Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/152 E. 2021/75 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/152 Esas – 2021/75
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/152 Esas
KARAR NO : 2021/75

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/06/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 1980’li yıllarda başlayan faaliyetleri ile ülkemizde ev tekstili sektörünün lider kuruluşlarından biri olduğunu, davacının bu faaliyetlerini “…”, “…” markaları tahtında sürdürdüğünü, bu meyanda “…” markalarının serisi niteliğinde olmak üzere “taçlinen” ibaresinden oluşan bir markanın tescili için TÜRKPATENT’e başvurduğunu, davalının “…”lı markalarına dayalı itirazları üzerine davacının bu markasının kapsamından 08 ve 21. sınıflara giren emtiaların 35.05. sınıf altında satışı hizmetlerinin çıkartıldığını, halbuki davacının “…” ve …” markalarının tüketici nezdinde bilindiğini ve karıştırılma ihtimalinin markanın müşterinin hafızasında bıraktığı imaja göre belirlenmesi gerektiğini, tüketicinin taraf markalarının farklı işletmelere ait olduğunu anlayacaklarını, ayrıca taraf markalarının bütünüyle bıraktıkları izlenim açısından da benzer olduğunun söylenemeyeceğini, kaldı ki davacının daha önceki tarihlerde tescil edilmiş “…”lı markalarından kaynaklanan müktesep hakkının somut olayda TÜRKPATENT tarafından gözardı edildiğini, kısmi redde mesnet alınan davalı markalarının hiçbirinin 35.05. sınıf bakımından tescilli olmadığını iddia ederek; TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptalini ve davacının … sayılı marka başvurusunun emtia listesinde yer alan tüm emtialar açısından tescil işlemlerinin devamını talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 01/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “taçlinen” ibareli marka başvurusunun bütünü itibariyle bıraktığı izlenim açısından kısmi redde mesnet alınan markalarla benzer olduğunu, karşılaştırılan markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davacı markasındaki diğer unsurların kısmi redde mesnet markalar ile davacı markasını farklılaştırmaya yetmediğini, davacının markasının kapsamından çıkartılan emtialar açısından emtia benzerliği şartının da gerçekleşmiş olduğunu, davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markaları açısından müktesep hak kriterlerinin gerçekleşmemiş olduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı … MUTFAK EŞYALARI AMBALAJ İMAL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. vekili 16/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının uzun yıllardır züccaciye sektöründe “…” ibareli markası ile faaliyet göstermekte olduğunu ve bu sektörde “…” markasını maruf hale getirdiğini, davacının ise ev tekstili sektöründe faaliyet gösterdiğini, tarafların uzun yıllar farklı sektörlerde yan yana faaliyet göstermelerinden sonra davacının zaman içinde züccaciye sektöründe de faaliyet göstermek istemesi üzerine davalının markaları aleyhine davalar açmaya başladığını, davacının bu davalarının reddedildiğini, taraf markaları arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik olduğunu, davacının markasında ön plana çıkartılan yani esas unsur olan ibarenin “…” ibaresi olduğunu, davacının aynı markayı daha önce de tescil ettirmeye çalıştığını ve bu başvurunun da başka bir davaya konu olduğunu ve davacının açmış olduğu bu davanın reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davacının aynı markayı tescil ettirmek istemesinin iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını, davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı eski marka tescillerinin davacı tarafa tüm emtiaları kapsayacak şekilde 35.05. sınıfta bir tescil hakkı sağlamadığını, davalının her ne kadar 35.05. sınıf açısından bir marka tescili olmasa da davalının ürün sınıflarındaki tescilinin aynı ürün markasının mağazacılık hizmetlerinde kullanılmasına engel teşkil edeceğini, kaldı ki davalının uzun yıllardır bu ürün markaları altında ürün satışını yapıyor olmasının da bu marka üzerinde 35. Sınıf kapsamında aynı ürünlerin satışı hizmetleri açısından bir gerçek hak sahipliği doğurduğunu, zaten de davacının önceki tarihlerde tescilli markalarının 08 ve 21. Sınıflara giren emtiaları kapsamadığını, çünkü “…” markasının bu sınıflarda davalı adına tescilli olduğunu beyan ederek; davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait YİDK kararında belirtilen redde mesnet markalar arasında davaya konu başvurudan çıkartılan emtialar bakımından iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının … no’lu “…” ibareli markasını 35. sınıfta bulunan hizmetler bakımından tescili için 28.03.2017 tarihinde davalı kurum nezdinde müracaatta bulunduğu, marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 29.05.2017 tarih ve 277 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 28.06.2017 tarihinde davalı şirket tarafından SMK m.6/1, m.6/5, m. 6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında … sayılı markalar redde mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı şirketin 18.09.2017 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, dilekçesinde … sayılı markalara ilişkin kullanmama def’i ileri sürdüğü, davalı şirketin kullanım ispatına ilişkin olarak 20.11.2017 tarihli kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca başvuru kapsamından 35. Sınıfa giren; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar. Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (elektrikli olmayan ve motorsuz) aletler. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri. Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek ve haşeratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri. Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. Ev hayvanları için kafesler, akvaryumlar, vivaryumlar, terraryumlar. Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan).’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” nin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiği, davacının 31.03.2020 tarihli dilekçe ile karara itiraz ettiği, söz konusu itirazın … sayılı YİDK kararı ile reddedildiği, bu kararın davacı marka vekiline 30.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere, başvuru konusu marka kapsamında kısmen reddine karar verilen ve eldeki davaya konu olan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar.Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (elektrikli olmayan ve motorsuz) aletler. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri. Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek ve haşeratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. Ev hayvanları için kafesler, akvaryumlar, vivaryumlar, terraryumlar. Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar.İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan).’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetleri ile YİDK kararında redde mesnet alınan davalı şirkete ait … sayılı markaların koruma kapsamı altında bulunan ve bilirkişi raporunda renklendirilerek ön plana çıkartılan emtialarla benzer olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda oluşturulan tablodan görüleceği üzere; davacının markasını tescil ettirmek istediği ve kısmen reddedilerek eldeki davaya konu olan toptan/perakende satış hizmetlerine konu emtiaların tamamı, davalı şirketin yukarıda belirtilen muhtelif markalarının tescili kapsamına giren emtialar ile birebir çakışmaktadır. Ancak davalı şirketin hiçbir markası, bu emtiaların toptan/perakende satışı hizmetleri açısından tescilli değildir. O halde; somut olayda değerlendirilmesi gereken husus, bir takım emtiaların toptan/perakende satış hizmetlerine konu olması durumunda bu hizmetlerin aynı emtialar ile bağlantılı ve/veya benzer emtia sayılıp sayılamayacağıdır. Bu emtiaların bağlantılı emtialar olduğu, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında kabul edilmektedir. Zira; “Praktiker” kararında da belirtildiği üzere, “somut bir malı satmak için verilen bu hizmet tabiatıyla bu mal olmadan bir mana ifade etmeyecektir.” Yargıtay bir kararında; bir kısım mallarla 35. Sınıftaki perakendecilik hizmetini benzer gören; “TPE tebliğine göre 1-34. sınıftaki malları üreten firmaların ayrıca 35.08. sınıf hizmetleri tescil ettirmesine gerek olmadığı, bu duruma göre davacının markalarının kapsamında bulunan 35. 08. Sınıf hizmetlerin aynı tür yahut birbiri ile ilintili, geçişli hizmetler olarak nitelendirilmesinin zorunlu olduğu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğu 556 sayılı KHK’nın 8/b maddesi bakımından yapılan itiraz yerindedir.” şeklinde gerekçelendirilmiş ihtisas mahkemesi kararını onamıştır. (Yargıtay 11. HD’nin 2009/1598 E. 2010/7456 K. sayılı kararı) O halde; davacının markasını tescil ettirmek istediği 35. Sınıf kapsamında yer alan 08 ve 21. Sınıflara giren emtiaların müşteriler tarafından satın alınması için elverişli bir şekilde görülmesi ve satın alınması için bir araya getirilmesi hizmetleri ile davalı şirketin markaları kapsamında yer alan ve 08 ila 21. Sınıflara giren aynı emtiaların en azından benzer olduğu, bu mal ve hizmet çeşitlerinin yakın bağlantılı bulunduğu ve birbirini tamamladığı, benzer alıcı çevresine hitap ettiği, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profillerinin aynı olduğu ve benzer markaları bu mal ve hizmetlerde gören tüketicilerin markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurmasının mümkün olduğu söylenebilecektir. Bu nedenle de, davacının markasının kısmen reddedildiği 08 ve 21. Sınıflardaki emtiaların toptancılığı/perakendeciliği hizmetleri açısından somut olayda emtia benzerliği şartının gerçekleştiği değerlendirilmiştir.
Davacının tescil ettirmek istediği markada; “…” kelimesi gri dalgalı çizgilerle çerçevelenmiş bordo bir zemin üzerine beyaz ve büyük harflerle, “LINEN” kelimesi de gri büyük harflerle ayrı olarak yazılmıştır.
