Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/448 E. 2021/206 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/448 Esas – 2021/206
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/448 Esas
KARAR NO : 2021/206

HAKİM : Fati
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 11/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2018 08077 sayılı çoklu tasarım başvurusunun 16. ve 17. Sıralarında kayıtlı tasarımların, davalı yana ait 2010/3645-2 ve 2010/3647-1 sayılı tasarımlar ile 2011/04812, 2011/04803, 2011/04823 ve 2011/04832 sayılı markalara dayalı olarak yapılan itirazlar sonucunda, kurumun vermiş olduğu karar ile 2010/03647 -1 sayılı tasarım bakımından kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararın hatalı olduğunu, benzer bulunmayan 2010/03645 -2 sayılı tasarım ile benzer bulunan 2010/03647 -1 sayılı tasarımın aynı tasarımlar olduğunu, sadece fotoğraflama farkı bulunduğunu, bu durumda kurum 2 nolu tasarımı farklı görmüş ise 1 nolu tasarımı da farklı görmesi gerektiğini, müvekkili tasarımlarının ambalaj tasarımı niteliğinde olduğunu, üzerine çeşitli ibareler taşıyan ve birden fazla zemin renginden oluşan, çikolata parçaları, üzüm, portakal, incir vs. karışık meyve görselleri ihtiva eden ve ayrıca bilgilendirme amaçlı ürün görseli kekin tabak içinde sunumunu gösteren birden fazla öge, geometrik şekil, desen, yazı, renk ve dizayn içeren tasarımlar olduğunu, davalı şirkete ait benzer bulunan tasarımın ise 8’li dilim kek kalıp görseli olduğunu, bu görsel ile müvekkili tasarımları arasında bir benzerliğin bulunmadığını, davacı şirketin kek görsellerinde üst kısmında görseli 2 parçaya böler gibi derin bir çukur olduğunu, kök fotoğrafında derin bir çukur ve çizginin bulunduğunu, ayrıca yan kısımlardaki kek açılarının da farklı olduğunu, kek ürünlerinde bazı teknik zorunluluklar bulunduğunu, kek şekillerinin benzer olmasının bu teknik zorunluluktan oluştuğunu beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 07/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının tasarımının ayırt edici vasfının bulunmadığını, kurum kararının yerinde olduğunu beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş vekili 17/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kurum tarafından verilen kararın isabetli olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini 2001 yılında ilk kez tescil ettirdiğini, bu markasına büyük yatırımlarda bulunduğunu, müvekkili şirketin “…” markalarının tanımış marka olduğunu, bu nedenle iltibas ihtimalini arttırdığını, müvekkili şirketin markalarının bu tanınmışlığının, markanın doğrudan ürün şekline atıf yapmakta olduğundan ürüne de yansıdığını, örneğin “tobleron” markalı ürünler ile markayı taşıyan ürün şeklinin tüketicide doğrudan bir algı yarattığını, yine “rulokat” markasının ürün şeklinin de markayı taşıyan ürün ile doğrudan bir algı yarattığını, aynı şekilde “…” markalı ürünün de tümü nizami olarak pay edilebilir şekilde bir kek olduğunu, benzer şekilde müvekkilinin “şekli şahane” markalı üçgen kek parçalarının da birbirleri ile bitişik bir şekilde üretildiği ve ayrılabilir nitelikte olduğunu, davacı şirket tasarımında ve müvekkili şirketin marka ve tasarımlarında ürün şekillerinin birebir aynı olduğunu, gıda ürünlerinin nihai tüketicilerinin ortalama tüketiciler olduğunu, dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcı olarak da bu tüketici kitlesinin değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını, dava konusu 16 ve 17 sıra sayılı tasarımların, müvekkili şirketin 2010/03647 – 1 sayılı tasarımı ile birebir aynı olduğunu, tüketicinin tasarımların bütün algısına bakacaklarını, küçük ayrıntılarda kalan farklılıkların yenilik kriterini sağlamayacağını, davacının kendisine şekil olarak seçebileceği çok sayıda alternatif olduğu halde müvekkili ürün şeklinin birebir aynısını seçtiğini, bu durumun davacının kötü niyetini gösterdiğini beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2018/08077/16 ve 17 nolu tasarım başvurularının itiraza mesnet gösterilen dokümanlar yanında, ayrıca genel olarak başvuru tarihi itibari ile mutlak anlamda yeni ve ayırt edici niteliği haiz olup olmadığı, tasarım koruma şartlarını sağlayıp sağlamadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, redde mesnet doküman celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 30.12.2018 tarihinde 2018/08077 sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğu, başvurunun 25.02.2019 tarihli 311 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 14.05.2019 tarihli dilekçesi ile 2018/08077 16 ve 17 nolu tasarımlar bakımından yayına itiraz ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; “2018 08077/16 ve 17 sıra numaralı tasarımlarla itiraza gerekçe gösterilen 2010 03647/1 sıra numaralı tasarımın genel izlenim itibariyle benzerinin kullanıldığı görülmüş olup itirazın kabulü gerekmiştir.” şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 18.