Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/176 E. 2021/335 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/176 Esas – 2021/335
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/176 Esas
KARAR NO : 2021/335
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 16/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2019 01314 sayısı ile gerçekleştirdiği tasarım başvurusunun yayınına davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazların kabul edildiğini, mesnet dokümanlar olarak 07.12.2018 ve 30.07.2018 tarihli … … isimli kişiye ait … sayfası ile yine anılan kişinin ürünü olduğu belirtilen kıyafeti sunan … isimli kişilerin … sayfalarının sunulduğunu, halbuki ilgili dokümanların hoşgörü süresi içerisinde kalan dokümanlar olarak değerlendirilmeleri gerektiğini, ayrıca iptale gerekçe tasarımın, müvekkilinin tasarımı ile aynı olmadığını, farklılıklarının bulunduğunu, ayrıca müvekkili tasarımından sonra kamuya sunulmuş olduğunu, müvekkilinin ilk olarak 08.06.2018 tarihinde tasarımı kamuya sunduğunu, mesnet tasarımın ise 30.07.2018 tarihinde kamuya sunulduğunu, yani iptale mesnet tasarımın, müvekkili tasarımının ilk kamuya sunumundan 52 gün sonra olduğunu, müvekkilinin ilk tasarımını Mayıs 2018’de çizdiğini, bu çizimi davalı şirkete gönderdiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, üçüncü kişilerin hak sahibi tarafından piyasaya sürülen tasarımları taklit etmesinin, orijinal tasarımın yeniliğini ortadan kaldırmayacağını, kurum tarafından bu husustaki hiçbir itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili tasarımının harcı alem bir tasarım olarak kabul edilemeyeceğini, davalının müvekkilinin yarattığı tasarımları sattığını, kiraladığını ve hatta kendi gelinliğini dahi müvekkilden seçtiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ünlü bir tasarımcı olduğunu, tüm tasarımlarını kendisinin geliştirdiğini, “davet çok elbisem yok” isimli sitenin davalıya ait olduğunu, davalının bu sitede müvekkili tasarımlarını sattığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı aleyhine hem suç duyurusunda bulunduğunu, hem de İstanbul 2. FSHHM’de 2019/66 E sayısı ile bir dava ikame edildiğini, davalı yanca dosyaya sunulan instagram hesaplarının müvekkili tasarımının yeniliğini veya ayırt ediciliğini ortadan kaldırmaya elverişli olmadığını, ayrıca ilgili delillerin de yönetmelik hükümleri gereğince dikkate dahi alınmaması gerektiğini iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 20/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu tasarım başvurusunu yeni ve ayırt edici olmadığını, dava konusu tasarım başvurusu ile itiraz ekindeki 30/07/2018 tarihini taşıyan WHATSAPP görsellerinde yer alan ve itiraza gerekçe gösterilen ürünün genel izlenim itibariyle benzer olduğunu, SMK m.57/2 kapsamında değerlendirilebilecek herhangi bir belgenin karşı görüş dilekçesinde sunulmadığını, müvekkili kurum tarafından verilen YİDK karının hukuka uygun olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … GİYİM ANONİM ŞİRKETİ vekili 04/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın, yayına çıkmamış bir tasarım ile müvekkiline tecavüz iddiası yönelttiğini, davacının tasarımının harcıalem olmuş bir tasarım olduğunu, farklı firmalarca piyasaya sunulduğunu, tasarımının aynısının … …, …. gibi birçok tanınmış moda firması tarafından kamuya ve piyasaya tarihli görseller ile sunulmuş olduğunu, nitekim bu belgelere dayalı olarak ileri sürdükleri itirazların kabul edildiğini, müvekkilinin “davetcokelbisemyok.com” sitesi üzerinden dünyaca ünlü markaların yeni sezon gece ve kokteyl elbiselerini kiraladığını, davacıya ait tasarım başvurusunun, itiraza dayanak gösterilen… tasarımı ile birebir aynı olduğunu, tasarımlar arasında küçük ayrıntılarda dahi farklılık bulunmadığını, moda sektöründe piyasaya sürülecek olan ürünlerin 1 yıl önceden görücüye çıkartıldığını, bu durumun tüm dünyada bu şekilde olduğunu, davacı her ne kadar kendi tasarımını 08.06.2018’de sosyal medya hesapları aracılığıyla kamuya sunduğunu ve dayanak gösterilen paylaşımların kendi paylaşımından 52 gün sonra olduğunu iddia etse de …’ye ait görselin 2018 …’a ait olduğunu ve 2017 yılında piyasaya sunulduğunu, dolayısıyla zaten davacının iddia ettiği gibi bir hoşgörü süresinin de olmayacağını, davacının tasarladığı ürünün bir gelinlik olduğunu, seçenek özgürlüğünün bulunmadığından bahsedilemeyeceğini, günümüzde gelinlik beyaz olmalıdır algısının dahi ortadan kalktığını, dava konusu tasarımın renginden yırtmaç modeline, eteğinde yer alan fırfırlardan askı yapısına kadar ve hatta ürünün sunuluş biçimi dahil olmak üzere önceki tasarımların aynısı olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2019/01314 nolu tasarımın başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadığı, SMK m.57/2 hükmünde düzenlenen hoşgörü süresinden yararlanıp yararlanamayacağı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, redde mesnet dokümanlar celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 27.02.2019 tarihinde 2019/01314 sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun 09.08.2019 tarihli 322 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 18.10.2019 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, davacı tarafından 13.01.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; “itirazın kabulüne ve 2019 01314/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin iptaline” şeklinde oybirliği ile karar verildiği, verilen kararın davacı marka vekiline 13.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.(7226 sayılı Kanun Geçici 1.madde hükmünde düzenlenen yasal durma süreleri dikkate alınmıştır.)
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen görseller, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda; dava konusu 2019/01314 nolu tasarım; gelinlik tasarımıdır. Gelinlik tasarımları evlilik törenleri için özel olarak tasarlanan/hazırlanan kıyafetler olup beyaz renk gelinlik tasarımları için harcıalem nitelikte, gelenekselleşmiş renk kullanımıdır. Ancak bu durum teknik bir zorunluluk olmayıp günümüzde farklı renklerde de modeller giderek yaygınlaşmıştır. Bununla birlikte gelinlik tasarımları açısından, insan bedenine uygun yapıda olması haricinde herhangi bir teknik zorunluluktan bahsedilmesi ise mümkün değildir. Gelinlik tasarımları açısından seçenek özgürlüğü, tasarımcısının hayal gücü ile sınırlandırabilecek düzeyde geniştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök raporunda gelinlik tasarımları bakımından seçenek özgürlüğünün geniş olduğuna ilişkin örneklendirilmiş sair tasarımlara yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu tasarımın gelinlik tasarımı olduğu, gelinliklerin günlük hayatta giyilen tekstil ürünleri gibi değerlendirilmesinin isabetli olmayacağı, zira özel bir gün/tören için tercih edilen ve bir defaya mahsus giyilen kıyafetler oldukları, dolayısıyla bu ürünlerin bilgilenmiş kullanıcısı da ya gelinlik mağazasında çalışan bir satış görevlisi ya da gelinlik ürününü kullanacak olan herhangi bir gelin adayı kadın, yani nihai kullanıcı olabileceği kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi kök raporunda tablolaştırıldığı üzere dava konusu tasarım başvurusu ile redde mesnet alınan dokümanlar karşılaştırıldığında; Dava konusu tasarım başvurusunda tasarımın ön profilden detaylarını içerir bir görsele yer verilmiştir. Redde gerekçe tutulan önceki tarihli sosyal medya paylaşımlarında ise tasarımın önden tüm detaylarını içerir net ve tek bir görüntüsü yer almamaktadır. Bununla birlikte davacı yanca da “müvekkili ürünlerinin taklidi” olarak ifade edilmiş birden fazla görseldeki detaylar bir arada incelenmek suretiyle aşağıdaki değerlendirmelere varılmıştır.
Buna göre dava konusu gelinliğin göğüs kısmı açık olup ince biye bantlarla hazırlanmış süsleme ile göğüs açıklığının çevrelenmiş, iki adet ince biye askılar yapılmıştır. Biye ile yapılan süslemeler göğsün ortasından geniş, üçgen şekilde bel kısmına kadar devam etmiştir. Biye şerit süslemeler ön ortasında bel kısmından sağa sola doğru kalçalara kadar yarım daire şeklinde yer almıştır. Aynı düzen yanlarda yapılarak kalça oyukluklarında biyeli süslemeler tekrar edilmiştir. Aynı biye süslemeler göğüs kısmının sağ ve sol tarafına kup şeklinde yerleştirilmiştir. Gelinlik belde sonra ön, arka ve yanlar olarak dört parça kumaş halinde yırtmaçlı yere kadar devam etmektedir. Yırtmaçların kenarlarında farbalar bulunmaktadır. Görsellerde gelinliğin arka kısmı görülmemektedir. Gelinliğin en belirgin özelliği biye süslemelerin yapılması ve yerleştirilmesine yönelik tasarımıdır.
Mesnet sosyal medya paylaşımlarındaki görsellerin yüksek çözünürlüklü olmadığı, bu nedenle 30.07.2018 tarihli ilgili paylaşımlarıma konu görselden gelinlik detaylarının tamamının görülemediği, bu durumun sağlıklı ve nitelikli bir inceleme yapılmasını engellediği, ancak bilirkişi heyetince internet arama motorları üzerinden söz konusu görseller yardımıyla yapılan aramalarda, ilgili görsellerin birebir aynısının https://….internet adresinde de yer aldığı, daha net ve yüksek çözünürlüklü bu görseller üzerinden yapılan incelemede gelinliğin detay kısımlarının çok daha net anlaşılabilir olduğu, yapılan incelemede redde mesnet tutulan sosyal medya paylaşımlarındaki gelinliğin, dava konusu gelinlik ile birebir aynı olduğunun rahatlıkla görülebildiği, bu bağlamda ek ve teknik bir incelemenin varlığını gerektirmediği, ilgili paylaşımlardaki tek farkın gelinliği kaplayacak şekilde yine beyaz renkte tül kap kullanılarak, gelinliğin vücudu gösteren bazı detaylarının kamufle edilmiş olması olduğu, bunun dışında dava konusu tasarımdaki belirgin ve ayırt edici tasarımsal unsurlar olan omuz bağı yapısı, yırtmaç yapıları, pileli yapı ve yine gövde bölgesindeki biye bantlarla hazırlanmış süslemelerin konumları ve bu sayede oluşan bütünsel algıların birebir aynı olduğu görülmüştür.
Bu bağlamda ilgili sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlara konu görsellerin, dava konusu tasarımın, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, normal şartlarda, yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırıcı bir doküman olarak değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Ancak davacı yanın dosya kapsamındaki bir diğer iddiası 6769 s. SMK 57/2. Maddesindeki “Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez” düzenlemesi kapsamında, ilgili 30.07.2018 tarihli işbu sosyal medya paylaşımlarından önce müvekkilinin ilk kez 08.06.2018 tarihinde kendi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımın bulunduğu, dolayısıyla mesnet tutulan görsellerin, müvekkili paylaşımlarının taklidi niteliğinde değerlendirilmesi ve yenilik kriterinde dikkate alınmaması gerektiği temeline dayanmaktadır.
Davacı yanın https://www….. linde 08.06.2018 tarihli bilirkişi kök raporunda görüntüsüne yer verilen paylaşımının mevcut olduğu, 300 bin civarı takipçisi olduğu görülen bu hesabın kamuya açık olduğu, dolayısıyla bunun mevzuat çerçevesinde kabul edilen bir paylaşım biçimi olduğu, bu paylaşımın aynı zamanda dava konusu tasarımın kendisi olduğu görülmektedir.
Mevzuatımızda yer alan bu düzenleme uyarınca hoşgörü süresi olarak da doktrinde kabul edilen duruma göre tasarımcının, halefinin veya izin sahibi 3. Kişilerin tasarım başvuru tarihinden (varsa rüçhan tarihi) önceki 12 aylık dönemde kalan ve kamuya sunulan paylaşımları, tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırmayacak olup bu yönde bir düzenlemenin mevzuatımızda yer almasının temel nedeni tasarımın, ticari başarısının denenmesi, tüketici nezdinde ilgi görüp görmeyeceğinin test edilmesidir. Davacı yan, mevzuatta tanımlanan bu düzenleme uyarınca 27.02.2019 tarihinde tasarım tescil başvurusuna konu ettiği gelinlik modelini 08.06.2018 tarihinde de kamuya sunmuş olup ilgili tarih on iki aylık hoşgörü süresinin içerisinde kalmaktadır. Ayrıca hoşgörü süresinden yararlanabilmesinin temel şartlarından bir diğeri de başvurudan önce kamuya sunulan ilgili tasarımın, hak sahipliğinin de tasarımcıya ait olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle kişinin, zaten kendisinin hak sahibi olmadığı bir tasarım açısından hoşgörü süresinden yararlanması da mümkün olmayacaktır. Somut olayda davacının 08.06.2018 tarihli paylaşımından daha önceki tarihli herhangi bir kamuya sunumu belgeleyen delil yer almamakta, başka bir ifadeyle davacının gerçek hak sahipliği iddiasını çürüten bir delil dosya kapsamında bulunmamaktadır. Davalı yanın moda sektöründe kreasyonların bir sonraki sezon için hazırlandığı, bu nedenle bir yıl öncesinden kamuya sunumların gerçekleştiği, dava konusu gelinlik tasarımının 2019 yılı kreasyonunda olması nedeniyle 2018 yılında kamuya sunulduğunun kabulü gerekeceği iddialarına ilişkin olarak ise ilgili sektörde bu tür bir teamül olduğu kabulünde dahi, davacının da ilk paylaşımının Haziran 2018’e ait olması nedeniyle daha önceki tarihli bir delil dosyaya sunulmadığı sürece farazi olarak bu yönde bir değerlendirme yapılması mümkün görülmemiştir.
