Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/126 E. 2021/312 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – 2021/312
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : … Esas
KARAR NO : 2021/312

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptal – Markanın Hükümsüzlüğü – Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2020
BİRLEŞEN DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/09/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Asıl Dava: Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptal – Markanın Hükümsüzlüğü – Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali, Birleşen Dava: Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali davalarının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A :
Davacı vekili 27/05/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kurulduğu 1961 yılından bugüne kadar özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve benzeri ürünlerin imalatı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, davacının … sayılı “…” ibareli markanın tescilli başvurusuna davalının itiraz ettiğini ve itiraz gerekçesi olarak dayandığı markalarından birinin … sayılı “…” markası olduğunu, bu markanın huzurdaki dava ile kullanmama nedeniyle iptal edilmesi durumunun, davacının YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemlerine de etki edeceğini ve bu yüzden huzurdaki davada öncelikle davacının bu iptal talebi yönünden bir hüküm kurulması gerektiğini, zira iptal nedenlerinin gerçekleşmesi halinde eğer markanın sağladığı korumanın daha önceki bir tarihte sona ermesi gerektiği yani bu konuda hukuki bir yararın olduğu tespit edilmişse kullanmama nedeniyle bir markanın iptali kararının geçmişe etkili sonuç doğuracağını, davalı şahsın … sayılı “…” ibareli markayı 29 ve 30. Sınıflara giren emtialarda ülke sınırları içerisinde, ciddi bir şekilde, markasal olarak kullandığını ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde bu markanın kullanmama halinin başladığı tarihten itibaren iptaline karar verilmesi gerektiğini, aynı şekilde davalının … sayılı markasının hükümsüz kılınması halinin de dava konusu edilen YİDK kararına etkisi olacağını, dolayısıyla huzurdaki davada bu hükümsüzlük isteminin öncelikle inceleme konusu yapılması gerektiğini, davacının “…” ibaresini ilk olarak 2011 yılında marka olarak tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde büyük yatırımlar yaparak tescilli marka sayısını arttırdığını, seri marka oluşturduğunu, Türkiye’de ve WIPO nezdinde tescilli onlarca “…” markasının olduğunu, “…” ürünlerinin ambalajları için de endüstriyel tasarım tescillerinin bulunduğunu, davacının “…” markalarına global bir koruma sağlamaya çalıştığını, davacının “… …” markasının aynı zamanda TÜRKPATENT nezdinde T/03136 no. ile tanınmış marka statüsüne alındığını ve tanınmış marka olarak da korunduğunu, davacının bu markasını 2011 yılından günümüze kadar geçen süre içerisinde aralıksız olarak kullandığını ve bu ibareyi tüketici nezdinde kendisi ile özdeşleştirdiğini, davalının davaya konu/hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı “…” markasının davacının tescilli ve tanınmış “…” markalarıyla iltibas yaratma ihtimalinin kuvvetli olduğunu, taraf markalarının aynı tür emtialarda kullanılacağını, bu emtiaların tüketicilerinin tercih haklarını çok kısa bir süre içerisinde kullandığını ve bu tüketicilerin çok büyük bir kısmını çocukların oluşturduğunu, bu durumların da taraf markaları arasında iltibas ihtimalini güçlendirdiğini, davalının davacının markaları ile yakın benzer “…” markasının davacının tanınmış “…” markasının ayırt edici karakterine zarar verdiğini ve davalının davacının markalarından haksız bir yarar sağlamasına sebep olduğunu, davalının kullanmadığı markasına dayalı olarak davacının marka tesciline itiraz etmiş olmasının davalının kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu iddia ederek; … sayılı markanın 29 ve 30. Sınıflara giren emtialar yönünden kullanmama nedeniyle kısmen iptalini, … sayılı markanın 29 ve 30. Sınıflara giren emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğünü, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptalini ve davacının … sayılı marka başvurusunun emtia listesinde