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda dava konusu 2018/08077/16 ve 17 nolu tasarımlar; atıştırmalık kek ürününe ilişkin ambalaj desen tasarımlarıdır. Gıda sektöründe ilişkin olduğu görülen bu tasarımlarda genel olarak ambalaj içerisindeki ürün görselinin yer alması mutat bir unsur olup yine desenin genel kompozisyonunda ürün markası, ürün içerik açıklamaları ve benzeri sözcüksel unsurların yer alması da mutat bir uygulamadır. Ancak desen tasarımlarının bütünsel kompozisyonlarında ne gibi grafik/şekil unsurlarının yer alacağı ancak ve ancak tasarımcısının hayal gücüyle sınırlı olup, belli başlı ürünler açısından yaygın uygulamalar bulunması seçenek özgürlüğünün genişliğini değiştirmeyecektir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök raporunda ambalaj tasarımları bakımından seçenek özgürlüğünün geniş olduğuna ilişkin örneklendirilmiş sair tasarımlara yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; bilgilenmiş kullanıcının bu tasarımların kullanım alanının bulunduğu bar, restaurant, cafe, market, büfe vb yerlerde çalışan veyahut tasarıma konu ürünleri pek çok defa deneyimleyerek bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan herhangi bir kimsenin/tüketicinin olabileceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2018/01877 16 ve 17 sıra numaralı tasarımlar ile YİDK ret kararında redde mesnet alınan 2010/03467 sayılı önceki tarihli tasarım, gıda sektöründeki mutat tasarım uygulamaları, bu alandaki seçenek özgürlüğü ve bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi kriterleri ışığında karşılaştırıldığında;
Uyuşmazlığın, dava konusu tasarımlarda kullanılan kek görselinin, davalı yana ait önceki tarihli kek görseli tasarımından kaynaklı olduğu görülebilmektedir. Bu bağlamda önem teşkil eden husus ilgili kek görselinin ne denli özgün ve ayırt edici nitelikte olduğudur. Karşılaştırılan tasarımlarda yer alan kek görselinin temel ortak özelliği; dilimlemeye imkan veren baton formudur. Dilimli baton şeklinde kek formu ise mutat bir kek görselidir. Hatta öyle ki; dilimli baton kek yapılmasını sağlayan kek kalıpları da evvelden beri piyasada var olduğu bilinen kalıplardır. Dilimli baton kekin alternatif yapıdaki mutat formları da yine bilinen kek çeşitlerindendir. Dolayısıyla dikdörtgen yapılı form da aynı şekilde mutat olup ancak bu ana form üzerinde yapılan değişikliklerin tasarım hukuku çerçevesinde korunası mümkün olabilmektedir. Kaldı ki baton kek formunun dilimli olması, kekin bölünümü esnasında, kullanıcının eşit parçalara ayırma istediğini kolaylaştıran teknik bir katkı olup, dilim yapılarının bombeli olması da yine mutat niteliktedir. Dolayısıyla uygulama ile birlikte mutat hale gelmiş olan formların yanı sıra, kek tabanının, üst bölümünden daha geniş olması, dilim görünüm verilmesi gibi unsurların da yaygın uygulamalar olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte dava konusu tasarımlara konu kek görseli; kahverengi mutat kek renginde kesitli, meyveli içeriğe sahip bir görünümdeyken, davalı yanın ret gerekçesi tasarımı; kesit görseli içermeyen çikolata/kakao renkli bir bütün görünümdedir. Ayrıca dava konusu ambalajlardaki görselde, kekin üst bölümü genel olarak düz ve tam orta kısmından içe doğru oyuklu bir yapıdayken (ki bu oyuklu yapı, kekin dilim formunda çok da net görülebilmekte ve dilim yapısını farklılaştırmaktadır), redde mesnet tasarım ise dışbükey bir formda ve bombeli yapıdadır. Bütündeki bu farklılık, özellikle davalı yana ait tasarımın yan profil görünümünden çok daha bariz anlaşılabilmektedir.
Ambalajlı ve atıştırmalık pastacılık mamulleri ülkemizde de yoğun bir şekilde tüketilen, ucuz sayılabilecek ürünlerden olup, tüketicilerin önemli bir bölümü daha önce yedikleri ürünleri sahip oldukları form yapılarından ve ambalajlarından tanıyabilmektedir. Ancak bu algı, ürünlerin şekillerinin özgünlüğüne bağlı olarak başlangıçta veya kullanım nedeniyle sonradan da meydana gelmiş olabilir. Dolayısıyla bu tür tasarımlar açısından önem teşkil eden husus, önceki tasarımın ne denli özgün bir yapıda olduğudur. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcı açısından dilimli baton kek görseli mutat bir uygulama olacağından (ki taraf tasarımlarındaki baton keklerin yapısal unsurlarında farklılıklar bulunmaktadır) tasarımın bütünündeki sair unsurlar yenilik ve ayırt edicilik kriteri bakımından daha ön planda olacaktır. Bu bağlamda dava konusu 2018 08077/16 sayılı tasarımdaki kek görseli bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yaratacağı algı itibariyle geri planda kalacağından bilgilenmiş kullanıcı tasarımdaki ikili renk formundan(yeşil – turunculu/kırmızılı) ambalaj görselini, ambalajın sol kısmında yer alan meyve figürleri (söz konusu meyve görselleri de mutat nitelikte olup ürünün içeriği hakkında tüketiciye bilgi veren unsurlardır) ve sair görsel unsurları daha ön plana çıkartarak tasarımı bir bütün olarak algılayacak olup nihai anlamda tasarımlar arasındaki mevcut farklılıkların tasarımları farklı kılmaya yetecek düzeyde olduğu kanaatine varılmıştır.
