Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/138 E. 2021/183 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/138 Esas
KARAR NO : 2021/183

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 15/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1990 yılından bu yana “…” markalarının sahibi olduğunu, keza çok sayıda tasarım tescili ve uluslar arası tescillerinin de mevcut olduğunu, “…” markalarının tanınmış marka statüsünde olduğunu ve müvekkilinin lider markası olan “…” markası ile özdeşleştiğini, müvekkilinin “…” markalarının tanınırlığına dair çok sayıda mahkeme kararının mevcut olduğunu, ayrıca yine müvekkili markalarının tanınırlığına dair tüketici nezdinde yaptırılan anket çalışmaları ve araştırmalarda da markanın bilinirlik seviyesinin oldukça yüksek olduğunun görülebileceğini, buna dair belgeleri dosya kapsamına sunduklarını, dava konusu markanın da “…” ibaresinden oluştuğunu, bu haliyle markanın müvekkili markaları ile benzer kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu markanın, müvekkili markasını bir bütün olarak taşıdığını ve bu ibareye birtakım ekler katıldığını, dava konusu markanın müvekkili markalarının serisi gibi algılanacağını, zira markaya eklenen eklerin markaya bulunma anlamı katan ve çoğul eki olarak kullanılan çekim ekleri olduğunu, müvekkili markaları arasında “…”, “formlakal” gibi markaların da bulunduğunu, müvekkili markalarının zayıf/tanımlayıcı olarak kabul edilebilir olmadığını, bu hususta verilmiş çok sayıda Yüksek Yargı kararının bulunduğunu, müvekkili markalarının hiçbir şekilde tanımlayıcı ya da belirtici olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu marka ile müvekkili markalarının aynı ya da benzer sınıfları kapsadığını, davalı markasının 05, 29, 30, 32, 35,41,43 ve 44. Sınıflar bakımından tescil talepli olduğunu, markaların 29, 30 ve 32. Sınıflar açısından aynı emtiaları taşıdıklarını, 05. Sınıfta ise “diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri, bebek mamaları” emtialarının müvekkili tescili kapsamı ile çok benzer olduğunu, dolayısıyla 30. Sınıftaki mallar ile 05. Sınıftaki malların benzer olduklarını, yine 35 ve 43. Sınıf açısından da benzerliğin mevcut olduğunu, gıda ürünlerinin ortalama tüketicileri nezdinde taraf markaları arasında iktisadi bir bağ bulunduğunun düşünülebileceğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu belirterek; 05.sınıftaki: “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda(besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler”, 29, 30 ve 32. Sınıfta yer alan emtiaların tamamı, 35. Sınıfta yer alan emtialardan 29, 30 ve 32. Sınıf ile ilgili emtialar ile 43. Sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından … sayılı YİDK kararın iptali ve … sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 29/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığını, başvuru konusu markanın davacı markalarına benzer olmadığından, tanınmışlığın huzurdaki davaya etkili olmadığını, davalının başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunun ispat edilemediğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 28/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markaları arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili başvurusunun “…” ibaresi ve onun sol kısmında yer alan turuncu bir elma ve onun üzerinde yer alan kolları açık bir insan figüründen oluştuğunu, davacı markaları ile genel yapıları itibariyle birbirlerinden tamamen farklı olduklarını, “…” ibaresinin tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğunu, bu nedenle zayıf bir işaret olduğunu, müvekkilinin yaptığı faaliyetlerin doğası gereği bu ibareyi kullandığını, bu nedenle müvekkili markası ile davacı markalarının kelime, renk, şekil unsurları itibariyle tamamen farklı olduklarını, müvekkili markasının kavramsal olarak anlamının “… olmak” olduğunu, bu haliyle “…” kelimesi ile ilişkilendirilebilir olmadığını, davacı yanca emsal olarak sunulan kararların tamamının “…” kelimesi ile ilgili olduğunu, markaların benzer olmadığı durumlarda tanınmış olup olmamasının araştırılmasına gerek olmadığını, müvekkili başvurusunun kötü niyetli olmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı …’a ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının 5/2, 29, 30, 32, 35/5(29, 30 ve 32.sınıf emtiaların perakendeciliği) ve 43/1.sınıfta bulunan mal ve hizmetler bakımından hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … nolu “Şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı …’un 30.11.2018 tarihinde “Şekil+…” ibareli 05 / 29 / 30 / 32 / 35 / 41 / 43 / 44. Sınıflarda bulunan mal ve hizmetler bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 27.12.2018 tarih ve 315 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davacının 22/02/2019 tarihinde 2018/92162, 2018/59250, 2013/41705, 2013/41764 sayılı markaları itiraza mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/4 ve m.6/5 hükümleri uyarınca yayına itiraz ettiği, davalı şahsın 18.04.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, karşı görüş dilekçesinde itiraza mesnet 2013/41705 ve 2013/41764 sayılı markaların 5, 29, 32 ve 30.sınıfta yer alan emtialar bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürüldüğü, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazların incelenmesi sonucunda marka tescil başvurusundan “05.sınıfta “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” 29.sınıfta: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. 30.sınıfta: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmez 32.sınıf: .Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” in çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiği, davacının 24.07.2019 tarihinde aynı gerekçelerle yeniden itiraz ettiği, başvuru kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler bakımından da başvurunun reddedilmesini talep ettiği, davalı şahsın bu itiraza karşı 26.08.2019 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, ayrıca davalı şahsın Markalar Dairesi Başkanlığı kararınca başvurudan çıkartılan mal ve hizmetlerin başvuruya dahil edilmesi için Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı 26.08.2019 tarihli karara itiraz formu sunduğu, YİDK nezdinde gerçekleştirilen itirazlar üzerine yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda 13.05.2020 tarih ve … sayılı karar ile; “Başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın kabul edilerek Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kısmi ret kararından dönülmesine, muteriz … tarafından yapılan itirazın reddine” oybirliği ile karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 18.06.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka tescil başvurusunun 30.11.2018 tarihli olduğu, marka işlem dosyasında kullanmama def’i ileri sürülen itiraza mesnet 2013/41705 sayılı markanın 05.05.2014 tarihinde, 2013/41764 sayılı markanın 08.08.2016 tarihinde tescil edildiği, her iki itiraz markasının tescil tarihi ile dava konusu marka tescil başvuru tarihi arasında 5 yıldan daha az süre bulunduğu anlaşıldığından, SMK m.19/2 hükmü uyarınca, itiraza mesnet bu markaların kullanmama def’ine tabi markalardan olamayacakları tespit edilmiştir. Bu nedenle davalı şahsın marka işlem dosyasında ileri sürdüğü kullanmama def’i dikkate alınmayarak yargılama yürütülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka kapsamında yer alan ve eldeki davaya konu edilen “05.SINIF: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda(besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. 29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenm iş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri.Kahve, kaka o; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.PekmezBiralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir. 43.SINIF: yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile davacıya ait itiraza mesnet 2018/92162, 2018/59250, 2013/41705, 2013/41764 ve dava aşamasında ayrıca itiraza mesnet gösterilen markaları kapsamındaki 5, 29, 30 ve 32.sınıfta yer alan emtialar arasında benzerlik bulunmaktadır. Zira; ilgili emtiaların hitap ettikleri tüketici kitlesi, karşıladıkları ihtiyaçlar, birbirleri yerine ikame edilebilirlikleri, satış, sunum ve dağıtım kanallarının benzerliği, rekabet edebilir konumları itibariyle benzer oldukları tereddütsüzdür. Bununla birlikte her ne kadar davacı yan dayanak markaları kapsamında 35. Sınıf hizmetler doğrudan yer