Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/469 E. 2021/407 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/469 Esas – 2021/407
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/469 Esas
KARAR NO : 2021/407

DAVA : Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili 27/12/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin “…” ve “…” ibareli çok sayıda tescilli markanın sahibi olduğunu, söz konusu markaların tanınmış marka statüsünde olduğunu ve bu durumun tescil edildiğini, müvekkil … şirketi ile … şirketi arasında “…” markasının kullanım hakkına ilişkin lisans sözleşmesinin bulunduğunu, telekom sektöründe müvekkili markasının birçok ödül aldığını, bilinir bir marka olduğunu, … şirketinin … grubunun perakende düzeyde bireysel kurumsal müşterilere internet hizmeti sunan iştiraki konumunda olduğunu, perakende internet pazarında en fazla abonesi olan İSS olduğunu, pazarın lideri konumunda bulunduğunu, davalının, müvekkillerine ait markaları kullanarak, müvekkilleri aleyhine parazit rekabet yaptığını ve müvekkili şirketlerin itibarından haksız şekilde yararlandığını, davalının, sistematik bir şekilde, müvekkil şirketlerin unvanlarını ve markalarını kullanarak müşterilerini aradığını, müvekkili markasının güvenirliğinden ve bilinirliğinden faydalanarak müşteri kazanmaya çalıştığını, bu durumun, Reklam Kurulu kararları, müvekkili şirkete iletilen müşteri şikayetleri ve sosyal medya haberleri/açıklamalarıyla sabit olduğunu, davalının müvekkili şirketin itibarından haksız olarak yararlandığını ve bu durumun Reklam Kurulu kararlarında da tespit edildiğini, müvekkili şirkete karşı bu tür eylemlerin yaygın olduğunu, buna ilişkin Reklam Kuruluna şikayetlerin yapıldığını, ayrıca Ticaret Bakanlığına bu konuda önleyici tedbirlerin alınmasını teminen bir görüşme yapılması talep edildiğini, bu hususta BTK ve Bakanlık başkanlığında ilgililerin katılımıyla bir toplantı yapıldığını, bu çalıştay sonucunda komisyon kurulmasına karar verildiğini, davalı şirket ile müvekkilleri arasında marka kullanımına ilişkin bir lisans sözleşmesinin olmadığını, aksine, müvekkili şirketlerden … ile davalının imzalamış olduğu IP servisinde veri akış erişim sözleşmesi kapsamında, müvekkili şirketlerin markalarını izinsiz kullanmasının yasaklandığını, davalı eylemlerinin bu sözleşmeye de aykırı olduğunu, davalı eylemlerinin, müvekkillerinin marka haklarını ihlal ettiğini ve marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, ifade ederek; davanın kabulüne, davalı tarafından aramalarda, web sayfalarında ve alan adlarında “…” ve “…” markalarının haksız ve hukuka aykırı olarak kullanıldığına ve bu durumun müvekkillerinin marka haklarına tecavüz ve müvekkili şirketler aleyhine parazit rekabet ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile durdurulmasına, davalı tarafından aramalarda, web sayfalarında ve alan adlarında ve bunlarla sınırlı olmaksızın, herhangi bir mecrada ve satış kanalında “…” ve “…” markalarının ve bu markaların geçtiği ifadelerin (“… internet”, “… internet”, “…’dan/… çağrı merkezinden/… internet merkezinden arıyoruz” gibi ve bunlarla sınırlı olmaksızın tescilli markaların geçtiği tüm ifadelerin) kullanılmasının durdurulmasına, önlenmesine, hükmün yayımlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı vekili 18/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde eksikler bulunduğunu, davanın haksız rekabete ilişkin olduğunu, görevli mahkemenin TTK hükümleri uyarınca Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın görevsizlik sebebiyle reddi gerektiğini, davanın TTK 5/A maddesi kapsamında zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, dava şartının yerine getirilmediğini, arabuluculuğa başvurulmadan açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davalının adresine göre yetkili mahkemelerin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, aktif ve pasif husumet itirazlarının bulunduğunu, davacıların marka ve pazar paylarına ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, davacının pazar payının yıllar boyunca devlet kurumu olarak faaliyet göstermesinden kaynaklandığını, rekabet konusunda sağlanması