Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/158 E. 2021/368 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/158 Esas – 2021/368
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/158 Esas
KARAR NO : 2021/368

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 30/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dış aydınlatma armatürleri, çevre ve bahçe armatürleri, duvar aplikleri ve cephe aydınlatma sistemleri gibi ürün gruplarında 1994 yılından beri faaliyet gösteren bir firma olduğunu, çok sayıda tescilli tasarıma, faydalı model ve patent belgesine sahip olduğunu, davalının, müvekkili tasarımlarını taklit etmek ve bu taklit amacını yasallaştırma amacıyla dava konusu … sayılı tasarım başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin 2017/02515 sayılı tasarımı ile anılan tasarımın genel görünüm itibariyle ayniyet derecesinde benzer olduklarını, davalı yanın tasarımı siyah renkte ve farklı perspektiflerden bakıldığında detaylarının tamamen siyah olması nedeniyle belirsiz olduğunu, her iki taraf tasarımının da dar uzun dikdörtgen şekilde olduğunu, her ikisinin de üzerinde kendisinden daha küçük olan yine dikdörtgen şeklinde bir bölümünün bulunduğunu, bu unsurların teknik bir zorunluluk olmadığını, her iki tasarımda da “…” lerin yerleşim yerlerinin birebir aynı olduğunu, tasarımlarda LEDlerin yerleşimlerinin dikdörtgen olduğunu ve aralarında çizgiler bulunduğunu, her iki tasarımda da mevcut olan bu yerleşimin kenarlıklarının da birebir aynı olduğunu, tasarımın sadece renginin değiştirilmiş olmasının ayırt edici nitelik olarak değerlendirilemeyeceğini, tasarımlar arasında herhangi bir fark bulunmadığını, tasarımların kablo girişlerinin yerleri ve formlarının birebir aynı olduğunu, tasarımların üzerindeki ek parçanın şekli ve fonksiyonunun birebir aynı olduğunu, davalı yanın tasarımında üst parça ve alt parçanın birleştirilmiş olduğunu, ancak bunun tasarıma bir ayırt edicilik katmadığını, dava konusu tasarımın, müvekkili tasarımı karşısında kendine özgü form ve özgünlükten bahsedilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek; davalıya ait … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 07/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tasarımı ile davacı yanın mesnet tasarımı arasında benzerlik bulunduğu yönündeki iddiaların yerinde olmadığını, davacının yalnızca beş adet fotoğrafa dayalı olarak bu iddiaları ileri sürdüğünü, halbuki davacının da tasarımların benzer olmadığını bildiğini, davacının piyasada uzun yıllardır tekel olduğunu ve tek amacının rekabeti engellemek olduğunu, müvekkili şirketin 2017 yılında kurulduğunu, teknolojik yatırımlar ile sektöründe önde gelen firmaları arasına girdiğini, davacının müvekkili faaliyetleri nedeniyle edindiği ticari kaybın önüne geçmek için müvekkili aleyhine afaki iddialarda bulunduğunu, her iki tasarımın birbirlerinden farklı olduğunu, müvekkili tasarımının “…” olarak adlandırıldığını ve bu şekilde satıldığını, müvekkilinin ürün tasarımını “katamaran” olarak adlandırılan tekne modelinden yola çıkarak tasarladığını, katamaranın iki gövdeli tekne olarak bilindiğini, her iki taraf ürününün de tünel duvarlarına sıva üstü ya da kablo tavalarına monte edilen, tüneller için özelleşmiş aydınlatma armatürleri olduğunu, bu tür ürünlerin dışarıdan görünen kısımlarının yani ön taraf olarak tarif edilebilecek ve kullanım yerinde de görünür durumda olan kısım ile bu kısmın arkasında kalan, ampulün de bağlı olduğu alt yapıyı içerisine alan bir yapıya sahip olduğunu, bahse konu yapının kullanım kapsamındaki fonksiyonellik gereği oluştuğunu, armatürün görünmeyen detaylardan bağımsız bir şekilde değerlendirildiğinde gövde formunun değişebildiği, form üzerinde güçlendirme ve soğutma yüzeyi gibi fonksiyonel çözümlerin farklılaşabildiği, kullanım yerinde görünen yüzeye yansıyan eleman ve yapısal niteliklerin değişebildiğini, müvekkiline