Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/128 E. 2021/408 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/128 Esas
KARAR NO : 2021/408

DAVA : Markanın hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARŞI DAVA : Marka hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, internet sitesine erişimin engellenmesi, imha
KARŞI DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Asıl dava: Markanın hükümsüzlüğü / Karşı dava: Marka hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, internet sitesine erişimin engellenmesi, imha davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı-Karşı Davalı vekili 01/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının medikal, laboratuvar, elektrik, elektronik malzeme, araç-gereç imalat ve pazarlama işine “… Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.” unvanı ile başladığını, bu şirketin ortaklarından birinin de davalı şirketin yetkili temsilcisi olan … … olduğunu, unvan değişikliği yapıldığını ve “… … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.” unvanını aldığını, unvan değişikliği sonrasında da davalı şirketin yetkili temsilcisi … …’ın ortaklığının devam ettiğini, 1995 yılında gerçekleşen unvan değişikliği ile “… Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.” unvanını aldığını, böylece davacı unvanında yegâne ayırt edici unsur olarak “…” ibaresinin kaldığını, unvan değişikliğinden sonra sermaye artırımına gidildiğini, bu noktada … … ve … …’da ortaklıkları bulunan iki kardeş … … … ve … …’ın ortaklık ilişkisine son verdiğini, davalı şirket yetkilisi … …’ın … …’daki hisselerini, … … …’ın ise … …’daki hisselerini devrettiğini, kardeşlerden birinin (davacı şirket yetkilisi) kuruluşundan bu yana tıbbi medikal sektöründe imalat-üretim-satış safhasında faaliyet gösteren davacı firmada kaldığını, diğer kardeşin (davalı şirket yetkilisi) kuruluşundan bu yana sadece satış işi ile meşgul olan … …’da kaldığını, bunun bilinçli bir tercih olduğunu, davalının imalat-üretim işinde bulunmadığı, davacının da uzun yıllardır anılan sınıflarda “…” markası ile üretim yaptığını bildiği halde 10, 11 ve 21. sınıflarda “…” markasını tescil ettirdiğini, bu tescilin kötü niyetli olduğunu, ticaret unvanına tecavüz ve sataşma hali olduğunu, davacı ve davalının medikal sektöründe aynı ve/veya benzer ürünlerin ticaretini yaptıklarını, davalının, “… …” ibaresi ile Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 199896 no ile 05, 10 ve 11. sınıflarda tescilli markası varken, dava konusu “…” ibaresini de … tescil numarası ile 10, 11 ve 21. sınıflarda mükerrer olarak tescil ettirdiğini, kendi ticaret unvanının 10 ve 11. sınıflarda marka tescili varken davacının unvanında tek başına markasal olarak kullandığı “…” ibaresini yine 10. ve 11. sınıflarda tescil ettirmesinin davalının ticari dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini gösterdiğini, bu tescilin, müvekkilin markasal olarak kullandığı unvanını engelleme amacı taşıdığını, “…” ibaresi için marka başvurusunun ilk kez 9. sınıfta davacı tarafından yapıldığını (06.07.1996 tarih, tescil no. 92410), “…” ibaresinin davacının 13.12.2019 tarihli başvurusuna istinaden 2019/126490 tescil numarası ile 35. sınıfta da tescil edildiğini, davalının dava konusu “…” ibareli 10, 11 ve 21. sınıflarda … numara ile tescilli markasına dayanarak …. yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek 10, 11 ve 21. sınıflarda davacının “… Markası” ile imalat, satış ve pazarlama yapmamasını ihtar ettiğini, davalı … …’ın unvanındaki … kelimesini bir yana bırakarak sadece … kelimesi üzerinde markasal bir üstünlüğü ve önceliğinin olmadığını, dava konusu marka tescilinin bu yönüyle kötü niyetli olduğunu beyan ederek; davacının öncelikli ve tescilli olarak markasal kullandığı unvanı, işletme, alan adı, logosu üzerindeki fikri ve sınai mülkiyet hakları çerçevesinde, 10,11 ve 21.sınıf hizmetler kapsamında görülebilecek ürünleri üzerinde … Markasını dava süreci boyunca kullanmaya devam etmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirket adına tescilli, 07.03.2019 tarih … tescil numaralı … Markasının 10, 11 ve 21. sınıflarda; tıbbi, medikal cihaz ve laboratuvar malzemeleri hizmetleri bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 11/09/2021 tarihli somutlaştırma dilekçesi ile; Davalı adına tescilli, 07.03.2019 tarih 2019/23234 tescil numaralı “… Markasının”
10.sınıfta, cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar:
• Buharlı Sterilizasyon Cihazı ( Buharlı otoklav )
• Distile Saf Su Cihazı
• Otoklav Poşetleme Cihazı
• Aşı Serum Kit Saklama Dolabı ( veterinerlik)
• Cerrahi ve tıbbi laboratuvar tezgah sistemleri
• Mikrobiyolojik Biyo güvenlik Kabini ( Tıbbi lab. Cihazı ) emtiaları bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
11.Sınıfta, Genel Laboratuvar Cihazları – İklimlendirme ve havalandırma cihazları:
• İklimlendirme test kabini ( genel lab. Cihazları )
• Klimatik test kabini ( genel lab. Cihazları )
Soğutucular ve dondurucular:
• Aşı saklama dolapları ( Tıbbi ve Medikal Lab. Cihazları )
• Derin dondurucu cihazları ( Tıbbi ve Medikal Lab. Cihazları )
Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı:
• Kurutma Fırınları ( Etüv ) Genel Lab Cihazı )
• İnkübatör Cihazı ( Tıbbi Laboratuvar cihazı )
Pastörize ve sterilize edici makineler:
• Buharlı Sterilizatör ( Genel Lab. Cihazı ) emtiaları bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
21.Sınıfta, değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç) yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri:
• Cam Kahve Seti düzeneği
• Kekik ayırma Destilasyon Cihazı
• Esans Tayin Cihazı
İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan)
• Laboratuvar Gösterge Camları emtiaları bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP – KARŞI DAVA:
Davalı-Karşı Davacı vekili 19/06/2020 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin hali hazırda sahibi olan … … ile kardeşi … … … tarafından 5 Ekim 1979 tarihinde laboratuvar malzemelerinin ithalatı, ihracatı, yurt içi ve yurt dışındaki ticareti ile servis, bakım ve yedek parça hizmetleri için kurulduğunu, … … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Limited Şirketi’nin kuruluşunun 05.10.1979 tarih 247 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığını, … … Laboratuvar Malzemeleri Tic. Ltd. Şti.’nin hali hazırda sahibi olan … …’ın babası … …’ın 1972 yılında … … ve ortakları (iki oğlu … … ve … … …) … Cam Kollektif Şirketi’ni kurduğunu ve kuruluşun Ticaret Sicil Gazetesi’nin 1 Şubat 1973 tarih ve 4719 sayısı ile yayınlandığını, bu kollektif şirketin kuruluş ana sözleşmesinin 5. maddesinde faaliyetinin cam borudan kimya ve fizik aletleri imalatı ve tamiratı olarak gösterildiğini, müvekkilinin soyadını taşıyan “…” markasının laboratuvar malzemeleri alanında 1972 yılından beri faaliyet gösteren babasının oğulları ile birlikte kurmuş oldukları … Cam Kollektif Şirketi’nden beri mevcut olduğunu, davalı şirketin kuruluş tarihi olan 1979 tarihinden bugüne kadar laboratuvar malzemeleri ürünleri ticareti ve satış sonrası servis bakım hizmetleri, yedek parça temini ile faaliyetine devam etmekte olduğunu, 41 yıllık tecrübesi ile tüm medikal sektöründe, devlet ve özel hastanelerde, hastanelerde görev yapan öğretim görevlileri ve doktorlar arasında, laboratuvar sektöründe, ithal edilen ve satışı yapılan ürünlerin kalitesi ve sonrasında verilen servis ve yedek parça hizmetlerinde tanınmış olduğunu, bu tanınmışlık, bilinirlik ve güvenilirliğin piyasada “…” ismi ile ciddi bir pazar payına sahip olduğunu, şirket ismini ve markasını koruma altına almak için 01.06.1998 tarih ve 199896 sayılı “… … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Ltd. Şti.” markasını tescil ettirdiklerini ve markanın yenilendiğini, yine medikal laboratuvar malzemeleri piyasasındaki … soyadının tanınmışlığı ve markasının korunması amacıyla, “…” markasını 07.03.2019 tarih ve 2019 23324 sayılı marka tescil belgesi ile 10, 11 ve 21. sınıflarda adına tescillendirdiğini, davalı şirketin kuruluşundan sonra iki kardeşin (… … ve … … …) bu sefer “cam laboratuvar” malzemeleri üretimi yapmak amacı ile 1985 yılında, … Medikal Malzemeleri Tic. ve Sanayi A.