almamakta ise de; mal üreten işletmenin ürettiği malı karineten kendi markası altında satışa konu edebileceği kabul edildiğinden, mal ile aynı/benzer malların satışı hizmeti arasında benzerlik bulunduğu değerlendirildiğinden başvuru kapsamında 29, 30 ve 32. Sınıf emtiaların satışına özgülenmiş 35. Sınıftaki hizmetler bakımından da taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu tespit edilmiştir. Keza yine davacı yan markaları kapsamında 43. Sınıf hizmetler yer almamakta ise de 43. Sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile özellikle unlu mamuller, tatlılar, kahve, kakao ya da çikolata esaslı içecekler gibi pastanecilik/kahve dükkanı işletmelerinde yaygın satışı bulunan emtialar arasında dolaylı bir ilişki bulunmaktadır. Zira her ne kadar 43.01. Sınıftaki hizmetler yönünden amaç tüketiciye bir mal değil hizmet sunulması olup tüketicinin de bu yerlere gittiğindeki beklentisi, arzu ettiği markaya ilişkin bir ürünü satın almak değil, hizmet görmek ise de, günümüzde özellikle pastanecilik sektöründe, yiyecek ve içecek sağlanması hizmeti veren işletmelerce verilen hizmetin bir parçası olarak kendi ürettikleri ürünlerin satışı da gerçekleştirilmekte ve bu işletmeler kendi hizmet markalarını taşıyan ambalajları, karton kutuları, karton bardakları kullanmak suretiyle tüketiciye al-götür servis şeklinde sunum sağlayabilmektedir. Özellikle pastanecilik hizmetlerinde yaygın olarak görülen bu durumda gıda ürünü, 43.01. gruptaki yiyecek ve içecek sağlanması hizmetinin bir parçası olarak tüketiciye sunulmaktadır. Dolayısıyla gıda ürünleri ile 43.01 “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” arasında birbirlerini tamamlama şeklinde dolaylı bir ürün – hizmet ilişkisi bulunmaktadır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu marka kapsamında yer alan ve dava konusu edilen mal ve hizmetlerle itiraza mesnet markalar kapsamında yer alan emtialar arasında benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; kelime ve şekil markası olduğu, markanın genel olarak turuncuya yakın bir renk tonunda, sol kısımda bir elma ve zıplayan bir insan figürü kombinasyonu ile oluşturulmuş bir logo, bu logonun hemen sağında ise “…” şeklinde bütün olarak yazılmış bir ibareden meydana geldiği görülmektedir. Bu çerçevede dava konusu markada baskın ve tüketicinin markayı tanımlamakta kullanacağı öncelikli unsurun “…” ibaresinin kendisi olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı yanın itiraza mesnet markaları incelendiğinde; “…” ibaresinin ayırt edicı unsur olarak kullanılmak suretiyle yer aldığı, kimi markalarda, davacı yanın çatı/lider markası olan “…” ibaresinin yer aldığı, kimi markalarda şekil unsurlarının bulunduğu, kimi markalarda ise tali nitelikte ek sözcük unsurlarının mevcut olduğu görülmekle birlikte davacı markalarının tamamında “…” ibaresinin baskın ve ön planda olan unsur olarak kullanılmak suretiyle oluşturulmuş bir seri marka ailesinin mevcut olduğu görülmektedir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu iddiasının markalar arasında müşterek olarak bulunan “…” kelimesinden kaynaklı olduğunun anlaşıldığı, “…” ibaresinin sağlıklı gıda ürünlerini ifade etmek adına sektör içerisinde yaygın kullanımı bulunduğu ve tüketicilerin de anılan ibareye bu yönde bir anlam yükleme eğiliminin mevcut olduğu, öyle ki; tüketicinin, ambalajında “…” yazan bir ürün satın aldığında, bu ürünün diyet bir ürün olduğu, kalorisinin eşlenik ürünlere göre (üzerinde “…” yazmayan) daha düşük olduğu algısıyla hareket etmesinin mümkün olduğu, ancak dosya kapsamına davacı yan tarafından sunulan ve muhtelif mahkemelerce, muhtelif tarihlerde verildiği görülen pek çok ilamda; davacı yanın yıllara sair tescil ve kullanımları neticesinde “…” ibaresini markasal açıdan, özellikle “bisküvi, kraker vb. ürünler” başta olmak üzere pek çok gıda ürününde davacı ile ilişkilendirilir nitelikte güçlenmiş bir anlam kazandığı, buna bağlı olarak da anılan ibarenin marka içerisindeki esas unsurlar/unsurlardan biri olarak kullanıldığı ve bağımsız ayırt edici karakterini de korumaya devam eden kullanım biçimlerinin, davacı yanın, ilgili sektörde belli bir konum ve pazar edinmiş markaları ile ilişkilendirilme ihtimallerinin kuvvetle