yer alan tüm emtialar açısından tescilini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 18/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun görsel, işitsel ve kavramsal açılardan kısmi redde mesnet alınan “…” markasıyla benzer olduğunu, davacının markasının kapsamından çıkartılan emtialar açısından emtia benzerliği şartının da gerçekleşmiş olduğunu, davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markaları açısından müktesep hak kriterlerinin gerçekleşmemiş olduğunu belirterek, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili 15/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki davada ileri sürdüğü iddialarının aynılarına dayalı olarak daha önce de bir dava açmış olduğunu, bu davanın Ankara 1. FSHHM’nde yapılan yargılama sonucunda … K. sayılı ilam ile bütünüyle reddedildiğini, bu kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, davacının söz konusu davaya konu …. sayılı markası ile ufak bir yazı fontu değişikliği hariç aynı markayı şimdi tekrar tescil ettirmeye çalışmasının davacının kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu, davalının kısmi redde mesnet markası ile davacının tescil ettirmek istediği markanın görsel açıdan ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim açısından yakın benzer markalar olduğunu, davacının ticari olarak kullandığı markasının “…” değil, “… …” markası olduğunu, davacının bu markasının “tanınmış” olmasının “benzerlik” engelini aşarak bir markanın daha tescil edilmesine hukuken imkan vermediğini, davacının “seri marka” iddialarının da, huzurdaki davaya konu markasının, davalının markalarına “yanaştığından” kabul edilemeyeceğini, zaten de bütün bu hususların yukarıda bahsi geçen Ankara 1. FSHHM’nin kesinleşmiş kararı ile hüküm altına alındığını, davalının markalarını davacının iddiaları aksine kullanıyor olduğunu, davalının bu markaları kurucu ortağı olduğu dava dışı “… Lokanta Gıda Turizm ve Ticaret Ltd. Şti.”nden usulüne uygun olarak devraldığını, “…” markasının bu işletme çatısı altında füzyon (karışım) yemek alanında “… Restaurant” olarak, Taksim/İstanbul ve Sabancı Müzesi/İstanbul lokasyonlarında 1999-2016 yılları arasında kullanıldığını, bu işletmenin faaliyet gösterdiği yıllarda dünyanın en iyi ilk 50 lokantası arasına girdiğini ve dünyaca ünlü isimlerin bu işletmeyi ziyaret ettiğini, yani “…” markasının kullanılmadığı yönündeki davacı iddialarının yerinde ve doğru olmadığını, “…” ibaresinin Afrika’da konuşulan Swahili dilinde “karışım” anlamına geldiğini ve davacının “…” markasından çok daha önceki tarihlerde davalı tarafından kullanıldığını ve tanınmış hale getirildiğini, bu ibarenin davalının ticari evraklarında ve sosyal medya mecralarında markasal hüviyette de kullanıldığını, aynı zamanda davalı tarafından üretilen çikolata ve lokumlarda da markasal hüviyette kullanıldığını belirterek; davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Birleşen davacı vekili İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayısına kaydedilen 21/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın hak sahibi olduğu 04.12.2015 tescil tarihli … tescil numaralı “…” ibareli markasının kullanılmaması nedeniyle kullanmama fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere tescil edilmiş olduğu 29 ve 30.sınıflarda yer alan tüm emtialar bakımından iptaline, eldeki dava ile Ankara 5.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dava arasında bağlantı bulunduğundan, eldeki davanın adı belirtilen mahkeme dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN CEVAP:
Birleşen dava dilekçesi, birleşen davalı vekiline tebliğe çıkarılmasına rağmen birleşen davalı vekili cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
UYUŞMAZLIK:
Asıl ve Birleşen Davalar, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali, 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü ve SMK Geçici m.4, m.26 ve m.9 hükümlerine göre açılan markanın iptali istemlerine ilişkindir.
İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29.01.2021 tarih 2021/13 E 2021/42 K sayılı kararı uyarınca; yetkisizlik kararı verilerek, bu karar yönünden kesinleşen birleşen dosyanın mahkememize gönderildiği ve dosyamız arasına alınarak yargılamanın yürütüldüğü tespit edilmiştir.