Ş.’yi kurduklarını, bu şirketin ise 8 Mayıs 1987 yılında unvan değişikliği yaparak, … … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. unvanını aldığını, 28 Ağustos 1995 tarihinde bir unvan değişikliği daha yaparak … Cam Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. unvanını aldığını, … …’ın 26.09.1995 tarihinde … Cam Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş.’deki hisselerini kardeşi … … …’a devrettiğini, aynı şekilde … … …’ın ise … … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Limited Şirketi’ndeki hisselerini Mehmet … …’a devrettiğini, bu tarihten sonra halen … … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi olan … …’ın ticaret hayatına “laboratuvar malzemeleri” özellikle medikal laboratuvarlarda kullanılan “soğutucu, dondurucu, derin dondurucu, görüntüleme cihazları, inkübatör, bio güvenlik kabini, iklim kabini, otoklav, laminarflow’’ malzemelerinin ithalatı, ihracatı, yurt içi ve yurt dışındaki ticaretiyle servis, bakım ve yedek parça hizmetleri işleri ile devam etmekte olduğunu, … … …’ın ise … Cam Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. ile cam laboratuvar malzemeleri üretimi işine devam ettiğini, … … …’ın … Cam Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş.’deki hisselerinin %75’lik bölümünü 08.10.2012 tarihinde …’a devrettiğini, bu devirden sonra da şirketin Cam Laboratuvar malzemeleri üretimine devam ettiğini, … … …’ın kalan %25’lik hissesini de 2016 yılında diğer ortaklara devrederek şirketle ilişiğini kestiğini, müvekkilinin faaliyet alanını tanıtan “www…com.tr” web adresini 12.06.2000 tarihinden itibaren kullanmakta olduğunu, “www…com” alan adının sahibinin de … … … olduğunu, davacının fason olarak aldığı malzemeleri “…” markasıyla satışa sunduğunu, davacının “…” markasından faydalanmak için kötü niyetli olarak bu web sitesini kurduğunu, davacının marka tecavüzünden dolayı Ankara Barosu aracılığıyla elektronik imzalı olarak 2020/E740 yevmiye numaralı 07.05.2020 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini ve marka hakkına tecavüzün sonlandırılmasının ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin muhataba 11 Mayıs 2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının bu ihtarname sonrasında web sitesinde ufak değişikliklere gittiğini ancak … marka hakkına tecavüz eylemlerini tamamen sonlandırmadığını, katalog ve web sayfasının uzantılarında halen … markalı ürünlerin görsellerine yer vermekte olduğunu belirterek; asıl davanın reddine, karşı dava bakımından maddi ve manevi tazminat talep hakları saklı tutularak “…” ve “… …” markalarına davalının tecavüzünün tespitine, bu durumun önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, dava sonuna kadar tedbiren, dava sonunda nihai olarak, “www…com.tr” ve “https://www…com.tr/dosyalar/katalog/…-cihaz-katalog.pdf” linkine erişimin engellemesine, satılmış olan ve halen kurumlarda bulunan “…” logolu ürünlerden iş bu logoların kaldırılmasına, satışa sunulmuş olan ürünlerden “…” logosunun kaldırılmasına, dava sonuna kadar tedbiren, dava sonunda nihai olarak, her türlü tabela, broşür, katalog ve benzeri tanıtım vasıtalarında “…” markasının kaldırılmasına ve “…” markasının kullanılmasının durdurulmasına (men’ine), hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP:
Davacı-Karşı Davalı vekili 29/06/2020 tarihli replik ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalının beyanlarında laboratuvar malzemelerinin satış, pazarlama ve servisi konusunda tanınmış olduğu savunması karşısında davalının dava konusu marka sınıflarında herhangi bir üretiminin olmadığını, müvekkilinin unvanındaki yegâne ibare olan “…” kelimesini “….com” alan adı olarak kullanma tekeline sahip olduğunu, müvekkilinin … ibaresinin unvan ve alan adı olarak tescilinin dava konusu tescilden önceki tarihte yaptığını, … kelimesinin alan adı olarak kullanılması nedeniyle şirketlerin karıştırılmasının söz konusu olmayacağını, davalı/karşı davacının unvanında yer alan … … veya … ibaresini markasal olarak kullanmadığının açık olduğunu beyan ederek; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ve karşı tarafça talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı markasının hükümsüzlüğü; Karşı Dava, 6769 sayılı SMK m.29 ve m.149 vd hükümlerinden kaynaklı marka hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, internet sitesine erişimin engellenmesi, tecavüz oluşturan nesnelerin imhası istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
Asıl dava bakımından; Davacıya ait 92410 sayılı “…+Şekil” ibareli marka başvurusu ile davalıya ait … sayılı “…” ibareli marka arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıya ait ticaret unvanı ve alan adları ile davalı markası arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davalının marka tescilinde kötü niyetli olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği,
Karşı dava bakımından; Karşı davalının, karşı davacıya ait “…” ibareli marka haklarını ihlal eder nitelikte eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa söz konusu ihlal eylemlerinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, tecavüz oluşturan nesnelerin imhası, internet sitesine erişimin engellenmesinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri deliller, ticari sicil kayıt bilgileri, marka tescil belgeleri, internet alan adı kayıtları, tarafların ticari defterleri, maddi çıkarımlar barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
09.04.1985 tarih ve 1239 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde “… Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.”nin ana sözleşmesi ilan edilmiştir. Şirketin amaçları arasında; medikal, kimyasal, cam laboratuvar malzemelerinin, ilaç ve ham maddelerinin her türlü ticaretini, pazarlama ve imalatını yapmak / iş makinaları, elektrikli ve elektronik malzemelerin her türlü ticaretini, pazarlama, imalat ve montajını yapmak/…. konusu ile ilgili her nevi alım-satım, ithalat-ihracat ve imalat işleriyle uğramak… yer almaktadır. Şirket kurucuları; … …, … … …, Erol Çilek, Efran Çilek, Kazım Atila’dır.
10.08.1987 tarih ve 1823 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yukarıda belirtilen şirketin unvan değişikliği ilan edilmiştir. Yeni unvan, “… … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.”dir.
28.08.1995 tarih ve 3859 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yukarıda belirtilen unvanın değişikliği ilan edilmiştir. Son değişiklikteki unvan, dosyamız davacısı-karşı davalısı olan “… Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.”dir.
Buna göre; davacı-karşı davalı şirketin 05.04.1985 tarihinde tescil edildiği, aktif durumda olduğu, kuruluş unvanın … Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olduğu, 05.05.1987 tarihli unvanının … … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olduğu, 15.08.1995 tarihli son unvanının … Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olduğu tespit edilmiştir.
Davalı-karşı davacı şirketin 28.09.1979 tarihinde, “… … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Limited Şirketi’nin” kuruluşunun tescil edildiği, aktif durumda olduğu tespit edilmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Daire Başkanlığı’ndan celp edilen müzekkere cevabına göre; “….com.tr” ibareli alan adının davacı-karşı davalı şirket adına tahsis edildiği, ilk tahsisin 07.12.2000 tarihinde Mustafa Odabaşı tarafından davacı-karşı davalı şirket adına yapılan başvuru üzerine yapıldığı, en son 17.09.2018 tarihinde alan adı sunucu değişikliği yapıldığı, alan adının aktif sahibinin davacı-karşı davalı şirket olduğu anlaşılmıştır.
Davacı-karşı davalı şirketin yerinde bilirkişi heyeti marifetiyle incelenen ticari defterlerine göre; 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait incelenen defter ve kayıtlarda; davacı-karşı davalının 2014’ten beri “…” markası ile laboratuvar, tıbbi ve medikal sektörde kullanılan cihaz ve ekipmanları ürettiği ve sattığı, ürettiği ve sattığı ürünlerin de Nice sınıflandırmasında 9 / 10 / 11. sınıfları kapsadığı fatura kayıtlarında görülmüş ve alınan örneklemeler bilirkişi raporu içeriğinde tablolaştırılmıştır.
İncelen evrakta üretilen cihazların 9-10-11. sınıf kapsamında olduğu, faturalarda geçen kodların 2019-2020 kataloğunda ürün isimleri ile birlikte geçtiği, bu kodlarla faturalardaki ürün kodlarının eşleştiği tespit edilmiştir. 2019-2020 kataloğunun 10.04.2019 tarih ve 00915 seri nolu fatura ile “….” tarafından yapıldığı fatura ile tespit edilmiştir.
Davacı-karşı davalının “…Yenimahalle/Ankara” adresinde yapılan yerinde incelemede, imalatların burada yapıldığı, işyeri tabelasında, üretilen ürünlerin tamamın.ın üzerinde “…” markasının kullanıldığı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir.
Davacı-karşı davalı tarafın …Belge nolu TSE 12426 yetkili servisler-tıbbi cihazlar-kurallar (… markalı) standardına uygun HYB belgesinin olduğu www.tse.org.tr sayfas.ından alınmıştır. Yetkili serviste de “…” markasını kullandığı tespit edilmiştir.
“www…com.tr” adresinde; medikal ve laboratuvar cihazlarının bir kısmını “…” markası ile üretip sattığı, bir kısmında ise farklı markaların ürünlerinin direkt satışını yaptığı görülmektedir.
Davalı-karşı davacı şirketin yerinde bilirkişi heyeti marifetiyle incelenen ticari defterlerine göre;
• Şirketin herhangi bir üretiminin olmadığı, yurtiçinde ve yurtdışında herhangi bir fason üretim veya sözleşmeye dayalı bir üretim yaptırmadıkları,
• Yurtdışı ve yurtiçinden farklı markalardaki medikal cihazların satışını yaptıkları,
• Katalog, internet gibi yerlerde marka olarak “… … Laboratuvar Malzemeleri Tic. Ltd. Şti” markasını kullandıkları,
• İncelenen defter ve kayıtlarda “…” markasına ait herhangi bir fatura, irsaliye, katalog vb. kayıt görülmediği tespit edilmiştir.
Davalı-karşı davacının, “www…com” adresinde; laboratuvar cihazlarının satışını yaptığı, ancak burada üretim yapılmadığından farklı markaların ürünlerinin direkt satışını yaptığı görülmüştür.
Davalı-karşı davacı tarafın …olu TSE 12426 yetkili servisler-tıbbi cihazlar-kurallar standardına uygun …HYB belgesinin olduğu www.tse.org.tr sayfasından alınmıştır. Yetkili servis belgesinde de “…” markasının kullanılmadığı, satışını yaptığı yukarıda belirtilen markalara ait servis yeterlilik belgesi olduğu görülmüştür.
Asıl davada; davacı-karşı davalı vekili tarafından 2019 23324 sayılı “…” markasının kısmen hükümsüzlüğü talepleri, aynı markanın 92410 ve 2019 12640 sayılarla davacı-karşı davalı adına tescilli olduğu, “…” ibaresinin 1995 yılından beri bu unvan altında faaliyet gösteren davacı-karşı davalı şirket ticaret unvanının kılavuz unsuru olduğu ve davacı-karşı davalı tarafından uzun yıllardır kullanılan ve sektöründe tanınan bir marka olduğu, davalı-karşı davacı markasının kötü niyetli olarak tescil edildiği iddialarına dayandırılmaktadır.
