Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/468 E. 2021/266 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/468 Esas – 2021/266
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/468 Esas
KARAR NO : 2021/266
DAVA : Tasarımın Hükümsüzlüğü-Tasarım Hakkının İhlali- Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarımın Hükümsüzlüğü-Tasarım hakkının ihlali- Haksız rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2016/00954 tescil numarası ile tescilli “UZUN CEKET” ürünlerinin tasarımında tescilli münhasır hak sahibi olduğunu, müvekkilinin bu ürünleri ilk günden itibaren “…” markası altında satışa arz ettiğini, davalı tarafın 2019/01613 numara ile tescilli 50 numaralı tasarımının satışını yaptığını, ancak ilgili ürünün müvekkiline ait önceki tarihli tasarım ile benzer olduğunu, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş dosyası aracılığıyla bu durumun tespitinin yapıldığını, davalı tasarımının, müvekkili tasarımına tecavüz teşkil ettiğini, bu durumun aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet verdiğini beyan ederek; davalı şirketin TPE nezdinde 2019/01613 numarası ile tescilli 50 numaralı tasarımın hükümsüz bırakılması ve sicilden terkinini, ayrıca tecavüz konusu ürünün satışının, piyasaya arzının, tanıtımın engellenmesi ve taklit tasarımların el konulmak suretiyle toplatılması için mevcut delil durumunun yeterliliği dikkate alınarak ihtiyati tedbir karar verilmesini, müvekkiline ait tescilli tasarıma yönelik davalı fiilinin tecavüz oluşturduğunun tespitine, muhtemel tecavüzün önlenmesine, tecavüz fiillerinin durdurulmasına, tecavüzün kaldırılması ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi ve 5.000,00-TL manevi zararın tazminine, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasına, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere ele geçirilen ürünlerin imhasına, haklı bir sebebin veya menfaatin bulunduğu kabul edilerek masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 18/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tasarımları ile davacı tasarımı arasında farklılıklar bulunduğunu, tespit dosyasındaki raporun hatalı olduğunu, müvekkili tasarımının tek bir parçadan değil, iki parçadan oluştuğunu, tasarımın içi tunik, dışı bağcıklı, rüzgarlıksız ve dirseğinde bulunan düğmeye kadar kolu katlanabilir şekilde kap olarak tasarlandığını, iki parçadan oluşan müvekkile ait tasarımın dışı bağcıklı ve rüzgarlıksız kap kısmı ile davalının sadece hırkadan oluşan tasarımının benzer olduğunun iddia edilmesinin mümkün olmadığını, davacının 2016/00954 tescil numaralı hırka olarak tek parçadan oluşan tasarımının, davacının tescilinden önce uzun yıllardır piyasada bilinen ve çokça uygulanan bir model olduğunu, tespit dosyasında alınan raporda ciddi hatalar olduğunu, davacı yanın tazminat taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.77 hükmünden kaynaklı tescilli tasarımın hükümsüzlüğü ile SMK m.81 ve m.149 hükümleri ve TTK m.54 vd hükümlerine göre açılan; Tasarım Hakkının İhlali ve Haksız Rekabetten kaynaklı hukuki korunma istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalıya ait 2019/01613-50 nolu tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı, buna bağlı olarak hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, davalı eylemlerinin davacıya ait tasarım hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı, ayrıca haksız rekabet niteliğinin bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat, ürünlerin imhası, hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil belgeleri celp edilmiş, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası UYAP üzerinden temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası, taraflara ait tasarım tescil belgeleri, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında tanzim edilen;