A) Asıl Dava Bakımından Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
I-Davalıya ait … sayılı “…” ibareli markanın dava dilekçesinde dökümü verilen emtialar bakımından 6769 sayılı SMK Geçici m.4, m.26 ve m.9 hükümleri uyarınca ciddi surette kullanılıp kullanılmadığı, söz konusu markanın kullanmama nedeniyle iptali şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, dava tarihinden önce markanın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa bu tarihin hangi tarihe tekabül ettiği,
II-Davalı şahsa ait … nolu “…” ibareli marka ile davacıya ait önceki tarihli “…” ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka başvurusunda kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği,
III-Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet markalar arasında, davaya konu reddedilen emtialar bakımından iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının önceki tarihli tescilli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, redde mesnet markaların hükümsüzlüğü ve iptali davalarının eldeki YİDK kararının iptali isteminin sonucuna etkisinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
B) Birleşen Dava Bakımından Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
Davalıya ait … sayılı “…” ibareli markanın 29 ve 30.sınıfta yer alan emtialar bakımından 6769 sayılı SMK Geçici m.4, m.26 ve m.9 hükümleri uyarınca ciddi surette kullanılıp kullanılmadığı, söz konusu markanın kullanmama nedeniyle iptali şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, dava tarihinden önce markanın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa bu tarihin hangi tarihe tekabül ettiği, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Asıl ve birleşen davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 17.01.2019 tarihinde … sayılı “…” ibareli 5, 29, 32 ve 30.sınıfta bulunan bir kısım emtialar bakımından marka başvurusunda bulunduğu, marka başvurusunun 12.02.2019 tarih ve 318 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığı, yayına karşı dava dışı … Lokanta Gıda Turizm ve Ticaret Limited Şirketi’nin (Kısaca … olarak anılacaktır.) 12.04.2019 tarihinde 20146//96472 ve … sayılı markalarını mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/9 hükümleri uyarınca yayına itiraz ettiği, davacının bu itiraza karşı 27.05.2019 tarihinde karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, … sayılı markanın tescilli olduğu emtialar bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürdüğü, bu def’iye karşı dava dışı …’nın 30.07.2019 tarihinde kullanım ispat formu ibraz ettiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı’nın SMK m.6/9 hükmü uyarınca ileri sürülen itirazı reddettiği, SMK m.6/1 hükmü uyarınca ileri sürülen itiraz bakımından redde mesnet olarak … sayılı markayı göstererek başvuru kapsamından “29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmez. 32.SINIF: Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar.” emtialarını çıkardığı, davacının bu karara karşı 23.12.2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, müktesep hak iddiasında da bulunduğu, dava dışı … şirketinin bu itiraza karşı 30.01.2020 tarihinde karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 20.03.2020 tarih … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 23.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Redde mesnet alınan dava dışı … şirketine ait … sayılı markanın, Beyoğlu 7.Noterliği’nin 11.12.2019 tarih 19466 yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi ile dava dışı … şirketi tarafından dosyamız davalı-birleşen davalısı …’a devredildiği, yine kullanmama nedeniyle iptali talep edilen … sayılı markanın da Beyoğlu 7.Noterliği’nin 11.12.2019 tarih 19467 yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi ile dava dışı … şirketi tarafından dosyamız davalı-birleşen davalısı …’a devredildiği, celp edilen marka tescil belgesinde de bu markaların sahibi olarak dosyamız davalı-birleşen davalısı …’un kayıtlı olduğu, dolayısıyla; eldeki asıl ve birleşen davanın yukarıda belirtilen markaları devralan …’a yöneltilmesinde usuli bir eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tahkikat işlemleri yürütülürken;
Davalı-birleşen davalı … vekili mahkememize ibraz ettiği 02.04.2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; Davacı-birleşen davacının YİDK kararının iptali ve markalarının tescili talepli davalarına itirazlarının olmadığını, davaları müvekkil yönünden kabul ettiklerini, HMK m.315 hükmü uyarınca müvekkili yönünden sulh sözleşmesine göre karar verilmesini, taraflar protokol metninde anlaştıklarından karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiş, dilekçesi ekinde 01/04/2021 tarihli davacı-birleşen davacı vekili ile akdedilen sulh protokolü örneğini mahkememize ibraz etmiştir.
Davacı-birleşen davacı vekili mahkememize ibraz ettiği 05/04/2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı-birleşen davalı …’un sulh olduklarını beyan etmiştir.
