Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/416 E. 2021/118 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/416 Esas – 2021/118
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/416 Esas
KARAR NO : 2021/118

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 29/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 2018/102612 sayılı marka başvurusunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bunun üzerine yapılan itirazlarının da YİDK tarafından reddedildiğini, “…” markasının “…” anlamına gelmekte olup, marka görselinde de yer aldığını, aynı zamanda Viyana’da sevilen bir markanın lezzet deneyiminin Türk Mutfağı ile buluşması olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markası ile itiraza gerekçe olarak gösterilen “…” ibareli markanın aynı veya benzer olmadığını ve aralarında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, itiraza karşı görüş bildirme formu 2. sayfasındaki resimlerden de görüleceği üzere markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleriyle bir bütün halinde değerlendirildiğinde, aralarında karışıklığa yol açacak derecede benzerliğin bulunmadığının açıkça belli olduğunu, ifade ederek; … sayılı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararı’nın iptaline, tescil işlemlerinin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 17/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin, başvuruya konu “…” ibareli marka ile davacı adına tescilli “HUKKA” ve “…” ibarelerini münhasır ya da esas unsur olarak içeren markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ve iltibas bulunmadığı iddiasının yerinde olmadığını, redde mesnet markalardan en yeni olanının başvurusunun 2014 yılında yapılmış olduğunu, tescili talep edilen işaretin başvuru tarihinin ise 14.11.2018 olduğunu, tarihler incelendiğinde başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet marka arasında başvuru aşaması açısından tarihsel öncelik sonralık ilişkisinin SMK’de öngörülen şekilde gerçekleştiğinin anlaşıldığını, tescili talep edilen işaretin mal ve hizmet listesinde yer alan bir kısım malların ve hizmetlerin aynıları ya da aynı tür olanları redde mesnet markaların mal ve hizmet listesinde de yer aldığını, bu itibarla, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet marka kapsamında, aynı veya aynı türden mal ve hizmetler bulunuyor olması koşulunun da sağlanmış olduğunu, davacı vekilinin başvuruya konu işaret ile redde mesnet marka arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulunun sağlanmadığı iddiasının yerinde olmadığını, başvuruya konu işaretin esas unsuru olan “…” ile redde mesnet markaların esas unsurunu oluşturan “…” veya “…” ibarelerinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu itibarla başvuru konu işaret ile redde mesnet marka arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından iltibasa neden olacak derecede benzerlik bulunduğunu, davacı vekilinin, başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesi talebinin, tescil işlemi mahkemenin yetkisinde olmadığı için, salt bu nedenle reddedilmesi gerektiğini beyan ederek; … sayılı YİDK kararının iptali isteminin reddine, 2018/102612 sayılı başvurunun tescil işlemlerinin devamına ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … GIDA İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ vekili 05/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, “…” ibaresinde yer alan iki adet “Q” harfi yerine iki adet “G” harfi kullanarak “…” ana unsuruna sahip “…” ibareli markayı tam da müvekkilinin iştigal sınıfları olan 34, 35 ve 43.sınıfta yani tescil başvurusunda bulunmuş olduğunu, somut olayda, müvekkili markasının neredeyse birebir aynısının tamamen aynı tescil sınıflarında tescile çalışıldığı tipik bir haksız marka başvurusunun söz konusu olduğunu, davacı tarafın işbu tescil girişimi ile müvekkilinin bilinirliğinden yararlanma amacıyla hareket ettiğini, müvekkiline ait 2013/07167, 2013/63703 ve 2014/08409 markaların ana ibaresi olan “…” ibaresi ile davalıya ait “…” ana ibareli markaların görsel,işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından benzer markalar olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin ününden faydalanmak suretiyle haksız kazanç elde etme gayreti içinde bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu başvurunun tam da müvekkilinin yıllardır kullandığı ve meşhur ettiği “…” markasının tek harfini değiştirmek suretiyle (…) ve markaya hiçbir ayırt edicilik katmayan “mug” gibi jenerik ibareler veya birtakım görsel unsurlar ekleyerek tam da müvekkilinin iştigal sektöründe marka başvurusunda bulunmasının tamamen davacının müvekkili şirketin ününden fayda sağlama amacına yönelik olduğunu, davacı hakkında vaki marka tecavüzü nedeniyle yapılmış savcılık şikayetlerinin bulunduğunu, işbu davanın davacısı hakkında müvekkili … GIDA İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’ nin müşteki olarak yer aldığı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı …. E. Sayılı soruşturma dosyası ile Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliği 2019/2224 D.İş dosyasında verilen karar uyarınca olay yerine gidilerek işyeri arama elkoyma yeddi-emin tutanağının düzenlenmiş olduğunu, dolayısıyla işbu davanın davacısı ….hakkında devam eden soruşturma dosyası ile de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Yasasına aykırılık gerekçesiyle soruşturmanın devam ettiğini ifade ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
GEREKÇE:
Mahkememizce tahkikat işlemleri yürütülürken; davacı vekili 10/03/2021 tarihli dilekçesi ile; açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede açıkça feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK m.307) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK m.309/2) Somut olayda davacı vekili dilekçe ile feragat beyanında bulunduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu m.22 hükmü gereği, peşin alınan 44,40 TL’den alınması gereken 59,30/3*2=39,53 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 4,87 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, aksi halde hazineye irad kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 98,83 TL harç, 1.601,50 TL bilirkişi ücreti, posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.700,33 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … GIDA İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından sarf edilen 7,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … GIDA İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK m. 341 ve m.345 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 10/03/2021