Buna karşılık davalı-karşı davacı vekili, davalı-karşı davacı şirketin 1979 yılında kurulduğunu, bu tarihten beri laboratuvar malzemeleri ürünleri ticareti ve satış sonrası servis bakım hizmetleri, yedek parça temini ile faaliyetine devam etmekte olduğunu, müvekkili şirketin sahibi … …’ın soyadı da olan “…” markasının, babası ve iki oğlu ile birlikte 1972 yılında kurdukları … Cam Kollektif şirketinden beri mevcut ve alanında tanınmış marka olduğunu, 199896 sayılı “… … Laboratuvar Malzemeleri Ticaret Ltd. Şti.” ve 2019 23324 sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin, … … ile kardeşi … … … tarafından 1985 yılında … Medikal Malzemeleri Tic. ve Sanayi A.Ş. unvanıyla kurulduğunu ve unvan değişiklikleri sonucunda 1995 yılında … Cam Laboratuvar Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. unvanını aldığını, 1995 yılındaki karşılıklı hisse devirleri ile … …’ın davacı-karşı davalı şirketteki ortaklığının, kardeşi … … …’ın ise davalı-karşı davacı şirketteki ortaklığının sona erdiğini, daha sonra 2012 ve 2016 tarihlerindeki hisse devirleriyle … … …’ın davacı-karşı davalı şirketteki ortaklığının da sona erdiğini, müvekkili davalı-karşı davacı şirketin faaliyetlerinin esas olarak “laboratuvar malzemeleri, özellikle medikal laboratuvarlarda kullanılan soğutucu, dondurucu, derin dondurucu, görüntüleme cihazları, inkübatr, bio güvenlik kabini, iklim kabini, otoklav, laminarflow malzemelerinin ithalatı, ihracatı ve yurt içi ve yurt dışındaki ticareti ile servis, bakım ve yedek parça hizmetleri işleri” iken davacı-karşı davalı şirketin “cam laboratuvar malzemeleri üretimi” alanında faaliyet gösterdiğini, davacı-karşı davalının fason olarak aldığı malzemeleri “…” markasından faydalanmak amacıyla kötü niyetli olarak satışa sunduğunu ileri sürmektedir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/1 maddesine göre, “5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.”
Kanunun 25/5 maddesine göre, “Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalara göre somut olayda yapılan incelemede; Davalı-karşı davacı adına tescilli olup kısmen hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı “…” markasının tescil kapsamı 10, 11 ve 21. sınıftaki mallardan oluşurken davacı-karşı davalı adına 2019/126490 ve 92410 sayılarla tescilli olan “…+Şekil” markalarının kapsamında 9 ve 35. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetler bulunmaktadır. Bu malların aynı ya da aynı türden olmadığı açıktır. Bununla birlikte, mal ve hizmetlerin benzerliği yönünden karşılaştırma yapılırken, tescil sürecine ilişkin idari prosedürlerin kolaylaştırılmasına hizmet eden sınıf kod numaralarının esas alınmasının mümkün olmadığı yukarıdaki genel açıklamalarda da ifade edilmiştir.
Davacı-karşı davalıya ait 92410 sayılı “… + Şekil” markasının tescil kapsamında bulunan 9. sınıftaki malların, hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı “…” markasının tescil kapsamında bulunan mallardan “Sınıf 10: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar.” ile ilişkili, benzer ortamlarda benzer amaçlar için kullanılabilecek nitelikte mallardan olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak, hükümsüzlük talebine konu edilen … tescil numaralı markanın kapsamındaki diğer mallar, davacı-karşı davalıya ait 92410 tescil numaralı markanın kapsamındaki mallardan farklı kullanım alanına ve farklı kullanım amacına sahip olan, farklı kullanıcı kitlesine hitap eden, birbiriyle ikame ya da rekabet ilişkisi bulunmayan mallardan olduğu, bu nedenle de benzer olmadığı değerlendirilmiştir. Diğer taraftan, davacı-karşı davalıya ait 2019/126490 sayılı “… + Şekil” markasının başvuru/koruma tarihi 13.12.2019 iken hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı “…” markasının başvuru/koruma tarihi 07.03.2019’dur. Bu durumda, hükümsüzlüğü talep edilen markanın başvuru tarihi, davacı-karşı davalının 2019/126490 sayılı markasından daha önce olduğundan bu markanın SMK m. 6/1 anlamında hükümsüzlük gerekçesi oluşturmayacağı açıktır.
Belirtilen nedenler karşısında, hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı “…” markasının, davacı-karşı davalının 92410 tescil numaralı “… + Şekil” markası ile aynıya yakın düzeyde benzer olduğu, ayrıca bu markanın tescil kapsamında bulunan “Sınıf 10: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar.” mallarının da benzer nitelikte olduğu tespit edildiğinden, bu mallar yönünden SMK m. 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (Y11HD; 08.10.2019 tarih, 2018/4855 E 2019/6316 K)
SMK m.6/4 hükmüne göre; Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde Y11HD; 18.09.2019 tarih, 2018/790 E 2019/5512 K; Y11HD; 20.11.2018 tarih, 2017/1345 E 2018/7216 K)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Belirtilen açıklamalara göre somut olayda yapılan incelemede; Davacı-karşı davalı delilleri arasında belirtilen ve ilgili kuruluşlardan celbi sağlanan ticaret sicil kayıtlarına göre; davacı-karşı davalı şirketin 05.04.1985 tarihinde tescil edildiği, kuruluş unvanı … Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. iken unvanının 05.05.1987 tarihinden itibaren … … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş., 15.08.1995 tarihinden itibaren ise … Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olarak değiştiği anlaşılmakla birlikte, ilgili ticaret sicil kayıtlarının “…” markasının davacı-karşı davalı tarafından uzun yıllardır kullanımını ya da tanınan bir marka olduğunu ispatlar nitelikte olmadığı açıktır.
