta bu kısım düz bir forma sahiptir. Tepe kısımlarının tam bir daire şeklinde olması ve dışa doğru belirgin bir bombeye sahip olmasıdır. Davacı taraf tasarımında küresel formda kapak tutamağı bulunurken davalı taraf tasarımında herhangi bir tutamak bulunmamaktadır.
Davalı tarafa ait 2019/06919-1 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2019/02556/1 sayılı tasarım tasarım karşılaştırıldığında;
Piyasada bulunan benzer konudaki ürünlerin genel form kıyaslaması dikkate alındığında, bahis konusu tasarımların kare formunda bir tencerenin ancak teknik zorunluluk gereği, üzerini kapatacak olan kapak yerinin içe girintili yapıda olması ve dış kısmının ise bu oturmaya izin verecek şekilde çıkıntılı olması gerekmektedir. Her iki tasarımda da bu mutat özellik bulunmaktadır. Davacı tasarımında taban kısmı ile ağız kısmı arasında belirgin bir genişlik farkı ve genişliğinin tabandan yukarı doğru düz bir satıhla ve belirgin şekilde ilerlediği görülürken, davalı tarafa ait tasarımda bu kısımlar daha yumuşak geçişlerle ve genişlik farkı çok yaratılmadan tasarlanmıştır. Yüzey tasarımlarına baktığımızda ise davalı taraf tasarımında tencere yüzeyinin dört tarafında dikey yerleştirilmiş beşerli üçgen formda çöküntülere yer verilirken davacı taraf tasarımında düz bir satıh yer almaktadır.
Davalı tarafa ait 2019/06919-1 sayılı tasarım ile itiraza mesnet 2019/02556/1 sayılı tasarım tasarım karşılaştırıldığında;
Piyasada bulunan benzer konudaki ürünlerin genel form kıyaslaması dikkate alındığında, bahis konusu tasarımların kare formunda bir tencerenin ancak teknik zorunluluk gereği, üzerini kapatacak olan kapak yerinin içe girintili yapıda olması ve dış kısmının ise bu oturmaya izin verecek şekilde çıkıntılı olması gerekmektedir. Her iki tasarımda da bu mutat özellik bulunmaktadır. Davacı tasarımında taban kısmı ile ağız kısmı arasında belirgin bir genişlik farkı ve genişliğinin tabandan yukarı doğru düz bir satıhla ve belirgin şekilde ilerlediği görülürken, davalı tarafa ait tasarımda bu kısımlar daha yumuşak geçişlerle ve genişlik farkı çok yaratılmadan tasarlanmıştır. Yüzey tasarımlarına baktığımızda ise davalı taraf tasarımında tencere yüzeyinin dört tarafında dikey yerleştirilmiş beşerli üçgen formda çöküntülere yer verilirken davacı taraf tasarımının döküm bir tencere olduğu yüzey desenlerinden anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; seçenek özgürlüğü açısından davacı ve davalı tarafa ait tasarımlar kıyasladığında, tasarımlarda ortak özellik olarak belirtilen kısımların teknik zorunluluktan veya mutat özelliklerden kaynaklandığı, farklılıkların ise, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımlara farklı bir ürün kimliği kazandırdığı ve karışıklığa yol açabilecek derecede benzer bulunmadığı ve aynı üretici firmaya ait birbirinin devamı ya da çeşitleri gibi algılanamayacağı kanaatine varılmıştır. Başka bir deyişle; dava konusu tasarım ile itiraza mesnet gösterilen tasarımların, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, genel izlenim itibariyle benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
Dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı, kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan, bu konuda bilirkişi heyeti marifeti ile re’sen araştırma yaptırılmış olup; buna göre; dava konusu tasarımın, başvuru tarihi itibariyle, mutlak anlamda yeniliğini ortadan kaldıracak nitelikte kamuya sunulmuş belirgin ve somut bir tasarım görseli tespit edilememiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2- İhtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devam ettirilmesine, hüküm kesinleştiğinde söz konusu ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 181,00 TL posta, tebligat, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.097,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin ve davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza