Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/168 Esas – 2021/238
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/168 Esas
KARAR NO : 2021/238
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 09/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … Group İnşaat A.Ş.’nin, “… …” ibaresinin 19., 35., 36., 41., 43. ve 44. Nice sınıflarında tescili amacı ile davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’na 14.05.2019 tarihli ve … numaralı marka tescil başvurusunda bulunmuş olduğunu, işbu başvurunun, 27.08.2019 tarihli ve 331 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanmış olduğunu, müvekkilinin, söz konusu marka tescil başvurusuna, süresi içerisinde itiraz etmiş olduğunu, müvekkilinin işbu itirazının Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmiş olduğunu, müvekkilinin işbu ret kararına itiraz edilmiş ancak itirazın TÜRKPATENT YİDK tarafından … sayılı karar ile reddedilmiş olduğunu, müvekkilinin, “…” ve “… …” ibarelerinin geçtiği pek çok markanın sahibi olduğunu, müvekkiline ait işbu markalar incelendiğinde görüleceği üzere, müvekkili adına tescilli markaların tamamında “…” ve “… …” ibarelerinin esas unsur olarak yer aldığını, dava konusu marka başvurusunun, müvekkili adına tescilli markalar ile benzer nitelikte olduğunu, işbu davaya konu “… …” ibareli marka başvurusunun, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1’inci maddesi uyarınca müvekkili adına tescilli “…” ve “… …” ibareli markalar ile ortalama tüketicide bıraktığı genel intiba, görünüm olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer, hatta aynı olduğunu, bu benzerliğin, iltibasa yol açabilecek ölçüde olduğunu, nitekim dava konusu marka başvurusu, “V” ve “… …” kelimelerinden oluşmakta olup; markanın esas unsurunun “…” ve “…” kelimeleri olduğunu, zira “V” harfi özel olarak hiçbir şey ifade etmeyip, dava konusu marka başvurusunda dikkati çeken unsurların, “… …” kelimeleri olduğunu, bu durumda müvekkili adına tescilli markalar ile dava konusu marka arasındaki tek farkın İngilizce “OF” kelimesi olduğunun izahtan vareste olduğunu, söz konusu “OF” ibaresinin de markaları birbirinden farklılaştırmaya yetmediğini, bu bakımdan müvekkilinin “…” ve “… …” ibareli marka serisi oluşturduğunu, dava konusu marka başvurusundaki “… …” ile müvekkili adına tescilli markalarda esas unsur olan “…” ve “… …” ibarelerinin benzer ve iltibas tehlikesi oluşturacak düzeyde olduğunu, davaya konu “… …” ibaresinin davalı … Group İnşaat A.Ş. adına tescili halinde, öncelikle müvekkilinin ve müvekkili adına tescilli markaların tüketici nezdinde algılanacağının aşikar olduğunu, böyle bir durumda tüketicinin, … numaralı marka tescil başvurusuna konu “… …” ibaresini müvekkilinin markaları ile karıştıracağını, anılan ibare ile müvekkilinin markalarının seri marka olduğu izlenimine kapılacağını ve söz konusu markalar arasında idari-ekonomik anlamda bir bağ olduğunu zannedeceğini, dava konusu marka başvurusunun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, dolayısıyla başka bir başvuruda bulunma olanağı mevcutken davalı … Group İnşaat A.Ş.’nin müvekkili adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan “… …” ibaresini tercih etmesinin, iltibas riski oluşturmakla birlikte; söz konusu ibarenin, davalı … Group İnşaat A.Ş. tarafından tesadüfen bulunduğunun düşünülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu kapsamda dava konusu ibarenin tescili halinde, müvekkili adına tescilli markalar açısından haksız rekabet durumunun söz konusu olacağının açık olduğunu, ifade ederek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 11.05.2020 Tarihli, … Sayılı YİDK Kararının iptaline ve davalı … Group İnşaat A.Ş.’nin … sayılı marka tescil başvurusunun reddine, davalı şirketin … numaralı marka tescil başvurusunun tescil işlemleri tamamlanmış ise, hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 21/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Kurum tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, dava konusu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamış olduğunu, bu tespit ve ihtilaf konusu “…” ibaresinin dilimizde “alışveriş merkezi” anlamına gelmesi sebebiyle ayırt edicilik vasfı nispeten zayıf bir unsur olması ve başvuru örneğinde yer alan stilize biçimde yazılmış “V” harfinin marka örneğindeki merkezi konumu ile diğer unsurlara nispetle büyüklüğü dikkate alındığında, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağının ortada olduğunu, davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edebilmek için; tanınmış markanın var olması gereken şartların somut olayda oluşup oluşmadığı hususunun incelenmesi gerektiğini ifade ederek, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Group İnşaat A.Ş. Vekili 28/07/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … başvuru numaralı ve “… …” ibareli marka başvurusuna ilişkin davacı tarafın itirazının … sayılı YİDK kararında ayrıntılı olarak incelenmiş ve reddine karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin başvurusuna konu ibare ile davacının işaret ettiği ibarelerin benzer unsurlar taşımadığını, markada yer alan ve ihtilaf konusu “…” ibaresinin dilimizde “alışveriş merkezi” anlamına gelmesi sebebiyle ayırt edicilik vasfı zayıf bir unsur olduğunu, müvekkili adına tescil edilen markada, … ibaresine eklenen stilize biçimde yazılmış “V” harfinin merkezi konumu ve … ibaresine göre daha büyük yazılmış olması markayı bütün olarak diğer markalarla karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, keza, içtihatlarda da belirli bir hizmeti tanımlamak için gerekli olan ve ticaret alanında yaygın kullanımı bulunan “marketi”, “PAZARI”, “SATIŞ MERKEZİ”, “MERKEZİ”, “OUTLET”, “…”, “CENTER” gibi ibarelerin, kural olarak eklendikleri ibarelere ayırt edici nitelik katmadıkları ve ilgili mal ve hizmetler için tanımlayıcı nitelikte olduklarının kabul edildiğini, davacının dava dilekçesinde sıralanan markaların tanımlayıcı ve ayırt edici unsurları bulunmadığından ve davacı şirket ile özdeşleşir tanınırlığı olmadığından, müvekkili adına tescillenen markanın ise özgün şekil ve vurgulu stilize biçimde yazılmış V harfini içermesi, markanın bütün olarak ele alındığında vurgunun V harfinde olduğu hususları dikkate alındığında davacının dava konusu taleplerinde haksız olduğunun ortaya çıktığını, bileşke markaların ayırt ediciliğinin tespitinde, markayı oluşturan her bir kelime ya da bileşenin tek tek değerlendirilmesinin yeterli olmadığını, bu tür markalarda, bileşke markanın ihtiva ettiği kelimelerin tamamı itibariyle bir bütün olarak ilgili tüketici kesimi üzerinde bıraktığı izlenimin dikkate alındığını, müvekkilinin başvurusuna konu “… …” ibaresinde vurgu “V” ibaresine yapılmış ve “V” ayırt edici ve karakteristik şekilde yazılmış olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği markalardaki ibarelerden “…” kelimesini ileri sürerek benzerlik iddiasında bulunduğunu, ancak izah edildiği üzere, … kelimesi ayırt edici özelliği olmayan ve AVM anlamına gelen bir kelime olduğunu, bu nedenle, markanın bütününü değerlendirmek gerekli olduğunu, … kelimesinin ayırt edicilik vasfının zayıf olduğunu, müvekkilinin başvurusuna konu “… …” ibaresinde ise V koyu renkli stilize biçimde yazılmış ve merkezi konumda nispeten … istanbula göre daha büyük yazılmış durumda olduğunu, bu nedenle davacının benzerlik ve karıştırılma iddiasının dayanaktan uzak olduğunu ifade ederek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan incelemede de davacının iddiaları haksız bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “… …” ibaresinin 19. 35. 36. 41. 43. ve 44. sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerinin tescili amacıyla 14.05.2019 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.08.2019 tarih ve 331 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 25.10.2019 tarihinde 2015/96066, 2007/42126, 2010/12742, 2010/12745, 2010/12747, 2011/52807, 2012/54273, 2013/55310, 2013/55311, 2013/99202, 2016/47156 ve 2017/68914 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1 ve m.6/5 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 18.03.2020 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, itirazına mesnet olarak SMK m.6/1, m.6/4 ve m.6/5 hükümlerinin gösterildiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 13.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 18.12.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı markanın kapsamında yer alan “19. Sınıf: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 36. Sınıf: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 41. Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, fotomuhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. 43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri ile davacıya ait 2015/96066, 2011/59470, 2010/12742, 2010/12745, 2010/12747, 2011/52807, 2012/52473, 2013/55310, 2013/55311, 2013/99202, 2016/47156 ve 2017/68914 sayılı markaların kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi ile renklendirilen mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür, benzer oldukları tespit edilmiştir.
Şöyle ki; dava konusu markanın kapsamında yer alan “19. Sınıf: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları.” mallarının davacının bazı redde mesnet markalarında bilirkişi raporunda mavi renkle belirtilmiş “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.”nin benzer alıcı çevresine hitap ettiği, belirtilen hizmetler sunulurken söz konusu malların kullanıldığı hususları dikkate alındığında ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu markanın kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin davacının bazı redde mesnet markalarında bilirkişi raporunda mavi renkle belirtilmiş “16. Sınıf: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” ve “19. Sınıf: Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları.” mallarının, benzer alıcı çevresine hitap ettiği, dava konusu markadaki satış hizmetlerinin davacının markalarında yer alan mallarının satışı olması nedeniyle belirtilen satış hizmeti sunulurken söz konusu malların kullanıldığı hususları dikkate alındığında ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu markanın kapsamında yer alan yukarıda belirtilen mal/hizmetler dışındaki mal ve hizmetlerin ise davacı markalarının kapsamında yer alan mallar/hizmetlerle benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamülmamül ürün ilişkisi bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olmadığı dolayısıyla söz konusu mal/hizmetlerle davacıya ait markaların kapsamındaki mallar/hizmetlerin aynı tür/benzer/ilişkili olmadıkları kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; içinde çeşitli renklerde şekillerin yer aldığı, markada yer alan diğer unsurlara göre daha büyük ve en üstte yer alan “V” harfi, hemen altında kırmızı renkte “…” ibaresi ve bu ibareye kıyasla daha küçük puntolarla “…” ifadelerinin birlikte kullanılarak oluşturulduğu görülmektedir.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar incelendiğinde; “Şekil+M … of …”, “Şekil+… … of …”, “Şekil+MOİ … OF …” gibi kelime ve şekil unsurlarından müteşekkil karma markalarının yanı sıra, “……. Efsane İndirim Günü” gibi kelime markalarından oluştuğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; Dava konusu markada yer alan “…” kelimesinin Türkçe’de “Alışveriş Merkezi” anlamına gelen, ülkemiz ortalama tüketici kesiminin aşina olduğu, ticari hayatta yaygın kullanımı bulunan, ayırt ediciliği düşük, tek başına kimsenin tekeline verilemeyecek bir ibare olduğu, markada yer alan “…” kelimesinin ülkemizin en büyük nüfuslu ili olduğu ve tek başına somut ayırt edici niteliği haiz olmadığı, markada yer alan şekil unsurlu “V” harfinin markasal mizanpajda ön planda olacak şekilde ve diğer unsurlara göre daha büyük punto ile oluşturulduğu, davacı markaları ile dava konusu marka arasında her ne kadar “…” ve “…” kelimelerinden kaynaklı müştereklik bulunsa da, izah edildiği üzere; gerek “…”, gerekse “…” kelimelerinin dava konusu markanın esaslı unsurunu oluşturmadığı, dava konusu markada yer alan şekil unsurlu “V” harfine benzer bir unsurun davacı markalarında yer almadığı, makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin markaların ayırt edici unsurlarını bir bütün halinde değerlendireceği, bu hale göre daha önce davacıya ait markaları gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… …” markasını gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, görsel, işitsel ve kavramsal olarak markalar arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle, bu markayı davacıya ait markalardan farklı bir marka olarak algılayabileceği gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, … 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmaması ve davacıya ait markaların tanınmış olduğuna dair yeterli bilgi ve belge olmaması nedeniyle, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 143,00 TL posta, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.659,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Group İnşaat A.Ş. tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Group İnşaat A.Ş.’ ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/06/2021