Davacı-karşı davalının delillerinden olan ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan verilen müzekkere cevabına göre; “….com.tr” alan adının 07.12.2000 tarihinde davacı-karşı davalı şirket adına tahsis edildiği anlaşılmakla birlikte, ilgili alan adının tahsisinin de tek başına “…” markasının davacı-karşı davalı tarafından kullanımını ya da tanınan bir marka olduğunu ispatlar nitelikte olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte davacı-karşı davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda, kısmen hükümsüzlüğü talep edilen markanın başvuru tarihi olan 07.03.2019 tarihinden önceki dönemde, 2014-2019 yılları arasında, “…” markalı “… azot protein tayin cihazı, saf su cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, …. yağ tayin cihazı, kurutma fırını (etüv) cihazı, inkübatör cihazı, çeker ocak, laminar flow ve biogüvenlik kabini” ürünlerinin davacı-karşı davalı tarafından üretilerek farklı kurum ve kuruluşlara satışının yapıldığı tespit edilmiştir. Hatta 22.06.2018 tarihli fatura ile “…” markalı “saf su cihazının” davalı-karşı davacı şirkete de satışının gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Bu tespitlere göre, davacı-karşı davalı tarafından, “…” ibaresinin bahse konu ürünler üzerinde markasal nitelikteki kullanımlarının, kısmen hükümsüzlüğü talep edilen davalı-karşı davacıya ait … sayılı markanın başvuru tarihinden daha önce olduğu ve davacı-karşı davalının bu kullanımlardan kaynaklanan eskiye dayalı kullanım hakkının bulunduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca, davacı-karşı davalı tarafından 2014-2019 yılları arasında “…” ibaresinin markasal nitelikte kullanıldığı tespit edilen bahse konu ürünlerin, kısmen hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı markanın tescil kapsamında 10 ve 11. Sınıflarda yer alan “Sınıf 10: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Sınıf 11: Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri. Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri. İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları. Sıhhi tesisat ürünleri: musluklar, duş takımları, klozet iç takımları, banyo-duş kabinleri, küvetler, klozetler, evyeler, lavabolar, musluklar için contalar, salmastralar (musluk iç takımı). Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler.” malları ile ilişkili olan, aynı/benzer ortamlarda aynı/benzer ihtiyaçları karşılamak için kullanılan ve birbiri ile ilişkilendirilebilecek türdeki mallardan olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda, “…” markasının davacı-karşı davalı tarafından eskiye dayalı kullanımından kaynaklı olarak, belirtilen mallar yönünden, 6769 s. SMK m. 6/3 maddesi kapsamında davacı-karşı davalının öncelik haklarının mevcut olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Bahse konu kullanımlar, “…” markasının davacı-karşı davalı tarafından belirtilen mallar üzerindeki kullanımını ispat eder nitelikte olmasına rağmen, kullanımların yoğunluğu ve yaygınlığı itibariyle “…” markasının tanınmış marka olduğunu ispatlayacak düzeyde olmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK’nın 6/6 maddesine göre; “tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.”
Bu hüküm kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı ve alan adı girer. Bir alan adının SMK m. 6/6 hükmü uyarınca korunmasının istenebilmesi için, o alan adının fiilen kullanıldığı faaliyet konuları kapsamı ile aynı/benzer konularda bir marka kullanımının söz konusu olması gerekir.
Ticaret unvanı, bir tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemlerinde kullandığı addır. Markalar, eşya ile işletme arasındaki ilişkiyi kurar ve farklı işletmelerin ürettiği benzer emtiayı birbirinden ayırt etmeye yarar. Buna karşılık, ticaret unvanları ise işletmenin kendisini tanımlar. Şirketlerin ticaret unvanları tescil edilirken, faaliyet alanına her türlü mal ve hizmetin yazılması mümkün olduğundan ve ticaret unvanının bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülük bulunmadığından, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından, 6769 sayılı SMK’nin 6/6 maddesi anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulü gerekmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.03.2019 tarih 2017/5439 Esas 2019/2119 Karar sayılı kararında da, önceki tarihli ticaret unvanı nedeniyle sonraki tarihli aynı/benzer markanın başvurusunun engellenebilmesi için, salt ticaret unvanına ilişkin ticari sicil kayıtlarında yer alan iştigal alanlarına bakılmaması gerektiği, ticaret unvanının fiili olarak kullanıldığı mal ve hizmetler dikkate alınmak suretiyle iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Belirtilen açıklamalara göre somut olayda yapılan değerlendirmede; Davacı-karşı davalı delilleri arasında belirtilen ve ilgili kuruluşlardan celbi sağlanan ticaret sicil kayıtlarına göre; davacı-karşı davalı şirketin 05.04.1985 tarihinde tescil edildiği, kuruluş unvanı … Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. iken unvanının 05.05.1987 tarihinden itibaren … … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş., 15.08.1995 tarihinden itibaren ise … Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olarak değiştiği anlaşılmaktadır. Şirketin amaç ve konuları arasında; “medikal, kimyasal, cam laboratuvar malzemelerinin, ilaç ve ham maddelerinin her türlü ticaretini, pazarlama ve imalatını yapmak / iş makinaları, elektrikli ve elektronik malzemelerin her türlü ticaretini, pazarlama, imalat ve montajını yapmak/… konusu ile ilgili her nevi alım-satım, ithalat-ihracat ve imalat işleriyle uğramak…” yer almaktadır. Bu durumda, “…” ibaresinin 15.08.1995 tarihinden itibaren davacı-karşı davalı ticaret unvanının kılavuz unsuru olarak kullanıldığı ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Ayrıca, önceki bölümde detaylı şekilde açıklandığı üzere, davacı-karşı davalı şirket tarafından 2014-2019 yılları arasında, “kjeldahl azot protein tayin cihazı, saf su cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, soxhlet yağ tayin cihazı, kurutma fırını (etüv) cihazı, inkübatör cihazı, çeker ocak, laminar flow ve biogüvenlik kabini” mallarının üretilerek aynı şirket unvanı altında farklı kurum ve kuruluşlara satışının gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bu durumda, önceki bölümde belirtilen 10 ve 11. sınıftaki mallar yönünden, 6769 s. SMK m. 6/6 maddesi kapsamında da, “…” ibaresi üzerinde davacı-karşı davalının ticaret unvanından kaynaklı öncelik haklarının mevcut olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
