Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/453 E. 2021/125 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/453 Esas
KARAR NO : 2021/125

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA:
Davacı vekili 16/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “… coffee” ibareli marka başvurusunun davalı firmanın “önceki tarihlerde tescile bağlanmış markalarına benzerlik” iddialarının diğer davalı TÜRKPATENT tarafından kabul edilmiş olmasının haksız olduğunu, zira taraf markalarının birbirine hiç benzemediğini, ayrıca davalı firmanın markalarının 43. Sınıf hariç, davacının markasını tescil ettirmek istediği sınıflara giren emtialar açısından tescilli olmadığını, davacının davaya konu markasında geçen “coffee” kelimesinin genel bir isim olması nedeniyle davacı markasında esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalı şirketin markalarında ise esas unsurun “…” ibaresi olduğunu ve bu ibareler çok farklı olduğundan taraf markalarının birbirlerine benzediğinin söylenmesinin mümkün olmadığını, bu ibarelerin işitsel ve anlamsal açılardan da birbirlerine benzemediğini, taraf markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin markaları karıştırmasının söz konusu olmadığını, davalının müşterilerinin … yerine davacının cafesine gideceğinin ileri sürülemeyeceğini, ayrıca davacının “… coffee” ibareli seri markalarının bulunduğunu ve bu markalardan doğan kazanılmış hakkının mevcut olduğunu, davacının ticari ve ekonomik bakımdan geri olan bölgelerde sabırla ve durmadan çalışarak şubeler açtığını ve dünyanın önemli başkentlerinde kahveye dair ne varsa aynı hizmetleri bu bölgelere taşıdığını, davalının ise ticari rekabetin önüne geçmek ve bu alandaki konumunun sarsılmasını engellemek amacıyla en ufak yerel markaları dahi agresif bir biçimde engellemeye çalıştığını iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptalini ve davacının … sayılı marka başvurusunun tescilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 15/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının aynı mal/hizmetleri kapsadığını ve benzer olduğunu, taraf markalarında geçen “coffee” ibaresinin ön planda ve ortak olduğunu, bu nedenle anılan markaları yanyana gören tüketicilerin markaların aynı şirkete ait olduğu yanılgısına kapılabileceğini, bu durumun markalar arasında karıştırılma ihtimalini doğuracağını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 19/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının 1971 yılından beri dünyanın her yerinde faaliyetlerinin bulunduğunu, dünya çapındaki mağazalarını haftada milyonlarca tüketicinin ziyaret ettiğini, davalının özel kahveler üreten, satışa sunan ve markalaştıran, dünyanın lider konumundaki şirketlerden biri olduğunu, 70 kadar ülkede yaklaşık 24.000 mağazasının bulunduğunu, birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldığını, “…” markasının pek çok ödüle layık görüldüğünü, dünya çapında 8.903 kadar tescilli markalarının bulunduğunu, markalarının Türkiye’de de tescilli olduğunu, markalarının yoğun kullanım sonucu özellikle yiyecek- içecek ürünleri ve bunların sağlanması hizmetleri açısından davalı ile özdeşleştiğini, davacı şahsın davalının bu tescilli-tanınmış markalarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka başvurusunda bulunduğunu, üstelik bu markanın davalının markalarının tescilli olduğu ve kullanıldığı emtiaları kapsadığını, karşılaştırılan markaların iç içe geçmiş halkaları, ortasına yerleştirilmiş şekil unsuru, yıldız ve kahve çekirdeği şekillerinin ortaklığı, iç içe geçmiş halkaların arasında üstte ve altta yeşil üzerine beyaz fontla yazılan kelime unsurları itibariyle son derece benzer olduklarını, davacı şahsın müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markalarının ise bu şekil unsurundan yoksun kelime markaları olduğunu, davacının huzurdaki davaya konu markasında ise davalının markasında geçen kompozisyonu ve konsepti birebir taklit ettiğini, davalının markalarının yüksek tanınmışlık derecesinin de davacının markasının davalı markalarını çağrıştırma ihtimalini arttırdığını, zira tüketicilerin markalarda yer alan detay nitelikteki kelimeleri değil, ilk bakışta hafızalarında kalan kompozisyonları hatırladıklarını, markaların benzerlik değerlendirmesinde markaların bütünü itibarıyla bıraktığı izlenimin çok önemli olduğunu, davalı TÜRKPATENT’in davalının markalarındaki bu kompozisyonu taklit eden markalarla ilgili vermiş olduğu pek çok emsal kararı olduğunu, taraf markalarının birebir aynı mal ve hizmetlerde kullanılacağını, bu durumun davalının piyasada yıllarca emek sarf ederek meydana getirdiği haklı ün ve tüketicilerde oluşturduğu