gereken dengenin davacı lehine bozuk olduğunu, müvekkili markasının kısa sürede ülke ve sektörün önde gelen markalarından biri haline geldiğini, faaliyetlerinin hukuka uygun olduğunu, marka tecavüzü ve haksız rekabette bulunulmadığını, … markası altında yapılan faaliyetlerinin hukuka uygun olduğunu, bu amaçla yüksek çaba sarf edildiğini, faaliyetlerini şeffaf olarak yürüttüklerini, iyi niyetli ve rekabete uygun olarak hareket ettiklerini, tüketicilerinin korunması amacıyla kendi internet sitelerinde gerekli tedbirleri aldıklarını, bayilerinin de hukuka uygun olarak davranmaları için gerekli bilgilendirmeleri ve toplantıları yaptıklarını, tedbirleri aldıklarını, tüketicilerin korunması ve sektör güvenliği için azami düzeyde çaba sarf ettiklerini, davacı markalarını kullanmadıklarını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını, aksi durumun davacı tarafından ispatlanamadığını, sunulan delillerin ispat için yeterli olmadığını, müvekkiline ait web sayfalarında ve web alan adlarında davacı markalarının kullanılmadığını, davacı tarafından bu iddianın somutlaştırılmadığını, davacı tarafından tüketicilerle yapılan telefon görüşmelerine delil olarak dayanıldığını, iddiaların bu görüşmelere ilişkin ses kayıtları ile ispatlanması, arayan aranan numara bilgilerinin, arama tarihleri ve içeriklerinin delillerle ortaya konması gerektiğini, ancak buna ilişkin delil sunulmadığını, Ticaret Bakanlığı ile yapılan toplantının davacıya özel olmadığını, sektöre işkin genel bir toplantı olduğunu, işbu davanın konusu olan “marka kullanımı yoluyla haksız rekabet” ile ilgisinin bulunmadığını, Reklam Kurulu kararlarının bu davada ispat aracı olarak kullanılamayacağını, zira Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’da genel ispat kuralından farklı olarak ispat yükünün tersine çevrildiğini, bu nedenle müvekkiline karşı ileri sürülen iddialara yönelik hiç delil bulunmamasına karşın müvekkili şirket aleyhine yaptırım uygulandığını, dava dilekçesinde yer verilen kararlarda, bir arama yapıldığına, arayan numaranın kime ait olduğuna, aramada iddia edilen içerikte reklam yapıldığına dair delil bulunmadığını, ses kaydı yer almadığını, ispat yükü ve yöntemlerindeki farklılık nedeniyle bu kararların iş bu davayı ispat için kullanılamayacağını, kaldı ki Reklam Kurulu kararlarının da yerinde olmadığını, şirketler için … altyapısını kullanmanın neredeyse bir zorunluluk olduğunu, müvekkilinin gerekli hallerde tüketiciye alt yapı konusunda bilgi vermesi gerektiğini, bu bakımdan hukuka aykırı bir kullanımdan söz edilemeyeceğini, davacının şikayetvar.com ve nosorgulama.com internet sitesinde yer alan şikayetlere dayandığını, şikayetlerin kim olduğu belirsiz olan kişiler tarafından ileri sürüldüğünü, bunların herhangi bir delile dayanmayan, kimlik-arama-arayan-aranan-tarih-hts bilgisi içermeyen, delil niteliği bulunmayan, güvenilir olmayan tek taraflı beyanlardan ibaret olduğunu, şikayetlerin ispat aracı olarak kullanılamayacağını, sikayetvar.com sitesinde davacılar hakkındaki şikayet sayısının … hakkındaki şikayet sayısından fazla olduğunu, müvekkili faaliyetlerinin haksız rekabet ve marka tecavüzü niteliğinde olmadığını, haksız rekabette bulunanın asıl davacılar olduğunu, Rekabet Kurulu kararlarının da bu durumu ortaya koyduğunu, Reklam Kurulu’nun, davacıların tüketicileri yanıltıcı ve yanlış bilgilendirdiği ve dürüst rekabet ilkelerine aykırı hareket ettiğini gösteren kararlarının olduğunu, sosyal medyada da şikayetlerin yer aldığını, 2019 yılı son üç ayında …’tan …’e geçiş yapan abone sayısının …’ten …’a geçiş yapan abone sayısından fazla olduğunu, bu durumun da … tarafından haksız rekabette bulunmadığını ve buna bağlı olarak herhangi bir menfaat elde edilmediğini gösterdiğini ifade ederek; usuli itirazlarının kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29 ve m.149 vd hükümleri ile 6102 sayılı TTK m.54 vd hükümlerden kaynaklı Marka Hakkının İhlali ve Haksız Rekabet’in tespiti, bunların önlenmesi, durdurulması ve hükmün ilanı istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Eldeki davanın arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı, davayı yürütmeye