Mahkememizin 16.06.2021 tarihli duruşmasında yapılan incelemede; Dava konusu … ve … sayılı markaların geri çekildiği/feragat edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu duruşmada davacı-birleşen davacı vekili; sulh protokolüne göre davanın konusuz kaldığını, sulh protokolüne göre vekalet ücreti hususunda karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-birleşen davacı vekili ile davalı-birleşen davalı …’un vekaletnameleri incelendiğinde; sulh olma hususunda açıkça yetkilerinin bulunduğu, dava konusu … ve … sayılı markaların geri çekildiği/feragat edildiği, dolayısıyla markanın hükümsüzlüğü ve iptali istemlerinin konusuz kaldığı anlaşıldığından; dava konusu … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptali ve … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın konusu … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Ancak; YİDK kararının iptali istemi bakımından, davacı ile davalı şahsın sulh olması, davalı şahsın YİDK kararının iptali istemi bakımından davayı kabul etmesi, kabul veya sulhun hüküm ve sonuçlarını doğurmaz. Zira; YİDK kararının iptali istemi davasında, davalı şahıs ile birlikte diğer davalı TÜRKPATENT zorunlu dava arkadaşı olup, sulh veya kabulün hüküm ve sonuçlarının doğması için TÜRKPATENT’in de sulh ya da kabule ilişkin beyanda bulunması gerekmektedir. Davalı TÜRKPATENT’in bu yöne ilişkin beyanı bulunmadığı, davanın reddini talep ettiği anlaşıldığından; YİDK kararının iptali istemi bakımından işin esası incelenmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmez.” emtiaları ile redde mesnet alınan … sayılı marka kapsamında yer alan “Et, balık; kümes ve av hayvanlarının etleri, et mamülleri, et hülasaları, et suları, bulyonlar; işlenmiş su ürünleri (yumuşakçalar ve kabuklu hayvanlar); et, balık,meyve ve sebze konserveleri, kurutulmuş, pişirilmiş (konservelenmiş), dondurulmuş sebzeler,hazır çorbalar, hazır yemekler.Zeytinler, salamuralar, turşular.Süt ve süt ürünleri; Her türlü süt, beyaz peynirler, kaşar peynirleri, yoğurt, ayran, kaymak, krema, süttozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, meyveli sütler, meyveli yoğurtlar,Yenilebilir sıvı ve katı yağlar, tereyağlar, margarinler.Reçeller, marmelatlar.Yumurta, yumurta tozları. Kuruyemişler,kurutulmuş meyveler.Patatescipsleri, patates kızartmaları. Salçalar.Fındık ve fıstık ezmeleri. Kahve, kakao, suni kahve, moka, kahve yerine geçen maddeler , kahve veya kakao esaslı içecekler. Tapyoka, sago.Makarnalar, mantılar, erişteler.Fırıncılık ve pastacılık mamülleri; unlu mamüller ve hamur işleri;bisküviler, gofretler, krakerler,unlu tatlılar, pastalar, tartlar, petifürler, kekler, waffle (krep), hazır kek karışımları, gözlemeler, hamurlar, börekler, ekmekler, pizzalar, pideler, lahmacunlar, sandviçler. Sütlü tatlılar, sıvı talılar, kazandibi, sütlaç, sup, tavuk göğsü, krem karamel, muhallebiler, aşureler.Bal, arı sütü, polen, propolis.Pekmez, pestil.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, Ketçaplar, mayonezler, hardallar, limon suları, soslar, salata sosları, sirkeler, yiyecekler ve içecekler için koku vericiler (aromalar),mayalar, kabartma tozları, vanilyalar, baharatlar.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Pudingler, krem şantiler.Bitki yapraklarından elde edilen çaylar, buzlu çaylar, ada çayı, ıhlamur.Şekerlemeler, lokumlar, helvalar, pişmaniyeler, donmuş yoğurt (şekerleme), çikolatalar, çikolata ürünleri, çikolata veya şekerle kaplanmış ürünler, yılbaşı ağacı süsü olarak şekerli ve çikolatalı ürünler, çikolata esaslı içecekler.Sakızlar. Dondurmalar, buz kremler, buz. Tuz.Pirinç, bulgur, keşkek, bakliyat, bezelye, fasulye, nohut, mercimek, soya.Hububat (tahıl) ve undan mamül çerezler, gevrekler, mısır gevrekleri (corn flakes), yulaf ezmeleri, kahvaltılık hububat.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.” emtiaları aynı ve aynı tür emtialardır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve 32.sınıfta yen alan “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar.” emtiaları ile redde mesnet marka kapsamında 43.sınıfta bulunan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” arasında da benzerlik bulunmaktadır. Zira; yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin verildiği işletmelerde, tüketiciye 32.sınıfta yer alan içeceklerin de sunumu yapılmaktadır. Bu nedenle; karşılaştırılan bu mal ve hizmetler; benzer tüketici kesimine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, aralarında tamamlayıcılık ilişkisi bulunur. Başka bir deyişle; 43.sınıfta yer alan içecek sağlanması hizmetlerinin verilebilmesi için, ortada 32.sınıfta yer alan içecek emtialarının bu hizmetlerin verildiği yerlerde ve tüketiciye arz edilecek şekilde bulundurulması şarttır. Bu nedenle adı geçen mal ve hizmetler birbiri ile ilişkili ve benzerdir. Nitekim; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 02.03.2020 tarih 2019/3835 E 2020/2264 K sayılı kararında da; 43.sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile 32.sınıftaki içecek emtiaları arasında benzerlik bulunduğu kabul edilmiştir. İzah edilen gerekçelerle; davaya konu 32.sınıf emtialar bakımından, yukarıda yer verilen tespitlere aykırı yönde değerlendirmeler barındıran bilirkişi raporundaki ilgili kısma itibar edilmemiş, yukarıda yer verilen gerekçe ile ve emsali verilen yüksek yargı içtihadı doğrultusunda, 32.sınıftaki davaya konu tüm emtiaların redde mesnet marka kapsamındaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu; “…” kelimesinden oluşan salt kelime markası olup, markanın esaslı unsuru “…” ibaresidir.
