Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/106 E. 2021/228 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/106 Esas – 2021/228
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/106 Esas
KARAR NO : 2021/228

DAVA : Marka Hakkının İhlali- Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 21/04/2020
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali- Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/04/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türkiye’de yetkili lisansörü olan … GIDA SANAYİ VE TİC LTD. ŞTİ aracılığıyla uzun yıllardan beri “…” markalı hazır … ürünlerinin üretimi ve pazarlamasını gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkil şirkete ait “…” markalı hazır … ürünlerinin, …. Market vs. gibi büyük market zincirlerinde yer alarak, tüm Türkiye çapında tüketiciye sunulduğunu, “…” markasının, dünya çapında 100’den fazla ülkede tescilli olup, ülkemizde de 29, 30, 31 ve 35. sınıflarda yer alan emtialar için, 2006 28499, 2011 44386 ve 2016 36060 tescil numaraları ile tescilli olduğunu, davalılardan … GROUP GIDA NAKLİYE VE GENEL TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin, müvekkiline ait Türk Patent nezdinde tescilli, 2006 28499, 2011 44386 ve 2016 36060 sayılı “…” ibareli tanınmış markaların benzeri olan “…” ibareli, müvekkil markalarının da tescilli olduğu 30. sınıfta yer alan ürünlerden “hazır … (hazır erişte)” ürünleri üzerinde, izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullanmak ve satışını gerçekleştirmek suretiyle müvekkilin markasal haklarına tecavüz ettiğini, davalı tarafın satışını gerçekleştirdikleri ürünler üzerinde müvekkili adına tescilli tanınmış “…” markasının taklit amaçlı benzeri olan “…” markasını, haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığını, davaya konu ürün paketlerinde yer alan işletme kayıt numarasının incelenmesi neticesinde; bir diğer davalı olan, … MAKARNACILIK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin de “…SAKARYA” adresinde bulunan Hendek Şubesi (imalathanesi) eliyle, davaya konu bu ürünlerin üretimini gerçekleştirdiğini, yine davalı tarafa ait ürün örneği ve bu ürünlere ilişkin fotoğraflar ile Tarım Bakanlığı veritabanındaki ambalajdaki işletme kayıt numarasına (TR-54-K-012681) ilişkin sonuçların yer aldığı doküman (Ek.1) incelendiğinde, davalıların müvekkilin markasal haklarına tecavüz niteliğindeki fiilleri birlikte gerçekleştirdiğini, müvekkilinin markalarının uzun uğraşlar sonucunda meşhur ve maruf hale getirilmiş olduğunu, müvekkili markalarının hem Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi hem de SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri anlamında tanınmış marka olduğunu, davalıların kötü niyetli olduklarını, davalı tarafın, müvekkiline ait tanınmış “…” markasının bilinirliğinden, sektöründe edindiği yerden ve tüketici nezdindeki imajından haksız ve hukuka aykırı biçimde istifade etmek maksadıyla hareket ettiğini ve müvekkilinin tanınmış markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini, üstelik ambalajda ve kolilerde kullanılan renk tercihleri, yazı tipi, görsel kullanımları, yazı ve ibarelerin ambalaj üzerinde kullanıldığı yerler de dahil birebir aynı olmak suretiyle, (müvekkili şirket lisansörü adına kayıtlı 2015 08101sayılı tasarım tescilinin 7.1 numaralı tasarımı ile birebir aynı) markasal kullanımlarına konu ettiğini, davalı ve müvekkil ürün ambalaj ve kolilerinin karşılaştırmalı fotoğrafları incelendiğinde, davalıların, hem ürün ambalajı, hem de koli ve kutulardaki renk tercihleri, yazı tipi, görsel kullanımları, yazı ve ibarelerin ambalaj üzerinde kullanıldığı yerler de dahil birebir aynı olduğunu beyan ederek; müvekkilinin tescilli markasına karşı gerçekleştirilen tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve giderilmesi ile davalıların haksız eylemlerine son verilerek “…” ibaresini taşıyan tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılması, bu ibarenin her türlü ürün, tanıtım aracından çıkartılması, bunun imkansız olması halinde bunların imhasına, davalının, müvekkil marka hakkına ihlali neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetinin men’ine; haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı … MAKARNACILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş vekili 01/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Fason makarna üretiminin, taraflar arasında yapılan yazılı fason üretim sözleşmesi gereğince yapılmakta olduğu gibi yine fason üretim talep eden firmanın üretilen makarnanın içine konulmasını talep ettiği ambalaj üzerinde yazılı bulunan markanın da tescil sahibi olması ve buna ilişkin marka tescil belgelerini de müvekkili firmaya ibraz etmesi gerektiğini, diğer davalı … Group Gıda Ltd. Şti. ile müvekkili firma arasında makarna üretimi konusunda fason üretim sözleşmesi imzalandığını, davalı … firması tarafından yapılan anlaşma gereğince üretilen makarnaların içerisine konulacağı ambalajlar üzerinde yazılı bulunan markaların kendi adlarına tescilli olduğu konusunda 2018/104982 ve 2018/ 657654 marka nolu marka tescil belgeleri ibraz edildiğini, müvekkili firmanın davaya konu edilen görsel veya markalarla üretilen makarnaları pazarlayan veya satan firma olmadığını, müvekkili firmanın üretilen ürünlerin satımı veya pazarlanması konusunda hiçbir iştiraki bulunmadığını, davacının iddiasının aksine bir firma adına tescilli bulunan bir markanın diğer bir firma adına tescilli bulunan markaya tecavüzü söz konusu olmayacağını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … GROUP GIDA NAKLİYE VE GENEL TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.

UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29 ve m.149 vd hükümleri ve 6102 sayılı TTK 54 vd hükümlerinden kaynaklı Marka Hakkının İhlali – Haksız Rekabet istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalıların, davacıya ait “…” ibareli tescilli marka haklarını ihlal eden eylemlerinin bulunup bulunmadığı, davalılar eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, bu minvalde tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, giderilmesi istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip dilekçe teati aşaması tamamlanmış, tarafların ibraz ettiği deliller alınmış, marka tescil belgeleri celp edilmiş, davacı vekilinin ibraz ettiği uzman görüşü dosya arasına alınmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıaların tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddesinde düzenlenmiştir. SMK m.29/1-a yollaması ile uygulanması gereken;
SMK m.7/2-b hükmüne göre;Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkını ihlal eylemi niteliğindedir.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, celp edilen evrak, maddi vakıalar barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacıya ait 2006/28499 sayılı “…”, 2011/44386 sayılı “…”, 2016/36060 sayılı “… …” ibareli tescilli markalarının bulunduğu, davacı yana ait ve tescilli markaları kapsamında piyasaya sürülen ürün ambalaj örneklerinin bilirkişi marifetiyle görünüm özelliklerinin incelendiği, davalı … Group adına tescilli 2018/104982 ve 2018/65765 sayılı markalarının bulunduğu, davalı … Group adına diğer davalı … Makarnacılık tarafından … (erişte, çin makarnası) üretimi yapıldığı, davacıya ait 2006/28499 ve 2016/36060 sayılı tescilli markalar kapsamında “makarna, erişte, çin makarnası (…)” emtialarının doğrudan koruma altında bulunduğu, davalı tarafın ürün ambalajları üzerinde “…-Instant Noodles” ibaresini markasal olarak kullandığı, davacı markalarının ingilizcesi “Indonesia” olan Endonezya ülkesinin İngilizce halinin kısaltması ve yine aynı ülkenin kendi dilinde “…” anlamına geldiği görülen “…” ibaresinin birleşimi ile oluşturulmuş bir sözcük olduğu, ancak ülkemiz ortalama tüketicisi açısından bu şekilde yaratım bir ibarenin bütün olarak veya tek başına “…” ya da “…” ibarelerinin anlamının bilinmesinin mümkün olmayacağı ve markanın bir bütün olarak algılanacağı, davacının “…” şeklindeki markasında aynı zamanda dikdörtgen bir şekil unsurunun kullanıldığı, şeklin alt kısmının sol aşağıdan sağ yukarıya doğru dalgalı bir yapısının bulunduğu, bu yapının üst kısmında iki kat aynı yapıda bir kuşak/şerit formuna yer verildiği, “…” kelimesinin “…” ve “…” şeklinde (o ve m harfleri arasında hem boşluk bırakılmış hem de bulundukları düzlemler farklılaştırılarak özellikle “…” ve “…” kısımları ayrı ayrı vurgulanmıştır) ikili bir ayrıma gidildiği, davalı kullanımına bakıldığında ise logonun kırmızı ve yeşil tonda dikdörtgen bir yapıda olduğu, logonun alt kenarının hafif dalgalı olduğu, logonun orta bölümüne yakın olacak şekilde sol aşağıdan sağ yukarıya uzanan çapraz yapılı bir şeritle iki bölüme ayrıldığı, üst kısımda kırmızı rengin üstüne mavi tonda “…”, alt kısımda ise yeşil rengin üstüne beyaz tonda “instant noodles” ibarelerinin yazıldığı tespit edilmiştir.