muhtemelen olacağı yönünde hükümler kurulduğunun görüldüğü, davacı yanın “…” markalarını kendisine bağladığına ilişkin delil olarak; marka işlem dosyası kapsamında birtakım yargı kararlarına atıfta bulunduğu, hükümsüzlük talepli dava dosyası ekinde ise iki klasör delillere yer vermek suretiyle “…” markalarının sektörel bilinirliğini ortaya koymaya çalıştığı, yine pek çok yargı kararına yer verdiği, söz konusu yargı kararları incelendiğinde, davacı markalarının “bisküvi ve kraker” emtialarında bilinirliğinin kabul edildiği, bu hale göre davacının özellikle “bisküvi ve kraker” emtiaları üzerinde “…” ibaresini, kelime anlamının gıda sektöründe başlangıçta yer alan ayırt ediciliğinin düşük olduğu etkisinden sıyırarak, somut ayırt edici etkinliğini güçlendirdiği, bu nedenle özellikle “bisküvi ve kraker” emtiaları ile, bu gıda emtiaları ile yakın benzer olan diğer gıda emtiaları ve bu gıda emtialarının satışı hizmetleri üzerinde davacı tarafın “…” kelimesi üzerinde oluşturduğu somut ayırt edici etkinin de nazara alınması gerektiği, davacı markalarının; “… YE … …, … …, … PLUS, … +, … …+Şekil, … … light+Şekil, Şekil+… …, … Plus, …, Şekil+… …, Şekil+…, …, … Extra…” gibi seri markalarının bulunduğu nazara alındığında, davaya konu “Şekil+…” markasının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin kavramsal olarak “…” kelimesinin çoğul çekim eki almış hali olduğu, bu hali ile markada yer alan “…” kelimesinin kavramsal çağrışımın etkinliğini koruduğu, dolayısıyla daha önce davacıya ait “…” markalı gıda emtialarını bilen, bu markalı emtialardan yararlanan, özellikle “bisküvi ve kraker” emtiaları üzerinde bu markaya aşina, makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada görme imkânından yoksun, markaların detaylarını analiz etmeyen, önceki tarihli markanın gözü ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “Şekil+…” markasını doğrudan gıda emtiaları ve bu emtiaların satışı hizmetleri olarak “29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait “…” ibareli markaların serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
05. sınıftaki malların standart, günlük ve alelade tüketime uygun gıda ürünleri olmadıkları, bu ürünlerin emtia sınıflandırmasında da belirtildiği üzere; tıbbi içerikli ürünler oldukları, bu gıda ürünleri doğrudan ilaç olarak kabul edilmemekle birlikte nutrasötik olarak tabir edilen ürünlerden oldukları, dolayısıyla tıbbi içerikli zayıflama ve diyet ürünlerinin, alelade gıda ürünleri olarak kabulü mümkün olmayıp bu ürünlerin de insan sağlığını doğrudan etkiler nitelikte kimyasal bileşenlerinin mevcut olabileceği, örneğin “tıbbi amaçlı bitkisel içecekler” emtiasının günlük kullanıma uygun “ada çayı, ıhlamur, nane çayı, rezene” vb. mahiyetteki bitkiler ile yapılan içecekler ile benzer nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceği, tıbbi amaçlı içeceklerin hastalıkların tedavisinde de kullanılan takviye amaçlı içecekler oldukları, çeşitli teknik ve tıbbi metotlar kullanılarak meydana getirildikleri, bu ürünlerin nutrasötik olarak ifade edilen temel besleyici özelliklerinin yanı sıra sağlık yararları sağlayan ve fakat doğrudan ilaç olarak kabul edilmeyen, ilaç görünümünde ambalajlarda, tablet, kapsül, yumuşak jel gibi farklı dozaj şekillerinde bulunabilen ve günlük diyetin takviye edilmesi amacıyla kullanılan bu ürünlerin kişisel sağlığı da doğrudan ilgilendirmekte olduğu, keza yine “bebek mamaları” emtiasının günlük gıda tüketim ürünlerinin yer aldığı 29 ya da 30. sınıfta değil de 05. sınıf emtialar arasında yer alıyor oluşunun temelinde bu ürünlerin, satış noktalarının davacı markaları kapsamındaki gıda ürünlerinden farklı olması yer almakta olup her ne kadar büyük perakende marketlerinde bu ürünler bulunabilir ise de farklı raflarda ve bebek bezi, bebek pudrası gibi ürünlerle birlikte sergilendiği, başka bir ifadeyle standart atıştırmalık gıda ürünleri reyonlarında tüketiciye sunulmadıkları, bu ürünlerin de çoğu kez çeşitli vitamin, protein ve benzeri takviyeler içerir, yeni doğan/bebek sağlığını ve gelişimini etkileyen, bebeklerin büyümesine katkı sağlayan (hatta bebeklerin yaşlarına göre kullanım periyodu değişebilen) temel besin malzemelerinin bu ürünler oldukları, bu