Redde mesnet marka;”…” kelimesinden ibaret olup, “N” ve “G” harfleri arasında “.” bulunmaktadır. Ancak markanın genel görünüm içinde markayı oluşturan esas unsurun “…” kelimesi olduğu, “.” figürünün markanın genel görünümüne esaslı bir ayırt edici etki katmadığı tespit edilmiştir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığına; Davacı marka başvurusu ile redde mesnet marka arasında tek harf farklılığı bulunduğu, bunun haricinde markaların aynı harf ve aynı dizilimle oluşturulduğu, redde mesnet markada farklı olarak bulunan “H” harfinin markalar arasındaki benzerliği bertaraf edecek derecede yeterli bir ayırt edici etkisinin bulunmadığı, bu hale göre; daha önce redde mesnet “…” markasını gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını aynı/benzer emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet marka ya da onun serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, marka işlem dosyasında müktesep hak iddiasında bulunduğundan, bu husus ayrıca incelenmiştir.
Yargıtay 11. HD.’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547E., 2008/10251K. sayılı “….” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olayda yapılan incelemede; Davacının müktesep hak iddiasına mesnet aldığı markaların, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 17.01.2019’dan geriye dönük 5 yıl hesaplandığında, yani 17.01.2014 tarihinden önce tescile bağlanmış olması gerekir. Bu kritere uyan davacı markaları; 18.02.2013 tarihinde tescil edilmiş 2011/100275 ve 04.07.2013 tarihinde tescil edilmiş … sayılı markalardır.
Davacının 2011/100275 sayılı …+Şekil görselli markasının renk, şekil ve kelime unsurlarını bir arada ihtiva eden bir karma marka olması ve bu markada “…” ibaresinin diğer unsurlardan baskın/ön planda veya “daha ayırt edici”, diğer bir ifadeyle tek başına esas unsur olduğunu söylemenin mümkün olmaması nedeniyle, davacının bu markasının davacının tescil ettirmek istediği (sırf) kelime markasıyla genel görünümü ve esas unsuru itibariyle benzemediği değerlendirilmektedir. Halbuki; davacının … sayılı markasında geçen “…” kelimesi davacının çatı markasıdır ve bu markanın ayırt edici/esas unsurunun “…” ibaresi olduğu düşünülmektedir. Bu ibarenin, davacının tescil ettirmek istediği markadan farklı bir yazım karakterinde ve farklı renklerle yazılmış olması, bu tespiti değiştirmemektir. Bu yüzden de; davacının sadece … sayılı markasının asli unsuru muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle eldeki davaya konu marka başvurusunun oluşturulduğu kanaatine varılmıştır. Dava konusu marka başvurusunun kısmen reddedildiği emtialardan sadece 30. Sınıfa giren; “Yaş pasta, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” emtiaları, davacının önceki tarihte tescilli … sayılı markasının kapsamına giren emtialar ile aynıdır. Bunun haricinde kalan davaya konu diğer emtialar, davacının … sayılı markasının kapsamında yer alan emtialar kapsamında bulunmadığından, hariçte kalan davaya konu diğer emtialar bakımından davacının … sayılı markasının müktesep hakka mesnet olamayacağı tespit edilmiştir. Ayrıca, davacının tescil ettirmek istediği … ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden önceki tarihli markasını “çikolata kaplamalı bar” ürünlerinde yoğun ve ciddi bir biçimde kullandığı değerlendirilmiştir. Çikolata kaplamalı bar olarak ifade edilen ürün; içeriğinde şeker, karamel, fındık, fıstık gibi çeşitli kuruyemişler (veya yaş yemişler), meyve, nugat/koz helvası veya gofret ihtiva eden katmanlar veya karışımlar da içerebilen, üzeri çikolata ile kaplanmış olan şekerlemelerin özelleşmiş bir çeşididir. Günümüzde çok çeşitli çikolata kaplamalı bar ürünleri satılmaktadır. “Bar” kelimesinin kullanımı dilimize İngilizce’den gelmiştir ve “çubuk, küçük bir katı kalıp / parça” anlamına