kanunen mahkememizin görevli olup olmadığı, davalı tarafın ileri sürdüğü yetki ilk itirazının yerinde olup olmadığı, husumet itirazı ve zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı, davalının, davacılara ait marka haklarını ihlal ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil belgeleri, delil olarak bildirilen Reklam Kurulu kararları, bu kararlara karşı açılan idari yargı dava dosyaları temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen “… İLETİŞİM HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin “… İLETİŞİM HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ”ne devredildiği hususu Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 08/10/2020 tarih 10177 sayılı 1288.sayfa nüshasından anlaşılmış, dava, devralan şirkete teşmil edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişiden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddesinde düzenlenmiştir. SMK m.29/1-a yollaması ile uygulanması gereken;
SMK m.7/2-b hükmüne göre;Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkını ihlal eylemi niteliğindedir.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, marka tescil belgeleri, reklam kurulu kararları ve bu kararlara karşı açılan idari yargı dava dosyaları, maddi vakıalar barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı yanın usuli itirazları değerlendirildiğinde;
6102 sayılı TTK m.5/A hükmüne göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” Söz konusu kanun hükmüne göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri bakımından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerekir. Ancak somut olayda davanın konusu herhangi bir para alacağı ya da tazminat istemine ilişkin olmadığından, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru şartı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı yanın, dava tarihinden önce arabulucuya başvurulması gerektiğine yönelik usuli itirazına itibar edilmemiştir.
Eldeki davada; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ndan kaynaklı tescilli markalara dayanıldığından, SMK m.156/1 hükmü uyarınca mahkememizin eldeki davayı yürütmeye kanunen görevli olduğu tespit edilmiş, davalı yanın bu yöne ilişkin itirazlarına itibar edilmemiştir.
6769 sayılı SMK m.156/3 hükmü uyarınca; “Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.
” Söz konusu kanun hükmüne göre; davacı … A.Ş’nin kayıtlı adresinin “Ankara” ilinde olduğu, tescilli markalara tecavüz edildiği iddiasında bulunulduğundan hareketle yargılamayı görmeye mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı yanın yetki ilk itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı taraf, zamanaşımı def’inde de bulunmuştur. 6769 sayılı SMK m.157 hükmüne göre; “Sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır.
” SMK m.157 hükmünün yollaması ile uygulanması gereken 6098 sayılı TBK m.72/1 hükmüne göre; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” Belirtilen kanun hükümlerine göre somut olay irdelendiğinde; Eldeki davanın para alacağı veya tazminata ilişkin olmadığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması, hükmün ilanı istemine ilişkin olduğu, tecavüz eylemlerinin devam ettiği dermeyan edildiğine göre, eldeki davada, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğundan bahsedilemeyeceği, zira haksız eylemler devam ettiği müddetçe zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağı, ayrıca bir an için davalı yanın iddia edilen eylemlerinin kesildiği kabul edilse bile, dava dilekçesinde somutlaştırılan Reklam Kurulu kararları tarihleri de dikkate alındığında, bu tarihler ile dava tarihi arasında iki yıldan daha az süre bulunması nedeniyle de zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu, bu nedenle ileri sürülen zamanaşamı def’inin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Eldeki davada; davacı … A.Ş kendine ait tescilli markalar bakımından, diğer davacı … Anonim Şirketi de kendisine ait tescilli markalar bakımından, davalı yanın marka hakkı ihlali ve haksız rekabet eylemlerinde bulunduğunu ileri sürdüğünden, davalı yanın husumet itirazları da yerinde görülmemiş ve işin esası aşağıdaki şekilde irdelenmiştir.