2018 08077/16 sayılı tasarım ile redde mesnet tasarım arasında yapılan karşılaştırma sonucu varılan sonuç, davaya konu 2018 08077/17 sayılı tasarım açısından da geçerlidir. Dava konusu 2018 08077/17 sayılı tasarım açısından ayrıca vurgulanması gereken husus, tasarımın “dilimli” yapısının ret gerekçesi davalı tasarımındaki gibi net ve keskin olmaması, başka bir ifadeyle baton yapının daha yekpare şekilde oluşturulmuş olmasıdır. Ayrıca yine dava konusu tasarımda genel anlamda baton kek form yapısına uyumlu dikdörtgen ambalajın sol kısmı kırmızı renkte, sağ kısmı turuncu-kahverengi – kırmızı renklerde olup sol kısımda ayrıca çikolata parçacık görsellerine ve ürün markasına da yer verildiği görülmektedir. Bu görseldeki kek ise kakao kesitli kahverengi görünümdedir. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcının dava konusu tasarımı bütün olarak algıladığı bir durumda 17 sıra numaralı tasarımın da, dava konusu tasarımdan farklı bir algı yaratmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili “…” markaları ile davaya dayanak tasarımlar arasında kavramsal bir ilişkinin var olduğunu ileri sürerek bu tür, yani dilimli kek algısı yaratan paylı baton keklerin müvekkili markaları ile de ilişkilendirileceğini ileri sürmüş ise de tasarım hukuku anlamında, marka ile tasarımın kavramsal bir ilişki içerisinde olması, benzer mahiyetteki tüm tasarımların da anılan marka ile ilişkilendirilmesi gibi bir sonuca sebebiyet vermeyeceği gibi bu tür bir ilişkinin de tasarım hukukuna hakim kriterler gözetilerek yapılan yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesi bakımından bir değerlendirme kriteri olmadığı, dolayısıyla davacının “…” ibareli markalarının dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt ediciliğini öldürmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu tasarımların mutlak anlamda yeni olup olmadığı kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan, bu yönde bilirkişi ek incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyetinin ibraz ettiği 08/01/2021 havale tarihli ek rapora göre; internet üzerinden bir takım araştırmada bulunulmuş ise de tasarımsal faaliyetlerin çok yoğun olduğu bu tür ürünler bakımından somut tarih içerir görsellerin tespit edilmesinin kolay olmadığı, zira araştırma motorlarındaki pek çok görselde kaynağın kamuya sunum tarihine erişim olanağının ya bulunmadığı ya da sağlıklı bir şekilde teyit edilemediği, bununla birlikte eski tarihli araştırma sonuçları ile birlikte TÜRKPATENT sicil kayıtları üzerinden aralarında davalının işlem dosyasına da dayanak yaptığı ve fakat diğer davalı kurumca, davacı tasarımları ile benzer görülmeyen tasarımlara ve yine re’sen yapılan araştırmalar sonucunda ulaşılabilen birtakım görsellere yer verildiği, ifade edilmiştir.
Ek bilirkişi raporunda görsel olarak yer verilen önceki tarihli kamuya sunulmuş görseller ile dava konusu tasarımlar karşılaştırıldığında; mutat form yapısı dışında kalan özellikleri itibariyle (dilimlerin belirginliği, dilimlerin kavis yapısı, kek üst kısmının bombeli/düz/çukur/çıkıntılı yapısı gibi) birbirlerinden asgari oranda farklılaştığı, dava konusu tasarımlar açısından en belirgin özelliğin üst yüzeyinde yer alan ve keki boydan boya ikiye ayıran çukur yapı ve bu yapının bütüne olan etkisi olduğu değerlendirildiğinde (dolayısıyla her bir dilimin de üst kısmının orta noktasında içe doğru bir büküm oluşmuş ve mutat dilim görsel algısı da asgari oranda değişmiştir) tespit edilebilen önceki tarihli dokümanların da benzerliğinin mutat unsurlarla sınırlı olduğu ve dava konusu tasarımların yeniliğini ortadan kaldırmayacağı, dolayısıyla dava konusu tasarımlar bakımından yapılan mutlak yenilik araştırması neticesinde de, bu tasarımların mutlak anlamda yeni olmadıklarının söylenemeyeceği tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile, davalı şirketin itirazının kabulüne yönelik, … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı şirketin itirazının kabulüne yönelik … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 95,20 TL harç, 2.063,00 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.158,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş tarafından yapılan 6,40 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/06/2021