kalite imajını da sarsacağını, davacının marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığını, zira aynı kompozisyonun tesadüfi olarak seçilmesi ya da oluşturulmasının mümkün olmadığını, davacı şahsın amacının davalının markalarının itibar ve şöhretinden yararlanmak olduğunun açık olduğunu, davalının markalarının tanınmış markalar olduğunu ve bu sebeple diğer markalardan daha geniş korumaya sahip olduğunu, sonuç olarak da davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … nolu “Şekil+…’s Coffee” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait YİDK kararında belirtilen redde mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı markalarının tanınmış olup olmadığı, davacı marka başvurusunun davalı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama ihtimalinin bulunup bulunmadığı, davacının önceki tarihli tescilli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetlerinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının “Şekil+…’s Coffee” ibaresini 05, 29, 30, 31, 32, 35, 43. sınıfta bulunan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 06.09.2018 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.11.2018 tarih ve 312 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı yanın 14.01.2019 tarihinde 98/011141, 98/011140, 2001 08707, 2001 12519, 2002 29384, 2009 43538, 2011 16142, 2012 80211, 2012 80212, 2013 14644, 2013 17614, 2006 37736, 2004 11724, 2003 09210, 2012 68407, 2014 77728, 2015 64804 ve 2018 71108 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m. 6/3, m. 6/4, m. 6/5, m. 6/6 ve m. 6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca incelenmesi üzerine marka tescil başvurusunun reddedilmesine karar verildiği, SMK m.6/1 ve SMK m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleştiğinin belirtildiği, bu karara karşı davacı tarafından 22.05.2019 tarihinde itirazda bulunulduğu, davalının 01.07.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 28.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan 08/02/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “5.SINIF:İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. 29.SINIF:Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF:Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 31.SINIF:İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu. 32.SINIF:Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. 35.SINIF:Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (05)İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. (29) Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. (30) Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. (31) İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu. (32) Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). 43.SINIF:Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri ile redde mesnet 200378, 201414, 2001/08707, 2001/12519, 2002/29384, 2012/80211, 2012/80212, 2018/71108 sayılı markaların kapsamında bulunan ve bilirkişi raporunda koyulaştırılarak gösterilen mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür, benzer oldukları tespit edilmiştir.
Dava konusu marka kapsamında 31.sınıfta yer alan “İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” alan mallarının ise davalı şirketin 2018/71108 tescil no’lu markası kapsamında yer alan 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar.Ormancılık ürünleri.Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar.Hayvan yemleri.Malt (insan tüketimi için olmayan).Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi i; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile benzer olduğu düşünülmektedir. Çünkü 31.sınıftaki malları kapsayan bir marka ile üretim, dağıtım ve satış yapan kişiler aynı zamanda bu mallarının aynı marka altında dükkan, mağaza, sanal dükkan/mağaza gibi ortamlarda satışını yapabilmeleri mümkün iken, 35.sınıfta perakendecilik hizmeti veren bir işletmenin, kendi dükkan/mağazasının markası ile aynı olan ve 31.sınıftaki malları kendi markası altında ürettirmesi, paketletip, ambalajlaması da mümkündür.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; iç içe geçmiş iki çemberden oluştuğu, konturu beyaz renkli iç çemberin ortasındaki kahverengi daire alanda, bir fincan şeklinin içinde kollarını açmış iki insan figürü olduğu, iç çember içindeki figürlerin beyaz renkle çizilmiş olduğu, daha büyük ve konturu açık kahverenkli dış çember ile iç çember arasındaki zeminin yeşil renkli olduğu, bu yeşil zeminde küçük çemberin üst kısımda “…” ibaresi; alt kısmında “COFFEE” ibaresinin yazılı olduğu ve iç çemberin iki yanında açık kahve renkli birer kahve çekirdeğinin yerleştirildiği görülmektedir.