Davacı … Anonim Şirketi’ne ait ve uyuşmazlık konusu ile ilişkili tescilli markalar; T/2138 sayılı “TT”, T/2266 sayılı “TT”, 2001/21570 sayılı “Şekil+…”, 2008/40228 sayılı “Şekil+…”, 2009/16935 sayılı “…”, 2009/16921 sayılı “…” ve 2015/85054 sayılı “…+Şekil”dir.
Davacı … A.Ş’ye ait ve uyuşmazlık konusu ile ilişkili tescilli markalar; T/1697 sayılı “…”, 2007/19161 sayılı “…”, 2008/24027 sayılı “Şekil+…”, 2008/30264 sayılı “Şekil+…” ve 2008/51783 sayılı “Şekil+… internet”dir.
Yapılan incelemede, davacıların, “…” ve “…” esas unsurlu muhtelif sayıda markaların sahibi oldukları, 38. sınıfta yer alan “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (kablolu ve kablosuz internet servisi sağlama hizmetleri dahil) Haber ajansı hizmetleri” yönünden marka tescillerinin bulunduğu, markaların halen tescilli olduğu, bu tescil kapsamında başvuru tarihinden itibaren hukuki koruma altında oldukları ve koruma sürelerinin devam ettiği, gerekli yenileme işlemlerinin yapıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan davacılar adına “TT” ve “…” ibareli tanınmış marka tescillerinin bulunduğu da tespit edilmiştir.
“www…..com.tr” ibareli alan adı bilirkişi marifetiyle incelendiğinde; alan adının “… İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş.” (devrolunan davalı şirket) adına tescilli olduğu, yer ve erişim sağlayıcısının “… TV DİGİTAL PLATFORM İŞLETMECİLİĞİ A.Ş.” olduğu, alan adı tescilinin 27/10/2006 tarihinde oluşturulduğu, 24/02/2020 tarihinde güncellendiği tespit edilmiştir. Yapılan incelemede; site içesinde “Televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri, internet servisi sağlama hizmetlerine” yönelik reklam, tanıtım, abonelik, satış gibi ticari faaliyetlerin yürütüldüğü tespit edilmiştir. İletişim numarası olarak; 0850 266 00 00, 0850 266 02 66 ve 0850 266 19 80 numaralarına yer verildiği, ayrıca satış noktalarına site içerisinde erişim sağlanabildiği ve satış noktalarına ait farklı telefon numaralarının da sitede yer aldığı tespit edilmiştir. Davalıya ait olduğu tespit edilen www…..com.tr alan adı içerisinde yapılan incelemede; davalının faaliyet konusunun, davacıların tescilli markaları kapsamında yer alan 38. sınıftaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil).Haber ajansı hizmetleri” hizmetleri ile aynı/aynı tür hizmetlere ilişkin olduğu; ancak, davacıların “…” veya “…” esas unsurlu markalarının söz konusu site içerisinde yer almadığı/kullanılmadığı tespit edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, davalının müvekkiller markalarını kullanarak müşterileri aradığı, kendisini müvekkil firmaların yetkilisi olarak tanıttığı ve müvekkil markalarının bilinirliğinden yararlanarak haksız kazanç elde ettiği iddia edilmiş, “sikayetvar.com” ve “nosorgulama.com” adreslerinde buna ilişkin müşteri şikayetlerinin yer aldığı, ayrıca müvekkillerine de yazılı ve ıslak imzalı olarak müşteri şikayetlerinin iletildiği, söz konusu fillerin hukuka aykırı olduğu yönünde iddialar ileri sürülmüştür. Ayrıca, davalı tarafından yapılan aramalarda, web sayfalarında ve alan adlarında müvekkil markalarının kullanıldığının iddia edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında yer alan deliller ve söz konusu delillere ilişkin internet kayıtları incelenmiştir. Bahsi geçen sitelerde kullanıcıların aldıkları hizmetlere ilişkin şikayetlerini dile getirdikleri, sunulan hizmete, kalitesine ve bu kapsamda markaya ilişkin