gelmektedir. Benzer çikolata kaplamalı barlar / atıştırmalıklar arasında enerji barları, protein barları ve granola barlar dahil olmak üzere ek protein, ek vitamin ve çok çeşitli besin takviyeleri ihtiva eden barlar da üretilmektedir. Bazı gıda etiketleme standartlarında, çikolata terimi katı çikolata kalıpları için ayrılmıştır ve çikolata ile “kaplanmış” atıştırmalıklar veya gofretler, “çikolatalı barlar” veya “çikolatalı gofretler” olarak adlandırılamaz, ancak “çikolata kaplamalı barlar” veya “çikolata kaplamalı gofretler” olarak adlandırılabilir. Bu bağlamda, davacının fiilen kullanmakta olduğu “çikolata kaplamalı bar” emtiası ile davacı markasının müktesep hakka konu kullanım alanının “çikolatalar ve gofretler” olduğu değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye “yaş pasta, şekerlemeler, bisküviler, krakerler” dahil edilmemiştir; çünkü çikolata kaplı barlar ile bu anılan emtialar birebir ilişkili değildir. Bisküvi ve krakerler için “bar” tanımı kullanılmamaktadır. Şekerlemeler ise Türk Gıda Kodeksi’ne göre “çikolata kaplamalı bar” tanımını da kapsayan çok genel bir ifadedir ve emtia listesinin genişletilmesinin engellenmesi sebebiyle kullanım alanına dahil edilmemiştir.
Sonuçta; davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markalarından, Yargıtay’ın belirlediği müktesep hak kriterlerinin hepsini karşılayan davacı markasının sadece … sayılı markası olduğu, davacının bu markasını sadece “çikolata kaplı bar” emtiasında fiilen kullanmakta olduğu ve bu yüzden de … sayılı markasının kapsamına alınmak istenen emtialardan sadece “çikolatalar ve gofretler” açısından davacının davaya konu marka başvurusu bakımından “müktesep hakkı”nın mevcut olduğu, 29, 30 ve 32. Sınıflara giren ve kısmi redde konu olan diğer emtiaların hiçbiri açısından ise müktesep hak koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; YİDK kararının iptali isteminin kısmen kabulü ile; “Çikolatalar, gofretler” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. YİDK karar tarihi itibariyle redde mesnet marka geçerliliğini sürdürdüğünden, dava aşamasında geri çekilen/feragat edilen redde mesnet markanın, YİDK kararı bakımından yukarıda yer verilen değerlendirmeleri etkilemeyeceği tespit edilmiştir.
Davacı-birleşen davacı ile davalı-birleşen davalı … tarafında akdedilen sulh protokolü gereği, karşılıklı olarak bu taraflar arasında vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M :
1-YİDK kararının iptali isteminin KISMEN KABULÜ ile; “Çikolatalar, gofretler” emtiaları bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptali ve … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemleri hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Birleşen davanın konusu … sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptali istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan harcın harç tahsil sınırı altında kaldığı anlaşıldığından harç ikmaline yer olmadığına, birleşen dava bakımından peşin yatan harcın karar ve ilam harcını karşıladığı anlaşıldığından harç ikmaline yer olmadığına,
5-YİDK kararının iptali istemi bakımından; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
6-YİDK kararının iptali istemi bakımından; davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvurma ve vekalet harcı, 2,200,00 TL bilirkişi ücreti, 258,75 TL tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 2.520,95 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 1.260,48 TL’sinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.260,47 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, birleşen dava bakımından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı- Birleşen davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, Birleşen Davalı … vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/07/2021