Bilirkişi kök raporunda; “Tespit isteyene ait tescil talebinde bulunan Tasarım No:50 model ile karşı taraf firmanın inceleme yapılan adreslerinde görülen model aşağıdaki şekilde karşılaştırılmıştır; Her iki modelin de birebir aynı kalıpla çalışıldığı, her iki modelin de aynı uzun ceket modeli şeklinde çalışıldığı, davacının modelinin içinde ayrıca tunik de bulunduğu, davalının modelinde ise arkada belde bağcık geçen bir tünel bulunduğu, ancak bu farklılıkların modellerin benzerliğini azaltmadığı, davalı firmanın adresinde bu modelden 15 adet mavi, 8 adet pembe, 8 adet beyaz, 3 adet yeşil, 3 adet açık mavi, 4 adet lacivert, 1 adet sarı renklerde olmak üzere toplam 42 adet ürün bulunduğu, tespit talebinde bulunan firmanın 2019/01613 numaralı tescil talebinde bulunan modellerden Tasarım No: 50 olarak geçen bu model ile karşı tarafa ait mağazada bulunan ve davalı tarafından 05/02/2016 tarihinde 2016/00954 Tescil Numarası ile tescil edilmiş olan hırka modelinin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenim bakımından birebir aynı olduğu, ancak davalı firmanın tescil belgesi 05/02/2016 tarihinde onaylanmış olduğundan, davacı firma davalı firmadan sonra tescil başvurusunda bulunmuş olduğundan ve henüz tescili onaylanmamış olduğundan, aslında davacı tarafın davalı tarafından tescili olan iş bu modele tasarım tecavüzünde bulunmuş olduğu,”
Bilirkişi ek raporunda; “Davacı tarafın 50 numaralı modeli ile davalı firmada görülen ürünün benzer olduğu ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenim bakımından birebir aynı olduğu, bu nedenle tasarımların benzer olarak kabul edilebileceği ancak bu model için davalı firmanın 05/02/2016 tarihinde 2016/00954 Tescil Numarası ile tescil aldığından kullanım hakkının davalı firmada olduğu, davacı firmanın iddia ettiği gibi kendilerine ait tasarım başvurusunda ki 50 numaralı tasarımın 2 parçadan oluşmasının her iki modelin dış kısımlarının da bulunan hırka modelinin aynı olduğu gerçeği değiştirmeyeceği ve iş bu hırka modelinin piyasada sıklıkla kullanılmasından dolayı davacının davalıya ait 2016/00954 numaralı tasarım ile ilgili hükümsüzlük davası açma hakkı konusunun mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde kanaate varıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda özetine yer verilen bilirkişi kök ve ek raporuna göre; davacıya ait 2016/00954-1 nolu uzun ceket tasarımı ile davalıya ait sonraki tarihli 2019/01613-50 sıra nolu tasarım arasında genel izlenim bakımından yakınlık bulunduğu belirtilmişse de, 6769 sayılı SMK m.56/6 hükmü uyarınca tasarımlar arasındaki ayırt edicilik incelemesinde; tasarımcının tasarımı gerçekleştirirken sahip olduğu seçenek özgürlüğünün dikkate alınması gerektiği, buna bağlı olarak tasarıma konu ürünün işlevselliğini sağlamak için sahip olması gereken teknik zorunlulukların bir tasarımın görünümü bakımından dikkate alınamayacağı, yine bir ürünün geleneksel olarak belli bir formda üretilmesi hususunun tasarımlara yenilik katan görünüm unsurları olarak nitelenemeyeceği, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile aldırılan kök ve ek bilirkişi raporlarında; seçenek özgürlüğü ve tasarımları oluşturan ürün görünümlerinin mutad, yaygın ve bir çok işletmece kullanılan geleneksel unsurlarının irdelenmediği anlaşıldığından; mahkememizce içinde davaya konu tasarım ürünlerine ilişkin tekstil sektöründen kimsenin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yaptırılmıştır.
Buna göre; dava konusu tasarımlar birer kadın giysisi tasarımı olup, tekstil sektöründe seçenek özgürlüğünün son derece geniş olarak ele alınması, kıyafetin fonksiyonel açıdan amacına uygun tasarlanma zorunluluğu dışında (örneğin t-shirt’ün kısa kollu, yağmurluk ürünün kapüşonlu olması vs) tasarımcının kullanacağı kumaşın renginden, desenlerine, giysi üzerindeki işlemelerden, kemer, toka, düğme vs. gibi eklentilere, dikiş noktalarına, kesimli yapılarına kadar pek çok farklı hususta oldukça geniş seçenek özgürlüğüne sahip olduğu ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu kanaatine varılmıştır. Tekstil tasarımları bakımından seçenek özgürlüğünün geniş olduğu hususu, bilirkişi kök raporunda yer verilen sair tasarım görünümleri ile desteklenmiştir.
Somut olay konusu giysi tasarımları hemen her kesimden kullanıcıya hitap eden nitelikte tasarımlar olmaları nedeniyle bu tasarımlardan daha evvel yararlanmış herhangi bir kullanıcının veya bu tür tasarımların satışa konu edildiği mağazalarda çalışan bir reyon sorumlusunun bilgilenmiş kullanıcı olarak ele alınabileceği değerlendirilmektedir.
Davacı yana ait 2016/00954-1 sayılı tasarım ile hükümsüzlüğü talep edilen davalı yana ait 2019/01613-50 sayılı tasarım karşılaştırıldığında;
Her iki taraf tasarımının da ana hatları itibariyle bayan giyimine yönelik uzun kollu ceket/ceketli tunik tasarımları oldukları, her iki tasarımda da tek renk kombininin kullanıldığı, herhangi bir desen ya da figürün ceketler üzerinde yer almadığı görülmüştür.
Davacı yana ait önceki tarihli doküman bir üst giysisi olarak tasarlanmış uzun ceket olduğu, turkuaz mavisi renkteki ceketin bel kısmına kadar uzanan katlı şal yaka yapısının bulunduğu, ayrıca ceketin orta bölümünde ceketi ön ve arka kısmını dolanacak şekilde bir kat yapısı olduğu (tespit dosyasında bu yapı tünel olarak ifade edilmiş ise de tünel olmadığı değerlendirilmiş), ceket kollarının uzun olduğu, kol uç kısımlarının katlı yapılı olduğu görülmektedir. Ceket gövde kısmında yer alan katın, ceketin bütünsel algısını, özellikle önden görünümde yarattığı izlenimle ciddi anlamda etkilediği değerlendirilmektedir.
Davalı yana ait tasarımda ise siyah renkte, ayak bileğine kadar uzun, hırka/ceket şeklinde bir dış giysi (kap) ve bu dış giysinin iç kısmında bulunan beyaz/ekru renkte diz altına kadar uzanan bir tunikten oluşmaktadır. Tuniğin yaka kısmı yuvarlak olup, tunik üzerinde boydan boya uzanan dört dikey siyah çizgi yer almakta ve orta kısmında siyah, mavi ve gri renklerle oluşturulmuş bir desen yer almaktadır. Dış kap incelendiğinde ise kabın detayları tam olarak anlaşılabilir olmamakla genel olarak üçgen kesimli bir yapıya sahip olduğu, uzun kollu olduğu ve kol yapısının katlanarak kol üzerinde düğmeye tutturulabilir olduğu, yaka kısmının davacı tasarımından farklı olduğu, genel kesimi benzerlik gösterdiği kabulünde bile bu kesimin mutat bir uygulama olduğu, tasarımın sırt kısmına dair bir görsel yer almadığından sırt kısmı değerlendirilebilir değil ise de davacı tasarımında olduğu gibi bir kat yapısının dava konusu tasarımda mevcut olmadığı değerlendirilmiştir.
Taraf tasarımları bu bağlamda kıyaslandıklarında, dava konusu tasarımın bir bütün olarak ele alınarak incelenmesi gerektiği, bu bütünde davacı tasarımından zaten yeterince uzaklaştığı, iç ve dış olmak üzere iki ayrı parçadan oluşan tasarımda dış ceketin/hırkanın da yine davacı tasarımından farklı olduğu, davacı tasarımında yaka uzantıları nihai olarak dışa katlı bir şekilde sonlanmaktayken, dava konusu tasarımda böyle bir detayın yer almadığı, yine davacı tasarımında, tasarımı enlemesine göğüs altı bölgesinden dolanan katın/tünelin dava konusu tasarımda yer almadığı, yapısı ile davacı tasarımındaki boğaz yapısının her iki tasarımdaki ceketin de uzun yapıda, uzun kollu, üçgen formlu detaylara sahip olduğu yorumunda bulunulsa dahi üçgen formlu yaka yapılı ceketlerin yaygın bir tasarım türü olduğunun bilindiği, nihai olarak taraf tasarımlarını, uzun ceket/kaban ürünlerinin bilinen mutat formlarından özellikli olarak ayrılmış bir forma sahip olmamaları nedeniyle, tasarım üzerindeki detayların bilgilenmiş kullanıcı tarafından daha çok dikkate alınacağı, bu durumda ise bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların birbirleri karşısında yeni ve ayırt edici olarak kabul edilebilecekleri değerlendirilmiştir.
Dolayısıyla davalı yana ait 2019/01613-50 sıra numaralı tasarımın, tasarıma konu görseli itibariyle, davacı adına tescilli 2016/00954-1 sayılı tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olduğu, tasarıma konu görsel itibariyle davacı tasarımından doğan hakları ihlal etmediği, dolayısıyla davalıya ait tasarımın, davacıya ait tasarım hakkını ihlal etmediği gibi haksız rekabet de oluşturmadığı kanaatine varılmıştır,
Dosya kapsamında taraf tasarımlarına dair ürün numuneleri yer almadığı gibi davalı yana ait ürünün fiili uygulamasını gösterir bir delile de rastlanılmamıştır. Bununla birlikte, davalının tescilli tasarımı haricinde kalan ve davacı tasarımına tecavüz oluşturan fiili eylemlerinin bulunup bulunmadığı bakımından bilirkişi heyeti marifetiyle davalıya ait işyerinde yerinde inceleme de yapılmıştır. Bilirkişi heyetine verilen görevlendirmeye istinaden davalı firmaya ait “…ANKARA” adresindeki iş yerine 02.02.2021 tarihinde gidilmiş, işyeri yetkilileri ile yapılan görüşmelerde 2019 01613-50 sıra numaralı dava konusu tasarımın 2019 yaz sezonu ürünü olduğu, herhangi bir üretimi kalmadığı gibi stoklarında da bu ürünün bulunmadığı, dolayısıyla fiziki ürün numunesi sunmalarının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ancak firma yetkilileri ilgili tasarıma konu 2019 sezonu çekim fotoğraflarını biraz etmişlerdir. İlgili görseller bilirkişi kök raporuna yansıtılmıştır. Davalı yana ait 2019 01613-50 sıra numaralı tasarıma ait bu görseller incelendiğinde de tasarımın önden görünümünde şal yakalı, bel kısmının tünel bağlamalı olduğu, kol yapısının uzun ve apoletli yapıda olduğu, sırt kısmının açık yakalı, yakasında toka detaylı olduğu, ayrıca tasarım üzerine cep detayı bulunduğu da görülmektedir. Bu çerçevede davalı tasarımının, fiili kullanımını gösterdiği yorumunda bulunulabilecek bu görsellerin dikkate alınması halinde de tasarımın, yarattığı bütünsel algı itibariyle, davacı tasarımından, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde derhal farklılaştığı, tasarımların birbirleri karşısında yeni ve ayırt edici oldukları değerlendirilmiştir.
Yukarıda izah edilen tespitler haricinde, davacı tasarım hakkının ihlal edildiğine ilişkin davalı eylemlerine yönelik olarak somut başkaca bir iddia davacı tarafından ileri sürülemediğinden; tasarım hakkı ihlali ve haksız rekabet koşullarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Son olarak; bir tasarımın yeni olup olmadığı hususu kamu düzeninden olduğundan, davalı tasarımının hükümsüzlüğü istemi bakımından mutlak yenilik araştırması yapılması için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, mahkememize ibraz edilen 12/04/2021 havale tarihli ek raporda belirtildiği üzere; Tasarımsal faaliyetlerin oldukça yoğun olduğu mobilya, züccaciye, ev dekorasyon, moda tekstil ürünleri gibi sektörlerde “crowded art” olarak tabir edilen, birbirlerinden çoğu zaman detaylarında farklılaşmış çok sayıda ve yoğun tasarımsal faaliyetler mevcuttur. Özellikle moda tekstil ürünleri, sezonluk olarak güncellenen tasarımsal özellikle sahip olup çoğu ürünün katalog/arşiv kaydına ulaşılması çok mümkün olmamakta, bununla birlikte internet arama motorları üzerinden doğrudan görsel araştırması yapıldığında da genel anlamda o ürün türünü (ceket, mont, tshirt, etek, şort vs) temsil eden yüzlerce farklı görsel emsal olarak sonuçlarda çıkmaktadır. Dolayısıyla tasarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu sektörler açısından, mutlak anlamda tarih içerir benzer görsellerin tespiti çok da kolay olmamaktadır. Zira web arşiv kayıtlarında bu kadar yoğun tasarımsal faaliyetlerin bulunduğu sektörler açısından her bir ürün açısından arşiv kaydı tutulmadığı gibi sektör firmalarının da geçmiş koleksiyonlarına dair arşivlerini internet üzerinde, kamuya açık kaynaklarda tutmadığı bilinmektedir. Nitekim yapılan araştırmalarda taraflar ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmaların önceki tarihli kataloglarına erişilememiştir. Bununla birlikte re’sen yapılan araştırmalarda bazı görsellere ulaşılmış ise de somut anlamda dava konusu tasarımın başvuru tarihi olan 11.03.2019 tarihinden öncesine ait belirgin tarih içerir hiçbir görsele ulaşılamamıştır. Bu nedenle; dava konusu hükümsüzlüğü istenen tasarımın başvuru tarihi itibariyle, bu tasarımın yeni olmadığına ilişkin önceki tarihli kamuya sunulmuş herhangi bir görünüm unsuru tespit edilmediğinden, dava konusu tasarımın yeni olduğu, dolayısıyla hükümsüzlüğünü gerektirir herhangi bir koşulun somut olayda bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda;
a) Tasarımın hükümsüzlüğü,
b) Tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasından kaynaklı; tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, hükmün ilanı,
c) Maddi tazminat,
d) Manevi tazminat, olmak üzere birbirinden bağımsız dört ayrı asli istem bulunduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.01.2016 tarih 2014/11-253 Esas 2016/75 Karar sayılı kararı da dikkate alınarak, davalı lehine dört ayrı asli istem bakımından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının peşin yatırdığı 102,47 TL peşin nisbi harçtan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 43,17 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, tasarımın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasından kaynaklı; tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması, hükmün ilanı istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı, maddi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı, manevi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 14,90 TL vekalet harcı, 59,30 TL karar ve ilam harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 137,90 TL dosya kapağı, tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 2.056,50 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 16,30 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021