bilgilere yer verdikleri tespit edilmiştir. Yapılan incelemede, …, … ve … markalarının kullanıcı şikayetleri içerisinde yer aldığı, ibarelerin kullanıcılar/müşteriler tarafından paylaşıldığı, bu nedenle burada yer alan şikayet ve kullanımların davalının web kullanımı olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Bahsi geçen sitelerden “sikayetvar.com”da, kullanıcılar aldıkları hizmetlere ilişkin şikayetlerini dile getirdikleri, sunulan hizmete, kalitesine ve bu kapsamda markaya ilişkin bilgilere yer verdikleri bilinmektedir. “sikayetvar.com” sitesi aracılığıyla müşteriler satın aldıkları hizmetler hakkındaki şikayetlerini çevrimiçi olarak firma ve şirketlere iletebilmektedirler. Site, üyelik sistemi ile çalışmaktadır. Şikayetler, inceleme sürecinden geçerek yayımlanmaktadır. Siteye üyelik için özel bir şart aranmadığından herkes siteye üye olabilmektedir. Şikayet edilen firmaların mağdur olduğunu iddia eden kişilerle bu site üzerinden irtibata geçebilme imkanı da sunulmaktadır. “nosorgulama.com” sitesinde ise yine kullanıcılar kendilerini arayan telefon numaralarıyla irtibatlı olarak şikayetlerini dile getirebilmektedirler. “nosorgulama.com” sitesinde, cep telefonu ya da sabit telefondan sizi arayanın ne amaçla aradığını öğrenmenize yardımcı olan ücretsiz bir hizmet verilmektedir. Sizi arayanın amacını, hangi firma olduğunu ve önemli detayları öğrenmek için bu site kullanılabilmektedir. Söz konusu sitede numara üzerinden o hatla ve aramalarla ilgili şikayetlerin görülmesi mümkündür. Üyelik şartı aranmamaktadır.
Davacı tarafa iletilen ve söz konusu sitelerde yer alan şikayetlere ilişkin dosyada yer alan görseller incelenmiştir. Tüketici şikayetlerinin içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla, müşteri şikayetlerinin bir kısmında arayan numaranın belirtilmediği tespit edilmiştir. Bu yönüyle söz konusu aramaların davalı tarafından yapıldığı ispatlanamamıştır. Bir kısım şikayetlerde ise; numaralı telefonlardan arama yapıldığının beyan edildiği, arama yapıldığı beyan edilen .. numaralı hattın davalı internet sitesinde de yer aldığı görülmüştür. Tüketici şikayetlerinin içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla, tüketicilere yönelik olarak, “…/…” olarak arama yapıldığı, ancak …. ilgili işlem tesis edildiği, aramaların ttnetten yapılıyormuş şeklinde iletildiği, … taahhüdünün bittiği bilgisinin verildiği veya cayma bedelinin kendilerince karşılanacağının belirtildiği beyan edilmiştir. Herkes tarafından erişim/üyelik imkanı olan bu sitelerde yer alan bilgilerin ve şikayetlerin içeriğinin doğru olup olmadığının doğrudan tespiti mümkün olmamaktadır. Bu nedenle salt bu paragrafta yer alan iddialardan kaynaklı olarak, davalının, davacılara yönelik olarak marka hakkı ihlali ve haksız rekabet eylemlerde bulunduğu iddiasının tam olarak ispatlanamadığı, başkaca ispat araçları ile birlikte bu paragrafta belirtilen olguların destekleyici delil olarak dikkate alınabileceği kanaatine varılmıştır.
Bu aşamada, davacılar tarafın delil olarak dilekçelerinde beyan ettikleri, davalı aleyhine tesis edilen Reklam Kurulu kararlarının incelenmesi gerekmektedir. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi marifetiyle, iddiaya konu Reklam Kurulu kararlarının bulunduğu Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Reklam Kurulu Başkanlığı’nda mevcut söz konusu idari yaptırım dosyaları üzerinde yerinde inceleme yapılmıştır.
Buna göre;
1- … sayılı dosya incelendiğinde; müşterinin 01.10.2018 tarihinde arandığı, arayan telefon bilgisinin dosyada yer almadığı, ancak söz konusu aramanın … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı, nitekim bu durumun ilgilinin dosyaya sunulan savunma dilekçesinde de yer aldığı ve aramaya ilişkin ses kaydının gönderildiği tespit edilmiştir. Yapılan telefon görüşmesinde, tüketicinin hizmet satın aldığı yerin … olduğunu düşündüğü, buna ilişkin olarak soru sorduğunda, açıkça “…” olmadığı konusunda müşteriye bilgi verilmediği, “Telekom-… ortak kampanya hattı” şeklinde bilgi verildiği, müşterinin bu bilgiyle yanılma ve ortak kampanya olduğu algısına kapılma ihtimalinin olduğu, nitekim görüşmede altyapı kullanılıyor denilmiş olmasına karşın tüketicinin bu konudaki bilgisizliğinin giderilmediği, açıkça farklı firmalar olduklarının beyan edilmediği tespit edilmiştir. Buna göre; davalı yanca, “…” markasının kendisi ile ilişki kurulacak şekilde kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin “…” için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davalının söz konusu eylemi, davacı … Anonim Şirketi’nin 38.sınıfta tescilli “…” ibareli marka haklarını ihlal eden, aynı zamanda haksız rekabet oluşturan fiil niteliğindedir.
2-2019/9026 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada yer alan telefon numarasının “0850 266 02 66” olduğu, söz konusu telefon numarasının davalıya ait olduğu tespit edilen https://www…..com.tr/destek sitesinde yer alan numara ile aynı olduğu, söz konusu aramanın … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığının ilgilinin dosyaya sunulan savunma dilekçesinde de yer aldığı tespit edilmiştir. Öte yandan yapılan ikinci görüşmeden, ilgilinin şikayet dilekçesinde belirtildiği şekilde işlem kaydının açıldığı, ancak sözleşmenin imzalanmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada ilk telefon görüşmesi yer almadığından bilirkişi tarafından ilk görüşme kaydı dinlenememiştir. İkinci görüşmede sürecin özetlendiği, müşteri tarafından verilen bilgilerde, ….satıldığı, özelleştiği, …ya da …’a geçmesinin gerektiği, başka bir internet seçeneğinin olmadığının söylendiği anlaşılmaktadır. Gerçek durumun fark edilmesi üzerine sözleşme imzalanmadığı, kurulumun yaptırılmadığı bilgisi verilmektedir. Söz konusu sürece ilişkin olarak kurulumun yapılmadığı ve sözleşmenin imzalanmadığı satış temsilcisi tarafında da kabul edilmektedir. Dosya kapsamından, “…” ve “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin “…” için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davacılara ait markaların, söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
3-2019/9648 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada yer alan telefon numarasının “…” olduğu, söz konusu telefon numarasının davalıya ait olduğu tespit edilen https://www…..com.tr/destek sitesinde yer alan numara ile ayn.ı olduğu, söz konusu aramanın … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı, nitekim bu durumun ilgilinin dosyaya sunulan savunma dilekçesinde de yer aldığı, … müşteri temsilcileri tarafından yapılan görüşmelerdeki ses kayıtlarında da yetkili bayi tarafından aramanın yapıldığının kabul edildiği ve görüşmeye ilişkin ses kaydının beklendiğinin belirtildiği tespit edilmiştir. Yapılan görüşmeden, ilgilinin haklı bulunduğunun kabul edildiği de anlaşılmaktadır. Dosyada ilk telefon görüşmesi yer almadığından bilirkişi tarafından ilk görüşme kaydı dinlenememiştir. Diğer görüşmelerde sürecin özetlendiği, müşteri tarafından verilen bilgilerde, Telekom’dan arandığının söylendiği, taahhüdünün biteceğinin ifade edilmesi üzerine yenileme yaptığını düşünerek sunulan teklifin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Gerçek durumun fark edilmesi üzerine sözleşmenin iptal edilmek istendiği bilgisi verilmektedir. Yapılan incelemede, ilk ses kaydının reklam kuruluna sunulmadığı anlaşılmaktadır. Ancak sonraki ses kayıtlarında ilgilinin şikayet kaydının oluşturulduğu, ilk kayıtta geçen sürecin özetlendiği, akabinde bayiden ses kaydının istendiği, ses kaydı dinlendikten sonra kendisine dönüş yapılacağı bilgisinin verildiği ve 17/05/2019 tarihli aramada müşteriye haklı olduğunun iletildiği tespit edilmiştir. Dosya kapsamından, “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin “…” için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davalının söz konusu eylemi, davacı … Anonim Şirketi’nin 38.sınıfta tescilli “…” ibareli marka haklarını ihlal eden, aynı zamanda haksız rekabet oluşturan fiil niteliğindedir.