…” (C-104/18P) kararında; marka tescil başvuru sahibinin adil rekabete girme amacı taşımaksızın, dürüst ticari uygulamalarla aykırılık oluşturacak şekilde başkalarının menfaatlerini baltalama ya da belirli bir başkasını hedef almaksızın markanın köken göstermeye ilişkin temel fonksiyonundan ziyade başka amaçlar için marka tescilinin sağladığı tekelci yetkileri elde etme amacı taşımasının ilgili ve tutarlı göstergelerden bariz bir şekilde anlaşılması halinde, markanın kötü niyet gerekçesi ile hükümsüz kılınabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, marka tescil başvurusu yapan kimsenin niyetinin sübjektif bir olgu olduğunu, ancak buna rağmen, bu olgunun yetkili idari makamlar veya yargı mercilerince nesnel bir şekilde belirlenmesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla, herhangi bir kötü niyet iddiası, somut olaydaki tüm ilgili nesnel olguların dikkate alınması suretiyle genel bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.07.2008 tarih 2008/11-501 E 2008/507 K sayılı kararında; başvuru sahibinin, markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığını bilmesi veya bilmesi gerekmesi hali, kötü niyetin varlığı bakımından önemli bir kriter olarak görülmektedir. Karara konu olayda HGK; “…Davalının giysi üretiminde bulunan ve tekstil alanında faaliyet gösteren bir kişi olduğu, bu itibarlı müdebbir bir tacir gibi davranmasının gerektiği, kullanacağı işaretin her hangi bir kişiye ait olup, olmadığını araştırmasının gerektiği, ihtilaf konusu ibarenin her hangi bir anlamı olmayan harfler ve rakamlardan oluşması nedeniyle, davacı seçiminin tesadüften ibaret olamayacağı ve bu nedenle iyi niyetli sayılamayacağı, davalının fantezi bir ibare olan RG 512 ibaresini tescil ettirmesinin, faaliyet alanı nedeniyle varlığından haberdar olduğu davacı markasından faydalanma kastını gösterdiği, davacının bu işaret üzerinde öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu, bu nedenle davalının kötü niyetli tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiği…” şeklinde değerlendirmede bulunarak, tescile konu markanın orijinal ve anlamsız bir kelime olup olmaması, başvuru yapan kimsenin ticari hayatta etkinliğinin bulunup bulunmaması, marka olarak seçilen işaret dolayısıyla faydalanma kastı bulunup bulunmadığı gibi hususları da kötü niyetli marka başvuruları bakımından değerlendirme kriteri olarak kabul etmiştir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede; Esasen davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı şirketlerin, … … ve kardeşi … … …’ın ortaklığında kurulan ve kardeş şirketler olarak faaliyet gösteren şirketler iken 1995 yılındaki karşılıklı hisse devirleri sonucunda kardeşlerin şirketlerdeki ortaklıklarının karşılıklı olarak sona erdiği, daha sonra … … …’ın davacı-karşı davalı şirketteki hisselerinin tamamının mevcut sahiplerine devredildiği görülmektedir. Buna göre, taraf şirketlerin uzun yıllar boyunca piyasada birlikte ve işbirliği içinde kardeş şirketler olarak faaliyet gösterdikleri, birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar oldukları ve hatta aralarında ticari ilişki bulunduğu, davalı-karşı davacı markasının tescil kapsamında bulunan “…” markalı “saf su cihazının” davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacı şirkete satışının gerçekleştiği görülmektedir. Davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya gönderilen, marka tecavüzü iddialı 07.05.2020 tarihli ihtarnameye kadar da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davacı-karşı davalı adına 92410 sayılı “…” markası 9. sınıftaki mallar için 1986 tarihinden itibaren, davalı-karşı davacı adına ise 199896 sayılı “… … LABORATUVAR MALZEMELERİ TİCARET LTD. ŞTİ.” markasının 5, 10, 11. sınıflardaki mallar için 1998 tarihinden itibaren tescilli olduğu ve şirketlerin uzun yıllar bu marka ve ticaret unvanları altında faaliyet gösterdikleri tarafların beyanları ile dosyaya sunulan delillerden anlaşılmaktadır. Buna rağmen, 07.03.2019 başvuru tarihli … sayılı “…” markası; 10, 11, 21. sınıflarda, davacı-karşı davalının bu markayı daha önceden kullandığı bir kısım malları da kapsayacak şekilde davalı-karşı davacı adına tescil ettirilmiştir.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında, özelikle taraf şirketlerin ilk kuruluşları ve uzun yıllar boyunca sürdürdükleri faaliyetleri itibariyle, gerek ortaklık yapıları, gerek faaliyetleri yönünden kardeş şirketler konumunda olduğu, birlikte işbirliği içinde faaliyet gösterdiği, “…” markalı ürünlerin davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya satışının gerçekleştiği, bu süre boyunca davacı-karşı davalı şirketin hem 9. sınıfta tescilli markası, hem ticaret unvanının kılavuz unsuru “…” ibaresi iken, davalı-karşı davacı şirketin marka ve ticaret unvanının “… …” ibareleri olduğu dikkate alındığında, davacı-karşı davalı şirketin ortaklık yapısı değiştikten sonra, davalı-karşı davacı şirket tarafından “…” markasının 10, 11, 21. sınıflarda tescil ettirilmesi eyleminin, davacı-karşı davalı şirkete yaklaşma ya da bu şirketin ticari faaliyetlerini engelleme amaçlı olduğu, bu eylemin ticari dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığı anlaşıldığından, davalı-karşı davacı şirketin, hükümsüzlüğü istenen markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiği kanaatine varılmıştır.
Markanın kötü niyetli tescili, tescile konu mal ve hizmetler ile ilişkili, bölünebilir bir niteliği bulunmadığından, dava konusu markanın kötü niyetli olarak tescil başvurusuna konu edilmesi olgusu, davaya konu markanın tescil edildiği tüm emtiaları kapsar. (U.Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.953) Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 02.11.2015 tarih 2015/4426 E 2015/11337 K ve 26.11.2012 tarih 2011/12763 E 2012/19119 K sayılı kararları da aynı yöndedir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1, m.6/3, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri ile SMK m.25 hükmü uyarınca; 6100 sayılı HMK m.26 hükmü uyarınca taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak, davacı-karşı davalı vekilinin, dava konusu … sayılı markanın kısmen hükümsüzlüğü isteminin KISMEN kabulü ile; “10.SINIF: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. 11.SINIF: İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler. 21.SINIF: Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri.” emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, “Genel Laboratuvar Cihazları” emtiaları hükümsüzlüğü istenen markanın tescil kapsamında bulunmadığından, bu emtiaların hükümsüzlüğüne ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine, karar verilmiştir.
Karşı davada; davalı-karşı davacı vekilinin marka hakkına tecavüz iddialarının esas olarak, müvekkili şirketin 1979 yılından beri “Laboratuvar Malzemeleri” özellikle medikal laboratuvarlarda kullanılan “Soğutucu, dondurucu, derin dondurucu, görüntüleme cihazları, inkübatör, bio güvenlik kabini, iklim kabini, otoklav, laminarflow malzemelerinin ithalatı, ihracatı ve yurt içi ve yurt dışındaki ticareti ile servis, bakım ve yedek parça hizmetlerinde” faaliyet gösterdiği ve bu sektörde tanındığı, müvekkili karşı davacı adına 199896 sayılı “… … LABORATUVAR MALZEMELERİ TİCARET LTD. ŞTİ.” ve 2019 23324 sayılı “…” markalarının tescilli olduğu, karşı davalı şirketin ise “cam laboratuvar malzemeleri üretimi yapmak” amacıyla 1985 yılında kurulduğu, kuruluşundan itibaren bu alanda faaliyet gösterirken, şirketin hisselerinin tamamının yeni ortaklara geçtiği 2016 yılından sonra, şirket unvanları arasındaki benzerlikten ve müvekkili şirketin ününden ve pazar payından yararlanmak amacıyla müvekkili şirketin faaliyet alanı olan “laboratuvar malzemelerinin satışı” işine girmeye başladığı, karşı davalının kötü niyetli şekilde son 1-2 yıldır “www…com.tr” web sitesi üzerinden, 48 yıldır müvekkili faaliyet alanı olan “soğutucu, dondurucu, derin dondurucu, görüntüleme cihazları, intibatör, biogüvenlik kabini, otoglav, laminerflow” malzemelerinin tanıtımını yapmaya başladığı, bu durumun müşteriler arasında karışıklığa neden olduğu, bahse konu marka hakkına tecavüz eyleminin sonlandırılması için karşı davalıya gönderilen 07.05.2020 tarihli ihtarname üzerine web sitesinde küçük değişiklikler yapıldığı halde tecavüz eyleminin tamamen sonlandırılmadığı, katalog ve web sayfasının uzantılarında “…” markalı ürünlerin görsellerine yer verilmeye devam edildiği, karşı davalının bu eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğu iddialarına dayanmaktadır.