ait üründe görünen yüzeyin kenar bitişlerinin geniş birer pah ile ve yine her köşenin benzer bir çokgen yapı ile oluşturulduğunu, davacıya ait ürünlerin ise köşelerinin çeyrek daire şeklinde eğrilerle tamamlandığını, müvekkiline ait üründe logonun yüzeyin her iki tarafında da yer aldığını, davacıya ait üründe ise bu unsurun tek tarafta yer aldığını, müvekkiline ait üründe … alan çerçeve köşelerinin pahlı siyah bir çerçeve ile çevrili olduğunu, davacının ürünün de ise eğimli bir köşe bitişine sahip çerçevenin söz konusu olduğunu, bu çerçeve üzerinde vida sayıları ve dışa yansıyan oranların farklı olduğunu, her iki üründe de arka kısmında ürün alt yapısını içine alan dikdörtgen prizma şeklinde kablo bağlantılarının da yer aldığı bir yüzeyin bulunduğunu, bu yüzeyin müvekkiline ait üründe eğimli bir yapıda, davacı ürününde ise düz bir yüzeyden oluştuğunu, müvekkiline ait üründe görünen aydınlatma yüzeyi ve onu içine alan kabuk elemanın arka kısmında yer alan çıkıntıların farklı ve daha sık aralıklı olup arka yüzeyin bitişine kadar devam etmediğini, davacının ürününde ise tüm yüzey boyunca devam ederek bitişi yakın uç kısımlarda eğimli tamamlandığını, her iki tasarımda da ürün altyapısını içine alan dikdörtgen prizma formun müvekkiline ait tüm bitişlerde eğimli bir kutu yapı oluştururken davacıya ait üründe köşeli bir kutu görünümünde olduğunu, müvekkili tasarımında herhangi bir ek bağlantı parçası yokken, davacıya ait üründe; üstte yerleşmiş ayrı bir parçanın bulunduğunu, dolayısıyla tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde birbirleri karşısında benzer olmadıklarını, davacının, teknik zorunluluk arz eden hususların teknik zorunluluk olmadığı yönündeki iddialarının yerinde olmadığını, somut olaydaki her iki tasarımda da elektronik sürücü kutularının birbirlerinden farklı olduğunu, yine kanatlı soğutma sistemlerinin şekil ve boyutsal olarak birbirlerinden tamamen farklı olduklarını, tasarımların cam kenarlarında bulunan koyu renkli kaplamaya “seligrafi” adı verildiğini, her iki üründe de cam altında su ve toz sızdırmazlığını sağlayan conta görüntüsünün bu şekilde kapatıldığını, tünel aydınlatma armatürleri için uyulması gereken standartlar bulunduğunu, bu standartların tasarıma doğrudan etkisi bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalıya ait … sayılı tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı, davacıya ait 2017/02515 sayılı tasarım ile arasında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel olarak benzerlik bulunup bulunmadığı, hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetlerinden maddi vakıalara ilişkin raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 28.02.2019 tarihinde … sayılı aydınlatma armatürü tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 25.03.2019 tarih ve 313 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, yayımlanan tasarıma itirazda bulunulmadığından Tasarım Dairesi Başkanlığı’nca … sayılı tasarıma ilişkin tescil belgesi düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tasarım; bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri deliller, mahkememizce celp edilen tasarım tescil belgeleri, mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/06/2018 tarih 2017/11-99 Esas 2018/1173 Karar sayılı kararına göre; Bir tasarımın, kıyaslanan sair tasarım bakımından bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzer olup olmadığı hususu, hakimin hukuki bilgisi veya genel hayat tecrübesiyle çözümlenemeyen, teknik bilgi gerektiren, üniversitelerde dahi ayrı bir bölüm olan endüstriyel tasarıma ilişkin bir konu içermesi nedeniyle içinde tasarımcı kimselerin bulunduğu bilirkişi incelemesi ile çözümlenebilecek bir husus olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin; 16/03/2016 tarih 2015/8417 E 2016/2927 K, 13/03/2019 tarih 2017/5082 E 2019/2126 K sayılı kararları da aynı yöndedir.
Yukarıda yer verilen yüksek yargı içtihatları da nazara alınarak; dava konusu tasarımın başvuru tarihi itibariyle yeni veya ayırt edici olup olmadığı hususu özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden, bu hususta mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; eldeki dava tescilli tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, tasarım hakkı ihlalinden kaynaklı herhangi bir istemi içinde barındırmamaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü bakımından, tescilli tasarımların tescil belgelerinde yer verilen görünümleri baz alınarak yargılama yürütülmüş olup, tasarım ürünlerinin fiili görünümleri uyuşmazlık dışı olduğundan değerlendirme dışında tutulmuşlardır.
Tasarım uzmanı …. tarafından hazırlanan 14/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Dava konusu … sayılı tasarım ile davacı yana ait 2017/02515 sayılı tasarım arasında yapılan karşılaştırmada, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların birbirleri karşısında yeni ve ayırt edici olduklarının değerlendirilebileceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bu bilirkişi raporuna davacı vekili 27/01/2021 havale tarihli dilekçe ile itiraz etmiş, üniversitelerin ilgili bölümlerine yazılacak müzekkerelerle bilirkişilik yapabilecek akademisyenlerin isimlerinin talep edilmesi, itirazları doğrultusunda içerisinde uzman akademisyenlerin de yer aldığı yeni bir heyet oluşturulmak suretiyle yeni bir bilirkişi raporu aldırılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 23/02/2021 tarihli ara kararı ile; davacı vekilinin ileri sürdüğü itirazların değerlendirilmesi için yeni oluşturulan bilirkişi heyeti ile yeni bir bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.
Tasarım uzmanı …. tarafından hazırlanan 28/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “… sayılı tasarımın yeniliğine ilişkin yapılan araştırma sonucu erişilen ürünler karşısında, farklı olduğu ve mutlak yeniliği etkileyecek mesnet bir ürüne rastlanmadığı,
… sayılı tasarımın itiraza mesnet 2017/02515 sayılı tasarım karşısında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yeni ve ayırt edici olduğu,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Yukarıda yer verilen safahat ışığında somut olay irdelendiğinde;
Dava konusu tasarımın; … ışıklı armatür tasarımı olduğu, bu ürünün spesifik olarak tünellerde kullanılmak için tasarlandığı tespit edilmiştir. Anılan tasarımın tünel içi aydınlatmalarda kullanımı nedeniyle görsel özelliklerinin yanı sıra fonksiyonel açıdan da sahip olması gereken teknik zorunlulukların bulunduğu, nitekim taraflarca da bu zorunlulukların ifade olunduğu, tasarım üzerinde … ışık yerleşimlerinin bulunması, soğutma sistemlerinin yer alması, sürücü kutularının mevcut olması gibi unsurlar teknik zorunluluk olduğu gibi yine armatürlerin genel form olarak kare, dikdörtgen, oval, silindirik vb bilinen formlarda tasarlanması ise mutat mahiyetteki tasarım biçimleridir. Bununla birlikte armatürlerin monte edilecekleri yerlerin tavan, duvar vs. olmasına bağlı olarak montaj kısmının bu işlevi yerine getirmeye uygun olması dışında … yapılanmaları, genel form üzerindeki değişiklikler gibi noktalarda tasarımsal olarak ürünlerin birbirlerinden farklılaşmalarının da mümkün olduğu tespit edilmiştir. Başka bir deyişle; söz konusu üründe fonksiyonellik gereği; genellikle aydınlatma elemanını içerisine alan, yansıtıcılı bir yüzeyle birlikte dışarıdan görünerek aydınlatma elemanını da içinde gösteren ya da yarı geçirgen yapıda tutularak göstermeyen bir şeffaf yarı şeffaf yüzey ile bu yapının arkasındaki alt yapıyı içerisinde bulunduran gövde ve bu üründe yer verilmiş olan her türlü bileşen teknik zorunluluk kapsamını oluşturmaktadır. Ancak dava konusu ürün için tanımlanmış olan bu parçaların tasarım kriterleri açısından farklı olabilecek çok fazla değişkene sahip olabildiği değerlendirilmiştir. Dolayısıyla söz konusu ürünler için fonksiyon gereği yer verilen parçaların olabileceği, ancak bu parçaların tasarım kriterlerinin tasarımcıya seçenek özgürlüğü sunduğu ve salt teknik zorunluluğun bu üründe farklılaşmaya engel olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta bilgilenmiş kullanıcının; … armatürü, alelade bir kullanıcının satın almasının veya kullanmasının mümkün olmadığı, bu bakımdan söz konusu ürünler yönünden bilgilenmiş kullanıcı kitlesine emsal olarak gösterilebilecek grubun, bu ürünlerin bir şekilde satış aşamasında, ihalelerinde, pazarlanması işlemlerinde fiilen yer almış belediyeler, kamu veya özel teşebbüsler gibi kuruluşlarda çalışan kişiler olabileceği sonucuna varılmaktadır. Ancak mevzuatta da belirtildiği üzere bu kişiler kesinlikle uzman olmayıp yalnızca satım işlemlerinin bir kısmında yer alan kimseler olabilecektir. Bu nedenle tespit edilen bilgilenmiş kullanıcının bu ürünleri üreten bir üretici veya ürünlerin tüm teknik özellikleri konusunda bilgi sahibi bir satın alma departmanı sorumlusu olarak algılanmaması gerekmekte olup, yalnızca daha önce söz konusu ürünleri incelemiş, ürünlerle ilgili sektörel ve görsel bilgi birikimine sahip kişiler olarak kabul edilmeleri ve bu doğrultuda bir değerlendirme yapılmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2017/02515 sayılı tasarım ile karşılaştırıldığında;
Benzerlikler:
Her iki üründe de aydınlatma ön yüzeyini taşıyan gövdenin arkasında ürün alt yapısını içeren dikdörtgenler prizması şeklinde bir kutu yer almaktadır. Her iki üründe de aydınlatma yüzeyi arkasında kalan soğutma amaçlı olduğu anlaşılan girintili kanallar bulunmaktadır. Her iki ürünün aydınlatma yüzeyinin yer aldığı aydınlatma tarafı dikdörtgen formdadır. Her iki ürün yan görünüşünden bakıldığında ürünlerin aydınlatma yüzeyinin yer aldığı parçasında ön yüzü düz, arkasında ise dıştan içe eğimli bir şekilde kalınlaşma söz konusudur.
Farklılıklar:
Her iki üründe de aydınlatma ön yüzeyinin arkasında yer alan kutu yapı; davacı üründe keskin köşeli ve ön yüzeyden koparılmışken, dava konusu üründe ise eğimli kenarlardan oluşan bütünleşik bir yapıda tasarlanmıştır. Her iki üründe yer alan soğutma kanalları bulunmaktadır, ancak mesnet ürüne oranla davalı üründeki bu girintiler düşük seviyede iken mesnet üründe yüksek seviyededir. Davalıya ait üründe alt kısımda yer verilen kutu yapıda bir bağlantı ek parçası yer almazken mesnet üründe üstte konumlanmış taşıyıcı olduğu anlaşılan bir bağlantı parçası yer almaktadır. Her iki üründe dikdörtgen formda olan aydınlatma yüzeyinde; mesnet üründe köşeler bir yayla tanımlanırken davalı üründe pahlı bir dönüş söz konusudur. Her iki ürün yan görünüşünden bakıldığında; ürünlerin aydınlatma yüzeyinin arkada eğimli bir şekilde kalınlaşan ön parçasının dışındaki yan görünüşe de yansıyan arka kutu yapı iki üründe farklı geometridedir ve davalı üründe bitişik, mesnet üründe bağımsız oluşu farklıdır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda; dava konusu ürünün, itiraza mesnet ürün karşısında, bütününde ortaya çıkan farklılıkların, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde herhangi bir karışıklığa sebebiyet vermeyecek seviyede olduğu, tasarımın yenilik ve ayırt ediclik niteliğini taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu … sayılı tasarım, mutlak yenilik araştırmasında tespit edilen önceki tarihli kamuya sunulmuş DM/201 306 sayılı tasarım ile karşılaştırıldığında;
Benzerlikler:
Her iki üründe de aydınlatma ön yüzeyini taşıyan gövdenin arkasında ürün alt yapısını içeren dikdörtgenler prizması şeklinde bir kutu yer almaktadır. Her iki ürünün aydınlatma yüzeyinin yer aldığı aydınlatma tarafı dikdörtgen formdadır.
Farklılıklar:
Her iki ürünün aydınlatma yüzeyinin yer aldığı aydınlatma tarafı dikdörtgen formda olmakla birlikte en boy oranları farklıdır. Her iki üründe de aydınlatma ön yüzeyinin arkasında yer alan kutu yapı; mesnet üründe keskin köşeli ve yukarı doğru daralan piramit yapıda ve ön yüzeyden koparılmışken, dava konusu üründe ise eğimli kenarlardan oluşan bütünleşik bir yapıda tasarlanmıştır. Davalı üründe yer alan soğutma kanalları bulunmaktadır. Davalıya ait üründe alt kısımda yer verilen kutu yapıda bir bağlantı ek parçası yer almazken mesnet üründe üstte konumlanmış taşıyıcı olduğu anlaşılan bir bağlantı parçası yer almaktadır. Her iki üründe dikdörtgen formda olan aydınlatma yüzeyinde mesnet üründe köşeler bir yayla tanımlanırken, davalı üründe pahlı bir dönüş söz konusudur Her iki ürün yan görünüşünden bakıldığında ürünlerin aydınlatma yüzeyinin arkasında yan görünüşe de yansıyan arka kutu yapı iki üründe farklı geometridedir ve davalı üründe bitişik, mesnet üründe bağımsız oluşu farklıdır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda; dava konusu ürünün, mutlak yenilik kapsamında erişilen ürün karşısında, bütününde ortaya çıkan farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde herhangi bir karışıklığa sebebiyet vermeyecek seviyede olduğu, tasarımın yenilik ve ayırt ediclik niteliğini taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak; dava konusu tasarım ile davacıya ait itiraza mesnet tasarım arasında, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, genel izlenim itibariyle benzerlik bulunmadığı, bilgilenmiş kullanıcı kesiminin, dava konusu tasarımı, itiraza mesnet tasarımdan ayırt edebileceği, yine dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olup olmadığı hususunda mahkememizce re’sen yaptırılan araştırmalara göre, dava konusu tasarımın mutlak anlamda yeni olmadığını ortaya koyabilen önceki tarihli kamuya sunulmuş bir tasarım bulunmadığı, mahkememizce konusunda uzman iki ayrı bilirkişi heyeti marifeti ile yaptırılan incelemeye göre tanzim edilen bilirkişi raporlarının sonuç itibariyle birbirleri ile uyumlu olduğu, dolayısıyla, dava konusu tasarımın hükümsüzlüğü şartlarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 24,80 TL vekalet harcı, 127,50 TL posta, 3.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.161,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2021