4-2018/2436 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada telefon bilgisinin yer almadığı, ancak … ile müşterinin iletişime geçtiği, şikayet dilekçesinde belirtildiği şekilde bahsi geçen internet paketine taahhüdünün alındığı, nitekim dosyada yer alan ve … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sunulan ses kaydından da bu durumun anlaşıldığı görülmüştür. Bu kapsamda müşterinin beyan ettiği ilk görüşmenin, … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan görüşmeden, ilginin şikayet dilekçesinde belirtildiği tarifeye ilişkin işlem kaydının açıldığı, ancak sözleşmenin sonradan iptal edildiği görülmektedir. Dosyada ilk ses kaydının ihtara rağmen gönderilmemiş olduğu görülmüş, ancak dosya içeriği, şikayet dilekçesi, savunma dilekçesi, verilen reklam kurulu kararı, kararın içeriği ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde, “…” ve “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin … için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davacılara ait markaların söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
5-2018/4722 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada telefon bilgisinin yer almadığı, ancak … ile müşterinin iletişime geçtiği, şikayet dilekçesinde belirtildiği şekilde bahsi geçen internet paketine taahhüdünün alındığı, nitekim dosyada yer alan ve … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sunulan ses kaydından da görüşmenin … tarafından gerçekleştirildiği ve bahsi geçen işlemlerin başlatıldığı görülmüştür. Bu kapsamda müşterinin beyan ettiği ilk görüşmenin, … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan görüşmeden, ilginin şikayet dilekçesinde belirtildiği tarifeye ilişkin işlem kaydının açıldığı, ancak sözleşmenin sonradan iptal edildiği görülmüştür. Dosyada ilk ses kaydının ihtara rağmen gönderilmemiş olduğu görülmüş, ancak dosya içeriği, şikayet dilekçesi, savunma dilekçesi, verilen reklam kurulu kararı, kararın içeriği ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde, “…” ve “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin … için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davacılara ait markaların söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
6-2018/1487 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada telefon bilgisinin yer aldığı, müşteriye “Teknik İletişim” adlı bayi tarafından aranarak satış işleminin gerçekleştirildiğinin … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sunulan savunma dilekçesinde de ifade edildiği, … ile müşterinin iletişime geçtiği, bahsi geçen taahhüdün alındığı, nitekim dosyada yer alan ve … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sunulan ses kaydından da görüşmenin … tarafından gerçekleştirildiği ve işlemlerin başlatıldığı görülmüştür. Bu kapsamda müşterinin beyan ettiği ilk görüşmenin, … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan görüşmeden, ilginin şikayet dilekçesinde belirtildiği tarifeye ilişkin işlem kaydının açıldığı, ancak sözleşmenin sonradan iptal edildiği görülmüştür. Dosyada ilk ses kaydının ihtara rağmen gönderilmemiş olduğu görülmüş, ancak dosya içeriği, şikayet dilekçesi, savunma dilekçesi, verilen reklam kurulu kararı, kararın içeriği ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde, “…” ve “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin … için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davacılara ait markaların söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
7-2018/2219 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada telefon bilgisinin yer almadığı, ancak … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından söz konusu abonelik işleminin gerçekleştirildiği, reklam kuruluna ses kaydının sunulmadığı ancak … ile müşterinin iletişime geçtiği, zira bahsi geçen abonelik işleminin yapıldığı görülmüştür. Bu kapsamda müşterinin beyan ettiği ilk görüşmenin, … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan görüşmeden, ilginin şikayet dilekçesinde belirtildiği tarifeye ilişkin işlem kaydının açıldığı görülmüştür. Dosyada ses kaydının ihtara rağmen gönderilmemiş olduğu tespit edilmiştir. Reklam Kurulunun inceleme yapılan dosyasında ses kaydı yer almadığından bilirkişi tarafından bu hususta bir inceleme yapılamamıştır. Dosya içeriği, şikayet dilekçesi, savunma dilekçesi, verilen reklam kurulu kararı ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde, “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin … için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davacı … A.Ş’ye ait markanın söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