Davacı yanın özellikle “…” şeklindeki markasındaki “…” ibaresinin bağımsız konumu ve davalı kullanımlarındaki “…” şeklindeki kullanımda “…” ibaresinin ürünün kendi adı olmasından kaynaklı olarak ayırt edici bir vasfının bulunmaması, işarette geriye kalan tek unsur konumundaki “…” kelimesinin ise yalnızca “i-e” harfleri yer değiştirilerek oluşturulmuş benzer bir kelime olması, ortalama tüketicinin, birebir aynı ürün gamında bu markalar ile karşılaşacakları ve markalardaki “…” ibaresi dışındaki herhangi bir kelimenin anlamını bilemeyeceği, “…” ibaresine ise markasal bir vasıf yüklemeyeceği, “… …” ve “…” ibarelerini birbirlerinin devamı, aynı idari kaynağın farklı içerikli ürünleri için isimlendirdiği benzer nitelikteki markalar olarak değerlendirilmeleri mümkündür. Bu noktada işaretlerin başlangıç seslerinin farklı olması, emtiaların ve ortalama tüketici kitlesinin niteliği gözetildiğinde yeterli bir farklılık oluşturmayacak olup tüketicinin her iki ürünü aynı reyonlarda, aynı raflarda ve hatta doğrudan yan yana gördüğünde ürünleri bir serinin devamı olarak yorumlayabileceği, “…” – “…” kelimelerinin yazım farklılığını ilk anda fark edemeyebileceği, “…” ibaresinin Endonezya dilinde “erişte”yi tanımlayan bir sözcük olmasının, ülkemiz tüketicisi açısından bir anlam ifade etmeyeceği, tüketicinin daha evvelden deneyimlediği davacı markaları varken, dava konusu “…” şeklindeki kullanımı da davacının özellikle “…” ürünü için isimlendirdiği ürününün adı olarak algılayarak ekonomik kaynakta yanılgıya düşebileceği, bu durumun ise karıştırılma ihtimalini meydana getirebileceği, davacı yanın fiili kullanımlarına konu ambalaj görseli ile davalı yanın fiili kullanımlarına konu ambalaj görseli karşılaştırıldığında; her iki ambalajda da yeşil zemin üzerine kırmızı/sarı ve yine daha koyu yeşil tonlardaki renk kullanımı, siyah renkli bir kase içerisinde servise hazır hale getirilmiş sebzeli … görseli, bu görselin, ambalajın sağ tarafındaki konumlandırma biçimi, bu görselin alt kısmında yeşil/kırmızı renkli üzerine Latin alfabesi dışında harflerin kullanımı ile yazılmış sözcükler, yine ambalajın sol kısmında sarı renkli birebir aynı şekildeki bir form içerinde “vegetable flavour” şeklindeki İngilizce ve yine kelimelerin üstünde Latin alfabesi dışında harfleri kullanımı ile yazılmış sözcüklerin yer aldığı, her iki markada da logonun yine benzer bir form içerisinde, benzer renk kombinasyonları kullanılarak (yeşil – kırmızı) konumlandırıldığı görülmüş ve hatta davacının koli ambalajı ile dahi davalının koli ambalajının yine birebir aynı görsel unsurlar ihtiva ettiği gözetildiğinde, davalı tarafın fiili kullanımlarının, davacı taraf fiili kullanımları ile de doğrudan haksız rekabete sebebiyet verebilecek ölçüde son derece güçlü benzerlikler taşıdığı, davalı markasının tescilli olmasının SMK m.155 hükmü uyarınca önceki tarihli marka sahibi davacıya karşı savunma sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, davalıların ürettiği emtiaların ihraç amaçlı olduğu savunmasının da SMK m.7/3-c hükmü uyarınca davacının önceki tarihli tescilli markalarını ihlal eylemi niteliğinde bulunduğundan bu savunmaya da itibar edilemeyeceği, mevcut hale göre; yukarıda ifade edildiği şekli ile davacının önceki tarihli marka haklarının ihlali ile iş ürünlerine iltibas oluşturan ve haksız rekabet olarak tanımlanan eylemlerinin bulunduğu sabit olduğundan; davanın kabulü ile; davalı eylemlerinin davacıya ait “…” ibareli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemlerin önlenmesi, durdurulması, etkilerinin giderilmesi ile davalıların haksız eylemlerine son verilerek “…” ibaresini taşıyan tüm tanıtım araçlarının toplatılmasına, “…” ibaresinin toplatılan nesneler üzerinden çıkartılmasına, bunun imkânsız olması halinde söz konusu nesnelerin imha edilmesine, davaya konu gıda ürünlerinin bizatihi kendilerinin toplatılması ve imhası istemlerinin reddine, davalıların davacıya ait marka haklarını ihlâl eylemleri neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 07/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporunun kararın icrası aşamasında dikkate alınmasına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı eylemlerinin davacıya ait “…” ibareli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE, bu eylemlerin ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, etkilerinin GİDERİLMESİ ile davalıların haksız eylemlerine SON VERİLEREK “…” ibaresini taşıyan tüm tanıtım araçlarının TOPLATILMASINA, “…” ibaresinin toplatılan nesneler üzerinden ÇIKARTILMASINA, bunun imkânsız olması halinde söz konusu nesnelerin İMHA EDİLMESİNE, davaya konu gıda ürünlerinin bizatihi kendilerinin toplatılması ve imhası istemlerinin REDDİNE,
Davalıların davacıya ait marka haklarını ihlâl eylemleri neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetin MEN’İNE, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ORTADAN KALDIRILMASINA,
07/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporunun kararın icrası aşamasında dikkate alınmasına,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 307,90 TL posta, tebligat masrafı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.224,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … MAKARNACILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … GROUP GIDA NAKLİYE VE GENEL TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı … Makarnacılık vekilinin yüzüne karşı, Davalı … Group vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/06/2021