Buna karşılık karşı davalı tarafından, müvekkili şirketin unvan tescilinin de, unvanının marka olarak kullanımının da karşı davacının marka tescil tarihinden daha önce olduğu, müvekkili şirketin … Medikal Malz. A.Ş. olarak 1985 tarihinde kurulduğu ve faaliyet alanında medikal malzemelerin her türlü imalatının bulunduğu, imalatını yaptığı ürünlere unvanının marka olarak bastığı, müvekkili şirketin yeni tesisinde, Ocak 2019 tarihinden itibaren “etüvler, çeker ocaklar, bio güvenlik kabinleri, inkübatör, ultra saf su cihazı imalatı” yapmakta olduğu, karşı tarafın “… …” markası tescilli iken müvekkili şirketin markasal olarak kullandığı unvanını engellemek amacıyla, 2019 23324 sayılı “…” markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiği, müvekkilinin bu marka tescilinden daha üstün bir hakka sahip olduğu, “…” ibaresinin müvekkili tarafından unvan ve alan adı olarak tescilinin karşı tarafın dava konusu tescilinden daha eski olduğu, karşı davacının herhangi bir üretimi olmadığı, “…” ve “…” markalı ürünlerin distribütörü olduğu, müvekkili “….com.tr” alan adının 2000 yılından beri kullanırken karşı davacı tarafından “….com” alan adını kullandığı, yıllarca aynı ibarelerin unvanlarda kullanılmasına karşılıklı olarak rıza gösteren ve itiraz etmeyen tarafların, müşterilerin arama motorlarında yanlış yeri aramalarına katlanmak zorunda olduğu, karşı tarafın imal ettiği bir ürün olmadığı için “… …” veya “…” ibarelerini markasal olarak da kullanmadığı, müvekkilinin ise unvanını karşı davacının 2019 23324 sayılı markayı tescilinden önce markasal olarak kullandığı ve kullanmaya devam ettiği, karşı tarafın ucuz ve fason mallara “…” markasının basıldığı iddiasının mesnetsiz olduğu ileri sürülmektedir.
Somut uyuşmazlıkta karşı davacı tarafından ileri sürülen tecavüz iddialarına ilişkin olarak, kesin süre içerisinde dosyaya sunulan delillerin incelenmesinde tespit edilen kullanımlar aşağıda bentler halinde sunulmuştur:
– 19.06.2020 tarihli karşı dava dilekçesi ekinde, karşı davalıya ait “2019-2020 Laboratuvar Cihazları Kataloğu”nun bazı sayfalarının fotokopileri sunulmuştur. Kataloğun kapak ve iç sayfalarının üst kenarlarında “Şekil + … Cam Lab. Malz. San. Tic. A.Ş.” şeklindeki logo ve unvanın kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu kullanımlarda, “…” ibaresi ön planda, baskın unsur olarak ve markasal niteliktedir.
– Fotokopisi sunulan katalog sayfalarında “inkübatörler (soğutmalı, çalkalamalı), etüvler (kurutma fırını), sıvı banyoları, kabinler (laminar flow, tezgah üstü çeker ocak), saf su cihazları” ürünlerine ait görseller ile ürün özelliklerini gösteren tanıtım bilgilerinin yer aldığı tespit edilmiştir. Bu ürünler üzerinde de yukarıda örneği verilen “…” marka ve logosu kullanılmaktadır.
– 19.06.2020 tarihli karşı dava dilekçesi ekinde ayrıca “….com.tr” web sitesine ait çıktı fotokopileri sunulmuştur. Üzerinde herhangi bir tarih bilgisi bulunmayan bu çıktılarda da üstünde “…” marka ve logosu bulunan “inkübatörler, etüvler, buzdolapları, saf su cihazları” gibi ürünlere ait görseller ile ürün özelliklerini gösteren tanıtım bilgilerinin yer aldığı tespit edilmiştir.
– Karşı davacının 05.11.2020 tarihli dilekçesinde, karşı-davalı web sitesinde:
o “…” markası ile satış yapılan kurumların yayınlandığı belirtilerek Medikal Park Hastanesi ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı isim ve görselleri ile “…” marka ve logolu ürün görsellerinin bulunduğu web sitesi görüntülerine yer verilmektedir.
o “Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı Tekno Enstitüsünde Olan Cihazların Görüntüleri Başlığı” altında, üzerinde “…” marka ve logosunun bulunduğu ürün görüntülerine yer verilmektedir.
o Karşı davacının şikâyet dilekçesi üzerine “…Üniversitesi Rektörlüğü”nün 10.07.2020 tarihli yazısı ekinde sunulan Ek-4 ve Ek-5 nolu eklerde, karşı davalı tarafından kesilmiş olan, üzerinde “…” marka ve logosu bulunan 30.04.2020 ve 14.08.2020 tarihli faturalar yer almaktadır. Bu faturalara göre, karşı davalı tarafından adı geçen üniversiteye 30.04.2020 tarihinde “…” markalı “derin dondurucu ve laminar flow” ürünlerinin satıldığı anlaşılmaktadır.
– Dosya kapsamında yer alan, üzerinde 2019/128 ve 1 numaraları bulunan, karşı davalıya ait ticaret sicil gazeteleri, broşürler, imalat resimleri ve sertifikalar ile karşı davacıya ait antetli kağıtta bu firma tarafından satışa sunulan ürünlerin gösterildiği deliller arasında yer alan broşürde, üzerinde “…” marka ve logosu bulunan “otoklavlar (sterilizatör), derin dondurucular, etüvler” ürünlerine ait fotoğraflar yer almaktadır. Bununla birlikte ilgili broşür ve fotoğrafların tarihi anlaşılamamıştır.