8-2018/2450 sayılı dosya incelendiğinde; dosyada yer alan müşteri beyanında İskenderun’da bulunan … bayisi olduğunu beyan eden 553 799 7362 numaralı telefondan arandığının beyan edildiği görülmüş, ancak telefon bilgisinin kime ait olduğu bilirkişice yapılan incelemede tespit edilememiştir. Buna karşın şikayet dilekçesinde belirtildiği şekilde bahsi geçen internet paketine taahhüdünün alındığı, … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından söz konusu abonelik işleminin gerçekleştirildiğinin kabul edildiği, reklam kuruluna ses kaydının sunulmadığı ancak … ile müşterinin iletişime geçtiği görülmüştür. Bu kapsamda müşterinin beyan ettiği ilk görüşmenin, … İletişim Hizmetleri A.Ş. nin yetkili bayisi tarafından ve bu firmanın adına/yararına yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada ses kaydının ihtara rağmen gönderilmemiş olduğu tespit edilmiştir. Reklam Kurulunun inceleme yapılan dosyasında ses kaydı yer almadığından bilirkişi tarafından bu hususta bir inceleme yapılamamıştır. Dosya içeriği, şikayet dilekçesi, savunma dilekçesi, verilen reklam kurulu kararı, kararının içeriği ve mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde, “…” markasının kullanıldığı, abonelerine yanlış ve yanıltıcı bilgiler verildiği, bu sayede müşterinin … için kayıt işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Davacı … A.Ş’ye ait markanın söz konusu şekilde kullanılmasının, tüketiciyi yanıltacak, marka hakkının ihlali ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen reklam kurulu kararları, bu kararların bir kısmına yönelik olarak açılan iptal davalarının reddedilerek kesinleşmiş olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı yanın (davalıya devrolunan … İletişim Hizmetleri A.Ş.), davacıların tescilli markaları kapsamında yer alan 38.sınıftaki aynı/aynı tür hizmetlere ilişkin olarak faaliyette bulunduğu, ticari faaliyetleri kapsamında üçüncü kişilere ulaşarak, “…” ve “…” markaları ile kendisi arasında ilişki bulunduğu intibası oluşturmak suretiyle bu kişilere “…” ürününü pazarlamaya çalıştığı, bu yönde çok sayıda müşteri şikayetinin bulunduğu, bu şikayetlerin bir kısmının davalı aleyhine idari yaptırım tesis edilen Reklam Kurulu kararlarına yansıdığı, bu kararların iptal edilmesi için idari yargı yerinde açılan bir kısım davanın reddedilerek istinaf aşamasında kesinleştiği, bu hale göre; davalı yanın, davacılara ait “…” ve “…” markalarını, kendisi lehine avantaj elde etmek üzere, markasal olarak kullandığı ve bu eylemleri ile davacılara ait marka haklarına tecavüz fiillerinde bulunduğu, bu fiillerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği sabit olduğundan; davanın KABULÜ ile;
A) Davalı tarafından yapılan aramalarda “…” ve “…” markalarının ve bu markaların geçtiği ifadelerin ticari etki doğuracak şekilde markasal kullanım eylemlerinin davacılara ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, davalının bu eylemlerinin DURDURULMASINA,
B) Davalı tarafından yapılan aramalarda, web sayfalarında, alan adlarında ve bunlarla sınırlı olmaksızın, herhangi bir mecrada ve satış kanalında “…” ve “…” markalarını ve bu markaların geçtiği ifadelerin ticari etki doğuracak şekilde muhtemel markasal kullanımlarının ÖNLENMESİNE,
C) Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle hükmün ulusal düzeyde yayın yapan ve tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ana sayfada İLAN EDİLMESİNE, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
A) Davalı tarafından yapılan aramalarda “…” ve “…” markalarının ve bu markaların geçtiği ifadelerin ticari etki doğuracak şekilde markasal kullanım eylemlerinin davacılara ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, davalının bu eylemlerinin DURDURULMASINA,
B) Davalı tarafından yapılan aramalarda, web sayfalarında, alan adlarında ve bunlarla sınırlı olmaksızın, herhangi bir mecrada ve satış kanalında “…” ve “…” markalarını ve bu markaların geçtiği ifadelerin ticari etki doğuracak şekilde muhtemel markasal kullanımlarının ÖNLENMESİNE,
C) Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle hükmün ulusal düzeyde yayın yapan ve tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ana sayfada İLAN EDİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Davacı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … A.Ş’ye verilmesine,
4-Davacı … Anonim Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … Anonim Şirketi’ne verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 12,80 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 354,45 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.456,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021