Bu çerçevede dosya kapsamına davalı yanca mesnet sunulan sosyal medya paylaşımları 30.07.2018 tarihli olup bu paylaşımlar davacı yanın ilk paylaşımından sonraki tarihli üçüncü kişi paylaşımlarıdır. Dolayısıyla 3. bir kişi tarafından gerçekleştirilen bu paylaşımlar bakımından, gerçek hak sahibinin davacı olmadığı yönünde bir sonuca varılması da mümkün olmadığından, ilgili paylaşımların bizzat davacı tarafça daha evvel kamuya sunulmuş tasarımın üçüncü bir kişi tarafından izinsiz taklit edilerek alenileştirilmesi/kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkün olup bu hususta 30.07.2018 tarihli ve yine sonraki tarihlerde aynı görseli içerir paylaşımların, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte işlem dosyası kapsamında her ne kadar davacı taraf, itiraza karşı görüş bildirme dilekçesinde 08.06.2018 tarihli sosyal medya paylaşımından bahsetmiş ise de ilgili paylaşımı içerir tarihli bir görsele dilekçesinde yer vermediği görülmüştür.
Her ne kadar davacı tarafın tasarım başvuru dosyasında, başvurunun ilanına yapılan itiraz üzerine sunulan karşı görüş dilekçesinde 08/06/2018 tarihli sosyal medya paylaşımına ilişkin görsele yer verilmemişse de, bu görsele ilişkin açıklamalara yer verildiği, 6769 sayılı SMK m.68 hükmü uyarınca gerekli görülen hallerde başvuru sahibinin görüşünün kurum tarafından talep edilebileceğinin düzenlendiği, tasarım işlem dosyasında yazılı açıklama ile belirtilen söz konusu sosyal medya paylaşımına ilişkin olarak davalı Türkpatent’in, davacı tasarım başvuru sahibinden SMK m.68 hükmü uyarınca bu yazılı açıklamaya mesnet görsel dokümanları talep etmesi gerekirken bu şekilde bir değerlendirme yapılmaksızın davaya konu YİDK kararının oluşturulduğundan hareketle, mahkememizce SMK m.68 hükmü de nazara alınarak bilirkişi kök raporunda görseli belirtilen davacıya ait 08/06/2018 tarihli sosyal medya görselinin SMK m.57/2 hükmü uyarınca hoşgörü süresine mesnet bir paylaşım olduğu, bu paylaşımın eldeki davada delil niteliğini haiz olduğu kanaatiyle yargılama yürütülmüştür. Bu nedenle somut tasarım başvurusu bakımından; davacının ilk olarak bu tasarım başvurusunun 08/06/2018 tarihinde sosyal medya hesabından paylaşarak kamuya sunduğu, redde mesnet dokümanların bu tarihten sonraki tarihe ilişkin olduğu, davacının 08/06/2018 tarihinden itibaren 12 ay içinde davaya konu tasarım başvurusunda bulunduğu tespit edildiğinden, SMK m.57/2 hükmü uyarınca dava konusu tasarım başvurusunun; gerek redde mesnet gösterilen dokümanlar, gerekse davacının önceki tarihli olan 08/06/2018 tarihli sosyal medya paylaşımına ilişkin görsel karşısında yeni ve ayırt edici olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu tasarım başvurusunun mutlak anlamda yeni olup olmadığı kamu düzenine ilişkin bir sorun olduğundan, bilirkişi heyeti marifetiyle bu hususta re’sen araştırma da yaptırılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 04/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere; ek raporda belirtilen görsellerden de görüleceği üzere, tasarımsal açıdan pek çok nokta itibariyle gelinlik tasarımları birbirlerinden farklılaşmakta olup ilgili ürünlerin niteliği itibariyle de bilgilenmiş kullanıcı tasarımların tüm unsurlarını ayrıntılı bir gözle inceleyerek tespitlerde bulunmaktadır. Dava konusu tasarımın, davacı yanca gerçekleştirilen başvurudan ve yine davacı yanın ilk kamuya sunum tarihinden daha evvelki bir tarihte kamuya sunulduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı gibi, anılan tasarımın yeniliğini ortadan kaldırır düzeyde bir dokümana da yine rastlanmamıştır. Belirtilen nedenlerle dava konusu tasarım başvurusunun mutlak anlamda yeni olmadığını ispatlayacak önceki tarihli kamuya sunulmuş herhangi bir görsel tespit edilememiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu marka başvurusunun, SMK m.57/2 hükmü de nazara alındığında, tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici olduğu tespit edildiğinden, davanın kabulü ile; … sayılı YİDK kararının iptaline, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 16,30 TL vekalet harcı, 213,50 TL posta, tebligat masrafı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.138,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … GİYİM ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2021