Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/127 E. 2021/192 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/127 Esas
KARAR NO : 2021/192

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 01/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “… Cafe& Bistro” ibaresinin tescili için marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili marka başvurusunun yayımına itiraz sonucunda verilen YİDK kararında marka kapsamından “43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”nin çıkartıldığını, YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresinin İstanbul’un maruf bir semtinin ismi olması nedeniyle kamu adı niteliğinde olduğunu, tek bir kişi lehine marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, … semtinin adının yine aynı bölgede bulunan bir kafede marka olarak kullanılmasının hukuka aykırı olmadığını, marka başvurusunda semt isminin yanına ayırt edici gücünü arttıran “14” ibaresinin ve fiilen gerçekleştirilecek hizmeti ortaya koyan “cafe bistro” ibaresinin eklenmesi sonucu marka olarak tescil edilebilir hale getirildiğini, müvekkili şirket marka başvurusu ile “… GAZOZLARI” ibareli marka arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların sınıflarının da birbirinden farklı olduğunu, davalı şirketin “…” olarak tanınmış bir markaya sahip olmadığını, davalı şirketin tanıtmak için uğraştığı markanın “… GAZOZLARI” ibaresi olduğunu, ortalama tecrübeye sahip herkesin müvekkili şirket başvurusunun davalı şirket markası ile bir ilgisi bulunmadığını anlayacağını, “…” kelimesinin herkesin kullanımına açık olduğunu, davalı şirketin tanınmış marka başvurusunun reddedildiğini, müvekkili şirketin “Küçük … Caddesi No: 14” adresinde kafe işletmek istediğini, bu sebeple marka başvurusunda “…” ibaresinin yer aldığını, davalı iddiasının aksine “14” ibaresinin asli unsur olduğunu, marka görselinde “…” ibaresi ile “14” ibaresinin aynı yazı tipi ve aynı punto kullanılarak oluşturulduğunu, müvekkili şirketin marka başvurusunda herhangi bir kötü niyeti bulunmadığını, markaların biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak benzer olmadığını, markalar arasında fonetik olarak da benzerlik bulunmadığını beyanla; 2020-M-1043 sayılı YİDK kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 05/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusunun SMK 6. maddesine dayalı olarak reddedilen marka başvurusu olduğunu, itiraz eden şirketin davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde her ne kadar 556 sayılı KHK’ya atıf yapılmışsa da uyuşmazlığın çözümünde 6769 sayılı SMK’nın uygulanması gerektiğini, davacı şirketin kullanım ispatı talebi üzerine muteriz şirketin sunduğu bilgi ve belgelerin “gazlı içecekler ve meyve suları” mallarında kullanımın ispat edildiğini, taraf markaları arasında SMK 6/1 maddesi anlamında “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, muteriz şirket markasının bilinirliği sebebiyle tüketici zihninde markaların karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceğini, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 05/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket marka başvurusuna müvekkili şirketin tescilli ve tanınmış “…” ve türevi markaları mesnet gösterilerek itiraz edildiğini, itiraza mesnet markaların “gazlı içecekler ve meyve suları” mallarında kullanımının ispatlandığını, müvekkili şirketin 2001 yılından beri ana faaliyeti olan her türlü gazlı, kolalı, şekerli, tatlandırıcılı, meyveli, vitaminli ve mineralli meşrubatların, aromalı, aromasız meyve suyu, konsantresi, nektarı ve benzerlerinin üretimi alanında faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” seri markalarının kullanımının 1946 yılına kadar dayandığını, müvekkili şirketin TÜRKPATENT nezdinde ilk “…” esas unsurlu marka tescilinin başvuru tarihinin 1988 tarihine kadar geriye gittiğini, müvekkili şirketin WIPO ve EUIPO nezdinde de “…” ve türevi marka tescilleri bulunduğunu, müvekkili şirketin sektöründe tanınmış “…” ve türevi markaların gerçek hak sahibi olduğu hususunun gerek önceye dayalı