Davalı şirkete ait redde mesnet markalar incelendiğinde; bir kısım markaların siyah beyaz olduğu (200378, 201414, 2001/08707, 2002/29384, 2012/80211), bir kısmının renkli olduğu (2001/12519, 2012/80212, 2018/71108), bu markanın da iç içe geçmiş iki çemberden oluştuğu, renkli olan markaların konturu beyaz renkli iç çemberin ortasındaki siyah zemin üzerine beyaz renkle çizilmiş başında taç olan uzun saçlı ve kollarını açmış bir kadın/denizkızı figürü olduğu, daha büyük ve konturu beyaz ve yeşil renkli dış çember ile iç çember arasındaki zeminin yeşil renkli olduğu bu yeşil zeminde küçük çemberin üst kısımda “…” ibaresi, alt kısmında “COFFEE” ibaresinin yazılı olduğu ve iç çemberin iki yanında beyaz renkli birer yıldız şekli yerleştirildiği görülmektedir.
Görsel açıdan yukarıda açıklanan dava konusu marka ile davalı şirketin redde mesnet markaları karşılaştırıldığında; her iki markanın da iç içe geçmiş iki çemberden oluştuğu, iç çemberin ortasında kalan kısımdaki figürlerin beyaz renkle çizilmiş olduğu, her iki markada iki çember arasında kalan bölümün yeşil renkli olduğu, her iki markada kelime unsularının iç çemberin üst ve alt kısmında yer aldığı, “Coffee” sözcüğünün ortak olduğu, iç çemberin her iki yanında birer şekil unsurun bulunduğu dikkate alındığında, dava konusu marka ile davalı şirketin redde mesnet markalarının bir bütün olarak görsel hafızada bırakacağı izin benzer olacağı düşünülmektedir. Dava konusu marka başvurusunda çok sayıda farklı şekil kullanma özgürlüğü var iken, davalı şirket markasında olduğu gibi ve neredeyse aynı orantıya sahip iç içe geçmiş çember şekli unsuru, yine çok sayıda farklı renkler ve renk tonları kullanma özgürlüğü varken, redde mesnet markalar ile neredeyse aynı tonda yeşil renk kullanılması, iç çember üzerindeki yazıların büyük harfle ve beyaz renkle yazılmış olması ve bir bütün olarak markaların görsel hafızada bıraktıkları izlenimlerin birbirine yüksek derecede benzerliğine neden olan unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.
İşitsel olarak markalar karşılaştırıldığında; dava konusu marka İngilizce “…” olarak ve davalı şirket markaları “…” olarak seslendirilecektir. Taraf markaları arasında işitsel benzerlik olmadığı düşünülmektedir.
Kavramsal olarak kelime unsurları açısından markalar karşılaştırıldığında; dava konusu İngilizce “…” ibaresi “insanların, halkın” anlamına gelmektedir, “…” ibaresinde yer alan İngilizce “…” ibaresi “yıldız”, …. ibaresi fiil olarak “sıçramak, canlandırmak, itiraz etmek” anlamlarına, isim olarak “kova, toka, dolar, antilop, sıçrayan hayvan” gibi anlamlara gelmekle birlikte bir bileşik olarak “…” ibaresinin bilinen bir anlamı bulunamamıştır. İnternette yapılan aramada “…” markasının … romanında geminin ikinci kaptanı “…” isminden esinlenerek oluşturulduğu görülmektedir. “…’” ve “…” kelimeleri taraf markalarında yer alan diğer tüm unsurlarından tamamen ayrılıp karşılaştırıldığında kavramsal olarak benzer değildir.
Davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketici kesiminin bilinç düzeyi incelendiğinde;
Yiyecek, içecek, giyim gibi günlük veya dikkate değer sıklıkta alım-satım ilişkilerine konu edilen, daha düşük bedelli ve toplumun her kesiminden insanlara hitap eden ürünlerin karıştırılma ihtimali dikkate alınırken ortalama derecede dikkatli ve özenli ve ortalama zekadaki bireylere göre değerlendirme yapılacaktır. Bazı ürünler özel bir tüketici çevresine sahip olmasalar da genel tüketiciler bu malları alırken günlük tüketim mal ve hizmetlerinden daha fazla dikkat ve özen gösterecektir. Bu kapsamda bazı mal ve hizmetler alıcı kesimi yönünden özel nitelik arz etmese dahi ürünün kendi özel niteliği sebebiyle karıştırılma değerlendirmesinde günlük tüketim mallarından daha farklı değerlendirileceklerdir. Örneğin yüksek değerli makinalar veya otomobiller alıcılar tarafından özenle araştırılmakta, denenmekte ve satın alma kararı daha sonra verilmektedir. Tüketicilerin, özel nitelikte bulunan ve değeri yüksek olan mallar hakkında yapacağı ayrıntılı değerlendirme ve inceleme nedeniyle, bu mallarda karıştırılma ihtimali tehlikesinin ilke olarak günlük tüketim malzemelerine göre daha düşük düzeyde olacağı kabul edilmektedir. Piyasaya sürülen bazı mallar özel veya uzman alıcı gruplarına hitap etmektedir. Söz konusu ürünler ile ilgili olarak yapılacak karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde bu uzman veya özel topluluğun izlenimi dikkate alınacaktır. Özel veya uzmanlaşmış alıcı kitlesi, ortalama dikkat ve özene sahip alıcılardan daha özenli ve seçici davranmaktadır. İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, kimyasal, elektroteknik ölçü ve kontrol cihazları, telekomünikasyon hizmetleri, bilişim uzmanlarının bankacılık dışındaki telefon uygulamalarında kullanacakları resimlerin kalitesini yükseltmek için bilgisayar sistemi gibi mal ve hizmetler bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan 5.sınıftaki mallardan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar, tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.” , insan ve hayvan sağlığını doğrudan ilgilendirdiği ve etkilediği için dikkat düzeyi yüksek tüketicilere hitap etmekte, 5.sınıftaki mallardan “Bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler” eczane, ilaç ve sağlık malzemesi depoları gibi özel satış yerleri dışında her hangi bir market/mağaza/süper market gibi satış yerlerinden de temin edilebilen, günlük kullanıma ilişkin mallar olup, ortalama veya ortalamanın altı dikkate sahip tüketicilere de hitap etmektedir.
29, 30, 31 ve 32.sınıftaki malların günlük veya dikkate değer sıklıkta alım-satım ilişkilerine konu edilen, daha düşük bedelli ve toplumun her kesiminden insanlara hitap ettiği gözetildiğinde ortalama derecede dikkatli ve özenli ve ortalama zekadaki bireylere hitap ettiği söylenebilir.
35.sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” temelde işletmelerin ve gerçek kişilerin üretim süreçlerini kolaylaştıran, hizmetlerdir. Tüketicilerin gündelik ihtiyaçlarından diğer bir ifadeyle her anının ihtiyaçlarından ziyade belirli ihtiyacının karşılanmasına yöneliktir. Dolayısıyla tüketici satın alma kararı verirken yukarıdaki hizmetlerde süreçte daha çok kalmakta ve karar verebilmek için görece daha çok zahmete ve gayrete katlanmaktadır. Bu nedenle de bahse konu hizmetlerde tüketicinin dikkat seviyesi, örneğin bir marketten günlük tüketim malzemesi satın alacak geniş halk kesimine yani ortalama seviyedeki tüketicilere nazaran ortalamanın biraz üzerinde olmakla birlikte, oldukça yüksek olduğu da düşünülmemektedir. Şöyle ki bu tür üretim süreçlerini kolaylaştıran hizmetler, somut elle tutulur, gözle görülür ürünler olmadığından, hizmet satın alma kararları daha çok tavsiye, kulaktan duyma bilgilere, tanıdıkların deneyimlerine dayalı olduğundan, bu hizmetlerin tüketicilerinin dikkati hizmetin markasından çok hizmeti veren işletme temsilcileri ile kurulan iletişim, hizmetin hızı, kalitesine yönelmektedir.
35.sınıfta yer alan “mağazacılık” hizmetlerinin toplumun her kesiminden insanlara hitap ettiği gözetildiğinde ortalama derecede dikkatli ve özenli ve ortalama zekadaki bireylere hitap ettiği söylenebilir.
43.sınıftaki hizmetlerin toplumun her kesiminden insanlara hitap ettiği, bununla birlikte bu hizmetlerde temizlik, hijyen, sağlık, kalite algısı da hizmet satın alma kararlarından etkili birer unsur olduğundan, hitap ettiği tüketici kesimin özen ve dikkatinin çok yüksek olmamakla birlikte ortalamanın da üzerinde olduğu söylenebilir.
Taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; Karıştırılma tehlikesinde malların ve hizmetlerin türü önemlidir. Ayrıntılı değerlendirme ve inceleme sonucu alınan yüksek değerli mal ve hizmetlerde günlük ihtiyacı karşılayan görece düşük değerli mal ve hizmetlere kıyasla karıştırma tehlikesi daha azdır. Yukarıda davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin bilinç düzeyi ve karşılaştırılan markaların özellikle görsel olarak bir bütün halinde benzer olmaları dikkat alındığında; dava konusu markanın 5.sınıftaki mallar ile 35.sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetleri açısından redde mesnet markalarla karıştırılma ihtimalinin çok düşük olmakla birlikte ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğu, diğer mal ve hizmetler açısından ( 29, 30, 31 ,32, 35/mağazacılık ve 43) redde mesnet markalarla karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, dolayısıyla somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf önceki tarihli markalarından kaynaklı olarak müktesep hak iddiasında bulunduğundan bu husus aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
Yargıtay 11. HD.’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547E., 2008/10251K. sayılı “Ece Lady / Ece Toff” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olay bu kriterler çerçevesinde incelendiğinde; Davacının müktesep hak iddiasına mesnet önceki tarihli markalarının; 2017/11241, 2017/11223, 2015/10857 ve 2014/60002 sayılı markaları olduğu tespit edilmiştir. Uzun süreli kullanım kriteri açısından bu markalar değerlendirildiğinde, davacının önceki markalarının hangi mal ve hizmetlerde kullanıldığını ispatlamaya yönelik dosyada yeterli delil bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun, başvuru tarihinin 06.09.2018 tarihinde yapıldığı, davacının 2014 60002 tescil no’lu markasının başvuru tarihinin 17.07.2014 olduğu; 2015 10857 tescil no’lu markasının başvuru tarihinin 10.02.2015 olduğu; 2017 11223 tescil no’lu markasının başvuru tarihinin 09.02.2017 olduğu, 2017 11241 tescil no’lu markasının başvuru tarihinin 09.02.2017 olduğu dikkate alındığında, davacının önceki tarihli markalarının uzun süreden beri kullanılmış ve çekişme konusu olmak çıkmış olma kriterinin somut olayda bulunmadığı, davacının önceki markalarında ön plana çıkan asli unsurun “world of the … coffee” ve “… cafe” ibareleri olduğu, oysa dava konusu marka başvurusunun “… …. ibarelerini içermekle birlikte markayı oluşturan tüm kompozisyon unsurlarının bütünsel bir şekilde asli unsur olarak görsel ve kavramsal hafızada iz bırakabileceği dikkate alındığında, önceki markaların asli unsurunun korunması kriterinin de somut olayda bulunmadığı, açıklanan nedenlerle dava konusu marka başvurusu açısından davacının müktesep hakkının var olmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; dosyada mevcut deliller kapsamında, davalı şirketin “Şekil+… COFFEE” markasının uzun yıllardan beri piyasada olduğu, dünya çapında çok sayıda ülkede tescilli olduğu ve yaygın olarak kullanıldığı, sürekli tanıtım ve reklam faaliyetleri neticesinde bu markanın davalı şirket ile özdeşleştiği ve içecek-cafe sektöründe tanınmış hale geldiği tespit edilmiştir. Bu nedenle davalı şirketin “Şekil+… COFFEE” markasının dünya çapında tanınmış/çok bilinen, özgün, ayırt edici niteliği yüksek, kullanıldığı mal ve hizmetlerinin yüksek kalitesi ile de bilinen bir marka olduğu, tanınmış olduğu sektörün toplumun her kesimine hitap eden niteliğinin bulunduğu, bu nedenle içecek-cafe sektörü haricinde kalan diğer mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin de davalı şirkete ait bu markayı iyi bildiği ve tanıdığı, dava konusu marka başvurusu ile davalı şirkete ait tanınmış bu markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenim ve kompozisyon açısından yüksek benzerliği ve çok kolaylıkla davalı şirket ile ilişkilendirilebileceği düşünüldüğünde davacı markasının davaya konu mal ve hizmetlerde kullanılması halinde davalı şirket markasının tanınmışlığından haksız bir yararın sağlanmasının kuvvetle muhtemel olduğu, bu nedenle SMK m.6/5 hükmü koşulunun somut olayda oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davaya konu YİDK kararının iptalini gerektirir hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 95,20 TL harç, 172,50 TL posta, 4.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.967,70 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/03/2021

Katip …
E imza

Hakim …
E imza