Davalı şirketin redde mesnet markalarında da; beyaz ve büyük harflerle kırmızı zemin üzerine yazılmış “…” kelimeleri, içiçe geçmiş beyaz/gri dairesel şekillerin ortasında konuşlandırılmış ve dairesel şeklin tepe kısmına da bir “…” şekli yerleştirilmiştir. Davalının markalarında “…” kelimesinin dışında, “mutfakların baş tacı” sloganı ile, “….” gibi, ayırt edicilikleri nispeten düşük kelimeler, daha küçük puntolarda, markaların yan/tali unsurları olarak kullanılmıştır.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, taraf markalarındaki diğer unsurlardan ziyade, zemin rengiyle birlikte bütünleşmiş “…” ibarelerinin markalarda ilk anda göze çarpan/algılanan, dikkat çekiciliği/ayırt ediciliği ön planda olan unsur olduğu, bu ibarenin taraf markalarında benzer bir biçimde dalgalı şekilli parlak renkli zeminler üzerinde beyaz ve büyük puntolu harflerle yazılmış olduğu, markalarda geçen diğer tali unsurların renk tonunun da benzediği, bu olguların markaları genel görünümleri itibariyle birbirlerine yakınlaştırdığı, bu yüzden de, karşılaştırılan markalarda ortak olan “…” ibaresi dışında kalan farklılıkların, markaları görsel olarak birbirlerinden uzaklaştırmaya yetmediği, dolayısıyla taraf markalarının görsel açıdan birbirlerine benzer olduğu, görsel açıdan ortaya çıkan bu yakınlaşmanın, duysal/fonetik/işitsel ve anlamsal/kavramsal açılardan bakıldığında da aynı sonucu verdiği, tarafların markalarında ortak olan “…” ibaresinin okunuşu aynı olduğundan, markaların fonetik açılardan da birbirlerine benzediği, markalarda ortak unsur olan “…” kelimesinin Türkçe’de yerleşik “soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık” anlamı bulunduğu ve bu anlamın, davalı şirketin markalarında geçen “… şekli” tali unsuruyla da pekiştirildiği, davacının markasında geçen “…” ibaresinin, İngilizcede “masa örtüleri ve yatak çarşafları, keten örtü” anlamlarına geldiği ve bu anlamı itibariyle, davacının faaliyet gösterdiği sektör de gözetildiğinde, ayırt ediciliği “…” ibaresinden daha düşük seviyede kaldığı, davalının markasında geçen “mutfakların baş tacı” sloganı ile, “….” gibi, ayırt edicilikleri nispeten düşük kelimelerin de, aynı şekilde, davalının markasında geri planda kaldığı, dolayısıyla markaların, bu açıdan dahi benzer olduğu, sonuç olarak markaların tüketici nezdinde anlamsal/kavramsal açıdan uyandırdıkları algının da, “…” kelimesinde toplandığı ve markaların anlamsal/kavramsal açıdan da birbirleriyle yakınlaştığı, tüm bu olgulara göre; daha önce davalı şirkete ait “…”esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada görme imkânından yoksun, markanın ayırt edici unsurlarına bir bütün halinde algılayan, detaylarını analiz etmeyen, önceki markaların zihninde kalan imajı ile hareket eden ortalama tüketici kitlesinin daha sonra davacıya ait “…” markasını davaya konu hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu markayı davalı şirkete ait markaların serisi zannedebileceği, bu hususta yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla somut olayda karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, dava konusu marka başvurusu bakımından, önceki tarihli markalarını mesnet göstererek, müktesep hak iddiasına dayanmıştır.
Yargıtay 11. HD.’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547E., 2008/10251K. sayılı “Ece Lady / Ece Toff” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olay bu kriterler çerçevesinde incelendiğinde; herşeyden önce, davacının delilleri meyanında internette yapılmasını talep ettiği incelemeye göre, davacının “…” markasını fiilen ve ciddi/yoğun bir biçimde “ev tekstili ürünleri”nde kullandığı bilirkişi marifeti ile tespit edilmiştir. Davacının eldeki davaya konu marka başvurusu bakımından müktesep hakkının bulunduğunun kabul edilmesi için, önceki tarihli tescilli markalarının eldeki davaya konu hizmetler bakımından tescilli markalarının fiilen tescilli oldukları bu hizmetler üzerinde kullanılması gerekmektedir. Önceki tarihli markanın/markaların salt uzun süre tescilli olması, ancak fiilen uzun süre kullanılmaması, bu marka/markalara dayanılarak müktesep hak şartlarının doğduğu anlamına gelmeyecektir. Somut olayda davacı tarafın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarını davaya konu “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar.Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (elektrikli olmayan ve motorsuz) aletler. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri. Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek ve haşeratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular. Ev hayvanları için kafesler, akvaryumlar, vivaryumlar, terraryumlar. Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar.İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan).’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetleri üzerinde fiilen uzun süre boyunca kullandığını ispat edememiştir. Yukarıda belirtildiği gibi davacı taraf “…” esas unsurlu markalarını “ev tekstili” ürünleri üzerinde kullanmaktadır. Davacının önceki tarihli markalarının hiçbirini yukarıda belirtilen hizmetler bakımından fiilen ve uzun süre kullandığını ispatlayamadığından, eldeki davaya konu marka başvurusu bakımından ileri sürdüğü müktesep hak şartlarının mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; davaya konu karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, dava konusu marka başvurusu bakımından davaya konu hizmetlere yönelik olarak müktesep hak koşullarının oluşmadığı, davalı kurum tarafından verilen YİDK kararının iptalini gerektirir başkaca bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.508,00 TL posta, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.624,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Mutfak Eşyaları Ambalaj İmal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu 7,80 TL vekalet harcı masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/02/2021