kullanımları gerekse de marka tescilleri nedeniyle izahtan vareste olduğunu, “…” markasının müvekkili şirketin içecek sektöründeki uzun süreli ve yoğun kullanımı sonucu ayırt edicilik elde ettiğini ve müvekkili şirket ürünleri ile özdeşleştiğini, içecek sektöründe doğrudan bir coğrafi yerin adı olarak değil, bir işletmenin markası olarak algılanır hale geldiğinin kabulü gerektiğini, davacı şirket marka başvurusunda müvekkili şirkete ait “…” ibaresinin birebir aynısının asli unsur olarak kullanıldığını, markaların görsel, yazılış, okunuş, kavramsal ve genel görünüş olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, dava konusu markada yer alan “cafe&bistro” ibaresinin “yiyecek ve içecek sağlama hizmetleri” için tanımlayıcı ve ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, “14” ibaresinin ise tali nitelikte olması sebebiyle markaya ayırt edicilik katan bir unsur olmadığını, dava konusu marka görselinde “14” ve “cafe&bistro” ibarelerinin çok daha küçük puntolarla yazıldığını, davacının tescil talebinde bulunduğu 43. sınıftaki “yiyecek ve içeceklerin sağlanması hizmetleri”nin müvekkili şirket markalarının tescilli olduğu 32. sınıfta yer alan mallar ile doğrudan ilişkili olduğunu, tüketicilerin her iki marka arasında bir bağlılık olduğunu düşünmesinin kaçınılmaz olduğunu, aynı hedef tüketicisine yönelik aynı dağıtım kanallarıyla aynı işletmeler tarafından tüketiciye sunulan 29, 30 ve 32. sınıftaki yiyecek içecek ürünleri ile 43. sınıftaki yiyecek ve içeceklerin sağlanması hizmetlerini aynı kaynaktan geldiği konusunda tüketiciler nezdinde bir yanılgı meydana gelmesi ihtimalinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin “… Gazozları” ibareli bir markası bulunmadığını, müvekkili şirket markasının tanınmış marka olduğunun davacı tarafça da ikrar edildiğini, davacının markasını ne amaçla seçtiğinin veya markayı ne şekilde kullanacağının bu kullanım şekli itibariyle bir karıştırılma tehlikesi meydana gelip gelmeyeceğinin dava kapsamında inceleme konusu olmadığını, kelime ve şekil kombinasyonlarından oluşan markalarda baskın unsurun kural olarak kelime unsuru olduğunun kabul edildiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği 2020-M-1043 sayılı YİDK kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2018/90271 sayılı “… cafe&bıstro” ibareli marka başvurusu ile YİDK kararında redde mesnet alınan markalar arasında 43/1 alt sınıftaki hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 10.10.2018 tarihinde 2018/90271 sayılı “… cafe&bıstro” ibareli 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.11.2018 tarih ve 313 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirket tarafından 25.01.2019 tarihinde SMK m.6/1, 6/4, 6/5 ve 6/9 hükümleri kapsamında 2011/67939, 2006/21753, 2005/05232, 2002/18830, 2002/18829, T/02826, 94/008541, 94/008540, 93/008082, 92/008467, 92/008466 sayılı markalar itiraza mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı tarafından 04.03.2019 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, karşı görüş dilekçesinde davacının önceki tarihli 2011/67939, 2006/21753, 2005/05232, 2002/18830, 2002/18829,94/008541, 94/008540, 93/008082, 92/008466 sayılı markalara ilişkin kullanmama def’i ileri sürüldüğü, davalı şirketin kullanım ispatına ilişkin olarak 07.05.2019 tarihli kullanım ispatı formu ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı şirketin 25.09.2019 tarihinde yeniden itirazda bulunduğu, davacının 30.10.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2020-M-1043 sayılı YİDK kararı ile; itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun eşya listesinden SINIF KODU: 43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” nin çıkartılmasına karar verildiği, redde mesnet olarak 2005/05232, 2002/18830, 2002/18829, 154486, 154487, 144692, 140970, 140966 ve 2006/21753 sayılı markaların gösterildiği, bu kararın davacı marka vekiline 24.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. (7226 sayılı Kanun Geçici 1.maddesi uyarınca, hak düşürücü sürenin tespitinde durma süreleri de dikkate alınmıştır.)