– Ticaret sicil kayıtlarına göre, karşı davalı şirketin 05.04.1985 tarihinde tescil edildiği, kuruluş unvanı … Medikal Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. iken unvanının 05.05.1987 tarihinden itibaren … … Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş., 15.08.1995 tarihinden itibaren ise … Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. olarak değiştiği anlaşılmaktadır. Şirketin amaç ve konuları arasında; “medikal, kimyasal, cam laboratuvar malzemelerinin, ilaç ve ham maddelerinin her türlü ticaretini, pazarlama ve imalatını yapmak / iş makinaları, elektrikli ve elektronik malzemelerin her türlü ticaretini, pazarlama, imalat ve montajını yapma/… konusu ile ilgili her nevi alım-satım, ithalat-ihracat ve imalat işleriyle uğramak…” yer almaktadır.
– Ticaret sicil kayıtlarına göre, karşı davacı … … Cam Laboratuvar Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.’nin 28.09.1979 tarihinde tescil edildiği, şirketin unvan değişikliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şirketin amaç ve konuları arasında; “laboratuvar malzemeleri ve teşhis miyarları, kimyevi maddeler, hastahane levazımatı, tıbbi cihazlar… alım satımı, taahhüdü, mümessilliği, ithalatı ve ihracatı” faaliyetleri yer almaktadır.
– Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu yazısına göre “….com.tr” ibareli alan adının karşı-davalı şirket adına 07.12.2000 tarihinde tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
– Davacı-karşı davalı defterlerinin bilirkişi marifetiyle yerinde incelenmesi sonucunda, dava tarihinden önceki dönemde, 2014-2019 yılları arasında, “…” markalı “kjeldahl azot protein tayin cihazı, saf su cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, soxhlet yağ tayin cihazı, kurutma fırını (etüv) cihazı, inkübatör cihazı, çeker ocak, laminar flow ve biogüvenlik kabini” ürünlerinin davacı-karşı davalı tarafından üretilerek farklı kurum ve kuruluşlara satışının yapıldığı tespit edilmiştir.

Davacı-karşı davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda tespit edilen bulgulara göre; karşı davalı tarafından “Şekil + …” şeklindeki “…” marka ve logosunun “inkübatörler (soğutmalı, çalkalamalı), etüvler (kurutma fırını), sıvı banyoları, kabinler (laminar flow, tezgah üstü çeker ocak), saf su cihazları, kjeldahl azot protein tayin cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, soxhlet yağ tayin cihazı, ve biogüvenlik kabini” ürünlerinde 2014-2019 yılları arasında marka olarak kullanıldığı, 2019 ve 2020 yıllarında “….com.tr” web sitesi ile katalog ve broşürlerde bu ürünlerin tanıtımının yapıldığı ve çeşitli kurum ve kuruluşlara satışının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Karşı davalının bahse konu kullanımları, karşı davacı adına tescilli olan 199896 sayılı “… … LABORATUVAR MALZEMELERİ TİCARET LTD.ŞTİ.” markası ve 2019 23324 sayılı “…” markası ile benzerlik ve karıştırılma ihtimali yönünden karşılaştırıldığında, karşı davalı kullanımı 199896 sayılı marka ile karıştırılacak düzeyde benzer olmamakla birlikte, 2019 23324 sayılı “…” markası ile aynıya yakın düzeyde benzer olduğu açıktır. Diğer taraftan, karşı davalı kullanımına konu olan “inkübatörler (soğutmalı, çalkalamalı), etüvler (kurutma fırını), sıvı banyoları, kabinler (laminar flow, tezgah üstü çeker ocak), saf su cihazları, kjeldahl azot protein tayin cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, soxhlet yağ tayin cihazı, ve biogüvenlik kabini” mallarının 2019 23324 sayılı “…” markasının tescil kapsamında bulunan 10 ve 11. sınıflardaki mallarla aynı ya da benzer türde ürünlerden olduğu, bu nedenle karşı davalının bahse konu kullanımlarının karşı davacının 2019 23324 sayılı “…” markası ile karıştırılacak nitelikteki kullanımlardan olduğu kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte, karşı davalı vekili tarafından, müvekkilinin 2019 23324 sayılı marka tescilinden daha üstün bir hakka sahip olduğu, “…” ibaresinin müvekkili tarafından unvan ve alan adı olarak tescilinin karşı tarafın dava konusu tescilinden daha eski olduğu, karşı davacının herhangi bir üretimi olmadığı, yıllarca aynı ibarelerin unvanlarda kullanılmasına karşılıklı olarak rıza gösteren ve itiraz etmeyen tarafların, müşterilerin arama motorlarında yanlış yeri aramalarına katlanmak zorunda olduğu iddiaları ileri sürülmektedir. Yukarıda yer verildiği üzere, “…” marka ve logosunun “kjeldahl azot protein tayin cihazı, saf su cihazı, uçucu yağ tayin cihazı, CO2 gaz safiyet cihazı, soxhlet yağ tayin cihazı, kurutma fırını (etüv) cihazı, inkübatör cihazı, çeker ocak, laminar flow ve biogüvenlik kabini” üzerinde karşı davalı tarafından, karşı davacıdan daha önce kullanıldığı, karşı davacının da, karşı davalının müşterileri arasında bulunduğu, karşı davalının ilgili mallar yönünden “…” markası üzerinde gerçek hak sahipliğinden kaynaklı üstün bir hakka sahip olduğu tespit edilmiştir. Yine, karşı davacıya ait 2019 23324 sayılı markanın, “10.SINIF: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. 11.SINIF: İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler. 21.SINIF: Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri.” emtiaları bakımından hükümsüz kılınması gerektiği ve asıl dava bakımından hükümsüzlük kararı verildiği de yukarıda açıklanmıştır.
6769 sayılı SMK m.27/1 hükmüne göre; 25 inci madde gereğince markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.
Söz konusu kanun hükmü gereğince, asıl davada, marka hakkına tecavüz istemine mesnet markanın, tecavüz iddiasına konu emtialarla ilişkili emtialar bakımından hükümsüzlüğüne karar verildiğinden ve bu hükümsüzlük kararının etkisi geçmişe etkili olarak ortadan kalkacağından, karşı dava bakımından; marka hakkına tecavüzün koşullarının oluşmayacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; dava konusu … sayılı markanın “10.SINIF: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. 11.SINIF: İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler. 21.SINIF: Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri.” emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, “Genel Laboratuvar Cihazları” emtiaları tescilli olmadığından bu emtiaların hükümsüzlüğüne ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
3-Davacı-karşı davalıdan Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 54,40 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Karşı davada; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalı- karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl davanın reddedilen kısmı bakımından; Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
7-Karşı davada; davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
8-Asıl davada kabul red oranının 4/5 olarak takdir edilmesine,
9-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 16,30 TL vekalet harcı, 136,00 TL tebligat-posta masrafı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.606,70 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 2.085,36 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 521,34 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 54,40 TL karşı dava harcı, 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 116,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı-Karşı Davalı Vekili ve Davalı-Karşı Davacı Vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza