Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/384 E. 2021/22 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/384 Esas
KARAR NO : 2021/22
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 2018/61785 nolu marka başvurusuna gerçek ve üstün hak sahipliği, önce kullanım, tescilli ve tescilsiz markalara benzerlik ve kötüniyet gerekçeleri ile itiraz ettiklerini, ancak YİDK tarafından itirazın reddedildiğini, dava konusu markanın onadım … kurs ibaresi olduğunu, davalının taklit amacına yönelik onadım … koleji, onadım … okulları, orjin … koleji, hazerfen … koleji, hazerfen … okulları” ibareli başvurular yaptığını, davalının amacının, başvuruları incelendiğinde …/… koleji markasına yanaşmak olduğunu, taraf markalarının işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, davalının hazerfen ibaresini markasında esas ve baskın unsur olarak kullanmayacağını, TÜRKPATENT’nin davalının önceki hazerfen … koleji, onadım … koleji başvurularının reddine karar verirken, Hazerfen … Okulları markasının tesciline karar vererek kendi içinde çeliştiğini, müvekkilinin … ibaresini eğitim alanında maruf hale getirdiğini, müvekkili kuruluşlarının yetkililerinin … ibaresini eğitim alanında kullanmaları ve tanıtımlarının 1930’lu yıllara dayandığını, ibarenin … ve … Hizmetleri A.Ş. ile özdeşleştiğini, müvekkilinin üstün hak ve gerçek hak sahibi olduğunu, markaların esaslı unsurlarının aynı olmasının markalar arasında seri marka imajı yarattığını, taraf markalarının faaliyet alanlarının 41. Sınıf olduğunu, “…” ibaresinin eğitim ve öğretim hizmetleri alanında zayıf marka olmadığının Yargıtay içtihadı ile hüküm altına alındığını, … dendiğinde doğrudan özel okulun akla gelmediğini, tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimalinin bulunduğunu, müvekkili ile dava dışı … Eğitim (yeni unvanı … eğitim) arasında 1992 yılından bu yana … ibaresinin gerçek hak sahipliği, marka ihlali, tescilli markasının hükümsüzlüğü ve benzeri davalar olduğunu, mevcut davalarda dava dışı … Eğitim’in kötüniyet ve haksız rekabet içinde hareket ettiğinin hüküm altına alındığını, tarafların İTO/ticaret sicil gazetesi kayıtları incelendiğinde yetkililerin ortak, adreslerinin benzer olduğunu, … yetkililerinin Birol Özkan, … olduğunu, dava dışı … Eğitim’in yetkilileri arasında da Birol Özkan, … olduğunu, davalı … ile organik bağ içinde olan … …’in müvekkilinin markalarını uzun süredir taklit ettiğini, birden fazla … ibareli markalarda açılan davalarda verilen mahkeme kararlarının ve YİDK kararlarının olduğunu, taraflar arasında yaşanan hukuksal mücadelede mahkemelerin müvekkili lehine karar verdiğini, ancak başvuru sahibinin kötüniyetle … markasını kullanmaya devam ettiğini, karşı tarafın … markasına tecavüzünün TÜRKPATENT’in kuruluşundan önceye dayandığını, açılan ilk davanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1993/911 E., 1997/335 K. sayılı dosyası olduğunu, haksız rekabet yapıldığına hükmedildiğini ve kararın kesinleştiğini, karşı tarafın TÜRKPATENT kurulduğunda verilen mahkeme kararlarına aykırı davranarak marka başvurusunda bulunduğunu ve önce tescil aldığını, durumu fark eden müvekkillerinin 2002 yılında ilgili markaların hükümsüzlüğü davası açtığını, ancak ihtilafın günümüze kadar geldiğini, İstanbul 1. FSHHM’nin 2002/351 E. sayılı kararı ile davalının 1998/007532 nolu … ve 1998/004812 nolu … Dershaneleri markalarının hükümsüz kılınması ve haksız rekabete karar verildiğini, kararın kesinleştiğini iddia ederek; TÜRKPATENT YİDK kararının iptali ile marka başvurusunun iptali, hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 26/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut uyuşmazlıkta farklılaşma kıstasının yerine getirilip getirilmediğinin tespiti açısından markaların görsel, anlamsal ve fonetik olarak birbirleri ile iltibas tehlikesi oluşturup oluşturmadıklarının tespiti gerektiğini, bunun için de taraf markalarının esas unsurlarının ve bunların genel görünümüne ve/veya tüketici algısına etkisinin tespit edilmesi gerektiğini, “…” ibaresinin başvurunun kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından zayıf ibare olduğunu, eğitim-öğretim hizmetleri ile doğrudan ilişkili anlam sebebiyle sıklıkla tercih edildiğini, başvurunun tertip tarzı ve başvuruda esas unsur olarak kullanılan diğer ibarelerle birlikte bir bütün olarak davacı markalarından farklılaştığını, markaların içerdikleri farklı unsurların yarattıkları algı ve kapsamlarında yer alan emtiaların niteliği itibariyle birlikte göz önüne alındığında aralarında iltibas bulunmadığının görüleceğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Özel Öğretim Kurumları Ulaştırma ve Yayıncılık A.Ş. vekili 23/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili adına tescilli … esas unsurlu birden fazla markası olduğunu ve müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarına seri markalar eklediğini, kazanılmış hakkı olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinden hizmet verdiği eğitim sektöründe ilerlemek istediğini, davacının marka sektöründe teklik yaratma çabasında olduğunu, müvekkilinin markalarının … esas unsuru muhafaza edilerek …, kurs, dershane ek unsurları eklenerek oluşturulduğunu, başvuru markası ile itiraza mesnet gösterilen marka arasında 6. hüküm kapsamında herhangi bir benzerlik ve/veya ayniyet bulunmadığını, … ibaresinin yan unsur olarak kullanıldığını, müvekkilinin davacının itirazının kabulü halinde büyük bir zarara uğrayacağını, müvekkilinin markasında gerek kullanılan şekil unsurları, gerek yazım karakteri, gerek kullanıldığı emtialar dikkate alındığında tüketicilerin her iki markanın birbirinin devamı olduğunu düşünmeyeceklerini, müvekkilinin markasını faaliyet alanını oluşturan eğitim ve öğretim, yayıncılık sektöründe kullandığını, tüketici kitlesinin tamamen bilinçli tüketici olduğunu, “…” kelime unsurunun TDK’ya göre “bireyin kazandığı bilgi” anlamına geldiğini, herkesin kullanımına açık olup birçok firma tarafından da esas/yan unsur olarak mal ve/veya hizmetlerinde kullanıldığını, müvekkilinin markasının tamamen kendine özgü unsurları ile ayırt edici niteliğe sahip yoğun ve ciddi surette kullanımlar ve yatırımlar ile gerek markasal gerekse de sektöründe bilinen bir marka haline geldiğini, her ibarenin kendine özgü bir ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, müvekkili marka başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirket marka başvurusunun davacıya ait “…” ibareli markalar ile iltibas oluşturup oluşturmadığı, davacının gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davalı şirketin davaya konu marka başvurusu bakımından müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, marka başvurusunda kötüniyetle hareket edip etmediği, tescil edilmesi halinde davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin hususlar bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 29.06.2018 tarihinde 2018/61785 sayılı “şekil+… … okulları” ibareli 16, 41 ve 43.sınıfta bulunan “16.SINIF:Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 41.SINIF:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, … ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi … ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. 43.SINIF:Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” ürün ve hizmetleri bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 13.08.2018 tarih ve 306 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayımlandığı, davacının 10.10.2018 tarihinde 2012/36867, 2008/04472, 2009/45082, 2008/29305, 2006/26797, 2011/85960, 2011/79718, 2011/79720, 2011/87809, 2008/29310, 2009/45084, 2006/26818, 2008/29317, 2006/27297, 2011/86005, 2006/26836, 2011/42118, 2012/53981, 2009/45080, 2006/26798, 2011/85992, 2011/42113, 2008/29319, 2010/52208, 2011/42106, 2007/42533, 2006/27298, 2014/78623, 2014/78620, 2014/90973, 2014/78637, 2014/78627, 2017/81211, 2018/08873, 2018/30481 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6, m.6/9 ve diğer sebeplerle yayına itiraz dilekçesi sunduğu, itiraza karşı davalı şirketin 14.11.2018 tarihli karşı görüş dilekçesi sunduğu, karşı görüş dilekçesinde kullanmama def’inde bulunduğu, davacının 31.12.2018 tarihli kullanıma ilişkin ispat dilekçesi ve ekli evrak ibraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının 08.04.2019 tarihli itirazın yeniden incelenmesine ilişkin itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirketin itiraza karşı 13.05.2019 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı ile; “ihtilaf konusu markaların … ibaresini ortak olarak içerdiği, bu ibarenin eğitim, öğretim, kültürel faaliyetler, eğlence, seminer-sempozyum, yayıncılık hizmetleri ve bağlantılı mallar için ayırt ediciliğinin oldukça zayıf olduğu, diğer unsurların varlığına bağlı olarak ortaya çıkan farklılıklarla birlikte dikkate alındığında markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı ve gerçek hak sahipliği itirazının haklı bulunmadığı, sunulan dokümanların kötüniyetle yapıldığını ve itiraz gerekçesi markaların tanınmış markalar olduğunu ispatlar nitelikte kanıtlar olmadığı, bu yüzden itirazların haklı görülmediği, bu uyuşmazlıktan farklı olan başvurular hakkında verilmiş mahkeme kararlarının emsal teşkil etmesinin mümkün olmadığı ve yapılan itirazların reddi” yönünde karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 24.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık süre içerisinde davanın açıldığı, dava konusu markanın 08.04.2020 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacı iddiaları, “…” ibaresi nedeniyle markaların birbiriyle karşıtırılmasının söz konusu olacağı ekseninde toplanmaktadır. Bu nedenle davacının dayanak yaptığı markalardan 2009 45082, 2008 29305, 2006 26797, 2011 79718, 2011 79720, 2011 87809, 2008 29310, 2009 45084, 2006 26818, 2011 85960, 2010 52208, 2007 42533, 2006 27298, 2014 90973, 2018 30481 tescil numaralı olanların hiçbirinde çekişme konusunun temelini oluşturan “…” ibaresi yer almamaktadır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; Dava konusu 2018/61785 sayılı marka başvurusu kapsamında yer alan “16.SINIF:Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 41.SINIF:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, … ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi … ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. 43.SINIF:Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri.” mal ve hizmetleri ile davacıya ait 2006/26798, 2006/27297, 2011/42106, 2011/42113, 2006/26836, 2008/29317, 2008/04472, 2009/45080, 2008/29319, 2011/42118, 2012/36867, 2009/45082, 2008/29305, 2006/26797, 2011/79718, 2011/79720, 2011/87809, 2008/29310, 2009/45084, 2006/26818, 2011/86005, 2012/53981, 2011/85992, 2011/85960, 2010/52208, 2007/42533, 2006/27298, 2014/78623, 2014/78620, 2014/90973, 2014/78637, 2014/78627, 2017/81211, 2018/08873 ve 2018/30481 sayılı markaları kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ve yeşil ile renklendirilen mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür ve benzer oldukları tespit edilmiştir.
2006 26798 tescil numaralı markanın 02. sınıf kapsamında “matbaa boyaları ve mürekkepleri”, 2017 81211 tescil numaralı ibareli markada yer alan 35.05. sınıf kapsamındaki 02. sınıf “matbaa boyaları ve mürekkepleri, tonerler (dolu halde toner kartuşları dahil); matbaacılar içinmetal levhalar ve toz halde levhalar” ve çekişme konusu “…” esas ibaresini içermeyen ancak davacı tarafından redde mesnet olarak sunulan 2006 26797 tescil numaralı ibareli markada yer alan 02. sınıftaki “matbaa boyaları ve mürekkepleri” emtiaları ile başvuru markası kapsamında kalan 16. sınıftaki “Matbaa ve ciltleme malzemeleri.” bakımından matbaa boyaları ve mürekkeplerinin matbaa malzemelerinden olduğu ve birbirini tamamlayan nitelikte mallar olduğu, dolayısıyla birbiri ile ilişkili olduğu;
İtiraza mesnet markalardan çekişme konusu “…” ibaresini içeren 2006 26798 tescil numaralı marka ile çekişme konusu “…” ibaresini içermeyen 2006 26797, 2017 81211 (2017 81211 tescil numaralı markada 35.05 kapsamında) tescil numaralı marka, 2010 52208, 2007 42533 tescil numaralı markaların kapsamında kalan 7. sınıftaki “matbaa makineleri” ile yine davalı marka başvurusunda kapsamındaki 16. “Matbaa ve ciltleme malzemeleri.” bakımından birbirini tamamlayan ve birbiri ile ilişkili olduğu;
Davacının itiraza mesnet sunduğu 2006 26798, 2017 81211 tescil numaralı markalar ile çekişme konusu “…” ibaresini içermeyen 2006 26797, 2010 52208, 2007 42533 numaralı markaların tescil kapsamında yer alan 09. sınıftaki “Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar” emtiaları ile yine 2006 27297, 2011 42106, 2011 42113, 2006 26836, 2011 42118 tescil numaralı markalarında yer alan 38. sınıftaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” yönünden incelendiğinde; davalının başvuru kapsamında yer alan 41. sınıf “Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri,”nin birbiri ile ilişkili olduğu, yayın ve yapım hizmetlerinin birbirini tamamlayan nitelikte hizmetler olduğu, 41. sınıftaki programların yapımı ve kaydı için gerekli olan cihazların 09. sınıf kapsamında yer aldığı, yine haber muhabirliği hizmetlerinin de gerçekleşmesi için mikrofon, kamera gibi temel cihazlara ihtiyaç duyulduğu ve bu çekimlerin yine radyo ve televizyonda yayınladığı dolayısıyla belirtilen mal/hizmetlerin birbiri ile ilişkili, birbirini tamamlar nitelikte olduğu;
İtiraza mesnet gösterilen markalardan “…” ibaresini içeren 2006 27297 tescil numaralı marka ile çekişme konusu “…” esas unsurunu içermeyen 2009 45082, 2006 26797 tescil numaralı, 2009 45084 tescil numaralı, 2006 27298 tescil numaralı markalar kapsamındaki 40. sınıftaki “Kağıdın işlenmesi, Baskı hizmetleri:, ciltçilik hizmetleri, plastik işleme hizmetleri”nin davalının marka başvurusu kapsamındaki 16. sınıftaki “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak” mal/hizmetlerinin örneğin matbaacılık hizmetleri ile matbaa ve ciltleme malzemelerinin, basılı evrakların, yine kâğıdın işlenmesi, kullanılır hale gelmesi hizmetleri ile kâğıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünlerin birbirini tamamlayan nitelikte ilişkili olabileceği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamı ile itiraza mesnet gösterilen markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür ve benzer oldukları tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu markalar arasındaki çekişmenin; 16. Sınıftaki basılı yayınlar, evraklar gibi tüm emtialar, 41. Sınıftaki özellikle eğitim – öğretim hizmetleri ve 43. sınıfta yer alan gündüz bakım evi (kreş) hizmetleri ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.
Bu hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin belirlenmesi uyuşmazlığın halli için önem taşımaktadır. Özellikle eğitim – öğretim hizmetleri, …, eğlence hizmetleri olarak nitelenen hizmetler her yaştan tüketiciye hitap edebilecek niteliktedir. Örneğin eğitim öğretim hizmetleri yönünden okul öncesi eğitimden lisansüstü eğitime kadar eğitimin sınırı oldukça geniştir. Bununla birlikte 43. Sınıf kreş hizmetleri de okul öncesi eğitime girmektedir. Her yaştan tüketicinin eğitim ihtiyacı karşılanacağı için ilgili tüketicinin her kesimden olması da mümkündür. Çünkü kişilerin eğitim ihtiyacı eğitimlerinin ve yaşantılarının seviyesine göre değişiklik gösterebilecektir. Bu noktada kişiler eğitim alacakları alanlara ve özellikle maddi durumlarına göre tercihlerini sıralayarak araştırma yapabilecektir. Günümüzde kreş, okul vb. gibi eğitim – öğretim yerlerinin ücretleri ve bu hizmetlerin günlük tüketime konu olmadığı da göz önüne alındığında bir süre düşünerek detaylı bir araştırma neticesinde karar verebilecek hizmetlerden olduğu anlaşılmaktadır. 16. Sınıftaki matbaa ve ciltleme malzemeleri ile basılı yayın, evraklar yönünden ise bir kitap, dergi gibi basılı bir yayın almak isteyen tüketici, yayının içeriğine, yazarına ve basımevine göre değerlendirme yapabilmektedir. Bir kısım kişiler yazarına göre alabilirken, bir kısmı yayınevine göre tercih yapabilmektedir. Bunun gibi matbaa ciltleme malzemelerinde seçenek özgürlüğüne göre düşünerek tercih yapabilecektir. Bu noktada yine kişilerin ihtiyaçlarını karşılayan tercih yapmaları, okumak isteyecekleri yayınları araştırarak karar verecekleri yahut bir kitap veya bir ürün ciltletmek istediğinde inceleyerek karar verecekleri kuşkusuzdur. Ancak 16. Sınıftaki kâğıt havlu, tuvalet kâğıtları ve kağıt peçeteler yönünden ise tüketicilerin dikkat seviyesinin daha düşük olduğu, kişilerin günlük ihtiyaçlarını karşılayan, raflarda altalta yahut yanyana satılan, her kesimden, her meslekten, her yaştan ve her çeşit tüketicinin ortak ihtiyaçları arasında yer aldığı, sıklıkla tüketildiği, tercihi etkileyen en önemli faktörün ürünün markasına aşina olunması, ürünü daha önce kullanıp memnun kalınması olacaktır.
Başvuru markası ile redde mesnet markaların bir kısmında ortak unsur olarak “…” ibaresi yer almakta ve çekişme konusu bu ibarede toplanmaktadır. Nitekim gerek marka işlem dosyası, gerekse dava dosyasındaki muteriz davacı iddiaları, “…” ibaresi nedeniyle markaların birbiriyle karşıtırılmasının söz konusu olacağı eksenindedir. Bu nedenle davacının dayanak yaptığı markalardan (dayanak yapılan markalara ilişkin bilirkişi raporunda oluşturulan tabloda marka numaraları altı çizili olan) 2009 45082, 2008 29305, 2006 26797, 2011 79718, 2011 79720, 2011 87809, 2008 29310, 2009 45084, 2006 26818, 2011 85960, 2010 52208, 2007 42533, 2006 27298, 2014 90973, 2018 30481 tescil numaralı olanların hiçbirinde çekişme konusunun temelini oluşturan “…” ibaresi yer almamaktadır. Bu nedenle muteriz davacının iddiaları ile hiçbir ilgisi olmayan bu 15 adet markanın dikkate alınabilmesi mümkün olmayacaktır.
Dava konusu markanın esas unsuru bir bütün olarak; “… … Okulları” ibaresidir. Zira mahkeme dosyasında yer alan davalıya ait 41. Sınıf hizmetlerinde tescilli 2016 106627 tescil numaralı “… eğitim kurumları”, 2012 89797 tescil numaralı “İstanbul Hazerfen Modern Meslek Yüksek Okulu”, 2012 101048 tescil numaralı “hezarfen Modern Üniversitesi”, 2015 58195 tescil numaralı “… Modern Eğitim Kurumları” marka tescilleri incelendiğinde davalının “hazerfen” esas unsuru ile birden fazla markaya sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davacı markalarında ise dayanak markaların bir kısmında (yukarıda belirtilen 15 marka hariç) yer alan ortak unsur olan “…” ibaresine eklenmiş yan unsurlar (herkesin kullanımına açık; üniversite, İstanbul gibi) bulunmaktadır. Davacı markalarının genel kompozisyonuna bakıldığında esas unsurlarının ‘… Üniversitesi’, ‘…’, ‘… Hizmetleri’ ibareleri olduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddialarının özü; davalı şirket markasında yer alan … ibaresinin kendi markalarında da bulunduğu, bu nedenle markaların benzer olduğu yönündedir.
“…” sözcüğü, “tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü”, “bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü”, “muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi”, “bireyin kazandığı bilgi”, “uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme” anlamlarına gelmektedir. İlgili tüketici olarak belirlenen orta seviyedeki tüketicinin aklına ilk gelecek anlam, “bilgi” ve dolayısıyla “eğitim ile edinilen donanım” yönünde olacaktır. Bu durumda davacının iddialarına dayanak yaptığı … ibaresi, özellikle uyuşmazlık konusunu oluşturan 41. sınıftaki eğitim öğretim hizmetleri için ayırt edici niteliği zayıf bir ibare olarak nitelenebilecektir.
Dava konusu markada; … ibaresinin yanı sıra “…” ve “Okulları” ibarelerine yer verilmiştir. Davacı markalarında ise; “Üniversite, İstanbul, Okul, Kitap” gibi yine eğitim ile ilgili olan başka sözcüklere yer verilmiştir.
Davalı markasında yer alan “…” kelimesi herhangi bir coğrafi yer adı olmayıp Farsça “bin” anlamına gelen hezâr ve Arapça “fen, ilim” anlamlarına gelen fenn kelimelerinden türemiştir . Aynı zamanda Osmanlı döneminde yaşayan ve dünyada ilk kez uçmayı başaran Türk bilgini olan ….nin ismidir. On yedinci yüzyılda yaşadığı, 1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan Dördüncü Murad zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında Hezârfen olarak anıldığı bilinmektedir .
… kelimesinin, çekişme konusu hizmetler bakımından çağrışımsal etkisi olan marka işareti olduğu tartışmasızdır. Ancak, “…” ibaresini içeren davacı markalarının tescilli olduğu da aşikârdır. Bu bağlamda … kelimesi zayıf marka olmakla birlikte, asgari bir korumayı da haizdir. Zira tescilli bir markanın hepten korumasız bırakılması ve serbest bir işaret gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak, ayırt edici niteliği bulunmayan veya zayıf olan bir unsurun markalarda ortak olarak yer alması halinde, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanılması ve ortak olmayan unsurların benzerlikleri, farklılıkları ve ayırt edici nitelikleri dikkate alınır. Somut olayda … ibaresinin dışında markaları birbirinden farklılaştıran en önemli unsur, davalı marka başvurusunda yer alan “…” ibaresidir. Ortalama tüketici “… … Okulları” markasını gördüğünde bu markanın davacı markası dışında başka bir kişiye ait olduğunu düşünür. Zira özellikle eğitim sektöründe bu tür farklı markalar yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte “…” ismi herhangi bir şehir yahut lokasyon ismi yani coğrafi yer adı olmadığından davacıya ait markaların seri markası ya da şubesi olarak nitelendirilmesi de mümkün olmayacaktır.
Yukarıdaki açıklalar ışığında davacıya ait birden fazla marka tescili bulunmakla birlikte bu tescillerden;
2006 27297 ve 2011 86005 tescil numaralı markaların; “…” sözcük grubundan oluştuğu ve yazıldığı gibi telaffuz edildiği, markaların beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazıldığı, davalıya ait marka başvurusunda “…” sözcüğü ile “kültü”r sözcüğü arasında üst kısma konumlandırılmış mavi renkli martı figürünün bulunduğu, sözcük grubunun “… … okulları” sözcük grubundan oluşarak gri renkle yazıldığı, markada yer alan diğer ibareler ile kuş figürünün bu haliyle davalı marka başvurusunu davacı markasından farklılaştırdığı,
2011 42106 tescil numaralı “Üniversite …’dür – TC …” ibareli markası ile davalıya ait marka başvurusu arasında görsel anlamda renk ve işaret unsurları yönünden belirgin farklılıklar bulunduğu, davacı markasının “Üniversite …’dür” ibaresinin hemen altına figüratif şekil unsurunun konumlandırılıdğı, onun hemen altında ise “T.C. …” ibaresinin yer aldığı,
2011 42113 tescil numaralı “Okul …’dür+Şekil” ibareli markasının “Okul …’dür” ibaresi ile hemen altına konumlandırılmış kırmızı, gri ve lacivert renklerde kare şekiller ile şekillerin içerisinde yer alan ancak net okunamayan sözcüklerden oluştuğu, davalı marka başvurusu ile içerdiği unsurlar yönünden farklılık arz ettiği,
2006 26836 tescil numaralı “… güncesi” ibareli markanın düz yazı şeklinde sözcük grubundan oluşmakta olup, aldığı eklerle davalı marka başvurusundan farklılaştığı, davalı marka başvurusunda yer alan figüratif unsur ve ek ibarelerin de her iki markayı birbirinden yeteri kadar ayırdığı,
2011 42118 tescil numaralı “Kitap …’dür” ibareli markasının kırmızı ve siyah renklerle yazılı … YAYINEVİ ibaresinin üstünde tam ortaya konumlandırılmış şekil unsuru ile şeklin üstünde yer alan “kitap …’dür” ibaresinden oluştuğu, davalı marka başvurusunun ise gri ve mavi renk kompozisyonundan oluştuğu, markada baskın unsurun “Kitap …’dür” ibaresinde olduğu, bu hali ile davalı markasının baskın unsurunun ise “…” ibaresinde toplanması karşısında davacı markasıyla benzemediği, markaların aldıkları ek ve kullandıkları renk unsurları ile birbirinden kolayca ayırt edilebileceği,
2012 53981 tescil numaralı “Şekil+… CATS” ibareli markanın “…” ibaresinin hemen altına konumlandırılmış iki adet kedi figürü ile kedilerin arka kısmında yukarıdan aşağı yazılı Türkçe karşılığı kediler olan “cats” ibaresinin yer aldığı,
2014 78623 tescil numaralı “….” ibareli markanın “Avrupa culture” sözcük grubundan oluştuğu, culture ibaresinin Türkçe karşılığının … olduğu,
2014 78627 tescil numaralı “AVRUPA … KOLEJİ” ibareli marka ile 2014 78620 tescil numaralı “AVRUPA …” ibareli markanın da yine hepsi büyük harfle ve siyah renkli olacak şekilde sözcük grubundan oluştuğu, herhangi bir renk veya şekil unsurunun bulunmadığı,
2018 08873 tescil numaralı “… TV” ibareli markanın da hepsi büyük harfle ve siyah renkli olacak şekilde düz beyaz zemin üzerine yazıldığı, herhangi bir renk ve şekil unsuruna yer verilmediği, TV kelimesinin televizyon anlamına geldiği düşünüldüğünde tescilli olduğu sınıf kapsamında tv ibaresinin zayıf bir ibare olduğu, yine … ibaresinin de yukarıda açıklandığı üzere taraf markalarının benzerlik içerdikleri hizmetleri çağrıştırır bir ibare olduğu, başvuru markasında yer alan ekler ve şekil usuru ile her iki markanın birbirinden kolaylıkla ayırt edilebileceği,
2011 85992 tescil numaralı “… Üniversitesi” markası ve 2006 26798 tescil numaralı “… üniversietsi” markalarının birebir aynı olduğu, yalnızca birinin ilk harflerinin büyük olacak şekilde yazılı olduğu, ikisinin de beyaz zemin üzerine “… + üniversitesi” sözcüklerinden oluştuğu, yukarıdaki açıkalamalar ışığında tescilli olduğu sınıf da göz önüne alındığında başvuru markası ile benzerlik ihtiva etmediği,
2017 81211 tescil numaralı “… İŞE HAZIRIM” ibareli markada esas ve baskın unsurun “İŞE HAZIRIM” ibaresinde toplandığı, … ibaresinin daha küçük puntolarla ve daha arka planda kalacak şekilde yer aldığı,
2008 04472 tescil numaralı “….istanbul … eğitim kurumları” ibareli markanın asıl unsurunun ….İbaresinde toplandığı, ….ibaresinin açılımına …sözcüğünün hemen altında (son derece küçük puntolarla ve arka planda kalacak biçimde) yer verildiği, markada kırmızı beyaz renk unsurları kullanıldığı,
Davalıya ait marka başvurusuna bakıldığında ise; beyaz zemin üzerine hepsi küçük harflerden oluşan gri renkle “…+ …+ okulları” sözcük grubu ile … sözcüğü ile … sözcüğü arasında üst kısma konumlandırılmış mavi renkli martı figürünün bulunduğu,
… ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıflığı karşısında ilgili tüketiciler de dikkate alındığında, farklı renk ve kelime gruplarından oluşması, teleffuzlarının birbirinden farklı olması, dava konusu markada ayırt edici niteliğini baskın “…” ibaresinin oluşturduğu kavramsal farklılık gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde; davalıya ait … … Okulları marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet markalar arasında gerek makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici nezdinde, gerekse özellikle 41.sınıf hizmetlerin hitap ettiği daha dikkatli ve bilinçli tüketici kesimi nezdinde SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığından ve sonuca etkili olmadığından marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’i olgusu ayrıca incelenmemiştir.
Davalı şirket vekili önceki tarihli markalarından kaynaklı olarak müktesep hak iddiasında bulunmuştur.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547E. – 2008/10251K. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (Burçak Yıldız, Mükerrer Markanın Seri Markasının Tescili -SMK m.5/1-ç ve m.6/1 Hükümlerine Yargıtay Kararları İle Getirilen İstisna, BATİDER 34(4), 2018, s.116)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 06/01/2020 tarih 2019/2269 E 2020/16 K sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Davalı şirketin müktesep hak iddiasına dayanak yaptığı markalarının uzun süreli kullanımı ile ilgili olarak delil ibraz edilmemiştir. Ayrıca, dayanak yapılan önceki tarihli markaların bir kısmı tescil edilmemiştir. Tescil edilmiş olanlar ise 2017 ya da 2019 yılında tescil edilmiş olup tescil üzerinden geçen bir – iki yıllık sürelerin uzun süre olarak da kabulü mümkün olmayacaktır. Davalı şirketin önceki tarihli markalarının yukarıda yer verilen kriterlerin tamamını karşılamadığı anlaşıldığından müktesep hak iddiası yerinde bulunmamıştır.
SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (Y11HD; 08.10.2019 tarih, 2018/4855 E 2019/6316 K)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacıya ait marka işlem dosyasına ve dava dosyasına sunulan deliller incelendiğinde, “… … Okulları” markasının davalı başvuru tarihinden önce davacı tarafından kullanıldığına yönelik delil niteliğinde herhangi bir somut bir veri bulunamamıştır. Yukarıda izah edildiği üzere; davacının “…” ibaresini barındıran markaları ile dava konusu marka arasında işaret benzerliği bulunmamaktadır. Davacının dava konusu “… … Okulları” markası ile işaret benzerliği oluşturan, dava konusu marka başvuru tarihinden önceki yoğun ve sıkı tescilsiz markasal kullanımı bulunmadığı, davacının “…” ibaresini içinde barındıran markasal kullanımlarının dava konusu marka ile işaret benzerliği oluşturmadığı, bu nedenle SMK m.6/3 hükmü uyarınca dava konusu marka bakımından davacının gerçek hak sahipliği sıfatının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötüniyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan incelemede; …. yevmiye numaralı vekâletnamesi ile vekil eden şirketler arasında (huzurdaki davalı şirket) … Özel Öğretim Kurumları Ulaştırma ve Yay. A.Ş. “….İstanbul” ve dava dışı … Eğitim Kurumları A.Ş. “…İstanbul” şirketleri de yer almaktadır. Söz konusu vekâletname kapsamında yer alan 8 adet şirketin tamamının yetkilisi …’dir. …’nin yetkili olduğuna ilişkin müstenidatların tamamı aynı tarihli olup … .. A.Ş.’nin temsil yetkisine ilişkin …yevmiye numaralı imza sirküleri, …… A.Ş.’nin temsil yetkisine ilişkin .. yevmiye numaralı imza sirküleri bulunmaktadır.
Bunların yanı sıra incelemeye konu şirketlerin tamamının unvanında faaliyet konusu ile ilgili olarak yer alan “özel öğretim” ya da “eğitim” ibareleri nedeniyle faaliyetlerin birbiri ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Dava dışı … Eğitim Hizmetleri ve Ticaret A.Ş., … Eğitim Kurumları A.Ş. tarafından devralınmış olup bu şirketlerin ikisinde de… ortaklar arasındadır. Davalı şirket ile dava dışı … Eğitim Kurumları A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtlarındaki adresleri aynıdır. Bunun yanında her iki şirkette de …, ortaklar arasında yer almaktadır. İlaveten davalı şirketin ortaklarından olan …., hem davalı şirketi hem dava dışı … Eğitim Kurumları A.Ş.’yi temsile yetkili kişidir.
Bu hususlar karşısında davalı şirket ile dava dışı … Eğitim Kurumları A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 14/01/2020 tarih 2019/2209 Esas 2020/351 Karar ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11/04/2018 tarih 2016/9432 Esas 2018/2605 Karar sayılı kararlarından anlaşılacağı üzere; … Eğitim Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi’nin (06/06/2016 tarih 9090 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilana göre limited şirketten anonim şirkete dönüştürüldüğü anlaşılmıştır.) “…” ibaresini esas unsur olarak barındıran markasal kullanımının en başından itibaren kötüniyetli olduğu tespit edilmiştir.
… Eğitim Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi ile davalı … arasında organik bir bağ bulunduğu tespit edilmişse de her hal ve şartta davalının kötüniyetli olarak marka başvurusunda bulunduğundan söz edilemez. Somut olayda her ne kadar dava konusu markada “…” ibaresi yer alıyorsa da, markanın salt bu ibareden oluşmadığı, markanın genel görünümü içerisinde “…” ibaresinin markanın esas unsurunu oluşturmadığı, markada yer alan “…” ibaresinin markanın esaslı unsurunu oluşturduğu ve davacı markalarından yeterli ayırt ediciliği sağladığı, bu hale göre dava konusu marka ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı gibi davalı şirketin marka başvurusunda bulunurken spekülasyon, engelleme, tehdit, şantaj, haksız avantaj sağlama vb. ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak davacı tarafın ticari faaliyetlerini baltalama amacıyla hareket ettiğini gösterir tutarlı ve nesnel göstergelerin bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketin somut dava konusu marka başvurusu bakımından kötüniyetli olarak hareket ettiğinin ispatlanamadığı tespit edilmiştir. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 05.02.2020 tarih 2019/2137 Esas 2020/962 Karar sayılı kararında da; “…Davalının daha önceki “…” esas unsurlu marka başvurularının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davalıya ait “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davalının bu davaya konu “şekil+… YAYINCILIK Özel Ders Defterim” unsurlu marka tescil başvurusunun da kötü niyetli olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle sonuca gidilmişse de, her bir yeni başvuruda başvuruya eklenen yeni unsurlar bakımından hem işaretsel olarak hem de tescil kapsamları bakımından bir bütün olarak başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında marka tescil kapsamları itibariyle 556 sayılı KHK 8/1-b kapsamında karıştırılma tehlikesinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmekte olup, daha önce benzer ibareli marka başvurusu yapılması tek başına kötüniyetli marka başvurusu olarak değerlendirilemeyecek olduğu halde, hatalı değerlendirmeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bu nedenle hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde değerlendirme yapılarak her bir marka başvurusu bakımından kötüniyet iddiasının ayrıca dikkate alınması gerektiği, önceki tarihli marka başvurularının kötüniyetli olmasının, sonraki tarihli marka başvurusunu da otomatik olarak kötüniyetli hale getirmeyeceği kabul edilmiştir. Bu hale göre somut olayda dava konusu markanın kötüniyetli olarak tescil başvurusuna konu edildiği iddiası yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı Üniversite 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 56 maddesi gereğince her türlü harçtan muaf olduğu gerekçesiyle herhangi bir harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 280,00 TL posta, tebligat, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 10,91 dosya kapağı masrafı olmak üzere toplam 2.090,91 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/01/2021

Katip …
E imza

Hakim …
E imza