ürünlerin ilgili tüketicilerinin yine yetişkin ebeveynler olacağı, ebeveynlerin bebeklerinin sağlığı açısından tercih ettikleri hemen her çeşit üründe dahi günümüzde çok yüksek dikkat sarf eden nitelikte tüketiciler olduğu, dolayısıyla bu tür ürünleri marketten satın aldıkları bisküvi, kraker, içecek gibi emtiaları satın alırken harcayacakları dikkatin çok daha üzerine bir dikkat ve özen ile tercih edecekleri, bu nedenle davaya konu 5/2 alt sınıfta yer alan “05.SINIF: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda(besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaların ortalama tüketicisinin, doğrudan gıda emtiaları ortalama tüketicisine göre daha dikkatli ve bilinçli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu 5/2 alt sınıfta yer alan “05.SINIF: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda(besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları bakımından taraf markaları karşılaştırıldığında; “…” ibaresinin yukarıda belirtilen gıda ürünlerindeki kavramsal algısının yanı sıra sahip olduğu anlam temelinde; sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme, sağlıklı olma, zinde olma, … kalma kavramları yer aldığından özellikle zayıflama amaçlı diyet ürünleri başta olmak üzere sağlıklı beslenmeye yönelik diyetetik amaçlı farmasötik ve nutrasötik ürünlerde, sportif ve sağlıklı yaşam merkezi hizmetlerinde ve hatta yiyecek – içecek hizmetleri sektöründe dahi anılan ibarenin, tüketiciye mesaj verme kaygısı ile kullanılan ve ayırt ediciliği zayıf olan bir ibare olduğu, bu ibarenin anılan sektörlerde ticaret hayatında birbirlerinin sınırlarını ihlal etmediği müddetçe herkesçe kullanılabilir, orijinal olmayan, yaratılmamış, yaygın kullanımı bulunan bir sözcük unsuru olduğu, davacı tarafın “…” kelimesine özellikle “bisküvi ve kraker” emtiaları üzerinde kattığı bilinirliğin, 5/2 alt sınıfta yer alan emtialara sirayet etmeyeceği, zira yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere; 5/2 alt sınıfta yer alan emtialarla, doğrudan gıda emtialar arasında; tüketicinin bilinç düzeyi, kullanma amacı, satışa arz edilen yer/reyon bakımından farklılıklar bulunduğu, dolayısıyla; “…” ibaresine dair bu tespitler çerçevesinde taraf markaları karşılaştırıldıklarında, 05. sınıfta benzer görülen mallar açısından söz konusu emtiaların yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ilgili tüketici kitlelerinin özen ve dikkat düzeyi nispeten yüksek kişiler olmaları, bu sınıfta yer alan ve doğrudan ilaç niteliğinde olmamakla birlikte kişi sağlığını doğrudan ilgilendirir nitelikteki malların, normal gıda ürünleri olarak da kabul edilmelerinin mümkün olmaması nedeniyle ilgili tüketicilerin de bu durumun farkında olacağı, kaldı ki bahsi geçen emtialar bakımından “…” ibaresinin doğrudan “diyet” kavramını çağrıştırır niteliği de gözetildiğinde, 05. Sınıf emtialar bakımından “…” ibaresinin farklı biçimlerde kullanımlarında, tüketicinin her bir kullanımı, davacı markaları ile ilişkilendirmesinin beklenebilir olmadığı, dava konusu markanın da tek başına “…” ibaresinden oluşmayıp, “…” şeklinde bir pozisyon, bir durum, bir tespite dair tüketiciye mesaj verir nitelikte olduğu, bu tür bir mesajda, tüketicinin “…” ibaresini davacı markaları ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunmadığı, başka bir deyişle daha önce davacıya ait “…” markalarını gören, işiten davaya konu 5/2 alt sınıfta yer alan emtiaların hitap ettiği nispeten dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “Şekil+…” markası ile karşılaştığında, davacı tarafın 5/2 alt sınıfta yer alan emtialar bakımından “…” markasını kullanarak onun somut ayırt edici niteliğini bu emtialar üzerinde güçlendirdiğini ispatlayamadığı da nazara alındığında, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, “…” kelimesinin anlamsal olarak dava konusu emtiaları telmih eden ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olması nedeniyle, bu markayı davacı markalarından farklı bir marka olarak algılayacağı, marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, dolayısıyla 5/2 alt sınıftaki emtialar bakımından markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