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
YİDK kararında redde mesnet gösterilen 2005/05232, 2002/18830, 2002/18829, 154486, 154487, 144692, 140970, 140966 ve 2006/21753 sayılı markalara yönelik ileri sürülen kullanmama def’ine karşı, bu markaların “Gazlı içecekler ve meyve suları” emtiaları üzerinde kullanımının ispatlandığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle adı geçen redde mesnet markalar kapsamında kullanıldığı ispatlanan “Gazlı içecekler ve meyve suları” emtiaları ile dava konusu marka başvurusu kapsamından çıkartılan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtia benzerliği bakımından karşılaştırılarak yargılama yürütülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Dava konusu 2018/90271 sayılı marka başvurusundan çıkartılan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.”, davalının redde mesnet markaları kapsamında birebir yer almamaktadır. Davalının redde mesnet markalarının tamamı 32.sınıfta yer alan emtialar yönünden tescillidir. Dolayısıyla taraf markalarında yer alan emtiaların aynı/aynı tür olmadığı değerlendirilmekle birlikte, davalı markalarında yer alan ve kullanımın ispatladığı “gazlı içecekler ve meyve suları” emtiaları ile dava konusu “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” arasında benzerlik ilişkisi mevcuttur. Zira davalı markalarında yer alan ürünler, davacının dava konusu edilen hizmeti kapsamında tüketiciye sunulacak, tüketiciler her iki taraf markasını aynı anda ve aynı işletmede görebileceklerdir. Başka bir deyişle; gazlı içecekler ve meyve suları” emtiaları ile dava konusu “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” arasında birbirini tamamlayıcı işlev bulunmaktadır. Dolayısıyla, karşılaştırılan mal ve hizmetler arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca emtia benzerliği şartının gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu; siyah yuvarlak bir daire içinde üst tarafta … ibaresini, alt tarafta ise 14 sayısını barındıran karma nitelikli bir markadır. … ve 14 ibarelerinin altında, çok küçük boyutta yazılmış “cafe&bistro” ibaresi yer almaktadır. “cafe&bistro” ibaresi, davacının markası kapsamında yer alan ve bu davanın konusunu oluşturan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından tanımlayıcı nitelikte olup, marka vasfı bulunmamaktadır. Markasal mizanpajda ön planda olan unsur “…” ibaresidir. “14” rakamı, “…” kelimesinin altında, markasal mizanpajda nispeten “…” kelimesine nazaran ark aplanda kalacak şekilde konumlandırılmıştır.
Redde gerekçe markaların ortak özelliği “…” ibaresini içermesidir. Davalı markaları kapsamında “…” ibaresi haricinde “…. gibi kelime unsurları ile birlikte “çok sayıda çam ağacı” figüründen oluşan “şekil” yer almaktadır. Davalının bir kısım markalarında “…” ibaresi, diğer unsurlara nazaran çok küçük boyutta yazılmıştır. Bu markalarda, “…” ibaresi çatı marka/şemsiye marka niteliği taşımakta olup, bu markalarda hem “…” hem de diğer kelime unsurları (sunny, king, club) esaslı unsurdur.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markalar karşılaştırıldığında; markalarda müşterek olarak “…” ibaresinin bulunduğu, her ne kadar “…” ibaresi, İstanbul ilinde yer alan ünlü bir semt adı olsa da, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı şirketin “…” ibaresini kullanım yolu ile özellikle “gazlı içecek ve meyve suları” emtiaları üzerinde yoğun olarak bilinirliğini arttırdığı, bu emtialar bakımından “…” ibaresini gören, işiten ortalama tüketicinin aklına hemen ve ilk bakışta davalı şirkete ait markaların geleceği, bu ibareyi bu emtialar üzerinde gören, işiten ortalama tüketici kesiminin, İstanbul ilinde yer alan “…” semti ile ilişki kurup bu ibareyi coğrafi kaynak olarak algılamayacağı, nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin; 06.10.2009, 2007/15062 E 2009/10131 K; 08.07.2010, 2008/12773 E 2010/8078 K ve 03.12.2010, 2011/1917 E 2012/19762 K sayılı kararlarına konu uyuşmazlıklarda da davalı şirkete ait “…” markalarının tanınmış olduğunun belirtildiği, bu hale göre gazlı içecek ve meyve suları emtiaları bakımından bilinirliği yüksek “…” markalarını bilen, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, davaya konu “… cafe&bistro” ibareli markayı gazlı içecek ve meyve suları emtialarının da servis edilebildiği davaya konu 43/1 alt sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davalı şirketin ya da davalı şirket ile yapılan sözleşme uyarınca davacının davaya konu marka ile bu hizmeti verdiği hususunda yanılsamaya düşebileceği, redde mesnet “…” markalarının kullanım yolu ile ayırt ediciliğinin yüksek olmasının ortalama tüketici üzerinde bu şekilde bir yanılsamaya neden olabileceği, nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06.10.2009 tarih 2007/15062 E 2009/10131 K sayılı kararına konu emsal bir uyuşmazlıkta da 43.sınıftaki hizmetler bakımından davalı şirkete ait “…” markaları ile ilinti kurulabileceğinin belirtildiği, bu nedenle somut olayda SMK m.6/1 hükmü uyarınca karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/11-696 Esas 2016/778 Karar sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 159,00 TL posta, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.025,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 33,3 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/05/2021