43/1 alt sınıfta yer alan “Yiyecek ve İçecek Sağlanması Hizmetleri” ile her ne kadar gıda ürünleri arasında dolaylı bir ilişkinin var olduğu yukarıda izah edilmiş ise de bu ilişki nedeniyle iltibas ihtimalinden bahsedilebilmesi için, ancak markaları oluşturan işaretler arasında yüksek düzeyli bir benzerliğin varlığı ve bu benzerliğe sebep olan işaretin de güçlü bir ayırt ediciliğinin bulunması gerektiği, aksi takdirde farklı farklı sektörlerde kullanımları bulunan “…” ibaresinin varlığının tek başına iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli bir benzerlik arz etmeyeceği, tüketicinin de davacı markalarını hususiyetle “ambalajlı bisküvi ve kraker” ürünleri ile bildiği, başka bir ifadeyle, davacının “…” ibaresine kullanım sonucu ayırt edicilik kazandırdığı emtiaların “bisküvi ve krakerler” ile sınırlı olduğunun muhtelif yargı kararları ile kabul edildiği, davacının salt bir takım gıda ürünlerinde “…” markasına bilinirlik kazandırmasının, bu bilinirliğin 43/1 alt sınıftaki hizmetler üzerine otomatik olarak sirayet edeceğinin söylenemeyeceği, zira “Yiyecek ve İçecek Sağlanması Hizmetleri” nin verildiği işletmelerde, “…” kelimesini gören ortalama tüketicinin, bu işletmede diyet ürünlerinin tüketiciye servis edildiği yönünde, söz konusu kelimeye tasviri bir anlam yüklemesinin muhtemel olduğu, davacının “…” markasına 43/1 alt sınıftaki hizmetler bakımından kullanım yolu ile ayırt edicilik kattığının ispatlanamadığı, bu nedenle daha önce davacıya ait “…” markalarını gören, işiten davaya konu 43/1 alt sınıfta yer alan hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “Şekil+…” markası ile karşılaştığında, davacı tarafın 43/1 alt sınıfta yer alan hizmetler bakımından “…” markasını kullanarak onun somut ayırt edici niteliğini bu hizmetler üzerinde güçlendirdiğini ispatlayamadığı da nazara alındığında, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı süre içerisinde, “…” kelimesinin anlamsal olarak dava konusu hizmetlerin vasfını telmih eden ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olması nedeniyle, bu markayı davacı markalarından farklı bir marka olarak algılayacağı, marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, dolayısıyla 43/1 alt sınıftaki hizmetler bakımından markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacı yanın işlem dosyası kapsamında birtakım yargı kararlarına atıfta bulunduğu, bunun dışında marka işlem dosyası kapsamında başkaca bir delil sunmadığı, hükümsüzlük talepli dava dosyası ekinde ise iki klasör delillere yer vermek suretiyle “…” markalarının sektörel bilinirliğini ortaya koymaya çalıştığı, yine pek çok yargı kararına yer verdiği, söz konusu yargı kararları incelendiğinde, davacı markalarının “bisküvi ve kraker” emtialarında bilinirliğinin kabul edildiği görülmekle birlikte, somut olayda yukarıda iltibas tehlikesi bulunmadığı belirtilen mal ve hizmetler bakımından, taraf markaları arasındaki ilişki nedeniyle dava konusu markanın, davacı markalarının ayırt ediciliğine ne şekilde zarar vereceği, ticari itibarından ne şekilde haksız yararlanacağı veyahut tanınmışlığını ne şekilde sulandırabileceği hususlarında dosya kapsamında herhangi bir belgenin bulunmadığı, başvurunun davacı markalarına yanaşma niyetiyle gerçekleştirilmiş bir başvuru olarak algılanmadığı, dolayısıyla bir imaj transferinin de oluşmayacağı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların bir kısım mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1 hükmü uyarınca bir kısım mal ve hizmetler bakımından dava konusu marka ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 32.SINIF: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,60 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 3/4 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvurma ve vekalet harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 136,50 TL tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 1.598,70 TL yargılama giderinin 3/4’ü olan 1.199,03 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 399,67 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin 1/4’ü olan 1,95 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiye 5,85 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı şahıs vekilinin ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2021